23 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

23 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Eylul 1932 Cttmfittriyet '• Dil Kurultayı i4 Bu hafta sinemalarda neler var? Fransızca ve Almanca operetlerle macera ve zabıta dramları programlara hâkimdir Müteşebbis heyet dün de toplandı IBirinci sahifeden mabaift 13 temmuz cinayeti,, ni kiın, nasıl yazdı? ları tezleri ve hitabeleri tetkıke devam etmiştir. Bu içtimada Meclis Reisi Kâzım Paşa Hz. de hazır bu lunmuşlardır. Yeni «Konan Doyel» romanları kadar şahsı ile de alâka uyandıran bir adamdır S. S. Van Dine dünyanın en maruf zabıta romanı muharrirlermden dir. Hatta Şar lok Holms müb dii Konan Do yel öldükten sonra yerini onun tuttuğunu söyli > yenler vardtr. S. S. Van Dine nasıl yetişmiştir? Bu Amerika'lı muharrir için ortaya atılan bir çok rivayetler vardır. Doğru luğu veya yanlışlığı hakkmda hiç bir mütalea ilâve etmeden bunla • nn en kuvvetlisini biz de nakledelim: Van Dine ilim âleminîn tanınmıs bir simasıdn*. Bir çok kesifleri ve bir çok eserleri vardır. Onun yegâne kusuru fa kir olmasıdır. Bu kusur, yapmak istedigi bir çok tecrübelere mâni oknakta, Van Dine madd? imkânsızlık karşmnda çırpımp durmaktadır. Dil kurultayımn yeni azalart T. D. T. C. Kâtibi Umumiliginden: 26 eylulde toplanacak olan kurul tayda aza olmak arzusile müracaat eden zevatın isimlerinin neşrine devam ediyoruz: Orhan Seyfi Bey Karagöz gazetesi sahibi, Ethem Şinasi Bey muallim, Halim Dündar Bey muallim, Methi Sait Bey avukat, Haş met Fikret Bey muallhn, Safiye Hiiseyin H. Belediye Umumî Meclis azasmdan, Halit Bey muallim, Hiltni Naî!i Bey sanayi kumusyoncusu, Fuat Naili Bey muallim, M. Mahir Bey Erenköy lisesi müdürü, Rasim Resit Bey tzmir'de muallim, Talât Ali Bey Ticaret Odası memurlarrndan, Dr. Cemal Bey meb'us, Dr. Suat Fuat Bey, Dr. Hamza Vahit Bey, V?sfi Aziz Bey avukat, Uluğ Bey T. T. T. C. kâtibi, Ali Bey muallim, binbası Es ref Bey Harbiye mektebi al<ıy baş baytarı, Ahmet Bedi Bey Hariciye Vekâleti müdürlerinden, Kinıet H. ilk tedrisat müfettişlerinden, B. O. Tahsin Bey, Ankara'da muallim, Halis Bey muallim, Rasih Sait Bey muallim, Muhlis Ethem Bey müderris muavini, Şefika H. Ist. Kız lisesi memurlarından, Yusuf Ziya Bey Ist. Konservatuvan müdürü, Memduh Şevket Bey meb'us, Mehmet Faruk Bey muharrir, Suphi Bey Tıbbiye mektebi müzakereci doktoru, Abdülkadir Bey Türkiyat enstîtüsü asistanı, Tahsin Hamdi Bey, muallim, Nazım Bey tstanbul kız orta mektebi müdürü, Bürhan Bey muallim, Dr. Ali Haydar Bey Hilâliahmer tstanbul merkeri reisi, Mustafa Hulki Bey muallim, Naci Hasan Bey Derince çiftlik müdürü, Hasan Remzi Bey, Nurettin Rüştü Bey antikacı, Cevdet Salih Bey Çatalca kaymakamı, Teologos Efendi hukuk doktoru, Saime Faik H. Şişli H. Fırkası ocak reisi. «şikago'da panik> füminden iir sahne Atlantid diyarında Artistik'ie: «Atlantid diyarında» filmi ismin den de anlasılacağı veçhile esrarlı vahalar ve kum çölleri diyarında geçen bir macerayı tasvir ediyor. Vak'a Gardaya bürcünde bir kaç ecnebi zabitinin başından geçan felâket ve facialarla müthiş bîr şekil alıyor. Mülâzim Vaniyer bu esrarı halletmeğe karar veriyor. Yolda Griça is tninde bir kadına rasgeliyor ki bu kadın hakikatte bütün bu işlerin mü rettibi olan Warenskine'in metresi dir. Maamafih bu Rus maceraprestinin bir diğer metresi, bir de meşru karısı vardır. Yarı kıskançlık, yarı menfaat yüziinden oradaki ecnebileri hapis ve katletmektedir. Griça Va niyer'i sevdiği için onu kurtarıyor. Birlikte kaçıyorlar. Warenskine'in hakkından da usağı îgor geliyor. Kordelânın entrika kısmı me rakh, haricî tnanzaaralar güzel ve Afrika yerlilerinin bayatı iyi canlan dırılmıştır. Mümessillerin hemen hepsi esrarlı bir eser yarattıklannı pek iyi bildikleri eserî muammah tavurlarla temsil ediyorlar. Jean Toulout sergUzeşt peşüıde ko?an Rus'u gll*el Karissa Robba genç kızı iyi yaratı yorlar. Henry Garo ve Meg Lemonnier iParü'li u§HcUır> da Doktorluktan artistliğe.. Karen Morley Tıbbiye mektebinin siralarından sinema âlemine atılmiş bir yıldızdır Ilim Mmisi, ihttyar ângin Ktt katlediTmtyt Kurultaya iştirak edecek muallimler Dil kurultayına iştirak edecek olan memur ve muallimler bu müddet zarfında mezun addedlîeceklerdir. Anadolu'dan gelenlerin masraf lan îçin de Maarif Vekaletl 3 bin lira tahsisat vermiştir. ParisTı âşıklar Vilâyet röesası Vilâyet rüesayı memurininin pazartesi günü Dolmabahçe sarayında toplanacak olan Dil kongresinde hazır bulunmaları alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Melek'te Melek sinemasında çarşamba akşamından itibaren gösterilmeğe başlı yan c Paris'li âşıklar» filmi <Mon marter sevdalıları» ve «Ne »evimli?» kordelâlarmda kendilerini çok iyi bir çift olarak tanıtan Henry Garat ile Meg Lemonnier tarafmdan çevrilmis Dil karultayım dinlemek istiyenlere tstanbul Halkevi Reisliğinden: 26 eylul 1932 pazartesi günü açıIarak dört gün devam edecek olan Türk dili kurultayım halka dmlet mek için Halkevinin Cağaloğlu'ndaki merkezinin konferans salonuna radyo tertibatı yaptmlmıştır. Arzu edenler kurultaym devamı müddetince her gün bütün safahatmı sa lonumuzdan da takip edebilirler. Halkevi herkese açıktır. Karen Morley'in *Cümhuriyet> e ihda ettiği tir resmt Hollyvood 10 eylul (Hu. Mu.) Doktor bir kadın Arsen Lupen'in sevgilisi oldu dersem tabiî şaşacaksınız. Bu hayret içinde fazla kalıp aiap çekmemeniz için şunu çabukça ha ber vereyim ki Arsen Lupen'in bu sevgilisi son zamanda biiyük bir şöhret kazaamağa başlıyan sinema ar tisti Karen Morley'dir. Karen Morley lise tahsilini bhir dikten sonra doktorluğa heves et • mi», hatta bir iki sene de tıbbiyede okumuş bir genç kızdır. Bu san'atkâr Amerika İova şehrinde doğmuş ve Hollyvood'a artist olmak için değil yukarıda kaydettiğitn veçhile tıbbiye tahsilini takip etmek üzere gelmiştir. Fakat bir müddet sonra asıl istidadının temsilde olduğunu görerek tahsilini yarıda bırakmış, tiyatro mektebine devama başlamıştır. Orayı bitirip çıkbktan sonra ilk vazifeyi mil yonerler şehri olan «Pasedena» ti yatrolarmın birinde aldı. Mühim roller temsile başlar başlamaz da sine yor. Adam koşup g«liyor, karısmı yolcular ve yaralılar arasında arıyor. Bulamaymca arkadasının venie ko şuyor. Karısı da yanındaki odadadır. Fakat tabiî haberi olmadığı için onu ölmüş biliyor ve derin bir vicdan a~ zabı içinde karısı ölüme sürükle nirken kendisinin bir takım kadın ~ larla eğlendiğmi itiraf ediyor. Kadın bunu duyunca hemen evine dönüyor ve yatağında yabancı bir kadın bulduğu için kocasile adamakıllı bir kavgaya tutuşuyor. Yavaş yavaş iki tarafm da sinirleri yatısıyor, âletn gene ol âlem, devran gen ol devran, eski hayat devam edip gidiyor. Filmin gülünç sahneleri kadar müessir fasılları da vardır. Şarkılar ve musiki güzeldir. Henry Garat, Meg Lemonnier ile birlikte Fenillire, Etchepare ve Leon Beliire gibi diğer artirtler de çanlı pynuyorlar. ., ma direktörlerinin nazari dikkatVı celbetti ve tekrar Hollyvood'a çağ rıldı. Robert Montgomery ile çevrilecek bir filim için yapılan tecrübelerde muvaffak oldu ve rejisör Klarans Brown kendisine Greta Garbo'nun «Düşkün kadın» kordelâsmda ikinci derecede bir vazife verdi. Bundan sonraki vazifeleri yek diğerini takip etti. «Mato Hari» de casus ve Arsen Lupen'de meş'um kadın rollerine çıktı. Karen Morley'in temsil san'atin daki en büyük kabiliyeti kamera ö • nünde de tıpkı hayatta imiş gibi davranması, tabiiliğinden hiç bir şey kaybetmemesi, her yarattığı şah siyeti bütün kalbi ve mevcudiyeti ile ibdaa gayret etmesidir. Denebilir ki Karen Morley ilk süluk ettiği meslekten pek te aykırı bir yola sapmamıştı. Beden doktoru olmaktan vaz geçmişse de mükemmel bir ruh doktoru olup çıkmıştır. lllllllllllllllllllllllllillllllllllllllilllllllltllMllllllllllllllllllllllllllllllllı Yeknesak talebe kasketi Tekmil lise ve orta mekteplerle ilk mektep talebelerinin yeknesak kasket giymeleri kararlaşmıştı. Bu ka rarm tatbikı için bîri lise diğeri ilk mektep talebelerine mahsus olmak üzere kasket nümuneleri yaptrrıl • maktadır. Bunların en münasibi tef rik ve mekteplere tamim edilecektir. o sırada orada hazır bulunan dikişçi kızı «Jessi» yi aralarına ahveriyorlar. Bu vaziyette işleri iyi gitmeğe başlıyor ama dört arkadaş kızı birbir lerinden kıskanmak yüzünden yek diğerlerine kırılıyorlar. Nihayet ge çimsizliğin sebebini anlıyan dört ar kadaş kıza yüz vermemeği kararlaş tınyorlar. Fakat bu sefer de kız delikanlıla rm kendisine iltifatı kesmeleri yü zünden muğber oluyor ve hariçte başka bir sevgili buluyor. Dört ar kadaş ta bazi tesadüfler neticesinde daha san'atkâr bir partöner ele ge çiriyorlar. Her iki tarafı memnun eden bu mes'ut netice ile de filim bi tiyor. llMlllimillillllllimiilIHIIIIIIinillllllMIIIIIIimillinilllllllllHlllllimillllllll Fakir âlimin bilgisi kadar zekâsı, mnhakemesi, mantığı da kuvvetiidir. Bu mesiyetle • rine vâkıf dost lanndan biri bir gün kendisine: Van Dine madem ki çok ve çabuk para ka zanmaga ihtiya cın var. Bir zabıta romanı yaz sana! demişth. Van Dine vaktile zabıta işleri ile de bir müddet alâkadar olmuştur. Böyle bir teklif karşısında kalınca uzun müddet tereddüt etmemiş, dostu nun tavsiyesini yerine gethmiş tir. S. S. Van Dinf imzası ile yazı lan ve basılan ilk roman hari kulâde bir mu vaffakiyet kazanmışbr. O ka dar ki Van Dine Cinayet Mıstr'a ait Asari Attka Müzesinde işlenmiş bvlunuyordu bir müddet daha bu yolda yürümeması ona bu hususta sık sık f ırsat nm faydalı olacağına kanaat getirverir. Markam bir çok esrarengiz miş, ve birbirini müteakıp beş altı vak'aların aydmlnanmasmda Vans'kitap yazmıştır. tan yardun görmüştür. Bu itibarla karşılaştıgı her müşkülü Vans'a haBu romanlar bütün Amerika gaber verir. Ondan muavenet ister. zete ve mecmualarında tefrika edildikten başka kitap halinde de müVan Dine'nin romanlannd'a pojis teaddit defalar basılmış, bütün Avmüfettişi Hat ta değişmîyen sima • lardandır. Bu adam maruf bir sima rupa lisanlarma tercüme edilmiş, olmakla beraber biraz aptal, bhaz sinemaya da altnmıştır. Van Dine dar görüşlüdür. Zavahire ehemmiyet bu suretle kısa bir zaman içinde bir verir. İyi ve derin düşünemez. kaç milyon dolar kazanmış, bir taraftan roman yazmakla beraber bir Vak'alan anlatana gelince bu da Vans'ın hususî kâtibi olan muhar > taraftan da istedigi seratt altında rirdir. ilmî tecrübelerme başlamıştır. S. S. Van Dine, Konan Doyel gibi romanlarmda dahna ayni kahra • manı kullanır. Bu Vans isimli zeki, okumuş, keskin görüşlü bir adamdır. Harikulâde soğuk kanlı, cesur ve biraz da müstehzidîr. Vans'ı Şarlok Holms'ten ayıran fark onun polis hafiyeligini meslek ittihaz etmeyişidir. Zengin bir adamdır. Bu işi zevki için yapar. Zabıta va'kalan tetkikatı ile vakit geçirir, gönlünü eğlendirir. Nevyork müdediumumisi Markam'm eski ve iyi bir dostu ol«13 temmuz cinayeti» Vans'ın bütün eserleri gibi zabıta romanı tekniğj itibarile mükemmeldir. Karii son sahifesme kadar merak ve heyecanla sürüklemek vasfı «13 Temmuz Cinayeti» romanmda fazlasile vardır. Muharrir romanma vak'anın ce • reyan ettiği yerin bir plânını da koymuştur. Bu plân ilk bir kaç tefrikada sizin vaziyeit kavramanız için çok faydalı olacaktır. Bu yazımızla beraber plânın bir suretmi de dercediyoruz. Bir sevgili dört delikanlı Majik'te: <ÂAlutid diyannda* tümtnden bir Bu hafif, eğlenceli ve kinayeli bir komedidir. Meg Lemonnier sevme diği bir adamla evlendirilen bir kadın roliinü oynuyor. Kadın bir aralık çok yakışıklı genç bir adama rasgeliyor vs bjı delikanlıyı o kadar «eviyor ki önunla bîr gece geçirmek arzusuna mukavemet edemiyor. Bunun için yakın yerlerdeki akrab'asmdan birine gidiyormuş gibi evden çıkıp hakikatte sevgilisi ile bulusu yor. Garip tesadüfe bak'ın ki kadının biomesi icap eden tven kazaya uğru «Majik» sineması dün akşam açıldı. «Bir sevgili, Dört delikanlı» is minde almanca bir komedi göster meğe başladı. Bu kordelâ Joahim sons'un meşhur bir eserinden iktibas olunmuş ve maruf rejisör Erich Engel tarafmdan filme çevrilmistir. Baş Operctda: rolü oynıyan Jenny Yugo suh ve za«Şikago'da bir panik» Amerika'riftir. Erkek partönerleri de vazifenın cinaî kangster filünlerine nazire lerini iyi kavramışlardır. Bilhassa olarak Alman'lar tarafmdan vücude musikili sahneler güzel ve neş'elidir. getirilmiş bir kordelâdır. Başrolleri oynıyan Olga Çekova ve Harn RühMevzuu şu şekildedir: Cazbantçı dört arkadaş son buhran dolayısile is tnan bu zabıta damında yaşatılacak bulamıyorlar. Nıhayet düşüne taşına havnın ne şekilde olması lâzım gel diğini pek iyi kavramiflardır. Filimbir tarafa kapılanmak için şu çareyi de cinayetler, esrarlı vak'alar birbi buluyorlar. Kendilerine kız bir par rini takip etmek te ve bunların faüi töner tedarik etmek... Bu fikir bir ancak nihayette meydana çıkmakta prova esnasında akıllarına geliyor ve dır. ' Şikago'da panik Sayfayı çeviriniz, «13 Temmuz Cinayeti» nin ilk tefrikası arka sayfadadır

Bu sayıdan diğer sayfalar: