7 Haziran 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2

7 Haziran 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Keyfiyelçilik © Ruhçuluk, ahlâkçılık, milliyetçilik, cemiyetçilik, şah- siyetçilik, keyfiyetçilik, nizamcılık, müdahalecilik, sermaye ve mülkiyette tedbircilik diye isimlendirdiğimiz dokuz öletiden her biri, her birine bağlı olduğu gibi, keyfiyetçi- liğimiz de, ölçülerimizden teker teker hepsine ve hususiyle şahsiyetçiliğimize ilişik... © Sahsiyetçiliğimiz, nasıl insanlar arasında ibdâ çilesi çeken sınıfı imtiyazlandırma dâvasından ibaretse, keyfi- yetçiliğimiz de, bütün insani verim çerçevelerini, üstün bir kıymet hükmüne bağlama işi... o Keyfiyetçilik; bütün insani verim şubelerinde, (çok) tan ziyade (tek) in kanunları üzerinde derinleşmek; ve her iş vâhidini, önu saran mücerret oluş cevherine göre değer- lendirmek dâvası... © Nabzında, maddi ve manevi her verimin ana cevherine nüfuz etmek kaygısı çarpan keyfiyetçilik, her şeyin, saf, halis, gerçek ve daimi cephesini arar; ve Saflık, halislik hakikilik ve daimilik çizgilerinin kurduğu dört köşe çer- çevededir ki, keyfiyetin tecelli pilânını bulur. © Keoyfiyetçiliğin baş usulü, herşeyde ana cevhere nüfuz etmek gayesi bakımından, nâmütenahi bir tecrittir; tecrit- lerin en soylusundan fışkırıp teşhislerin en ihtişamlısında billürlaşan bir ruh; ve bu ruhun, en derin mücerretle en katı müşahhası evlendirdiği zemin üzerinde, bütün eşya ve hâdiseleriyle dünya... © Keyfiyetçiliğimizde herşey, insan ve cemiyet için oldu- 1001. Çerçeveden ğu kadar, kendisi, kendi sâf cevheri içindir; ve bu iki aidiyet kutbundan hiçbiri, karşılığının zararına inkişaf etmez. © Keyfiyet, zamanın, kemmiyet de mekânın ressamı ol- duğuna göre, ruhunu kendisinde ve maddesini hedefinde Meme keyfiyetçiliğimizin, ruh ve madde kutupları arasında attığı büyük ahenk köprüsü, kendisi ve gayesi için saf şiir, saf'ilim, saf fikir ve her şeyde saf ve haki- kiyi gösteren bayraklarla donatılmıştır. & Arap atı, İngiliz kumaşı, İsviçre saati, Alman piyano- su, Acem halısı kendi âleminde neyse; nefasette Tür, tütünü, kıymette Türk parası, nizamda Türk ordusu, gü- zellikte Türk kadını, sağlamlıkta Türk erkeği, sistemde Türk idaresi, incelikte Türk politikası, usulde Türk mek- tebi, gerçeklikte Türk ilmi, derinlikte Türk tefekkürü, sâfiyette Türk sanatı, imanda Türk ruhu ve her şeyde ve her şubede Türk varlığı o olmalıdır. İşte, ana hedefleriyle, her unsuru tecritlerin en meçhul iklimlerinden avlanı teşhislerin en malüm yuvalarına oturtulan keyfiyetçilik pilânımız. © Keyfiyetçiliğimizin birinci derecede düşman tanıdığı görüş ve usül, (Damping) çilik zihniyeti; ve bir zamanlar komünizma pilânında görüldüğü gibi, ruhunu kaybetmiş madde ve kemmiyet cümbüşlerine inanmak dalâletidir. İdeolocya Örgüsü — BUYUK DOĞU Necip Fazıl KISAKÜREK KOLAY İŞ en... İçinde kocaman bir dert yumağı taşıyan bir örümcek gibi, bir orası, bir bu- . Ağacımın dalları kırılacak an- neciğim; O karakuş bahçemize iniyor / Odamda alaca elbiselerle, Anneciğim, kimler geziniyor? o O İşte sabah başlıyor sanagiğim, H Çok şükür, bitiyor gec a Ne olar, Dimi olan bugün; Sİ Arkadaşlar oynamıya gelince. : NA Hayır, hayır gelemiyecegim anne, Beni bırakmıyorlar yatakta. 2 Bugün de camdan yalnız bak, Söyle, neler oluyor sokakta! di ed Yarın kalkacağım anne, bana söylediler; N “ Yarın boşalacak yerim / Moj Sakın uyuyorüm zannetme; N Gözlerim yumulu da dinlerim 1., Emin ÜLGENER rası, ağlarımı mesafeler boyunca gere gere, rastgeldiğim her köşe başına bir düğüm ata atâ Meğer günlerde bir tirenin içi... , ne tiren!... Bıktım, usandım artık bu manzaraların teşbihlerinden... Çin işken. cesil., koridorlarında vıcık vıcık itişme, söğüşme, can çekişme... Bir çantaya bir rafta yer bulana; bir imparatorluk vaadedebilirsiniz. e işte bu Mi üstünde, bu sahneye bakan, perdeleri inik iki pencere... , Pence- Gi bir lâvha geçi mahsus, Milletin asil sınıfı, dışarda, Müepieninği bir teneffüs payı bile bulamazken, içeride, 4 metre murabbalık boşlukta, vekil sınıfından bir kişi bile yoktur. Her Bieeei ve her vagonda manzara budur; ve buralarını yalnız gölgeler beklemektedir. mlâbiyatında söz alanlar, daima, “devri daim,, makinesi kâşiflerine yakışır eda. larla, aa hakikati, mânası, kaynağı, usülü, imkânı üzerinde hiçbir. muhasebesine ya- naşmaksızın, seçilecek olurlarsa ahlâk ve şeref kurtarıcısı olacaklarını söylerler. Nasıl olu- or da unutuyorlar; niçin tirenlerdeki (Saylav kompartimanları) nı: kaldıracaklarını vaadet- miyorlar? Herkesin ciğerinde kemik gibi batan bir ukdeye dokunmak noktasından her halde ameli ve hakiki bir tesir elde edebilirler. sanların ii öldüğü bir tel örgü içinde, aynı insanların hak ölçülerini temsile memur bir sınıfa mahsus damacanalarla buzlu su bulundurmak; üstelik hem su sahibinin içmeğe niyetli mide göstermek, hem de kimseyi suya yaklaştırmamak??? endim; gerekirse her e b hususi bir tiren kaldırılsın, elverir ki kimse bun yililek ıztırabı içinde görmesin; fakat umumi tirenlerde, Beye milletvekillerinin (adyik) merhametli kalblerine zıd bu müstehzi ko atlilar payı edilsin Bu kolay teklifi ileriye sürecek, bu kolay işi ul leveli görmek istiyorum! *

Bu sayıdan diğer sayfalar: