19 Nisan 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 10

19 Nisan 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Firdevsi) : hmurs'un oğlu çok değerli Tahta çıktı. Padişahlara yapı- lan törenle, başına altın tacını iydi. Beline kemerini kuşandı. Dün- ya baştanbaşa onun hükmüne irdi, erkes, onun adaleti sayesin- de rahata kavuştu. Devler, peri- ler, kuşlar hep onun buyruğuna girdi. unla dünyanın şerefi arttı ve saltanat tahtı daha parlaklaştı, «Kötülere kötülükten el çek- tireceğim, insanların ruhunu te- mizleyeceğim, nurlandıracağım |» Ko Evvelâ, savaş” âletlerini yap- girişti, bu suretle savaş ü manın sek açtı, mağa şak, lenmesi kolay bir kale yetkili, Edebiyat tarihi ESERDE ŞEKİL evi şeklinde ve »Faulün tanlün Dala faül» vezni ile ya- zılmış olan Şehname, bazı yaz- malarda 54-55 bin beyit va gö- ve hissedilmiyecek derecede pek az baş vurduğu muhakkaktır. m yapılmı olan çalışmaların neticelerini biz- zat görmeden, eserini yazma cesaretinde bulunamamıştı. serini Cobjektif) bir şekilde nda, da- deliller gösterilebilir : vakaların asılsızlığı hakkında ve devrinde yapılmış hiçbir tenkid Ondan tulga, zırh ve zırhlı göm- lek yaptı 'arlak zekâsı sayesinde, yine önün zırhlı kaftan ve elbise yapabildi. İlk elli yıl zarfında çok zah- met çekti ai — sayede hazine- lerini doldur. Diger elli gesi da savaş gün- lerinde giyilecek elbiseleri yap- mak fikrine düştü. eten, ibrişim, kıl ve ipliği eğirip kıymetli kumaşlar ar İnsanlara eğirmeyi, bükm. tkı ile kumaşın di dokunacağını öğretti. Dokuma — sie sonra ve bunun için de elli yıl harcadı. Senin Kâtuziyan dediğin ve zamanlarını tapınmakla geçirdik- lerini meh topluluğu.. Digerlerinden ayırdı ve onları dağlık yerlere yerleştirdi. â ki sırf tapınmakla vakit emdi Tanrının parlak katında durabilsinler. ME Prof. Necati LUGAL kayı astlanmaması gibi de- Bilir, RİNE arasındadır. Şehname; bahsettiği vakaların tarihiyle masa sında bir ma- iyette ve kahramanlık konusun- da bulunmaları; kahramanlarının karakter mihrakı (epope) hususiliği taşımaktadır. Eserin, kuruluşi u basittir : (Kro- nolojik) sıraya göre sülâlelere, vi - adişahlara ayrılmış- ır, ahların anlatılmasına, çağun e ii gece - gündüz deği- şikliklerine ait küçük tasvirlerle ama peş ölümünden sonra, dünyanın taniliği ve kötülüğü hakkındaki aym tekrarla- ahraman ve savaş tasvirleri hep birbirlerine da ve eser, bu muntazam kuruluş için- de, başından a kadar aynı şekikde akıp gi "Prof. NN. L. Yukarıda Cemşid'e ait kısım. dan sonra, iki defa daha şehna- me sonra, (Pro (Herodot) : (Halikarnas) lı (Herodot), şim» di burada, araştırmalarının ifa- desini çizecek, Bütün ağoMların gemi tek- neleri altında kaybolduğunu, bü- tün kıyı ve yamaçların insanlarla ğunu görünce (Kserses), kendisini tebrik etti ve peşinden ağladı. Amcası (Artaban), ki işin ba- şından beri ona fikrini mişi işte o (Artaban), ider .— görünce onu sorguya çekti — Ey kıral! Bir dakikadan öbür — hareketlerin ara- sında ne müthiş tezad! Demin kendi kendini tebrik ettin, şimdi de ağlıyorsun | bürü cevap verdi : Edebiyat tarihi” SER ot) un eseri, Yunan dünyasiyle (Barbar) âlemi arasın- daki mücadelenin (Krezüs) ten (Kserses) e kadar hikâyesidir. İşte bir bütün ifade eden bu uzun hikâye, dokuz kitaba tak- sim edilmi işti zi rini itap, (Krezüs) ün Farslar ima mağlâp edili- Yunanistan asamadaki mücade- leleri hikâye Rivayete göre aki ), ese- rinin arçasını obitirdikçe (Teb) ve ine teki (Olempik) Daeş Tarih ilim genç (Tüsidit), üstadının inşad- larını dinlerken şevk ve heyeca- nından büngür hüngür ağlarmış... Bu hali gören (Herodot dit) in tarih sahasında pe lak bir istikbale namzet olduğu- nu Atinalılara haber vermişmiş... (Herodot) hakkında baş kıy- met hükmü, om oluş ve göğe kıymetine ehemmiyet vermeyen; “her şeyi mahalli örf- lerin, dell rin, Mr yek haletlerinin O arkasi ör ilk omasalcılar amiri onün, tam mânasiyle ilmi ve âfaki bir sistem sahibi olmasa da, şahsi hükümleri ve görüşleriyle vakıa- dot), hayalindeki genişlik, belli- Aİ — Ağlıyorsam şunun için ağ- liyorum! nci insan hayatının a kendisine gelince, (Arta- GE ona dedi ki: — Hayatta bundan daha ha- zin vaziyetler var. Hayat pek âlâ kısa olabilir. Ne çıkar? Ek. ".. va bizi ir yeri e ki ursa ml iz. uzun “ örünür. İşte bu vaziyetteki bir insan için ölüm, varlığın acıları karşısında en cazibeli sığınaktır. Ve İlâhi zevkten çekmektedir. ARİ Salih Zeki AKTAY başlı bir dünya ye sahip olmak ve ere . bellibaşlı kıymet ölçüleri tatbik edebilmek, olup biten şeyler üzerinde ilk defa insan gözünü ve en büyük tarihçidir. (Hero- dot) un asıl şahsiyeti, vakıaları (objektif) pilânda resmedişinden, sınıflandırışından ziyade, onları tefsir edişinde, yâni felsefe ve a ve temenni eden ve bu (sosyal) görüşü bel- kemiği halinde muhafaza eden ilk tarihçi, (Herodot) tur. Mücer- Onca ilâhi kudret kıskanç, ve had- dini aşan her yükselişe rakiptir. Hülâsa (Herodot), kendi mi- zacı içinde, vakıalarla karşı kar- eden ilk büyük tarihçidir. Salih Zeki AKTAY

Bu sayıdan diğer sayfalar: