6 Aralık 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3

6 Aralık 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SECİYEMİZİN BAMTELİ Fertlerde can- hlk nasıl bir sıh- hat alâmeti ise cemiyetlerde de âyni şey, milli bir mahlas alâmetidir. nlıhık, boş yere o çırpınmak değildir. Canlı insan, o durduğu yerde lepinen adam olmadığı gibi, canli mil- let de, sebepsiz, nânaz heyecanlarla çırpı- nan millet değildir. Temkinli insan tedbirli olur, Temkinli milletde öyledir. böylece, fert ile millet : arasında bir benzerlik kurmuş oluyorum. Halbuki asıl canlılık ve temkin millettedir; fert, böy bir milletin ruhunn temsil ettiği vakit canlıdır, temkinlidir. Türk milleti böyle bir millelir. Ufak tefek şeylerden değil, en büyük hadise- lerden bile sarsılmaz, temkinini bozmaz. Gelen hadiselere bakar, onları nasıl kendi iradesine ramedeceğini anlar, ona göre tedbirini: alır. Bunun en son, en parlak örneği, istiklâl savaşını başarı ile bitirmiş olmasıdır. Avrupa ile Asyanın şu birleştiği nokla- ya değil, Avrupanın, Asyanın hemen beşte birine, Afrikanın şimallerine hâkim olduğu Zamanlarda Türk milleti temkinden ayrıl- mamış; kötü idareciler, kötü' komutanlar elinde ber türlü ıstırapları, her türlü acı- Bugün ıstırapsız mıdır? Bugün acısız mıdır? Hayır!.. Wakat o, o kadar * temkinlidir ki, yine en Ağır acılara dayanabilir. İşte T ürkün canhlığı buradadır. Bir hal- den başka bir hale geçmekte tereddüt gös- terki, bu değişme. milli ruhunun olmasın... Yelerki, iç benliğin- Wtirecek değişikliklerle ruhu incitilme SİN. Türkün önünde Mene katlar perende alibız, canbazlık ediniz; , bunları sessiz SessİZ seyreder; ilümükyei bile... Jakat Yaptıklarinız, onun izzeli nefsine aküde SA, size a'kasını çevirir. bir daha yüzünüze bakmaz. Eğer onu böylece görmeğe alıç- MâAmış ikeyiz, ona karşı kaş yapayım cerken 8ÖZ çıkarır bir duruma düşersiniz. Müneyverlerimizden çoğu, bu * milleti A Ayamamış, onu her yolda, kendi beğen- dikleri yöne güönderebileceklerini zZanuel- mişlerdir. En büyük hata buradadır. Yap- tklarmızın' üzerinden bir yıl değil, yüz Yl bile geçse, © yine ruhundau birşey kağlisğekerkir. size bakar; anlaya aulaya, fakat anlaşılmadığını göre gibi yürür, yine kendi yönüne döner, Türk milletinin, tarih içinde geçe geçe artık körlerce “bile görülen hasletlerinden biliriz; sonra da, onu lamamile $*, Öğlenmiş gibi hareket ederiz. . tabii.. etmiş ise, idaremiz daima balalıdır, daima eksiktir, daima korkakcadır. Ona iyilikler yaptığımızı zannettiğimiz vakitde kötülük- ler.yapmış olduğumuzu bilmeyiz. O, iyiliğin kadrini her milletten iyi bilir; bunu gürül- tü, takırdı ile değil, sükün ile ifade etmeğe alışkındır. Fakat o kadar yanlıslıklarla, o kadar kötülüklerle karşılaşmıstır ki, kendi- sine bir yerden, bele münevver dedikleri- mizden iyilik geleceğine inanmaz olmuştur. Bundan delayı kendisini sakın kütümser sanmayınız! Onun içindeki iman, kölüm- serliğe karşı çok kuvvetli bir z rhtır. <Tevekkülün gemisi bataz» demesi Alla- hına imanındandır; yoksa «Eşeği önce sağ- lam bir kazığa bağla, Ondan sonra Allaha emanet el» demezdi Bir milletin o pisikolocyasını anlamak kolây değildir. Feri pisikolocyasiyle uğra- şan bir adam, cemiyet, hele millet pis'ko- locyasını anlayamaz. . Anlayabilmesi için milletin içinde, mitletin baviminde, onun her türlü dış, iç görünüşlerile birlikte ya- şamış, millette fani olmuş olmalıdır. kki, Türk milleti adına söz Sülemike inan elmek mevkiinde bulu- nanlar, çoğunlukla, millette fani olamamış- lardır; çünkü ona kadar yükselmiş, onunla o olmamış, ona bütün ruhlarile temessül edememişlerdir. İşte bu günkü ıstıraplarının çoğu, yine az çok eskileri g.bi, kendini bilmiyenlerin, anlamıyanların yaptıklarından ileriye gel- mektedir. Son millet vekili seçimlerini bir göz önüne getiriniz! Miltet, ne kadar ol- ğunluklâ, ne kadar efendice bu vazifesini yerine getirmiştir. anlarsınız. Böyle iken ona olgunlukla, efendilikle mukabele: edil- miş midir? H i gören ve anlayan bu millet, bir gün, herşeyide göstermeğe ve MAZ başlayınca ortalık duman olacak Türk milletine, Kendi milli e ve dehai bakimindan yapılacak en faydalı mi ve aşılanacak en verimli terbiye, ondan, hadiseleri ve mânalan, içine çektiği kadar dışına da püskürmeği istemektirr İşte Oo zamandırki, bu millete oyun etmeğe, onun ense köküne binip: bütün istemediği şeyleri onun: iradesine maletmeğe imkây kalmaya» caktır. oSeciyemizin bamteli, işte bu noktadır. Adesenin göziyle her (Büyük Doğu) fotoğrafçısı diyor Miz: rece korkulu mevzuda bir takım hafta bir iş ve hedef: «Büyük şehirlerimizde son zamanlarda bir onları ismiyle anılan sazlı gazinolar... Sıra- nezahat kelimeleri kullanarak kendisini temize çıkar- mak istiyen bu nevi salonların içyüzü,'tek kelimeyle birer tuhş ve ahlâki redaet ocağı olu aktır.. İşte size böyle bir nezih aile salonunda korkunç bir kavga mahzarasıl... Artık göğsümüzü, gere gere aile ismini-bile yakıştırabildiğimiz bu nezih salonun müş» terileri arasında ekseriyet 20 ile 3O yaş arasındaki gençlerdir.»

Bu sayıdan diğer sayfalar: