22 Mart 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

22 Mart 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meşhur Casusla BERNDOPFF 120 Çeviren: ABIDIN DAVER r Cttmhariyet 4 22 Mart Şehir ve memleket haberleri jSirkeci garı Karacabey taciasının mes Suiistimali ulleri tecziye edilecek Gazetemisin 4 mart 933 tarihli nüshasında Karacabey kazasına tâbi Ovaesemen kariyesi ahalisinden harp malulü Hasan Efendinin şikâyetine ait «İnanümıyacak bir facia> bashkh bir yazı vardı. Bu ye*ı üzerine Bursa Vilâyeti, mes'ele hakkında tahkikat yaptırmış ve bir mektupla da neticeyi bize bildirmiştir. Buna Valisi Fatin Beyin knzasını taşıyan bu cevabî mektupta deniliyor ki: «Karacabeyin Ovaesemen köyünden Hasan namındaki sahsın. oğlu Muhsin'in kuduz köpek tarafından ısınldıgından bahsile kaymakamlığa müracaati üzerine evıakı belediyeye havale edilmiş ve belediye dairesi de varidatmm ademi müsaadesi dolayısile bu gibi masraflann köy kanununa tevfikan köy sandıklarından ö denmesi lazım geldiğini bildirmesi üzerine masarifin temini köy heyeti ihtiyariyesine emir ve tevdi edilmiştir. Işe lâyık olduğu derecede ehemmiyet vermiyen Hasan, nihayet heyeti ihtiyariyenin ısran üzerine ve masarifi rahiyesini de köy sandığından alarak oğkınu îstanbuVa götürmek üzere köyünden ayrılmıştu. Fakat Hasan'ın çocuğu Istanbul'a götürmiyerek ötedeberide kuduzcu mütetabbip ve okuyucu aramakla vaktini geçirdiği ve binnetice oğlunun vefatma sebebiyet verdiği ihtiyar heyetinin şehadetnamesinden anlaşıl mış, kazaca mes'eleye derhal vazıyet olunarak siddetle aranmağa baslandığmı hisseden ve ayni zamanda kuduz hastahğına müptelâ olan Hasan, kendi başına doğruca tstanbul'a giderek kuduz müessesesine müracaat etmiş, tahtı tedaviye alınmış ve kesbi âfiyetle 5/2/933 tarihinde hastaneden çıktığı yapılan aramadan ve tstanbul kuduz müessesesi müdiriyetinin cevabî iş'anndan anlaşılmıştır. Fakat vukubulan şüphe üzerine Hasan'm zevcesile dört nüfustan ibaret diğer çocuklan da kazaca he men kuduz müessesesine sevk ve tahtı tedaviye aldınlmışlardır. He yeti ihtiyariyenin masrafı tediye ederek çocuğu kaza kaymakamlığı vasıtasile sureti resmiyede kuduz mü esseseaine sevkettinnesr icap ederken bu vazifeyi yapmadığı, Hasan'm cehalet yüzünden okuyuculara ve mütetabbiplere müracaatine meydan bıraktığı, bu suretle vakit ziyaına sebep olduğu, kaza kaymakamhğının da bidayeten kendisine müracaati dolayısile hâdiseden haberdar olduğu halde işi takip ctmemek ve arama mak suretile vazifesinde ihmal ve terahi gösterdiği tahakkuk ettiğin den bu noktalardan haklannda kanunî takibat icrmsına tevessül edil miştir. Gerçi Hasan'm bir öküzünü sat tığı tesbit edilmişse de yol masrafının köy sandığından veriidiğine göre bu maksatla satılmadığı tahakkuk etmiş tir.» Bursa VÜâyetmm, halkın şıkâyetlerine karşı bu kadar hassasiyet göstermesi ve bu facianm mes'ul'erini derhal adliyeye vermesi halk hü kumetme yaraşır bir harekettir. ] Siyasî icmal Roma mülâkatı tngüetre Başvekili Mbter Makdons'c ile Hariciye Nazın Sir John Simon silâhlan bırakma konferansuu feci bir surette iflâs etmekten kurtaıtnak için muhtelif devletlerm noktai nazarlannı uzlaştaran yeni bir plânı Cenevre'de umumî komisyona teklif ve tevdi ettik ten sonra Roma'ya gitmişlerdi. Konferaruın tesadüf eylediği en büyük müskülât bir taraftan Almanya 9e Fransa arasındaki asker ve silâh müsavah meselesinden ve diğer taraftan İtalya ile Fransa arasmdaki bahrî kuvvetlerm müsavah mes'elesindeki zıddiyetten ileri geliyordu. tngiltere Başvekili bahrî musavat mes'elesinde Fransa ile ttalyanm arasını bulmak ve ttalya vasıtasOe Almanya'yı derhal süâhlanmak fikrinden vazgecirmek maksadüe Roma'yı ziyaret etmiştir. Mister Makdonald'i ttalya'yı ziyarete davft eden bizzat M. Musolini'dir. Fakat ttalva Başvekili tnjriliz refikinin Roma'ya kadar zahmet ihtiyar edeceğini zannetmediğinden mülâkatm ttalya'nm tsviçre hududuna yakın bir yerinde olmasını muvafık görüyordu. Fakat tngîlir Başvekili Roma'y» kadar gitmek arzusunu izhar etmiştir. tngfliz Başvekiliiin bu isteği, bir taraftan ttalya'nm payitahtım resmen zivaret etmek suretile M. Musolini'ye, Faşist ttalya'ya cemiie göstermek ve bu suretle Avrups siyasetine hizmet etmek, diğer taraf tan da tngiliz tmparatorkığunun cihan siyasetine ait bazı islermi kolaylashr • mak için Papa'vı zivaret evlemek düşüncelerinden ileri gelmiştir. Roma'da tngiliz ve ttalyan Başvekülerinin mülâkatı gayet sanvmî obnuştur. Fakat Mister Makdonald müzakere mevzuu olarak kendi plânmı ileri «üremedi. Bilâkis karsısmda M. Musolini'nin etraflı bir plânım buldu. ttaly» Başvekili Avrupa mes'elelerinin yanm yamalak vasıta ve yollarla halledilmesi yerrne bu mes'elelerin acık bir surette ortava konuiması ve halli içm cezrî vasıtalar serdetmeği tercih etmiştir. Çünk Fransa 3e ttalya arasmdaki siyasî zıddiyetin membaı yalnız Akdeniz rekabeti ve bahrî müsavatsızlık değildir. ttalya Başvekilmm kanaatrae göre Fransa merkezî Avrupa'daln askerî ve siyasî ittifaklan ile Avrupa kıt'asmda bütün devletlere karşı tefevvuf temin etmiş buiunuyor. Bu vaziyetten en ziya tehlikeye maruz olan devlet te ttalyadtr. Çünkü ttalya'nm garp ve sark htuiutlannda Fransa ile möHefikleri bu devleti sıkı bir çember içine almıslardır. Fransa'nm bahrî kuvvetlerinin faikiyeti tse ttalya'nm Akdeniz'deki ba'ıri emniyet ve «elâmetini daimî surette tehlikeye düşürmektedir. M. Musolini mes'eleyi böyiece ortaya koyduktan sonra hegemonyanın ortadan kalkması için Avrupa'nm mukadderatına ait bütün mes'elelerin garpli dört büyük devlet yani tngiltere, Fransa, Almanya ve ttalya arasmda kararlashnlması usulünu teklif eylemiştir. M. Musolini'nm Roma'da ileri sürdüğü plânm ruhu budur. ttalyan plpnı Cenevre'ye tevdi olunan son tngiliz plânı gibi Cemiyeti Akvam muessesesini bir tarafa bırakıyor. tngiliz plântnm esası mucibince her hangi bir devletin tecavüzî bir harekette bulırmıp bulunmadığı keyfivetinin tavin ve tesbiti büyük devletlerin müttefikan karar ver mesine bırakılacaktır. Bu is ve diğer siyasî mes'eleler Cemiyeti Akvama bırakildığı zaman Fransa ikmci derecede birer devlet olan müttefiklerinin müzahereti ile daima kendi sözünü ve fikrini kabul ettîrebilecek vazivette buluna caktır. tste Fransa'nm Cemiyeti Ak • vamdaki bu nüfuz ve tefevvukunu kırmak için gerek tngiltere, gerek ttalva yeni plânlannda mühim işleri büyük devletlerin müttefikan karar vermesîne bıra'rnpk H^eminlerdir. Fakat Fransanın böyle bir esası kabul eylemesine imkân görülmemektedir. Çünkü Fransa büvük devletlerin ictimalarmda yalnız kalacağmı ve Almanya ile ttalya'nm her zaman beraber yürüyeceğini ve tngiltere'nin ise maslahatın icabma göre hareket edebilmek için Fransa'ya bağlanm'vacaçmı oek iyi biliyor. Bunun içm M. Musolirsi'nin plânı Fransa matbuatı tarafmdan hiç te hoş görülmemistir. MUHARRFM FEYZİ Fransa'da casusluk etmek çok zor olmasına rağmen Rusya'da pek kolaydı Fransız ordusunun esrarı o ka • dar iyi muhafaza ediliyordu ki ora<la son derece meharet ve hüekârlikla maksada vâsıl olmak kabildi. Rusya'da is böyle değildi, çok daha kolaydı. Hatta orada büyük rütbeli zabitandan casus tedarik etmek te kabildi. Hudut boyundaki şehir ve kasabalarda sivil ahali, avuçlarına bi?az para srkıshnhnca, hemen arzı hizmet ederlerdi. Fakat burada da başka müskülât vardı. Bu çok geniş memlekette, kıtaat mütemadiyen garnizon değiştirirlerdi, askerî teknik itibarile kıt'alar ve garnizonlar birbirin« beozemezdi. Onun için bu geniş memlekette çok fazla casusa ihtiyaç vardı. Buna da Alman i» ~ tıhbarat subesinin 450,000 markhk tahsiaatı kâfi gelmiyordu. Alman Utihbaratı, Fransa ve Rusya'da en ziyade, Almanya'ya karşı yapılacak taarruzî harekâtın ana hatlaruu öğrenmek için çahfirdı. AlmanMann tngiltere'deki casus te»Kİlâtı önceleri pek ehemmiyetsİBdi. Bu memlekete arasıra, münferit bir casus gönderirlerdi. Harpten, bir sene evvel, lngiliz »iyaıeti gittikçe şüpheli bir şekil almağa başlayınca, Alman'lar, orada da daimî casuslar buldular ve teşkilât yaphlar. Her casus, istihbarat dairesi reisine (vasta) denilen diğer bir casus ile bağlı bulunurdu. O zaman mu vazzaf ordudaki Alman zabitleri, casusluğu igrenc ve adi bir is addederler, casuslarîa temastau hoşlanmazlardı. Bu çok garip ve haktız bir düşünce idi ama böyle idi. Alman ordusu, miikemmelen harbe hazırdi; fakat istihbarat ve casusluk teşkilâtı çok fena idi. tstih • barat şubesinin muahharen mrralayhğa kadar terfi eden yeni ve genç reisi binbası Nikolai bile bütün gayret ve faaliyetine rağmen, erkfinı harbiyede ve zabitan arasında casus" hığa karşı gösterilen kayitsizlik va istihkann tamamen önüne geçemedi. Büyük Harbe kadar, elindeki mevcuutlarla çalısmaH.ve bu vetahi mükemmelleştirmekle uğraştı. Hâdisenin Aslı yokmuş! Hukuk Fakültesinde hiç bir hâdise olmamış Komiserlik hâdiseyi şa yanı dikkat görüyor Şark Demiryollan kumpanyasının Sirkeci gisesinde vuku bulan ihtilâs tahkikatı yeni bir safhaya girmiştir. Evvelce, bu mes'elede alâkadar gösterilerek işten el çektirilenlerden Kadri Bey vazifesme iade olunmustur. Mes'elenin adliyeye intikali dolayısile Müddeiumumilik ilk tahki katin yapılmasım zabıtaya havale etmiş, bunun üzerine kumpanyanın vazifeden çıkardığı Suat Beyin ifadesî ahnmıştır. Suat Bey, kumpanya aleyhine ifthra davası açacağını söylemişti. Buna karşı kumpanya müdürlügü demiştir ki: « Kumpanya tarafmdan Müd • deiumumiliğe verilen istidada maznun olarak hiç bir memur gösteril memiftir. Sadece meydrtna çıkan hâdise anlatılarak faillerinîn bulunmasını istemiştir. Hâdisede kimlerin alâkadar ol duğu hakkında tahkikat bitmeden biı şey söylenetnez. Vaki ihbarlan tahkik edîyoruz. Birinci ve ikinci bilet gîsesi me murlarından başka işten el çektiri len kimse yoktur.» Diğer taraftan kumpanya nez dir.deki Nafıa komiseri Nuri Bey, bilhassa hazine hukukunu muhafaza etmek ve suüstknaller etrafmda yapılan yeni ihbarlar dolayısile iza hat almak içm dün kumpanya müdürü M. Paskal ile uzun bhr mü • lâkatta bulunmustur. Nuri Bey şunlan söylemistir: « Yedi sekiz sene evvelisme kadar yolculardan alınan biletler ve kartlar istasyon, mevki ve stra nu tnaralarile tasnif ve bu suretle hesaplar esash olarak tetkik edilirdi. Bu usulün kaldmhnası doğru değil dir. Kumpanyanm hükumete verdiği memurin ve müstahdemin listesinde ismine tesadüf edilemiyen bir me * mırra bilet matbaasmda nezaretçi lık gibi mühim bh* vazife nasıl verilmistir? Kumpanyanm mUf«tti«l«a>4, neden !ddia edilen suiistimali daha evvel öğrenememislerdir? Bunu memurlar* dan Asım Bey tesadüfen bulmustur.» KomiserKk, Kumpanya müfettişlermi evvelce ihtilâsı tesbit edeme * meleri cihetinden kabahatli gör mektedir. Son beş sene sarftnda kumpanyada suiistimal suretile kaybolan para miktarı 50,000 liraya yakmdır. Yeni meydana çıkan ihtilâs mes'elesinden evvel Bakırkoy gişesinde 12,000 lirahk bir ihtilâs, Uzunköprü istasyonunda para nakliyatında da 20,000 lirahk bhr noksan tesbit edilmiş ve bunlar m&hkemeve intikal etmişti. Bütün bu yolsuzluklar, hazinenin ehemmiyetli zarannı mucip olduğundan komiserlik şîddetli tedbh ler almağa karar vermis, bu gibi suiistimallere meydan verilmemesi için kumpanyaya yeniden tebligarta bulunmustur. Kumpanyada halen çalışmakta olan bazı kîmselerin de son ihtilâs isinde nüfuzlarını istimal ettikleri iddiası btlhasta kcm<<eerlikçe şayam dikkat görülmüş ve bu cihet kum panya müdvrlü^ünden sorulmuştur. i Komiserlik, dün kumoanyadan aldığı izahat üzerine tetUikatını tamik etmesre karar vermi^tir. Fransa'da Casusluk Fransa'ya gelince, orada başka türlü bir faaliyet vardı. Almanya büyük erkânı harbiyesi, daha 1894 senesinde, Fransız istihbarat teşki lâtmm, Alman askerleri arasında hayli mühim miktarda casus elde et~ tiğini öğrenmişti. O tarihe kadar, Toprak bayramı (Birinci tahifeden mabait) lendhmektedrrler. Toprak bayramı dün tstanbul'un bir çok kazalarında tes'it edilmiştir. Bilhassa Bakırkoy kazannın Halkab Ziraat mektebin de yaptıgı bayram çok parlak ve güzel olmuştur. Daha sabahtan köylüler önlerinde davul ve zurna olduğu halde mektebe gelmislerdir. Mektebe köylülerden maada Bakırköy kaymakam vekili ile tstanbul Ziraat Mtidüni Tahsin Bey, Ziraat Odası erkânı, Halkalı muallimleri, Başımıharririmiz Yunus Nadi Bey getmiş bulunuyorlardı. Merasimde îlk sözü Halkalı mü' dür vekili Muzaffer Bey altnış ve bayramı kutlulayarak demiştir ki: « Bavram yapmak ihtiyaç ve arsusu refah ve saadette yasıyan in • sanlarda do^ar ve bulunur. Uzun senelerdenberi hasretle beklediğimiz çiftç; ve köylünün refah ve saadetine bu bayram insailah bir başlangıç olacaktnr.» Bundan sonra muallim Necati Bey söz .iiarak Diibassa ziraatçüiÂi bavsalasına sığdıramıyan eski idare ile föndîki cumhuriyet idaresinin düfüncelermi hatır!atmış, mektebin daima köylü ile de alâkadar olarak bu sene 7865 adedi asıh 65,274 ü asısız ol mak üzere 73,139 çubuk, 3392 meyvalı, meyvasız ağaç, 1700 damızhk vutnurta tevzi ettigini söylemistir. MüteaJuben üçüncü smıf talebesinden Canakkale'li Atrf Efendi demistirki: « Bugün, bütün yasıyanlara yeni bir canhhk ?etiren ilkbahann bas Iangıcıdtr. Nüfusunun yüzde yetmiş beşi ciftçi olan bu yurt için sel&met topraktadir. Buna dayanarak söyliyebib'riz ki vatan ismde yanık yüzlü koylti daymın omuzlanna aidıgı vük aSır oldu^u kadar şereflidir de... De. mh kollarile sapana sarılıt) tarlava kosarken bu duygru kulaklarımızda uğuldamahdır.» Merasim bu suretle bittikten sonra yemek yenmiş, mektebin sınıflan, lâboratuarlan ile çiftlifi gezilmiş tir. Davetliler kendilerine tahsis edilen otobiislerle YesiikÖy'e gelmişler, oradan trene bmerek yerlerine avdet etmîslerdir. Köylüler de yer lerine dSnmüslerdir. Refiklerimizden birinin yazd'ığı Fransa'nm Almanya'daki casusluk na göre, Hukuk fakültesinde iki teşkilâtmm vüs'ati hakkmda Berlin'müderris muavini ile fakülte reisi de tamamen yanhş fikirler besleniarasında bir hâdise vukubulmus, yordu. Fakat Tomps mes'elesi mes'müderris muavinlerinden Muhlis um bir hataya dü^ttSklermi Alman'Etem ve Kemal Beyler fakülteye lara isbat etti. Tomps, Münih'de oait işleri daha yakından görmek ve turan bîr Fransız'di. Babası, Fransız öğrenmek için kendilerinin de müşaraplan satan bir tacirdi. Bu adara, derrisin mec'isine kaV>ul edilmelerini 1870 71 harbinden sonra Fransız isteminler ve muvaffak olamaym böytik erkâni harbiyesmin hizmetinca fakülte erisi Tahir Beye bir mekde kalmıs ve bir çok para alarak bu tup yazmışlar. Bu mektup muhteviticaretin esasını kurmuştu. önceleri Tomns'un mötemadiyen Paris'e gidip yaı biraz afırca oldHıJhmdan bu mupeidiği nazarı dikkati celbetmemişti. avinlerden birile Tahir Bey arasında siddeli bir ağız münakaşasi ol Babası şarap tacrri olduğu için oğ mus... luntra sarap almak üzere Fransa'ya Dün, bu mesele hakkında malujt'd'o srelmesi pek tabiî görülmü.«tü. mat almak üzere fakülte reisi Ta Halbuki sonra, şüphe üzerine tah hîr Beye müracaat ettik, Tahir Bey kikat vapıldı&ı zaman meydana çıkbize şunlan soyledi: tı ki Fransız'lar bu genci, casus olac Böyle bir hâdisenin yazıl r*k miikemmelen yetistirmisle*"di ve dığını bana dün sabah söylediler, Yatakh Va*onlar sirketi de, Fran siz erkânı harbiyesinin tavsivesi üze havret ettim. Bu haber doğru de ğildtr. Gerçi bundan yirmi gün karme Tomns'u, uzun müddet kontro dar evvel bize böyle bir müracaat I8r olarak ist'hdam etmif ve bu savaki oldu. Fakat Darülfünun ni yede delikanlı, yatakh vagonlarla zamnamesi mucibince muavinienn Almanva'mn her tarafını dolasmıstı. müdeiTisrn meclisinde bulunmalarıTomps ayni zamanda, Fransız za~ na imkân olmadığını kendilerine brta teskil&tı sirillerinde casuslukla söyledik, o kadar. Yoksa bana ne mücadele şube*i komiserlerinden obir mektup yazılmış ne de böyle bir larak kayitli !di. Halbuki Almanva'münakasa ceçmifthr^ da dolaştığma göre, casuslukla mü cadele değil, bal «ibi easusluk yapı yordu. Hetn de en mükemmel ve en Hâduede isimleri geçen müdermahirane bhr şekİide... ris muavinlerinden dün şu tavzih Tomps pek şık giymhr, zarif bir a mektubunu aldık, aynen neşrediyodamdı. Münih'de müteaddit metresruz: leri ve sevgilîleri vardı. Onlara bol «Biz yardımcı muderrisler, diğer bol para verirdi. Bu kadinlarm hepsi, müderris meslektaslarımız gibl fakülte . ona karsı büyük bir sadakat «osterir nln tedris beyetine dahil oldugumoz cllerdi. Dansöz, müptedi tiyatro artUti. hetle, müessesemizi alâkadar eden mesekoro heyeti azasi gibi şeyler olan bu lelerle daha yakından meşgul olmak ga. kızlar ve kadınlar, bütün Almanya'yı yesile Müderrîsler Mecllslne glrmegl lsdoiaşırlardı. Tomps bir zaman buntemls ve bunun İçin de meclise bir takrir larm yarım dttzme kadaruu BerHn'e getirnmti. Vazif elerî, her ay Tomps*. Darülfünunun 1924 tarüül talimatna tan aldıklan hayli mühim paralar mesl yardımcı müderrjslerln meclise mukabilinde genç Ahnan zabrtlerile lştiraklerinden bahsetmedlgi elhetle ve münasebet peyda etmekfen roaretti. Bdebiyat Fakültesindekl yardımcı müder. Kızlar, bHhassa fennî sınıflara nen~ ris arkadaslarunızın kendi mecllslerine sup zabitleri seçîyorlar ve onlardan glrmelerindeki teamülün Hukuk B*akül mihnkün oiduftu kadar fazla esrar teslni baflamıyacagı mütaleasile talebi o&renmefte ealisiyorlardı. mls tervlç edilmedi. Mesele bundan tba. rettir. Berlm'delci kızlardan flnst, topcu mektebhıden iki yenc sabitle mfi Fakülte rei«l Tahlr Beye" ayrıca bir nasebet peyda etmege rauvaffak olmektup yazüdığı ve bu yüzden de gazemuslardı. MülazTmler, kızlara fena tenin kaydettigi tarzda bir münakasa halde tutu'muşlardı. Onlan mem cereyan ettigl doğru değildir. nun etmek îçin, keselerinm tahamEsasen blr ülm müessesesinde böyle bir mülü haricinde bhr sürü masraflar razlyetin tahaddüsOnu asla c&iz göremerttiler. (MtOndt ylz. Mahiyetini yukarıda yazdığımız ve ta. mamen dahili bir prensip meselesi olan bu Isin Edebiyat Fakültesine taalluk eden çlrkln bir hâdise ile birllkte yanlmasm {Birinci sahifeden mabait) dan dolayı pek çok müteessirb. notukta, Şah Pehlevi Hz. nm muvaffaBiz yardımcı müderrislerin derin hürkiyetli icraatmm tran tebaası üzerinde met besledlğimiz tedris heyeüne karşı ayandırdığı iyi hislerden bahsedumiş tahkiramiz bir lisan kullanmamız hiç bir ve memnuniyet izhar olunmustur. vakit hatınmızdan blle geçmez. Bunu müteakıp Mirza Esaduüah Han Yardımcı müderris Yardımcı müderris Behnam da bir nutuk irat ederek ez Iktıaat Doktoru Hukuk Doktoru cumle şunları söylemistir: Muhlis Etem Kemalettin « Şah Hz. terakkiden mahrum bir halde bulduklan tran'ı kısa bir zamanda çok ileri götürmüslerdir. Garp medeniyeti büyük adımlarla ilerKyor. Biz şarklüarın bu vaziyette uyanık okna mız lâzımdır. Belediye binası önünde bulunan Bilhassa komsumuz büyük Türk mfl büyük arsada bundan evvel bir Türkletile elele vererek çahşmalıyız. Biz tsAlman dostluk yurdu binası yapıltanbul'da huzur içinde yasıyoruz. Bun ması tasavvur edilmiş, bilâhare bu dan dolayı Türkiye Cumhuriyeti hü • fikir âkim kalmıstı. Bu arsanın bir kısmı Emlâk Bankasile Belediyeninkumetme mütesekkiriz.» dir. Bazı kısımları da hususî şahıslar Hararetli tezahüratla karsılanan bu uhdesinde bulunmaktadır. Şimdi Benvctuktan sonra Debistanı Iraniyan ta lediye :1e Bankaya ve eshasa ait kılebeleri Türk ve tran raillî marslannı tesımlar ayrılarak tesbit olunmağa rennüm etmifler ve siddetle alkışlan • başlanmıştır. mışlardır. Hisseler tayin edildikten sofıra Haznuna çay ve şekerleme Emlâk Bankasına ait olan parça Berkram olunarak merasime nihayet velediye tarafmdan satın alınacaktır. rilmistir. Nevruz münasebetüe Ira Eşhas uhdesindeki parcaların da a ni'ler dün muhtelif sekillerde bayram lınarak burasmın güzel bir bahçe hatezahüratı ve eğlenceleri yapmışlardır. llne konması Belediyece düşünül îran'hlann senebası addettikleri Nev mektedir. ruz bayramı tran'da on üç gün devam eder ve bir çok senlikler yapılır. MOderris muavinlerinin tavzihi Nevruz bayramı öf lleıri Belediye önöndeki arsa bahçe yapılacak Teşekkür ederiz Muslihittin Adü Bey BürOksel Beynelmilel hukuku idare enstitüsO daimî azası oldu Mirza EsaduDah Han bir muharririmize demiştir ki: « Tflrk • Iran dostlugunu ancak (Her dü yekruhim der dü beden) cümlesfle ifade edebilirim. Bu iki millet, ayn ayn vücutlerde bir ruhtan ibarettir. Aramızdald dostane münasebet gittikçe daha ziyade kuvvetlenmektedir. tran'ı Türkiye'den ayn bflmiyorum. Ve ildsini de bir vatan addediyorum. tki hükumet arasında aktedtlen ticaret mukavelesine ait bazı teferruat ta halledilmek üzeredir. Buradaki küçük san'at «ahibi tran • hlar için bir teşebbüste bulunmak mevzuu bahis değildir. Vaki müracaatlere, diğer hükumetler tebaalarma da samil olan kücük san'atlar hakkındaki kannn dolayısfle yapılacak bir muamele olmadığmı bildirdik.» Kontolosun beyanatt Brüksel Beynelmilel hukuku idare enstitüsü, Darülfünun Hukuk müderrislerbıden Musli hittin Adil Be yi, ittifakla, daimî azahğına irr tihap etmiştir. Muhtelif mületlere mer« *p hukuk âlimle rinden teşekkül eden bu heyete Muslihiitin Adil Bey Belediye ile Evkaf arasında me bir millete mensup azanın adedi zarlıklar mes'elesinden ve bu iki da beşi gecemez. Muslihittin Adil Bey irenin birbirinden olan alacağı yüilk intihap olunmuş Türk aza olu zünden vakit vakit ihtilâflar eksik yor. Enstitü reisi bu intihabı gosteolmamaktadır. Bunlardan bir kısmıren bei'ati müderrisimize gönder nın halli de mahkemeye mtikal et miş ve kendisini enstitünün yaz içtimis bulunmaktadır. Fakat Belediyece malarına davet eylemiştir. bu ihtilâfların uzun müddet sürün Beynelmilel Hukuk kongrelerincemede kalmamasi düşünülerek Vaü de memleketimizi temsil etmiş olan ve Belediye reisi Muhittin Beyin riMuslihittin Adil Beyin bu mazha yasetindeki alâkadar zevattan müriyeti, Darülfünun için kazanılmiş rekkep komisyon her iki dairenin bir muvaffakiyettir. memmıniyetini mucip olacak şekilde kararlar ittihazma çalışacaktır. Kabütçesi tasdik edilmek üzere Dahiliye rarlar Evkaf idaresince de muvafık Vekâletine gönderilmişth. Yeni bütçe görüldügü takdirde bütün işler sulmeclisin şubat devrei içtimamda çıhen halledilebMcektir. kan lmış olduğu için hazirana kadar alâkadar vekâletlerde bunun üzerindeki tetkikatını vaktinde yapabileŞehir Meclisinin tasvibine iktiran cek ve sene basından itibaren tatbik eden Belediye ve tdarei hususiye edilebil««ektrr. ODyunu Umumiye binası Düyunu umumiye bin&sımn bir kız kolleji yapılmak üzere Maarife devrine ait Heyeti Vekile kararı dün Vilâyete tebliğ edi'mistir. Keyfiyet Defterdarlığa da biıd'rildikten sonra bma Maarif müdiriyetine teslirn o lunacaktır. Bundan sonra binanın içinde lâzım gelen tertibat ve tesisat yapılacak, bina gelecek sene başın dan itibaren kullanılmağa başlana caktır. BelediyeEvhaf ihtilâtları komisyonda! Yeni bütçe ması ve tahdide tâbi tuulması esaslannı kararlaştırmak üzer e Fırka grupu tarafmdan bir komisyon teşkilîni teklif etmişierdir. Bu teklif kabul olunmustur. Amerika'lı mOtehassısların tetkikatı tnhisarların ıslahı için getirtilen Amerika'lı mütehassıslar buradaki tetkiklerini bitirmek üzeredirler. Mütehas&ıslar on güne kadar Samsun'a giderek tütün fabrikasını gezecekler ve oradan Ankara'ya dö^ neceklerdir. Mütehassıslar Ankara'da Tuz tnhisan idarei merkeziyesinde tetkikatta bulunacaklardır. Ankara'dan sonra lzmir'e gidilecek, tütün fabHkasmda ve Çamaltı memlehasmda tetkikat yapacaklardur. Ajansın tebüği Bütçe Vekâlete gönderildi Ankara 21 (A.A.) C. H. Fırkasi Grupu bugün öğleden sonra Afyon meb'usu Ali Beyin riyasetinde topland» 1 Meclise hükumet tarafından verilen 1933 bütce kanunu lâvihasınm esaslan hakkında Başvekil tsmet Paşanın izahatmı dinledi. 2 Hususî tdarelerin mütevazm bütçe yapabi'meleri imkânmı ve maK va ziyetlerinin murakabesi esaslarmı tetlrit etmek üzere Fırka Grupu idare heye tince bir maliye encümeni teşküi kararlaşbnldu

Bu sayıdan diğer sayfalar: