18 Ağustos 1906 Tarihli Balkan (Filibe) Gazetesi Sayfa 1

18 Ağustos 1906 tarihli Balkan (Filibe) Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İSLAMA İFTİHAR Ma'lumdur ki alem-i islamın akalim-i meşhurasından ve hattaen mühimlereden biri de Mısır'dır. Mısır'da şu son zamanlarda cidden büyük bir meyl-i meali ru nemadır. Yine bu hafta gelen "Türk" refik-ı muhteremimizde Mısır'ın hatib-i efsahı, muharrir-i meşhur, hamiyetperver İslam Mustafa Kamil Paşanın geçen temmuzun yirmialtıncı günü Londra'da (Gar Liton) otelinde İngiltere erkan-ı ma'rufe-i siyasiyunundan ve erbab-ı matbuatından büyükçe bir heyet huzurunda Mısır'ın ahval-i hazırasına dair irad idilen nutk-u atiyi okuyub da mahzuz olmamak elde değildir. * * * Evvel emirde Mustafa Kamil Paşa Mısırlılarda taasubdan alel-husus ecnebilere karşı adavetden eser olmadığını vazıh bir suretde isbat eyliyor: "Müslümanları tanımayanlardır ki taassub ile itham ederler... Hakikatde İslam a'day-ı dine karşı bile rıfk ve adaleti emr eyler. Bundan ma'ada Mısırlılar nevretmeden ve irfan ile artık güzelce idrak ettiler, Mısır içün menfa'at-i hakikiye ecnebiler ile hoş geçinmekdedir. Bu yolda asla nizaa hattakilükale vesile vermemekdedir. Saniyen paşay-ı müşarün ileyhe İngilizler, ekeden defeat ile va'd itmediler mi ki ba'del-ıslah Mısır'ı Mısırlılara i'ade edeceklerdir. Bu va'adleri onlar unutdularsa biz unutmadık, asla da unutmayacağız. Her Mısırlı hin-i hacetde bu mevaidi zikreyler, ila nihaye de edecekdir, çünkü kelam-ı mevdu' içün mürur-u zaman olamaz. Hakikaten şimdiye kadar Mısır ıslah idilemediyse Mısırlılar hala bizzat idare-i mülke muktedir değilseler yirmidört seneden beri İngilizler bu kıtada ne yaptılar, ne ile vakit geçirdiler. Lord (Karum) cenablarından soramaz mıyız? Mearif nokta-i nazarından İngiltere'nin Nil vadisinde mesleği ne oldu? Evvela tabaka-i fakire-i halkı mekteb-i resmiyeden teb'id etmek; saniyen mekteblerde talebeye her dersi İngilizce talim ederek lisan-ı milliyi, arabcayı adeta ikinci derecede bırakmak; salisen talebe-i ulumi adeta muti', esir hükümet memurları derecesine sokmak olmadı mı? Bir halkın meleke-i ma'arifine böyle mi hizmet edilir? Adalet bahsine gelince: Bir tarafda mahkemede İngiliz hükkamın adedi gettikce tezaid eyler, diğer cihetden mahkemeler, ahiren (Denşuva) da olduğu gibi keyfi örfi kavanine göre teşekkül eder. Bir memleket-i mütemeddinede böyle istinafsız, temyizsiz, kanunsuz, kaidesiz muhakimin vücudu bir zillet-i adaletşiknane değil midir?" Bu tafsilatdan sonra Mustafa Kamil Paşa imtiyazat-ı ecnebiyenin lağvına tarafdar olduğunu muhakim-i muhtelitaya ise cidden emniyet etmediğini dermeyan eyliyor, nihayet şu beliğ netice ile hatm-i makale ediyor: "Mısır mutalabe-i istiklal etmekle bir sadaka istemiş olmuyor. Fakat her tarafca muayyen, musaddak bir hakdır ki taleb eyliyor.. [-satır okunmuyor-]

Bu sayıdan diğer sayfalar: