8 Temmuz 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

8 Temmuz 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İki Yuziiı Kız MA/ÎTA MAK KENNA ( Şehir ve memleket haberieri ~ Siyasî icmal ) ( Camhariyet' 8 TemnnK 1933 Çeviren: ABİDİN DAVER 82 Casus bir kadm faideli malumat alayım derken bazan beklenilmiyen taarruzlara da uğrıyabilir Mathi, bizim başakıncımızdır. O, Zeplmi ile tngilizlere, herbin ne demek olduğunu anlatır. Bu mel'un tngilizlerin hassas noktasma dokun » mak için onlann kafalannı Belçi kada de%il, kendi yuvalarında kır • mak lâzımdır. Başlanna gelecek belânm tadını tattılar. Son Zeplin akınlan hakkında Alman gazetele • rinin verdikleri tafsilâtı okumus.su • nuzdur. Froylayn, bu akınlar, meze ve çerez kabilindendir. Daha durun bakalım, neler olacak. Mathi, sim «dilik şöyle elini alıştınyor. Bahse derim ki tngilt«rede bir çok kimseler, gece yatarken vasiyetnameln rini yazıyor v« son dualannı edip oyle yatıyorlar. Bir kabkaha savurdu, sonra de vım etti: Minimînî Froylayn, siz, hakikî bir Alman kın gibisiniz. Ustelik bir çok Alman kızlanndan da güzelsi niz. Onım iein sizinie serbestçe konuşabilirim. Şimdi şize söyliyeceklerimi, bu tayyare karargâhı kumandamnın emirberinden dinledim. Dün gece, zabitler, kendi kendilerine ziyafet çektiler. Tavtan kızartması, domuz sueugu yediler. Biz açlıktan geberîrken şeytan herifler, bilmem ki, bunlan nereden buluvoriar? Kumandanın emirberi, sabaha kadar enlara hizmet etmiş. O kadar cok kadeh tokufturmuşlar, o kadar bafrtra bağıra sarkı söyletnisler ki herkes zabrtlerin kaçırdıklanna hük metmiş. Karargâh kumandanı o kadar sarhoş hnif ki onu emirberi soyup yatağına yatırmış. Bir defa yatağına yattıktan sonra, sarhoşlukla ağzına geleni söylemis, biz zavallı askerlerin işitmeği ve öğrenmeği akhmızdan geçirmedi&imiz bir takım şeylsr bikâye etmij. Başçavuş, tekrar bir kahkaha atti. Elile dizine vurdu. Anlamak istediğim mührm seylerin yerine âmirlerinin kusurlerım hikâyeye baslamasindan korktıım. Bereket versin tahminim boşa çıktı. Kıpkırmızı suratını çirkin bir surette ekşiterek devam etti: Bana inanınız Froylayn, bu defa yanlışlık yok. Etnir, bâlâdan geldi. 1 tesrinievvelde göreceksiniz. Ne göreceğim? Gördüğünü» zaman anlartı • nıı. Esrarengiz bir tavırla başını kaşıdı. O gün, harbin en büyük, en muaısam akını yapılaeak ve Lon dra şehri yok olaoak. Facia oynar gibi bir hareketle ellerlni havaya kaldırdı ve Londramn berhava oluşunu tasvir etmek ister fibfı Pufft dedi. Sonra devam ettfı Akını Mathi idare edecek, tam o* bir Zeplin Londraya bomba yagdıraeak. tkiai Brugesten hareket edecek, diğerleri Vaterlanddan (ana vatandan yani Almanyadan) gelecek. Neeide artik evlerimize döneeegiı defttl mi? Zevkle gültiyor ve sigaradan «ararraif drçlerini gSsteriyordu. Sonra, Mrdenbire hal ve tavn değişti: Şuraya, yanıma gelin, oturun, bu kadar utangan olmayin şekerim. Ve adeta çocukça bir istical ile bana kaba yanağını gösteriyordu. Haydi bakalım, artık nazlanmaym, bana küçük bir öpücük ve • rin. tf azısıyordu. Birdenbire üstiime atıldi, kendimt toplamaya vakit bırakmadan koca kollarile bana sımnki sanldı, iki rütubetli dudağın kocaman bir tümüklüböcek gibi yüsümde dolaştığını hissettitn. Kurtulmak ntedim. Kendimi zorladım. tmkânsız... Basçavuş, bir ayi gibi kuvvetli idi ve iri kollarile bir avt gibi bana sanlmıştı. Buna rağmen bütiin kuvvetimle uğraşıyor, nevmidane uğraşıyordum. Bu mücadele, bana taatlerdenberi devam ediyor muş gibi nzun geldî. Şveyçerin kıpfcrrmızı surahnda ter taneleri belirdi. Bir hayvan gibi soluyordu. Bir denbire, bütiin kuvvetini toplıyarak beni geriye doğru atti. O kadar şiddetle fırlatmıştı ki dizlerim ona yatak hizmeti gören sedyenin kenanna çarparak sıyrıldı. Yatağına yı kildığımi görünce vahfi bir hayvan gibi bir galibiyet naran attı. Mağlup olmak üzere idim. Zayif bir kurtulus ümit ve ihtimali olmakla beraber «imdat!» diye bağırmağa başladım. Dispanser barakasınm, diğer bina lardan uzakta olduğunu gelirken görmiiştüm ama belki tesadüfen biri sesimi işitir diye düşünüyordum. Ne gelen var, ne giden? Yattığım yerde hem herifle boğuşuyor, hem de avazım çıktığı kadar bağırmakta devam ediyordum. Birisi imdadıma gelmezse, azgın bir boğa gibi saldıran kuvvetli herifin elinden kurtulamıyacaktım. Kuvvetimin gittikçe tükendiğîni hissediyordum. B;rdenbire kapı açıldı ve yattığım yerde, başçavuşun omzundan, bir zabitin bize baktıgını gördiira. Zabitin sesi gürledi: Nedir bu yaptığın edepsizlik Şveyçer ? Başçavuş, kurşun yemiç bir yaban domuzu gibi, fırladı ve beni bıraktı. Zabitin kar^ısinda hazırol vaziyeti alarak durdu. Yalnız bu vaziyet bir noktadan talimnameye uygun de ğildi. Çünkü Şveyçer başını dirndik tutacağma, dayak yemiş bir köpek gibi kafasını önüne iğmis, yere bakıyordu. Zabit bağırdl: Hazırol!!.. Bu, ne biçim vaziyet! Ben hitap ederken adamakıllı vaziyet al! tşittin mi? Bu kadinla burada ne yapıyorsunuz? Niçin, nöbetçi yok burada? Allahm belâtı, bu nasıl if! Froylayn aizin de burada ne isiniz var? Cevap verin. Zabit, fena halde hiddetli idi ve sualler ağzmdan simsek gibi fırlı yordu, Azgın Şveyçer, şimdi, put gibi hareketsiz duruyordu. Bu zabit, o gün tayyare karargâhımn nöbetçi zabiti kfi ve tesadttfe bakınız ki benim pek iyi tamdığım bir zabitti. Bu genç mülâzim, Almanlann çok kıymetli tayyarecilerinden biri, havacılık tabirile me^hur bir <as> idi. Bir müddet evvel, bir hava muna • rebesinde ağır surette yaralanarak bizim hastaneye yatınlmıştı. Bu cesur delikanlıya ihtimamla baktı > ğım için gayet dost oltnuşuk. Nöbetçi zabitine, tayyare karargâhma niçin geldigimi izah ettkn. Zabit beni dinledikten sonra basçavuşa dönerek sakin ve alaya bir sesle t Basçavuş Şveyçer, dedi, her halde zevki «eliminiz varmif. Bu küçük hâdise hakkında, raporumu kumandana vereceğim. O, sizin ağzımzm paymı verir, Sonra bana hitap ettis Froylayn, bu küstahlığa sizin maruz kalmıs olmanıza son derece müteessifim. Lutfen benî takip e • der misiniz? Dısarı çıkhm. Nöbetçi zabiti kapı yı kapattı ve basçavusu acı düşüncelerile yalnız bıraktı. Fakat başçavuştan kurtuiup iki rütbe yukanya birinci mülâzimin eline düsmem mukadderdi galiba.. Çünkü genç zabit: Froylayn dedi, çoktanberi sizî görmek serefine nail olamadım. Bu aksam dostane bir lutufkârlık ol • mak üzere benimle beraber yemek yemek tenezzülünde bulunur musunuz ? Çok rica ederim, bu serefi benden esirgemeyiniz. Görüyorsunuz ki bu gece nöbetçiyim ve burada, karargâhtaki zabitan salonunda, yalnız basıma yemek yemek mecburiyetindeyim; evet yapyalnız... Fakat mademki simdi size tesadüf etmek saadetine nail oldum; artık yalnız yemekten kurtuldum, demektir. Hem konusuyor, hem yürüyor • duk. Durdu, bana doğru döndü, el lerimi tutarak yalvardı: Mabadi var kursu Maarif Vekâleti ecnebi dil hocaian için şehrimizde knrslar açtırmağa karar vermiştir. Erkek Muallim mektebinde acılacak olan bu kurslar mgilizce, fran • «ızca ve almanca muallimlerme mah > sus olmak üzere üç tanedir. Kurslarda busünden îtibaren faaliyete başlana « caktır. Erkek Muallim mektebi müdiriyeti bu husnsta su malumatı vermektedir: « Vekâleti celîlenin tensio ve kararile lisan mualiimlerinm usulü tedris te muvaffakiyetlermi temin için ingi • lizce, franıızca ve almanca muallim • lerine mahsus olmak üzere Cağaloğ lunda Halk Fırkası binası karsısmdakl tstanbul Erkek Muallim mektebi binası dahninde ihzar olonan smif^arda ec • nebi dil kurslan açılmıstır. Mütehassıs lar tarafından idare olunacak kurslar 8 temmozdan 8 ağustosa kadar devam edecektir. Bunlardan ineiiizceyi. Kolej muallimlerinden Fo»et Bey, almancavi Pertev Nival lisesi muallimlerinden Hayskris tmis Bey ve fransızcayı da Galatasaray lisesi muallimlerinden Mamburi Bey idare edeceklerdir. Bu kurslar tstanbul mekteplerinia bilumum yabanci dil muailîmleri, A nadolunun yalnız intrilizce muallimlerl için mecburidir. Kurslar taşrada bulu • nan diğer yabancı dil rmıailimleri için ihtiyaridir. Darülfünunda lisan muallimliği imtihanına dahtl olup muvaffak olanlar da kurslara devam edecekler • dir. Muvaffak olamıyanlarm da sami sıfatile kabnHeri tensip edilmistir. Ba derslere bugün saat 9,30 da ba?lana caktır. Vekâleti celile tasradan gelecek maallimlerin iaşe ve ibateleri için mektebe emir vermis olduğundan icap eden hazırlıklar yapılmıştır.» Dersler bugün Muallim Darülfünunlular dün şehri gezdiler, bu akşam ve mektebinde baslıyor yarın şereflerine iki ziyafet verilecek İspanyol Darülfünunu müderris ve talebeleri Selânikteki intihabat unanistanın Makedonya kıs * ımnm merkezi olan Selânikte yapılan mütemmim intihabat gerek mücadele sekli, gerek netkesi itibarile Yunanistan efkârı umumiyesini heyecana getirdiği kadar hariein dahi son derecede nazan dikkatini celbetti. Evvelki mtihapta burada ırk esası üze rine ayn ayn intihabat yapümış olması kanunu esasiye mugayir görülmüş, intihap feshedilmişti. Selânik yirmi meb'us çıkaran bir dairei kıtihabiye olduğun dan intihaplarda mühim rol oynamaktadur. Bunun için gerek hükumel taraf» tarı halk fırkası, gerek muhalif, yani liberaller ve diğer küçük fırkalar Selânik intihabma fevkalâde ehemmiyet ver mislerdi. Basvekil M. Çaldaris, «abac Basvekil ve liberallerin lideri M. Venizelos, muvafık ve muhalif bütün hrkalann erkânı kabinenin Harbiye Nazın gibi mühim uzuvlan hep Selânikte toplannuşlar, birbirlerinin aleyhinde şiddetli nırtuk lar söylenüsler, ağır ittihamlarda bu lunmuşladrı. Binnetiee Yunan efkân umumiyesi, bu mahallî intihap müca delesile umumî intihapmıs gibi alâkadar olmuştu. tki taraf ta zaferin kendismde kalacağuıa emin idi. Fakat netice garip bir şekilde teceUi etti: Bilkuvve hükumet, bilfiil de M. Venizelos muvaffak oldular. Komünist fırkası her zaman olduğu gibi bu defada kendi namzetlerine rey verseydi M. Venizelos ekalliyette kalacak, Basvekil M. Çaldaris intihabı kazanacakh. Fa kat komünistler, hükumeti müşkül mevkide bırakmak için hep birden M. Venizelosa rey verdiler. Hükumet 42,702 M. Venizelos ta 35,967 rey aldılar. Fakat 11,110 komünistin reyi de M. Ventzelosun kazandığı reylere inzimam edin ce yekun (47,077) oldu ve hükuraet takriben alh bin reyle ekalliyette kaldı. Bu intihapta komünistlerin M. Venizelosa rev vermelerine mukabil Mu • seviler dahi M. Çaldarise rey verdiler, Bu itibarla M. Çaldaris komünistler aleyhinde, M. Venizelos ta Yahudiler aleyhindeki infiallerini gizliyemediler. Selânik intihabatmm neticesi parlâmentodaki hükumet grupuna ekseriyeti kaybettirmemiştir. Binaenaleyh M. Çaldaris mevkiini terketmiyecektir. Harbiye Nazınnm sö* lerinden anlaşıldığma göre hükumeti çekilmeğe sevk ve icbar için yapılacak her hangi nümayiş ve tazyika şiddetle • • hatta «lâKla ntukabe.le. edilecektir. » • Yunanistanda intihaplar kadar gay • rimes'ul adamlann çıkardıkları hâdise • lerde fırkalann mevkiine manen tesîr etmektedir. Son umumî intihabtn ertesi günü yapılan diktatörlük teşebbüsü liberallerin mevkii hesabma pek fena tesirler bnakhğı gibi ahiren M. Venizelosa karsı vuku bulan suikast teşebbüsü dahi hükumetin mevkiine tesir etmek • ten hali kalmamıshr. Selânâc intihabatı Yunanistandaki h« intihap gibi kraliyet ve cumhuriyet ta • raftarlarmm bir mücadelesi tel^kki edümiştir. Fakat intihabtn verdiği netice reji • rain değişmesi ihtimallerini bertaraf etmiştir. Selânik mh'habatı muhalif fırkalarm seslerini dalta büyük bir kuvvet ve cesaretle yükseltmelerine sebep olacakhr. Bu itibarla Yunanistanda dahilî vaziyetin alacağı şekil komşu hükumet • ler tarafından derin bir alâka ile takip edilmektedir. MUHARREM FEYZİ ispanyol Darülfünunlulanndan bir ktsmı şehri gezerlerkert beşte Darülfünunu ziyaret edecekler, sonra bizim Darülfünunlularla birlikte hususî bir motörle Tarabyaya gideceklerdir. Darülfünun Ema neti tarafından, Tarabyadaki To katlıyan otelinde bir çay ziyafeti verilecektir. Pazartesi günü öğleden sonra, misafir Darülfünunlular Yunanistana hareket edeceklerdir. tspanyol Darülfünunlualn kafilesine riyaset eden Madrit Darülfünunu Edebiyat Fakültesi reisi M. GarGelen darülfünunlular 190 kız ve cia Morente bir muharririmize dün, erkektir. Kafileye Madrit Darülfü şu beyanatta bulunmuştur: nunu Edebiyat ve Felsefe Fakültesi « İspanyol gençleri yeni Türkireisi riyaset etmektedir. yeyi ziyarete fırsat bulduklanndan Talebelerle beraber gene Madrit dolayı çok memnundurlar. tstanbuDarülfünunu profesörlermden M. la gelmeden evvel tzmire de uğra Obermayer, M. Pericot, M. Farmo, dık. Bu sehirde, mektepleri ziyaret M. Ballestros, M. Gormez • Moreno ettiğimiz zaman Türkiye Cumhu • ile Madrit Darülfünunu Edebiyat riyetinde maarife verilen büyük eFakültesi umumî kâtibi M. Ferrondis hemmiyeti yakından anladık. Burabulunmaktadır. da herşey gösteriyor ki Cumhuriyet tspanyol Darülfünunlulan dün hükumeti halkın kUltür seviyesini sehrin muhtelif yerlerini, camileri yükseltmek için çalışmaktadır. tz • ve müzeleri gezmislerdlr. mirde Asan atika müzesini de gezBu akşam şehrimizdeki tspanya d"ik ve çok kıymetli eserlerin büyük kulübü tarafından şereflerine Park bir itina ile saklanmış olduğunu gör> otelinde bir çay ziyafeti verilecektir. duk. Maalesef lstanbulda çok az kaBu ziyafette tspanyol konsolosu ile labileceğiz. Maamafih bu kısa müdşehrimizdeki Ispanyollar buluna det zarfmda da elimizden gelen fırcaklardır. satlan kaçırrnıyarak Türk inkılâbını tetkik etmeğe çalışacağız.» Darülfünunlular, yarın saat on Ege denizinde bir tetkik seyaha • tine çıkmıs olan tspanya Darülfü nunu talebeleri bu seyahate tahsis edilmis olan Gindad cadiz vapurile evvelki gün lzmirden şehrimize gelmişlerdir. Madrit Darülfünunlulannı, Galata nhtımında Belediye turizm şubesi nin bir memurile Darülfünun namı na müderris Şerif ve Macit Beyler, tspanyanm Istanbul Başkonsolosu karşılamışlardır. Eski bir meb'us Belediyeyi dava etti Sabdc Erzurum meb'usu ŞBizade Hacı Salih Efendi 3dnci hukuk mahkemesine müracaat ederek Belediye aleyhine bir tazminat davası açmışbr. Bunun sebebi Fab'hteki Belediye a hırlannm o civardald halkı rahatstz etmesidir. Salih Efendi, tazminattan baska bu ahırlarm kapahlmasmı da iste • mektedir. Mahkeme, meseleyi mahallinde tahkike lüzum göstermiştir. Bunun Szerine tetkScat yapılarak mahkemeye rapor verilmiftir. Netice henüz malum degHdir. Rasatanenin bir izahı münasebetile 4 temmuz tarihli nüshamizın bu sütununda «Halkın şikâyet leri> arasında Askerî Tıbbiye askerî dersler muallimi kaymakam Şerefettin Beyin bir mektubu vardı. Rasatanenin fırtınalan evvelce haber vermemesinden fikâyet eden bu mektuba cevaben Kan • dilli Rasatanesi müdürü Fatin Beyden bir mektup aldık. Fatin Bey, hulâsaten, diyor ki: «Rasatanenin hava keşfi ile alâkasi yoktur. Bu isi Meteoroloji müesseseleri yapar. Rasatanede cevvt tesis, fiziki arzî sahasını itmam için ve sa dece bir sube olarak mevcuttur. EsIdden memleketimizde başka cevvt müessese bulunmadığından tstanbul havası hakkında malumat vermeği vazife edinmiştik. Verdiğimiz ma lumat resmf bir rapor olmak iddia sında değildi. Nihayet birçok mer kezleri olan iki teşkilât kuruldu. Bunun üzerine biz de tabiatile rapor neşretmek vazifesini onlara bıraktık. Şerefettin Bey maksadmı tasrih et meliydi: Hangi müesseseyi kastediyor> Bizimki heyet rasatanesidir. Hava işlerine ise Meteoroloji müessese leri bakar. » Muhterem Fatin Beyin hakkt var. Fakat kariimiz Şerefettin Bey de haksız değildir; yalnız bu suretle şikftyetinin mercii değişmis oluyor. Acaba muntazam teşkilâtlan olduğu halde Meteoroloji müesseseleri neden günü gününe havayı bildirmezler? Beden terbiyesi Mütehassısı Mütehassıs Uludağda tetkikat yapmak üzere Bursaya Yunan bahriyelileri geliyor Bu aym on ikinci çarşamba gümi Aris isimli Yunan mektep gemisile şehrimize Yunan bahriye mektebi talebelerinden mürekkep bir kafile geiecektîr. Yunan deniz talebeleri şehrimizde dört gün misafir kalacaklar, buradan Karadenize geçerek Köstenceye ora • dan da Varnaya gideceklerdir. Alâkadar makamat tarafından Yu nan denizcilerinin Istanbulda kalacak • lan günler için bir merasim programı haznIanmaktadır. Rasatanede yeni inşaat Rasatanede geçen sene insaatı yanda kalan büyük dürbün binası bu sene 3,000 liralık tahsisatla tekmillenecektir. Yeni bir resim sergisi Genç ressamlardan Hâmit Necdet B. Galatasaray lisesi salonunda kendi eserlermden mürekkep bir resim sergisi açmıştır. Bu sergmin açüma resmi dün, Galatasaray lisesi müdürü Tevfik Bey tarafından birçok ressamlarla Güzel San'atlar mensuplanmn huzurile yapılmıştır. Genç ressaraın 67 tablosunun teshir edilmekte oduğu bu sergi yirmi gün açık bulunacaktır. İhracat Ofisi tam olabilmek için Başmahaleden mabat 4* Imvvctli hamlelerle yurümeti için hedeft bilhassa bu iflere kolayhk ve • rerek onlann tahakkukuna hizmetten ibaret olacak bir (thracat Bankası) na Hltiyaç kat'idir. Hep ya» meyva fizerindeki misalimizi elden bırakmıyarak nesela frigorifik vagonlann temmi e |er haricî ve hususî bir sermaye ile olacaksa bunun kolayhkla vücude ge • tirilivermesi için boyle bir bankamn müdahalesi hayırlı olduğu gibi ambalâj seraitinin en iyi suretlerde tatbikı dahi bflyle bir bankanın kontrolundan ve yardımmdan azamî iyilikler bulacağına füph* yoktur. thracata mahsut mallann tohumundan tarlasma ve ambalâjma kadar bütün safhalanndaki ihtiyaçlannda böjrle bir bankanın kolaylıkla temin olunan muavenetlerinm oymyacağı rol gayet büyük ve o nisbette müessir o lacaktır. Böyle bir banka ile de takviye edilmiş olacak ofis memleket ikhsadiyatmda âmil olan bütün vatandaşlann maksadı temin hususunda hayırlı ve müjpet çalışmalanna alabildiğine cereyan ve faaliyet vermiş olur, ve o zaman ort sin hakikaten memleket iktııadiyab • nnt bilhassa ihracat noktai nazann dan • başına geçmiş olduğu göriilebi • Hr. YUNUS NADt Kâzım Esat B. Ankaraya gitti Türk Diş Tabipleri Cemiyeti reisi profesör Kâzım Esat Bey, Basvekil Pasa Hz. nin dişlerini tedavi etmek üzere Ankaraya çağınldığından dün Ankaraya gitmiştir. Maarif Vekâleti tarafından Gazi Terbiye Enstilüsünde beden terbiye müte hassısı olarak çalışmak ve orta mek • teplerle liselerde beden terbiyesi ted risatmı ıslah etmek üzere davet edilmiş olan ve bir müddettenberi memleketi • mizde bulunan mütehassıs M. Kort Daimas dün Bursaya gitmiştir. Beden terbiyesi mütehasnsi dün harekerinden evvel bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: « Bursada Uludağa çıkarak burada sky sporlan gibi hangi nevi kış sporlan yapılabileceğini tetkik edeceğün. Ora Yenikapida Kiğork ismînde biri bi dan tstanbula geleceğim ve bir müddet sikletle marangoz Serkisin çocuğu Ha • sonra da memleket dahilinde uzun bir çiğe çarpmış, ayaklarunn kınhnasma tetkik seyahatine çıkacağım. sebep olmuştur. Kiğork yakalanmıs, HaBu seyahatimin programma Zonçulçik hastaneye yahrılmıstır. dak, Samsun, Giresun, Trabzon, tekrar Samsım, Sıvas, Kayseri, Niğde, Ulukısla, Konya, Afyon, Kütahya, Balıkesîr, Manisa ve tzmir şehirleri dahîldir. tz Dün Mecidiye köyünde dutlukta gemirden tstanbula geleceğim, buradan zen seyyar dutçu Bahrinin çocuğu Sa tekrar îzmit, Eskisehir yolile Ankaraya gideceeim. Bütün bu uğnyacağım şehirdık, yere düşen dutlan yemekie meşgul lerde beden terbiyesi tedrisatmı tetkik 12 yasuıda Hamdi isminde bir çocuğa ederek bir rapor hazırhyacağım. hücum etmiş, sopa ile sağ kolunu kır Orta mektepierle liselerde beden termışhr. Sadık yakalnrmrhr. biyesi tedrisatı için bir program hazır lamakla meşgulüz. tstanbulda kız ve erkek muallim Dün saat sekize doğru Sultanahmet mekteplerini gezdim. Kız mu<ıllim mekparkı içinde barbut oynamakta olan 16 tebinin binası çok iyidir. Fakat Erkek yaşlannda Zeki ile 18 yaşlannda Memmuallim mektebinin binası için ayni şeduh cürmü meshut halinde derdest e • yi söyliyemem. diunişlerdir. Beden terbiyesi muallimleri için gelecek sene bir kurs açılması tasavvur edilmektedir.» Bir kaza Bir çocuk bir çocujjun kolunu kırdı iki kumarbaz çocuk yakalandı ırö Bir otobös bir çocuğu yaraladı Tıp profesorleri muayenehane açamıyacaklar Şoför Yaşarın idaresindeki oto • büs dün Bakırköyünde istasyon caddesinden geçerken dokuz yaşlannda Nazım isminde bir çocuğa çarparak ağır surette yaralamıştır. Çocuk hastaneye kaldırılmif, şoför Yaşar »»• kalanmiftırAnkaradan verOen haberlere göre Tıp Fakültesinin profesorleri, muayenehane lerini ve sıhhat yurtlaruıı kapat mağa mecbur edflecekler, yalnız konsültasyonlara gitmelerine müsaade oluna • caktır. Bu şeraite riayet etmiyenler miidem'slikte kalamıyacaklardır. Kadıköyiin 8,45 vapurundan şikâyet Belediyeler bankası Belediyeler bankası hazırlıklan biti rilmek üzeredir. Şimdiye kadar topla • nan sermaye bir milyon 200 bin lirayı bulmuştur. Sermaye bir buçuk milyon lira olacaktır. Banka umum müdürlüğüne Dahiliye Vekâleti muhasebe müdürü tsa Beyin tayini mukarrerdir Akşamlan 8,45 te köprüden kalkan ve Haydarpaşaya da uğnyan Kadıköy vapuru, bilhassa perşembe akşamlan çok kalabaltk oluyor. Bu postayı büyük vapurlar yerine yandan çarklı vapurlar yapıyor, halk kâmilen ayakta gidiyor. Hiç olmazsa perşembe günleri bu sefer, büyük vapurlardan birine yaptırılsa da halk iz'aç edilmese çok iyi olur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: