17 Ekim 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

17 Ekim 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

c* ttftt fıttnyct !İ7 Teşrinievvel l931: f Muharriri: FERNAND GRENAR MÜtercimi: YUSUF OSMAN Sehir ve memleket haberleri ııny mlî Siyasî icıııal Ispanya'da kabine değiştl tspanya'da kabine değişti. İlk Cumhuriyet kabinesinin, tspanya'nıv, gayet karışık bulunduğu ve henüz kanunu esasisinin bile tamam olmadığı bir zamanda istifa etmiş olması bütün dünyanın nazari dikkatjjıî bu memlekete celbetti. Avrupa mu vazenesinde mühim bir unsfir pjan İspanya'nın bir senedenberi karışıklık için çalkanmakta olması ve bu halin sonu ve akibetinin ne olacağı meçhul bulunması hariçte ciddî en dişeler uyandırmakta idî. Cumhu riyetin tctisinde en büyük gayret v< fedakârlık ve kiyaset gösteren Başvekil M. Zamora'nm istifa etmesi bu endişeleri bir kat daha takviye et mistir. tspanya uzun müddet katolik papapazların her türlü hürriyeti meneden istibdadı ve krallığın şiddeti ve sekiz sene devam eden Ceneral De Rivera'nın diktatörlüğü tspanya milletini son derecede bunaltmış oldu • ğundan ötedenberi muhafazakâr tanınan bu memlekette cumhuriyetin ilânı üzerine fevkalâde ak»ülhareke« ler payda etmiştir. Eski idarelerin tefriti yerine yeni sîyasî unsurların ifratı kaim olmuştur. Birdenbire mazi ile her türlü alâka ve irtibat katedilmek isteniyor. Komünistler kadar ve ihtimal bunIardan ziyade içtimaî inkılâpçı olan sendikalistler hükumete ve idareye hâkim olmak için hükumetle, polisle, jandarma ile her gün çarpışryor. Endülüs'te çiftçiler çiftlikleri ve diğer araziyi zaptederek kendi aralarında taksim etmişlerdir. Mües sesan medisi halinde toplanan yeni Kortes medisinde kanunu esasi projesi müzakere ediliyor. Fakat her maddesi sosyalizmin ve komonizmin son derecesine göre tadil olunuyor. tspanya'daki yeni hükumetin resmî inmi «tspanya tşçiler Cumhuriyeti» dir. Diğer maddelerde buna göredir. Fakat kanunu esasinin din ile dünya işlerine ait maddelerinde Başvekil ile Dahiliye Ne.zırı müfritlerin tadilâtına muvafakat edemedüer. M. Zamora mazide katolikler imtiyazlarını suî istimal etmiş olmakla beraber şimdi bunların hukuku esasiyeden mahrum edilemiyeceğini ve papalık makamile mevcut ruhanî iti Iâfnamenin ipkası lehinde olduğunu ve hatta Fransa devletinin dahi İspanya'ya bu yolda tavsiyede bulunduğunu sSytemîf ve bu na«c'*l«<1<4 Bono satışı Durmuş gibidir ları kıymet buluyor Meb'uslarımıza... Izmir gazetelerinde okuduk ki, Izmir meb'usları son zamanda halk evi ismi verilen eski Türkocağında toplanacaklar, bütün müntehibi saniler de bu içtimaa istirak edecekiermiş. İçtimada tzmir'in ihtiyaçlan ve halkın dilekleri üzerinde müzakere cereyan ettikten sonra bunların nelerden ibaret bulunduğu kayıt ve tesbit olunack mış. Meb'uslarm kendi müntehiplerinin huzurile yapacakları içtimalarda memlekete müteallik hiç bir şey konuşulmasa da yalnız âfakî musahabeler yapılmış olsa bunun bîle büyük bîr faydası olduğu inkâr edilemez. Hasılı böyle bir içtima ve anlaşmağa kim önayak olmuf Ue memlekete hayırh bir iş yapmış demektir. Buna dair olan haberi tzmir gazetelerinde okuduğumuz zaman bizim de ağzımızın suyu aktı. Jstanbul'un ve tstanbul'Iuların da binbir ihtiyacı ve dileği vardır. Fakat şimdiye kadar bir vesile bulunup ta halk ile vekilleri bir araya gelememişlerdir. Bahusus müntehibi sanilerimiz meb'uslarımızla derinden derine konuşmuş ve anlasmif ta değillerdir. Istanbul'da da böyle bir içtima yapılsa îhti yaçlar, dilekler ortaya dökülae, anlatılsa ve anlaşılıa çok iyi olur, diyoruz. Etibba Intihabatı Doktorlar arasında iiç gezdiriliypr Etibba Odasj heyeti umumiyesi bugün toplanarak yeni idare heyetini intihap edecektir. Bu intihabat etrafında tstanbul doktorları arasında muhtelif cere yanlar hasıl olmuştur. Ellerde üç liste dolaşmaktadır. Bu listeler den birincisi Etibba Muhadenet cemiyetinin, ikinci Tıp Cemiyetinin, üçüncüsü de ayrı ve müstakil bir grupundur. Etibba Muhadenet cemiyeti listesinde Tevfik Salim Paşa, Neş'et Osman, Murat, Nâzım Hamdi, ömer Lutfi Beyler, Tıp cemiyeti listesinde Tevfik Salim Paıa, Mazhar Osman, Mehmet Kâmil, Niyazi Ismet, Resat Rıza Beyler ücüncü listede Kerim Sebati Şükrü Hazım, Mazhar Osman, Tevfik Remzi Beylerin isimleri vardır. Etibba Muhadenet cemiyetinin divanı haysiyet namzetleri doktor Niyazi tsmet Beyle ömer Fuat Paşadır. Tıp cemiyetinin namzetleri Akil Muhtar ve Fuat Kâmil Beylerdir. Bugünkü intihap Darüifünun konferans salonunda yapılacak tır. Isya'mn o zamanki vaziyeti ve hayat şeraiti Genç şeh Gayrimübadillerin bono zade Babür Ehemmiy etli ve bereketli vahalar Suitan Ahmet, Ferghana payi tahtı kapılarına, manevî kuvveti bozuk ve pek yorgun olarak gele bilmişti. Orada kardeş çocuğunun elçilerile müzakereye can attı. Çabuk sulh yaptı. Memlekeiine dönerken hastalandı ve yolda öldü. Babür'ün, Akbsi'yi muhasara e den Moğolistan'lı amcası Mahmut Khan da, hastalanmış ve askerini alarak vatanına geri dönmüştü. Talihin yardımı: Hükümdarlık hayatının ilk günlerine te*adüf eden vak'alarda, kendisine yâr olan talihin bu mucizeli yardımı, Babür'ün zihninde kuvvetli bir tetir bıraktı. Bunu, mukadderatı için hayırh ve uğurlu bir fal addetti: Fcleğin kendisine yaver olacağma, ittikbalinin parlaklığına kanaat getirdi. B«bür hatırlarında, (Babürname) de diyor ki: «Avnı ilâhî, ıımur ve hususatımı, her zaman uygun ve aht«n bir şekilde intaç ettirdi.» Filhakika, o yardım, Babür'ü, ana va • tanından çok uzaklarda, dünyanın m efsanevi ve «evketli imparatorlufunu kurmağa sevketmiş, onun yüzünii tam bir muvaffakiyetle güldür mek suretile tecelli eylemiştir. Fa • kat, o koskoca Hint tmparatorluğunu kuruncuya kadar Babür hayrete şayan inkılâplar görmüş ve geçirmiş, parlak olduğu kadar geçici muvaffakiyetl«rin ardından, sefaletin ve yalnızlığın en ton ve elemli nokta • ıına kadar düsmliştü. Ancak, o, hiç bir zaman ümittizliğe düşmemiş, her •ukutunda, güle güle, sadelik ve neş'e içinde talih ve ikbali kovalamağa koyulmuştur. Babür'ün cidden harikah olan mukadderat ve muvaffakiyetlerini iyice kavrıyabilmek için, Asya'nın o zamanki vaziyatini bilmek lâzımdır. Asya, o devirde. Bazısı oldukça satvetli fakat hcpsi kararsız, hercaî krallıklara ayrılmiftı. Hanedanlann veraset kanunu da sarih değildi. Her hangi bir hükümdarın oğulları ve torunları, kendilerinin ayni hukuka malik ol duklarını iddia eder, babalarının veya büyük babalarının mirasını ta mamile yahut kısmen ele geçirmeğe müstahak bulunduklarını ilerî sürerlerdi. Prensler, kendilerine şahsî sadakat rabıtalarile bağlı asılzade • Urdcn miirekkep askerî kibar bir sınıfa dayanıyorlardı. Avrupa'nın derebeylik teşkilâtında bile bu manevî tazim rabıtası çok zayıf idi. Araziye merbutiyeti lâftan ibaret olan ve kumanda vazifesile Timar arazisi arasında hiç bir münasebet gözetilmi yen Asya kıt'asında bu rabıta, bittabi, bir kat daha gevşekti. Beyler, ahvale göre, bir Timar'dan diğerine geçiyorlardı; prensler arasında çıkan kavgaların ve kıskançhkların cilvelerine uyarak, bîr hükümdarı bıra k'p bir başkasının emrine giriyorlardı. îşte bu kararsızlık yüzündendir ki BabUr, akrabasile ve kendi silâh arkadaşlarile mücadele etmek mec buriyetinde kalacaktır. Bu mücadeIelerde Babür, babasından miras kalan kralhğı kaybedecektir. Ancak, çırçıplak kaldıktan sonra sergiizeşt arkasında koşmağa başladığı zaman, atımn heybesinde, büyük bir mu • vaffakiyet tılsımı taşıyorcfu: As ya'nın en büyük iki imparatorluğunu yaratan ulu ecdadının yani babası tarafından Timur'un, anası cihetinden de (Cengiz) in bıraktıkları muaszam mirasa ait, zeval bulmıyan, müruru zamanla sakıt olmıyan hu kuku!.. Babür girişeceği sergüzeşt yolunda, atalarmdan mevrus ma nevî nüfuz sayesinde pek çok ta raftar elde etmeğe muvaffak ola caktır. Küçük bir taht: Genç şehzade, küçücük bir tahta çıkıyordu. Bugünkü hukuk nazari yelerine göre buna, bir saltanat tebeddiilü bile denilemez. O zamanki Asya'da müteamil kaidelerle şimdiki telâkkilerimiz arasında hiç bir benzeyiş yoktur. Ferghana: (TiyenŞan) nehrinin, garp istikametindeki çatalının iki difi arasına sıkışmış, As ya'nın göbeğinde küçük bir mem lekettir. Bu ülke, yukarı (Syrdarya) nehrinin garp ve cenubu garbî istikametinde, tahmînen dört yüz kilometre uzunluğundaki vadiden ibarettir. Ön tahaları karanlık çam ormanları ve aydınhk otlakiyelerle örtülü, kocaman karlı yüksek dağlar, Ferghana'yı çerçevelendiriyordu. Ova kısmı çakıl taşları, kum ve bataklıklardan mürekkep geniş düzlüklerdi. Mo ğol'lardan ve Türk'lerden evvel buralarda oturan san'atkâr kavimler, derelcrin ağzında, örümcek ağına ben ziyen su kanallan marifetile münbit vahalar vücude getirmişlerdi. Bun ların bazuı hayli genifti. Bu cümleden olarak Andican, Oş, Marghelan, Asfera, Kokand, Khocant, Akhsi, Kasan vahaları ehemmiyetli ve bereketli idi. Beygirlerin, eşeğin yürüyüşü, eşeklerin kısacık çalâk adım ları, develerin bati yumuşak gidişi altında çiğnenen tozlu yollara, serin bir gölge salan kara ağaçlar, söğütler, kavaklar, parlak güzel parklar vücude getiriyordu. Bu hayvan ların ıırtında: Erkek, kadın, çocuk... Hep: Tüccar, san'atkâr ve çiftçiden ibaret sakin bir halk, alacalı, şata • fatlı elbiselerile sanki geçit re*mi yapıyorlardı. Birdenbire bu kalabalık yolcular dağılarak gözden kaybolur, yahut yolun kenarına çekilirlerdi. Çünkü: Kılıç, yay, okdanlık, zıh gömlek ve üzengilerin şakırtılarile ortalığa velvele saçan miğferli bir süvari kıt'ası, toz duman geliyor! Atlılar, kerpiç veya kuru tuğladan yapılmış bir duvarın yüksek kapısından, birdenbire fırlıyıp yola çıktılar. Böyle ansızın ilerliyen askerî kıt'anın kumandanı kimdir? Bu zat, çağırıldığı harp vazifeıine, maiyetindeki atlılarla beraber koşan bir beydir. Harp mültezimleri!'.. Bu bey, ya Türk'tür. Ya Moğol ' dur. Bunların atalan önceleri, şimal dağlarında ve isteplerinde serseri dolaşan çobanlardı. En eski zaman lardanberi, bu göçebeler, dağlardan ve bozkırlardan inerler ve ekilmiş vadüerde yaşıyan Hint Avrupai kavimleri sıkıştırarak mallarını yağma ederlerdi. Türk'ler ve Moğol'lar, zaman zaman, yavaş yavaş, köylerde ve şehirlerde yerleşmişlerdi. Hakkile yapabilecekleri biricik vazîfesi, askerî hizmetler olduğundan, kendilerine köy ve kasabalarda bu işi has retmişlerdi. Denilebilir ki, onlar, hükumet kurmak ve harbetmek için yaratılmış, bu işi san'at edinmiş mültezimlerdi. Bu yerlilerin işine geliyordu. Bu vaziyete, korkaklık yüzünden değil, menfaatlerine uygun olduğu için razı oluyorlardı. Tarlalarında, dükkânlarında, tezgâhlarında iş ve gücile uğraşan yerlilerin silâh kulIanmağa vakti yoktu. Meselâ: Kız gın ocaktaki demir kızdırılmış, pazarda ahş veriş yoluna girmiş, tar laların sürülmesi, tohum veya hasat mevsimi gelmiş iken bunları bırakıp harbe koşmak yerlilerin menf aatine mugayirdi. Bir cizye vererek işin içinden sıyrılmak daha muvafıktı. Mabadi var Gayrimiibadiüere istihkakla rının yüzde yirmisi nisbetinde yapılmakta olan bono tevziatma devam edilmektetir. Tevziat pek yakmda bitecektir. Fakat henüz gününde müracaat etmiyen pek çok gayrimübadil vardır. Bun lar bonolarını tevziatın hitamından sonra alabileceklerdir. Haber aldığımıza göre bono satışı bugün tamamen durmuş gibidir. Hiç bir gayrimübadil bonosunu satmamaktadır. Bu hal bonoların kıymetini yükseltmistir. Bundan çok memnun olan gayrimübadiller bonolarına verilen yüksek fiatlan da reddet mektedirler. Bu hal devam ettiği takdirde bonolar tam kıymetini bulacaktır. Bonolara karşıhk gösterilen tzmir'deki Yunan emlâkinin tam listesi tamamen komisyona bil dirilmiştir. Adana, Izmir, Ankara ve daha bazı vilâyetlerde bulu nan Yunan emlâkinin listesi de Maliye Vekâleti tarafından hazırlanarak Takdiri Kıymet ko misyonuna verilecektir. Bono tevziatı hitam bulduktan sonra evvelâ tzmirdeki emlâk mu zayedeye çıkarılacaktır. Izmir'de 300 liradan 20,000 Iira kıymetine kadar emlâk vardır. Gayrimübadiller bu emvalin müzayedesine iştirak etmek üzere Izmir'e gitmek için yol para sına malik olmadıklarını beyan ederek bonolardaki istihkakla • rına mukabil hükumetçe kendi • lerine bir miktar avans verilme sini istemişlerdi. Maliye Vekâ Ieti bu şekilde bir avans verme ğe mevcut kanunlarm müsait olmadığı cevabmı vermiştir. Emlâk satışının hüsnü idaresi ve bono sahiplerinin tefecile rin elinden kurtarılması için bir emlâk şirketi teşkili hakkında vaki olan teşebbüsler üzerine bankalar bonolara mukabil gayrimübadillere yardım etmeği kabul etmediklerinden şirketin teşkiline imkân görülememiştir. Doğru değil mi? Odun ve kömür Fiatlarm artmasına ihtimal verilmiyor Fındık fiatlan yDksliyor Ticaret Borsasında, bugday fiat • Ieri 4 kuruşla 5 kuruş arasındadır. Bir kaç gün içinde hariç memleketlere 600 çuval mal gönderilmiştir. Biralık arpalara talep fazladır. Fiatı 4 kurustur. Hamburg'ta bir müetsise, biralık arpa almak için bu radaki ticarethanelerden nümuneler istemiştir. Fındık fiatlerinde kalil bir yük seliş vardır. Hariçten talep artmıstır. Hamburg'da Gireson fındıklarınm fiati 101 kurustur. Diğer yerlerin fındıklan 97 kurustur. .. r. ,, Tiftik fiatlerinde şayani dikkat bir şey yoktur. Manisa'nın Eşme, Gördus, Demirci ve Soma kazalarında birer kooperatif teşkili için hazırlıklara başlanmıştır. Bu kazalarda bir sene zarf ında birer kooperatif şirket teşkil edilecektir. Manisa'da kooperatifçilik Limon ucuzluğu Son zamanlarda limon fiatlan çok düşmüştür. Toptan beş yüz limonluk bir tandık 300 kuruşa sattlmaktadır. Perakende olarak limonun tanesi bir kurustur. Son buhran yüzünden bir çok memleketler gümrük tarifelerini artırdıklarından Italyan limonları mahreçlerini kaybetmiş, fiatlar da bu yüzden düşmüştür. Bakkal dühânlari cuma gönö açılmıyacak Bazı bakkal dükkânlarımn cuma günleri, hatfa tatili kanununa mu • halif olarak dükkânlarını bir iki saat için açtıkları görülmektedir. Kanuna muhalif görülen bu hale kat'iyyen müsaade edilmemesi ve dükkânını açanlann kanunî takibe tâbi tutulmaları emredilmiştir. Seyyar satıcılara muayyen yerler gösterilmesi takarrür ettiğinden kaymakamhklar şehir dahilinde mü nasip yer aramaktadırlar. Eminönü kaymakamhğı bir kaç güne kadar seyyar esnafa bir pazar yeri tayin edecek ve mmtaka dahilinde mevcut bütün seyyar satıcılar orada durabileceklerdir. Bir odun ve kömür deposu arzusu is'af edilmedigi takdirde muhalef ete geçeceğini ihtar etmiştir. Lâkin bu sözler ne meclisteki ekseriyete, ne de nazırlara tesîr etme diğinden Başvekil istifaya mecb'ir olmuştur. M. Zamora zaten küçük bir* zihnre olan Terakkiperverlere istinat ediyordu. Yeni kabine Başvekil ile Dahiliye Nazırı müstesna olarak eski nazırlardan mürekkeptir. Maa haza cumhuriyetin müessisi say'.n ve bir çok taahhüdü bulunan M. Zamora'nm istifası tspanya devletinin dahilen ve haricen mevküni sarsacaktır. MUHARREM PEYZİ Seyyar satıcılar flolhSsaröaırdla inhırar idaresi izmir'den tütün alacak Tütün İnhisar idaresî Izmir mıntakasından tütün satın alacaktır. Bu hususta İzmir Başmüdiriyetine emir verilmiştir. Bu sene madenkömürüne her se nekinden fazla rağbet vardır. Bu itibarla odun, kömür f iatının ne kadar şiddetli kiş olursa olsun hali hazır daki fiatına nisbetle pek fazla art • maıına imk&n verilmemektedir. Şimdiki halde kesilmiş odunun çekisi eve teslim edilmek sartile 320330 kuruş arasında, keıilmemis odun da 220 kunifa kadar satılmaktadır. Kömürün okkası bes kurustur. Belediye Iktisat Müdiirü Kemal ömer B. mahrukat f iatlarının yükselmemiş olduğunu, perakende mal satan esnafın da kaymakamlıklarca mütemadi kontrol altında bulundu rulduklarını, fazla fiat istiyen!;rden şikâyet edilirse haklarında takibat yapılacağını söylemektedir. Yeni muhriplerimîz Sancak çekme mera^nıi pazar günü yapılacak Donanma Kumandanlığından tebljğ olunmuştur. Kocatepe ve Adatepe muhriplerimizin sancak çekme merasiminde hazır bulunmak üzere Ku« mandanhğımızca evvelce davet edümîş bulunan zevatı kiramın 18/l.Teş./931 pazar günü saat 13.0 te D">!mab«»hce önönde Hamidiye krovazörüne teşrifleri rica olunur. ihtiyat evrakı naktfye Ihtiyat evraki naktiyenin Ankara'ya nakledilerek Devlet Bankasına tevdii için hazırlıklar yapılmaktadır. 153 miîyon liralık ihtiyat paralar hâlâ Osmanlı Bankası mahzeninde muhfuz bulunmaktadır. Bu paralar, ambalâj yapılarak iki partide An kara'ya nakledilecektir. Bankalar konsorsiyomu paramızm kıymetini muhafaz için icap ettikçe bu para dan lüzum gördüğü miktarım dövize tahvil etmekte ve bu ihtiyaç zail olunca dövizi tekrar paraya tahvil ederek bankaya tevdi etmekte idi. Bundan sonra bu muamele Devlet Bankasınca yapılacaktır. Alişar'da hafriyat 22 medeniyetin eserleri bulundu Kızılırtnak havalisinde Ali far'da hafriyat yapan M. Osten refakatinde tarih muallimi Emin ÂIi Bey olduğu halde Ankara'ya gitmiftir. Ahnan haberlere gö re M. Osten'in açtığı kuyu Neolitik devrine kadar derinlestirilmistir. Bu sahada birbiri üzerine 22 medeniyetin eserleri bulunmuştur. Kuyu insan eli değ memiş toprak bulununcıya kadar derinleştirilecektir. Kuyuda Yunan medeniyetinden iki bin sene evveline ait Hitit medeniyetine ait eserler bulunmuştur. Tetkikat neticeleri hakkında hazır Kubilây abidesi Teberruat listesi Gazetemizin teşebbüsile ya pılacak Kubilây abidesi için vatandaşlar teberruata devam ediyorlar. Yeni teberruat lis tesi berveçhi atidir: Evvelki yekun Zongruldak Belediyesinden Yekun L. 3251 164 3416 K. 77 ~7İF Bîr miîyon Liralık açık Kendros ticaretanesi iflâs etti Şehrimizin maruf manifatura ticarethanelerinden Kendros mağazası bir miîyon Iira açıkla iflâs etmiştir. Bu ticarethane son za • manlarda sık'sık bir vaziyete düşmüş ve alacaklarını ta^sil ede mediği gibi boçlarını da ödi yemçTn^tir. Bunun üzerine ala cakhlar tarafından vâki olan taIep üzerine Birinci Ticaret mahkemesince iflâsına karar veril mistir. Ticarethane mahkeme tarafından mühürlenmiştir. Ismet Paşa geliyor (Birinci sahifeden mabait) Misafir gazeteciler gar misafirleri şu zevattan mürekkeptir: Heyet reisi sabıP Ziraat Naıırî ve meb'us Mösyö Grigor Va«ili • yef ve refil«»sı, es^ak Z'raat Nazırı Mr'vö Kristo Stateff ve refil^ası. Utro gazet**si müdüru Mös* yö Stefan Tanef, La Bulearie gazetesi müdürü Mösyö Nikolof, Nezo Vesimost cazetesi müdürü Mösyö Za<rorof, Buîgar telşraf aiansı müdürü Mösyö Travko Pooof. Dinevnî't gazetesi muhar* riri Matmazel Vaneva, Flibe'de cikan Yusr gr&zetesi müdürü M. Garadorof. Bulgar gazetecîleri Parapalas oteline misafir edilecektirler. ya gelmiş olan sabık ttaîya Maliy« Nazırı Kont Volpi ile görüşmüştür. •vvelâ, ıilb Baba katili müşahede altında Bundan 4 sene evvel Topkapı'da Zinnur Efendi isminde birisi babası Settar Beyi öldürerek kuyuya atmış ve ağırceza mahkemesinde yapılan muhakeme neticesinde idama mah kum edilmişken yaşının küçük ol mas) dolayısile ceza 24 sene hapse indirilmişti. Mahkum Zinnur Efendi 4 sene hapisanede yattıktan sonra geçen • lerde cinnet alâimi göstermiştir. Zinnur Efendiyi hapishane doktoru muayene etmiş ve kendisinin müşahede altına alınmasına lüzum göstermiştir. Mahkum tıbbıadliye «evkedilmiştir. Müşahede neticesinde tıbbıadlinin vereceği raporla bu baba katilinin vaziyeti anlaşılacak tır. Ianan rapor ikmal edilince Maarif Vekâletine verilecektir. Hitit'lerin Türk ırkma mensup olduklarını ve Hitit yani Türk medeniyetinin Yunan medeniyetin den eski olduğunu bu hafriyat meydana çıkarmıştır. Ancak gene evvelki gün Italya'dan hareket eden ve daha sür'atle gele rek İsmet Paşa Hz. ni, Çanakkale açıklarında selâmlıyacakları Anadolu Ajansı tarafından bildirilen (Kocatepe) ve (Adatepe) muhriplerimize •ancak çekme merasiminin pazar günü öğleden sonra yapılacaktır. Yeni muhriplerimiz (Ege) ye refakat ederek şehrimize geleceklerine ve sancak çekme merasimi pazar günü öğleden sonra yapılacağına nazaran (Ege) nin de pazar sabahı limanı mıza muvasalatı lâzım gelmektedir. Her halde kat'î vaziyet bugün anIaşılacaktır. tsmet Paşa Hz. ni parlak bir surette istikbal içîn yapılmakta olan hazırlıklara devam ediltnektedir. İsmet Paşa Kont Volpi ile görüftü Venedik 15 tsmet Paşa Hz., Ege vapurunda geçen sene Ankara'

Bu sayıdan diğer sayfalar: