2 Haziran 1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

2 Haziran 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Haz!r?n 1930 i SON TELGRAFLAR İktisat Cemiyeti içtimaı 12 kânunuevvelde tezahüratla bir "Tasarruf haftası,, yapılacak Ankara 1 (Telefonla) Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti mer kezi umumisi bugün Reis Kâzım Pş. Hz. nin riyasetinde toplandı. 6 ayhk hesap ve 1930 bütçesi müzakere ve kabul edildi. 12 kânunuevvelde başlıyacak tasarruf haftası programı da kabul olunmuştur. Bu proğrama göre tasarruf bir hafta devam edecek, bu müddet zarfında konferanslar verilecek, yerli kumaşlar teşhir ve yerli ku maş satan mağazaların vitrini tezyin edilecek, müsabakalar yaıplacaktır. Mekteplerde Maarif Vekâletinin tensip edeceği sualler sorulacak, iyi cevap veren talebeye millî bankaların kumbaralarından hediye edilecektir. Kışa doğru açılacak ziraat kongresinin in'ikadı için hazırlıklar yapılması için kâtibi umumiye salâhiyet verilmesine karar verilmiş tir. Kâtibi umumî Rahmi B. bulunmadığı zamanlar Emlâk Bankası müdürü Hakkı Saffet Beyin vekâlet etmesi takarrür etmiştir. Bun dan sonra içtimaa nihayet verildi. .... Münevver bir Türkkızı da dolaşarak bize göre şimdiye kadar işlenmemiş sahalarda yeni dün Size Amerika kadınlığından ve konyanın büyük büyük cemaatlerine feranslarımdan bahsedeyim: Amerika'hitabeler irat etmek gibi çok bü da kadınlar Avrupa kadınlarından bile yük işleri nasıl başarabilmiş oldu müterakkidirler. Hemen hepsi spor yağuna şimdi cidden şaşıyorum. O par, hepsi memleket işlerile uğraşır. ev da birinci vazifeleridir. Beni nun içindir ki şimdi artık kendisini hanımlığı Lutfen hanesine davet etmiş olan Misis yakından tanımak ve onu istintak Ring'in nasıl bir hanımefendi olduğunu etmek istiyordum. arzetmekten âcizim. Aynen bizim eski Bu maksatla bir gün Ali Ekrem Türk hammları gibi. Amerika kadmları Beyefendinin evlerine kadar son derece misafirperverdirler, gene aygiderek orada ailece bir çay nen Türk hammları gibi. Misis Ring bakendi valdem gibi baktı, beni irşat içmekliğimiz takarrür etti. Şiş na etti, benimle tevaggul etmediği bir gün li'deki Arpa sokağındaki eve olmadı. Belki bu hanım müstesna bir muvasalatımı müteaktp Losi fıtrattır dersiniz; hayır efendim, Ameyen Hantm refakati ile bü rika'da hemen bütün münevver kadınlık yük şair Hâmit Beyin dahi orayı böyledir. Bakınız meselâ son seyahavapurda bir kamara arkadaşım teşrif ettiği görüldü. Ali Ekrem Be timde vardı: Mis Pavul. Bu hanımın da o kadar yefendi, refikası hanımefendi, ke insaniyetinl, mürüvvetini gördüm ki rimeleri hanımlar, Hâmit Bey... tarif edemem. Bana bir de Namık Kemal olsa idi Son seyahatiniz mi? Demek Ameefradı aile tamam olacaktt gibi gel rika'ya bir kaç defa gittiniz? di, Bununla beraber Namık Kema Üç defa gittim geldim efendim. l'in oğlunun evinde daima Namık Hangi memleketleri gördünüz? Büyük şehirlerden Nevyork, VaşingKemal'in hazaru hissolunur... ton, Şikago, Boston, Montreol, LosAnBen dereden tepeden tohbetleri celos... atlatarak hep Selma Hantmı söylet Ta Kaliforniya'ya kadar mı gittimek istiyordum. Fakat bana doğru niz? dan doğruya bir mülâkat gibi yap Evet efendim, oraya kadar gittim. mıyarak sö'z arasında gazetecilik Nevyork'tan saatte seksen kilometre giden bir şimendiferle üç günlük vol. Büyapmıs olmak gibi bir meharete yük şehirlerden maada bir çok kasabaihtiyaç vardu Fırsat düstükçe larda, hatta küçük köylerde konferanssorulan suallerle onların cevaplart lar verdim. mülâkatı kendi kendine yapmıs ol Amerika*da konferans nasıl du. Bir aralık: verilir? Söyleyiniz bakalım Selma Hanım, dedim, Amerika'ya niçin ve ne zaman gittiniz ve oraya gitmeği ne sebeple arzu ettiniz? Amerika'ya, dedi, ilk defa olarak 1923 senesinde gittim. Maksadım orada vatammız hakkmda konferanslar vermekti. Türk'ler için yalan yanlış yazılan sözleri Amerika gazetelerinde okudukça milletimizi tanıtmak benim için büyük bir emel olmuştu. Tahsilimi İstanbul Amerikan kız kollejinde ikmal etmiş olmak ta Amerika'ya seyahatim için büyük bir amil olmııştur. Mektepteki muallimeler her tatil zamanında memleketlerine gidip geliyorlar, bana vatanlarını anlatıyorlardı. [Başmakaleden mabait] Camharîyet Yeni eğlence resmi güç Amerikan kadınlarının hayatı B. M. MecHsi her gün toplanacak TO.ı.ımııımıılllimiiniltlllllllllinilillitllllıllllllllffllimıımmıiınnım Daha ne gibi mevzular intihap ettiniz? Pek çok mevzuum vardı ve bittabi hepsi Türkiye'ye aitti. Bilhassa eski Türk âdetlerinin hemen hepsini anlattım. Nikâhları, dügünleri, mektebe başlamaları; dahilî maişetimizi, nasıl giyindiğimizi, kadınlarımızın, çocuklarımızm eski terbiyelerini, kibar takımımızın ahvalini velhasıl içtimaî hayatımıza ait hemen her şeyi söylerdim. Tarihimizden de bahsettiniz mi? Edebi ve siyasi tarihimizin bazı safahatını söyledim. Büyük babamın tercemei halini, Abdülâziz devrine ait bazı vak'alan, eski jontürk'leri, Abdülhamid'i anlattım. Size konferanslarınızda sualler irat ederler miydi? Amerika'da konferanslar iki türlü olur: Biri sualsiz. Böyle bir konferansta samiin konferansçıdan bir şey sormak hakkını haiz değildirler; ikincisi sualli. Bunda her şey sorulabilir, konferansı veren de cevaplarını verir. Benim bazı konferanslarım böyle münakaşalı olmuştur. kendilerini beni tanıyanlar hal ile ikna etti! Dün karışıklıklara sebebiyet verdi tstihlâk memurları hazırlıkları vaktile ikmal etmediklerinden halk sinema kapılartnda beklettirildi Yeni eğlence ve istihlâk resmi kanununun tatbikına dünden itibaren başlanmıştır. Fakat kanunun tatbikı maalesef sinemalarda bir çok karışıkhkları mucip olmuştur. Yeni kanuna nazaran istihlâk vergisi damga vurulmak suretile bilet üzerinden almacaktır. Fakat bu keyfiyet kanun aylarca evvel çıktığı halde ancak geçen perşembe günü sinemalara tebliğ edilebilmiş ve damga için her şeyin hazır olduğu da ilâve olunmuştur.. Ertesi gün cuma olduğu için sinemalar cumartesi günü damga için Defterdarlığa müracaat etmişlerse de ancak bir iki sinemanın bir kaç yüz biletini damgalıyabilmişlerdir. Dün de erkenden müracaat edilmiş ise de öğleye kadar damgalat» mak kabil olamamıştır. Dün kanunun tatbik günü olduğundan sine malar da damgasız bilet vermemek için işe baslamamışlardır. Kanun damgasız bilet kullananlardan 150300 lira ceza alınmasını amirdir. Ek ser sinamalar dün saat 4 te başlıyabilmişlerdir. Pazar olduğu için dün sinemalar kalabalık olmuş, fakat halk dörde kadar sinemaların dışında beklemişlerdir. Müşteriler sînemaya girdikten sonra biletlerin kesilmesi rica edilmiş ise de memurlar bunu kabul etmemişlerdir. Biletlerin damgalanması aksa ma kadar devam etmiştir. İstihlâk memurları sinemalarai bilâücret girenlerden de resim a lınması lüzumunda ısrar etmişlerse de sinemacılar buna imkân olma • dığı cevabını vermişlerdir. Bu emir bir çok defalar verilmiş' fakat tatbikına imkân görülmemiştir. Kanun da böyle bir mecburiyet tahmil etmemektedir. Binaenaleyh sinemacılar bu gayrikabili tatbik emirde ısrar edildiği takdirde da va edeceklerdir. Defterdarlığın bu emri geri alması lâzımdır. M.Rist ! Ankara 1 (Telefonla) # Hükumetimizce5 celbedilenf malî mütehassıs MösyöJ Rist bugün Nurullah Esat| Beyle beraber mesaisine başladı. Mösyö Rist saat 11 de Maliye Vekili Saraç oğlu Şükrü Bey taraf ından kabul edilerek bir müddet grörüşmüştür. Perşembeye Devlet Bankası ve tekaüt kanunlarını kabul ederek yaz tatili yapacaktır Ankara 1 (Telefonla) Yarın Mecliste gedikli kuçuk zabitlerin menbalarına dair kanunun tadili, Türkiyetspanya uzlaşma ve adlî tesviye muahedesinin tasdikl, pulluklar ve saire hakkmda sermaye tesisine dair lâyiha, İstanbul ve Ankara Şehreminlerine verilecek temsil tahsisatı hakkuıda Muğla meb'usu Ali Nazmi Beyin teklifi, Ticaret mekteplerinin sureti idaresi lâyihası müzakere edilecektir. Meclis yarından itibaren her gün içtimaa karar vermiştir. Perşembeye Devlet bankası lâyihasile tekaüt kannnunu mtt zakere edip dağılacaktır. Muhtelit encümen bugun toplanarak Devlet bankası lâyihasmı 20 inci maddeye kadar müzakere etmiştir. Dün tetkik mesa $ isine başladı I Genç ressamlar sergisi açıldı Gazeteciler davası Ankara 1 (Telefonla) Türk ocağıntalik edildi da hazırlanan Genç ressamlar sergisi Müdafaaların tahrirî yapılması kararile muhakeme 7 hazirana kaldı Bursa 1 (Hu. Mu.) Gazeteciler muhakemesine bu sabah onda başlandı. Davalann ademi tevhi dine dair duruşma yapılmadan tevhide mesağı kanunî bulunmadığı hakkındaki Temyizce nakzedilen içtimaı açan îktisat Vekili, karar okundu. Bundan sonra İrfan muvaffakiyet temenni eden Emin B. müdafaasına devam etti. bir nutuk söylemiştir Sonsaat, İkdam, Akşam gazetele rinde münteşir esrarı askeriye hakkında müdellel ve mükni müda Ankara 1 (Telefonla) Âli îktisat meclisi bugün saat 3 te İktisat Vekili faatte bulundu. Şakir Bey tarafından açıldı. Vekil Bey Emanet vekili Rami B. zabıtların irat ettiği kısa nutkunda bu seneki içyeni harflerle tutulması dolayısile timada tediye müvazenesi ve kredi vakit kaybedildiğini söyliyerek mü mes'elelerinin tetkik edileceğini söylidafaaların tahrirî yapılmasını is yerek meclise muvaffakiyet temenni etmiştir. Bu hususlar için bir encümen tedi. İrfan Emin B.: « Müdafaanın dikte edilmesi tefrik edilmiştir. ni Reis B. emretmiştir, dedi. Zabıt Ormanlarımızı muhafaza kâtibi bizim memurumuz mudur ki için 4,200 memur biz emretmiş olalım?» Ankara 1 (Telefonla) Orman Müddeiumumî: U. müdiriyeti ormanlarımızı mu « Müdafaalarının esaslı noktalarını yazsınlar. Vazifemiz onla hafaza için 150 bin liralık tahsirı icap ederse gece de dinlemektir.» satla büyük bir orman muhafaza Cevabını verdi. Neticede müdafa teşkilâtı yapacaktır. Ormanların aların tahriren yapılması için mu tamamile muhafazası için 4,200 hakemenin talıkına karar verildi. memura ihtiyaç vardır. bugun Maarif Vekili Cemal Hüsnü Bey tarafından açıldı. Küşat resminde Maarif erkânı, bir çok zevat, sefaretler erkânı hazır bnlanuyorlardı. Sergi gezilmiş ve büfede devetlilere ikram edilmiştir. Ser"'vj bir çok halk ziyaret «tmektedir. Âü İktisat Meclisi topİRndı Fakat tek başımza hiç bilmediğlniz bir memlekete, tâ Amerika'ya gitmek için çok cesaret istemez mi? Ya pederlntz buna nasıl muvafakat etti? Amerika'yı görmüş kadar billyordum; oraya seyahat hiç te korkulacak bir şey değildi. Hususile Amerika'da kendi başıma yaşamıyacaktım. Şimdi İstanbul'da «Asosyet pres» muhabiri olan «Mis Rig> o zaman kız kollejinde benim muallimelerimden biri idi. Hakkımda büyuk bir teveccüh ve muhabbeti olan Mis Ring lutfen beni Vaşington'da pederi bahriye mirlivalığından mütekait Mister Ring'in hanesine davet ediyordu. Ben orada manevî bir peder ve bir valde bulacaktım. Işte babamın seyahatime izin vermiş olması en ziyade pek yakından tanıdığı Mis Ring'e olan itimadmdan dolayıdır. Size de büyük ltimadı olmalı ki... Amerika'ya hareket Selma Hanımın muvaffaki timi haber vereyim de piyango kazananlar için yaptığınız gibi be yetli konferanslaın Konferanslar nerelerde verilir? Otellerde, cemiyetlerin salonlarında, mekteplerde. Ben ekser konferanslanmı kadın cemiyetlerinin klüplerinde verirdim. Bir memlekete geldim mi, trenden çıkar çıkmaz bir kadın cemiyeti hayriyesinin reisesi ile karşılaşırdım. O beni alır, kendi evine götürür, ikramlar ederdi, sonra konferans salonuna beraber giderdik. Amerika'da üç sene kadar yaşadım, belki üç gün otelde kalmadım. Konferanslarmız kalabalık olur mıydı? Mevzuun güzelliğine, reklâmm muvaffakiyetine ve zaman ve mekânın müsaadesine göre kalabalık olurdu. Her halde müteahhltlerim memnun idiler. Ne gibi mevzulara dair konferanslar verirdiniz? Konferans vereceğiniz yerleri kendiniz mi intihap ederdiniz? Hayır efendim. Amerika'da konferansçılık büyük bir iştir. Avrupa'dan, Avustralya'dan, Hint'ten, hasılı dünyanın hemen her tarafından yüzlerce insan her sene Amerika'ya geürler, konferanslar verirler. Bunların arasında pek büyük simalar da vardır. İşte bundan dolayı Amerika'da konferans işlerile uğraşan bürolar açılmıştır. Bu büroların birer müteahhit demek olan sahipleri konferans verecek olanlarla mukaSelma Hanımın manevî vele aktederler, konferansların yerlerini, kazancı günlerini kararlaştırırlar, reklâmlar yaŞimdi son bir sual: Amerika'da parlar, sonra konferansçı bir program dahilinde şehirden şehire, köyden köye ne kadar para kazandınız? gider, konferanslannı yerir. O efendim, size küçük serve Evet, bunlar en ziyade bir takım hristiyanlara fenalık ettiğimizi ileri sürmek isterler. Bana da bu yolda bazı şevier sordular. Hepsine pek kat'î cevaplar verdim. Çünkü bu suallere maruz kalacağımı bildiğim için İstanbul'dan çıkmazdan evvel hakkımızda tertip olunan iftiraları babam bana haber vermiş, ret cevaplarını da pek vazıh surette öğretmişti. Binaenaleyh iftiraları pek kolay reddettim ve her zaman alkıslandım. Vatanıma bu küçük hizmeti arzedebilmiş olmakla müftehirim. Bazı Amerika gazetelerinde görüyoruz, konferanslarınızdan maada eserler de neşrettirmişsiniz? Evet efendim, bir kaç makalem neşrolundu. Hayatıma dair yazdığım kitap ta kabul edildi, gelecek eylulde intişar edecektir. Amerika'da dostlartmız pek çok ise de bazı düşmanlarımız da vardır.. Amerika'lı düşmanlarımız! nim de kazancımı gazetenizle ilân edersiniz öyle mi?.. Ya hiç bir şey kazanmadımsa?. Öyle şey olamaz yaî Niçin olamasın? Amerika'ya kendi kazancımla gittim, geldim, orada üc seneye yakın bir zaman yaşadım, bu elver ' mez mi? Hem pek değersiz hayatım hakkında memleketimizin pek değerli bir gazetesi olan «CIMHURİYET» e böyle beyanatta bulunmak benim için en büyük kazanç değil midir efendim?.. Emniyeti Umumiye Müdürlüğü Mıi8tafa Kemal'i tanıtmak vazifesi Gazi ve millî mücadele Ankara 1 (Telefonla) Şehrimizde bulnnmakta olan Fransız ceneralı Müjen bugün saat beşte Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyi ziyaretle bir müddet görüşmüştür. M. Müjen Hariciye Ankara 1 (Telefonla) Îngiliz Vekilile görüştü grubunun işletmek üzere talibi ol îngiliz grubunun istediği ormanlar duğu Karadere ormanlarına dair yapılan temas ancak iktisadî pro ğram Meclisten çıktıktan sonra neticelenecektir. Evet, babam beni bilir ve sever. Hususile Amerika'da vatanımıza hizmet eâebileceğimi düşünmek babama kararını verdirmekte gecikmedi. Vatan bütün evlâdının, hatta benim gibi bir kızın muavetine muhtaç bir halde idi. Biliyorsunuz ki 1923 te büyük milletimizin ve dâhi Gazimizin dünyaları hayran eden büyük kahramanlıkları sayesinde Lozan muahadesi aktolunmuş, Türkiye için yeni bir hayat başlamıştı. Şimdi tarihe sığamıyacak kadar muazzam olan bütün büyüklüklerimizi Amerika'ya öğretmek, dehâete âşık olan Amerikalılara Mnstafa Kemal'i tanıtmak ne şerefli, ne sevimli bir vazifedir! Ben bunu yüzde bir derece yapabilseydim gene vatanıma hizmet etmiş. olacaktım. Hususile bederiniz size muavenet edebilirdi, değil mi? Şüphe mi var efendim? tkimiz beraber çalışacaktık. Amerika'da neler gördünüz? Neler görmedim ki efendim? Amerika'yı anlatmak için ciltlerle kitap yazmalı. Müsaade ediniz de mahdut bir dairede kalayım. Yani?. En büyük mevzuum Gazi Hz. nin tercümei hali idi. Anadolu'da başlıyan millî hareketi etrafile anlattım, Ordamuzun büyük muzafferiyetini söyledim, teceddüt hareketlerimizi izah ettim, bilhassa Türk kadınlığımn nasıl esaretten kurtulmus olduğunu anlattım. En ziyade hangi mevzuunuz Amerika'lılarda merak uyandırdı? Mustafa Kemal namını zikreder etmez Amerika'hlar sözlerimi can evlerinden dinlerlerdi. Büyük Gazi'mize Amerika âleminde fevkalâde hürmet ve muhabbet var dtr. ikinci derecede Türk kadınlığinın terakkiyatı hakkmda olan konferanslarım büyük bir alâka ile takip olunurdu. Türk kadınının vastl olduğu medeniyet derecesine kendim canlı bir misal idim. O kadar ki bir çok Amerika'lı benim bir Türk kızı olduğuma inanamadılar, Amerika*lılar Gazi'yi çok severler İşte Selma Ali Ekrem Hanımla Mardin Valisi Tevfik Hadi JB. söz arasında yaptığım mülâkatm tayin edilecek belli başlı aksamı.. Saat altı buçuğa doğru başta büyük Hâmit olaEmniyeti umumiye müdürü Ri • rak efradı aileye veda ederek ev fat Beyin Gaziayntap valiliğine, den ayrıhrken ve uzun müddet kaGaziayntap valisi Talât Beyin Marfamıza hep Namık Kemal'in ço cuklarımızı kendimizden daha yük din valiliğine, tskân umum müdürü sek yetiştirmek lüzumu etrafındaki Hacı Mehmet Beyin Manisa vali bir fikrini evirip çevirmekle meş liğine ve Mardin valisi Tevfik Hagul oldum. İşte bir kızımız ki yal • di Beyin de Emniyeti umumiye münız kafasındaki irfan nuruna isti dürlüğüne tayinleri takarrür etmişnat ederek hemen yalnız kendi te tir. şebbüsü ile Amerika'da millet ve memleketimiz hesabına büyük bir . Genç ressamların sergisi . Ankara 1 (A.A.) Genç ressamlar iş görüp gelmişti. Selma'ların adesergisi bugün saat 16 da Türk Ocağınds dini çoğaltan her hayal yakın bir Maarif Vekili Cemal Hüsnü Bey tarafınistikbalin parlakhğı önünde etra dan açılmış ve merasimde meb'uslar, fına bakamıyacak kadar şaşalasa bazı sefirler ve Vekâletler erkânı hazır gerektir. bulunmuştur. YUNUS NADt Oğlum Ali'nin elim ve nigehanî ufulü dolayısile gerek cenazesine iştirak. gerekse muhtelif suretlerle beyanı taziyet eden ehibbai muhteremeye ayn ayrı arzı şükrana imkân ve kudret bulamıyacağımı lutfen takdir ve beni mazur görmelerini arz ile cümlesine şükran ve minnetlerimin iblâğına ceridei aliyelerinin tavassutunu rica eylerim efendim. Nafıa sabık müsteşarı Bürhanettin Teşekkür Tavukların tezyidine karar verildi Ankara 1 (Telefonla) İktisat Vekâleti muhabere güvercinlerile yumurta yumurtlıyan tavukların tezyidine karar vermiştir. Muğla 1 (A.A.) Şiddetli sıcaklar hükum sürmektedir. Gölkede 33 ve güneste 50 derece hareret vardır. Muhafaza Gücünün 8 inci, Şiddetli sıcaklar Edebi roman tefrikamız: 46 KALBİMİN SUÇU Yazan: MAHMUT YESARİ Faika, ince dudaklı, koyu elâ gözlü, yaşı belli olmıyan, ufak tefek bir kadındı, gözleri, dudaklarile beraber gülüyordu: Yanındaki alık yüzlü adam, kİm? Aaman sus... Nazir Rakım... Hoşlanmıyorum ama, ne yaparsm, kıtlık pidesi... Sen, artık ciddî dur. Faika'nın kocası beyaz saçlı erkeğe de, gözile işaret etti: Ağabey, sen de ciddî dur. Ben, sizi nikâhlı kan koca, diye tanıttım, Hiç bozmayın. Ikisi birden, cevap verdiler: Olur, olur... Faika'cığım, Necil burada... Evet, gördüm... O piliçleri M nereden bulmuş! Bonjur Necil Bey. Bilmiyorum! Necil, şimdi bü Bonjur Faika Hanım... fe taraf ma gitti... Sen, kalk, doğFaika, çok samimî bir tavurla ru o tarafa yollan. Necil'i gör. Be yaklaşmış, elini uzatmıştı: nim, kendisile muhakkak, mühim Nerelerdesiniz canım? Hiç bir mes'ele hakkında konuşmak görünmiyorsunuz. istediğimi söyle... Atlatmasın, son Necil Sabit, Faika'nın geldiğini ra rezalet çıkarırım... Ama, bunu uzaktan görmüş, fakat görmemeziyice anlat... Benim ismimi söyle liğe gelmişti. Reyhan'la beraber, diğin zaman, nasıl telâşa düştüğü yaşarken onun misafirleri, fitnelene de dikkat et. Haydi, bana, mü ri yüzünden az gürültüleri olma saade... Nazir'in yanına gideyim, mış, az kavga etmemislerdi. Necil kuşkulanmasm... Eldivenimin bir Sabit, Faika'nın, kendisile konuştekini burada unutayım... Alma mak cesaretini göstereceğini hiç ğa gelince, Necil'in cevabını bana ummamıştı. söylersin... Yalnız Nazir, senin Ne Içinden: cil'le konuştuğunu gönnesin, his setmesin... Beyaz saçlı adam, gayet tabiî dinliyordu: Faika, bu işleri bitirmiştir, sen, merak etme ablacığım. Faika da başını salladı: Abla, sen, merak etme... Amma, pişkin yüzsüzlerden, naşıkhk artar, borç istenir. Lâkin, buldun? Necil Sabit, dişlerini sıktı, yarun vaziyetin buna tahammülü yoktu. dedi. Elini tereddütle ona doğru uza Necil Sabit, Sündüs'le Zerin'i u adım geriledi, boş bulunup ta bh* tırken, hayretini saklamağa lüzum zun zaman yalnız bırakamazdı. tokat atmamak için sağ elini panOnlar şüphelenmeseler bile, doğru talonunun cebine soktu: görmiyordu: Faika Hanım, onlar akra • Teşekkür ederim, nasılsınız? değildi. Ya Sündüs, merak eder Faika, kolay bozulur, kolay ge de ; Necil Sabit'i aramağa çıkar ve bam!.. Genç kadın, alayla omuzlanm riler kadınlardan değildi. Necil Faika ile ağız ağıza konuştuğunu silkti: görürse?.. Sabit'in şaşkınlığına gülüverdi: Akraba olmakla ne çıkar? Büiyorum, bana dargınsınız... Necil Sabit, Faika'ya kızmak ta Dedikodu faslı başlaymca, ReyHiç hakkınız yok... Kim bilir, kim istemiyordu: Faika Hanım, bugün bana han'ın elçiliğini filân unutmuştu, sizi fitledi?.. Beis yok... Zamanı müsaade... Vallahi, size dargın fi Necil Sabit, gözleri hiddetle parlıgelir ben de söylerim. Necil Sabit, lâkırdıyı çabuk kes lân değilim... Hem neden? Ortada yarak kaşlarını çattı: sin, diye, Faika'va itiraz etmiyor, bir sebep yok ki... Uzun boylu ko Müsaadenizle... Bekliyorlar. nuşmak isterdim... Maalesef mi Faika, toparlanmak mecburiye dinler görünüyordu: Dargınhğı da nereden çıkar safirlerim var. Onları yalnız bı tinde kaldı: Aman, ne de çabuk alınır rakmıyayım. dınız? Faika, ince dudaklarım büzerek sın... Beni, buraya Reyhan gön » Faika, Necil Sabit'e daha fazla derdi. sokulmuştu. Bundan, Necil Sabit'in manalı manalı göz kırptı: içine kurt düştü. Bu gibi mukaddi Biliyorum, Necil Bey, gör Necil Sabit, bu anî darbe karşimelerin sonu neye vardığını, neye düm... sında soğuk kanlılığını muhafaza Çok konuşmuşlar gibi, birden edemedi. Sendeler gibi oldu. Sesi varacağını çok iyi bilirdi. Teklifli teklifli konuşmağa başlanır, sonra lâubalileşmişti: ıslık gibi çıkıyordu: açılmır, senli benli görüşülür, sır Kuzum, bu piliçleri nereden Mabadi var •

Bu sayıdan diğer sayfalar: