29 Haziran 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

29 Haziran 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'=^== ~J Hazıran OIS TELGRAFLAQ Hava mensuplarına verilecek ikramiyeler Medise gönderildi, bugijn rrjü^akere edj|eçfJç her ay 15 lira tahsisat verilir. Arkara 28 (Telefonla) Her sınıf hava mensuplarına verilecek ikrarni 7 Uçuş vazifelerindeki hizme( yeler lâyihası yarm Mecliste müzakere müddeti on seneye baliğ olduktan sonolunacaktır. ra uçuş vazifesinde devam etmek işteLâyihanın esaslan şunlardır: miyen veya ucustan mijteye|lit arızalar1 Tayyareci zabit ve balon rasıdı dan dolayı bundan menolunan uçucu zabitler ile gedikli zabit, pilot, gedikli lar yer kuvvetlerine naklolunurlar. Bu küçük zabitlere her ay otuzar lira, nj gibilere hava kuvvetleri hjzmetinde buşancı, bombardımancı ve balon nişanIundukları müddetçe riitbe ve maaşlarıcuı gedikli zabîtlere her ay 20 şer lira na zamimeten ayda 3Q ar lira ve nijanuçuculuk zamnu verilir. Bu zamjar şecı, bombardımancı ve bajon nişancışı hadetname larihinden başlar. Bu zam gedikli zabit ve gedikli küçük zabitlere lan alabilmek îçin her altı ayda en az ayda yirmiser lira tahsisat verilir. 15 saat uçuş yaomak şarttır. 8 Uçucujar yalnız tekaüt maas 2 Uçuculuk zamnu 6 aylık uçuş larının hesabında nazari itibara alın devrelerini fasılasız ikmal etmek şar • mak üzere uçucu olarak geçen her hiztile her iki senede bir ve nıalî sene ipmet senesi için altı av uçuculuk yıprantidasmdan itibaren birincî maddede yama zarnrnı atırlar. zılı zamlann 3 te biri nisbetinde arttın9 Her hangi bir emir ve vazife l.r. dolayısile uçuş yaparken gerek sukut 3 Vazife uçuşları yapan tayyare ve gerek uçuşun yerde ve havada es mühendisleri ile makinistler, fotoğrafçı, babı sairesi dolayısile malu) kalan her telsîz muhaberecfleri ve haritacılara beşınıf zabit» gedikli zabit, gedikli kü her uçuş saati için 3 lira tahsisat veri çük zabit ve askerî memurlarm teka • lir. üt maaslan bir derece rnafevk riitbe ve Bir saatten az, yarım saatten yukan derece üzerinden ve neferden başge • uçuşlar için bu miktann yarısı veri dikliye kadar olanlann maaşları 2 inci lir. Yanm saatten az uçuşlar için bir fey müjâzim maaşına göre hesap edilir. verilmez. Bu miktarlar ^ir şahjş için ayYukandaki sebeplerden malul kalan da 30 lirayı geçemez. sivil mühendisler, pilotlar ve makinistler 4 Gece uçuşu yapanlara uçuş bilumum askerî maluller kanumı meydanı üzerinde yapacaklap gece uçuşahkâmından istifade ederler. larmın beher şaati için ayrıca 145er ve 10 Ücreti şehriye veya yeymiyelj gece seyahatlerinin beher saatj için sivil tayyare mühendisleri ile şîvfl pi ayrıca beşer lira verilir. lot ve sivil makinistlerden vazife es 1 taatten az, yarım saatten yukan nasında gerek sukut ve gerek uçusun oçuşlar için bu miktarın yar}SJ verilir. yerde ve havada esbabı sairesi hasebile Yarım saatten az gece uçuşları için bir hastalanarak tahtı tedaviye alınan veya •ey verilmez. muayyen bir müddet içîn tebdilihava Gece uçuş zamlan bir şah.ıs jçjn ay • etmeleri sıhhiye dairesince tasdik edi • Üa 30 lirayı geçemez. lenlerin ücret ve yevmiyeleri maas ka5 Hava mektebi talebelerini bil • nununun 13 iincü maddesine göre ve • fiil uçunnak »uretile yetiştiren muallim riiir. Vazife esnasmda uçuş yaparlarken uçuculardan her birine her devrei tedgerek sukut ve gerek uçuşup yerde ve risiye nihayetinde sehadetname alan her havada esbabı şairesi hasebile şabit falebe başına 25 lira hesabile mecmu talebesi mîktanna göre yetiştirme ik • hizmetlerde istihdamları sıhhiye dairesince taşdjk edi]enlerjn şabit hizmet • ramiyesi verilir. lerd* bulundoblon nıüddetçe altı ay| O fîava mektebi talebelerine. uçu* tecavüz etmemek şartile ücret ve yevmitalimlerine başladıkları tarihten itiha yeleri tamamen verilir. ren s.ehadetname aldıkları tarihe kadar •" *' . , „„„, .ı,M<Mlıııııııılltll|IUIIIII|illüUUIUI|l|||||l|||ll|llllllllllllltNllllllımııu>< T Â~Ş RA yereçeği vereceği imtihan. Taşra, Ankara Belediye sınırlarının d,ısarısı olmak lâzımgelir: pakat bu, h|lâ, Jstanbul Belediye hudufjarının dı sarısıdır. Hk, orta ve yüksek mektep!erimizd.e okuyan çocuk ve gençlerimizin bu" çoğunun kafası hep bir hayale saplanmıştır: Istanbul sehrinde bir masabaşıî Tiirk mekteplerinin verdiği şehadetnameler için bütün hiikumet kadrosu pek dar bir çerçevedir. Istanbul hizme^eri ise, bu çok dar çerçevenin içinde pek ufak bir halkadan ibarettir. Şehadetnameler ls tanbuTda işsiz kalmağa mahkumdurlar. Istanbul'da işsiz kalan şehadetnameler, Türkiye'de terbiye ve tahsilin artık lüzumsuzlaşacak kadar haddi aşmış ol duğunu göstermez. Bilâkis henüz Tür kiye, Avrupa memleketleri arasında, terbiye ve tahsil müesseseleri en eksik memleketlerden biridir. Noksan nerededir? Hükumetin, askerî şehadetnameler gibi, sivil şehadetnamelerden bir kıs mına karşı işbujma teahhüdıi vardır. Fakat hatta bu şehadetnameler bile hazneden geçim hakkını veren bir vesika değil, ancak birer kabiliyet vesikası telâkki edilmelidirler. Şehadetnameli genç, hükumetin bakıp beslemeğe mecbur olduğu değil, kendine iş yeratmak kabi • liyen'ni almış olan bir genç olacaktır. Genç kabiliyetler için Türkiye'de ser best hayat kadrosu baştanbaşa açıktır. Yeni mekteplerden çıkan Avrupa'h Türk, bütün Türkiye kasaba ve köy lerinin dükkâmnı, tarlasım, evini, ku lübesini, bahçesini Avrupa'lılaşbracak hr. Vaktile Anadolu'da ekalliyet ma halle ve köyleri ile ekseriyet mahalle ve köyjeri arasındaki fark, birini ileri gö • türmüs olan, birini geri bırakmış olan fark, birinin mekteplerinden çıkanların yçrinde kalması ve serbesf hayat kad rosuna girmesi, diğerinin mek|eplerin 4en çıkanların yerind.en ayrılması ve bürokrasi kadrosuna hücum etmesi idi. Bu hal, terbiye sistemimizde mem • leketlilik ve pratiklik unsurlannın noksan olduğunu da gösterir. Bugün in kılâp memleketlerinin hiikumet kad • roları dahi bürokrat değil, pratik adam aramaktadır. Çünkü inkılâp memleketIerinde devlet dahi tüccarbk ve bütün iktisadî teşebbüsleri yapıyor. Tijccar • hk ve iktisadî tesebbüsler, yalnız başına kasaba çarşısında kaldığı zaman iş yaratabilecek olanlann başarabileceği, büsbütün başka türlü bir bürokrasidîr. İki bürokrasi arasında şu fark vardır: Birinde masabaşına tam vaktinde oturan, geleni havale, gideni iptal «den memur vazifesini görmüş demektir; mes'ul edilemez, demektir. ötekinip memuru ise dükkânını açan, ve onu işletmeğe, seıperelendirmeğe bizzat mecbur işgüzar demektir. Devlet elindeki iktisadî bir müessesenin bütün memurlan ve müstahdemleri bütün sene tam vaktinde gelip tam vaktinde çıkmış ola bilirler; dosya ve muhasebelerinde hiç bir kusur bulunmıyabilir. Fakat eğer o müessese, serbest hayattaki emsalinin randımanına gbre tanzim olunmus kontrol levhasına uygun, istihsal verimini vermemişse, bütün kadro mes'uldür. Bizim bürokrasimiz yalnız jehadet name ile «Jeğjl, prştikje ısjah olunaçakbr. Hükumetin şehadetnamelere karşı vazifesinde mubalâğa ve ifrat yapılırken, bîr sehadetnamenin manası ne olduğu üzerinde insaf yapılmak ta lâzımgeîîr. Bir liseden verilen şehad.etnamelerin hepsinde lisan numarasının hiç olmazsa vasat olduğuna şüphe yoktur. Va sat bir ecnebi lisam demek şöyle böyle meram anlatmak, aşağı yukan kitap okuyup anlamak demektir. Bizzat şe hadetname ne tercümanlık, ne de terciıme edebilir. Biz Kayseri, Sıvas, Samsun tarlası nın, dükkânının, iktisadî ve içtimaî bütün müesseselerinin garplılaşmasmı, ancak, garph yeni Türk mektîbinin şe • hadetnametilerinden bekliyoruz. Bir talebe nasıl imtihan verir, biliriz. Bir mektebin vereceği imtihan, muhitindeki hayat ve şerait değişikligidir. Hayat eski hayat, çarşı eski çarşı, tarla eski tarla, belediye eski belediye, ev eski ev olan bir muhjtte mektep, imtihandan dön müş sayılraalıdır. Talebe mektebinde hocasına, mektep ise kendi muhitinde Türk inkılâbına imtihan verecektir. Taşrayı mukaddesleştirmek, terbiyeyi pratikleştirmek, kadroyu, dar hüku met kadrosu manasmdan hudutsuz serbest hayat kadrosu manasına genişlet • mek, Türk gencinin hayatmda ilk plânı ancak yiyecek içecek karsılığı ve riya zet kadar sert bir ştaj plânı haline sokmak, yalnız lâzım değil, bütün lüzumlaruj i|stünde bir zarurettir. Dünyarun en büyük gemi inşaat müb,epdislerinden ve riyaziyecilerinden, bir çok akademilerüı azası olan yebni şini geçkin bir âlim bize dedi ki: İlimde dahi hemen tatbika ve prab'ğe geçiniz. Biz âli mektebe aldığımız gence yüksek nazariyeler öğretmeğe baslarken, sandal da yapbnyoruz. Dünyada tekmil hayat şartlan umultnaz bir bızja değişiyor. «Temps» gazetesi bile medeniyetin bir dönüm nok tasuıda olduğumuzu söylüyor. Bu inkılâp her şeyde sistem ve metotları yeni şartlara uymağı icbar ederken, ter biye müessesesi hariç kalamaz. Her günkü kararımızı ertesi gün gözden geçirmek zarurî olduğu bu emsalsiz istik rarsızhk ve normalsizlik devrinde, ha yat ve realitenin dalgaiarına uymak uysajlığıru göstermekten başka yol yoktur. Bugün Türkiye'nin her işinde oldu ğu gibi, terbiye, işinde de, en ilroî usul, ne Alman, ne Fransız, ne Amerikan usulünü, Türkiye'nin şimdiki ihb'yaçla nna tam tamına uyan ve hemen cevap veren inkılâp çı usuldür. En büyük hakikat muayyen bir memleket seviyesi ve hususiyetleri, muayyen bir halk seviyesi ve hususiyetlerinin ortaya attığı ih tiyaçtır. FALIH RtFKI HEM NAUHA Esrarengiz biı Geçen gün gene bu sütunlarda Beyof lu Posta ve Telgraf müvezzi lerinin zekâsını sitayişle kaydeder ken, bazan da postalarımızda pek anlasılmaz betaetler, teahhurler, yan ' lıshklar olduğunu yazmıştım. * ~" Bir kari, bana, bu çeşitten bir nümune gönderdi. Bu, bir mektubun garip ve esrarengiz seyahatîdir ki ben, bu garabet ve esrarı halletmek îm kânını bulamadım. Edremit'ten (Ayvahk'ta, eczaci Niyazi Bev vasıtasile Naciye Ha nımefendi) adresine gönderilen mektubun, puhinun üstünde 831932 tarihi var. Yani martm üçüncü gunü postaya verilmiş, ayni zarfın arka tarafında 1451932 tarihli yani T4 mayısta vurulmus başka bir damga daha vardır. Bunun yanında qçüncü bir damga daha, 2151932 .. Edremit postanesinde üç defa damgalanan bu mektup, sonra, mürsehne iade edilmis. Adres sahibi Ayvalık ta bulunamamış denîlemez. Çünkü, zar* fın üstünde ne Ayvalık postanesinin damgası vardır; ne de âdet olduğu üzere <bulunamadığı» kelimesile müvezziin imzası . Bu mektup 3 marttan 21 mayısa kadar nerelerde dolaşmış acaba? Bu defa mektubun kaplumbagi sü/'atile gittiğini söylemek te raiimkün 4eği}; çünkü iki buçuk ay müddetle Edremit postanesinde do laşmış ^urmuş. Sakın «Ed.remits> ile «Ayvalık» ayni yer oJmasın, diye düsündüm ve bu merakımı izale etmek için haritaya baktım, gerçi nrisl birbirine yakm yerjer ama, her halde Edremit ile Ayvalık ayni yer 4eğü • O halde bir postanenin içinde iki buçuk ayd^a devri âjem şeyahati yapan bu mektubun macerasını posta idaresi bize öğretse <}e mektubun şajıîbi gibi benim de, karilerimin de merakj sail olsa . Cenevre'de Hazırlık I Temmuz içinde Cemi j j yeti akvama giriyoruz] $ Cenevre 28 (A.A.) Cemiyett\ ti akvam fevkalâde heyeti umu «jl miye celsesinin bugünkü sajı ve M j$ yarınki çarşamba günleri inikat ve Çin Japon ihtilâfı ile iştigal etmesi mukarrer iken perşembe gününe talîk edilmiştir. Cemiyetin perşembe günkü fevkalâde heyeti umumiye içtimaın da Türkiye Cumhuriyetinin Cemiyeti akvama iştiraki için davet edilmesi lehinde Yunanistan ile bazı devletlerin hazırlamış oldukları takrir, meclis divanına tevdi olunacaktır. 3 u takrir, hemen müzakere edilecek değildir. Filvaki meclisin temmuz ayı zarfında hususî bir celse aktetmesi ve bu celsecje Türkiye'nin, Meksika'nm 1931 sene sinde mech'se kabulü sırasında icra edilmis olan ayni merasimde ve ayni şerait ile resmen kabul edü mesi derpiş olunmaktadır. İngiltere Tereddüt içinde.. Hpoyer teldjfine karşi karar hazırlıyor Londra 28 (A.A.) Avam kama rasında, bir meb'us tarafından sorulan bir suale cevap veren M. Baldvân, M. Hoover tarafından yapılmıs olan tek liflerin şimdiki sekil ile bir iki hafta zar fında bütün milletler tarafından kabul edümesinin pek muhtemel oldyğunu söylemiştir. Londra 28 (A.A.) Kabine içti maının hitamında matbuata nazırlann, M. Hoover'in tekliflerini tetkik ve bu husustaki kararlarını dominyonlarm noktai nazarlarına intizaren ileriye talik etmis olduklarmı mübeyyin bir tebliğ verilmiştir. Mütehasşıslar, Amerikan plânının tatbik mevkiîne vazı keyfiyetinin büyük Britanya'nın millî müdafaası üzerinde feısule getireceği akisleri tetkik etmektedirler. Doroinyonlardan cevap gelmesi için bir müddet beklemek icap edecektir. Ve Nazırlar H°o v er »eklifinin esajı hakkında parlâmentoda her hangi bir müzakere icra edilmesine mâni olmağa karar vermişlerdir. Diğer taraftan. M. Baldvvin diğer memleketlerden de başka teklifler gelmesi muhtemel bulunduğxınu söylemiştir. M. Baldvvip, Tahdidi Teslibat Kor» feransının İngiliz parlâmentos»» ile ayni zamanda yani 15 temmuza doğru tatil edilmesini istemektedir. Çünkü Ottavva konferansı 21 temmuzda açılacaktır. Litvinof yoldaşın Çocukları geliyor Rus Hariciye Komiseri M. Utvi nof'un iki oğlunun yaz meysranni geçirmek üzere yarın şehrimize «elecekleri haber ahnmıştır. Misafirler Boğaziçi'nde Tarabya'daki Rus sefaretinde ikamet edeceklerdir. Afyprç Lâyihası Dünkü Meclis Limanımıza gelecek îtalyan f ilosu Varna'yı ziyaret etmek iizere lima nımızdan geçeceği yazılan îtalyan füosu evvelki gün Brİndizi'den hareket et mistir. îtalyan filosu Korfu ve Şıraya uğnyarak temmuzun yedisinde lıma nımıza gelecek ve burada tevakkuf etmeden Varna'ya gidecektir. GemUer, ayın on dördünde Varna'dan lhnanı mıza gelerek burada temmuzun yırmı üçüne kadar kalacak ve aym yirmı dokuzunda Taranto limanına h^el edeceklerdir. ttalyan filosuna Amiral Moreno riyaset etmektedir. Gelecek filo Quater isminde bir küçük kruvazor ile Basie, La Farime, Cazenz, Cairoli ve Mareno ismindekı beş torpidodan mürekkeptir. Furka grupu dün lâyihayi Içtima kısa oldu, bir kaç tasvip etti lâyiha müzakere edildi Ankara 2 8 (A.A.) C. H. Fırkasi bugiin öğleden sonra Afyon meb'usu Ali Beyin riyasetinde toplandı. Ruzname • tine dahil olan muhtelif mes'eleler {ıakkında müzakereler cereyan etti. 1 Afyon müstahsillerinin koope ratif teşkil etmesi hakkında olup İktisat Encümeninde müzakere edilen lâyiha • nın esası sureti umumiyede kabul edildi 2 İktisat buhranı hakkında Iz • tair meb'usu Mahmut Esat Beyin sual lal""; üzerine İktisat Vekili Bey izahat verdL 3 Büyük Mület N^ecHsinin mutat olan yaz tatili müddetinin 1 teşrini saniye kadar devam etmesi kararlaştırılarak müzakereye nihayet verildi. Ankara 28 (Telefonla) Meclis saat 2 de toplandı. Meclis hesabab encümeninin iki mazbatası kabul edildi. Türkiye • tngiltere, TürkiyeLehistan ikamet ve muzahereti adliye mukave • leleri tasdik olundu. Münhal bulunan Divanı muhasebat azalığı intihabatı yapılarak azalığa başmurakıplardan Fah • ri Bey seçildi. Devlet memurları maaşatının feyhit ve teadülü hakkmdaki kapunun 5 ipçf maddesinin tefsiri, Şimdinan kazasının nahiyeye kalbi ile Muş Vilâyetine tâbi Sulhan namile bir kaza teşküine dair lâyihalar kabul olundu ve içtimaa ni hayet verildi. İzmit 28 (A.A.) İzmit'in kurtu luş bayramı büyük tezahuratla tes'it edilmektedir. Akşam fener alayları yapılacaktır. Birinci hayvan sergisi Ankara 28 (A.A.) Birinci hayvan sergisi 15 temmuz tarihinde Uzunyayla atlarına mahsus olmak üzere Pınarba şı'nda açılacaktır. Bir tayyare parçalandı Senlis 28 ( A . A . ) Evelki gece fırtınaya yakalanan bir askerî tay. yare düşmüş, bir zabit vekili telef olmuş, bir mülâzim ağır surette yaralanmıştır. Uçüncü yolcu sağ ve salimdir. perşembe günü tatil yapacağı söyleni yordu. İçtimalann encümenlerde bulunan evrakın çıkmasını temin için cu martesi gününe kadar devamı muh temeldir. Rusların hediye ettiği ziraat makineleri Bugünkü ruzname Yarın Yemen Valisi Mahrnut Nedim Beyle Gergük'lü Rasih ve Esat Emin Beylere birer gayrimenkul verilmesi, Van gölü işletme idaresinin mülhak büt çe ile idaresi lâyihaları, Darülfünun hesabı kat'isi, Afyon kooperatifleri teş • kili lâyihası müzakere olunacaktır. Ankara 28 Rus'ların hediye ettiği ziraat aletlerinin tecrübeleri dün Ziraat mektebinde yapılmıştır. Tecrübelerde Ziraat Vekili ile Yüksek Ziraat mektebi muallimleri hazır bulumnuşlardır Tatil cumartesiye Ankara 28 (Telefonla) Meclisin Ankara 28 Lâpseki kaymakamlığına Hekimhan kaymakamı Necati, Kemalpaşa kaymakamhğına în cesu kaymakamı Kâmil, Mustaf a Kemal Paşa kaymakamlığma Hayrebolu kaymakamı Emin, Görele kaymakamhğına Sürmene kaymakamı N'uAnkara 28 (Telefonla) Dün rettin, Of kaymakamhğına Balâ gece yarısından sonra saat 2 de is kaymakamı Hâmit, Sürmene kaymatasyonda ambarların yanındaki bükamhğına Kınık kaymakamı Recep yük bir evden yangın çıkmış, saba Hilmi, Dörtyol kaymakamhğına lsha kadar devam etroiş ve yalnız bu lahiye kaymakamı Nuri, Gülnar kayev yandıktan sonra söndürülmüştür. makamhğma Antalya polis müdütü Hıfzı, Zağra kaymakamhğına Sivas mektupçuşu Aziz, Vezirköprü kay makamhğma Kelkit kaymakamı Celâl Tayyar, Mudanya kaymakamh Ankara 2 8 (A.A.) Bakteryolo jihanelerimizde tetkikatta bulunmak ü • ğıpa Smdırgı kaymakamı Salâhattin, Elbistan kaymakamhğına Göksun zere Heyeti Vekile kararile ve üç ay kaymakamı Hüsnü, Aiâiye k a y m a müddetle memleketimize davet edilen kamhğına Çı\$ix kaymakamı Hayri, Avusturya hükumeti baytarî mücadele Nazımiye kaymakamhğına Bordor en*ıitüleri müdürü Hofrad Gerlah bu nüfus müdıirü Bekir Sıtkı, Mecitözü gün Ankara'ya gelmiş ve işe başjamışkaymakamhğına Seydisehir kayma br. izmit'in kurtuluş günü Yeni kaymakamiar Ankara'da bir yangın Merkez Bankaşı hisse senetleri Cumhuriyet Merkez bankası hissedarlarından 2 inci taksiti l bazı ran 932 akşamma kadar vermemiş bulunanlar bu taksiti ağustos sonu na kadar tediyeye mecbur tutula • caklardır. Kendüerinden 2 hazirandan tedi ye gününe kadar sgneyî % 10 faİz ahnacaktır. 2 inci taksiti vermiyen hls»edar lar birinci taksiti vermekle iktisap ettikleri hakkı kaybedeceklerdir. kamı îhsan Beyler olunmuşlardır. nakil ve tayin Bir hayvan hastalıkları mütehassısı getirttik CUMHURIYET'in tefrikası: 9 Ç alın an Gönul Ne dü|ünüy9rsunuz ? Diye 5Qr au. Ne düşündüğümü söylemedim: Hiç, dedim, bu arabacıyı nasıl fculacağız? Onu düşünüyorum. Ismini, adresinî bilmiyor musımuz? Bilmiyorum ama, İçerenköy avuç içi kadar yer. Sorunca bulynur. Sevgilim Nebahat H. gece beni evine davet etti. Oradan otomobile bitaip gidecektik. Hemen eve koştum, Receb'i yakaladım, mes'eleyi anlattım N e dersin bu arabacı mes'elesîne?.. Recep te benim gibi dijsünüyor du1: l i s daİM »w«l f idip bu ar« • Dört gündenberi belki üç kişi bana Içerenköy'ünde Tatar araba cıyı soruyor. Üç kişi mi?.. Nasıl adam buu lar?.. Vallahi bilmem tkisî senden SERVER BEDİ biraz daha kabaca idi . Bir taneşi de senden genç! bacıyı görmeliyiz, dedi. Garip şey! Zaten ben de onun için işj geKendi kendime: «Acaba sevgilim ceye bıraktım. Nebahat H., ne kadar âşıkı varsa Recep kıskıs gq|üyordu. Böyle işhepsini bu Tatar arabacımn peşjne lere baythr. Ellerini uğuşturmağa mi jaldırıyor?» Dedim ve arabacı başladı: dan malumat istedim. Tarif ettiği Belki arabacı defterleri bize kıyafetlerine göre bu adamlar, sevvermeğe razı olur, diyordu. gilim Nebahat Hanımın tırnağına Hemen fırladık. Bir arabaya atlabile lâyık şeyler değildi. Şüphemi dık. Ver elini İçerenköy 1 Yolda hisseden Recep, kulağıma: arabacıya sorduro: Siyil memurlardır, dedi. İçerenköy'de bir Tatar ara • Hay allah lâyığını versin. ö y l e bacı tanıyor musun? ya... Ask benim basiretimi bağla mıştı. Her şeyi kendi alâka nokta • Arabacı birdenbire geriye döne ma doğru çekiyor, en basit hakikatrek yüzüme baktı: leri göremiyordum. Neden sordun? dedi. Arabacıya sordum: Sen neden hayret çttin? Sorartm «... Belki bir ifüa Pek Âl£... Var mı tserenkö • y'ünde böyle bir Tatar arabacı?.. Ben de anlıyamadım, gittî. Basık burunlu bir Ibrahim vardır ama, Tatar mıdır, Çerkes midir, bilmem. Ibrahim'in oturduğu yeri b'li yor musun? Biliyorum. Bizi oraya götüreceksin. Araba bizi bir evden ziyade bir saman yığmına benziyen pek mübhem bir yapı önünde bıraktı: Burası mı? diye sordum. Evet. Kulübeye bütün dikkatimle bak tığım halde kapıya bepzer bir şey göremiyordum. «Allah allah > Diye mırıldanarak evvelâ Receb'jn yüzüne baktım, sonra da arabacıya sordum: Ayol, bunun kapısı nerede? Arabacı yere atladı ve kulübenin arkasına doğru gitti. Ibrahiml diye bağırmıştı. Bu haykırış Ibrahim'den başka bütün İçereköy tarafından bir kaç defa duyulmuştu. Çığlıkların arasını yumrukla vurulan bir tahta gürül tüsü dolduruyordu. Arabacı, sarkan kollarile ümitsizliğini üân ederek yanımıza geldi: Yok, dedi. Bu evin kapısı arkada mı? Arabacı hiç bjr cevap vermedep arabasına çıkti Ben Receb'in yüzü • ne bakıyordum. Kaşlar» çatılmıştı. Bana dedi ki: Siz dönüpüz. Ben burada kalacağım. Pek münasipti. Bu iş» yüzüstü bırakamazdık. Halbuki ben de orada kahrsam vakit çok gecikecek, sev gilim Nebahat Hanımın randevusuna yetişemiyecektim. Nasıl dönersin? Diye sordum. Siz beni düşünmiyiniz I ceva • bını verdi. Sonra yanıma geldi, kulağıma iğildi, bir şeyler söyledi. Hayretiroden bir sıçrayış sıçradım ve bağır dım: Aşkolsun, Recep! Ve büyük bir sevinçle arabaya atladım. Receb'in birinci sımf bir dâb : olduğuna hükmedeceğim geliyordu. Erenköy'üne döndüğümüz vakii akşam olmuştu. Eve gittim ve »evgilim Nebahat Hanımla bir gece ge zintisi yapmağa müsait tuvaletimle meşgul olduktan sonra iştahlı bir yemek yedim ve köşke geldim. Ka pının önünde otomobil hazırdı. Sevgilim Nebahat Hanımı da bahçe kapısında, elinde bir tüfekle gör4üm: Ne o ? Dedim, yanınjza tüfek mi alacaksımz? Hayır, bu tüfeği biri bana bediye olarak yollamış. Demin getir diler. Bakıyorum. Kim yollamış? Demekten kendimi alamadım. Müthiş bir kıskançhk derhal içimi kemirmişti. Sevgi lim Nebahat H&nım cevap vermedi* (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: