30 Haziran 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

30 Haziran 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 Haziran 1931 Cumhuriyet SON TELGRAFLAR kanunları bu devrede kâmilen Onlar, ayrılık bombasmı fitilliyemeden intaç edilecek! hakikat cehenneminde yanacaklar * dafaa ettiler, içtimaî bir derdin Ankara 29 (Telefonla) Ançaresini mi gösterdiler. En kü talya meb'usu doktor Nazifi Şeçük bir kanunun ilmî tenkidine rif Bey «Hakimiyeti Milliye» de yazdığı bir makalede «Bizde mu mi muvaffak oldular? Hayır. Onhalif gazeteci ne demektir?» De lar buna mukabil memlekete büyük zararlar getirecek tehlikeli dikten sonra diyor ki: ateslerle oynuyorlar. Fakat emin « O kadar düşünüyorum, olsunlar ki Türk gençliğine, Türk kısaca tarihçesini yaptığım birliği arasına sokmak istedik • bizdeki gazetecilik muhale fetinin bu memlekete en •leri ayrılık bombasım fitillemeğe muvaffak olamadan hep birden ufak bir faydası ve iyi liği dokunduğunu hatırlıyamıyo hakikat cehenneminde yanacaklardır.» rum. Iktisadî bir mektep mi müııtMtııllımiIIH!lll|l|l!H|INllllHlllHltllMlt!tl!IWIım<m!iııı>m. Apartımanların dili Marif et ve mertlik gayrinıeşru kazançlarîa yapılanları söylemektir v İHEM NALIN MIHIN En asrî nakil vasıta* Söyle yarım saatlik şiddetli I yağmur, Istanbul'un ne mal oldu ğunu meydana çıkarmağa kâfi ( di. Bir çok mahalleleri seller bas Ben, her zaman, tstanbul'un ye« tepe üstünde kâin bir şehir oldu' na ve ortasından bir nehir geçnv diğine şükrederim. Düşününüz 1 kere, Istanbul'un da, ekseri büy sehirlerde olduğu gibi tam içindeı bir nehir geçseydi, halimiz nîce a lurdu! ;Yarım saatlik şiddetli bi yağmurda sokaklar ve caddeler b rer dere, yokuşlar birer çağhyanı , dönüyor, eğer şahrimiz, büyük b nehrin iki kıyısında kurulmuş o! saydı, İstanbul, bir Venedik olu İstanbul'Iuların ömrü de ördek g su içinde geçerdi. iki gündür, Istanbul'un yalnu Aksaray, Ortaköy gibi münhat mahalleleri değil Takshn gibi yük. sek yerleri de Venediğ'e dönmüf tür. Evvelki akşamki yağmur esna» sında otomobille evine giden Be • lediye Meclisi azasından bîr zat Taksim meydanını geçtikten sonra garajiarın önüne gelirken otomo • bili sele saplanımş ve motör ısla narak suların ortasında kalıvermi tir. Otomobildeki zat, eskiden yağ mur duasına çıkanların aksine olarak yağmur ve selin kesilmesi için bir müddet dua ve intizar etmişse de, anlaşılan, Belediye azası olduği için duası makbul olmamış, otomo» bil olduğu yerde kalmıştır. Niha' yet orada karşıdan karşıya adan* taşıyan bir hamalın sırtına binmif ve on kuruş vererek sahili selâmetf.* bnlmustur. Yağmurlu zamanlardaL tıamal sırtı, tstanbul'un en asrt nakil vasıtasıdır ve galîba şehir korulduğundanberi... * *¥ Bizde muhalif gazeteci! Vergi (Btrincı sahıfeden mabait) Iktisat Encümeni kazanç vergisini tadil etti Ankara 29 (Telefonla) Bütçe encümeni bugün Maarif Ve kilinin huzurile maarif bütcesini müzakere etmistir. Encümen muamele vergisini müzakere edecek muhtelit encümen için vereceği 5 azayı seç mek üzeredir. Muhtelit encümen bir kaç güne kadar muamele vergisini müzakereye başlıyacaktır. Bütçe müzakeratının uzaması, temmuz ortalarında icrası mukarrer Meclis tatilini de geriye bı raktığından diğer vergi kanunları gibi muamele vergisi kanununun da temmuz ayı içinde intaç edilerek Meclisten çıkarılması mu hakkak gibidir. Binaenaleyh yeni muamele vergisi kanununun, teşrinisani içtimaına tehir olu narak bu sene de eski kanunun tatbik edileceği haberleri doğru değildir. Maarif Ceıniyeti İspanyada intihabat Senelik kongresi dün Her tarafta CumhuriyetAnkara'da toplandı çiler kazanıyor Ankara 29 (Telefonla) Bugün Maarif Cemiyeti kongresi saat 11 de Kâzım Pş. nın riyasetinde içtima etmiştir. Umumî merkezin üc îenelik faalîyet raporu ve nizamname tadilâtı için vaki olan teklifler kabul edilmiştir. Nizamnamede umumî merkez aza adedinin 30 dan on beşe indirilmesi gibi bazı tadilât yapıl mıştır. Müteakiben yeni merkez heyeti intihap edilmiştir. Neticede Me> lâhat Ziya Gevher Hanımla, Ihsan Paşa, Aziz (Erzurum), Nafi A tuf (Erzurum), Refet (Urfa), Ke mal Zaim (Konya), Haydar (Afyon), A»ım (Erzurum) Beylerle, Başve • kâlet Müsteşarı Kemal, Talim ve terbiye heyeti reisi İhsan, azasından Haydar, Avni, Maarif Müsteşarı Emin, Orta tedrisat umum müdürü Cevat, Neşriyat müdürü Faik Reşit Beyler intihap edilmişlerdir. 1 Madrit 28 (A.A.) Saat 22 ye kadar intihabata dair Dahiliye Nezaretine gelen neticeler, Nazır M. Maura'nın gazetecilere Cumhuri yetçi • Sosyalist koalisyonunun bütün İspanya'da muzaffer olduğunu söylemesine müsaade bahşetmiştir. Madrit eyaletinde şimdiye kadar hiç bir komünist namzet intihap edilmemiştir. kazanılıyor. Hatta iktisadî buhran var, diye barbar bağıran Son Posta bile şu yukarıda resmini gördüğünüz apartımanı yaptırıyor. Kendisine sorarsanız apartıman değilmiş te matbaa binası imiş. Kâşke herkes matbaa yap tırsa imiş... Bina, binadır, para, paradır, servet, servettir. Sahibine para getiren bir apartımanla gene sahibine irat teşkil ve men faat temin eden bir matbaa binası arasında servet itibarile ne fark vardır? Hem ne matbaa binaları vardır ki altı matbaa, üstü ida rehane ve daha üst katları da apartımandır. «İkdam Yurdu» gibi, «İçtihat Evi» ve saire gibi... Memlekette apartıman yaptı ranları, manalı manah teşhir etmekte gaye nedir? Apartıman sahiplerini hep gizli bir itham altında bulundurarak onların aleyhine fakirlerin husumetini tahrik etmek mi? Hırsızlık ederek a partıman yaptıran bile parayı memlekette bırakması itibarile kazandıklarını ecnebi bankala • rına yatıran veya ecnebi mem leketlerinde irada tahvil eden imansızlardan iyidir. Bina yaptırmak fena değil çok iyi bir şeydir. 0nun içindir, ki Son Pos ta'nın yaptırdığı bina ister matbaa binası,. ister Amerikanvari altmış beş katlı bir apartıman olsun, biz takdir ederiz, yalnız takdir etmediğimiz, memlekette bütün apartıman yaptıranları «Apartımanlar dile geliyor!» gibi manidar bir serlevha altında, hep gayrimeşru kazançlarla bina yaptırıyorlarmış gibi teşhir etmek ve apartıman sahiplerini sui zan altında bulundurmaktır. Yapılan apartımanlar îçinde gayrimeşru kazançla, hırsızlıkla yapılmış olanları varsa marifet ve mertlik onları açıkça söyle mektedir; yoksa bütün namuslu ve çalışkan servet erbabını şüphe altında bırakmakta değil! Apartıman ve servet diişmanIığını artık bolşeviklerin bile unuttukları, bir zamanda, ken disi de muazzam bîr bina yaptırmakta olan Son Posta'ya böyle bir düşmanlık hiç yakışmaz. Sinemacılar Vilâyet kararının tehiri talebi reddedildi Sinemacılar Istanbul Vilâyeti ve Defterdarhğı tarafından itti haz edilen son karara itirazen Devlet Şurasına müracaat etmişler, ayni zamanda Devlet Şura sının vereceği karara intizaren vilâyetin sinemalara duhul za manları hakkında yaptığı talimatın tehiri tatbiki için de ikinci bir müracaatte bulunmuşlardı. Ha ber aldığımıza göre Şurayi Devlet sinemacıların; karar tatbikatının tehiri talebini reddetmiş ve keyfiyet alâkadarlara tebliğ edilmek üzere İstanbul Vilâyetine bildirilmiştir. Ressam Ali Sami B. Paris'te teşhir ettiği iki tablo takdir edildi Elyevm Paris'te bulun makta olan ressam Ali Sami Bey orada Fransız res samları tara fından tertip edilen bir sergide Fethiye camii ile Boztoğan kemeri.4?! Sami Bey ni gösteren iki sulu boya tablo teşhir etmistir. Ali Sami Beyin bu iki tablosu son derecede takdir edilmiştir. Paris'te çıkan Les Artistes d' Au yourd'hui mecmuası Ali Sami Beyin fotoğrafile sergide teşhir ettiği tabloların resmini neşrederek diyor ki: «İstanbul'a ait iki sulu boya tablo ile sergiye iştirak eden ve memleketinde pek maruf bir san'atkâr olan üstat Ali Sami'yi selâmlamakla bahtiyarız. Tür kiye'de posta pullarile evraki naktiyeyi Ali Sami Bey tersim etmistir. Ali Sami'nin ö'yle bir gö | rüşü vardır ki bu ancak onun fırçasında nazari dikkate çarpar. Onun eski mimarî tarzlarının güzelliğini anlayış eserlerine başkaca revnak vermektedir. I Yeni kazanç vergisi Ankara 29 (Telefonla) İk tisat encümeni kazanç vergisi lâyihası tetkikatını ikmal ederek Maliye encümenine vermiştir. Lâyihanın encümende bu kadar gecikmesinin sebebi, yeniden bir kanun lâyihası tanzim edilmis olmasından ileri gelmiştir. Bu lâyihada hükumetin doktor ve avukatlar ve sair meslek erbabı için teklif ettiği maktu vergi usulü kaldırılmıştır. Bunların yalnız kanunî ikametgâhlarile yazıha nelerinden vergi ahnması, arzu edenlerin beyanname usulüne tâbi tutulması kabul edilmiştir. Hâdiseler • nlıc Tayinler Ankara 24 (Telefonla) Azalık müddetini bitiren Sanayi ve Maadin Bankası Idare Meclisi azası Ismail Safa Bey ipkaen, diğer azaIığa da A»ım Turgut Bey yeniden tayin edilmiştir. Kahire sefareti başkâtipliğine maslâhatgüzarlık vazifesinî de görmek üzere Hariciye birinci daire ikinci şube müdürü Ali Cevdet, Aydın Maarif müdürlüğüne Istanbul Emin muavini Fakir, Devlet demiryolları işletme umum müdürlüğü muavinliğine Vasfi Beyler tayin edilmişlerdir. Madrit 28 (A.A.) Valence vilâyetinde kâin Vergara'dan bildi rildiğine göre milli aksiyona men • sup müntehiplerle Cumhuriyetçi Sosyalist Koalisyonuna mensup müntehipler arasında vukua gelen müsademede bir nasyonalist olmüştür. Malaga'da bir takıtn hâdiseler vuku bulmuş olduğu haber verili • yor. Guidad Real vilâyetinde d* bir takım vak'alar olmuş bir çok kimseler yaralanmıştır. 39 sene hizmet edenler Madrit 28 (A.A.) Vorgara'da yeniden bir takım hâdiseler oldu Ankara 29 Otuz sene hizmet ğu söylenmektedir. Bask milliyet ! etmiş memurların tekaüde sevki çileri Cumhuriyetçilerin kulübüne hakkında hükumetçe vaki olan hücum etmislerdir. Bir kişi ölmüşteklifin Bütçe encümeninde tastür. vip edileceği anlaşılmaktadır. Bu Erenköy güzeller diyarı! 1930 Güzellik Kraliçesi Eren * köy'ünde oturur. 1931 Güzellik mfisabakasında ikinciliği kazanan hanım da Erenköy'lüdür. 1931 Güzellik Kraliçesi de bu sene yazı Erettköy'ünde geçirecekmiş!.. Bu suretle Erenköy güzeller diyarı oluyor. Ga» rip bir tesadüf eseri olarak bütün bu güzeller, sıra ile bir başmdan öbür ueuna kadar Etemefendi caddesinde oturuyorlar. Fakat, yazık ki bütün bu güzellerin ve en güzel köşklerin toplandığı bu cadde; bozuk kaldırımlarile kâh toz, kâh çamur içinde berbat bir yoldur ve başlangıcından geçen mUkemmel asfalt cadde, 25 senedir tamir ytlzü görmiyen bu komşusu ile alay etmektedir. Af. Macia kazanıyor Barcelone 28 (A.A.) Miralay Macia'nın sol cenah Cumhuriyetçilerinin intihabatta parlak bir su rette mazhar olmakta olduklanna dair olan intiba umumidir. gibi memurlardan ihtisaslarına mebni hizmetlerine devam za rureti görülenler Heyeti Vekile kararile istisna edileceklerdir. ilk bujjday mahsulü Ankara 29 (Telefonla) Es kişehir'in ilk buğday mahsulü bu • raya getirilerek bugün Bursa'da merasimle satılmıştır. Mahsul bir kaç güne kadar Istanbul'a da sevkedi lecektir. İzmir afyoncuları telâşe düştüler tzmîr 29 (Hu. Mu.) Cencvre afyon kongresi netayici hakkında Iktisat Vekâletinin, Anadolu Ajansı vasıtasile neşrettiği beyanname nin beşinci maddesi Izmir afyon tacirlerini telâşa düşürmüstür. Afyon tacirleri dahilden mubayaatı kes • mişlerdir. Beyannamenin besinci maddesindeki (afyon ihracatının resmî bir teşkilât altında olması..) kaydi, inhisar telâkki edilmekte dir. Yarın Ticaret Odasında afyon • cuların da iştirakile bir içtima ak tolunacak, bu mes'ele etrafında görüşülecektir. İtalya da Alman nazırlarını davet ediyor BERLIN 27 (A.A.) Sosya . list fırkasınm fikirlerini nesreden Le Servicde Pre*se Socialiste gazetesinin verdiği bir habere göre Italya'nın Berlin sefiri BaşveKİl M. Brüning ile hariciye nazırı M. Von Curtius'a M. Mousolini'nin bir daIstanbul 29 (A. A.) Karasiye vetnamesini tevdi etmistir. M. Mougidip gelme rekorun'u kırmak üzere solini bu mektubunda Alman biş • bu sabah saat 3 te Ingiltere'den havekili ile hariciye nazırını ttalyayı reket eden ingiliz tayyarecilerinden ziyarete davet etmistir. Bu gazete Chaplin ile Neville Stack saat 19,10 Alman nazırlarının bu daveti kabul da Yeşilköy karargâhında yere in ettiklerini ve İtalya'yı 10 temmuzda mişlerdir. Tayyareciler Halep tari • Paris'e yapacaklarım ümit ettikleri kile Hindistan'a gitmek üzere yarın seyahatten sonra ziyaret etmeleri sabah saat 4 te şehrimizden hareket muhtemel olduğunu temin etmekedeceklerdir. tedir. Kangal hâkimi Galip Beyi öl düren askerlik şubesi reisi binbası Resit Bey Ağırceza mahkemesinde muhakeme edilmek üzere Ankara'ya götüriılmüştür. Reşit Bey Galip Beyi öldürdükten sonra cesedini şubeye kadar getirmiş, bulunduğu odanın dııvarlarına bir kaç kurşun atmıştır. Reşit Bey ifadesinde Galip Beyin kendisine tecavüz ettiğini ve duvarlardaki kursun yerlerinin de bunu teyit edeceğini »öylemiştir. Tahkikat bu ifa denin aksini isbat etmistir. . Kangal hâkimini öldüren Reşit Bey İngiliz Tayyarecileri Şehrimize geldiler 1 ^f ı Yeni Bulgar kabinesi (Birinci Sahıfeden mabait) Nafıa Nazırı M. Bordanof Ticaret Nazırı M. Petrof Adliye Nazırı M. Mordenof Demiryollar Nazırı M. Koşorkof Harbiye Nazırı Jeneral Hittiyof Kabine azasından üçü Demokrat üçü ziraatçi ikisi Lib«ral ve biri Radikal fırkasına mensuptur. Jeneral Hittiyof evvelki kabinede de Harbiye Nazırı idi. Ali Sami, İstanbul'da doğmuş ve 1910 1924 senelerinde Paris Güzel San'atlar mektebinde tahsil ettikten sonra İstanbul'a avdet ederek Müze müdürlüklerinde bulunmuştur. Bu büyük san'atkâr bütün vaktini san'ata hasretmiştir. 1925 senesinde Londra'da hususî bir sergi tesis etmiş ve matbuat tarafından takdir edil miştir. Fransız san'atının büyük bir takdirkârı olan Ali Sami Benyamin Constant'ın «İkinci Mehmed'in İstanbul'a girişi» tablosile Luvre Müzesinde bulunan Chardin'in bir taplosunun kopyelerinî tersim etmiş ve her ikisi de Türkiye hükumeti tarafından satın ahnmıştır. Ali Sami ayni zamanda hâk • kâklik ile de meşgul olmustur. Elyevm memleketinde kezzap ile yegâne resim hâkkeden san'at • kârdır.» EDEBİ TEFRtKA: 14 KOKAiN Yazan: AKA GÜNDÜZ Bazısım hatır için kabul et miş, bir çoklarını da kırmamak için vaktim olursa gelirim diye atlattım .. Bu palavraları Vikont sahi diye dinliyor ve Matalon Efendiye ağzımn suları akıyordu. Saat yediyi nasıl ettim bilmi yorum. Karşı otelden bir gramofon sesi gelmeğe başladı. Vikont yüzünü buruşturdu. Bu, bir musiki bahsinin açılmasına kâfi geldi. Hangi^çalgıdan hoşlanırsınız hanımefendi? Hepsinden. Hangisini daha zevkle çalarsınız demek istedim. Piyano ile utu. Fakat ikisini de az çalanm. İkisini de az dinlemek f ırsatını bulsaydık. Piyano için kolayı var. Bara erken gideriz, kimseler yokken canımızın istediğini çalarız. Uta gelince, onun burada imkânı yok. Meselâ bir akşam bir ut bulup getirsem. İmkânsızlık orada değil, otel içinde benim çalmam mes'elesinde. Hem bilmezsiniz, bana öyle yan bakıyorlar ki... Çalışan kadını yeni yeni görüyorlar da ondandır. Hayır, bir kadının erkeklerle beraber bulunmasını, ayni suretle yaşamasını anlıyamıyorlar. Hele otelde başaçık dolaştığımı gö renler büsbütün şaşıyorlar. Zaman kuvvetli bir törbüdür. Hayatın bütün pürüzlerini tesviye eder. Gittikçe adileşen bahisleri birdenbire kesîverdi. Yemeği yeni bar Iokantasında yiyecektik. O • ral'in de oraya gelmesini kapıcıya tembihliyerek çıktık. Matalon Efendi peşimizi bırakmaz da bırakmaz. Lokanta dairesine girer girmez, bizi hazırlanmış bir sofraya o turttular. Derhal anladım, Ahmet Beyin odadan çıkıp beş on dakika görünmeyişi bu imiş. Oral de geldi. Altı kişi masanın etrafında lâfa koyulduk. Diğer masalar doluyordu. Ve herkes yan gözle bize bakıyordu. İdil buraya gelmeğe başladığı dakikadan beri barın nevri değismiş. Bu şen ve güzel kadının havası içinde bulunmak için gelen gelene.. Bir aralık camlı kapmın önünde birdenbire Ercan peyda oldu. Ben selâmlaşırken İdil baktı, Ercan'ı gördü ve neş'eli ürperişini sezdim. Ercan Bey değil mi? Çağırsanıza. Vikonta dönerek haber verdi: Kalemi mahsus müdürü Ercan Bey geldi. Bu dostumuzu geri göndermiyelim, kim bilir gene ne şeytanlığı var. Bu kadar erken gelmezdi. Bana rica ettiler, kalktım. Er • can'ın yanına gittim: İdil Hanım, Ahmet Bey ve hepsi seni davet ediyorlar. Çok işim var. Bir dakika için gel. Gelmezsen ben mahçup olacağım. Hem senin istemem diyip te yan cebine koyduğun davetlerden biri. Anlaşılan bu gece burahyız. Başka işlerini sav da burada eğlenelim. Sen İdil'i ne zamandan tamyorsun? Telâş etme dün gece bir, bu gece iki. Ercan geldi. Büyük ikramlar, hürmetlerle karşılandı. Dikkat ettim, Ercan ne kadar resmî davranmak îstiyorsa İdil o kadar senli benli olmak istiyordu. Anlaşılı • karşı daha başka türlü hareket yordu ki bu suretle şirketin mü edeceklerdi. İdil belki daha da dürü umumisine: Görüyorsun ya, kimlerle sen ileri gidebilirdi. İş iştir ve iş için işten çekinilmez, düsturu bizlere li benliyim. Ona göre bana ehemmiyet ver. göre değilse bile öyle iş adamlaDemek istiyor. Ahmet İdil'in Er nna göre en birinci düsturdur. Ercan'ın bir zayıf noktası, büyük can'a karşı yaptığı şuh hareket lerî görmemezlikten geliyor ve bir mes'elenin halline belki yüzde genç kadının hizmetinden bir sayüz yardım ederdi. Fakat Ercan niye ayrılmıyordu, âdeta gözlerihiç orah değildi, nihayet dostça nin içine bakıyordu. Her emrine tanışmış insanlar gibi hareket ebir şiyenlu gibi itaat ediyordu. diyordu. İdil'in sokulganlığına, Oral ne kadar neş'eli görünmek senli benli oluşuna karşı daima istese hali gözümden kaçmıyordu. temkinli ve mutedil davranıyordu. İdil'in Ercan'a karşı ettiği mua Hatta biraz da az içiyordu. Yalmele kalbini incitiyor, fakat seznız: dirroemek mecburiyetinde oldu Çok işim var. ğunu takdir ediyordu. Biyen ve bir dakika için gelen Ercan bir saat oknuştu ki çok oİdil'in Oral'a karşı tabîî mualan işini aklına getirmemişti, ben melesinden daha tabiî bir sey ode içten içe buna gülüyordum. lamazdı. Çünkü Oral da nihayet Rakı, viski, yemek, şarap, likör basit bir tüccardı. Fakat Ercan öyle değildi. Bana açık tekliflerde ve şampanya birbirine kanşınca f bulunacak kadar iş hayatında piş lokantada silinir, başka masalar * da... kin olan insanlar elbette Ercan'a

Bu sayıdan diğer sayfalar: