15 Kasım 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

15 Kasım 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet 15 Teşrinisani !93?Î Casusla Yazan: BERNDORFF Türkçeye çeviren: ABÎDİN DAVER Hariçteki intiba 3 îktisadî siyasetimizde tahavvül bekîeniyor! (Birinci sahifeden mabait) Tütün Ihracatımız Miktar itibarile fazla, fakat tutarı az... * Haydar Rifat Beyin Kuruşa Bolşeviklik 200 Yeni Rusya hakkında en mükemmel eserdir Iklimler 150 İlk aşk 100 Dıunan 70 Senenin en muvaffak olmuş ro manlandır. Miras mes'eleleri 100 Aynî haklar 200 Kanunu medenlnln şerhleridlr. Temmuz 1914 150 Büyük müverrih Emil Ludvlğ'In Tarih Felsefesi 125 Küatav Löbo'nun Tahvüler, kuponlar Şerhli Borçlar Kanunu Şafak kitaphanesinde. Beyoğlu dördüncü sulh hukuk mah • kemesinden: Terekesine m?hkemece vazıyet olunan müteveffiye Madam Horop Sem pabyan'ın uhdesmde bulunan gayri menkullerden mirasçısı Takuhi Hanıma întikal etmesi lâzım gelen J^ağıda yazılı gayrimenkullfrin altıda birer hissesinin borcundan dolayı satılacakhr: 1 Galata'da Yenicami mahallesift de Yenicami caddeıinde eedit 28 numaralı ve tamamı 1500 lira kıymeti m» hammeneli bir bap diilckânm alhda bir hisMti, 2 Galata'da Bereketzade mahallesmde Kemeralti caddesüe Zürafa sokağında atflc 171919 mükerrer ve 43 numaralarla murakkam Kemeralti caddesinde 19 numaralı hane ve mü • mükerrer 19 ve 17 numaralı 2 bap mağaza arsalarile fevklerinde Zürafa sokağında atik 4 3 numaralı tamamı 5000 lira kıymeti muhammeneli bir bap hanenîn altıda bir hi*sesi, 3 tstanbul'da Mahmutpaşa'da Hacıköcek mshallesinin Mahmutpasa caddesinde 171 nn • maralı ve tamamı 3000 lira kıvmeti muhammeneli dükkanm altıda bir hissesi, 4 tstanbul'da Mahmutpaşa'da Ha • crkoçek mahallesînin Mahmutpasa caddesinde ( 9 3 ) numaralı ve tamamı 2700 lira kıymeti muhammeneli dükkâmn albda bir hissesi, 5 tstanbul'da Mah • mntpasa Hacıköcek mahanesinin Mahmutpasa caddesinde 8 9 nnmaralı ve tamamı 3000 lira kıymeti muhamme • neli dükkâmn alhda bir hiasert. A.Jc arttiTToa suretn<> rustnna tellâliye ve iha?e pulu müşterisine ait olmak üzere 17 kânunuevve? 9 3 2 cumarte»i saat 15 te satılacakhr. Taltp olanlarm kıymeti m.uhammenelerinin yüıde vedî bncuğu nUbetinde pey akçesini musta«hibcn me»kfir gün ve saatte Beycaln dördüncfl snlh hukuk mahkemesmde hnnr bulunmaları, fazla malumat almak ve mü • zayede sertT>ı«TV!e!«îni gKrmek içm 1 kâ • mmocvve] 9 3 2 den îtibaren 930/62 dosya namarasiie m»Mceme kaiemîn» muracaatleri IBzumu flân oTunor. Suitanahmet Bçüncü sulh hukuk hlkfmiiğinden: tstanbul Be!f>«fivesinin Yusaf Efendi îeraen 79 Hra 80 kurusnn tahsilini talep eylemesine karsî nramaiieyh tarafından müdahalei icraiyenm men'î hakkında Beledîye alevhme açhğı dava 129932 tarihinde reddedilmis r e m * mailevhin Fatih'te Haydar medresesmd?ki ikametgâhına yapılan tebliğde med rcsenin kapaiı olduğu ve yenî ikametgâhraın meçhul olduğu şerh verilerek bilâtebliğ iade kılmması üzerine ilanen tebligat icrasına karar verilmiş olmakla tarihi ilândan itibaren on gün zar • fında itiraz etmediği takdirde muamelei kanuniyenin ifa olunacağı flân olunur. 25 100 Yüzbaşı Wynanky, ilk casusluk imtihanmı nasıl atlattı? eşkâline uygun bir Isviçre pasaportu istedi. tş.te vesika ve pasaport icin lâzım o!an resimler. Ben Berlin'de iken lâzım olur, diye her şeyi hazır lamıştım, dedi. M. Pissard'ın hayretinden ağzı açık kalmıstı. Bu işlerin bu kadar çabuk görülemiyeceğini ve en az bir hafta zamana ihtiyaç olduğunu söyledi. Yüzbaşı, M. Pissard'ın yatağı nm kenanna oturmuş, ne yapaca ğını d'üşünüyordu. Birdenbire zih nine bir ilham geldi: Pekâlâ, dedi, bana sizin *ec rübeli bir adam olduğunuzu ve bu mesleğîn inceliklerini büdiğinizi söylediler. Düsünün M. Pissard, Berlin'deki şeflerimiz, burada kurnaz bir serseri ile uğursuz bir budala bulunrfuğunu öğrenirlerse ne derîer. Biz, size neden bu kadar paa veriyoruz? Bir kaç saat içinde sahte bir pasa port tedarik edemivecek kadar âciz olduğunuz için mi? M. Pissard yatağının Jçînde, arkasını zabite döndü ve yüzünü yastık larınin arasına sakladı. Yüzbaşı, bu hareket karşısında, adaının, kendi şiddetli sözlerinden sıkıldiğına hükmetmîştî. Fakat M. Pissard'ın yatağında, memnuniyetinden bir kahkaha atmamak için kendtni zor tuttuğunu bilseydi, hiç şüphesiz, şaşar kahrdı. Yüzbaşı Von Wynanky istediği pasaportu a!dı. Bu sahte vesika miikemmeldi. Oradaki ismi George Nieweg idi. Pasaportun üstündeki kusursT' * • ' • ..Urleri görerek memnun oldu. Bundan sonra, öyle bir şey yaptı ki bu, sonraları Masraflarınız icin işte size bir beynelmilel casuslar arasında ma çek. Allahısmarladık. Gene görü lum olrfuğu zaman, herkesi bir hayşelim.» li güldürmüştü. Yüzbaşı, pasaportunu cebine yer Carl Von Wynanky Pari»'te, Meuleştirdikten sonra, sevinç içinde ve niev ve şürekâsının oiurduzu b'nanm koşa koşa nereye gitti biliyor mu dik merdivenlefini tırmandı. Karşısunuz? *<na çıkan adam o kadar aükuti bir Muhterem kariler, nafile düşün insandı ki yüzbaşıya bir kelime ya meyin, imkânı yok bulamazsınız. •öyledi, ya söylemedi. Fakat hemen Dosdoğru, arslamn ağzma, yani o akşam kendisini küçük bir kah Fransız büyük erkânı harbiyesine... vede koca sakallı bir herifle görüşErkânı harbiyede, topçuluk ima türdii. Sakallı adam yüzbasıya de lât şubesindeki mütehassıs zabiti di ki: buldu ve mükerrer ateşli topun plân Meunier ve şürekâsı ile bu iş larmı önüne koydu. Plânları nere icin bir hayli münakasa ve pazarlık den buldu, d'iyeceksiniz. «Bir gece ettik. Daha fazla bekliyecek vak evvel, iki saat tetkik ettigi plânları, tfra yok. Son olarak yjrml dört saat kuvvetli hafıza«ının yardımile aşağı daha bekierim. Olmazsa. ba;ka bir yukarı aynen çizmeğe muvaffak oltslip var; plânları ona satanm. muştu. Sakallı herif in son sittem top Wynanky hemen vaziyete hâkim olplâni eimdi, Fransız erkânı harbiye du. Müzakeratın idaresini deruhtfe sinde mütehassıs zabitin önünde duederek Meunier ve sürekân tica ruyordu. Fakat Fransız zabiti, plânretanesinin sahrbi M. Pissard'dan lara föyle bir göz attıktan sonra, elimüsaade aldı. Sakallı herifi oteldeki le yüzbaşınin önüne iterek dedi ki: odasına götürdü. Mühendis olduğunuzu iddia e Plânları verîr misîniz? diyorsunuz, boş vakitlerinizde de Herif arkasındaki ceketin astarı yeni top icadile meşgul olduğunuzu arasından race kâğıtlara çizilmiş »öylüyorsunuz. Efendi, boş zaman plânları çıkardi. lannızı böyle delice plânlar yap tşte, dedi. makla geçireceğinize, bahk tutma£a, futbol maçı seyretmeğe gidin. Yüzbaşı, tam iki saat bn plânları Hiç olmazsa çocuk yetiştirin. tetkik etti. Bu müddet zarfmda t a kallı Fransız yambaşmda oturmuş, Plânlarunın ne kusuru var? bir tek kelime bile söylemeden yal Ne kusuru mu var? tkinci a nız sigara içiyor ve teıbîyesizce yere tışta, top olrfuğu gibi suratınıza te tükürüyordu. Nihayet Wynanky'nin per. Ne ağzıniz kalır, ne de burnu nuz!.. teklifi üzerine, ertesi akşam, ayni saatte, bir defa daha otele gelmeği Yüzbaşı, mahçup bir tavırla ve seskabul etti ve plânları gene yeleğinin sizce. içine yerleştirerek çıkıp çitti. Pekâlâ efendim, dedi. Yüzbaşı, hemen o gece gidip M. Fransiz topçuluk mütehasmmın Pissard'ı uyandırdı. Ondan kendi yanından çıkarken de sanki plânla •inin Meunier ve şürekâsı nezdinde nnın beğenilmemiş olmasmdan do mühendis olarak çalıştığına dair relayı mahzun, meyus bir hal takındı. 'Mabadi vari simli bir vesika aldı. Sonra, kendi !»te adresi şu kâğıtta yazılı. Rica •» derim, bu adresi ezberleyiniz ve kâğıdı yırtınız. Meunier ve şürekâsı ticarethanesi) henüz yenî bir müesscsedir. Az masraf etmek mecburiyeHndedir. Ticarethane sahibinin memuru yoktur. Otomobil lâstiği ve sair te kerlek levazımı satar. Benim müessesemle îş görmektedir. Bugünlerde, bir adam kendisine müracaat ede rek Fransa'da imal ve tecrübelerine başlanmrç olan otomatîk bir sahra topunun plânlarını »atmak istemlşHr. Toplu tabancalar şeklinde yapılnnş olan bu yeni silâh, gayet »eri ateşli imiş. Siz askersiniz. Bu topun ms.hiyetini anlıyabilirsiniz. Plânlara 5000 altın mark istiyorlar. Bu parayı, na~ kit olarak Paris'e götüreceksiniz ve eğer plânların işe yarıyacağına emin olursantz, parayı verip alacaksınız. Dikkat edilecek bir nokta var. PlânIarı ancak Fransız ordusu, bu mo~ deli kullanışlı bulcîuğu ve böyle toplar yaptırmağa karar verdiğî tak ~ tirde aatın alacaksımz. Frantız'Iarın bu silâhı kabul edip etmediklerini bizzat kendiniz tahkik edecek ve bu hususta kat'î bir kanaat hâsıl e'fkten sonra, parayı vereceksînîz. Paris'ten kat'iyyen telgraf çekmiyecekliniz, mektup yazmıyacaksınız. Va zifenizi müsbet veya menfi şekîlde yaptıktan sonra, Beriin'e dqnecek ve avdetinizi bana telefonia bildîrecekliniz. O zamr.n, münasip bir yerde z'aıüşürüz. Yüzbasım, size veraJgım vazife son derece teiilikelidîr. Dikkat ediniz. Sizce bh* beîs ve cnahzur yoksa, size artık son defa yüzbaşım dememe de müsaade ediniz. .9?2 senesinin en püzel zabıta romanı: 50 13 temmuz cinayeti Yazan: S. S. VAN DlNE Hayır. Halı üzerinde gezinen bir însanın ayak sesini nasıl duyabi» lirim? Benim ilk işittiğim ses sizm aesiniz oldu. Brus ile konuşuyordu nnz. Sonra doktor Blis'in odasmdan mırıltı halinde sızan bir takım ses ler de duydum. Fakat ne konuştu • ğunuzu anlıyamadım. Şu halde ikinci kat sofasındaki ışıklan kimin söndürdüğünü de bilmezsiniz, değil mi? Eğer uyumamış olsa idim bu • nun farkına vanrdım. Çünkü bu ı sıklar benim odama kadar akseder. Fakat ben sizin sesinizle uyandığım zaman bu ışıklar pek mükemmel yanıyordu. Pekî ama sofanin elektrik lerini kim sondürebilir? Biz de bunu kendi kendimize •oruyoruz. Doktor BIis iddia ediyor tft mtmm tfcıJBıen *T>İMiBt öldürmek Istfyen blrkfir. Tercume eden: ÖMER FEHMl Demek akim kalmış bir teşebbüs var? Evet akim kaldı. Şu halde bunu yapan Sakmet değildir. Ya... Demek o değil... Onu bu işm haricinde görmekle mem nun oldum. Fakat mademki Sak met bu işte yoktur. Şu halde siz doktor Blis'in boğazım hançerlemek istiyen adamm ismini bana söyliye • bilrrsiniz. Doktor BIis öldüğü takdirde arkasmdan gözyaşı dökmiyecek pek çok kimseler vardır. Fakat ben bu vaziyeti görmekte istical edeni bile* mem, efendi! Peki ama Hani, hani siz bize arzı hizmet etm'ştiniz? Efendi ben de sizin gibi bu geee bu evde her şeyi tarümar edecek bîr hâdise vuku bulacağından şüp tedbirin sebebiyet verdiği infialin tethraeat Ofisi 932 senesi Uk 8 ayi sirile kendilerine verilmiş olan sipariş dar tatbik olunagelenlerden biraz farklı zarfında muhtelif memleketlere yapı Ieri yaamadılar. Diğer taraftan bu suusoller tatbikını ilham etmiş hissini velan tütün ihracatile her memlekete ne riyor. Hatta esas itibarile bir ziraat mem retle ihracat ticaretleri müteessir olan miktar ihracat yapıldığmı göstertr şaban memîeketler Türk mahsulâtım saleketî olan Türkiye için daha faydalı oyani dikkat bir îstatistik hazırlamıstn*. tın aîmaktan vaz geçip kendilerine salabilecek daha geniş miktarda bir ticarî Bu istatistiğe nazaran 932 senesinin dık kalmış olan müşterilen'n eşyasını mübadeleye avdet olunduğu zannediliilk 8 aymda muhtelif memleketlere ya • tercih ederek mukabelebilmisle kalkış yor. pılan tütün ihracatımız 12.291.879 li tılar. Bir kaç senedenberi birbirini takiben ra kıymetinde 12.S82.38S kilodur. GeBöylece mes'elenin en hassas noktaalınmış olan tedbirleri bir kaç kelime ile ; çen sene ayni müddet zarfındaki tütün sına gelindi. tttihaz olunan tedbir bekizah edehfliriz. Evveîâ 1929 teşrini îhracatım» ise 14.4S1.S45 lira kıymeleniîen faydaîin vermodi. İthalât cevaz evvelinde himavekâr bir gümrük taritinde 10.740.637 kflo idi. Bu vaziyete verilen hzddi bile bulmadı. Gümrük vafesi mevkii tatbika kondu ki bu usul nazaran bu seneki tütün ihracabmız «eiptidalannda piyasanın intizam ve mu ridatı bittabi azaldı. thracat ise diğer memleketin nef'ine olarak tenezzül et çen seneye nisbetle miktar itibarile fazvazenesinin bozulmasma sebep oldu. la, kıymet itibarile azdır. ti. Daha sonra kambiyo muamelâtına koAncak bu sene mahsulünün az ol • Burada iki sık arzeden mes'ele şu nalan tahdidat geliyor. Bondan bir kaç ması dolayısile fiatlarda tereffü kaj • dur: Türkiye'de ziraat veya sanayi sahaay sonra da kazanç vergisine ilâveten dedildislnden. bundan •onrald aylar • sından hangisi diğeri lehine tamamen mnvakkat kaydile ve % 10 dan dn ınracatımızın ktvraet itibarile de iyi ihmal ediîmemek sartils en ziyade teş% 2 4 e kadar tahavvül eden resmî ve ol"»erı anlaşılmaktadtr. vik edilmeüdir? Bir tabire göre «Avruhususî müessesat memurlannm maaş pa'nm zahire amban» olan Anadolu in932 senesinin ilk 8 ayı zarfında en lan ile isçilerin gündeliklerinden alınan kisaf edebilmek için hayırlı bir perinin veryi kondu. fazla tütfin sattığımız memleketlerin bas'hirkâr değır'^inin kendisine değmesında ttalva, sonra sır^sile Almanya, Bir müddet sonra da hükumet bütçesini beklivor. Gecmiş asırlardaki kadar Amerika, Holanda ve Yunanîstan gelsinin acığını kapatmağa medar olmak olmasa bile Türkiye bugün tabiat taramektedir. Ancak ttalya'ya ihraç olunüzere buhran vergisi namile ve diğer fından en feyyaz bir istihsal kudretine vergilere ramînT'ten bütün maaş ve mus gözüken tütünierimizin en mühim mazhardır. gündeliklerden % 10 nisbetinde diğer kısmı da oradan Almanya, Amerika ve bir vergi ihdas edildi. Bn muhtelif tedYetiştirdiği mahsullerin bazılan di Merken Avruna'va sevkednmektedir. birîerden kamfeiyo tahdidatı millî pazer memleketlerde bulunmadığı ve bir ttalva bu suretle bizden 3.179.663 lirayı kornmak icin alındı. Himavekâr kısmı esyanın imaline hizmet eden zaraTık 3.562.869 kiio fütün almışbr. En gümrük tarifeleri haricî ticaret mur» rurî iptidaî maddeleri teşkil ettigi için fazla tütün ihraeah tzmir'den, aonra zene<ini temin maktadfle kondu. Di^erbunlar çok aranıvor. Bu maddelerin ihtstanbul'dan. ücüncü olarak ta Sam • leri de geçen bütclerin açıklannı ka racatmı artırmak Türkiye'nin elindedir. sun'dan vapılmıstır. patrnak ve o senenin bütçesini tevzin et Bize kalırsa daha masrafh olan sanayii mek üzere tatbik edildi. Maalesef bu tesvik etmedense daha geniz mikyasta tedbir?er kâfi dereçede müessir olamahîmmeti ziraate vermek muvafık olur. tstanbul Baytar mektebi rektörü ve dı. Hükomet bir çok başka hükumetler Türkiye, memleketi imar noktai nazarm: Darülfünun müd*rrislerinden Sabri Bey gibi bazı ithalât emtiasını menetmeğe dan sanayi bir nci nlânda hıtularak ziraZiraat Vekâleti Baytar işleri umum müve diğerlerinin de hsosini kontenjana atin kısmen ihmal edilmesi TBrkiye 3ıdürlüğüne tayin ediimişb'r. Çarcamba tâ'" tutmaira mecbur kaldı. racatının azalmasına bir dereceye kaakşamı Ankara'y* hareket edecektir. dar saik değil midir? önSmÜ7dekî te^rinisaninin 16 sinda Pazar frecesi bütfin arkadaşlsrn'n iştiButçenin bazı erkamı bunn teyh eder. rakfle Park otelinde şerefine bir »ya • kontenjan usulünün tatbikına başlanıl1924 te ziraat bütçesi 8 miiyon 851 bin diömın lenesi olacaktir. Bu müddet zarfet verilmiştir. V.rs idi. Bir dereceye kadar normal olan iında bu usulün tatbikında ne neticeler 1927 senesinde bu rakara 3.727.000 liçıkmışhr ? Konten]andan başlıca iki gaye bek raya indirildi. Diğer bir çok memleketler gibi malî müskülâtla mücadele e • Bir kariimiz Şişli'de bulunan bir leniyordu: Birisi sermayenin merrJe den hükumetin ziraat için bugün daha bisküvi fabrikasına ait düdük sesk^Hen çıkmnsına mâni olmak, diğeri ."azla tahsisat koyamadığuu kabul edelerinden rahatsız olduğu için gazemillî sanayii ihdas veya inkişaf ettirmek]>m. Fakat anlaşılmaz bir nokta kalı temize bir şikâyet mektubu gön ti. Pren<io es»s itibarHe mükemmeldi, yor. O da, bankalarra kendilerine te dermif, biz de bu mektubu bir kaç ve bu sebepledir ki millî iktisatlannı dügün evvelki nüshamıza koytnuştuk. sünen di^er memleketler muKteîi* se • min ettiği ve bir çok teşebbüslerin vadeylediği hakikî ve sağlam menfaatler VHIerffe bu usulu tatbik ettîter. f âkin Fahri ve Şükrü hnzalarile gazegümrük siyaseti övle bir seydtr ki bun • karsısinda Türk sermayedarlannm alâtemize yazılan diğer bir mektupta kasızlığıdır. da yan»'acak tadHât son derecede basibu şikâyetîn haklı olmadığı bildi . vl ve ih'ivatı istiİTam eder. Yeni gümNe olursa olsun vakayîin bedahatîni rilmekte, o semt halkmın düdük rük sîyasetinîn millî sanayîe krymetli bir isbat ettiği yanlıs bir yol tuhılmuşhı. seslerinden rahatsız olmadıklan, biistinatsrâh olabHmesi için sınaî sahada Hükumet ricali bunu acıkça anladılar. lâkis bunlartn vakrtlerini bildirmesi tedf;cî inkîsaf ile ^idümesi ve roerhale tktiset Vekili Mustafa Şeref Bey isb'fa itibarile işlerine yaradıği ilâve edilmerhale yürüyerek mcmleketin ihti etti. lhtisas ve teçebbösönde berketin fnektedh*. yjıclpnna kifayet edecek rriktarda is cok büvük umitler besiediği 1? Bankaıî t''h«alât yapılması lârımdı. Bn sıkı gümMüdiri Umumisi Celâl Bey onun yerine üsküdar asliye hukuk hakimliğinden: rük tarifeîerine teşviki sanayi kanunn geçti. Yeni Vekile müskülât ile dolu Kadıköy'de Mühürdar'da 149 numanun tesirîeri înzimam erti ve bu kanunun rah Dr. Tevfik Beym hanesinde Ferdl bir vaıife verildi. Kendisi fırtinamn tehtfltb?kind»n dolayi Türk mat^'^tmda nand Eder namı diğer Ahmet Ferdi dit ettiği gemisini kurtarmak için tek ve bir cok sikâyetler yükseldi. Efendi. •**• yerinde bir dümen darbesi vermeğe Hâkim: Bekir Sıtkı Bey muhtaç bir kaptan mevkündedir. Te • Memleket sanayi tarafından mamul menni ederiz ki en nazik bir makamın Müvekkilesi Fatma Nedime Hanimla bir hale konmak üzere ithal olunan ipmumaileyh Ahmet Ferdi namı diğer . tidaî r." : ivO'A sc.aiAyenin dışarıya idaresini eline aldısından dolayı is âleFerdinand Eder Efendinin 309341 tamrnin duyduğu ve îzhar ettiği itimat kaçmasına bir engel teşkil edemiyeceği rihinde Antalya'da akitleri bilicra beş gibi bu kanun ahkâmına göre güm • kendisine en iyi bir ilham membaı ol seneyi mütecaviz bir zaman kan ve kosun. Sözümüze nihayet verîrken yeni rük resmi vermeksizin ithal olunan mezca olarak yaşadıktan sonra mumileyh Vekilin beyanatı içinde hükumetin sakur maddelerin münhasıran mamul bir iki seneye karip bir zamandanberi ev • nayi mes'elesini kat'î surette haîletmek hale kalbedilmek üzere mi, yoksa başlenmenin uhdesine tahmil ettiği vazife ka bir maksatla mı, memlekete girdigi niyetinde olduğuna dair kısmmı tebaIeri ifa etmemek maksadile haneyi zevhususu münakaşa edilmeğe başlandı. Bu rüz ettirmek isteriz. ciyete avdetle evliliğm uhdesine tahmil kanunun himayesi altmda açılan fabrikaMusarSnüeyhe gore sanayie yapılaettiği vazifeleri ifa etmesî lüzumunun ihlar şu veya bu sanayi kısmında ve hemen cak en müessir himaye kontenjantmana tan müddeiye Fatma Nedime H. vekili bir ve ayni esyayi istihsal ettiklerinden müracaatten ziyade gümrük tarifelerini avukat Mümtaz Bey tarafından baistida biribirlerine karşı oyle bir rekabete tadil etmektir. medeninm düştüler ki imal ettikleri eşyanm fiah Acaba alâkadar mehafilîn tefsir et • talep edilmekle kanunu 132 inci maddesi mucibmce bir ay düstü ve binnetice bir çoklan istihsali tîği gibi kontenjantmanın yavas yavaş zarfında haneyi zevciyete avdetle ev tahdide mecbur kaldı. kaldınlarak gümrük tarifelerinin vâsi liliğm uhdenize tahmil ettiği vazifeleri Bu vaziyete karşı gelmek için baş . mikyasta tadiline doğru ma gidüiyor? ifa etmeniz lüzumunun ihtarma 3010lıca iki düsünceri ticarî muvazenesinî tlk adım hükumetin yaphgı gibi kon 932 tarihinde karar verildi. mehmaemken tevzin ve millî paranın tenjan listelerini genisîetmek ve bunun filî istikranm muhafaza etmek olan tatbikmda daha mülayim Te daha se • Türkiye hükumeti nihayet kontenjanthîl davranmakhr. Hulâsa Tü>kiye konman nsulüne müracaat ve bunu şiddetle tenjantmanla bir tecrübe yaptı. Şayanı tatbik eyledi. teşekkürdür ki bu tecrübe uzun sürmeBundan ne hasıl oldu? Bir taraftan di ve diğer memleketlerde olduğu gibi diğer memleketlerin sanayi erbabmın kendisine bir çok faydalı şeyler öğret bir kısmı cnî olarak ittihaz edüen bu enizsizük idn yegâne deva kanl üıya eden ti.» j , ^.1Tlt,a;, rfebba tarafmdan tertio •dilmistir. heleniyordum. Sizin geldiğinizi ve tığını mı söyledi? Mısır'lı kamayı görünce şaşırdı. doktorun odasına girdiğVıizi duyun Bilâkis... Doktor BIis Mister Gczleri büyüdü. Adeta felce uğraca beklediğim şeyin vuku bulmuş Salveter'in her hangi btr sui niyet mış gibi dondu kaldı. Heyecanını olduğunu sandım. Bunun için siz besliyebilecek bir genç olmadığını saklamağa çalışarak sordu: dışarı çıkıncıya kadar üst kat sa • temin etti. Firavun'lara ait olan bu silâh hanlığmda bekledim. Doktor BIis hakhdrr, efendü! nereden geldi? Doğrusu şayanı takdir bîr ha tyi ama Hani, doktor, evin Doktor Blis onu Mısır'dan gereket... Her ne ise... Siz yattıktan içinde kendisini öldürmek istiyen tirmiş. On sekizinci sülâlenin son sonra acaba Mister Salvater odasmbir adamın dolaştığmı da ısrarla Fırarun'una ait bir silâh... Doktor dan dışarı çıkmadı mı, Hani? söylüyor. Bu kim olabilir? Krallarderesi hafriyatında bulmuş. Belki çıkmıştır. Fakat biliyor BUemem efendi. Siz bımu simd'ye kadar hiç görmesunuz ya onun odası benimkinlkı Sakın Madam BIis olmasm? diniz mi Hani? tam karşısındadır. Asla... Hem Merit'in kocacının Mısır'lı mağntr ve müstehzi bir Odalann vaziyetini biliyoruz! odasına geçmek içîn koridora çıktebessümle güldü! Demek istediğim o odasmdan raasma lüzum yoktu k?... tkisinîn Eğer görmüş olsa idim derhal dışarı çıkmış olsaydı ben behemeodalan arasında ayn bir kapı varhükumetrme haber verlrdim efendi. hal görecektim. dır. Böyle mukaddes ve kıymetli bir si Doğru düşünüyorsunuz. Fakat Bunun ben de farkındayım, lâhın yabancı ellerde bulunması tec•iz uyurken hareketini size duyurHani... Zaten Madam BIis kocasıviz edilemez. O ancak kendi memmamak iariyen Mister Salveter usulnın hayatma sui kast etmek istiyen leketinde ve hürmetkâr ellerde olca dışan çıkamaz mı? adamın meydana çıkmasim çok şid malıdir. Bunu ne vakit buldunuz? Olabilir... Lâkin ben kat'î sudetli bir arzu ile istiyor... Hemen bir kaç dakika evvel. rette envnim ki Mister Salveter bu Şiddetli bir arzu... O bugün Doktora ait karyolanın baş ucuna gece odasmdan dışan ayak atma olup biten şeyIeri tam manasile ansaplanmıştı. Yanî bir saniye evvel mıştir. Iamjyor. Anladıği zaman... doktor başını koyduğu yere... An • Bu sizin kendi kanaatiniz, deVans söylenmesini istemediği bir Iiyorsunuz değil mi? ğil mi? Haydî artık bu vadide ısrar şey söyliyecekmiş gibi Mısır'lının Anlıyorum efendi... Fakat bu etmiyel'tn. sözleriniş iddetle kesti. Cebinden kamanın kılıfı yok mu? Doktor BIîs itze Mister Salvekamayı çıkararak sordn: Evet yarıııış... Fakat b«R « m ter'in bu gece odasmdan dışarı çık Bunu gördünüz mü Hani?. görmedim. Kaybolmua, W» de omı Yeni Baytar Umum MOdOrO Bir şikflyete cevap KANSIZUK N^rastenl, zaflyet ve Chlorose Ç i p n P nFQrTIII7 OJJtVUr U C ı O l n l I L arıyacağız. Eğer onu bulursanız şimdi büdiğiniz şeylerden daha fazla bir şey öğrenebileceğinize emin misîniz? Hiç olmazsa şüphelerimizi tahakkuk ettirirdik. Fakat bu kılıf öyle bir seydir ki saklanması çok kolaydrr. Ben onu bulmakta müskülât çekeceğimizi zannetmiyorum. Siz hiç olmazsa taharriyata nereden başlamamiz lâzım geldiğmL bîze söylemez misiniz? • Hayır, efendi... Bu hususta size bir şey söyliyemem. lstersenir ben gidip bir arayım. Hay hay... Fakat Hani, ta harriyatmız esnasında Mister Sal veter'in kapısını vurmayı ve kendisini burada beklediğimizi «oyle meyi de unutmayın! Hani eğilerek selâm verdi. göz • den kayboldu. Hat: Doğrustmu istersenlz ba h* • riften bir türlü hoşlanmıyorum, dedi. tşin içinden sıyrılıp çikmastM pek

Bu sayıdan diğer sayfalar: