22 Nisan 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

22 Nisan 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İlkask Mükemmel bir salon adamı olan, dul kadmlar, genç kızlar arasındaki mu • vaff akfyetlerile tanınan arkadasım, uzun bir sükuttan sonra nihayet anlatmağa başladı: On yedi yasmda iken korkak, beceriksiz, sıkılgan bir çocuktum. O kadar korkak, o kadar beceriksiz, o kadar sıkılgandım ki arkadaşlanm benim bu halimle açıktan açığa alay etmekte hiç bir mahzur gormezlerdL Onlar için her yerde, her zaman iyi bir eğlence mevzuu idim. Onlardan kaçmak iste dikce etrafımı daha fazla sardıklannı göriirdüm. Bir çok arkadaslanmm aüeleri gibi benim aflem de yaz mevstmlerini ma • ruf bir sayffye yerinde gecirirdi. İşte o yaz, on yedi yaşnnm yan korkak, beceriksiz, sıkılgan çocuğun hayatmda büyük bir inkuap yaptı. Arkadaslanmm hepsi daha sayfiyeye tasındımmınn ertesi günü beraber gezmek ve beraber eğlenmek üzere kendilerine birer kız arkadaş bulmuşlardı. Bu taksim ameliyesinin bakisi kısa boylu, çiai navi gözlü soğuk bir kutdı ki o da başka talip olmadığı için benim hisseme düfüyordu. Tabiî razı olmadım. Kendimi daha gülünç mevkie sokmakta t n u a yoktu. Yalnızlığı tercih ettim. Bu hal bulunduğumuz kasabaya turneye çıkmış bir operet kumpanyası gelmceye kadar devam etti. Kumpanyanm çok güzel bir. primadoıması vardı. Bu güzel kadma bütün cocuklar, bütün delikanlılar hemen âşık olduk. Âşık olduk diyorum; evet âsıklar arasmda, ben de vardım. tlk defa olarak ben de âşık oluyordum. Gerçi korkaktom, beceriksizdim, sıkılgandım, fakat bu nakisalar benim âşık olmama mâni şeyler değillerdi. Bu işlerde şimdfye kadar pek geri kalan ben bu sefer belki en iieri gidenlerden bin olmuşttan. Arlık yemmlernni bile ismi Kris nyaa olaa prnnadonnanm başı üzerine ediyordum. Çocukrak işte... Bir gün bu tek ta rafh aşkı mutat mecrasma koymağa birdenbire karar veriverdim. Prima doımayı tiyatronun kapısmda bekliyecek, ona yaklaşacak, onunla konusa • caktım. Karanmı kendimden bekle • mediğim bir cesaretle mevkü tatbike koydum. Primadomıayı tiyatronun ka * tumhariyet 22 NİMUI 1933 Nümayiş tahkikatı İktilâttan menedilen 80 talebeden 60 dün gece serbest bırakılıdı (Birind sahifeden mabaltl doğnı dönerken Pangaltı'da, polis tarafmdan dağıtılmışhr. tsticvabı apılmıs olanlardan bir kısmı nümayişlerin tertip eseri olmadığını, hatta bir nümayiş bile obnayıp sadece Bulgar mezarhğına bir çelenk koyarak Razgrat'taki müessif hâdiseyi Türk'ün civanmertliğine yaraşan asilâne bir bareketle karşılamak fikrile hareket edildiğini söylemislerdir. Fakat, Talebe Birliği namına bir heyet tarafından Bulgar mezarlığma çelenk koymak degil, kanuna uygunsuz ve müsaadesiz olarak tecemmua sebebiyet vermek ve bu tecemmu esnasında zabıtanm ihtaratmı dmlememek ve hatta filî mümanaat • lere de karşı koymak ciirüm addedü • mektedir. ziyeti ohnadtgı da görülmektedir. Maamafih Birlik dün aksam geç vakte kadar seddedilmemişti. Set kararmın bugün verüerek tatbik edilmesi muhte • meldir. Bu set keyfiyeti cemiyetm feshi mahiyetinde olmamakla beraber bu cihet için de aynca tetkikat yapılacaktır. SlKAGO SERGİSİ puında bekledim. Ona yaklaştım. Fakat... Fakat onunla konuşamadım. Dilim dolaşu. Afkımı anlatmak için söyliyebildiğim şey manasız bir iki kelimeden ibaret kaldı. Güzel kadm uzaklaşırken arkamdan bir kahkaha gürültüsü duydum. Meğer arkadaşlanm o civarda bir yere gizlenmişler, beni gö zetliyormuşlar. Bu kumedi beni aşkmdan vaz geçirdi mi, denin? Ne münasebet? Omı halrikaten, çdgmcasma seviyordum. Operet kumpanyMnnn temsulerine arttk her gece devama başladım. Tiyatro dan »onraki kapı önünde beklemeler de bir ook defalar daha tekrarladı. Artık ona yaklasmağa cesaret edemiyor, yaraız oturdugu otele kadar arkaun dan gidiyordum. Bir gün fakirler menfaatine bir balo verüiyordu. Kristryan da davetlfler arasmda idi. Bir arahk onun sigara salonuna doğnı yürüdüğiinâ gördüm. Ben de anî bir kararla arkasmdaa gittim. Salonda yapayamızdı. Fırsattan istifade ederek töylemek istediğim bu tön şeyleri söyledim. Netiee iyi oldu mu? OlabiKr miydi ki olsun? Güzel kadmın dudaklan alaya bir tebessümle burustu. Beni orada bırakıp uzakla şacaktı. Fakat o «rada gözleri sigara •alonunu dan» salonundan ayıran cam bölmenrâ perdelerine Ssşti. Bu perde kmuldıyordu. Perdenîn arkasmda bir çok başlar, arkadaflanmın baslan vardı. Beni bekliyen alay ve istihza sağnagını gördü. Arkadaslarm çok merhauıetsn çocuklar, dedi. Onlara lâyık olduklan dersi vermeliyiz. Yannna yaklaştL Başımı ellerinin arasma aldı ve yavaşça fuıldadı: Sakra umitlenme. Bu buse hakikî bir bu«e degüdir! Anlıyonun ya bir tiyatro btnesi... Seyircileri akJatan btr bose... ... Ve öpüştuk. lşte dostum benim kadmlar aratm • daki föhretim bu yalaacı buseden sonra basladL HakıkUi için h&lâ bütün h.yabmı vermege hazır oldugum ba »ahte buse hayatımın beHd en acıklı bir habrasıdır. Nakleden: ÖMER FEHMİ DOzce oençlerinin infiali Düzce 21 Dost ve medenî ta nıd'ığimız Bulgar'ları Razgrat'ta Türk mezarhğimn karsısında yaphklan tecavüz ve tahribattan müte vellit infial heyecanlannıızı izhar eder ve medeniyet müvacehesînde şu hareketi esefle takbih ederiz. Cençter Birliği Tahrik ve teşvik var mı? Mevkuflar arasında bulunan Millî Türk Talebe Birliği idare heyeti reisi Mühendis mektebi talebesmden Tevfik, umumî kâtibi Tıp Fakültesi talebesmden Şükrii Kaya Beylerle Birlik idare heyeb'nin, nesriyat ve propaganda encu • menlerinm diğer azalan talebeyi kanunsuz tecemmua tahrik ve teşvik et • mekle maznundurlar. Nümayişler esnsamda Talebe Birliği reisi Tevfik Beyle diğer bir kaç ar kadaşınm bir otomobil içinde olarak, toplanmif olan kütleyi dağıhnamaga tahrik edici sözler sarfettikleri mevzuu bahsolmaktadır. Diğer taraftan, mevkuf talebeden ekserisi de kendilerinin nümayişe istirak etmediklerini, tesadüfen ve yahut bir is için oradan geçerken tevkif olunduklarmı rfade etmişlerdir. Bulgarlar mevkufları serbest bıraktılar Sofya 21 € Hususî muhabirimiz den» Razgart'taki Türk mezarlığma vaki olan tecavüz hâdkesi hakkmda mütetnmim malumat aldım. Hâdise, ilk bildirilen şeküden daha sümuDü dür. Mezarlıği yıkmağa gelenlerin a dedi 350 den fazladır. Rusçuk valisi, Sofya'dan aldığı emir üzerine tahkikata başlamış ve hâdisede önayak olanlardan altmıs kişi tstiçvap ve bunlardan on bir kişi tevkif edilmiştir. Fakat bu tevkif üzerine kalabalık bir Bulgar kütlesi mevkuflann serbest burakılarak kendilerine teslhni îçm bir nü mayiş yapmışlardır. Bu mhnayiş üzerine mevkuflar tahliye edilmistir. Maamafih tahkikata gayrimevkuf devam edümektedir. olarak isticvaplara gece de devam edildi Sofya sefirimiz teşebbösatta bulundu Rusçuk 21 (A.A.) BaOcan muhabni mahsusumuzdan: Sofya sefirimiz Tevfik Kâmfl Beye fendi dün sabah M. MuşanoPu ziyaret ederek hâdise münasebetile teşebbüs ve şikâyette bulunmuftur. Bulgar BaşvekiU müessif vak'adan kendisinin de çok müteessir olduğunu ve tahkikat yapıknası için derhal emir verdiğini ve Rusçuk valisi ile Dahiliye Nezareti umumî mü fettişmm Razgrad'a göndererek tahki kat icra ettirdiğjn^. mes'uDerin siddetle tecziye edileceklerini cevlben temin et • miştir. bcneB>u Bir Fransız muharriri geliyor Fransız muharrirlerinden Mösyö M. Leon Piensequint27 nisanda Atma'dan sehrisuze £eke*k ve 1 mayısta Halke vinde bir konferaıt*' »erecektu. Fraçsut muharriri Ünyon Fransezde de bir konferans verdikten sonra Ankara'ya gidecektir. M. Leon Pierreatrit, Marcel Pa rusl hayah ve eseri, Arfdre Gide hayatı ve eseri isunli kitaplarile tanınmış bir muharrirdir. Türkspor'un 185 inci sayısı çıktı Türkapor'un 185 inci *ajrw bugün 24 sabtfe olarak eazip yan ve resimlerle intisar etmistir. Macar güres takımının sehrimize ne zaman gelecegine, yapı • lacak spor bayramma, Bulgar'larla yapüması mukarrer futbol ve binicilik temaslarma dair hususî haberler ve diinkfi maçlarm tafsilât ve reshnleri, Avrupa ve Anadolu'daki son haftamn hareketleri 3e Türkspor bu hafta çok zen • gindir. Bundan başka muhtelif mevzular üzerinde makaleler, Kara Ahmed'ineiban sampiyonlugunu nasıl kazandıgma dak meraklı bir tefrika bir çok enteresan reshnler.. tsticvaplar, dün gece geç vakte kadar devam etmif, müddeiumumî bas • muvaini Hİcmet ve müddeiumumî muavini Nusret Beler mevkuf talebeyi bizzat dinlemişlerdir. Mazmmlar ihtilâttan menedilmiş olduklarmdan dün kendîlermi ziyarete gelen aileleri efradı ve arkadaşlarile goriiştürülmemişlerdir. **.nWBİrf Maznun taleİM arasında BtılgâryVh Türk'ler de vardır ve bunlann btr kısmı göriilen lüzum üzerine dün Emniyet Müdürlügüne getirilmişlerdir. Mevkuflar meyanında düne kadar hanım talebe yoktu. Son dakika: 60 kişi serbest bırakıldı Hâdisenin tahkikuıa memur olan heyet dün gece saat 2 ye kadar bu işle mesgul olmuştur. Tahkikat ancak 2 de ikmal edilmistir. Zabıtaya hakaretten ve ifayi vazifeden men ve darptan maznun olan 20 kadar talebeain aalâhiyetli hâkim huzuruna çıkanlmasına ka rar verilmistir. , Tecemmu kanununa muhalif hareket ettiklerinden dolayı hakla nnda takibat yapılan talebeden 60 ı mütecaviz genin de gayrimevkuf olarak haklannda takibat yapılması karaırlaşmif ve bu altmışı mütecaviz tallbe dün gece saat ikide serbest bırakılmıştır. Zabıtaya hakaret ve vazifeden men cürmünden maznun olan 20 kadar talebe bugün evraklarüe beraber Adli yeye tevdi edileceklerdir. Maamafih, tahkikata memur olan heyet, tahkikafa tamik etmekte bu is lerde daha kimlerin alâkası olduğunu tesbit etmektedir. Tahkikat heyeti, bu hâdise müna sebetile her hangi bir surette bir zarar iras edilmediği noktasına da varmış ve bu cmet te tesbit edilmistir. cakstnız!. Çocukluk!.. Uçü de kamaradan çıktılar. Ka pı kapandı. Kilidin üstüste iki defa gıcırtısı duyuldu. Eski polis müfettişi, kamaranın küçücük penceresine doğru yaklas tı. Suların fışırtısı, makinenin gürültiisüne kanşıyordu. Dışarıya bakın dı. Ne tarafa doğru gittiklerini an lamağa çalıştı. Anlıyamadı. Hafif bir sis, ışıkları öırtmüştü. Kapmın karsısındaki iskemleye oturdu. Düşünmeğe başladı. Demin, doktor Behzad'ı öldürmediği için a deta pişman oldu. Muhakkak ki ötekiler, kaptanla Simopulos da o nu öldüreceklerdi. Fakat hiç olmaz sa onların işi de altü«t olurdu ya!.. Saatine baktı. Uç buçuğa geliyordu: Bakalım, diye söylendi. Şim dîlîk ne olacağımız belli değil... Büsbütün sıkmnca bu heriflerin bir ka~ çını ben öldüeürüm. Onlar da beni paralarlar; bu iş te biter gider. Al nımızın yazısı böyle imiş!.. Makinenin gürültüsü, suların fi ŞTrtisı nmni gibi geldi. Cevat Rıza, Vali muavininin beyanatı Tahkikahn dünkü safhası ve meselenm mahiyeti hakkmda malumat istediğüniz Vali muavini Ali Rıza Bey demiştir ki: « TahMkat 3ci safhadan flerie • mekte, muharrik ve müşevvik olanlarla nümayişin bidayetmden nihayetine kadar ihtarata, filf nriimanaatlere karşı koyanlar tesbit edUmektedir. Maznunlar buna göre tesbit edSecek, yarm belki adliyeye verfleceklerdir. Talebe Birliğinin idare heyetfle, ileri gelenleri bu işte muharrik ve müşevvik olmakla maznundurlar ve cürmü meşhut halinde yakalanmışlardır. Bunlar kanunun menettiği fülleri yapmışlar, tecemmua sebebiyet verdikleri gibi, nutuklar irat etmek suretile de tahrikte bulunmuşlardır. Bu talebe Birliği kendi fikirlerine tâbi olarak hareketm mubah ve serbest olduğumı tahmin ediyordu. Kanunlara itaatkâr olmalan lâzun gelirken böyle bir harekete geçmeleri doğnı değildir.» ve Komönist tahkikatı Zabıtaca komünistlik propagan dası yapanlar hakkında tahkikata devam olunmaktadır. Geçenlerde komünistlik tahrikâtı yaptığı füphe* sile yakalanan Hamdi Şamilof ser be*t bırakılmıshr. Zabıta bir çok kinuelerin ifade Ierini almaktadır. Bu arada istiç vap edilen tütün amelesintJen iki kadm nezaret altına alınmıstır. SSnmeyen Ateş Kıymetll Bdip Nahit Sırrı Beyln <Sönmeyen Ates» teünll üç perdelik plyesi kitap hallnde neşredllmlştir. Ankara'da Hâklmiyeti Mllliye matbaası tarafından tabedllmiş olan bu güzel eseri karüeri mlze tavsiye ederiz. Flatı 45 kuruştur. Şefkat pulları JNisanm 20 sinden 30 uncu gunâ akşamına kadar postaneler* verüecek adi mektuplara 1, taahhutlu ve krymetli mektuplara 2, telgrafnamelere 3 kurus . luk ve kartlara 20 parahk (Himayeietfal Şefkat pulu) yapısbnlması 1947 numaralı kanun iktizasındandtr. Mohterem halkumznı posta kutulanna atacaklan mektuplara bu pullardan da y?"istırmalarmı hatniahru. Yeni TOrk mecmuası fstanbul Halkevinin çıkarmakta ol dugu Yeni Türk mecmuasınm yedinci sayısı Rauf Ahmet, Köprülü zade Fuat, Bürhan Ümit, Kâzım Nami, Peyami Safa, Yaşar Nabi, Sedat Zeki. Salih Murat Beylerin makaleleri Halit Fahri, Fazıl Hüsnü, Salih Zeki, Hikmet Turhan, Münh Müeyyet Beylerin şürleri ile pek zengin olarak çıkmıştır. Tavsiye ederiz. Talebe Birliği seddediliyor Emniyet Müdürlüğünce, Talebe Birliğinin seddi hususunda Vilâyete res • men müracaat vaki olmuştur. Talebe Birliğinin şimdiki seklile muhtelif mektepler talebesi arasında temsilî bir vakursun var. Epeyce iş görür, sanı rım!.. Doktor güldü: Haydi, canım!. Böyle gülünç sakalardan vazgeçiniz!.. Beni öldürdünüz, diyelim. Elinize ne geçer?. Sizi de sağ bnakmazlar ya!. Bu minimini oyuncağınızla, gemideki bü tün tayfaları bk^er birer kurşuna dizeceğinizi zannediyorsanız, bu rü yayı hayra yoracak hiç kimse çık maz!. 'Ne ise artık bu kadar konuş tuğumuz yeter!. Doktor Behzat kapıya doğru yü rüdii. Kaptanla Simopulos'un gözü, Cevat Rıza'nm elindeki minimini tabancadan ayrılmıyordu. Esrarengiz kimyagor kapıdan çıkarken: Size son olarak bir şey söyli yeykn mi?. dedi. Yaramazlığı bırakınız da bu oyuncağı veriniz!. Ver mezseniz size faydası olmaz, belki zaran dokunur!.. Cevat Rıza başını salladı. Vermiyecek misiniz?. Pekâlâ, onu da siz bilirsiniz. Böyle minimini bir oyuncağı saklayıp ta ne yapa Şikago sehir kütüphanesi Sual: Şikago sergisi nedir? Cevap: Şikago »ergisi şehrin tesisinin yüzüncü devir sene«I münasebetile simdiye kadar yapılan bütün sergilerden daha büyttk olmak ttzere yapılmıs bir sergidir. Serginin kapladıği mesaha 126 kilometro murabbaı gibi muazzam bir yerdir. Burada son yüz senenin geçirdiği f«n v« ilim terakkileri canlı bir surette sösterilecektir. Sual: Sergi hakikaten görülmeğe değer mi •« diğer sergilerden farklı mıdır? Cevap: Şüphesîz, sergi şimdiye kadar yapıian en büyük sergiden iki misli daha büyüktür ve 1931 senesinde Paris'te yapılan müstemlekât »ergisi o zamana kadar yapılanlardan en büyüğü idi ve maksat ta Fransız emperyatlizminin bugünkü tekâmülü nü göstermekti, halbuki Şikago s«rgisi böyle bir maksatla yapılmamıştn, sergiden maksat yukarıda söylediğimiz gibi insanlıgın son yüz senedeki fen ve ilim sahasındaki gocterdiği tekâmülü ziyaretçilere canlı olarak göstermek ve insanlıfı daha sür'atie refaha eriştirmek içindir. Sual: 990 lira ile tertip edilen bu seyahat ucuz bir seyahat telâkki edilebilir mi? Cevap: Seyahat çok ucuz tertip edilmistir, Türkiye'nin Bctuadt vaziyeti nazan dikkate ahnarak Avrupa'nın sair yerlerinde tertip edilen seyahailerden daha ucuzdur. Meselâ: Seyahate Paris'ten istirak etmek istiyenler, daha fazla bir ücret vermektedirler, seyahat Amerika'da birinci snıf olarak ve en büyük ve lüks oteilerde ikamet edilecekth*. Şikago'da Stevens oteli gibi dünyanın en büyük ve en lüks otelinde oturulacaktır. ( ü ç bin oda ve üç bin banyo). Sual: Seyahat bundan daha ucuz bir fiatla yapılabilir mi? Cevap: Şüphesiz, seyahat buradan Amerika'ya daha afagı bir nnı£ ve daha ucuz vapurlarla yapılabilir. Fakat bu takdirde, Türkiye'den gidecek seyyahların Amerika'ya girmeden evvel Eliz adasında bir karanHnaya tâbi tutulacaklarmdan 1 0 1 2 gün bu adada beklemeleri lâzım gelir. Amerika'da otellerin fiah ikinci sınif otel fiatlarile lüks ve birinci smıf oteilerde ikamet edileceğinden daha ucuz olamaz. Sual: Serginin, ziyaretçilerine madî bir faydası dokunabîlir mi? Cevap: Tabiî, Türkiye'nin en büyük alıcisı olan Amerika tüccarlariie doğrudan doğruya temasa girmek için bu emsalsiz bir fırsattır ve seyahat Amerika'da çok iyi bir tarzda yapılacağından lâzım gelen temasların iyi bir tesir yapacaği muhakkaktır. Sual: tngilizce bilmiyenler için Amerika'da seyahat etmek epeyce güçtür bunun için ne yapılmıştır? Cevap: Seyahatin muntazam ve neş'e ile geçmesi içm bir idareci refakat edecektir. Bundan dolayı lisan bilmemek mahzuru tamamen bertaraf edilmistir. Sual: Amerika'da daha fazla kalmak istenildiği takdirde bu mümkün müdür? Cevap: Tabiî, ayni aerakle dönmek sartile mümikündUr. Amerika'da fazla kalınacak günler için bütün şeyler yapılabilir. Sual: Bu seyahatte yalnız Şikago mu görülecektir? Cevap: Hayır, fırsattan istifade edüerek yo4da Napoli, Pompeî, Vene* dik, Marsilya, Havr, Nevyork, Vaşington, Ditroit, Niagara selâleleri dahi gezilecektir ve bunlann ekserisinde bir kaç gün kalınacaktır. Sual: 990 lir a fiata bütün bunlar dahü midir? Cevap: Evet, şehirlerde tenezzüh, oteilerde Scamet ve lase, trenlerde yemek, Amerika trenlerinde yataklı vagon ve Pulman salon vagonlan, Paris'te gece ve gündüz tenezzühleri, Şikago sergisinde Zeplin balonu ve raketlerle tenezzüh, Ditroit'te otomobil fabHkalanm ziyaret, el bağajlannın nakli ve daha bir çok şeyler dahild*ir. Sual: Bu seyahate hareketten bir kaç gün evvel karar verilemez mi? Cevap: Hayır, sergiyi ziyaret edeceklerin miktan günde vasatî iki yüz elli bin kişi tahmin edümektedir, bundan dolayı oteilerde tutulacak yerIer asgaırî bir buçuk ay evvelinden tutulmasi şarttrr, onun îçm karannı son günlere bırakacaklar istirak fırsatını kaybedecekler. Sual: Seyahat ba«ka bir zaman yapılmak istenildiği takdirde ayni ucuzlukla yapılabilir mi? Cevap: Hayır, gerek sergiden dolayı ve gerekse Türkiye'den tstirak edeceklerin adedinin fazla olması için hususî tenzilât yapılmış olduğundan, başka seyahatlerin daha ucuz olmasına imkân ve ihtimal yoktur. Daha fazla sual sormak istiyenler, Galatasaray'da NATTA, Millî Türk Seyahat AcentaJığına müracaat edebilirler. iskemlenin üzerinde hafifçe ken Bir zamanlar kendisine yaverlik dinden geçti. etmiş olan bir gencin ismi etrafmda Geminin sallantısı azaldı; maki dönen dedikodulara fena halde si nenin gürültüsü birdenbire durdu. nirleniyordu. Haşmet, istifa edip çeEski polis müfettişi de gözlerini aç kildiği halde bile alay kumandanı tı. Kamaıranın penceresine koştu. nm gözünde lekelenmekten kurtu Ortahk hâlâ karanlıktı. Güvertede lamamıştı. Hele Abnirrahman Ne " ayak sesleri, halat gürültüleri var zir'in ölümü, bu ölümün ertesi günü dı. Gemi durdu. Bir kaç dakika sonMuhittin Haşmet'in de ortalıktan ra denizin üstünde bir kayığm indi kayboluvermesi Orhan Beyi fideta rilmesini andıran sesler duyuldu. Da matemlere sokmustu; bütün bun ha sonra da kiirek sesleri geldi. lan kendi aîayınm parlak an'ane sine, ulvî mesleğinin yüksek şerefi Cevat Rıza, bütün bunlann ne olne bir türlü yakıştıramıyordu. duğunu anladı. Doktor Behzat, ge mid'eki işini bithmiş, artık gidiyor Günün birinde, polis müfettişi Bür du. Bunun îçm de bir sandal indir hanettin Beyin kendisi Ue görüşmemişler, kimya üstadını karaya götü ğe geldiğini haber verdiler. Bunon rüp bırakacaklardı. altından gene Muhittin Haşmet'in Yanm saat kadar böylece geçti. dedikodusu açılacak, diye Orhan BeSonra makinenin homurtusu yeniden yin kaşları çatıldı; dislerinin ara « duyuldu. Sular, yeniden fışırdadı. sından: Uç zavallıyı tstanbul'dan kaçmp stö Buyursun.. türen esrarengiz vapur, denize a Dedi. çıldı... Polis müfettişi içerîye girer gîr 17 mez Orhan Bey tok bir sesleı Muhittin Haşmet'in alay kuman Gene Haşmet için geldîniz, derfanı Orhan Bey, çok doğru, çok ti ğil mi?.. diye sordu. Hâlâ bulamatiz bir adamdı. dınız m ı ? v Uiabadi vari Macera romanı 45 Nakleden: KEMAL RAGIP Gizli Eller Gece yanlan köşküme girdiniz. Tabanca attımz; duvarlarum yıktırdıaız. Kopeklerimden birini oldürdü nüz. Elinizden ne geldi ise yaptmız. Sizin yüzünüzden işlerimin bir çoğu fcozuldu; bir çok yerini değUtirmeğe mecbur oldtun!. Benim yerimde ol•aydınız siz ne yapardmız?. Ben de oau yaptım. Sizi yolumun üstünden nzaklasbrmak... Benimle uğraşa mıyacak bir hale getirmek!.. Muhittin Hafmet te, sizin gibi benim işle • rimi bozmağa kalkıyordu. O da kendi ayağile çukur a tfüştii. Onu da ortadan kaldırdım. Perihan'm da göa: önünde durmaması Iâzımdı. Ş'mdiki halde, sizin de pekilâ an ladığınız gibi, üçünüz de benim elimdesiniz!. Üçünüzü de yolumun üs tihtden uzaklastırrfır*. İşte bu!.. Peki, Hikmet Bey ne oldu?. Onu ne yaptmız?. Orası benhn bileeeğim iş!. Hikmet Beyin ne olduğunu, ne olaca ğını size anlarmağa lüzum görmem! Cevat Rıza Bey heyecandan tit riyordu; ikide birde dudaklannı ı «nyor, kendini gtiç tutuyordu. Birdenbire cebinden mini mini bh tabanca çikardi: Ya, ben de bir saniye içinde sizin beyninizi patlarrverirsem?.. Diye bağırdı. Uçümüz de sizin eliniz deyiz, ama işte sizin de şeytanlık larla dolu olan beyniniz şuradan çıkacak bir kurşunla darmadağın o Iabilir!. Ooo!. Nafile, hiç adamlarımza çatmayınız!. Onlar, kendilerine düşeni yaptı lar. Beni bavılhr bayıltmaz tabancamı aldılar. Bu gör • düğünüz oyuncak yeleğimin cebinde idi. üstümd'e iki tabanca olacağı khnin akhna gelir?.. Oyuncak fi lân ama içmde yedi tane mmimini

Bu sayıdan diğer sayfalar: