6 Aralık 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 5

6 Aralık 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SEYFEDDİN (BAHAREZİ) Şeyhinin emriyle herkesten ve her- şeyden el çekip halvete girdi. Halve- tin ikinci kirk gününde, şeyhi, kapan- dığı odanın kapısına vurup bağırdı: — Âşık benim; gam ve keder de ba- na... Senki, seven değil, sevilensin, ne kaygın olabilir ? Şeyh bu mânaya gelen farsça bir be Yit okuyup Seyfeddin'i halvetinden dı- şarı çıkardı. Onun şeyhi için bir yer- den değerli bir hediye gelmişti. Şeyh yakınlarını toplayıp: — Bu gece, dedi; meşru bir lezzet uğrunda eğleneceğiz. Sende, Seyfed- din, riyazeti bırakıp biraz ferahlan | O akşam Seyfeddin sabaha kadar şeyhinin kapısı önünde her hangi bir emri bekliyerek, ayak üstünde durdu. Şafak sökerken şeyh dışarı çıktı OSey- feddini o vaziyette görünce hayretle çıkıştı : VECDİMİN #JEncete Siner FELSEFE felsefe deyince gözümün önüne şöyle bir manzara geliyor: Feza kadar büyük bir çuval... Çuval, Ççuvaldan her defa elini sokup o sağlam cevizi boş yere aramak salâhiyetinden başka birşey değil... Gayet tabii o çuvala dalan el her defa bir çürük cevizle çıka- caktır. Dolu cevizi doğrudan de öğr uya bul- mak ehliyetindeki bir sistemin ismi de el- betteki felsefe olmayacaktır. feye güvenenlere şaşıyorum! Zira ayni işi tekrarlamak zoru aktan başka ne olabilir? Hayır, öm m bir faydası vardır: Her defa birbirinin yanlışını görmek, ve sie bulup birbirini çürüt- mek.. ma, yanlışı görmek, doğruyu rinizden tutarım. Dünyanın bütün suç. — Tek bir gömleğim var, dedi, yıkadım bulmak Geneli değildir ki... Bizimde bir , * e İL 5 i fel larını işlemiş olsam da ben aciz kulu- | da kurusun diye bekliyordum elsefemiz ye gerçeğe göğe an doğru : ali bağlı olan yol... Şu da var ki bizim felşe. | nun elinden tut! Ve hâlime bak, bun- İefemizin ismi felsefe değildir. dan büyük bir aciz, ufuklar boyunca Böyleyken? Adıdeğmez görülebilir mi ? » Şeyh bu mısraları bir , Adıdeğmez > 5 im kn — Lu dak 4 — Ben sana bu geceyi ferahlık ve rahat içinde geçir dememiş miydim? Niçin kendini sabaha kadar böyle vi üstünde (beklemek har ettin? çilesiyle Seyfeddin cevap verdi: Si ş miydiniz ki, herkes kendi lezzet ve ferahlığı hangi işdeyse onunla meşgul olsun?.. Benim için şeyhinin eşiğinde bütün "bir gece bek- lemekten büyük lezzet olmadığı için böyle yaptım Şeyhi ona dikkatle baktı : — Sana müjdeler olsun ki, sultanlar bindiğin atın peşisıra koşacaklardır. Aradan yıllar geçti. Artık Seyfeddin büyük bir şeyhdir. Bir gün dergâhına bir sultan geldi. Konuştular. Sultan, Seyfeddin'e âşık oldu ve ayrılırken kendisinden bir ricada bulundu: — Size bir at hediye etmek istiyo- rum. Kabul buyurulmasını rica ederim. Sizi kendi elimle atınıza bindirmek şe- relini bana bağışlar mısınız ? Şeyh, sultanın ricasını kırmadı. Be- raberce dergâhın kapısına çıktılar. Sul- tan, orada bekliyen cins ve harikâlâde güzel atlardan birini Seyfeddin'e he- diye etti. Sonrada üzengisini kendi eliyle tutup Allah yolcusunu bindirdi. o sırada at birdenbire coşup par- ladı, sultanın elinden kurtuldu ve sır- tındaki kıymetli yüküyle. beraber koş- maya başladı At zaptedilinceye kadar, sultan, elli adım, bir sürücü gibi şey- hin arkasından koştu. leri padişaha dedi ki; — Bu gördüğünüz hal, bana şeyhi- min ettiği dua neticesidir Bir gece en onun hizmetinde iken bana de mişti ki: «Sana müjdeler olsun ki, sul- tanlar bindiğin atın peşisıra koşacak- lardır.» İşte şimdi o sözün güneş gibi zuhuru karşısında hayranım. * LR Seyfeddinin bazı mısralarından: «Sen dedin ki, aciz kalır kalmaz elle- dervişin cenazesinde «lütfen ölüye bir telkin verir misiniz ? » diye rica eden- lere karşılık ve ölüye hitaben okumuş- tu. CEMALEDDİN (KİLİ) Her türlü ilim ve sanat bahislerini bir araya getiren bir kitabı vardı. Onu yanından ayırmaz, yolculukta ve yal nızlıklarda kendisine arkadaş edinmek isterdi. Bir gece rüyasında şeyhini gör- dü. Şeyhi ona dedi ki: — Ey Kilit O elindekini gel! Cemaleddin, şeyhinin ne demek is- tediğini anlıyamadı. İkinci gece yine aynı rüyayı gördü. Yine hiç bir şey anlıyamadı. Üçüncü gece rüyası tekrar- lanınca şeyhine sorabildi : — Şeyhim, o elimdekini bırak dedi: gin nedir? Benim dünya ile hiç bir âlakam yok; hiç bir dâvanında peşin- de değilim | — Sana bırak dediğim güya bütün ilimleri tophyan o dedikodu kitabıdır. Cemaleddin uyanır uyanmaz dünya âlemde tek nüshası olan kitabı bir nehre atıverdi. Ve yollara düşüp şey- hise ulaştı. Şeyhizin huzuruna çıkar çıkmaz gördüğü ilk karşılık şu oldu: bırak ve — Eğer kitabı hemen atmasaydın bu yol sana birdenbire kapanıyordu. Şeyh Cemaleddini balvete gönderdi ve kırkıncı gün tamamlandıktan sonra onu (Aynüzzaman) lâkabıyla tekrar ce- miyete iade etti. 1 Pre aş EE Z1710013715ık g H AZRETİ Ömer. devrinde islâm mülkü- nün, bütün milli dünya mülklerinden en zengini ve en büyüğü olduğu Büyük Halife zevcesinin şahadetine göre gömleğinde 14 tane yama taşıyordu. Bir gün bir buluşma yerine biraz geç kalarak vardı. Sebebini sordular : NA lr —— EŞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: