10 Ekim 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

10 Ekim 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I OSMANLl ı'M PAfcATO.R LUĞ U N DA r~ ı ^Camhariyet *= X\J Feşırmevveı .;*• MAKTUL VEZlRLER İ8 Şehir ve memleket haberieri Siyasî icmal Macar kabinesindeki tebeddül Üç ay geçmeden Macaristan'da tekrar İBabine değisti. Bu tebeddül kardeş memleket olan MacarUtan m gayet vahim bir buhran geçirmekte olduğunu gösteriyor. Buhran fırka kavgasmdan ziyade iktisadî güçlük. lerden ileri gebniştîr. Harbi UmumL den sonra onda yedi kısmı taksime uğrıyan MacarUtan iktisadî muva. zenesini dahi kaybetmiş ve tam bir ziraat memleiceti olarak kalmış idi. tkt'ısadî cihan buhranı en ziyade ziraî utihsalât fiattaruun dUfme«inden ileri geldiğmden Macaristan diğer ziraat memleketleri gibi fena halo*e sarsılmif idi. Siyasî ciheiten olduğu gibi ikti . sadî cihetten dahi tecrit edilmiş bir halde bulunan Macaristan her su . retle haaicî yardımlardan mahrum bulunduğundan kendi yağile kav . rulmak mecburiyetinde kalmışttr. Harice yaptığı fotimd'atlara cevap veren olmadı. tstılcraz ve tavsiye su. retile yapılan bazı muavenetler Macaristan'm dahilî »iya»etme ecnebi miidahaLesme müsaade etmek gibi siyasî ve manevî fedakârlrklara mal oldu. Meselâ Fransa 1931 »ene«i yaz mevsimuıde Macaıittan'a bir LstBc . raz verir iken diktatörlük ile ittiham ettiği şimdîki hükumet fırkajınm I.deri Kont Bethlen'in BaşvAâletten çekîlmesini şart koymuştu. Çünkü Fransa bu recülü siyasiden hoşlan. mıyordu. Mumaileyhin Macaristan'ı »iyasî tecerrüt halbtden kurtarmak icin ttalya üe sıkı dostluk münase . batmı tesis rtmis olması kendisTnin üzerine Franca'mn huMimetini cel. betmiş idi. Macaristan son defa Cemîyeti Ak vamdan malî muavenet i«tediği vakit ken«linn« evvel beevvel ahvali maliyesinin Cemiyeti Akvaan müte . hassı»ları tarafından tetkik edilmeSHIİ ve bunlar tarafından yaptlacak tavsiyelerin kabul ve icrastnı şart koymuştu. Cemiyeti Akvam müte. has»ısları Macaristan'ın malî vazi . yetini tetkik ettiOcten sonra hükumeı id'aresinde ve masrafında gayet sıkı tasarruf tatbik edilmesine lüzum gösternrişlerdi. Üç ay evve] Baş vekâlet meVklftne gelen Kont Karolyi bu tavsîyeyi tat. bika çahftığmdan hükumetin ma . sarifinde ve bilhassa gayet müşkül ve elim bir vazJytte bulunan çiftçL lere yapılan yardımlarda son derecede tasarruf yapmiftı. Fakat hükume. tin muavenetinden dahi mahrum ka. hm çiftciler ve bflhassa küçük ve orta halli çiftciler â»yan ederek muhalif fnkalara geçmi^lerd'ir. İşte Cemiyeti Akvam yardım «de. cek yerde hükumetin mevkiini zayıf. latrmşbr. Kont Karolyi haricî taahhüdat ve borçlan tatil etmek ve Ma. oar paran Pengönün dahilî laymemi muhafaza için enflâsiyon yani ev . rakı nakdiyeyi çoğaltmak tedbirihe müracaat eylemek ve kambiyoyu son derecede tahdtt etmek gibi cezrî ça. rel«re müraoaat etmekten geri dur. mamiftı. Falkat bu ted'birlerden bfa1 çoğu hariçte ve dahflde aksülâmeller husule getinmi* ve Macarutan'n komşuları ve bilha«sa Avusturya ve Çekoslovakya ile ticarî mütnaseba . tını inkıtaa uğrattraştır. Dahtldeki menuıumyet*izliğin ntütemadiyeo ariması ve muhailif fırkalann ve ba. husus komüniıt ve dtfer müfrit fır. kalarm faaliyet ve !uıwetl«rinin art. matı üzerine Kont Karolyi Utitfaya mecbur olmuştur. Yeni kabineyi Harv btye Naznı Ceneral Gömbrö» te*kil etti. Macaristan'da Bolşevîk rejiknL ni deviren ve komünizmi istisal edea bu demir elli ceneral in hükumetin başına gelme«i Macaristan'ın hem baricen, hem de dahilen şiddetli ve azimkârame bir »ryaset takijp edece. ğine şüphe brrakmıyor. MUHARREM FEYZİ ı O günden itibaren şehazde Süley man'ın sarayina yerleşen tbrahim, onun (makbul ve memduhu) olmuştu... Süleyman, daima onu karşısı na ahyor, keman çaldırıyor, tbra * him'in hassas ruhundan doğan muhrik nağmeleri dinliyerek mest ve mahmur bir hayat yaşıyordu. 'brahim, yalnız keman çalmakla kaimıyor.. Yavaş yavaş sarayın bü tün adap ve erkânını da kavrıyor, Şehzadenin hocalarından ders alı yor, efendisinin hususî hizmetlerine bakıyor, inkişaf eden zekâ ve kabi liyeti ile Süleyman'ın muhabbet ve teveccühünü arttırıyordu. * (Brinci Selim), ıztırap içinde can vermiş, (Süleyman) babasının tahtı na geçraiş, o günden itibaren de, tbrahim'in alnındaki talih yıldızı parlamağa başlamıştı. Süleyman, Padisah olur olmaz gözdesine (has odabaşı) lığı vermiş ve bütün saray erkânını hayretlere garketmişti. Hâ» odabaşılık gibi mutena bir mevkie, henüz (tıflı civan) denilecek derecede bir gencin geçiriltnesi, o zamana kadar görülmüş ve işidilmiş bir şey değîldi. Fakat tbrahim, zekâ ve di" rayetile, bu vazifeyi bihakkin ifa e diyor ve daha büyük makamlara liyakati olduğunu gösteriyordu. Bir zamanlar, kemanının nağme leri ve sihramiz cazibelerile Şehzade Süleyman'ı sermest eden tbra him, şimdi de hükumet umuruna taalluk eden işlerde izhar ettiği kiyaset ve isabetle Sultan Süleyman'ı kendisine meftun ve minnettar edi yordu. Süleyman, düşünüyor.. tbrahim'e daha büyük bir kudret ve nüfuz vermek, onun zekâ ve kabiliyetinden daha çok istifade etmek istiyordu. Nihayet bir gün buna karar verdi. Onun gençliğini ve tecrübesizlğini hiç nazari dikkate almadan birden bire (sadaret) mevkiine geçiriverdi. * Süleyman, çok büyük isabet et mişti (Veziri azam İbrahim Pa sa), gençliğine ve görgüsüzlüğüne rağmen mevkiini tamamen dolduru yor ve koca (Osmanlı ülkesi) nin umunınu sühulet ve muvaffakiyetle idare ediyordu. tbrahim Paşa, yalnız meml^ketin dahilî işlerini tanzim ve tedvir ile kaimıyor.. Büyük ordular vücude getiriyor, mücavir hükumetlere, harpler açıyor, zaferler kazanıyor, (Orta Avrupa) nın bütün servet ve sama nını tstanbul'a taşıtarak halkı refah ve saadet içinde yasatıyordu. Devlet, bütün manasile kudret ve nüfuz kesbetmişti. Osmanlı ülkesi büyümüş, (Viyana) surlarından, (Hint denizleri) ne kadar genişle misti. Sülün gibi atlarının üstünde yel gibi uçan (Türk akıncılan), (Berlin) sahralarına kadar sarkı yor; (Akdeniz) i haraca kesen (Türk donanması), her gün yeni . Yazan: . * Prof. Braııer İstanbul'a geldi Ticaret mekteplerimiz Yüksek İktisat mektebile Ticaret Lisesinde esaslı ıslahat yapıldı Yüksek tktisat ve Ticaret mektebi ile Ticaret lisesinde idare ve tedris hususlannda bazı esaslı ıslahat yapılnuştır. Bu suretle Yüksek tktisat ve Ticaret mektebi bir ilhn müessesi, Ticaret liseti de ihtisas mektebi haline getirilmîştir. Ayni zamanda bu iki mektep arasında mevcut tedahüller de kaldı rılmıştır. Bu itibarla Ticaret lisesinden mezun olan talebeler, Yüksek iktisat ve Ticaret mektebine gire bilmek için sınıf imtihanından maada bir de bakalorya üntihanı vere ceklerdir. Bu son imtihanda mu vaffak olamıyanlar Ticaret lisesin den mezun olduklarına dair şeha detnamelerini alarak hayata atılacaklardır. Yapılan ıslahat hakkında mektcp müdürü Hüsnü Bey bize şu tafsil&tı vermiştir: « Vekil Celâl Beyin mektebi ziyaretleri esnasında kendilerine muhtelif kısımlar ve tedrisat hakkında izahat verdim. Mektebin lise kısmına yeni bir çalışma sistemi vermek için başka memleketlerde oldugu gibi mükemmel bir çalışma kadrosu vücude getirilmesine dair mütalealarını aldım. Buradan yetişecek talebenin malî, iktisadî, ticarî müesseselerde hemen vazife alacak kabiliyette yetişme lerine çahşacağız. Bu seneden iti baren lise kısmının son sınıf tedri satı arasına bir de «pratik büro» ilâve ettik. Bu suretle talebe mektepte yetişirken bir iş evinin muamelât ve muhasebesi nasıl olacağmı da filen görecek ve muhtelif mes'eleler ü zerinde monografile hazırlanmağa mecbur tutulacaktır. Gene bu kısım talebesi için «talebe mesai bürosu» vücude getirilmiştir. Bu büroda talebe ihsaî grafikler ve etüdlerile bir ıstılahlar lugati ha zırhyacaktır. Bunun için birbirine münasebeti olan derslerin muallimleri bir zümre halinde bu mesai bü rolarında çalışmağa başlamışlardır. Böylelikle bu kısundan yetişen talebe için takip edilen amelî gayeye git tikçe yaklaşacağız.» Maruf doktor bugün bir Padişah huzurunda keıran çalmak ve efendisinin konferans verecek Hamburg Tıp hususî hizmetlerinebakmaktan has odabaşılığa ! bir zafer kazanıyordu. (Sultan Süleyman), artık (şehinşahı cihan) olmuştu. Krallar azil ve nasbediyor; esir olan Fransa Kralını kurtarmak için koca (Sarlken) ordularını kırıp geçiriyordu. O devrin bütün fevket ve saltanatı, Osmanlı saraylarında toplanmıştı. Bütiin bu darat ve haşmetin üzerinde, (Süleymanı zaman) ile beraber, veziri azamı tbrahim Pasa da hilküm aürüyordu. Sultan Süleyman, kendisine bu büyük san ve şerefleri kazandırmağa âmil olan tbrahim Paşayı taltif et mekle doyamıyor; beslediği tevec cüh ve muhabbeti daha ziyade j?östertnek için hemşiresi (Hatice Sul tan) ı da ona veriyor, bu suretle de veziri azamının paye ve mevkiini yükseltiyordu. Süleyman, vezirinden ayrı yaşı yamıyor, onu bir gün görmese duramıyordu tbrahim Paşa donanma ile Mısır'a giderken, Sultan Süley man'Ia vezirinin vedaı, pek suzişli oltnuştu. En büyük harp meydan larında bile birbirinden ayrılmıyan bu iki vücut, bu muvakkat iftiraka bile tahammül gösteremiyorlardı . tbrahim Paşanın tstanbul'dan ha reketinden sonra müthiş bir fırtına çıktı. Bu fırtına, Sultan Süleyma'ı çıldırttı. Mütemadiyen denize bakı jor, sevgili vezirinin bir tehlikeye uğramasından endise ederek hün gür hüngür ağlıyordu. Nihayet sabre demedi. Bir gemiye bindi. Sür'atle hareket ederek Adalarda vezirine yetifti. Ancak onun yüzünü gördükten sonra içi rahat etti. * Bütün bu ikbal ve teveccüh. tb rahim Paşaya da yavaş yavaş bir gurur vermişti. Kendisini, tahtı salta natın etrafinda bir hâle gibi gö rüyor; mevki ve nüfuzunu (sadaret mevkii) nden yüksek göstermek istiyordu. Almanya tmparatoru (Şarlken) tarafından gelen elçileri huzuruna kabul ettiği zaman, söylediği söz lerle, onları hayrette bırakmıştı. Hükümdarım, bir arslandır. Ben de onun bekçisiyim. Onu bir asa ile ben idare ederim... Maşrıktan mağrıba kadar uzanan Osmanlı ülkesinin sahip ve maliki odur. Fakat, nâzım ve amiri, benim. Her şeyde, benim sözüm olur. Verdiğim, ver diktir. tstersem, imha; istersem, ihya ederim. Diyen tbrahim Pasa, hakikaten emsalsiz bir vekar ve haşmet gös teriyor, karşısındakileri, tantana ve azametle mebhut ve mütehayyir bı rakıyordu Veziri azamın sölzeri, hakikatti. Artık (hükumet) demek, o demekti. O. istediği gibi hükumeti idare ediyor, (Şehinsahı cihan) olan Sultan Süleyman, sadece saltanat sürüyordu. <Mabadı var) Fakültesi reisi ve Eppendorf has tanesi operatörü profesör Brauer dün sabah şehrİmize gelmiştir. Profesör Tıp Fakültesinin daveti üzerine şehri mizde teneffüs güçlükleri hak kında büyük bir konferans ver Yüktek tktiaat ve Ticaret mektebinde « Yüksek tktisat ve Ticaret mektebinin tedrisatına daha ilmî bir is tikamet vermek üzere müderrisler ders ve mesai programlarını meclise tevdi etmişlerdir. Umumî iktisadî ve iktisadî mezhepler tarihini altı d*>vrede talebeye tamamen îkma! etsi receğiz. Sınaî iktisat dersi meyanında gösterilen içtimaî iktisat için ay rıca bir devre tahsis edilmistir. Lisan kurları itibarile kısımlar arasındaki tedahül tamamen kaldı rılmıştır. Bu suretle yüksek kısım talebcvunül lisan dersleri münhasıran o kısım müderrisleri tarafından gö«terJlecektir. Ticarî ve malî emtia, iktisadî coğrafya ve teknoloji derslerinîn programlarını tetkik ettik. Bu derslerde görülen tedahüller kaldırılmış ve daha ziyade ihtisas dersleri halinde okutulmaları için yeni program Iar yapılmıstır. Ticaret hukuku dersi için yeni saatler ilâvesîle noksan kalan deniz ticareti hukukunun da tedrisi imkânı hazırlanmıştır. Bu kısım imtihan ve sömestr şartlarına dair talimatnamede mevcut bazı geniş ahkâm tadil edilmiş tir.» Diğer taraftan öğrendiğimize göre bu mektepte, talebeler, şimdiye ka dar imtihan vermeden, sınıf geçmekte idiler. Yalnız mektepten mezun olabilmek için bütün derslerin imti hanlarını vermeğe mecbur tutulu yorlardı. Bu şekilde de girmedikleri her devre imtihanı için aldıkları nottan bir numara kaybediyorlardı. Yeni talimatname tedris ve idarî hususattaki bu şekli kaldırmıştır. Ayni zamanda talebeler her sene imtihan vermeğe mecbur olacaklardır. Bunun için de fakülte imtihan talimatnamelerine müşabih bir talimatname yapılacaktır. Borçlar hukuku dersi Suphi Nuri I Beye verilerek eski muallhnin idarî | hususatla meşgul olması kararlaştı • î rılmıştır. 1 mek üzere gel Profesör Brauer miş, seyahatini refikasile beraber otomobille ve Hamburg, Avusturya, Macaristan, Romanya, Sırbıstan ve Bulgaristan tarikile yapmıştır. Perşembe günü memleketine dönecektir. Dün akşam kendisile görüşen bir muharririmize şu izahatı vermiştir: * tstanbul Tıp Fakültesinin daveti üzerine burada dahiliye hastalıklarına dair konferans vermek U zere İstanbul'a geldim. Bugün Fa kültede nefes darlıkları hakkında bir konferans vereceğim. Sıhhiye Vekilîniz Refik Beyi çok iyi tanırım, Ankara'ya gidip kendisile görümeği çok arzu ederdim, fakat işlerimin fazlalığı bu saadetten beni mahrum ediyor. Türkiye ile ilk münasebetim büyük harpte olmuştur. 1915 te Ma kedonya'da 2 sene ve Filistin'de bir sene orduda hiztnet ettim. Daha evvel Trablusgarp'te Büyük Gazi Hz. ile de tanıştım. Harp esnasmda tstanbul'a iki defa geldim. O vakit hatırladığım Türkiye ile bugünkü Türkiye arasmdaki farkı büyük takdir ve hayretlerle karşıladım. Memleketiniz hakkında çok iyi intiba larla döneceğim.» Profesör Brauer Hamburg'da Avrupa'nın en büyük hastanesini 1911 denberi bizzat idare etmiş ve 2500 yataklı Eppendorf hastanesini vücude getirmiştir. Ayrıca Haydelberg ve Maryog Darülfünunlarında profesörlük etmiştir. Hastanesinde ilk defa «Thoracoplastie» ameliya tile veremin tedavisi usulünü tatbik etmiştir. Hamburg'da bir çok verem cemiyetlerinm reisi ve 3 büyük ve sıhhî gazetenih sahibidir. Ekseri yetle Almanya'da tahsil gören doktorlanmız Eppendof hastanesinde staj, ve profesörden fevkalâde himaye görmüşlerdir. Misafirimiz kıy metli bir Türk dostudur. Bizim Gülhane seririyatı profe sörün çîzdiği program dahilinde inkişaf etmiştir ve M. Brauer 4 senedir bu müessesenin fahrî hocalığı un vanını almıştır. Ticaret li$e$inde İnhisarların Tasra teskilâtı Vapurcular Bekliyorlar Umumî müdür ve idare Beyarmame vermek irin erkânı teftişe gidiyorlar hâlâ müracaat olmadı tzmit, Bahkesir, Eskişehir ve Bursa mıntakalarında bir tef tiş seyahati yaparak dönen İnhisarlar Müdürü Hüsnü Bey, yakında yeni bir seya hate çıkacaktır. Hüsnü Bey bu sefer Karadeniz sahillerine giderek bu ralardaki inhisar idarelerinin muamelâtını tetkik edecek, Samsun ve Trabzun'daki Tütün ve Müskirat Başmüdürlüklerinin tevhit muame lâtı esnasmda hazır bulunacaktır. İnhisar umumî jnüdür muavinle rinden Münür Hüsrev Bey de bugün orta Anadolu'da bir seyahate çıka caktır. Münür Hüsrev Bey Kayseri Kastamonu, Tokat, Erzurum müdürlüklerinin tevhit işlerine nezaret e decektîr. tnhisarlann mülhakata ait tevhit işleri teşrinisani ayı içinde tamamen ikmal edilecektir. Devlet vapurları inhisar şirketine ait kanun lâyihasında, millî vapurcular ın tktisat Vekâletine vapurlarmı satmak için müracaatleri hakkında verilen mühlet teşrmisaninin 17 sinde bitecektir. Bu tarihten sonra ka nun mer*iyet mevkiine girecek ve limanlarımız arasmda yolcu nakli • yatını yalnız Seyrisefain idaresi yapacak, millî vapurculav da faaliyetlerini tatil edeceklerdir. Vapurcuların müracaatleri için tayin olunan müddetin bir ayı geçtigJ halde Ticareti Bahriye Müdürlügüne henüz hiç bir beyanname verilme miftir. Alâkadarlar, vapurcuların müracaat etmemelerini, yeni tktisat Vekili Celâl Beyin bu mes'elede evvelce alınmış olan kararm tadiline doğru bir harekette bulunacağını ümit etmelerine atfeylemektedirler. Filhakika millî vapurcular aralarında verdikleri karar üzerine tktisat Vekilimize müracaat etmişler, hak ve menfaatlerinin temini için bazı temennilerde bulunmuşlardır. Vapurcular, Celâl Beyin bu müra caatlerine karşı alacağı vaziyete intizar ehnektedirler. Diğer taraftan, önümüzdeki ay dan itibaren, Hmanlarımız arasın daki nakliyatı yalnız başına yapa cak olan Seyrisefain idaresi de yeni kadro ve teşkilâtını tamamen hazırlamıştır. İdare muayyen vakit hulul ettiği zaman yeni teşkilâtını faaliyete getirerek çalışmağa başlıyacaktır. Beynelmüel bir şehir: Darülfünun şehri! kadar sitede barınacak muhtelîf sabah kahvaltısı dahil ayda ödimilletlere mensup talebenîn umumî yeceği yatma parası 400 frank, yanî için içtima mahalli olacak, hepsine bizim paramızla 34 Türk lirasıdır. birden yemek verebilecek salonları Diğerlerinde bu para ayda 200 frank, bulunacak, hulâsa kendilerine toplu yani 17 Türk lirasıdır. Diğerleri Küba hayat dahi yaşatacak umumî bir bikadar lüks olmasalar bile değme onayi inşa ettirmek var. O zaman tellerin odaları kadar iyidir. Hepsintalebe oğünü 8 franga kadar mal ede bütün odalarm bir yatakları, ayrı dileceği hesap edilen yemeğini dahi ca çamaşır koyacak geniş ve kâfi bu umumî binada yiyebilecektir. çekmeleri de olan bir elbise dolapZaten her binanın icabına göre lan, bir kütphaneleri, bir masalan konferans veya konser verilebilecek ve yanıbaşlarında aptesaneleri, sı •alonlan bulunduğu gibi umumî bicak ve soğuk sulu el yıkama yerleri nada ayni maksatlar için daha geniş vardır. Bunlarda banyo ve dus için salonlar olacak ve talebe için her bina dahilinde ayrı yerler yapılmışnevi oyun yerleri ihzar edilecektir. tır. Meselâ Hindi Çini dairesinde 10 îlâve edelim ki bütün tertibatta banyo ve 18 tane dus mahalli vardı. kız talebenin hususî vaziyetlerî de Her binanın bir tnüdürü ve kâfi unutulmuş değildir. Onların da hu • hademesi vardır. Hayatı çalışnıakla susî ve tamamen müstakil daireleri geçecek bir talebe için bundan daha olac&ktır, ve zaten bazı binalarda ideal bâr mesken olamaz. Bunlar eski şimdiden bu cihet nazari dikkate azamanm bizde olduğu gibi Avru Immış bulunmaktadtr. pa'da dahi emsali bulunan medre Bütün bu izahattan sonra genç seleri nevinden bir seyse de bunlar, liğini Avrupa'da, hem de adamakılh dediğrmiz gibi, gençliğin sarayı sayılacak kadar modern medreselerdir. tahsil ettirtneğe muhtaç ve mecbur olan Türkiye'mizin dahi bu gençlik Şhndiye kadar bir hayli milletin şehrinde bir mahalle vücude getirbinalan yapılmıştır: Küba ile Hindi mesi lâzım gelip gelmiyeceğini muhÇini'den başka Kanada'nın, Dani terem karilerimizin takdirlerine bıtnarka'nın, İsveç'in Japonya'nın, İ»rakıyoruz. Bilâhare bu mevzu üzeviçre'nin, Fransa'mn (üç dört tane), rinde tekrar konusacağız. Holanda'nm, Belçika'nın, hatta Er YUNUS NADl menistan'm. Bu sonuncuyu Ermeni feenginlerinden birinin yaptırmış ol dağu anlaşılıyor. Diğer bütün milletlerin binalarını i*tiap edecek kadar kâfi yer mevcut ölup bımların inşalan peyderpey tefrali edecektir. Üniversite sitesini tan*mı ve îdare ed'en neyetîn progra Jnmda simdi başhyarak bir iki [Başmakaleden mabait] Belediye tarafından kimsesizîer yurdu tesis edilmek üzere Galata'd.a büyük bir bina satın alınmıştı. Bu seneki bütçede bu iş için otuz bin lira tahsisat vardır. Derhal faaliyete geçilmesini tenvin maksadile Vali ve Belediye Reisi Muhittin Beyin riyasetinde bir komisyon teşekkül ederek dün ilk defa toplanmıştır. Kimsesizîer yurdu ttalya'nın tanınmış kadın edip Ierinden Madam G. Lombardini şehrimize gelmiştir. Memleketimizi evvelce de ziya ret etmiş olan ttalyan muharriresi şehrimizden Ankara'ya gidecektir. Yakuıda Madam G. Lombardini'nin delâletile Beyoğlu'ndaki ttalyan ku Iübünde bir Türk ttalyan kitap sergisi açılacaktır. Madam Lombardini son inkılâp larımız hakkında bir kitap yazmak tasavvurundadır. Italya'nm ismi malum ressamla nndan M. Friscia da şehrimize gelmiştir. Burada muhtelif tablolar yapacak, bunları Kaza d'Jtalya'da teşhir edecektir. Bir italyan muharriresi geldi pD Maarif Müsteşarı gitti Bir müddettenberi şehrimizde bu lunan Maarif Müsteşarı Salih Zeki ve teftis heyeti reisi Rİdvan Nafiz Beyler dün akşamki trenle Ankara'ya gitmiş • lerdir. Maarif Vekili gitmedi Dün akşam Ankara'ya gidecek o lan Maarif Vekili Reşit Galip Bey, Malatya'dan doğruca tstanbul'a geleceği anlaşılan Başvekîl tsmet Pasa' Hz. ne şehrimizde mülâki olmak için hareketlerini bir kaç gün tehir et mişlerdir. Vekil Bey dün, Tıp FakültvVsine de gitmemiştir. Umumî müfettişler Yeni ders senesi başladıgmdan tatil müddetini şehrimizde geçirmekte olan Maarif umumî müfettişleri Anadolu'ya dagılacaklardır. Umumî müfettişlerin Anadolu lise ve orta mekte«!erinde yapacaklan tefhşler bir ay kadar sürecektir. Çeşme meydanı ocak koncresi Galata'da Çeşmemeydanı Halk Fırkası ocağı kongresi teşekkül et miştir. Kongre riyasetine Karaosman zade Süat Bey intihap olunmuştur. Sabık heyeti idare raporunu okumuştur. Tasvip olunmuştur. Gösterilen mesaiden dolayı sabık heyete teşekkür edilmistir. Yeni yapılan intihapta ocak riyasetine sabık reds Hayri Bey ittifakla seçilmiştir. Ocak hal kmdan bazıları o civarda bulunan Belediye tanzifat ahırlannın sıhhati umumiyeyi ihlâl ettiğinden kaldırılması için ocak heyetinin delâletini talep etmiştir. Keyf iyetin Vilâyet kongresîne bildirilmesi kararlaştırıla • rak kongreye nihayet verilmiftir. iki muallim Dün, bir akşam gazetesi Kadıköy lisesi edebiyat muallimi Sadettin Nüzhet Beyle Konya muallim mektemi edebiyat muallimi Baki Beyin Vekâlet emrine alındıklannı ve haklannda tahkikata başlandığını yazmıştır. Bu hâdise pek eskidir ve o zaman tahkikat yapdmıstır. Bu iki muallim halen Maarif Vekâleti hizmeti haricindedirler. Şevket B. in muhakemesj Güzel San'atlar Akademisi müdür muavini Şevket Bey, refikası tclâl Hanunı sokak ortasında öldürdüğü için tstanbul Ağırceza mahkemesi tarafından on iki sene ağır hapse mahkum edilmişti. Matbuat Cemiyeti kongresi Matbuat Cemiyeti senelik kongresmi bugün saat bir buçukta Cemiyet mer • kezinde aktedecektir. Mısır konsoloshanesinde dünkfî merasim Mısır Krah Fuat Hz. nin fahta cüluslarının yıldönümü olmak mü nasebetile dün şehrimizdeki Mısır konsoloshanesinde bfa" kabul resmi tertip edilmistir. Bursa telefonu ucuzladı tstanbul • Bursa telefonunun mü • kâleme Ucreti 75 kuruştan 4 0 kuruşa indirilmistir. Bu suretle muhabereler artacağı gibi halk için de konuşmak Temyiz mahkemesi, bu karan Şev • ket Beyin lehine olarak nakzetmiş ve dava evrakını iade etmiştir. Şevket Beyin muhakemesine yeniden Ağırcezada bakılacakfır J

Bu sayıdan diğer sayfalar: