7 Haziran 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3

7 Haziran 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SADECE HÜRRİYET İkinci Dün- ya Harbi ne- ticesinde, mil- letlerin siyase- tinde değişiklikler olacağını tah- min etmek güç değildi. Çün- kü harp, tarafların takip ettiği ga- yeye göre, tahakküm zihniyetiyle hürriyet ve demokrasya fikirlerini temsil eden iki zıd dünya görüşü arasında cereyan etmişti. Bittabi, sulh olduğu zaman da milletlerin siyaseti, ya demokrasya ve hürriyetçilik prensiplerine göre bir istikamet alacak, yahut, bunun aksi, mutlakıyetçi, (totaliter) bir esastâ tekarrür edecekti. Netekim, Almanya mağlup oldu. Neticede onun temsil ettiği tahakküm ve cebre istinat <dnn siyaset de tti imdi bütün dünya, hür ve de- mokrat bir hava içinde daha rahat ve emniyetli bir geleceğe hazırlan- Eski Amerika Hariciye müsteşarı (Sumner Vels), kanlı bir boğuşmanın bütün vahşetiyle devam' ettiği sıra- larda Amerikan mecmualarında çıkan bir yazısında bu geleceğin, nasıl olması Jâzım geldiğini «şu. &özlerle izah etmişti: #Beynelmilel teşkilâta dahil olmak MİRİ İİ İN İİ İş ve hedef « Kim etti sana bu kârı teklif? » Kendini ne sanıyorsun ? Harun mu? Karun mu? Sultan mı? Süleyman mı? Hangisi kaldı bu dünyada? Allahı tanımıyorsun, belli... Bari tarihe bak; Ne yapmış ardındaki insanlara Hak ? Düşeceksin elbet, öleceksin elbet! Neden hoşuna gidiyor Bu azamet? Halkı ahmak, ikendini tokmak mı' sanıyorsun ? Aldarıyorsun, Düzgünlü sözlere | Bir gün düşeceksin, herif ? O vakıt diyeceğim ben: “Kim etti sana bu kârı teklif ?,, Kâzım Nami DURU İİİ Pa İN Na Re NE Va © hakkını kazanmak için her memleke- tin yalnız görünüşte değil, fakat, hakikaten demokrat olması lâzımdır. Bir memleketin hakikaten demokrat olabilmesi ise, ancak bu memlekette yaşayan ve hattâ en hücra köşesinde bulunan her erkek ve kadının, insan hakları beyannamesinin « bahşetmiş olduğu bütün. hürriyetlere sahip ol- maları icabeder. Hakiki demokrasya olmadığı takdirde sulhun idamesine b S imkân Harp: sonrası dünyası için şim- diye kadar birçok fikir ve tasavvur ileriye sürüldü. Fakat, itiraf etmek lâzımgelir ki,.. bunların içinde insani maksat ve gayeler bakımından en yüksek ve samimi düşünceleri ortaya atan, yeni dünyadan gelen sesler ol- muştur. «Fransız büyük ihtilâlinden gelen fikirlerin» asil bir insanlık dugusuyle bütün. beşeriyete teşmilini müdafaa eden Amerika, Birinci Dünya harbin- de başaramadığı büyük fikri bu defa tamamlamak teşebbüsündedir. Dün- yanın huzuru, insanlığın emniyet ve saadeti, bu fikrin tahakkukuna bağ- lıdır, Hürriyeti, adaleti koruyan bir demokrasya fikri dünyaya hâkim olmadıkça, sulhun devamına inanmak güçtür. Milletlerin hürriyet ve serbes- tisi, aynı zamanda sulhun da kefale- tidir., Harbin ıstırabını; “onun 'doğür- duğu faciaları, adına" millet denilen masum insan zümreleri çekiyor. Halkın hür iradesine istinat eden devletler, olur olmaz sebepleri kolay kolay harbe atılamazlar,s Harbin ba“ şında; -Almanya ve İtalyada milletin hâkimiyet “ve hürriyetinden kuvvet alan demokrat bir idare mevcut ol- saydı, hiç ermez yn bu “kanlı maceraya kara dünyayı felâkete sürüklemek salâhiyetini ken- dinde bulamazdı. Ona bu korkunç ce- sareti veren, mutlakçilıği olmuştur. Birkaç gün. evvel gazetelerde” gördük : Avrupada tek parti usulü devam ederse sulhun tehlikede kala- cağını bildiren Amerikan Ayan azâsı, korkusunda haklıdır. Onun korkusunu kimler ve hangi hâdiseler tahrik edi- yor, belli: değil... Fakat, şu muhakkak kiş (totaliter) devlet telâkkisinin ferd hürriyetini hiçe sayan mutlak baskı ve otoritesi devam ettikçe: sulh aslâ, emniyette sayılama Bu serbestinin bir neticesi olarak, muvazaalı iktidar fırkalarının müda- halesi olmadan, milletler, içtimai em- niyeti tanzim edecek yolu bizzat tâyin ve takdir edeceklerdir. Her işte tam bir demokrasya ve onun icabları; serbest karar ve mürakabe... Ancak böyle olursa, bir müste- ditin etrafında toplanarak menfaat birliği yapan, sözde millet iradesini e faaliyetlerine nihayet verilerek, içtimai emniyet sağlanır, devamir bir sulh kurulabilir... #4 Biz, “elbette ki “hürriyeti, hakka tâbi bir ölçü olarak istiyor; ve «hür- riyet.için hürriyet» diye birşeye'inan- mıyoruz! Fakat hakka tâbi olmıyan istibdatların “dünyayı kavurduğu” bu hengâmede, hakkın: yolunu bulmak için en âcil tedbiri sadece Simiyiikte görüyoruz | Adesenin 'göziyle her hafta bir iş ve hedef: «Büyük Doğa» arife diyor ki: «Bakın, gerçek hayata girmekten bahsederken bir wv apara nasıl giriyorü

Bu sayıdan diğer sayfalar: