28 Temmuz 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

28 Temmuz 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet' Almanya silâhlanıyor 1 | ^ ^ ^ ^ ^ m l C D Bana kalırsa Cevapsız bırakmamak için I trtişa maznunları PÎEM NALİNA MîHINA Iddianame sureti dün alâkadarlardan şehrimizde bulunanlara tebliğ edildi Ankara """Meiumumiliği tar a fmdan irtisa meselesi maznunları hakkında müstantikliğe tevdi olu • nan ıddianame suretleri dün îstan bul yedînci müstantikliği tarafın dan alâkadarlardan şehrimizde bulunanlara tebliğ olunmuştur. lddianemede ismi geçenlerden J. Fresko Efendi, Pariste bulunan biraderi Leon Fresko Efendiye tebliğat icrası için adresini müstantik liğe bildirmîstir. Avrupaya giden maznunlardan Jak Basat ve Kemal Nasi EfendPerin nerede oldukLarı malum olmadi • ğindan bunlar hakkındaki taki'bat şimdiiik kalmaktadır. Iddiansme suretinî alan maznunlar üç gün zarfında itirazlannı bildirmek mecburiyetinde oldukfanndan bu hususta dün hazırhğa bas • lamışlardır. ttiraznameler yann yedinci müstantikliğe tevdi edilecek ve Ankara müstantikliğine gönderîlecektfr. Bunlar tetkik ediidikten sonra Müddeiumumiliğin, maznunlann tevkiflerine dair olan talebi hakkında karar verilerek mesele mahkemeye intikal et . tirilecektir. Bu mesele için henüz kim. se tevkif ediınsif değildir. Meselenin yukarıda anîatıldığı gîbi daha geçirilecek safahatı vardır. Iııgiltere hükumetine İngilizlerden 50 tayyare almak istediğini bildirdi, fakat menfi cevap aldı Londra 27 (A.A.) M. Eden, Avam kamarasında, 15 temmuzda Alman Hava Nazınnın Berlin İngiliz hava atesesine müracaat ederek Almanyanın Ingiltereden 50 polis tayyaresi satın almak niyetinde oldugunu bildirdiğini teyit ettilrten sonra demiştir ki: « Berlin maslâhatgrüzanmız, dün Alman hükumerine, îngiltere nin Paris hava muahedesinin yasak ettiği hava malzemesi almak hususunda yardım edemiyeceğini bildirmiştir. IMDIIIIMMMiıııiMiı Ereğlideki kaza f Hükumet mes'ullerı 1 aramağa başladı Zonauldak 27 (Hususi muhabirimizden) Maden ocağı kazasi ttalyan sirketinin Alacaağzı maden ocağında Griza infilâkı yüzünden vuku bulmu*tur. Sabahleyin ocağa ilk sben ameleler kaz&ya kurban gitmislerdir. BİJC yaralı, on bir olü çıkanlm!?tu\ Tahlis ameliyesini hükumet maden mühendisi yapmıjtır. Kazanın sebebi, hükumet heyeti fenniyesi tarafından tetkik olunmaktadır. Fransanm işgal ettiği adalar Japonya Çin denizin deki adaların işçaline itiraz ettî Londra 26 (tstanbul) Tok • yodan bildirîldiğine göre Fransanm Çin denizinde Bomeo, Amam ve Filipin adalan arasmdaki küçük a dalar üzerînde serdettiği müddeiyat Japonya hükumeti tarafından itirazla karşılanmıştır. Japonlar bu adalarda ticarî mfi essesat vücude getirmiş bulunduk . lannı, halbuki Fransanm bu adalan sevkülceyş noktalan olarak kullan • mak istediğini ehemmiyetle kaydetmektedirler. CUMHURtYET: Birkaç gün evvel Paritten gelen bir telgraf Fransız harp gemilerinin mezkur adalan tşgal ettiklerini ve bu a~ dalann artık Fransız hâkîmiyeti alttnda bulanacağtmn resmen ilân olunduğunu bildirîyordu. istanbula gelen bir tayyare yolda bozuldu Atma 27 (Hususî) Selânikten telgrafla haber verildiğine göre ts . Unbula gitmekte olan bir ttalyan yolcn tayyaresi motörüne sakatlık âriz olarak yere inmiştir. tnsanca telefat ve maddî zarar yokhır. italyan tayyarelerinin dönüş seferi SamtJean de Terre Neırve 27 '(A.A.) Dün mahaJlî saatle öğleden biraz evvel Jeneral Balbonun 23 tayyaresi Shval Harboura mmiştir. 24 üncü tayyare inmiş olduğu yerde tamirat ile meşgul olmaktadır. tşini bitirir bitirmez filoya Htihak edeccktir. Victoria . Harbour 27 (A.A.) Dün Prince . Edouard adasmda yere inmeğe mecbur olan ttalyan dentz tayyaresi filoya iltihak etmek üzere bu sabah aaat 6/30 da «mahallî saat» uçup gitmiştir. Ticaret mümessilleri talimatnamesi değişti ArJcara 27 (Telefonla) Ticaret mumessillerfne aît talimatnamesmin 1 ind maddesi Heyeti Vekilece tadil edünrktBr. Tadilâta göre bundan sonra ticaret mümessillerinin taym, nakil ve tebdillen tktısat Vekâletine ak olup maaş, harcirah ve diğer her türlü ma . sarifah tktısat Vekâleti bütçesinden tesviye edilecektfa*. Mümessiller vazifeleri Roma 27 (A.A.) M. Musolini Ha. itibarfle bulunduklan Türk elçflikeri . riciye müsteşan M. Suviş hazır bulun . nin iktısadî, mali ve ticarî işlerde tabîî duğu halde M. Gömbös ile M. Kan • müşaviridirler, bu Hibarla memurini «îyasiyeden addolunacaklardur yayı kabul etmîştir. Bu uzun ve samimî mülâkat esnasmda tkî memleketi alâ • lcadar eden biitün meselelerde iki taraAnkara 27 (Telefonla) Maliye fm noktai nazarlan arasrada mütabe. Vekili Abdülhalik Beyin mezuniyeti kat bulunduğu yeniden müşahede edil. bitmıttir. Vetdl Bey iki üç güne kadar tnistir. işe b*«lıyacakhr. Roma 27 (A.A.) M. Musolmi ıie M Surif Macar orta eiçiliğine gitmiş. ler, Macar Başvekili M. Gömbös ile Ankara 27 (Telefonla) Maarif VekâJeti tek kitap hanrltklarmı bkir • Hariciye Nazm M. Kanyanm bu sabah miştir. Dördüncü ve 5 ind «mıflarm ynrt yapbklan ziyareti iade etmişlerdir bilgisi cumartesi günü ilân olunacak, sah günü saat üçte Ankarada ihale e dilecektir. Ânkara 27 (Telefonla) Beytül . 4 üncü ve 5 ind smıf tarihlerinin de Şebap kaymakamlığma Malkara kay • persembe gür.ö Ankarada ihalesi muhmakamı Adnan, Karaman kaymakamtemeldir. lığına Yenişehir kaymakamı Faik, Ak Mönakasa sartnamesi Devlet Mat . |ehir kaymakamlığma Bozöyük kay • baasma göndfrilmiştir. tnakamı Edip, Bozüyük kaymakamhğına Bürhaniye kaymakamı Emin, BürhanL ye kaymakamlığına DUzce kaymakamı Ismail Hakkı, Akhisar kaymakamlığına Vasington 27 (A.A.) Post VaEzine kaymakamı Cavh, Orhangazi kay şingtona geldi. Reisicumhur Ruzvelt makamlığma Sah, Divrik kaymakamhğı. kendisini kabul ederek dünya etrafmda yaphğı uçusun muvaffakfvet'e bit . na Çanakkale emniyet müdürü Ali Fu. mesinden dolayı kendisini tebrik etti. at, Izmir hukuk işleri müdürlüğüne Seyhan huhuk isleri müdürü Fuat, birinci I müfettişlik asayiş müdür muavinliğine Atina 27 (A.A.) Dün toplanan medis, 7 agustosa kadar tatil yapmaga Pertek kaymakamı Hulusi B.ler tayb eittifakla karar vermîstir. 'dilmislerdir. Romadakl italyan Macar mözakereleri Maliye Vekili Tek kitap hazırlıkları D ralya Hava İsleri Nazm Jeneral Balbonun kumandan altmda 24 t?wp. reden mürekkep filo, büyük Bahri muhiti şimalden aşarak Amerikaya vardı ve bu muvaffakiyeti, ttalyadaki fasisi rejimine maledenler oldu. Bu iddia belki de hiç yanlıs değildir: Mussolinin tesis ettiği disiplin, büyük bir tayyare filosunun şimdiye kadar esi görülmedik muvaffakiyetinde mühim bir âmil olmus olabilir; fakat Selâmi tzzet Bey, Matin gazetesinin bu muvaffaki • yet vesilesile fasist rejim hakkında yazdığı takdirkâr bir yazıdan ilham alarak Fransada hürriyetperverliğin iflâs etti. ğine hükmedecek kadar ileri gitti. Ben de yazdım ki, o memlekette, her türlü siyasî akide taraftarlan vardr, hatta son •osyalist kongresinde bir nevi na«yonal . sosyalizm cereyanı da muvaffakiyet kazanmıştır. Fakat bu, demek değildir ki biitün Fransa, hemen, bir günde fasist olup cıkıvermis, diktatörlük ilân etmiştir. Bugünkü Fransa, hâlâ li beraldir. Kehanete lüzum olmadığını ve her türlü tahminlertn ınsaıu aıuatabueceğini yazdım. Temps gazetesinin hürriyetperver bir yazısını da iktibas ettim. Selâmi Izzet Bey o gazetenin mürted olduğunu ve temsilî hiçbir kıymet ifa. de etmediğini ileri sürdü. Halbuki Temps gazetesi, meselâ bir Humaniteye göre «sağ» dedüderi nesriyat vasıtalanndan biri ise de, Fran sada krallık, hatU istibdat istiyen ma . ruf gazetelere nisbetle de ileri bir ga zetedir. Esasen bu «ileri geri» tabir . Ieri terakki fikriyatının son tekâmülüne göre çok münakasalı sözler okluğu gibi aiyasî sahade da rtibaruu kaybetmiştir. Meselâ komünistler* göre cnasyo . nal sosyalistler çok «sağ» ve «geri». dirler; fakat kendilerine sorarsanız en ileri inkılâp hamlesini temsil ettikleri kanaatindedirler. Temps gazetetj, Fran. •a efkan umumiyesinde «norama» yı# tabiiyi ve vasatiyi temsil eder. Ne sa • ğa, ne de olsa doğru müfrit değildir. "". ~ Maunrots fuurlu bir Riürtecile M. Leon Blum gibi soldan bir adamın ortasmda durur. Nitddm sosyalist kongresinde miUî kadro dahilinde sosyalist bir idare taraftarlannm, yani fasistlerin galebesi, en zâyade mür. tedlerin hoşuna gitti: Krallık taraftan olan Action Française bu işe pek sevin, di; fakat liberal temayülde olan fırkalarla birçok sosyalistler memnua olmadılar. Meselâ M. Herriot dedi ki: « ... Biz, bu diktatörlük züppe Bğile siddetli bir surette mücadeleye giriseceğiz. Bundan daha büyük teh • like olamaz: Dahilde siyasî hürriyet . lerimiz için; hariçte sulh için!» Esasen Fransada bu fırka mücadele. Ierinin yapüması imkânı, bugün orada esen hürriyet havasuim en büyük delilidir. Balbonun muvaffakiyetine gelince, arkasmdan çok geçmeden Ame • rikalı tayyareci Post ve İngiliz tayyarecisi Mollison ve kartsı da büyük hava zaferleri kazandüar. Halbuki ne Ame. rikada, ne de İngilterede faşizmden e. ser yoktur. Yalnız M. Roosvelt, Mil • letin müsaadesile ve yalnu iktısadî sahada, muvakkat bir diktatörlük ya pıyor. Selâmi Beyin benden bahsederken kullandığı fena ağza mukabele etmiyeceğim. Zira kendisi de bilir ki hiciv vadisinde pervası olanlardan değilim. Fa. kat benim yazilarnn, onun tatsts nük . telerhu davet edeceği için, unvımî zevki dolayısile indtmek olur. Dün bir karümden aldığun roektup, altmdaki imzalann krymetleri herkes çe malum olduğu için böyle hezeyan • lara niçin cevap vermek lürumunu duyduğumtı soruyordu. Bu lutufkâr okuyu. cnya kısaca izah edeyira: Muanzlanmm değeri ne olursa olson, ortaya atmak istedikleri fikirler memleketimize muh. telif kaynaklardan girmek fırsatmı bnluyor, mkılâbımız için hafif veya sid • detK bir tehdıt mahiyetmi alıyor. Meselâ şu millî bir plân dahilinde kollektfvist fikirlerin, bilhassa faşizmin Türk mkılâbını nasd tehdit ettiğini de yann yazmak niyetindeyim. Konferansın faydasj kime dokundu? I L Deliler, aptallar, hastalar kısır edilmeli mi? Birinci sahifeden mabat tin güzelliğini, îçtimaî huzurunu ihlâl eder. Cemiyet arasmda aptallann, sovsuzlann. «eciyesizlerin çoğalmasına sebep olur. Bu nevi seciye sizler bir cemiyet için en büyük bozguncudurlar. Bu mesele ferdin ve ayni zamanda cemiyetin selâmeti noktai nazarından en münim bir me«eledir. Ruh hastahklannda irsiyetin tesiri hakkında cihler yazılmıstır. Bu mevzn dahilinde yıllardanberi neşriyatta bulunuyoruz. Geçen se • ne memleketimizde bu meseleyi evlenme hıfzissıhhası noktaî nazarın. dan ortaya attığımız zaman bir takım tenkitlere maruz kalmıştik. Fakat ilmî hakikatlerin acı dahi olsa er geç meydana çikacağina Almanyadaki hareket en grüzel misaldir. Fakat bir ailede herhangi bîr ruh hastalığının bütün evlâtlan tehdit etmesi sart değildir. Yalnız kur'anın kime isabet edeceği bilinmediği içm korkulu rüya görmektense uyanık bulunmak üzere boylelermin zürriyet yetistirmelerine mâni olmak en iyi bir harekettir. Evlenmelerine demiyonıro; asıl mesele, evlendikten sonra çocuk yapmamak meselesidir. Kendi günahı olmadan dünyaya gelen bîr yavrunun istikbalinî teh • ükeye koymağa hiç khnsenin hakki yokhır. Bunun içindh* ki evvelce bu gîbl ruh hastalıklanm büsbüHm hadım etmeği düsünmüslerdi. Bilâhare bunun da insanî birsey olmadıği an • laşıldı. Çünkü hadrm edilince, ruht ve bedenî bir takım değisiklikler oluyor. Bu da, doğru birsey değildir. Halbuki yenî usul mucibmce tohum nakleden yollar kesilerek hem cinsî münasebata mâni olımmuyor, hem de zürriyet yetistîrilmiyor. Almanyada bu işi sabıkalılara yanl cürmü itiyat idinenlere bile tatbîk etmeği düsünüyorlar. Yalnız bu hususta henüz ittifak hasıl olamamif tir. Fakat erken bunama gibi has talıklarda bu usulün tatbikı çok lüzumludur. Size bir tarafta annesi, bir tarafta oğlu hasta yatan zavallılann milsahedesinden bahsedersem akliye • cilerin bu hususta titizlenmekte nekadar haklı olduklannı teslim edersiniz. Bilhassa akıl hıfzıssıhhası cemiyetleri bu iş için çok çalışmak tadırlar. tki sene sonra toplanacak olan beynelmilel akıl hıfzıssıhhası kongresinde bu mevzu üzerinde hararetli münakasalar cereyan edecektir. Bütün bu iflerde çok dikkatli bulunmak, simdikî halde sahayı genisletmek lâzımdır. Bilhassa bizitn gibi nüfusa ihtiyacı olan yerlerde bu usulü derhal tatbik etmek doğru değildir. Biz yalnız aileleri telkm e> sası üzerine irşat ile iktifa ediyoruz. Yanm akıllılarin adedi ise o kadar çoktur ki onlara pek ilismeğe gel mez. Ve bir de sonradan kazanılan hastalıklardan o kadar korkmayız. Doğmadan evvel veya hâmile iken mevcut ruh hastalıklan mühifndir.» ondra konferansı açıldıği gün, bu sütunda, konferansm Lon dra şehrine bir hayli para ka • zandırmaktan başka bir işe yaraımya « cağını yazmışhm; fakat bu, dediğim çıktı, diye böbürlenmeğe değer bir kehanet değildir. 66 milletin kolayca an. laşamıyacağmı anlamak içm, bu kon « feransı tophyan ukalâyi zamaneden daW ha fazla akıllı olmğa ihtiyaç yoktu. Konferans açddığı zaman, Londradd «dünyaya refah getirecek melekler» diye koltuklanan murahhaslarm kimisl konferansta fırsattan bilistifade kendf memleketini metetti, kimisi, Alman dostlanmız gibi, diğer memleketlere h&> cum etti, kimisi nüktedanlık yaptı, khniı nefis bir öğle yemeğinden sonra, şeker. leme kestirdi, kimisi de Hayd Parkta Londra dilberlerini seyretti, kimisi d«j tngiliz payitahtuun eğlence yerlermdci bol bol safa sürdü. Büyük Harpte ttalya, eski mütteffc Ieri aleyhine harbe girerken «mukad • des hodgâmlık» diye bir prensip ny • durmuştu. Şimdi, bütün milletler ve devletler ttalyanın bu prensibile harek^ ediyorlar, mukaddes hodgâmhk, hep * smm gönlünde bir aslan gibi yatıyor. Onun içindir, ki dörtlerm zorzorona ve yalancıktan anlastıklan bir zamanda altmış alhlarm anlasmasma imkân mi vardı? Hele iş îktısadiyata ve binnetic* haşmetlu para ve kazanç hazeratına da yanmca... Her neyse, konferans kapanıyor ve kapanmasindan ençok Londra sehri m| teessir olacaktır. Londra malî ve ikbaaıj konferansı, dünyanın malî ve flrtısadi işlerini düzeltmedi ama Londra otelci * Ierinin ve eğlence yerlermi idare eden « lerm malî ve iktısadî vaziyetlerini ma « hakkak surette düzehti. Konferans yö H zünden murahhas heyetlerm Londradi btraktıklan paralan bir nctısatçi arka * daşım, dün, şoyie hesap ediyordut Konferans 12 haziranda açddif 27 temmuzda kapanırsa 46 SW> öroril vefm etmiş demektB. Heyeti murahha « salarm insan mevcudu 2500 kişidt. Aı garî hesapla bir murahhas, Londra gibi bir şehirde günde, muhakkak 4 tngilia lira« harcar. 2500 kifkun 46 gonde Londraya bıraktıklan para da 460,000 tngilis hVası eder, buna zevk ve aara için, aldıklan İngiliz mamolâtı oteberi ve hediyelikler için de 100,000 tng9ht Iirası ilâve edersek murahhaslarm top* yekun Londrada bıraktıklan para 560 bin sterlin eder ki bizâm paramızla 4 milyon lira demektir. tşte konferansn en parlak netkesL Bu hesabm karşwmda hayretle içiml çekerek şu temennide bulundurot • Ah, ne olurdu, böyle haftalarcâ devam edecek muazzam bir konferana ta ıstanbulumuzda toplansaydı da, şa zavalh şehre biraz para ve seydi... Berim ömer Pctfanın fihri Doktor Besim ömer Pasa da bir muharririmize bilâhare bu iş hak kmdaki tetkikatını uzun uzadıya bildirmek vadile kısaca funlan «öylemistir: « Bu mesele birçok seneler evvel de müzakere ve münakasa edil. tniftir. O zaman böyle hasta olan ları hadım veya kısır etmenin birçok mahzurlan olduğu ileri sürülmüstü. Fransızlar böyle bir hareketin hür • riyeti sahsiyeye tecavüz olduğunu iddia etmektedirler. Bu kanunun kat'î olarak kabul edildiğini zan netmiyorum. Ben bu meselede he • nüz miHereddidim.» Mazhar Osman Bey efendi ne buyurmuşlar? Doktor Mazhar Osman Bey de müracaahmıza şu şekilde mukabele etmiştir: « Bu mesele uzermde başka bir gazeteye izahat verebilirhn. Fakat «Cumhuriyet gazetesîne veremem. Sizm muharrîrleriıuz Abidin Daver ve Peyami Safa Beyler bunu da yazarlar. ÇünkU onlar âlimi küldurler.» Bir komönistin muhakemesi 14 esrarkeş muhakeme ediliyor Dün ndnci ceza mahkemesmde ko . münistuk meselesmden maznun Macit Beyin muhakemesine haft olarak bas . land: ve tetkikat için kaldk Topanede esrar çekerken cürmü meşhut halmde yakalanan 14 sah nn muhakemesine dün de gümrükteki sekizinci ihtısas mahkemesinde devam edilmiştir. Esrarkeşlerden dördü mevkuf olarak muhakeme edilmektedh. Yeni kaymakamlar Mide, Karaciğer ve Bartaklan hasta olanlar aç karnına ve yemek arasmda 6 şoför mahkemeye verildi OtomobHlerm son zamanlarda çok suratli gitmelermden dolayı bir çok kazalar olduğunu nazari ttibara alan MüddeîumumiKk şehîr îçinde yanş yapmak meraklısı olan şoforler hakkında takibata başlamıstır. Ceza kanunund'a halkm emniyetine zarar verebilecek harekette bulunanlann yirmi gün hapis ve aynca para cezasile tecziyegine dair bir madde de olduğundan bu madde . ye tevfikan son bir hafta zarfında altı şoför yakalanmiş ve sulh ceza mahkemelerİTM sevkedilmistir. Karahisar Mâden Suyu içmelidirler. (5659) Tayyareci Post Reisicumhur huzurunda Beyannamelerde tahrifat yapanlar Beyannamelerde tahrifat yapmak ve beyannameleri iyi tetkik etmi yerek floş kacakçıiığına sebebiyet vermekle suçlu üç gümrük memurile îki kumusyoncunun muhakemesine dün oğleden sonra sekizinci ihtısas mahkemesmde başlanmıştır. Dün isticvaplar yapılmıs, muhakemenin devamı başka bir güne bırakılmıstır. Ve koridorun Sdnci kapm onünde durarak kulak verdi. Pembe Hanım bahçe kapısmı biraz güçlükle açmıştı. Müthiş bir rüzgâr hücumu karşısmda kal . dığı için olacak: «A... Bu ne?» diye haykırdı. Sonra bir uğultu. İnsan seslerfle kanşık fırtma gürültüleri. Pembe Hanımm sesi gene duyuluyordu: Yok, yok, beyefendi evde değil... Ben de onu bekliyorum, belki son vapurla geltr. Nafiz Beyin tahmin ettiği gibi, gelen o idi. Fırtınanm bazı kelimelerini uçur duğn boğuk, çatlak ve kesik bîr sesle bağınyor: Yalan!.. bende... kalmadı. ya . lan!.. Hangi son... biliyor... onu fare... cldüreceğim, öldüreceğimI Her... kovuyor. Fare gibi... öldüreceğim. Oğ . luyum ben... Ve müthis bir çığlıkla tekrar ediyor: «Oğluyum!» Nafiz Bey avcunu yüreğinin ostüne basbrdı ve içinden yalvardı: «Aüahımi Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur j Türkiye şeraiti İ 'Ç' n Harîç için Yunan meclisi tatil edildi Senelik «400 Kr. 170Ö Altı ayhk 750 1450 Üç aylık 400 800 Bir ayhk 150 yoktn? Sen bana sabn* ver!» Gene gürültülerin içinde kaybolan ince'i kalınlı insan sesleri. Uğuhular, Pembe Hanım bağınyor: Olmaz... o yokken... öldürüf bepi... Ötekinin rüzgârla mücadele eden çı& lıklan yaklaşıp uzaklaşıyor ve kelhne » Ieri büsbütün dağılıyor: ...Atmam... değilim ya... ben a» damı... yalan... ah... geçmesm... rab. bene hakkı için... tuh! tuh!... Söyle git ona... yoksa... oğluyum be!... kıza • cak... seni de boğanm!... kaçıl!... Pembe Hanım, Nafiz Beye hayret v» ren bir cesaretle: Şimdi bağırmm, diyor, bütün kon» şular gelir! Sonra, bahçe kapısınm yanuidaki mer diven altında duran su tenekelermm üstüne bir insan yuvarlannuş gibi anî biı gürültü ve bir haykınş. (Mabadi var) PEYAMt SAFA Tefrikaz SERVER BED1 Sabahsız Geceler Birinci kısım ı Nafiı Bey, ftrtana gecelerinde, bu ahsap, viran, büyük evm çıkardığı gü • rültülere alısmısh: Yukan kattaki boş ve daima kiracısn kalan bölüklerde, çoğunun topuzlan kınlmış kapılarm bir sflâh patlayışmı andıran kanat çarpma. ları. Binaya sonradan ilâve edilen der. meçatma mutfak tarafının damında kiremit uçusları ve yere düşerek parga . lananlann çıkardıklan gevrek, fakat vahşi sesler. Macunlan kopuk pencerelerin zanjprhlan. Hele bunlar, birer oparlör gibi, dışannm seslerini de büyü tüp kendi gürültülerine katarak içeri . ye dolduruyorlar, küçüklü büyüklü bir canavar sürâsünün haykınşlarmı andı • nr vaveylâlar kopanyorlardu Nafiz Bey sobaya bira odun attı ve sa. lıncakh iskemlesine uzanarak, talebesi • nin edebiyat vazifelerini birer birer o kumağa başladı Onun âdeti bu vazifeleri baştan aşağı bir kere gözden ge . çîrmek ve ikinci okuyuşta tashih etmekti. Fakat, henüz ya üçüncüsünü, ya dör. düncüsünü okumağa baslamıştı ki, kulağı, fırtınanm çıkardığı sesler arasında bir tanesine takıldı, bu, herhalde, yeni başhyan bir gürültü idi ve şimdiye kadar duymağa ahşhği seslere benzemi • yordu: Kuru, tok, sağır, çok sık teker. Golge Çiçeği Alttnet tahifemizdedlt Nafiz Bey, ba fatma gürültüleri a . rür eden, »abit bir gürültü ki adeta bîr rasmda, sağnr hizmetçisme lâkadı işit tahtanm vumuşak birsey, meselâ bir insan eli tarafından dövülmesmi, yumruk. tirmenm güçlüğünü anlıyarak ta yanma kadar sokuldu ve bağırdı: lanmasmı andmyor. Kapı vuruluyor, Pembe Hanım. Yerinden kalktı, odadan cıktı, ka • Fj^ına cıngtrağı koparmış galiba. ranlık, büyük sofanm ortasmda dura Sağır kadm, hayretle: rak iyice kulak verdi: Evet, kapı vuru Fırtına mı var? diye sordu. luyor.. Demek fırtına çmgırağm telini Evet. Git kapıyı aç. koparmış. Biraz düşündükten sonra, ağzını Pem. Nafiz Bey yörüdü ve bnyük sofadan be Hanımm kulağına iyice yanaştırarak: dar bir koridor» çıktı. Tam karşısma Bizim Salihse eğer... Evde olmagelen kapıdan girerek sokak kapısmm dığımı söyle, anladın mı? bulunduğu tarafa gideceği yerde sola Kadm, bu mevzuda yalnız bunu desaph, gayet uzım olan bu koridoran ni. ğil, daha pek çok şeyler anladığmı belhayetinde, y c d e dursn bir idare lâm li eden bir bakışla cevap verdi ve oda. basını aldı, geri döndü ve koridorun dan çıktı. aksi istikametine kadar giderek üç ba. samak bir merdiven çıktı, basık, tek kaNafiz Bey, ağır ağır onun peşinden natlı bir kapt açtı. giderken, bütün fırtına seslerinin bir • Hizmetçisi pembe Hanım yatağına denbire yüreğine tesir yapmağa baş . urenmıştı. Kulağı ağır ifittiği için Nafiz ladıklarmı hissetmiştî. «Bu havada, alBeyin ayak sesini duymamış, onu bir • lahım! Bu havada da geliyor! Şimdi nadenbire karsısında görünce yerinden sıç sıl geri dönecek? Allahım, sen bana saıanustı. bir ver!» diye düşundo.

Bu sayıdan diğer sayfalar: