17 Haziran 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

17 Haziran 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CİZLIHARP ALMANVE Muharrırr Bınbaşı Ladoux 9 r NakıU: Abidin Daver *Cttmhuriyet 'II an 15. Sehir ve memleket haberleri Sebze satışlarının kontrulu Siyasî icmal Terki teslihat Sarpa sardı rtAM/12 nMnİ CA/U/LAII AtA/INDA Marthe'nin bana gizli mürekkeple yazdığı mektubu okuyunca derin bir «oh!» çektim. Darülfünun Ne diyor? Rrof. Malş'm raporu için söylenenler Eski siparişler İthal edilince. mektuplar, ümitsizNkten ziyade küsIşte, bu baş döndürücü hava içinkünlüğe ve mağlup görünmekten zide, bir temmuz akşaım Marthe ku yade kendisine verdiğim 800 frangm eagınd* »evgili köpeği olduğu halde yevmî 150 peçeta masraf yüzünden hududu gecti. Fransız kızı hudut isçoktan bittiğini bildirmekten mütet»«yonunda İspanya toprağına ayak vellit mahcubiyete tercüman oluyor j hasarken, şakaklarında kokulu birer du. Bu vaziyet karşısında, arzusu hikırmızı karanfil, dudaklarında tahlâfına ona yardım etmeğe karar verrik edici bir aşk şarkısı, karagözlü mek üzere idim ki ağustosun ilk gün»igaracı İspanyol kızları, karşı salerinde kısa bir mektubunu aldım. iilde, Fransız toprağındaki ırktaşMarthe'nin gizli mürekkeple yazdığı ferı bask delikanhlarını ordudan f ibu mektubu okuyunca derin bir «Oh!» lara teşvik ediyorlardı. çektim. Bu mektubumda kısaca <teCasusluk romanlarında u»ulden masi temin ettim. öyle zannederim <ir: Maceranm kahramanı, vazifesi ki işler yoluna girecek» diyordu. Soniabı olarak geldiği şehre ayak basar radan bana verdiği tafsilâta nazaran fesmaz, bastan cıkaracağı adamı hebu mektubu yazdıran hâdise şöyle len bulur ve göıiine keatirir. Sonra, cereyan etmisti. « çabukluğile otelde hasmının oturMarthe bir gün yalnız başına uğu odanın kapısındaki kilidin şek«Cafe du Rhin» de oturuyordu. Bu k i bir balmumu ile tesbit eder. * lerakap bir anahtar yaptırarak oda kahveyi belki çok kalabahk olduğu için, belki de sadece isminden dolayı, y girer, dolaplardaki gizli evrakı kendisine tarassut mevkii ittihaz etee gecirir, onlarm sayesinde düşman osuslarım meydana çıkarır. Otomo mişti. Birdenbire, arkasındaki ma H, kapının önünde, yahut ta tayyare sada oturmakta olan iki kisi arasında oelin damında beklemektedir ve ma epey şiddetli bir muhavere cereyan ettiğini duydu. Almanca konuşan bu cranın kahraraanı, şaşkınlıktan ağadamlarm yüzlerini göremiyor ama, ı açık kalan âşıkının burnuna gülesöylediklerini işitiyordu. sk kuş gibi uçup gider. Konuşanlardan biri diyordu ki: Bir sihirbaz gibi daima harikulâde Bu kadın Fransız'dır. İstersen şler gören uydurroa casus hikâyeleri > ahramanlarının yaptıklarile Martbahis tutuşalım. öteki cevap veriyordu: ıe'nin mesaisi arasında hiç bir mü Hayır, İspanyol'dur. Yüz marka abehet aramıyınız. O, hiç eğlen bahse girişirim. Kabul mu? nek istemediği bir zamanda, delice Kabul. îğlence mevsiminin tam ortasında İsMarthe nihayet aradığını bulmak panya'ya gelmişti. Vazifesi dinlemek tan mütevellit sevinçle, o tabiî soğukolduğu halde memleketin lisanından kanlılığına rağmen, az kalsın, kendi bir kelime bile anlamıyordu. Onun milliyetini tayin için bahis tutuşan için ne yapacağını düşünmekle bir hayranlarına dönüp bakacaktı. Fa aydan fazla vakit geçirdi. kat İspanya'ya gelirken kendi kenGeldiğinin ertesi günü benim kendisine verdiğim 800 frankcıkla şa dine verdiği ilk etnir, almanca bil miyor görünmekti. Onun için hemen hane bir surette nazil olduğu Contikendini toplıyarak soğukkanlılığını nental otelini dolduran kozmopolit muhafaza etti ve sanki masasına gelhalkın ve can sıUıntıl»*ını defetmek meğe başhyan güneşten kaçmak ister için gece lokantalarında ve bakara gibi şiddetle geri çekildi. Sözde dikaynanan plâj gazinolarında dolaşan katsizlik ve dalgınlıkla yaptığı bu işsiz güçsüz banyocular arasında hareketle masa komşularının cocktail kendi kendine düşünmeğe başla (koktey) kadehlerini devirdi. mı*tı: tpin ucunu nereden ve hangi tarafmdan yakalamalı? Buraya geleli bir hafta olmuştur ki çok şık bir Fransız'Ia bir kaç kelime konuştu. Bu adamın bir asker kaçağı olduğunu anlamakta gecikmedi. Çok geçmeden herifin Alman'lar hesabına casusluk ettiğinden de şüphelendi. Marthe bu tahmininde al~ danmamıştı. Çünkü bu Fransız, muahharen, coutumace idama mahkum edildi. Marthe sabırlıdır ve sinirlerine hâkim olmağı bilir. Onun için sükunet j le bekliyordu. Sadık köpeği peşin de, denize nazır uzun, güneşli sed lerde dolaşırken güzel mavi gözle rinin cazibesine tutulan İspanyol asılzadelerinin âşıkane tekliflerine lâkayt kalarak bekliyordu. Bazan kendi kendine diişünüyordu: Yüzbaşı ama da atmış . Oltamı akıntıya atıp dolaştırmak kâfi olduğunu ve balığın kendi kendine gelip iğneyi yutacağını söylemişti. Gelsin, kendi yapsın da göreyim. Bari, tayyarem, yahut ta otomobilim yanımda oisaydı, o vakit bir şeye benzerdim. Çünkü yeni zenginler her yerde, her memlekette birbirinin ayni .. Onlarm indinde tablonun hiç ehemmiyeti yok, elverir ki çerçevesi yaldızlı ve muhteşem olsun... Marthe'nin bana yazdığı alelâde heyeti idare namına Fazlı Necip Bey senelik raporu okuyarak idare he i'etinin icraat ve mesaisi hakkında izahat vermiştir. Söz alan bazı azalar bu icraatı tenkit ve bonoların kıy meti düşük olduğundan şikâyet et mislerdir. Fazh Necip Bey idare heyetinden olmadığını söylemekle beraber ten kitlere cevap vermiştir. Bu arada yeni intihap olunacak idare heyetinin eskisi gibi hareket etmiyerek üç ayda bir heyeti umu miyeye izahat vermesi ve heyeti umumiyeyi toplamadan bono almak ve saire gibi mühim teşebbüslere girişmemes! temenni edilmiştir. Ankara'ya giden heyetin vazifesini hüsnü ifa etmediği ileri sürülmüstür. Eski idare heyetini tenkit edenler den Ali Bey demiştir ki: « idare heyetinin raporu aczi tammı gösteriyor. Eğer vaktile istifa etselerdi daha iyi hareket etmiş olurlardı. Trikopis çiftliğini satın almak için bonoların kıymetini düsürmek üzere propaganda yaptılar. Piyasadan ucuz bono topladılar.» Bu zemin üzerindeki münakasa çok hararetli olmuştur. Nihayet H. Fırkası namına Vilâyet İdare Heyeti azasından Hüsnü Bey söz alarak; Fırkamn GayrimübadiIIer cemiyeti işlerine müdahale etmiş vaziyette olmadığını; gaye, ayrılığı bertaraf etmek olduğunu; Fırkada cereyan cden müzakereler sırasında işbaşına hüsnü hizmet gösterebilecek k»ms«Sonra, bu adamlara dönerek zahiren mahcubiyetten, fakat Vıakikati halde heyecandan pembeleşen güzel yüzile onlara fransızca olarak: Affınızı rica ederim efendim, dedi. Marthe devirdiği kadehlerin beyaz olduğunu görünce içinden de: Beyaz kadeh, uğur getirir; diyordu. Her iki tarafın büsbütün aksi mülâhazalarla araştırdıkları konuşma vesilesi bulunmuştu ve derakap farnsızca olarak görüşmeğe başladılar. Çünkü Marthe evvelâ, fransızcadan baska lisan bilmediğini söylemişti. İki Alman'dan biri sevinçle: Paris'lisiniz değil mi madam? Yüz mark kazandım, dedi. Marthe cevap verdi: Ben mi? Hayır Paris'li değilim. Gerçi Fransa'da evlendim ama babam İsviçre'li, annem Türk'tür. Bu sözü söyledikten sonra da i çinden diyordu ki: Eğer bundan sonra da beni kâfi derecede bitaraf bulmazlarsa, bil mem ki hangi milletten olmalı? Bahsi kazanan Alman sordu: Demek ki dulsunuz! Evet, koeam, bir kaç ay evvel bir otomobil kazaıında öldü. Ya, siz kimsiniz? {Mabadi Var) lerin getirilmesi tenin edilmek is tendiğini söylemiş vs bundan sonra yeni idare heyeti inihabına geçil mistir. Içtimadan evvel br beyaz, diğeri sarı iki liste hazırlannışh. Beyaz lis te eski îdare heyeti taaftarlarına ve sarı da buna muhalif rlanlara aitti. Cemiyete dahil azanın birer birer isimleri okunarak rey puslaları alındığı sırada bazı kimsehr yakın akr&balarına vekâleten derey vermek istemişlerdtr. Bu da bir ıayli kargaşalığı mucip olmuştur. ^ihayet ni zamname mucibince birkişiden vekilet suretile ancak bir ey alına bileceği makamı riyasettm tebliğ edilmiştir. Bilhassa kadınlır rey verirlerken çok asabiyet göiermişlerdir. Puslalar toplanıp tasnif edilmiş ve neticede beyazların 136, sarıların 106 rey aldığı anlaşılmıştı. Bu suretle yeni idare heyeti EsatPaşa, Cevat Meyruş, Hâmit, Hasan Vıf i, Ham. di, Ahmet, Nüzhet, Hüsnü, Tahir Kevkep, Ismail Müştak, H»ip ve Refik Beylerden mürekkep dmak üzere teşekkül etmiştir. Bir kıım aza cemiyete dahil oldukları haUe rey veremediklerini ileri sürmü^erdir. Bu da oldukça gürültüyü muip olmuştur. İsmail Müştak Bey; intihabı yo lunda cereyan ettîğini; şayetfesat karıştırıldığı iddia ediliyorsa knunî yollara müracaat edilebileeeğiıı söylemiş ve içtimaa nihayet verilnistir. Sebze hâli ve taze meyva pazarı Belediyemizin tam bir murakabesi altında değildir. Yakın ve uzak yerlerden getirilip taze meyva pazarında satılan mahsulâttan müs| tahsiller her ne şekilde olursa olProfesör Malş tarafından Darül fünunumuzun ıslahı hakkında ha ı sun zarar görmektedirler. Sebze I pazarına gelince orası adeta bir zırlanan raporun henüz neşredılmecidal meydamdır. Bu iki satış yemesi ortaya bazı mütalealar atılmarinin bir taraftan Belediyenin, disına sebebiyet vermiştir. ' ğer cihetten müstahsillerle halkın Darülfünunun muhtariyeti ' nef'ine olarak ıslahı artık zarurî mes'elesi < olmuştur. Her iki pazar yeri BeBir çok alâkadarlar raoora henüz ı lediyenin ciddî bir murakabesi alvâkıf olmadıklarını söylemekle be r tına almmadıkça müstahsillerin raber profesör Malş'ın raporunda t hukukunun teminine imkân yokDarülfünun muhtariyetine lüzum ol | tur, zannındayız. Bir müstahsil madığı hakkında beyanı mütalea et j| buraya hangi nama gönderdiği bir mesine ihtimal vermemektedirler. d malın kaç okka olarak kaç kuruşa Dinamik tahsil, Statik tahtil | ve kime satıldığını her istediği Dinamik ve Şta^jk tahsil mevzuu Ü zaman Belediye heyetine müra etrafmda söylfc'$ffBJŞrfc gelinc» ken | caatle anlıyabilmelidir ve İstanbul disile görüştüiHmüz felr müderris bize ' haricine gönderilecek faturalar bu hususta şö izahati vermiştir: "' mutlaka Belediyeye tasdik ettiril« Öarüİrünunumuzda tahsilin f melidir. Pazar yerlerinin ıslahı Dinanük veya StaÖk bir şekilde ya i bugün için İstanbul'umuzun en * pılması mes'elesi bundan bir kaç * mübrim ihtiyaçları sırasına gir sene evve| mevzna hahsolmuşfur. P miştir. Hktta arkadaslârımızdan bir zatın bu hususta «Dinamik ve Statik tansil» başhğı altmda Inti^ar etmiş bir makaİesi de vardır. Nazarî ve amelî unsurları ayni derecede tekemmül et miş olması lâzıra gelen Dinamik tahsilde talebeden, müderrislerinin takririnden maada şahsî mesaiden mütevellit müktesebat ta aramr. Hatta bu maksatladır ki Darülfünunumuzda geçen ders senesi iptıMünhasıran bedasında seminerler tesis edilmiştir. lediye cezaları Seminer mesai bilhassa ecnebi lina bakmak üzere ıanı bilmeğe mütevakkıftır. Istanbul'da üç Bu itibarla profesörün Dartilfü sulh mahkemesi nuna lisan dersleri ilâvesi hakkındaki mütaleası doğrudur. Ancak şim teşkiline karar vediye kadar Darülfünun tahsilinin yal rilmişti. Bunlar dan biri teşekkül nız takrirlere münhasır kaldığı ve ederek evvelki daha ziyade Statik bir mahiyet günden itibaren arzettiğ? neticesine varmamak lâ vazifeye başla zımdır. miştir. Bu işe meZaten bazı fakültelerdeki tez immur edilen sulh tihanlarının mevcudiyeti de bunu mahkemesi Gala göstermektedir.» ta'da ifayi vazife Beledtye sulh hâkimi Müderris maaşları S Doğru değil mi? Belediye cezaları Üç sulh mahkemeai teşkil edildi Büyük devletlerin başvekilleri ve hariciye nazırları tamirat mes'elesi nin müzakere edileceği Lozan kon feransına giderken Cenevre'ye uğradılar ve tevakkuf haline gelmiş olan terki teslihat konferansını can landırmak istediler Terki teslihat Mayıs istatUtiklerine göre bir aykonferansı umumî ictimaîara hazırhk lık ithalât kıymeti (11,649,590) H yapmak icin müteaddit teknik komira ve ihracat kıymeti de (6,807,209) teler teskil etmisti. Askerî, havaî ve liradır ki ithalât lehine olarak bahrî gibi rmıhtelif işlere bakan bu (4,842,381) liralık bir fark görül komitelerden hiç birinde ittihat hâsıl mektedir. 932 nisan ithalât kıymeti olmamıstır. Bu komitelerde yapılan ise (5,60 ,116) lira ve ihracat kıyteklifler yekdiğerine taban tabana meti de (6,841,212) liradır ki ihrazıt idi. Mese'â tahtelbahir, tank ve cat lehine olarak (1,235,096) liraağır top gibi kuvvetli silâhların tedalık bir fark vardı. füî, yahut taarruzî mahiyette bu Mayısta ithalâtın ihracattan lunduğu hakkında uyusulamamıştır. (4,842,381) lira fazla olması, 16 Bu vaziyet karşısında konferansın teşrinisani 931 tarihinden evvel siumumî içtimalarını hazırhyacak upariş edilen eşyanın ithal tahdidamumî komisyonun bile toplanmasinda tına tabi tutulmıyacağı hakkında bir mana yoktu. Yapılacak iş devverilen kararın bir neticesidir. Bu letlerin kendi aralarında hususî mügibi eşya tahmin edildiğinden fazla zakereler yaparak itilâf zemini bulzuhur etmiş ve eshabı bunları gümmaktan ibaretti. Konferans reisi Mr. rükten geçirmekte istical göster Henderson şimdilik bundan baska yamiştir. pılacak bir tedbir bulunmadığını Mayıs ayında ithalât lehine te sövlemisti. celli eden bu netice, (256,000) liraMaahaza büyük devletlerin fikir ve lık deri, (437,000) liralık yün ve kıl tasavvurları hakkında ne kadar fark iplikleri, (249,000) liralık şeker, bulundu^unu ve itilâf a imkân olup (173,000) liralık kâğıt, (227,000) olmadığını anlamak için devletle • liralık pamuk ipliği, (1,181,000) lirin başvekillerinin Cenevre'de top raltk pamuk men«ucat, (150,000) lanmasından istifade bir tecrübe daliralık lâstik mamulâtı, (139,000) ha yapıldı. Fakat tecrübe menfi netice lir«lık cam, (739,000) liralık demir vermis ve itilâf a. imkân olmadığı •e maden yağlarının nisan ayına yeniden tahakkuk etmiştir. Almanya nisbeten fazla miktarda ithal edilile Fransa arasında nakabili telif mesinden ileri gelmiştir. noktai nazar farkı olduğu tekrar meydana çıktığı gibi Amerika île Fransa arasında dahi hiç beklenil * miyen ve esasa taalluk eden bir ihtilâf çıkmıştır. Mayıs ithalâtı dört milyon fazlalaştı Maznun hâkimler Müderris maaşları ve müderris lerin hariçte diğer bazı işlerle meşgul oldukları mes'elesi etrafında kendisile görüstüğümüz diğe^Mf «töderris te bize şu izahati vermiştir n < « Her yerde müderrislere veri len maaşlar mevki ve şeref mukabili olmakla beraber onlarm maddî ihtiyaçlarından ziyade kültüral ihtiyaçları nazari itibara alınarak tayin edilir. Bir müderrisin maaşınm mühim bir kısmı yeni eserler satın almağa gider. İşte müderrislerimizin hariçte diğer islerle mesgul olmaları mecbu • riyeti buradan doğmaktadır. Meselâ ayni zamanda doktor olan bir mü derris bu kabil ihtiyaçlarını karşılıyabilmek için hususî bir kabine açıp çahşmağa mecburdur.» Haber aldığımıza g'öre profesör M. Malş'ın raporundan evvel verilen bazı kararlara nazaran gelecek ders senesinden itibaren bazı fakültelerde tedrisat zümre dersleri halinde yapılacaktır. Ayni zamanda talip fazla olduğu takdirde müsabaka imtihanları da açılacaktır. etmektedir. Gala Münir B. Meclis AdMye Encümeninde müzakere edilen, hâkimler kanunundaki ilâvelere dair lâyihaya göre irtikâp ve irtişadan muhakeme altına alınan veya ilk tahkikat sırasında tevkif edilen hâkimler mecburî tahvile tâbi tutulacaklar ve üçüncü defa sında iskat edileceklerdir. Encümen mahpusların dışarıda menafii âmme hizmetlerinde çalıştırılmalarına dai: lâyihayı da müzakereye başlamıştır. ta'daki sulh mahkemesi Fatih, E minönü. Beşiktaş ve Beyoğlu kazaları d^rhilinde verilen belediye cezalarına yapılacak itirazlara bakacaktır. 20 komünistin muhakemesi Bundan bir müddet evvel zabıta tarafından komünistlik propagan dası yapmak cürmile tevkif edile rek Adliyeye verilen yirtniyi mütecaviz maznunun muhakemelerine yakında ağırceza mahkemesinde başlanacaktır. Ankara Malullerinin bir tavzihi 10 haziran tarihli nüshamızda İstanbul Malul Gaziler cemiyerinden verilmiş bir havadis vardı. Ankara Malu Gaziler cemiyetinden dün şu mektubu aldık: «Muhterem gazetenizin 10 haziran 932 iarihli nüshasının ikinci sahife sinde (Malul Gaziler) başhğı altında yazılan bendi okuduk. Bu yazı daki malumat ve fikirlerle Ankara Malul Gaziler cemiyetinin hiç bir a~ lâkası olmadığı gibi banka veya teavün sandığı gibi malî teşebbüsleri kendi sahası haricinde gördüğünü neşretmenizi hürmetle rica ederiz efendim.» Israr edilen beraet karraı İstanbul ithalât gümrüğü mani festo başmemuru Münip Bey, 188 çuval iç fındık, 1418 çuval kuru fasulye^'i muamele vergisini almadan gümrükten geçirtmek cürmünden dolayı ağırcezada muhakeme edilmiş, beraet etmişti. Bu kararı tem • yiz mahkemes^ nakzetmiş, Yeniden yapılan muhakeme neticesinde heyet gene beraet kararında ısrar etmiş, evrak temyiz heyeti umumiyesine gitmiş, heyeti umumiye beaet kararmı tasdik etmiştir. Almanya devleti Versay muahsdesi mucibince kendisine ve diğer mağlup devletisre esliha ve mühimmat cihetinden konulan tahdidatm diğer devletlere dahi tatbik edilecek bir esas olmasını musırrane talep etmiştir. Amerika devleti dahi Versay muahedesi mucibince Almanya'y» ve diğer mağlup devletlere tayin olunan zabıta kuvvetlerinin diğer devletlerin zabıta kuvvetlerinin miktarı için e • sas o'masmı talep etmistir. Bu iki talep Almanya ve diğer mağlu devletlere silâhlanmak salâhiyeti verilmeksizin bunlarla diğer devletler arasında müsavatı temin edeceğfnden gayet mühimdir. Fransa Başvekili M. Herriot her iki talebi şiddetle reddettiğinden umumi ko • misyonun ve konferansın toplan • masına lüzum kalmamıştır. Bu vaziyet karşısında devletlerin ve heyeti murahhasaların arasında daha ziyade siyasî olan esas nok • talar hakkında hususî müzakerelert devam edilmesinden başka bir çare kalmamıştır. Şimdi devletlerin başvekilleri ve diğer ricali Lozan konfe ransile meşgul olacaklarından bu konferansın sonuna kadar terki tes lihat isleri faaliyeti hususî teatii efkâra münhasır kalacaktır. MUHARREM FEYZİ Fazla mükâleme davası Belediye müfettişlerinden Ali Yaver Bey tarafından telefon şirketi aleyhine, fazla mükâleme kaydet mek maddesinden açılan davaya cumartesi günü öğleden sonra ikinci ceza mahkemesinde başlanacak tır. Muhtelis mutemet Nail Bey garip bazi imalarda bulunmuş! Nail Bey isminde bir belediye mutemedinin belediye veznesine ait beş altı bin lirayı zimmetine gecirerek firar ettiğini ve Mersin'de yakalana rak şehrimize getirildiğini yazmış tık. Nail Bey hakkında tahkikat devam etmektedir. Mumaileyh evvelki gün belediye muhasebesine getirilmiş ve orada kuyudatı hesabiye üzerinde tetki katta bulunulmuştur. Nail Bey oradaki bazı hesabatın kendisine ait olmadı<pnı, bazısım yanlış kaydettiğini, bir kısmının ise başkasının zimmetir,de olduğunu söylemiş ve nihayet kendi zimmetinde görülen bin lirayı ne yaptığı sorulduğu za • man bunu kimlere verdiğimi gizli olarak mahkemeye söyliyeceğim diyerek bazı imalarda bulunmak, guya bu parayı oradaki bazı memur . lara rüsvet verdiğini söylemek îstemiştir. Tahkikat devam etmektedir. Bir tekzip Ankara 16 (A.A.) İstanbul gazetelerinin bazılarında profesör Malş tarafından verilen raporda Darül fünun muhtariyetinin ilgası mevzuu bahsolduğu tarzında neşriyata tesadüf olunmaktadır. Profesör Malş tarafından Darülfünun muhtariyeti hakkında Vekâlete bir teklif yapılmamıştır. Rapor hükumetçe tetkik e dilmek üzere Maarif Vekâleti tarafından Başvekâlete takdim olun mustur. Ayasofya mozayikleri Ayasofya camiindeki mozayikleri meydana çıkarmak maksadile yapılmakta olan ameliyat hayli iler lemiştir. Camiin iç koridorunun üst duvarlarında bulunan mozayîkler, üzerlerindeki resimler silinmek suetile meydana çıkarıldığı gibi tabutlu kapının üstündeki eizzeden birine ait olan resim de meydana çıkarılmıştır. Bu ameliyat daha bir müddet devam ^decektir. Yalnız bu işin şayanı dikkat noktası, haç ve insan re • simlerini örtmek maksadile Türkler tarafından gayet san'atkârane bir surette yapılan yağlı boya çiçek resimleri ortadan kaybolmaktadır. Tarih imtihanları ve tarih Temmuzun ikisinde toplanacak tarih kongresine ait hazırlıkla meş gul olmak üzere bazı tarih mü derrislerinin Ankara'ya gittiklerini yazmıştık. Bu kongrede bütün tarih muallim' leri hazır bulunacaklarından mek tep imtihanları listesine haziranın son günleri için konmuş olan bazı tarih imtihaları diğer derslere tak im edilmiştir. ilmî ıstılahlar hakkında bir konferansı Darülfünun müderristerinden Ke mal Cenap Bey dün Edebiyat Fa kültesi coğrafya darülmesaisinde îilmî ıstılahlar > mevzuu etrafmda bir konferans vermiştir. Kemal Cenap Bey bu konferan sında, lâtin harflerini kabul etmiş bulunmamız hasebile, asılları lâtin ceden alınan beynelmilel ilim ıstılahlarını, sadece lâhikalarını değiştir mek suretile imlâlarile beraber al mamız ve bunları kendi şive ve a hengimize göre okumamız lâzım geldiğini söylemiştir. Müderris Hsanımızda mevcut ilmî ıstılahların fransızcadan alındığını ve fransız şivesile uydurmak arzusu yüzünden beynelmilel ilim ıstılahlarından uzaklaştırıldıklarım da ilâve etmistir. Kimyagerler bugün toplanıyorlar Türk Kimyagerleri Cemiyeti bu gün saat 10 da Halkevinde bir içti ma aktedecektir. Bu içtimada Millet Meclisince ecnebilerin kimyagerlik yapabilecek leri hakkında verilen kararla müs tahzarat mes'eleleri görüşülecektir. ilk mektep imtihaniarı İlk mekteplerin beşinci ve dör düncü sınıflarının imtihanları dün bitmiştir. Resmî mekteplerde imtihana giren talebelerin miktarı 4875 tir. Bu sene ilk mekteplerden 2500 kadar talebe mezun olmuştur. Suriye Reisicumhuru îzzet Holo'nun torunudur 5uriye Reisicumhurluğuna sabık Maliye Nazırı Ali Abit Beyin intihap edildiğini yazmıştık. Bu intihap gayet müsait bir surette karşılanmıştır. Yeni Reisicumhur Galatasaray lisesini ikmal ve Fransa'da hukuk tahsil etmişb'r. Kendisi Şam'm eski haneda nından birine mensuptur. Pederi Ab diilhamid'in adamlanndan başkâtip İzzet Holo'nun oğludur. Ali Abit Bey meşrutiyetin ilânı esnasında Vaşington sefiri gebiri iken Roma'ya nakledilmek üzere bulunuyordu. tnkilâbın zuhuru üzerine Fransa'ya geçmiş ve Suriye'nin Fransızlar tara fuıdan ifgalinc kadar burada kalnuştır. Makinesi bozulan vapur Dün sabah saat 8 de köprüden Haydarpaşa'ya hareket eden «Basra vapurunun makinelerinde birdenbire bir arıza olmuş ve vapur deniz ortasında kalmıştır. Yolcular amsında bir telâş baş göstermiş, «Basra^> vapuru yolcuları imdada gelen cMo • da» vapuruna aktarma edilmiştir. Bozulan vapur bir romorkör ta • rafmdan köprüye getirilmiş ve tamirine başlanmıştır. Suriç Yoldaş Rus sefiri Suriç Yoldaş elyevm Al manya'da bulunmaktadır. Suriç Yol daş aym yirmi sekizine doğru şehrimize gelecektir. Madam Suriç şehrimize gelmiştir. Bir Romen gazetecisi geldi Bükreş'te münteşir Curentul namındaki gazetenin muhabiri M. M. G. Samarîneaiu şehrimize gelmiş ve dün Vali muavini Ali Riza Beyi ziyaret etmiştir. Romen gazetecisi buradan Anka • ra'ya gidecektir. Bir tayin Maliye Vekâleti varidat müdiri yeti umumiyesi ikinci şube müdiri yetine İstanbul Defterdarlığı tahsilât müdürü Hilmi Bey tayin edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: