1 Ekim 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

1 Ekim 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'1 Teşrrinevvel l932 OSMANLI fMPARATORLUGUNDA HAKTUL VEZlRLER t Şehir ve memleket haberleri İskânda yeni bir ııruı mi? Siyasî icmal Ttrki Teslihat işleri suya düşüyor Yazan: : ** Suiistimal mi ? 3,000 lirahk mazbatayî 23,000 e çıkarmışlar! tskân Müdiriyetinde yapılan sui. istimal Uhkikatına devam edilmek. tedir. Son günlerde mülkiye müfettişli. ğine yeni bir suiistimal vak'ası hak. kında ihbaratta bulunulmuştur. Hâdise şu şekilde cereyan et . miştir: Karacabey harikzedelerinden el. lerinde 3 bin liralık bir mazbata bu. lunan Hasan ve ömer Ef. ler iskân edilmeleri için müdiriyete müracaatte bulunmuşlardır. Fakat 930 senesi haziranmdan evvel bir bina işgal etmiyenlerin nız tazminat verümekte olduğunu öğrenince eski istidalarmı takip etmiyerek yeni bir müracaat daha yap. mıslardır. Bu müracaatlerinde Beyoğlu'nda Kulsokağı'nda 4 ve 6 numaralı apar. tımanda oturduklarını ileri sürerek binanın kendilerine tefvizinî iste mişlerdir. 100 bin lira değerinde o. lan bu binayı alabilmek için de maz. batalarındaki 3 bin lirayı tahrif e derek 20 bin liraya çıkarmışlardır. Mevzuu bahis apartıman Osep ve Serkis isminde iki kardeşe aittir. ömer ve Hasan Ef. ler binayı alabilmek için Osep ve Serkis Ef. lere kararı göstermişlerdir. Ayni zamanda üç ay evvel binay; kiralamak istediklerini söyliyerek gezmek üzere içeri girdikleri sirada zapta kalkmışlar ve muvaffak ta olnuışlardır. Bundan sona da keyfiyetî tskân Müdiriyetine bildirerek bi . nanın kendilerine tefvizini istemiş . lerdir ve tabusunu almışlardır. Bütün bu muamelelerde iskân Ulerinde mutavassıtlık yapan miibadil Ali Ef. isminde bir zat kendilerine yardımda bulunmuştur. Ali Ef. bu yardımına mukabil Be. yoğlu dürdüncü noterliğinde yapı. lan bir mukavele ile binanın yarı sına ortak olmuştur. Mülkiye mü fettişliğine vapılan bu ihbar tetkik edilmektedir. Yerli mallara suikast «Karilerinizden Çenkelköy'ünde Hamamçeşmesi sokağında oturan ö . Feyzi» imzasi ile dün şu mektubu aldık: «Hükumet sanayiin inkişafı ve her ( sene avuç dolusu paramızın harice gitmemesi emelile bir çok tedbirler aldığı gibi bu kere mektepteki kız çocuklarınm giydikleri önlüklfrin de yerli maldan yaptırılmasını kararlaştumıştır. Fakat bu karar yalnız bazı açık gözlerin işine yaramış, çocuk velilerinin de zaranna olmuştur. Yerli önluk bezlerinin karardan evvelki fiatı ile karardan sonraki fiatı ara smda çok fark vardır. Evvelce yerli mallar pazarında metrosu kırk kuruşa verilen bu bezler için bugün diğer mağazalarda 55 kuruş istenil mektedir. Yerli mallar pazarında ön] liik bezi kalmamıstır. Yerli mallarına \ rağbet edelim, doğru... Fakat bundan sanayiimiz değil, bir kaç fırsat düşkiinü istifade ediyor.» Kariimiz yer den göğe kadar haklıdır. Halkuı yerli mal almasını ye kullanmasını itterken fırsat düşkünlerinin ihtikârına da meydan vermemeli, yerli mallarımıza en büyük fenaiığı yapan bu gibi açıkgöz yerli mal satıcıları şiddetle cezalajıdınl • malıdır, diyoruz. Mahmut Paşa denizderi, ^atih Sultan da karadan < Aeriboz) üzerine yürüd üler ve adayı zaptettiler Bu esnada, düşman donanması Ça saray) dediğimiz mahallede iskân | olundu. I nakkale boğazını muhasara etmiş Rum Mehmet Paşanın idaresiz (Enez) ve havalisinde bir çok Türk liğini kıstnen İshak Paşa ve kısmen köylerini tahrip ve ahalisini katleyde Gedik Ahmet Paşa telâfi ediyorlemişti.. Düşman donanmasını bu lardı. (Alâiye) ve (Silifke) kaleleri radan defetm«kle beraber, Akde ele geçirildi. fakat bütün bu civarın niz'de mühim bir faaliyet göstermek ümerası da (Akkoyunlu hükümdarı, icap ediyordu. Bunun için de en evUzun Hasan Sultan) m nezdine firar vel düşman gemilerinin (Üssü bahetmişti. Akkoyunlu hükumeti) ile ri) »i olan (Ağriboz) adasmı ele geçirmek lâzım geliyordu. Ağriboz çok Osman'lıların arasındaki münasebet gerginleşti. Osmanh'lar tarafından müstahkemdi. Ayni zamanda karazulüm gören Karatnan beldelerinin ya bir asma köprü ile merbuttu. bir çok halkı, dağlara çekilmiş, büMahmut Paşa, Gelibolu'da yüz yük isyan çeteleri halinde dolası parçadan ziyade gemi hazırladı. Bu yor, şehirleri ve kasabaları tehdit fcazırlıklan haber alan düşman doediyor, vaziyet gittikçe vahimleşi nanması, derhal Adalar denizi'ne yordu. açıldı. Ve orada hâdisata muntazır İshak Paşa, zayıf ve kudretsiz bir kaldı. Harp hazırhğı ikmal edilin adamdı. Sadaret mevküne geldiği Mahmut Paşa denizden, ikinci ce gündenberi devlet idaresinde bir Mehmet te karadan (Ağriboz) üzemuvaffakiyet gösterememişti. Şüprine yürüdüler. Adayı her taraftan muhasara ettiler. Ada, sahile çok ya hesiz, bu korkunç ve karışık vaziye ti de ıslah edemiyecekti... Fatih, dü~ kındı. Adadakiler, asma köprüyü şündü. Mahmut Paşaya karşı kal kaldırtnış ve müdafaaya hazırlan binde bir kin ve haset mevcut ol mışlardı. Seksen parçadan mürekmakla beraber, onu tekrar (Sadarekep olan düşman donanması, açık ti uzma mevküne getirmege mecbur larda dolaşıyor ve harbe müdaha oldu. (H 877) leye cesaret edemiyordu. Muhasa radan evvel bir kaç esir alınarak bunlardan, o civardaki vaziyet ile (Uzun Hasan Sultan) la vukua dü^man atniralinin plânları öğrenilgelen meşhur ve büyük muhiırebede Mahmut Paşa gene büyük bir zafer mişti. kazanmıştı. Onun yük sek kudret ve Mahmut Paşa, burada da büyük liyakatini, bütün dostları ve düştnanbir dirayet gösterdi. Evvelâ, asma köprünün başını zaptetti. Burası, ka ları bir daha alkışlamışlardı... Bir tarafından (Uzun Hasan) ın bıraktığı lenin her tarafına hâkimdi. Derhal gemilerden toplar çıkartarak buraya hadsiz, hesapsız ganimet malları yağma ve taksim edilirken, diğer yerleştirdi ve kalenin içini taş gülletarafından da mağlup ordunun takip lerle dövmeğe başladı. Ayni zamanedilip ediltnemesi mevzuu bahsoluda, karadaki ve denizdeki asker ayordu. rasında da tellâllar nida etti: Mahmut Pasanın kendine göre as Yarın yağma günüdür.. Hazır kerî prensipleri vardı. Mağlup düş olun, haaa.. • manları, sonuna kadar takip etmekSadaları (ayyuka çıkarıldı). (Şeten hoşlanmazdı. Karaman vak'a caatte behresi) olanlar, hücuma hasında bu yüzden başına büyük bir zırlandı. felâket gelmişken, o, gene fikrini Ertesi sabah, güneş doğarken, kadeğiştirmedi: Uzun Hasan'ın takip radan ve denizden hücum küsleri edilmesine muhalefet gösterdi... Halçalınmağa başladı. Gemilerdeki topbuki Mahmut Paşanın bu hareketi, ların saçtığı alevler ve dumanlar, düştnanlannın eline yeni bir silâh her taraf ı kapladı. Kılıçlarını dişleri verdi. Padişahın etrafım alan bu •^rasına alan gaziler, her taraftan düşmanlar, şimdi en ağır ve en şeni kale bedenlerine tırmandı. Düşman ithamlarda bulunuyor, ve bu kah göz açıp ta kendini toparlıyıncıya raman kumandanın hayatîle oynu kadar Osmanlı sancağı, kalenin yük yorlardı. sek burçlannda dalgalanmağa başFatih, (Uzun Hasan) tehlikesini ladı. atlatmış, artık Mahmut Paşaya da Düşman filosu, bu feci akıbeti gö îhtiyacı kalmamıştı. Buna binaen orür görmez, hemen yelkenlerini açtı nun aleyhinde söylenen sözleri dinve açık denizlere doğru kaçtı... Ada liyor ve bütün bunları inceden incenın bütün serveti yağma edildikten ye muhakeme etmeden kabul edi •onra, adanın yanında küçiik bir kayordu. yahk için de (Kızılhisar) denilen Mahmut Paşaya isnat olunan cümevki de zaptolunarak burada mahrümlerin ikisi, çok mühimdi. Bun fuz olan büyük bir hazine ele ge çirdi. Ve bütün bu işler görüldükten lardan biri, Padişahın arzusuna rağsonra ikinci Sultan Mehmet (inşiramen Mahmut Paşanın Uzun Hasan'ı hı kalp ile İstanbul'a avdet etti. takip etmemesi idi. Düşmanları, U* zun Hasan takip edildiği takdirde Rum Mehmet Paşa, Karaman haesir edilebileceğini iddia ediyorlarvalisinde büyük bir hezimete uğra dı. Mahmut Paşa, bu iddiaya cevap mış: hatta, (Varsak) Iıların kurduveriyor. ğu bir pusudan hayatını güç kurtar (Hasan Tavil) in (Otlukbeli) mıştı... Padişah, Mehmet Paşanın meydan harbinden sonra belini doğbu muvaffakiyetsizliği üzerine Sadrultmak imkânı kalmamıştı. Ol ha razam tshak Paşayı o havaliye gönvalide de müstahkem kalesi mevcut dermeğe tnecbur oldu. Artık, şehhdeğildi. Binaenaleyh, Kürdistan'm ler yakılıyor, köyler yıkılıyor.. Bü tün o civar halkı, büyük kafilelec sarp dağlarında beyhude yere asker halinde tehçir olunuyordu. (Aksa yormaktan hiç bir f aide tnemul de ray) kasabasının halkı, kâmilen İsğildir. tanbul'a nakledilerek şimdiki (Ak(Mabadı var) Doğru değil mi? Şirketler fazla Para alıyorlar mı? Hâmit B.le Şirketler komiseri izahat veriyorlar DahiKye Vekâletinin Belediyelere bir tamim gönderdiği ve imtiyazlı şirketlerin halktan fazla olarak ai. dıkları paralann tahakkuk ettiril. mesini isterfiği yazılmıştı. Bu hususta Belediye Reis Muavini Hâmit Bey şu beyanatta bulunmuş . tur: « Bu tamim henüz tstanbul'a gelmedi. Umumî şekilde şirketlerin halktan şu veya bu parayı fazla al. dığını söylemek şimdilik imkânsız. dır. Şirketlerin mukavelelerini ayrı ayrı tetkik etmek ve aldıklart paralarla mukavele hükümlerini karşı. laştırmak lâzımdır. Her halde Dahiliye Vekâletine bir şikâyet yapılmıştır. Tamim gelir gel. mez mes'ele anlaşılacaktır. Şirket ta. rifeleri muayyen zamanlarda muay. yen bir formüle göre taayyün ve tesbit edilir. Bu tarife bu formüle göre azalır veya çoğalır. Formülün değiştirilmesi Vekâlete aittir. Belediye Şirketler Komiseri Mu. zaffer Bey de şunları söylemiştir: f Bu şirketlerin mukaveleleri haricinde halktan fazla para alma > larına meydan vermiyoruz. Eğer al. mışlarsa bu nokta araştırılır ve takip edilir.» Kadınların göğüslerine yazı yazan üfürükçü Adana'nın Islahiye kazasına gelip çok iyi üfürükçü olduğu, çocuk doğurmıyan kadmlara dua ile nur topu gibi çocuk kazandırdtğı hakkında reklâm lar yapan Bilâl hoca; kendisine müracaat eden bazı kadınların göğüslerine ve enselerine dualar yazmış ve hâdise haber alınınca takibata başlanmışsa da Bilâl Hoca ortadan kaybolmuştur. Bir adam babasını öldürdü Ceyhan 29 Adatepe köyünde oturan Mustafa isminde yirmi beş, yaşlannda bir adam babasını mavzerle öldürmiiştür. Hâdise şöyle olmuştur: Mustafa bir iki arkadaşile bir eğlenti yapnuya karar vermiştir. Bunun üzerine bunlar bir kadın bularak hep birlikte köy haricine gitmişler, orada içmeğe başlamışlardır. Mustafa çok sarhoş olmuş ve evine dönerek babasının mavıerini almak istemiştir. Yetmiş yaşlarmda olan bu ihtiyar baba oğlunun halinden çok müteessir olmuş, silâhı vermediği gibi Mustafa'mn da tekrar evden ayrılmasına müsaade etmemistir. Bu sırada aralannda ufak bir münazaa olmuş, sarhoş bulunan Mustafa kendini kaybe • derek silâhı babasının üzerine boşaltmıştır. Zavalh ihtiyar derhal ölmüştür. Baba katili Mustafa yakalanmıştur. Leh sefareti müsteşarı gidiyor Lehittan'ın Ankara sefareti müste • şarı olup samimî Türk dostluğu ve hayırhahlığı ile maruf M. Gavronski, Varşova'da Hariciye Nezaretinde mühim bir vazifeye tayin edilmiştir. 1929 sesindenberi Ankara sefareti müsteşarlığı vazifesini ifa eden mumaileyh sami • mane ve nazikâne muamelesi ve Türk millî gayesine hayırhahlığı ve hizmeti ile Türk mehafilinde gayet iyi intibalar bırakhğmdan memleketimizi terkeyle mesi derin bir teessür uyandırnuştır. M. Gavronski Türkiye'ye tayin edilmezden çok evvel ve hatta Lehistan istiklâlini istirdada muvaffak olmazdan mukaddem dahi Türk ırkma derin meclubiyeti olduğundan daima Türk'ler ile düşüp kalkıyordu. Türk Leh dostluğu esasen tarihî rabıtalar ve bahusus iki milletin en kara günlerinde tarafeynin yekdiğerine gösterdiği oemilekârhklar ile teessüs etmiş bir hakikattir. Maahaza M. Gavronski memleketi • mizde bulunduğu beş senedenberi bu dostluğu bir kat daha inkişaf ettirmeŞe ve iki milletin samimî duygularmı yekdiğerine anlatmağa büyük hizmetler göstermek suretile Türk Leh dost luğu tarihinde yeni bir devir açmıştır. Mumaileyhin merkezde tayin edildiği yeni mühim vazife basında dahi TürkLeh dostluğunun teyit ve takviyesine can ve günülden bütün gayreti ile çalısacağından Türk mehafili mumaileyhin memleketimizden ayrıbnasmdan ancak bu surete teselli bulmakta ve yeni va • zifesinde kendisine muvaffakiyet te • menni etmektedir. M. Gavronski ya rınki Romanya postası ve Köstence tarikile şehrimizi terkedecektir. Bir su sehri nümunesi: Visi tBaşmakaleden mabaifi farksız sahnesî en yüksek turupların ve en yüksek musiki heyetlerinin her gece şenlendirdikleri bir irfan ocağıdır. Tiyatroda hiç bir akşam hiç bir tek boş yer yoktur. Hatta yer bulmak için çok defa biletleri üç beş gün evvel tedarik etmeğe bile ihtiyaç vardır. Sonra tenis kortları, golf sahaları, şehrin kenarındaki Alier suyunda balık avları, kayık yarışları, at koşulan, boğa dövüşleri, bunlara ilftveten Vişi etrafınm güzel manzaralı ve güzel yollu sahalannda otomobillerle, otokarlarla gezintiler.. Hulâsa saymakla bitmiyecek bin türlü eğlence buraya gelenleri hangi birini yapsa diye mütehayyir edecek kadar mebzul ve şöyle hangisine elini uzatsa hemen tahakkuk ediverecek veçhile kolay olarak oyalar durur. *ft« Vişi evvelâ sularile ise ondan sonra, fakat bizce onun kadar e • hemmiyeti haiz olarak bu arzettiğimiı tertibat ve teşkilât ile bir su şehridir. Yoksa bu şenlik olmasa in•an borada değü, hatta cennette büe esvetten ölür ve ölmemek içinse tabiî kaçardı. Mevsimrade bu kadar balk buraya toplanmca onlann tabiî tedavi haricinde binbir ihtiyacı olacağını tahmin edersiniz: Bunlara cevap vermek için küçük Vişi'nin çarşısı pazarı Paris buraya gelmiş denilecek surette her çeşit mata ile doludur. Sulann ve hamamlarm tertibatma gelince bunlar hakikaten Fransa'ya şeref verecek azamet ve mükemmeliyette vücut bulmuştur, ve gittikçe de daha tekemmül etmek yolundadır. 100 bin kişiden fazla insan Vişi'de ne sarf eder, yani Vişi'ye ne para bırakır? Vişi'de her keseye göre maişet vardır, hatta gündeliği 2530 franga pansiyon ( yani yiyip içme ve yatma) bulmaktan tutunuz da günde 150200 f ranga kadar oteller vardır. Çok mutedil bir hesap ile üstüste her insanın bir mevsimde 500 den 1000 liraya kadar bir para sarfetmiş olacağmı farzedebiliriz. Bunun yekunu 80100 milyon Türk lirasına teadül eder. Bu asgarî bir hesaptır ki iki üç kat olarak kabul etmekte hata et mezsiniz. Görülüyor ki Vişi gibi bir mevki bir memleket için hem şeref, hem •ervetth». YUNUS NADİ inegöTde orta mektep açıldı Bursa 26(Hususî muhabirimizden) tnegöl halkı kasabalarmda bir orta mektebin açılması için Maarif Vekâletin den istirhamda bulunmuşlar ve mek tebin bütün ders levazımını da kendileri alarak vekâletin işini kolaylaştırmışlardır. Bunun üzerine Maarif Vekâleti İnegöl'de bir orta mektep açmış, ve müdürlüğüne de Bursa muhtelit orta mektep müdürii Zeki Beyi tayin etmiştir. Şimdiden mektebe 100 kadar kız ve erkek talebe kaydolunmustur. Mektep bu sene muvakkaten bir binada açıl mıştır. İnegöl'lüler asıl mekteb? bu sene bizzat kendileri yaptıracaklardır. silâhlanmak hususundamüsavat ttlebinde ısrar eylemesi terki teslihat me^elesini büsbütün başka bir şekle soktu. Konferansın ilk safhasına nihayet veren karar sureti Fransa'nın ve müttefiklerinin hazırladığı plânı alKonya'dan gönderildiği halde kay tust etti. Almanya'nın iştirak etmediği bir konferansın hakikî bir netice verebolduğu yazılan tarihî seccade ile miyeceği konferans divanı riyasetinin hırkanm tiirbe ve camilerde aranıl içtimaında meydana çıkmıştır. Fflvaki makta olduğu yazılmıştı. Bunlann «Türk ve tslâm asarı» müzesinden ça Almanya siUhlanndan tecrit edilmiş lınan 119 parça eşya meyanında ol • ise de elindeki vesait ile cihan müva • zenesini bozıbilecek bir vaziyettedir. duğu söylenilmektedir. Almanya tayyvecilikte her mflletten «Türk ve tslâm asarı» müzesi, halı, ileridir. Az bir zunan içinde tayyareyi tezhipli ve minyatürlü kitaplar, el bomba tayyaresi şjkline sokabilir. maslı, incili, zümrütlü sorguçlar, oyZaten ortada Alaıanya'nın silâhlanma fenerler, ağaç ve bakır işleri gibi x mağa ve yeni ordu eşkil eylemesine miUî, tarihî ve hem de maddî kıy metleri olan antikalardan mürekkep bilfiil muhalefet edebiecek bir kuvvet tir. Bunlar vaktile camilerden ve tür te yoktur. Bunun için konferans divanı riyaseti bir kaç gün toplandıktan sonra belerden toplattırılarak Süleymaniiçtimaını 10 tesrinievvele tehir etti. O ye'deki sabık imarct binası dahilinde zamana kadar Almanya ile diğer devcemedilmiş ve burası müze ittihaz letler arasında itilâf hasıl olrtadığı takedilmiştir. Garpteki emsali arasında dirde divanı riyaset işleri bir ay sonra bundan daha zengin bir müze mevtoplanacak umumî komisyona Waka cut değildir. Konya'daki Alâettin caktır. Şimdiki ahval ve şeraite göre türbesinden getirilen Selçuk halılaAlmanya ile devletlerin uyusmanıta ihrını Avrupa'lı mütehassıslar dünyatimal pek azdır. Bilhassa Fransa Başvenın en eski halıları olarak kaydet kili M. Herriot tarafından Graraat't» v« mektedirler. Cemiyeti Akvam büyük meclisinde nal Avrupa'da tabedilen tstanbul'a ait olunan nutuklar Almanya ile Fransa kitaplarda, hususile «Bedeker» gibi arasındaki noktai nazar farklaruun gabeynelmilel jc^ıreti olan bir rehberde yet derin ve telifi gayrikabil olduğunu müzeden ehemmiyetle bahsedilmek isbat etmiştir. M. Herriot ilk nutkunda, tedir. Bunun da sebebi evvelce her Almanya'nın gençlik terbiyesini devlet nedense miihmel bırakılan Türk ve idaresi altına alarak harbe hazırlandı tslâm asarmın elli altmış seneden ğını ve Fransa'nın ise askerlik müddeberi Avrupa ilim âleminde büyük bir tini ve harbiye biitçesini tenzil etmek' ehemmiyet kesbetmesidir. suretile sulhperverliğini isbat eylediğini Avrupa'da ve şehrimizde bazan söyledikten sonra Versay muahedesinyaldız işlenmiş kıvmettar bir sahife de galip devletlerin kendi silâh ve kuvnin veya bir minyatürün binlerce livetlerini tenkis ve tahdit etmeği vadetraya alınıp satıldığı vakidir. Müzede tikleri muhakkak olduğunu, fakat Alböyle kıymettar resimleri ve nakışmanya'nın eslehsdan tecrit edilmesinia ları olan yüzlerce cilt el yazısı kitap teslihahn umumî surette tenkis ve tahvardır. Bunlann meşin üzerine ya didine ilk adım teşkil edeceğini kay • ^ pılmış kabartma ciltleri de ayrı ayrı detmiştir. M. Herriot Almanya'nın sibirer şaheserdir. Bu itibarla millî lâHtnnı b<rakmak mecburiyetinde ol» kıymetlerini bir tarafa bırakahm, duğu iddiasında tngiltere'nin son notamaddî kıymetleri milyonlarca liraya smı dahi istifhat etmiştir. Mumaileyh' baliğ olan bu müzeye ne kadar e Fransa'nın ancak emniyet ve selâmeti hemmiyet verilse yeridir. temin edilmek sartile mevcut kuvvctfc» Müzenin diğer müzelere benzemî rini tenkis edebileceğini söyleouştir. Cemiyeti Akvam büyük meclîsîndekl yen bir hususiyeti de eşyasının pa nutkunda ise cihan sulhunun terki teslihada ağır, yükte hafif olmasıdır. Bundan dolayıdır ki bu müzenin mu hat konferansının ilk safhasma aît kahafazasına diğer müzelerden ziyade rar suretindeki ahkâm ve mevadın ient ve tatbikma bağlı olduğunu ehemmiyetle ehemmiyet verilmesi icap eder. Mü' ' zenia en mühim noksanlarmdan biri kaydetmiştir. de matbu kataloğu bulunmamasıdır. Velhasıl M. Herriot'nun sözlerinden Müze tesis edileli yirmi seneden zi Fransa'nın emnü selâmetinin 1924 seyade bir zaman geçtiği halde her nene »i protokolunda olduğu gibi beynel*, dense henüz bir katalog vücude ge mîlel teminat altina alınmadıkça ve tirilememiçtir. Bugüne kadar kataterki teslihat konferansının ilk aafha loğun yapılamamısını mazur göstesındaki karar sureti icra edilmedikçe recek hiç bir sebep mevcut olamaz. teslihatinî tenkis edemiyeceği anlaşdiMüze işlerini yakmdan bilenler Ali yor. Almanya ise devletler raw olsun Sami Beyin müdiriyeti esnasında muolmasın müdafaaî milliyeye ait hı«L<ufassal bir katalogun mumaileyh taku hüktimranisini istihsal etmeğe «c: • rafından vücude getirilmiş olduğunu metmiştir. Bunun için Cemiyeti Akvam söylemektedirler. Bu müsveddeler ne büyük meclisinin içtimaı mUnoeebetfle olmuştur ve şimdiye kadar neden Cenevre'de toplanan tngiliz, Alman ve tabedilememistir ? Fransız Hariciye Nazırları arasıcda eer< Türk'ler, muasırları bulunan diğer yan etmekte olan hususî müzalcereleria milletlerden ziyade güzel san'atlara terki teslihat konferansinin üerleme ehemmiyet vermişler ve bu suretle sine hizmet eylemesi ve Fransız ve Almedeniyete hizmet etmişlerdir. Eski man noktai nazarlarinı yaklaşiirmasî Türk asarına ait san'at parçalarile muhtemel değildir. Almanya, yenî orvesikd»arı bir araya toplıyarak ilmî dusunun kemiyeÜnden yani efradtnm bir şekilde ait olduğu asırlara tefrik çokluğundan ziyade keyfiyetine yanî ve tasnif etmek elyevm yazılmakta esleha ve techizahnin mükemmel olmâ olan Türk tarihine edilecek mühim sına ehemmiyet vermektedir. Fransiz*bir yardımdır. lann tahminine göre Almanya mesput devlet ordusu Reichswer'i iki mlsline «Türk ve İslâm asarı» müzesinin iblâğ etmek ile iktifa edecek ve her Gç vücude getireceği katalogun bu çok ayda 40,000 kişiyi mecburî surette tamühim ve raillî vazifeye de büyük lim ederek her sene 160,000 mfl!* yefaydası olacaktır. tiştirecektir. Bu hesaba göre on senede Almanya bir buçuk milyonlnk yeni muharip yetiştirmis olacaktır. Bu mflrtar az ise de Almanya bunlarî en asrl esleha ve harp makineleri ve alâtî ile techis etmek istiyor ki Fransız'lari ve Şehrimiztn fakir ve kimsesiz taba müttefikîerinî ^sha ziyade endişeye dflkaları arasında bulunan hastal?n bulşüren nokta da budur. mak, bunlann meccanen tedavi edil • Türk ve İslâm Asarı müzesi Bu müzenin niçin bir kataloğu yapılmıyor? Belediyede sıhhî bir murakabe heyeti teşkil edildi melerini temin etmek üzere belediyecç sıhhî bir murakabe heyeti teşkil edil miştir. Bu heyet mahalle mahalle dolaşacak ve tedaviye muhtaç hastaları tesbit edecektir. Bunlardan ayakta tedavi edilebilecekler tedavi edilecek, kendilerine sıhhî tedbirler tavsiye olunacaktır. Hastalıklardan korunmaları için bu gibi kimseler irşat edilecekle^ir. Fakir aileler arasında hastanede yat mıya ihtiyacı olanlar da hastanelere kal dırılacaklardır. Yeni teşkilâtta kâfi miktarda doktor ve hasU bakıcı buluna caktır. MUHARREM FEYZİ İktisat Vekili Celâl Beyin şehrimizdeki temas ve tetkikatı tktisat Vekili Celâl Bey selürimlzdeki tetkikatına devam etmektedir. İktisat Vekilimizin meşgul olduğu mühim mes'elelerden birisini ihra catınuzı güçleştiren dahilî sebepler teşkil etmektedir. Celâl Beyin bugün Ticaret Odasmda yapılacak içtimada hazır bu lunacağı söylenmektedir. Bundan başka kendisi bugün millî vapurcuları da kabul ederek dinliyecektir. Yarın Paris'e gidecek olan Sa racoğlu Şükrü Bey evvelki gün Vekil Beyi ziyaret ederek uzun müddet görüşmüştür. Haber aldığımıza göre ttalya, Almanya, Belçika, tsveç, Macar ve Avusturya devletleri mümessilleri Vekil Beyi ziyaret ederek iktisadî mü» nasebat tesisi için müzakerata başlamışlardır. Üç idam hükmü ödemiş'te Seyrekköy'Iü Mehmet Ağa ile zevcesini ve hizmetçi kızı feci su rette öldüren hancı Hakkı ile Veli, Çalı ömer ve Cafer idama mahkum edil mişlerdir. Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne tayin edilen sabık müstentklerden Hikmet Bey ailevî mazeretinden dolayı istifa etmiş ve istifası kabul olunmuştur. Hikmet Bey istifa etti Bir nahiye müdiirü katledildi MOzedekî silâhlar tasnif ediliyor Ayasofya'da Askerî müzedeki silâhlann Umî bir şekilde tasnifine müze ida resince karar verilmiş ve ilk olarak tüfenklerin tasnifine baslanmıştır. Bun lardan sonra toplar da devirlerine göre sıraya konacak ve tasnif bittikten sonra izahlı rehberler neşrolunacakhr. v Devrek nahiyesine bir buçuk ay evvel tayin edilen nahiye müdiirü Ta lât Bey Mürsel isminde 19 yaşlarin. da bir kahveci kalfası tarafından bu çakla öldürülmüştür. •

Bu sayıdan diğer sayfalar: