5 Nisan 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

5 Nisan 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 J Cumhttrtyet 5Nisan 1931 Namzetler tasnif ediliyor Heyeti Vekile erkânı dün reylerini verdiler {Birinci sahifeden mabait) Tasnif işinin bugünlerde biteceği anlaşılıyor. f ASKERÎ TEKAÜT ŞUBESİNDE İŞİ OLANLAR SÜTUNU [Muhterem karilerimize bir hizmet olmak üzere askerî mütekaidin, malulin, eytam ve era milin Ankara'da Millî Müdafaa Vekâleti Tekaüt şubesindeki maa» işlerini takip ederek neticelerini yazacağımızı vadetmiştik. Tekaüt şubesinde işi olup ta gazetemize bildiren karilerimizin evrakı Ankara'da muntazaman takip olunuyor. Bunlardan tahkikatımızı ik mal ettiğimiz kısımlan numara tahtında neşrediyoruz. Bu ce vaplara dair karilerimiz tarafindan vaki olacak diğer müracaatlerde bu numaraların zikredil mesini rica ederiz.] / Selimiye'de Şairnesimî sokağında (22) numaralı hane de mukim mütekait binbası th san Beyet «Tekaüt maaşınızm iadeten tahsi sine dair olan evrakımz Divanı Muhasebattadır. Divanı Muhasebatça tescil edildlkten sonra resml senet Munta zam Borçlar müdiriyetine tevdi edilecek ve ayni zamanda keyfiyet gazetemizle de ilân olunacaktır. Yeni tekaüt kanununun 63 üncü maddesinin fıkrası mucibince Tokat Askerî lisesinden yedinize verilen ilmü haberi İstanbul Zat muhasebeciliğine gösterseydiniz eski tekaüt maaşınızı alabilirdiniz e fendim.> » « » VüKUAT Çıkrıklar Durunca Roman Muharrirî: Sadri Etem Bey Naşiri: Resimli Ay matbaası. İstanbul 1931 Sadri Etem Beyin «Çıkrıklar Durunca isimli romanını tahlil ve kari lerime takdim ederken, en ziyade duydu ğum his ne dir, bilir mi siniz? Romanın mevzuunu ve buna ait fikir lerimi küçük bir makalenin dar sütunlan Bu kere (Çıkrıklar na sığdıramı • Durunca) uncanlt yacağıtndan mü romanı intişar eden tevellit üzüntü.. Sadri Etem Bey * » * Sadri Etera B. kimdir? Mumai leyh, henüz otuz bir yaşında genç bir Türk muharriridir. ttanbul Da rülfünununun Felsefe subesinden mezun olan Sadri Etem B. Ankara ve İstanbul gazetelerinin hemen hepsinde muharrirlik etmiş ve halen gazetecilik âleminde çalışmakta bulunmuştur. Hikâyeci ve romancıdır. * >t * İçkiden sonra Merdivenden düştü) başi parçalanarak öldü Dün saat 13,30 da Yüksekkaldırım'da Kuyu sokağında 28 numaralı evde oruran Fransız te baasındn Yako serhoş olmuş ve merdivenden aşağı düşerek başından yaralanmıştır. Mecruh Senjorj hastanesine kaldınlmıs ise de bir az sonra vefat etmiştir. Bir adam dostuna yaraladı Galata'da Arkadi sokağında 2 numaralı evde oturan Cemal ile dostu Leman Hanım, kıskançlık saika • sile kavga etmişler, neticede Cemal Leman'ı bıçakla muhtelif yerlerînden cerhetmiştir. Cemal tevkîf edil • miştir. Müntehibi sani namzetleri ilân ediliyor Müntehibi sani hazırlıklan tamamen ikmal edilmistîr. tntihabata çarşamba sabahı başlanacak ve cuma akşamı nihayet verilecektir. C. H. Fırkası yanndan itibaren müntehibi sani namzetlermi ilân etmeğe başlıyacaktır. Amele meb'usları Ankara 4 Meb'usluk için bazı *mele mümessilleri Fırka Kâtibi Umumiliğine müracaat ederek nam zetlık talebinde bulunmuslardır. Amelelerden de namzet gösterilmesi nrahtemeldir. Eski tstanbul meb'usu Numan usta da namzetlik îçin mü racaat etmiştir. Fırka Reisi Umumisi Gazi Hz. nin bu hafta içinde müracaatlerin tet kikine başlıyacakları tahmîn edili yor. Yalova intihabatı Dün Yalova'dan tstanbul Vilâye tine gelen bir telgrafta Yalova müntehibi sani intihabatının bittiği ve C. H. Fırkası namzetlerinin kazan • dığı bildirilmiştir. Kadmların meb'usluğu Ankara 4 Yeni Meclisin teşkilâtı esasiye kanununu tadil eder ken kadınlara da meb'us intihap etmek ve edilmek hakkı vereceği anIpsılıyor. Bu tadilâttan sonra Türk kadınları da siyasî haklarına sahip olmus bulunacaklardır. Isparta'da intihabat Isparta 4 (Hu. Mu.) Isparta merkez kazasile nahiyelerinde müntehibi sani intihabı tam bir sükun ile icra edilmekte ve neticelenmek üzeredir. Her tarafta C. H. Fırkası namzetleri ittif akla intihap edilmektedir. Garip bir hâdise 1 ^1» • Memnu mıntakalar İzmir'de Mel Con kaçmış Bu sahalarda mah olanların hukuku temin edüdi mı, kacırılmış mı? İzmir'de İngiliz tebaasindan M. (Lafonten) in kerimesı Matmazel Con geçenlerde bîr tecavüze uğra mış ve kendisine kloroform koklatılarak kaçınlmıstı. Matmazel ayıl dığı zaman kendini bir garajda bulmuştur. Matmazeli kacıran şahsin Manastır'lı şoför Ahmet olduğu an laşılmıs, ve yakalansrRİ: hakkında tevkif müzekkeresi kesilmistir. Fakat Matmazel Con; şoför Ahmed'in hapsedilmesini istememis ve evvelce kendi otomobilinde sof örlük eden bu şahsın kendisini kacırmadığını söyIemişti. Fakat tahkikat alcyhine çıkmıştı. Matmazel Con; maznun şoför Ahmed'in tevkif edildiği günün akşajnı eve gelmiş beçki Ahmet A ğaya şoförün serbest bırakılıp bı rakılmadığmı sormustur. Ahmet Ağa henüz serbets bıra kılmadığını söyleyince Matmazel eviri üst katına çıkmış, biraz sonra yukarıki odalardan birisinde bir şangırtı duyulmuştur. Matmazelin evvelce kendisine tecavüzde bulunan şahsın bu sefer de taş atarak camı kırdığını söylemif, bekçi Ahmet Ağa hemen sokağa f ırlamış ise de hiç kimseye tesadüf etmediği gibi Matmazelin odasında yapılan taharriyatta da taş bulunamamıştır. tzmir zabıtası şimdi bu garip muammanın halline çalışmaktadır. Askerî memnu mıntakalar kanu nunun birinci maddesinin A fıkrasmda askerî tesisat meyanmda zikredilen (kışlalar) kelimesi kaldırılmıstır. Mezkur kanunun 14 üncü maddesine göre her nevi barut, hartaç, mevaddı inf ilâkiye, bombalar ve sair mevaddı nariye ve iştialiye muhafazasına tahsis kıhnan cephanelikle • rin ve sair bu gibi tehlikeli bina ve depolarm mermi dolduran ve bs> • şaltan imalâthanelerin ve endaht poligonlarmın muhafazaları içîn mezkur müessesat etrafmdabulu nan muhafaza sütrelerinden itiba ren dairenmadar 100200 metreye kadar imtidat eden emır" * mıntakası dahilinde bunların muhafaza • sına tab*W edilmi» oian askeri kı • tadan başka hîç bir kimse buluna • maz. Bır'sahalaV dSaindekİ gay • rimenkul emval sahiplerinin hukuku birinci maddenin A fıkrası esası dairesinde temin olunur. 400 melreye kadar olan saha dahilinde de yangın tehlikesini tevlit edecek inşaat ve itharat memnudur. Peşte seyahati! < Birinci sahifeden mdbait) Alman Polisleri (Btrinci sahtfeden mabit) yerlerinde; eski eserleri, güzel mevkileri gezmisler ve tstanbul hakkında malumat toplamışlar dır. Polis kafilesine riyaset eden Berlin Polis müdinyeti cinayet isleri müdürii Her Villy Finke ve Berlin Polis kumaıidanlarmdan Her H. Kalizinki ile zabıta rüe sası Vilâyete gelerek Vali Mu hittin Beyi ve bilâhare Polis müdiirü Ali Rıza Beyi makamlarında ziyaret ederek gördükleri hüsnü kabul ve samimiyete bilhassa teşekkür etmislerdir. Göz hekimi Esat Paşa Bir kaç ameliye yapmak uzere Adana ve Mersin'e eitmis olan göz hekimi müderris Esat Pasa İstanbul'a avdet etmiştir. vapurlarının hepsini geçiyor. Denîz «ert, karşıdan gelen Romanya vapurn beşik gibi sallanıyor, b'izde an • eak mahsus hafif bir yalpa. Hulâsa mükemmel bir vapur... * Bu vapurlardan birincisi 1908 senesinde bîndiğîm idarei mahsusanm en büyük ve güzel vapuru addedi • len Marmara idi. tktncisi de 1931 de seyahat ettiğimi Seyrisefainin, daha güzellerine malik bulunduğu «An • kara> vapurudur. Geçenlerde bir gazete bugünkü Yukarıki mukayeseyi bu iddianın Seyrisefainin, eski idarei mahsusadan îyi olmadığmı iddia ediyordu. doğruluğunu göstermek için yaptım. Biraz insaf! Bu seyahati yatakh vagonla gidip gelmek ve altı gün Peşte'de kalmak üzere (150) lira ile yapmak mümkün olacaktır. İstanbul'dan hareketten itibaren avdet gününe kadar kahvaltılar, öğle ve akşam yemekleri, otel, hatta hamal ve saire bütün masarif ten maada altı gün zarf ında Peşte'de yapılacak gezintile» rin otomobil ücretleri de bu pa raya dahildir. Gidecek heyetimiz Peşte'de resmen istikbal edilecek, ayrıca ziyafetlerde bulunacak, müteaddit tenezzühlere iştirak edecek tir. Kafile şimdiki tertip ve tasavvurumuza göre nihayet elli zat • tan mürekkep olacağından «Cumhuriyet» in bu teşebbüsünden istifade etmek istiyen zatların bize bir an evvel malumat vermeleri icap eder. Nihayet bir hafta geçtikten sonra vuku bulacak müracaatler bittabi neticesiz kalacaktır. Bir hafta zarfında müracaat edenlerin adedi elliyi geçtiği takdirde ne tarzda hareket edeceğimizi ve bu seyahate ait diğer lüzumlu izahatı ayrıca arzedece • ğiz. Seyahate Izmir'den iştirak et • mek arzu edenler bulunursa bize verecekleri malumat üzerine kendilerinin İstanbul yolculuğunda Seyrisefain vapurlarmda yüzde elli tenzilâtla seyahatlerî de te min edilecektir. z Hazırladığımız bu güzel ve kolay ele geçmez fırsattan istifade ye karar veriyorsanız kararınız dan bizi hemen haberdar etmenizi rica ederiz. «Çıkrıklar Durunca» romanının mevzuu hulâsaten sudur: «Pederinizin büyük harpte şehit o Vak'a elli iki sene evvel, Bolu lup olmadığım bilecek ve bunu tevsik Mutasarraflığınm Gerede nahivesi edecek ve ettirecek yalnız mensup ol duğunuz askerlik şubesidir. Şubenize ne tâbi (Adaköy) kariyesinde başmüracaat ediniz. Bu muameleleri ik lıyor, gene orada hitam buluyor. Amal ettikten sonra bize bildiriniz.» levî Adaköy'ünde, (Dudu) is* •* minde meczup bir kadın, bayılma 3 «Karaman'dan Hact Muhalleri esnasmda kayıptan haber veriyor; onun kehanetlerine inanan sa» imzalı mektup sahibine: «Taallukatınızdan bulunan Fatma köylü, Ali'ye bir derkâh ve bir de hanımla Zehra Iffet Hanıma ait evratürbe inşa ediyor. Bu kadının cezbe kın Millî Müdafaa Vekâleti Tekaüt şubesi tarafmdan 29601 numara ve 13/10 halinden istifade ederek köye ta • hakküm etmek ve bu vesile ile müf930tarihile Konya Askerlik şubesine teris bir dişi hayvan kadar haris ve gönderildiği anlaşılmıştır. Oradan ta kip ediniz.» hararetli şehvetini tatmin eylemek * ** hevesinde bulunan (Esma), meczup (Dudu) nun kehanetlerini ilân edeSçüncü tabar ontznca bölük 90 te rek ortalığı faaliyete getiriyor. Köy halkı, vergiden, Yemen çöllerinde vellütlu Süreit malut^gazi Mahölen evlâtlarının feci âkibetinden mut oğlu ömer» kiînyeli mektup çok muztarip ve müştekidir. (Dudu) sahibine: bu felâketlerin kalkacağını,herkesin •Millî Müdafaa Vekâletine gönde yerli dokuma giyeceğini, tezgâhlarildiğini bildirdiğiniz evrakm vürudunn, çıkrıklann mütemadiyen işliyena dair bir kayde tesadüf edilemedi rek köye bereket ve refah gelece • ğini bittahkik öğrendik. Evrakımzın numara ve tarihini bir kere daha tet ğini cezbe halinde söylüyor, bu sözkik ederek bize sarih olarak bildirir lere (Esma) tercüman oluyor. Köyseniz yeniden takip eder ve neticeyi lü, kayıptan gelen bu vaitlere a size bildiririz.> damakılh iman ediyor. * * * Cenubî Afrika'da yetiştirilen tif «Adapazarı'nda Gelül matikler, bizim yünlerimizin satılma > hallesi Fabrika tokağtnda 23 masını intaçetti. Bunun üzerine, tanumaralı hanede tabur kâtibi biî, tezgâhlarımız, çıkrıklarımız durSüleyman Ef. eytamından kızı du. Köylü hazin bir husran ve sefalete düştü. Nihayet, köylü müte Arife Hanıma: gallibenin tahakkümü ve açhğm «Evrakınızın muamelesi Milli Müdafaa Vekâleti Tekaüt şubesi müdiriyesevkile Avrupa mallanna ve hükutince ikmal edilmiştir. Maaşmız Ko mete karşı isyan eyledi. Adaköy'üne caeli emvalinden verilmek üzere resmî gelen çetelerle kuvvetlenen köylüsenediniz 22/3/931 tarih ve 30 8748 Ier (Devrek) i basıp işgal etti. thtinumara ile Muntazam Borçlar müdiIâlciler (Mengene) yi ele geçirir riyetine gönderilmiştir.> ken çete reisi Pazvanoğlu'nun hiya* * * neti yüzünden neticede mağlup ve 6 Kocamastafapasa'da A perişan oldular.Hükumet kuvvetleri Adaköy'ünü îşgaletti. Halk kâmilen karca'da Gümrük çeşme soka maktül düştü, Alevî dergâhı da bir ğında 6 numaralı hanede sakin yığın küle döndü. 306 doğundu piyade basçavuşu 2 «Çakırh'dan Çoban Ab~ dullah» imzalt mektup sahibine: gidiyor. Romanlarda, insana en zi yade kelâl veren cihet budur. C) Bolu Mutasarrıfhğından, Cenubî Afrika'ya atlıyan romanın, Cenubî Afrika'ya ait faslı kâmilen zaittir ve bu romanda hiç yeri ol • mamak lâzımdır. D) Esaslı kahramanlardan gayri, her şeyin, bilâistisna bütün eşhas ve muhitlerin, ayni ehemmiyetle, ayni derecede kuvvetle ve bir çok zait teferrüatla yazılması, bütün bu tasvir ve temsil bolluğu; çok, pek çok salçalı bir yemek gibi, insana tiksinme hissi, adeta okumadan menedici bir bulanti hali veriyor. E) Bir çok teşbihlerde mübalâğa vardır. F) Bir takım eşhas ile sözleri arasında gayritabiilikler vardır. Meselâ: Cahil bir köylü olan Hasan şu felsefî sözleri söyliyebilir mi? (Sahi • fe63). < Baba Zina edenleri, hısızlart, soyguncuları, or . lan, pez leri bir tarafa; zayıflan, kimsesizleri bir tarafa koyup, iyileri, kotülere dövdüren bir Allah anlamıyorum.% Bundan elli iki sene evvel, Ada • köylü ümmi Hasan'ın böyle mantı • kî ve müselsel tefelsüfleri tabiî ad dolunabilir mi? Gene bu Hasan'ın, sevgilisi öldüğü zaman ağzından, Allaha karşı çıkan şu nükte ne kadar yüksektir: « Benimle ortak olacak ne vardı?> Gayritabiiliğe bir misal daha: Sevgilisi Esma'nın hiyanetine şahit olan Adaköy'lü Hüseyin diyor ki: (Sahife 225). « Kadın peygamber de otsa, âşıkını aldatır.» Burada peygamber kelimesi çok güzel ve cinaslı olarak kullanılmıştır. Fakat böyle sözler bir köylü ağzından çıkabilir mi ? G) Vak'anın en esaslı kahramanı olan (Esma) nın hakikî şahsiyet ve ruhu eserin sonlarma doğru, çok geç olarak, bir muhavereden anla ş;hyor. Bunu daha evvel bîlmiş âşikane maceraları ve ruhî mücade leleri öğrenmiş olsaydık romanı daha lezzetle ve merakîa oukyacağımız şüphesiz idi. * * * En ziyade teessüfe şayan bir noktaya muharririn ve naşirin nazari dikkatini celbedeceğim. Romanın içindeki resimler, dünyanın en gü lünç ve çirkin resimleridir diyecek olursam mübalâğa etmiş olmıyacağım. Düzgün ve edebî yazılar arasında bu münasebetsiz, manasız, çocukça resimler, insana doğrusu is tikrah hissi veriyor. Bu gibi işlerde, naşir ya iyî bir ressama müracaat etmeli, yahut, karilerin zevki seli mini isyan ettirecek böyle gülünç resimleri koymaktan vaz geçmeli dîr. îki kardeşin marifeti Dün saat 14,30 da Sakızağacı sakinlerinden manav Celâl ile ayni mahallede oturan Sinan ve kız kardeşi bir mes'eleden dolavi kavfa etmişlerdir. Celâl iki kardeşe birdsn tabanca çekerek tehdit etmiştir. Bu strada Sinan ve kardesi taşla Ceâl'i başından ve muhtelif yer lerinden cerhetmişlerdir. Zabıta her üçünü de yakalıyarak tahkikata başlamıştır. İki otomobil çarpıstı, biri parçaladt Amerikan sefaretanesine ait 98 numaralı otomobü ile Servet Vasıf Beyin idare etmekte olduğu 931 numaralı otomobil dün Tarabva'da çarpışmışlardır. Müsademe şidd^tli olmuş, Servet Vasıf Beyin o*omobiIi kâmilen parçalanmıştır. Nüfusça zayiat yoktur. Bir tramvay kazası Evvelki gün bir tramvay kazası olmuştur. Saat 15 buçukta Topkapı tramvayı Çemberlitaş'tan geçerken İbrahim isminde biri ters taraftan tramvaya asılmıştır. Bunu gören biletçi Osman Efendi bir kazaya meydan vermemek içîn tchlike zilînî rrS miş ve son sür'atle gitmekte olan tramvay durmuştur. Arabamn dur masmdan mütevellit sarsıntida ters tarafta asılmıs olan İbrahim yere dü«erek basınd^n tehlikeli surette yaralanmıştır. Mecruh baygm bir halde hastaneye srönderilnv**?». Kaza hakkında tahkikat yapılmakta • dır. Meydan kumarbazlan yakalandılar Dün Musevi'Ierin hamursuz bayramı olmak münasebetile Hasköy'de Kıztlminare meydaamda toplanan halk eğlence yaparlarken Osman, Feridun ve Hasan isminde üç kişi kalabalık arasında fırıldak çevir • mek suretile kumar oynatmak i^temisler ve zabıtaca yakalanarak haklarında takibata başlanmıştır. Polise hakaret Dün gece saat 24 te Beyoğlu'nda Şişhaneyokuşu'ndaki Jale gazino sunda Halit, Kâzım, Mehmet. Kâ mil hep bir arada rakı içerlerken aralarında kavga olmuş, gelen po'is memurlarına hakaret edildiği için tevkif edilmiştir. YUSUF OSMAN Veli oğlu Siddik Efendiye: «Tahkik ettirdik. Mektubunuzda bildirdiçiniz numara ve tarihli evra kınızın Tekaüt şubesine vüruduna dair bir kayde tesadüf edilemediğini öğrendik. Evrakmmn tarih ve numara sını ve hangi tarih ve numara ile An kara'ya gönderildigini bir kere daha dikkatle tetkik ederek bize bildirirse niz yeniden tahkik ettirir ve alacağı mız neticeyi gene yazanz.> * * * 7 UskSdar'da Gülfemhahm mahallesinde Hudai Mahmut Efendi sokağında 3 numaralı hanede bahriyeden mütekait Hacı Salim Efendiye: «Mevzuu bahsettiğiniz evrakın Te kaüt şubesine gelmediği Milli Müdafaa Vekâleti Tekaüt şubesi tarafmdan 304699 numara ve 7 eylul 930 tarihli tezkere ile Üsküdar Askerlik şubesine bildirildiğini öğrendik. Üsküdar Askerlik şubesine müracaatle evrakınızın ne oldvğunu takip ve tahkik etmeniz lâ zımdır.> Yarm devam edecek lşte, roman, burada, bir yığın ölü ve enkaz ile hitam buluyor. * * * Tenkitlerimizi yazmadan evvel bir noktayı memnuniyetle ve açıkça söylemek isterim: Sadri Etem Beyin üslup ve tahrir tarzı mükemmeliyet derecesine çıkmamıs ise de, her halde güzel ve hayli düzgündür. Kendisi sahihen kalemine sahip ve bayağı üsluba malik bir muharrirdir. Kitabın mü • taleasmdan çıkardığım en esaslı netice budur. Bunun îçin Sadri Etem Beyin muharrîrlikte ısrar etmesini ve çok çalışarak bahusus Garb'in büyük romanlarmı behemehal ve dikkatle okunmasını tavsiye ede • rim. *** Bu romanda, romancılık san'atı itibarile gördüğüm kusurlan hulâ saten aşağıya kaydediyorum: A) Üslubun roman mevzuu ile münasebeti yoktur. Mevzu basit ve bayağı, üslup ise hakikaten fazla süslü, fazla parlak, fazla musanna.. B) Esaslı vak'aki iktisadî ve mezhebî bîr mücadele ile Esma'nın muaşakalarından ibarettir • hiçbir zaman tamamile tebarüz etmiyor, teferrüat ve uzun muhavereler, ya bancı mevzular arasında kaybolup Son fırtınalar ve yağan mebzul yağmurlardan fındık ağaçları miihim hasara uğramıştır. Ticareti Hariciye ofisi bu hususta fındık istih • sal mıntakalarmdan telgrafla ma • lumat istemiştir. Gelen cevaplara nazaran hasarat assrarî vüzde otuz kadar tahmin edildiği bildirilmek • tedir. Bu haber piyasada derhal tesirini göstermis ve fındıklar 30, 40 kuruş tereffü etmiştir. Bazı fındık tacirlerinin mevcut mallannı piyasaya çıkarmakta oldukları ^örülmektedir. Halbuki diğer bir kısım tacirler bu sene fın dık mahsulünün azalaca^mı düşü nerek stok yapmaktadırlar. m@ihaiF Fındık piyasası Sebepsiz hücun. Evvelki gece saat 24 te Hakkı is minde bir şahıs Unkapanı caddesinden geçmekte iken, Salih, Cemal, Osman, Ahmed'in sebepsiz hücu muna uğramıştır. Bu bes a»kadaş Hakkı'yı yumrtıkla yüzünden cer hettikleri için derdest edilmişlerdir. Tarihî çanlar Izmir'den kaçırılırken gümrükte yakalandı İzmir'in yangın yerindeki met ruk Ayakaterini kilisesinin altınla karışık tunçtan mamul çanları iki kasa içinde olduğu halde İzmir'den Yunanistan'a kaçırılmak üzere iken İzmir gümrük muhafaza memurları tarafmdan yakalanmıştır. Bu canların halitasında altın olmakla bera • ber tarihi kıymetleri de vardır. Ya pılan tahkikata göre bu çanlar ev • velâ Viyana'da bir müesseseye gönderilecek, oradan da Yunanistan'a sevkedilecekmis. Çanları kacıran lar Yunan'lılardır. Bunların ba^mda da M. Bersiç isminde bir kumüsyoncu bulunuyormuş, M. Bersiç hakkuıda takibatı kanuniye yapılmak • tadır. ^ e kadar ziraatçi var? V Ankara Ziraat mektepleri mezunları Cemiyeti memleketimiz dahilindeki Ziraat mektebi mezunlarının miktarını muhtelîf •"î'^vat merkezierinden sormustu. Gelen cevaplardan 1100 Ziraat mektebi mezunu mevcut olduğu ve bunların 400 ünün İktisat Vekâleti emrinde diğerlerinin de serbest mesleklerde çalıs trtihal Sabık Diyarbekir meb'usu ve İspirto tnhisar şirketi murakibi Cavit Beyin valdesi hanım füceten vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat on buçukta Şiş li'de Osman Beyden Köleyan apartı manından kaldmlarak Macka mezarlığına defnedilecektir. îstanbul Ankara yolu İstanbul Ankara trenile seyahat müddetinin kısaltılması için bir proje hazırlanmıstır. Bu proje, yolun bir çok kısımlarını takviye etmek zarureti olduğu için ancak hazirana doğru tatbik edilebilecektir. ABtDlN DAVER

Bu sayıdan diğer sayfalar: