19 Aralık 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

19 Aralık 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

J Meşhur Casusla Yazan: BERNDORFt Türkçeye çevıren: ABİDIN DAVER r Cumhuriyet' Kânunuevvet Şehir ve memieket haberleri Kumkapı'daki Kanlı vak'a \ Mektep kitapları pahalıdır! Bir serkomiser ile bir bekçi muhaketne ediliyor Siyasî icmal Fransa ttalya 36 Süt mes'elesi Gene canlanıyor Sütçüler C^mtyeti Şehir Meclisile ayni fikirde Alman ileri karakollarının yakaladığı almanca konuşan kadın sesli Fransız neferi... Tenvir tabancalarmın arasıra ayüinlatarak kendine görterdiği or mana doğru yürümeğe başladı. Tam ormanın eteğin« bir kaç yüz metre kalımştı ki müthiş bir ça tırdı ile karşılandı. Bir Alman ma kineli tüfeği bulunduğu istîkamete kurşun ve ölüm yağdınyordu. He ıtıen yer* sapandı. Tak, tak, tak, tak!... Azraîl, »anki aç bir canavar gibi dişlerini birbirme vuruyordu. Evvelâ o'duğu yerde ölü gibi yattı. Sonra, •makineli tüfeğm «etini dinliyerek geldiği istikaıneti iyice tesbit etti ve yana doğru sürüklenerek silâhın ateş sahasından uzaklaştı. Artik ayağa kalkıp yürihnek ölmek demekti. Ormana kadar olan mesafede sürünerek, emekliyerek ilerlemelrten başka çare yoktu. Anne Marie Lesser mükemmel ni»ancı îdi ama avcı talimi yapma mış, bir piyade neferi veya hücum kıt'ası efradı gibî yerlerde sürünerek yürümeğe ahşmamıştı. Fakat can korkusu bu.. Müşkülâtla da ol•a îlerliyordu. Artık ormana gelmişti. Ayağa kalktı ve ağaçların arasmda yürümeğe başladı. Birdenbire Almanca bir kumanda işitti: Dur! Eller yukarı! Ellerini kaldınp durdu. namlular parlıyordu. Fakat Fransız askeri hemen durup ellerini kaldırmıştı. Zibit bir baskına uğramatnak için bir an ormanın içini dinledi. Gece ile gündttzün Od sevgüi gibi gizli gizli birbkine kavuftuğu bu anda, ormanm içmde çıt yoktu. Daha kuşlar bile cmldamıyordu. Topçu zabiti, bh* teblike mevcut olmadığım anlayınca bir hamlede Fran«ız ne ferinin yanına fnladı ve Fransızca bağirdı: Pritonnier! (esar) Fransız neferi almanca cevap verdi: Ya, ich bin gefangen, (evet esirim) Şimdi, artık Alman zabiti tabancayı Fransız neferinin göğsüne dayamıştı. Sağinda solunda iki namlı daha, küçük ve hain tek gözlerile ona bakıyorlardı. Başmdaki Fransız nefer serpusunu çekip çıkardı. Sonra temiz bir Almanca ve tatlı bir kadın sesi ile şu sözleri söyledi: Allaha şükür, kurtuldum. Zabit efendi, beni hemen, en yakın erkânı harbiye zabitine götürünüz. Zabit şaşırmışn. Hiç bir şey soylemeden ter ve toz içînde kalmış olmasma rağmen siyah saçlannın altmda mavi gözleri esrarli ve tılısımlı bir ateşle yanan bu garip mahluka bakıyordu. Bir Alman topçu zabiti, yanrnda FraJrtsız zabtti üniforması giyen b r küçük zabit ve bir de nefer ol ve Almanca konuşan bu kadın, derduğu halde, şafak sökerken Alman hal âmirane bir tavır takmdi. Genç piyadesinm en ileri hatlan nerelerzabüe emîr verir gibi: de bulunduğunu anlamak ve topçu Mülâzim efendi, dedi, size «öyateşini ona göre tanzim etmek fik lüyorum, çabuk, beni en yakm rile keşif yapmağa çıkmıştı. Bunlar, erkânı harp zabitine götttrünUz. ormanın kenanna geldikleri zaman Ben Ahnan catusuyum, Fransa'dan birdenbire bir ayak seıi duydular. gayet mühim ve mUstacel haberler Ayak sesleri kendilerine doğru geligetiriyorum. yordu. Zabit ile küçük zabit bemen Bu genç zabit, harbin bidayetintabancalarını çektiler. Nefer de de Belçika'da Anne Marie Lesser'i filintasını omuzundan çıkardı. Her çırılçıplak soydurup bir kadına mubiri bir ağacın arkasma saklandı ayene etttren labit gibi değildi; lar. parmaklar tetikte, biraz bek zeki bir adamdı. Başladığı keşfi delediler. Fecrin ilk beyazlığı hafif rakap yarı bıraktı. bir beyaz sis gibi, gecenm karanlı Haydi madam, buyurun, dedi! ğına yeni yeni renk veriyord». Adeta koşar adımla, ormanın Uç Alman ağaçlarm arasından bir Jçindeki Alman ileri karakol hatlan denbire bir Fransız neferinin çık arasından geçerek kadını ilk rast ftğmı görünce zsrbit, Anne Marie geldiği bir tabur kumandanma tesLesser'i olduğu yere mıhlıyan emri lim etti. Tabur kumandanı, zabit vermişti: ten kadmı alay kumandanlığına gÖ Dur! Eller yukarı! türmesini rica etti. Alay kumandanZabit te, maiyetindekiler de, ge» lığı telefonla fırka kumandanlığına len Fransız neferi emre itaat etmehâdiseyi haber verdi. Fırka erkânı dîği takdirde ateşe hanr bir vazi harbî sordut yette idiler. Ağaçlarm arkasmdan (Mabadi var) maaletef henüz tamamile bür olmıyan memlekette yetişmiş serbest düsünceli Mısır'lılann fDdrlerini yokla • mak daha doğrudur. Bunu tstanbul'daki meslektaşlanmın fimdiye ka dar ihmal etmelerine hayret ettün. Elbette orada şüphesiz münevver ve vatanım seven Mısır'lılar vardır. Onlarla görüşmek vaziyetin tavazzuhu hususunda Çok faydalı olurdu. Ben bu îşi burada yaptrm. Viyana Darülfünununda tahsilde bulunan bir Kahire'li ile uzun uzadıya konustum. Hiç tanıdığım bir MısırMı yoktur. Görüstüğüm zatın ismini, da rülfünun kayit şubesinden aldığım bir kaç adres arasından seçtnn. Mısır'lı gençle yaptığtm mülâkatı anlatmadan ewel şunu söyliyeyim ki buradaki Mısır'lılann hiç biri fes giymez. Harta Mısır'ın ismini şrmdi hatırlıyamadığım Viyana sefiri cenapları bile daima sapka taşır, Kendisine bir çok resmî davetlerde te sadüf ettim: Kafası çıplaktı. Tale beler ve saire de hep ya kasket veya sapka ile gezerler. Görüstüğüm genç te Avrupa'da bulunan bütün diğer münevver Mısır'lılar gibi fessiz îdi. Gazeteci olduğumu öğrenince ismi . ni yazmamamı rica etti. Kendisine mes'eleyi anlathm. Bana şunları söyledi: « Ben Türkiye'yi bütün şark memleketlerine medeniyet ve hürriyet yolu gösteren bir rehber olarak tanıdım. Türkiye, harita üzerinde olduğu gîbi, fikir hayatında da As ya'yı, Avrupa'ya bağhyan bir mev cudiyettir. Her yeni düsünce, her yeni terakki hamlesi bütün sark âle mine yalnız Türkiye vasıtasile gir miştir. Biz Mısır'Iılar, arada din birHği de bulunduğundan Türkiye'ye daha sıkı bağlarla bağhyız. Onunla iftihar eder ve onun gibi olmak 1* teriz. Bu sözlerimle serbest düşünen her Muır'lının fikirlerine tercüman olduğunu sanıyorum. Bazı Kahire gazetelerindeki çirkin yazılan oku dum. Bunlar halkın hissini ifade etmekten çok uzaktırlar. Memleketi mizin henüz tam bir siyasî hürriyete kavusamadığını biliyorsunuz. Başı mızdan ayrılmak istemiyen bir ta n v f v i U r var» Bunlar, gfln» uyandığımızi ve güniia birinde silkinip kendilerinden kur tulacağımızı görerek, ne yapacak larmı saştrryorlar, kuduruyorlar, bi zi s&şırtmak ve aldatmak istiyorlar. Nkekim bu mes'elede dahi bence en siyade haricî tesirin tesvilâtııu ara mak daha muvafıktır. Samimî o l a rak, her okumus Mısır'lı bilir ki, hürriyete kavuşmak için çatmamamız icap erfen yegane devlet Türkiye' dir. . cSonra gene hepüniz biliriz ki Türkiye ile temastan ne kadar u zaklascrsak, uğrunda çalıstığımız emellerm tahakkuku da o kadar güçlesecektir. Ben iki kardes millet arasmda çıkanlmak iatenen dargm • lıgın hiç bir zaman vuku bulmıya cağına eminim. Biz sizleri çok se veriz çfinkü sizin biri çok sevdiği nizden eminiz. Tahayyül ettiğimiz istfltlâlimize kavusmamızı bütün kalbinizle Utemeniz ve bu arzunuzu her vesile ile izhar etmenize, bize karşı olan sevğinizi isbata kâfi bir delil değil midir?» Mısır'h gencin zeki ve samimî sözlerini olduğu gibi yazdun. Aklı ba sında bulunan her Mısır'hnın da bunrfan baska türjü düsüneceğine ih timal veremiyorum. Şu halde orta da bir millî haysiyet mes'elesi çı karmağa lüzum yoktur. Zaten, her zaman canciğer geçindiğimiz sevgili Mısır'lılann böyle münasebetsiz bir fet mes'elesinden hiç anlayıp dinlemeğe lüzum görmeksizin hemen cecik aleyhimize dönmelerine ihti mal verilebilir mi? Böyle bir şeyin mevzuu bahsola mıyacağmı genç ve açık düşünceli Mısır'hnm yukanda yazdığım fikirleri gösteriyor. Ortada 3ci büyük hakikat var: 1 Biz bu güne kadar Mısır'lı larm en kuvvetli dostu idik. 2 Kuvvetli bir dostluk saç ma sebeplerle yıkılamaz. O halde mu günden sonra da Mıstr'lılarm en kuvvetli dostu olarak kalacağız ve her zaman olduğu gi bi bu iyi kalpli kardeslerimizin çok tan hakketmiş olduklan istiklâlle rine biran evvel kavusmalannı te menni edeceğiz. Ergeç kazanacak Iarını ümit ettiğimiz hürrîyetlerine kavustuklan zaman da kendilerini herkesten evvel biz tebrik edece NADİR NADİ l Üsküdar'da Mehmet Enver Bey isim|ıi bir kariimizden şayanı dikkat bir Wktup aldık. Hulâsaten diyor ki: i « Mektep kitapları mes'elesi günDün akşamki gazetelerden biri, Şehir lerdir yazıldı, çizildi, Maarif VekâletiMeclisi azalanndan bazilannın süt ıin memur ettiği komisyon fiatları tetmes'elesinin halli için bazı tedbirler taik etti, raporunu verdi. Mektep ki savvur etmekte olduklannı yazmakta, tapları pahalı mıdtr? Bu derde çare bu meyanda Galip Bahtiyar Beyin Şeıbulmağı Vekâlete bırakarak ben sa hir Meclisine verflmek üzere bir takrir dece sualin cevabını vereyim: Evet, hazırladığmı bildirmekte idi. hem de cevher pahasına!. Galip Bahtiyar Beyin bu hususua verAnadolu'da bulunan bir arkadaş diği izahata göre, İstanbul şehrinin süt jana bir kaç düzüne kitap ısmarlamış. ihtiyacı 60 bin kflo oldugu halde îstüıMektubunda «kitapçı yüzde otuz tensalât 3 2 bin kilodur. Bu miktann kay'«lât yapar.» ibaresi ha>tetimi mucip maklan alındıktan sonra geriye kalan >!du. Ticaret hayatının içindejnm, yüzkısnuna yan yanya su kanştınlmaktaüç, beş iskonto taamüldür, fakat üzde otuz? Duyulmuş şey değil.. dır. lutlaka yanlışlık var, diye düşüne düDün bu mes'ele hakkında tütçüler şüne kitapçıya gittim. Aldığım netice cemiyeti nezdinde tahkikat yaptık. Ceşu: Hakikaten kitapçı bana yüzde otuz miyetin idare heyetinde bulunan ze • âıskonto yaptıt vat ta Galip Bahtiyar Beyin fikrine is| Düşünüyorum: Yüzde otuz ben katirak etmekte, tstanbul'da ancak ihti|andım, muhakkak yüzde yirmi kitapyacm nısfı derecesinde süt istihsal o çı ve süphesiz yüzde on tâbi.. Demek lunduğunu, bunun yan yanya su kansIci ^0 kuruşa malolan btr kitap çocuk tınlarak satıldığını söylemektedirler. e .ierine 100 kuruşa geliyor! Bu ha Bu zevatm ifadelerine göre, cemiyet ^lcikati ihtikâr derecesinden düşürebilhalka saf süt içirebilmek için bazı tedbirler düsünmüş ve bunlan Belediyeye Imek için mantıki ve akliselimi ikna [îdecek kadar kuvvetli esbap ister, buteklif etmistir. pa imkân var mı?> Ba teklifler meyanında marka mes'elesi Belediyece de tasvip edildiği ci hetle sütçüler cemiyeti, süt satan esnaf için birer marka hazırlamıstır. Esnafın icrayi san'at ederken gögüslerine takacaklan bu markalarm tevziine basla nılmışhr. Fakat, eemiyette 800 aza mukayyet olduğu halde simdiye kadar ancak 130 kişi müracaat etmistir. Sütçülerin ekserisi eskisi gibi markasız çalışmaktadırlar. Cemiyet bunun için Senebaşmdan itibaren yeni ölçüler Belediyeye tekrar müracaat ederek cekanununun tatbikı mukarrer ise de dümiyetin markasını hâmil olmadan süt ne kadar bu hususta Belediyeye hiç bir. satan esnafın ellerrndeki ruhsatiyelerin tebliğ yapılmamıştır. Belediyece tktı musadere edOmesini istemistir. sat Vekâleti tarafından hazırlanan ta Sütçüler cemiyetinde aynca, satdan limarname bek'enmsktedir. Ms?mafih sütlerîn hilesiz olup olmadığım kontrol senebaşına pek az zaman kaldığı için etmek için tedbirler düşünülmekte ve Beîediyenin kontrol hususunda tedbir tetkikat yapümaktadır. aimasına imkân görülmemektedir. Bu itibarla tatbikatın bir müddet daha te hir edileceği hakkmdald tahmmler kuvvet bulmaktadır. I Doğru söze ne denir? Yeni ölçüler Beynelmilel şimendifer kongresi Kanunun yılbaşında tat biki tehir mi edilecek ? icra ve iflâs kanunu talimatnamesi tcra ve iflâs kanununun tatlbikabna dair talimatname dün resmî ga zetede intisar etmistir. Polis Mudurü iyüeşti Bir kaç gündenberi rahatsız bulunan Polis Müdürü Fehmi Bey ryileştiğinden makamına gelmiş ve dün Vali muavini AIi Rıza Beyi ziyaret etmistir. Solhlhıaih üşH@ırll Diş tabipleri heyetinin avdeti Birinci Diş Tabipleri kurultaymın kararlan dolayısile ahnması temenni edilecek tedbirleri hükumete a n için Ankara'ya giden diş tabipleri heyeti şehrimize avdet etmistir. Heyet, Sıhhiye, Ma* arif, Dahiliye Vekâletierüe, Fırka, Himayeietfal ve Hilâliahmer cemiyetle • rinden vaki olan 25,30 ricasmm hepsine de mSsbet cevap auruş ve hükumeti merkeziyeden çok mütesekkir olarak ay> nlmıştır. Bugünlerde toplanacak dişçiler cemiyeti heyeti umumiyesinde bu mes'elelere dair rapor okunacaktır. Sıtma mOcadelesi Çatalca'da sıtma mücadelesi yapıl maktadn*. Sıhhîye müdiriyeti mahalline icap eden mualeceyi göndermistir. IEeın>®82>ö ınm^lhısi'vfölısS© Mısır Sefiri geldi Muır sefiri Abdülmelik Hamza Bey Cenaplan dün sabahki trenle Anka • ra'dan şehrimize gelmiştir. Sefir Cenaplan kendisile görüşen bir muharririmiıe kulaklarından rahatsız bulunduğunu ve tedavi için bir hafta kadar kalmak üzere İstanbul'a geldi • ğini, hafta sonunda tekrar Ankara'ya avdet edeceğini söylemiştir. Hukuk fakültesi talbe cemiyeti tarafmdan bir hukuk salnamesi vücude getirilmek üzere hazırlık yapılmağa baş lanmıştır. Salnamede fakultenin mektep halinde bulunduğu zamandan yani elli senedenberi geçirdiği safahata ait mu fassal malumat bulunacaktır. Salnameye eski ve yeni hocalann resimleri de dercedilecektir. Darülfünun hukuku düvel müderrisi Ahmet Reşit Bey dün Darülfünunda, Irak'ın mandadan kurtulması ve Ak vam Cemıyetine girmesi mevzulu bir konferans vermiştir. Hukuk salnamesi Kâzım Pş. Hz. Şehrimizde bulunan B. M. Meclisi Reisi Kâzım Paşa Hazretleri, dişlerini tedavi ettirmekle meşguldürler. Meclis Reisimiz bir kaç güne kadar Ankara'ya dönecektir. Kâzım Paşa Hazretleri B. M. Mec lisinin ( 1 5 ) şubata kadar yapacağı tatil esnasında tekrar şehrimize gele cektir. Kâzım Paşa Hazretleri, Riyaseticumhur Umumî Kâtipliğinde bir tebeddül olacağmdan haberdar bulunmadığını ve böyle bir şey de işitmediğini, Meclisin geçen sene fırka kararue bir buçuk ay kış tatili yaphğını, fakat bu sene için böyle bir şeyin mevzuu bahsolmadığım, birinci umumî müfettişliğe memuri yetin ehemmiyetile mütenasip bir zatm tayin edileceğini söylemişlerdir. Italya ile Yugoslavya ara*mda 1927 »enesindenberi ilk defa olarak yeniden tehlikeli bir gerginlik p e y da olması tekrar bütün cihanm nazan dikkatini Fransa ttalya mü nasebahna celbetti. Cenevre'de Almanya'nm müsavat talebi e»a» itibarile tatmm edilmesi ve bu esasın Bu.ndan iki ay kadar evvel Kumkapı'silâhlan bırakma konferansınm dada cereyan eden bir vak'anın muhakeimi komisyonu tarafmdan kabul ve mesine dün Ağırceza mahkemp^inde baştasdik olunması üzerine Fransız Allanmıştır. Hâdise şudur: Şoför Nuri isman zıttiyetinin hafifleştigi bir «m'pde biri bir gece Kumkapı'dan ge rada Fransız İtalyan münafereti çerken Halid'in kahvesi önünde Hrant bir kat daha tebarüz etmî» bulunv namında bir adamla karşılaşmış, Hranyor. Bu iki devlet arasında müna t'ın sigara ictiğini görerek sigarasını zaalı bir çok mes'eleler vardır. Bunyakmak istemiş. Hrant yaktırmarruş. lardan siyasî olanlannm en mühimi Arada kavga cıkmış. Nuri kızarak HranTrablusgarp hudut mea'eleaidlr. Et'a bir tokat atmış. Hrant mukabele sasen bu îhtilâf bir hududa mün etmiş. Kavga büyümüş ve Hrant kaçha»ır değildir. ttalya Trablu*garb'ın mağa, Nuri de kovalamağa başlamış. Gü hududunu Afrika'nın ortasmda Cad rültü mahalline bekçi Âdil ile zabıta gölüne kadar temdit etmek ve vak mermnian koşmuşlar. Nuri'yi yakala tile Almanva'nra müstemlekesi iken mak istemişler ise de bu sefer de Nuri sonradan Fransız mandan altma kaçmağa teşebbüs etmiş ve bekçi Adil'in konulan (Kameron) u dahi alarak BahrimuhHiatlaaPye «Dur!» emrini dinlememiş. Bu sırada iki Akdeniz'den kadar imtidat eden bir nvîstemleke el silâh patlanuş ve çıkan kurşunlar Nuimparatorluğu kurmak istiyor. ri'yi öldürmüştür. Diinkü celsede maznun sıfatile sabık Kumkapı ve lâhTt EFransa ise kendisi içm askerî efrat deposu addettiği şimali Afrika'minönü birinci komiseri Mücip Beyle daki muazzam imparatorluğunu bubekçi Âdil hanr bulunmuşlardır. Bazı şahitler dinlenmiştir. Mücip Bey silâh at dayacak olan bir İtalyan müstem leke imparatorluğunun vücude jrelmadığını, bekçi Adil de iki el silâh at mesini asla arzu etmeraektedir. Fahğını söylemişlerdir. Muhakemenin dekat bu mes'ele şimdilik ikinci de vaım baska güne bırakümısnr. recededir. tki büyük devletin asıî arasını açan Avrupa'daki askerî vaziyet ve Akdeniz müvazenesidir. ttalya hükumeti karadan ve de nizden kendisini Fransa'nm ve buKânunusaninin on bestnde Mutr*da nun askerî müttefiklerinin tehdidi Beynelmilel şimendiferler kongresinin altında görmektedir. Son zamanlartoplanacağı haber alınmıştır. Devlet De« da ttalya'nın şimali garbî hududunmiryollan idaresi cer müdürü Tevfîk Be da Fransa fevkalâde tahkimat vü yin riyasetinde bir heyetimiz de kon cude getirdiği gibi bu devletîn şi " greye istirak edecektir. mali şarkî hududunda dahi Yugos lavya eski Avusturya Macaristan Beynelmilel şimendiferler kongre devleti derecesinde ve ihtimal daha sine istirak edecek olan Almanya şi kuvvetli tahkimat vücude getirmişmendiferler umum müdürü ile, Çekostir. lovak, tngiliz, Avusturya, Bulgaristan Bundan başka Adriyatik denizmve diğer bir çok memleketlerin murahde Yugoslavya bir taraftan Dalmaç* haslan kânunusaninin bidayetine do&ru ya limanlarını tahkim ederken diğeı sehrhnizden geçecekler ve bu tartkle taraftan burada kuvvetli bir donanMısır'a gideceklerdir. ma tesU etmektedir. tktısadî buhran Yatakh vagonlar idareai bu heyeti içinde kıvranmakta olan Yugoslavnakil için hususî bir tren tahri edecekya'nm donanması için bulduğu patir. ralarm Fransa'dan geldiğme ttal yan'lann kanaati vardır. Y K .l3 ^ y 1 î l t t Türkçe ezan ve kamet için dahi yalnız değildir. Bir taraftan lere verilmekte olan derslere devam oFransa Ue askerî ittifakı olduğu gi" lımmaktadır. Meyzmlerden ktsmı azabi diğer Uraf tan Küçük ttilâf zümmı şimdiden yetiştirilmiş bulunmakta • resi azasmdan olmak itibarile Ç«dir. Bu husustaki hazırlık ramazana ka • koslovakya ve Romanya üe dahi dar her halde bitirilecek ve ramazanın müttefiktir. Bu devletlerm arkasmbirinden itibaren türkçe ezana başlanada gene Fransa'nm askerî mütte f iki Lehutan bulunuyor. caktır. .. ... ,, ,. •„ , „ ^ ,„ ..... Kara cihetinden her veçhfle kenHavalar müsait olduğu takdirde bödisini tehlikede hisseden ttalya deyiik camilerde tasarruf ve iktuat mevzulu mahyalar kurulması için de ter • niz cihetinden hiç te emin değildir. Vaşington deniz konferansında tetibat almmaktadır. sis olunan ttalyan Fransız bahrî müsavatının muhafazasında ttalya ötedenberi muasırdır. Fransa ise Peşte'de çıkan (Peşti Hirlap» ve Bahrimuhitikebir'de ve Manş deni«Haz Peşti» gazetelerinm başmuhar zinde dahi sahilleri olduğu iddiasile riri maruf Macar muharrirlermden M. fazla bir kuvvet bulundurmakta mat Gaurj Rutkey dün Avrupa'dan şehrietmektedir. Buna karşı ttalya Bahmize gelmiştir. rimuhitiatlasi'ye sahildar olan memMacar gazetecisi şehrimizde bir kaç leketlerden kömür ve erzak celbine gün kaldıktan sonra Ankara'ya gidemecbur olduğundan bu yollann emcektir. niyeti için bahren Fransa'dan asağı M. Gaurj Rutkey memleketimize tetkalmamakta kendisini haklı gör • > kikat maksadüe gelmiştir. Peste'ye dönmektedir. tki sene evvel tngiltere'nin düğü zaman müşahede ve intibalarmı tavassutu ile iki devlet arasında gazetelerinde neşredecektir. bahrî bir itilâf yapılmıştı. Muahharen Fransa bunu tasdik etmemiş kiL Törkçe ezana hazırlık Bir Macar muharriri geldi DOnkö konferans Zabıtai belediye taiimatnemesi Zabıtai belediye talimatnamesinin, ihtiyaca göre tadili için Belediye Reisi muavini Hâmit Beyin riyasetinde teşekkül eden komisyon bu hafta içinde ise başlıyacaktır. Komisyon azalan bu hu susta malumat toplamaktadırlar. f s O zamandanberi iki tarafın yekdiğerine karşı itîmatsıziiğı bîr kat daha artmışh. Filvaki M. HerriofTapuya raptedilmiş iken son müba nun Toulouze'de soylediği nutukta dele itüâfnamesi Uzerine eski sahîplerine ttalya'ya karşı teveccühkârane sariadesi lâzım gelen emlâki işgal eden roü fettiği sözler bu iki devletin uzla şacağı hakkında ümitler peyda et badillere verilecek yüzde beş faizli bomişti. Lâkra filiyat sahasmda ciddi nolar gelmek üzeredir. Bu emlâkten mübir teşebbüs yapılmaması ve Dal badillerin işgah* altında bulunup ta tamaçya'daki son hâdiseler mezkur puya raptedflmemiş olanlara ise maznutkun tesirmi çok azaltmışrrr. Şimbatalar tevzi edilecektir. di Avrupa sulhu Fransız « ttalyan Vüâyet sahibi evvelleri etabK olduzıddiyetinin tehdidi altında bulunuğu için iadeye tâbi emvalin mütefevviz yor. ve mütehassıslarmın hemen Vîiâyet is • MUHARREM FEYZt kân dairesine müracaatlerini Uân etmektedir. islkâıra Mubadillere bono veriliyor Mütehassısm tetkikatı Gümrükler ve Inhisarlar Vekâleti tarafından gümrüklerin ıslahı için ceîbe dilmiş olan Amerika'h müşavir M. Vorfeld altı gündenberi tstanbul gümriik • lerinde ve inhisar îdarelerinde tetkikatta bulunmaktadır. Mütehassıs dün sabah Galata'da ve öğleden sonra Sirkeci'deki gümrüklerde mesgul olmuştur. Geceleri bizi Kimler bekliyor? YAZAN: CEVAT FEHMİ Muhtelit mubadelede tasfîye Muhtelit Mübadele komisyonun da etablilere tahsis olunan (150) bin tngiliz lirasınm tevzii işlerini yapmak üzere kurulan teknik büro bu ayın yirmisinde lâğvedilecekti. Teknik büro elindeki son işleri de tasfiye ettiği cihetle dünden itiba ren dağılmıştır. Bu komtsyonda çalısmakta olan (10) memur açıkta kalmıştrr. tstanbul'daki altıncı tâli müba dele komisyonu da bir kaç güne kadar tamamen tasfiye edilmiş olacaktır. Bu komisyonda çalışan memurlar işler azald'ıkça peyderpey açj ğa çıkarılmış olduklanndan ko migyonun lâğvile ancak 4 S me mur issiz kalacaktır. Kânunusaninin birinden itibaren bü tSn mektepler bir hafta müddetle senebaşı tatili yapacaklardır. Darülfünu Btmda bugünlerde başlıyaeak olaa sömestr tatili yirmi gün sürecektir Mekteplerde senebaşı tatıli Bir polis komiserinin on sekiz saati, geceleri kimler telgraf çeker, elektrik fabrikasında gece, bir telefon memuresi geceleyin nasıl çalışır, itfaiyecilerin an • lattıkları ve saire, ve saire... Bir kaç güne kadar neşrc başhyacağız j Ankara Ticaret Odası Baskaubi Selânik'Ii Hasip Bey oğhı Galip Bey k f sa btr hastalıktan sonra dün sabah vefat etmiş ve cenazesi samimî bir ihti falle kaldınlmışbr. Galip Bey eski Jön Türk'IerdendL Abdülhamit zamanmda Tıbbiye talebesf iken Şeref vapurile Tarablusgarb'a sürülmüstü, oradan Avrupa'ya kaçh, maliye ve Sctısat tahsil etti. Çok değerli bir vatanperverdi. Meşrutryette maliye teftiş heyetinde, posta telgraf kalemi mab* sos müdürlüğünde, son zamanUrda ise tkhsat Vekâleti mukavelât heyetinde ve en son olarak Ticaret Odası Başkâtîp* liğinde bulundu. Türkiye iktısadiyatma dair mühim bir eser teüf etmiştî. Fakat bastıramamışh, vefatı Ank%ra'da ve şel rimizde teessür uyandtrmıstır. AUah rahmet etsin. irtihal

Bu sayıdan diğer sayfalar: