6 Temmuz 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

6 Temmuz 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhmiyet 6 Temmuz1932 Tarih kongresinde Dün üç şayani dikkat konferans verildi! ( Blriîicf sahîfeden mabait ) tiren akvamın Turanî kavimler ol duklannı izah etmiştir. Müteakiben Ağaoğlu Ahmet Bey Türk aile hukukunün Aryan kavimler hukukile münasebeti, mevzulu bir konferans vermiştir. Ahmet Bey sö züne tarih eserini vücude getiren heyeti hürmetle takdir ederek başlıyacağını söylemiş ve demiştir ki: « llk defadır ki muayyen bir fikirle ve muayyen bir tnetotla bir tarih eseri yazılmıştır. Eserin iki büyük karakteri vardır: Birincisi ilham «Jdığı fikrin Türk milletinin, beşe riyetin terakkisinde mühim roller almış olduğunu isbat etmektir. Böyle âli ve asil bir fikir karşısında hangi "Türk kalbi vardır ki lâkayt kalsın? Ve böyle bir teşebbüs önünde takdirle iğiltnesin! Efendiler! Bazı âkil ve münevver müverrihlerimizin Türk'lerden bahsederken «etraki biidrak» dedikleri zamanlar 'çok uzak değildir. Bizim mensup olduğumuz nesil arasında öyleleri vardı ki Türk'ün mücritn enmuzeç olduğunu yazmak cesaretini kendilejinde buldular. Bu eser bu mühlik ve oldürücü zihniyete karşı kudretli bir tlarbe ve harekettir ve kendi inkişaf ını temin edecek tohumu kendi sinesinde "laşımaktadır. Bu tohum arzettiğim fikirdir. Metoda gelince; eseri vücude ge tirmek teşebbüsünde bulunan ze vat Türk'e diyor ki «eski zihniyeti bırak. Müslim ve gayrimüslim mu hitlerden gelen bethah fikirlerden kendini kurtar. Milletine sarıl. Çünkü 'dünya medeniyetleri üzerinde derin tesrrler yapmış büyük bir millete mensupsun.» Ahmet Bey sonra demiştir ki: Roma'da evlenmenin meşru • iyeti aile reisinin iradesine tnüstenittir. Aile reisi razı olmazsa evlenme meşru değildir. Ağaoğlu tetkikatma devamla Cermen'Ier ve İskandinav'lar arasında kız kaçırma suretile izdivaç şekline ait hükümlerin aynen Yakut'lar arasında da mevcut olduğunu anlatmış, teaddüdü zevcatı Roma'da Yunan'lılarda, Cermen'lede Türk'lerle Hint'liler arasında cari olduğunu, su ka dar ki Türk'lerle Hint'lilerde zevce adedinin kadınm aç kadın unvanını aldığmı, izah etmiştir. Dul zevceye ait ahkâmda da ufak tefek farklarla büyük müşabehet olduğunu izahtan sonra miras bahsine geçmiş, Türk'lerde de Arya akvamında da gayrimenkul mirasm yalnız erkeklere mün hasır olduerunu anlatmıştır. Bir sandal Devrildi Denize dökülen beş kadın kurtarıldı Evvelki gün, Bebek'te beş kızın denize dökülmelerile nihayetlenen bir deniz kazası olmuştur. Bebek'te Hüsnü Beyin kerimesi Dürrüşah Hanım, iki küçük kız kar. deşini, Selma ve Güzin isminde de iki arkadaşını hususî sandahna alarak bir deniz gezintisine çıkmıştır. Sandal Bebek iskelesi önlerinde iken birdenbire bir motörlü taka pey. da olmuş ve bütün sür'atile ha nımların sandahna doğru gelmeğe î> ? başlamıştır. ' * #*? Bu vaziyet üzerine kızlar feryat etmişlerse de motör sür'atini kesememiş ve olanca hızile sandala bin. dirmiştir. Musademede sandal devrilerek beş genç kız denize dökülmüştür. Vak'anın asıl garip taratı motörün kaza akabinde bütün sür'atile Boğaziçi'ne doğru kaçmasıdır. Kazaya şahit olanlar derhal sandallarla yetişmişler ve genç hanımları kurtarmışlardır. Kaçan motör Sarıyar'e kadar gel. miş, orada iskeleye yanaşmış ve içinde bulunanlar da,»neçhul bir yere kaçmışlardır. Bu işle meşgul olan zabıta evvelk' akşam vak'a ile alâkadar olanların cümlesini Sarıyer'de yakalamağa muvaffak olmuştur. Yakalananîar Sarıyer'de Maden mahallesinde Murat kaptan, Sarıyer'de Karakol sokağında makinist Sürmene'li Remzi, Murad'ın kayınbiraderi Şükrü'dür. Motör makinist Remzi'nin amcası Mahmut Eefendiye aittir. Motör kaptanı Murat, vak'yı şöyle anlatmaktadır: « Boğaziçi'ne gidiyorduk. Önii. müze bir sandal çıktı. Birdenbire çarptık. Kızlar bağırdılar. Biz de ne olduğunu anlıyamadık, şaşır mıştık. Farkında olmadan bir de baktık ki Sarıyer'e gelmişiz. Motörü bağlıyarak evlerimize gittik. Akşam üzeri polis geldi, hepimizi merkeze götürdü.» Tütün piyasamızda Hayırlı alâme11 er Herman, yerine şeker ithal etmek üzere vâsi mubayaata hazırlanıyor Memleketitmiz mahsulâtını ta kas suretile ihraç için muhtelif millî müesseseler ve şehrimizde bulunan bazı ihracat şirketleri tarafından son günlerde şayani dikkat bir faaliyet sarfedilmektedir. Bu şekilde faaliyet bilhassa, memleketimizin en bellibaşlı ihracat emtiası olan tütünlerimiz üzerinde görülmektedir. Bu cümleden olarak uzun sene Ierdenberi memleketimizde vaprak tütün ihracatı ile uğraşan Herman Spirer müessesesi, Çekoslovakya'ya tütün ihraç ederek tnukabilinde şe ker ithal etmek için alâkadar ma kamlarla temaslara başlamıştır. Bu şirketin müdirlerinden olan M. Kohen geçen hafta Ankara'ya giderek hükumete bu hususta bazı teklifatta bulunmuş ve evvelki gün şehrimize avdet etmiştir. Herman Spirer müessesesi Çekoslovakya'ya ihraç edeceği tütünleri ihzara başlamış, bu meyanda Bursa ve Edirne havalisinden mühim miktarda tü tün almıştır. Şirketin müdürleri bu iş için yakında Prag,a giderek oradaki alâkadar müesseselerie mukavele yaparak tütün ihracatına başlıyacak lardır. Diğer taraftan her sene memle ketimizden üç milyon kiloya yakın tütün mubayaa eden Avusturya re jisi, iki hükumet arasında takas ü zerine müstenit bir mukavele mev cut olmadığı cihetle bu sene mah • sulünden satın almak için böle bir mukavelenin aktine intizar ediyirdu. Ahiren Avusturya rejisi mubayaat kısmı müdürü M. Sefel ile Avustur^ rejisi hesabına memleketimizden mubayaatta bulunmakta olan Ostro Türk Sirketi müdürü M. Saltiel Ankara'ya giderek takas üzerine bir itilâf vücude getirmek içîn Iktisat Vekâletile temaslara başlamışlardır. Bu husustaki müzakerat müsbet bir neiceye iktiran ederek itilâfnaıre akedildiği akdirde Avusturya rejisi bu sene de İzmir, Bursa ve Samsun havalisinden bir kaç milyon kilo tütün mubayaa edecek ve bu tütünle" tstanbul'daki depolarmda işliye • cektir. Bu akşamki program ÎSTANBULT" 18 gramofon plâğı neşriyatı 19,20 saz: Bedayii musikiye heyeti 20,25 havadisler, saat ayart 20.30 gramofonla (Puççini) Madame Butterflay 21 saz: Münir Nurettin Bey ve arkadaşları 22 stütyo cazbandı. İzdivaç ve taaddüdii zevcat Ahmet Beyin konferansı Aile hukttku Heyetin istinat ettiği esaslar il min, fennin müşahede ve tecrübe nm mahsulüdür ve bu mahsuller umumî münakaşaya, tekide arzedil mektedir. Bu metot tutulmuş olan yoHeyecanlı bir konferans lun inkişaf ve tekâmülünü temin eMüteakiben Tıp Fakültesi antra decek bir metottur. Bunun karşısınd poloji müderris muavini doktor Şevhak ve hürriyeti sevenier bürmet •• ket Aziz Bey Anadohı Türk'leri bak• • kâr bîr vaziyet almalıdırlar.» kında şahsan yapmış olduğu antraTetkik neticeleri polojik ve kraniyolojik (kafa) tetBundan sonra Ağaoğlu asıl mev kikatının neticeleri hakkında u zua geçerek kendisinin de eserin ana tatistiğe müstenit bir konferans verdi. fikrinden mülhem olarak kendi saBu konferansında Türk'ün kafa ve hasında tetkikata giriştiğini, ancak beden itibarile mütekâmil bir beşer henüz bu tetkikatm başlangıçta oldu tipi olduğunu ve Alp adamı karak ğunu, elde ettiği neticelerin mebzul terlerini gösterdiğini izahtan sonra olmadığını, fakat devam edilirse tayanlış düşünen bazı Avrupa âlimleririh eserine hâkim olan esas fikrin nin zannettikleri gibi yarı mütekâkuvvetle teyidi mümkün olacağı ka mil bir karakter göstermediğini mü naatmi verdiğini ve bu kanaatle dellelen isbat erti ve merkezî Av dir ki kongre huzuruna çıkmağa cerupa'lı insanın kafasmı gösteren ve saret bulduğunu söylemiş ve Arya Türk Antrapolojik müzesine Viyana ırkının aile hukuku hakkındaki tettâbiî ilimler müze umundan he kikatların netayicinden bahsetmiştir. diye edilmiş olan Alp tipi bir insan ka Ahmet Bey bu ırka mensup ak fasile Türk antrapoloji enstitüsü vatnda en mühim ve merkezî bir rol nün kolleksiyonuna dahil ve Aksa • oynayan müşterek bir tnüesseseye te ray ile Ankara hafriyatında çıkarılan sadüf edildiğini, bu müessesenin aile iki kafanm ayni grupa mensup olduvelâyeti müessesesi olduğunu, bu mü ğunu tnisal olarak gösterdi ve didi ki: essesenin nereden geldiği araştırıl Bir sucd ve cevap dığını, bu ırkı teşkil eden muhtelif Benim bir şey ilâve etmeme lüakvam aile isimlerinin delâlet ettiği zum kalmadan bu kaf alar ayni ırk telif lisanlardaki eşkâlini saymiştır. zümersine mensup olduklannı size Bütün bu kelimelerde müşterek bir kendiliklerinden söylemiyorlar mı? kök vardır ki o da Pa cezridir. Bu cezir bütün lisanlarda himaye. siya JŞiddetli alkışlar). Şevket Aziz Bey müteakiben Türk net, beslemek mânalarmı ifade ediantrapoloğuna bir sual teveccuh etyor. tiğini söyledi: Aile müessesesi Denilebilir ki, diye devam etti. Lisaniyatın verdiği bu netice iç Avrupa Alp adamı tipi ile Anadolu timaiyat tarafından da teyit edil Türk'ü arasında bu kadar kat'î bir miştir. Kabile devrinde aile riyaseti ayniyet iddia ediyorsun. Türk'ü Avadeta siyasî bir müessesedir. Aile efrupai tarakterleri haiz bir insan gibi radını muhafaza edecek devlet kudgösteriyorsun. O halde bunların hanreti henüz teşekkül etmemiştir. Fertgisini ötekine bağlıyacaksın? Bu sulerin himayesi aile reisine tnevdudur ale derhal ve tereddütsüz cevap vereve reisi, ailenin hâkîmi mutlâkiyebilirz. Alp adamı dediğimiz Brakî tidîr. sefal Avrupa'hyı Orta Asya tipine Ahmet Bey müteakiben Avrupa yani bizim kaynağımıza bağlıyoruz. âlimlerinin Arya ırkının hukukunu (Şiddetli alkışlar). tetkik ederken bu tetkikatı genişletCanlı bir misal mediklerinden dolayı müteassıp bir Şevket Aziz Bey bu iddiasının inhisarcılk yaptıklarmı, şayet diğer canlı misalini göstermek üzere sahalara da bakmış olsalardı ve me Ankara civarindan lâalettayhi geselâ Türk hukukunu tetkik etse tirttiği ana, baba ve on bir aylık Ierdi kendilerini hataya düsmekten bir çacuktan ibaret bir Türk aile kurtarmış olacaklarını söyledikten sini salona davet etti. Bu aile An • sonra türkçede de baba kelimesi kara'nın Bağlum köyünden Abdul • nin aynen mevcut olduğunu ve bu lah'ın ailesidi. Salon alkışlarla çın(ba) cezrinîn Arya akvamındaki Pa lıyordu. Şevket Aziz Bey bu ailenin cezrinin ayni olduğunu söylemiş Avrupa kitaplarında Alp adamı de«bakalım müesseselerde tnüşabehet nilen halis Brakisefal tip, daha var mı?» diyerek Türk aile hukukuna doğrusu halîs Türk adamı olduğunu mtikal etmiştir. izah ettî ve altın saçh, beyaz tenli ufak yavruyu bu büyük ırkın istikAğaoğlu Rus âlimlerinin tetkikatına istinaden eski Türk'Ierin mü bale sessiz fakat ümitli adımlarla ilerliyen güzel bir tipi olarak gösesseselerini aynen muhafaza etmiş terdi. Ve şunları ilâve etti: ölan bugünkü Yakut'larda ve Kır Bu halis Türk tipi asırlık ihgız'larda aile riyasetinin tıpkı Ro mallere rağmen öjenitik ve ırkî ma'dakine müşabih olduğunu ve aile kudret ve kabiliyetini muhafaza reisini aile efradı ve malların üze da ve mütekâmil ırkî karakterle rinde mutlak hâkmiyeti haiz bu Innduğunu söylemiş, izdivaç, me rile fışkırmata devam ediyor. rasîm ve usullerinin Roma'dakinin taBüyük mübdie selâtn! mamen ayni olduğunu gösteren parŞevket Aziz Bey bundan sonra Caları okumıutur. konferansta hazır bulunan Reisi • Vaktin darlığına binaen konferansını kısa kesmeğe mecbur olan Ağaoğlu müesseseleri ifade eden keli • melerin ayni oltnasına, bizzat mü esseselerin müşterek olmasına ve bu müesseselere ait usul ve merasimin büyük müşabehetine nazaran yekdiğerinden çok uzak mesafelerde ayrıltnış olan bu milletlerin bu mü • essese ve âdetleri yekdiğerinden taklit suretile almış olmalarma ihtimal verilemiyeceğini, zira müesseselerin muayyen zihniyetlerin muayyen itikatlarm mevludi olmalarına göre bu müşabehetin ancak tek bir muhît içtimaî mahsulü olmasile kabili izah olduğunu söylemiş ve konferansım şu sözlerle bitirmiştir. « ö/nütnüzde geniş hudutlar açılmıştır. Bu uf ukta takip edilecek istikamet tarih eserinde gösreril miştir. Bu yolda feyizli adımlar at mak bugünkü ve yarınki nesillerin en mukaddes vazif esidir.> Konferansın hitamında Ahmet Bey çok alkışlandı. Menşe nereden? Yeni kontenjan Kararnamesi Zahire Borsasında Yeni bir mes'ele Sanayi erbabmı pek çok Bugdayda çavdar nisbeti memnun etti ne olacak? Heyeti Vekilenin kontenjan ko misyonunca tertip edilen yeni ka rarnamesi sanayi erbabmı memnun etmiştir. Teşviki sanayi kanununa merbut muafiyet listesinin müddeti 26 tenunuzda hitam bulacağı için fabrikatörler mevaddı iptidaiyesiz kalacaklarından endişe etmekte idiler. Kararnameye nazaran B listesinde mevcut olan mevaddı iptidaiye teşviki sanayi kanunundan isti • fade eden fabrikalar için muafiye • tine bakılmaksızın Iktisat Vekâle tinin tasdikile kontenjan harici olarak ithal olunacaktır. Bu suretle bir fabrikatör, muafiyet ruhsatname sinde münderiç olan ve senelik kudreti hnaliyesi nisbetinde îptidaî maddeyi gümrük resmini vererek ithal edebilecektir. Zahire borsasınm buğdaylardaki çavdar nisbetini eski miktarda bı rakması üzerine bazı tacirler Ticaret Odasına müracaat ederek bu miktarın çok olduğunu, indirilmesi lâzım geldiğini söylemişlerdir. Borsa buğdaylardaki çavdar miktarını yüzde 3 olarak tesbit etmiştir. Çavdar miktarı yüzde ona kadar zuhur ederse yüzde üçten fazlasmın bedeli tenzil edilecek, yüzde ondan çok çıkarsa nıüşteri mah alıp almamakta muhayyer olacaktır. Alâkadar tacirler dünyanın hiç bir tarafmda buğday namı altında bu kadar çavdara müsaade edilmediğini ileri sürmektedirler. Hatta Yunanistan'a yaptığımız buğday ihracatının bile bu yüzden müşkü • lâta uğradığı ve buğdaylarımızın Yunanistan'a değil ancak yakın Yunan adalarına gittiği ilâve edil • mektedir. Mes'ele, Ticaret Odası meclisinin bugünkü içtima ruznamesine ithal edilmistir. Dün şehrimize 30 vagon ve 1326 çuval buğday gelmiştir. Yüzde 9, 10 nisbetinde çavdarh olan Konya malı buğday 8 kuruş on paradan, yüzde 35 çavdarh olan buğday da 7 kuruş 5 paradan muamele gör müştür. Bundan başka dün tstanbul'a bir vagon 95 çuval çavdar, 174 çuval fasulye, iki vagon ve 213 çuval mısır, 20 çuval nohut, 119 çuval kaşar ve371 teneke beyaz peynir, 10 balye tiftik gelmiştir. Kâzım Nami Beyin konferansı Kadın Birliği kâtibi umumiliğinden: Türk Kadın Birliği merkezinde 7 tem . muz perşembe günü saat 17 de Kâzım Nami Beyefendi tarafından (ailede çocuk) mevzulu bir konferans ve azamızdan İrf an Şekip Hanımefendi ile Şekip Memduh Beyefendi tarafından konser verilecektir. Herkes gelebilir. Heybeli'de fundalık yanjjını Dün Heybeliada'nın Değirmen burnu fundalığında ateş çıkmış, bir miktat çam ağacı ve kuru otlar yandıktan sonra itfaiyenin gayretile yangın söndürülmüştür. Nüfusça zayiat yoktur. Yangının sebebi hak • kında tahkikat yapılmaktadır. Gazetenizin 4 temmuz 932 tarihli nüshasının dördüncü sahifesinde bıçaklı avukat ^erlevhası altmda yazılan fıkrada avukat Fehmi Beyin Şişli'de Haydar Bey apartımanında oturduğu yazümış ise de apartımanımızda bu namda bir müstecir bulunmadığını beyan ederiz. Mezkur apartıman sahibi T Sabiha ( Birlnci sahifeden mabail î mele Hüseyin oğlu Osman, Mehmet oğlu Ahmet, Moll^ Yakup oğlu Osman, Sabri oğîu Mfthmet Emin, Ahmet oğlu Sükrü, Bahri, Münire Ha nım, amele Salih, tayjrare makinisti Mehmet Nuri, Fehmi jOğlu Nihat, Hüseyin oğlu Mehmet,*posta ve telgraf fabrikasmda dökmeci Talât, Mehmet oğlu Zeki, Madam Margrit Vilda, tayyareci Cemal, Mehmet Ruşen oğlu Mehmet Emin, Fuat oğlu Reşat, Seîim Sım, amele Hj^yri oğlu Rjza, Bulgaristan'h Nazif oğlu Nazmi, tesviyeci Ismail oğlu Raföt, 17 yasında Mustafa oğlu Nuri, Mrçstafa oğlu Nizamettin, talebe Zeynelâbidin oğlu İrfan, makinist Faik, Kırklareli hukuk mahkemesinde zabıt kâtibi Fuat, Ziraat Bankası memurlarından Danyal oğlu Ramiz, Kırklareli telgraf memurlarından Şükrü oğlu Bürhanettin. Bu maznunlar mevkuftur. Gay ri mevkuf olarak ta telgrafçı Remzi, muallim Recai, Hikmet, Kemal, Şükrü oğlu İbrahim, ve Cemile Hanım vardır. Maznunların hüviyetleri tesbit e düdikten sonra okunan müstantik kararamesinde maznunların, ceza kanununun 65 inci maddesinde gösterilen şekillerde fesat çıkarmağa ve halkı komonizme teşvike çalış tıkları yazılmakta ve seza kanununun 146 ıncı maddesinin 1 ve 2 inci fıkraları delâletile 171 inci maddenin 2 inci fıkrası mucibince teczi yeleri talep edilmekte idi. Kararname okunduktan sonra müddeiumumî Cemil Bey, davanın hafi olarak rüyet edilmesini talep etmiştir. Heyeti hâkime, bu talep hakkın • da henüz müzakerede bulunurken, maznunlardan bazıları ayağa kal • karak: Biz söz isteriz. Kararname hakkında söylüyeceklerimiz vardır. Diye bağırmağa başlamışlardır. Bu sırada heyeti hâkime, davanın hafi olarak ı Uyet edilt^ıoğîrao üalr Koıhünistler Bir tavzih Yolsüzluklar şiddetle takip edilecek Bazı limanlara tahsis edilen kontenjan eşyasının o limanlarda sa tılmadığı, başka yerlere sevkedil diği anlaşılmıştır. Bittabi bu işi yapanlar fazla kâr etmek emelile, o mıntakanın ihtiyacmı düşünmiyerek eşyayı daha yüksek fiatla satıldığı yerlere sürmektedirler. Halkın zararına olarak fiat farkından istifade etmek istiyen bu gibi eşhasın şiddetle takibi alâkadalara tebliğ edilmistir. karar vermış ve samiin salondan., çıkmağa başlamışlardır. Gene maznunlardan bir kısmı: Eğer samiin çıkarsa ve davaya hafi olarak bakılırsa hiç bir şey söyliyemiyeceğiz. Biz böyle muhakeme edilmeyiz, karşınızda bir duvar bulacaksınız. Diye bağırmışlar ve ulu orta tefevvühata başlamışlardır. Tefevvühatta bulunanlar hak kında bir zabıt varakası tanzim e dilmiş, ve muhakemeye hafi olarak devam olunmuştur. Zevcem Sıdıka Hanıma yaphkları vaffakîyetli ameliyatla hayatım bana kazandıran Ortaköy Şifa Yurdu sahip ve müdürü Dr. Ahmet Asım Beyle, kadın hekimi Dr. Nuri Süleyman Beye alenen teşekkürü biı borç bilirim. Hastama ba Âlenî teşekkür İki Vekilimiz (Birinci sahîfeden mcibait) lediyeyi ve askerî kumandanlığını ziyaret etmiştir. Gece Cumhiiriyet Halk Fırkası tarafından Vekil Be • yefendi şerefine bir ziyafet veril • miştir. Bolu 4 Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey bugün otomobille buraya geldi. Halk, asker, memur ve ta • Iebeler tarafından karşılandı. Vekil B. halktan her istiyeni kabul ederek arzularını dinletniştir. Vekil B. yarın Düzce Adapazarı • tzmit tarikile tstanbul'a gidecektir. cumhur Hazretlerine teveccühle: Şimdi kahraman ve büyük irade! Sana hitap ediyorum. Bu mü tekâmil uzviyet tipi asırlarca mühmel bir halde bırakılmıştı. Sen bu uzviyet ve ırk tipini yaşamak ira desile yıkanacağı bir denize, ma nevî bir denize getirecek muazzam yolları hazırladm ve hazırlıyorsun bu uzviyetin asırlarca hapsedilmiş tahtetsuur arzu ve ihtiyaçlarına, belki hâlâ büyük ehemmiyetini idrakten âciz olduğumuz kanallar açtın. Kahraman ve asil büyük a dam! Seni Türk ilmi, Türk müte • fekkiri namına samimiyetle selâm • lıyorum.» demiştir. Kongre konferansçınm bu selâmına çok sürekli alkışlarla iştirak ederek Büyük Reisi selâmladı. öğleden sonra Reşit Galip B. dün hafriyat hakkında konferans veren muallim Mehtnet Ali Beyin konfe ransımn bazı noktalarını tenvir etti. Müteakiben Bursa Muallim kız mektebitarih muallimi Fakihe Edip H. Soner medeniyeti ve Konya orta mektep tarih muallimi Ferit Bey ana yurdım coğrafî şartları, Türk'lerde göçebelik, Türk'lere ait hasletler, Tokat lisesi tarih muallimi İhsan Bey de Betiler mevzulu birer konferans verdiler. Bundan sonra kongre dağıldı. I Bir tavzih Feyziati Lisesi müdürlüğündenT Istanbul'da açılmak üzere olan hususi bir lisenin mektebimizle alâkası bulun duğuna dair bazı rivayetler deveran et mektedir. Mektebimizin her hangl husus? bir müessese ile hiç bir alâkası olmadığı görülen lüzum üzerine beyan olunur ^ I•I ^ İRTİHAL' 'Kösemihal ahfadından Bafra gölleri mültezimi sabıkı İhsan Akif Bey uzun müddettenberi müptelâ olduğu hasta lıktan kurtulamıyarak Feneryolu'nda Muhtarpaş?. sokağında Cemal Molla'nın köşkünde müstecir bulunan hemşiresi • nin nezdinde rahmeti rahmana kavuşmustur. Cenazesi bugün saat on buçukta kaldırılarak Sahrayicedit'teki kabristana defnedilecektir. İRTİHAL Sabık Beyoğlu inzibat zabiti Antikacızade İhsan Bey evvelki gün irtihal etmiştir. Cenazesi kendisini seven dostlarınm gözyaşlarile Emirgân'da makberi mahsusuna defnedilmiştir. Cenabı hak rahmet eyliye. Guzellik müsameresi 1932 Guzellik Kraliçesi 7 temmuz perşembe akşamı Taksim bahçesinde halka takdim edilecektir Taksim bahçesi müdiriyeti, o akşam için fevkalâde numaralar da hazırlamıştır. Duhuliye yoktur, elbise külfeti yoktur, bilet tedariki mecburiyeti yoktur. Masalarınızı şimdiden tutabilirsiniz. Taksim bahçesi müdiriyetine müraçaat kâfidir. Telefon: Beyoğlu 1296. Arzu eden ler, o akşam Taksim bahçesinde yemek yiyebilirler. Diğer konferanslar

Bu sayıdan diğer sayfalar: