31 Mart 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

31 Mart 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünkü futbol maçları Fenerbahçe, fena bir oyun aynıyan İstanbulsporu 30yendi;BeykozSüleymaniye 22 berabere kaldıfcr (Birinci sahifeden mabatj fcara ve tzmirden getirildiği söyle( nen yeni oyunculardan mürekkepti. >Ewelki »ene Türkiye futbol şam "piyonluğunu kazanmış ve müteaddit şütcü oyuncularile şöhret bul mu* olan İstanbulspor takımının bu şekildeki Fenerbahçe takımını yenmeme»! icin ciddî bir sebep yoktu. Bilhassa iki hafta evvel Beykoz kalesine 7 tane gol atan meşhur rnuhacrmler bu maçta da oynuyorlardı. Fakat İstanbulsporda heye can, ates ve idman yoktu, gayet bati oynuyorlar, topu uzun uzun ayak lamnda tutuyorlar, kale önüne in idikleri halde bile bir türlü dürüst l»ir vuruş yaparak topu ekseriya boş kaleye atamıyorlardı. Hele muavin Cıattı hiç islemiyordu. Muhacimler • •e muavinler arasinda çok defa on beş yirmi metroluk bir boşluk bulunuyor, muiıaciınlerin ayağindan kurtulan top, tstanbulspor müda faasına kadar iniyocdu. Bu maruf oyuncular, biitün oyun rmtidadınca idört beş defa mühim fırsatlarla karşılaştılar ki, bnnlar muhakkak gol olabilirdi. Fakat beceriksizlik, gevşeklik ve bataet yüzünden istifade edemedilee. tstanbulsporun bu hali karştsmda Fererbahçeli genç oyuncular mağlup olmamak endişesile oyuna başlamış • lardı. Seri, ateşti ve canlı bir oyun gösteriyorlar, takımm maddî noksanlıfını, anevî kuvvetlerile takviyeye uğraşu jyorltrdı. 7 nci dakikada iBc golü yap • Etıktan ve tstanbulspor müdafaasmm rhczini ve muhacimlerhrm beceriksizli • gmi ve muavmlermin de birer gölge • den ibaret olduğunu anladıktan sonra artık yen'lmemek için değil, galip ge'tnek içm oynamağa başladılar ve cidden de muvaffak oldular. Bu maçtn neticesi Fenerbahçe için bir iftihar ve. silesi, tstanbulspor içm de bir ibret dersi olacak kadar manalıdır. 'Cumharivet 31 Mart 1934 Casus kim? Annesile beraber İstanbulda oturan Kâmran. Anadoluda bulunan ve altı aydır hayat ve mematından haber alamadığı nişanlısı Murattan aldığı mektubu henüz okumuştu ki sokak kapısmm çalındığını duyarak koştu ve ölen teyzesinln kocası doktor Numan Beyl görerek buyurunuz, dedi. İçeri g.ren ve aarayda büyük bir mevkli olan Numan, Murattan haber alıp almadıklannı ve bir iş için Anadoluya g.tmek istediğini, Muradın adresini verdikleri takdirde ona da uğrıyacağım soyliyerek Kâmrana mektup hazırla masını tenbih etti. MÜSAB AKAJn Numara: 7 lerini, içeride bir misafiri bulunduğunu soyliyerek Adilin yanma avdet etti. Adil dosyalar üzerinde tasnifler yapıyor, Numan lâkaydane odada dolaşıyordu. Birdenbire Adilin karşısına oturarak hâdi sede amil olan Adilden içtima mahalüni ne suretle keşfederek Ingilızlere haber verdiğini sordu? Adil, bir gün bir Türk kadmına ta arruz eden bir zenc yi öldürerek kala balık içinde kaybolan bir zabiti Bey oglunda bir pastacı dükkânmda diğer bir şahısla konuşurken teşhis ettiğini ve bu zabitin gitmesi üzerine pastanede kalan şahsı takip ederek tevkif ettirdiğini ve yapılan işkence karşısmda bu sahsm itl rafîtta bulunduğunu ve meseleye bu suretle agâh olduğunu, hemen İngilizlere malumat verd ğini ve hâdise esnasmda orada bulunmak üzere kendis'.ni almağa geldifini anlattı. Baygınlığı geçen Murat bu hikâ: dnlemişti. Birdenbire" Alçak casuslar, hainler, dive bagırarak yerinden kalkf^aB. ıstedi. Muradm b'tisik odadan sesini işiten Kâmran: Anne Murat burada, ses'ni duydum. Muratçığm feryadile içerl koştu. Ve bu esnada silâhlarını çekerek Murada tevcih eden Adılle Numanı görftnce bir an şaşırdı. Sonra yatan Muradı gö rerek ona dcğru koştu. Kolları arasına aldı. Muradın Kâmrana hitaben: Korkma casuslar bizi öldürür, fakat imanımızı öldüremezler... Sozlerini müteakıp Numan vücudünü sarsan bir teheyyüçle: Casus kim?.. Ben mi?. diye bağırdı. Akabinde silâhmı Adile çevirerek sıktı. Çıkan kurşun Adili yere yuvarladı. Mütehayyir ve şaşkın nazarlarla kendisine bakanlara: İşte casus, evet... Ben de bir casu sum, fakat alçak degil. Saray ve İngiliz amaline hizmet eden hain bir casus nikabı altında, kefenl üstünde ulvî bir casus... MiLstafia Kemalin casusu diye bağırdı. Ve bu anda göğsünü açarak tenlne sarılmış Türk bayrağını gosterdl. Şarkı soyliyerek İzmire daha evvel gir mek istiyen süvari kıt'alarırun birinde kumandan olan binbaşı Murat, tot'asile birlikte doludizgin beygirini koşturuyor; arkasından Uerliyen sıhhiye teşkllâtmd; doktor Numanla hastabakıcı Kâmran geliyordu. SENAR VO Insulü iade edecek miyiz Amerika sefiri, Bankerin teslimini istedî, son kararı bugün Adliyemiz verecek (Birinci »ahifeden mabat) Iaşılacaktır. Ceza kanunumuzun 9 uncu maddesinin bu meseleye temas eden i kinci ve üçüncü fıkralam şudur: «Siyasî ve ona mürtebit ciirüm lerden dolayı bir ecnebinin ecnebi devletlere iadesi talebi devletçe kabul edilemez. Ecnebi devletçe vuku bulai ia de talebi üzerine istenilen kimse • nin Türkiyede bulunduğu mahal mahkemei asliyesince tabiiyeti ve r cü münün mahiyeti hakkında bir karar verilmesi lâztmdır.» *** bulunan Miotise 25 metreden ziyad< yaklaşmalan menolunmuftur. Gemi kaptanına, yapılacak tebligata intizaren hareket etmemesi tebliğ edilmistir. Aldığımız malumata göre, tstanbul Müddeiumumiliği bugün meseleye vazıyet edecek ve tnsulün vaziyeti hakkında karar it tihazı içia kendisi mahkemeye ve rilecektir. tnsul, dün geeeyi de Mioti» şile • bindeki kamarastnda endişe içinde geçlrmis ve gemi kaptanmdan mütemadiyen yeni malumat istemiştir. İnsul, son bir iimitle gemiyi daima harekete hazır bir halde bulun durmasını kaptana bildütniştir. Beyoğlunun bazı büyük otelleri de, Amerikalı milyoner müfilsin serbest bırakılması ihtimalini gözonün de tutarak. kendîsi için simdidert mükellef daireler hazırlamıslardn. tnsulün muhtelif bankalarda 80 milyon dolar kadar parasi olduğu söylenmekle beraber servetinin ha kikî miktarı malum değildir. muhacimlerine gönderiyordu. tstanbulspor muavin hathnın ismen mevcut, fakat hakikatte gayrimevcut olması Fener muhacimlerinin işini çok kolaylaştuiyordu. Dakikalar ilerledikçe tstanbul . spor daha acmacak hale düsüyor, her Fener akınını durdurmak içîn büviik fedakârlıklara katlanıyordu. Bu arada takımda bir hayli tadi lât yapıldi; oyuncular yerlerini değistrrdiler, muhacimlerden biri müdafaaya ?eçti, muavinler yerlerini değiştirdiler ve son bir gayretle Fener kalesine saldvdılar. Bu son gayret sekiz on dakika kadar müessir oldu, Fener müdafaası müşkül vaziyetlere dü^tü, fakat gene sayılık bir netice vermeden sönüp gitti. tşte bundan sona Fenerliler için her türlü korku ihtimalleri bertaraf olmuştu. Istanbulspor oyunculan son nefes lerini sarfetmiflerdi. Nitekim 30 uncu dakikada Fener muhacimlermden biri tekbasına topu sürerek muavinleri ve müdafileri atlata atlata kaleye kadar sokulmus ve ikinci golü yapmıshr. 40 ıncı dakrkada da gene Istanbulspor müdafaasının aczi üçüncü golün yapılmasını teshil etti ve tstanbubpor 3 * 0 mağlup vaziyette sahad?n çıktu tstanbulspor. lik maçlarının ilk dev. resinde Fenerin asıl birinci tafcımaıa karşt parlak bir oyun oynarms ve belki de haklı olarak ofsayt olduğu iddia edilen bir tek golle mağlup obnuştu. Bu maçlarm ikinci devresinde genç ve tecrübesiz oyunculardan mürekkep bir Fener takımma yeni'mesi, kendileri için dü'imülecek ve ibret almacak bir neticedir. tstanbulspor müctnfilerinden birinin kafa vuruştt İnönu: Harbin ertesı günü, karargâhtaki ça dırmda suvari kıt'ası kumandanı bın başı Murat: Istanbuldan kendisınl ziyarete gelen doktor Numanı karşıladı ve ona misafir kaldığı muddetçe sahnei harbi gösterdi ve kurtuluş hakkındakı imanını söyledi. (Burada kısmen harp gos terilecektir.) Miaafirinin avdetinden iki gun sonra Buyıik Erkâni Harbiyeden aldığı mah rem bir emirle binbaşı reisliğine tayin edildigi Istanbul (M. M.) grupundaki vazifesı hakkında talimat almak uzere Ankaraya hareket ediyordu. Karadenizden gelip nhtıma yanaşan vapur yolcuları arasında karaya çıki3n dcktor Numan Bey bindiği otomobile (Kroker) emrini veriyor ve bundan birkaç gün sonra da Ahırkapı sahıllerine yanaşan bir yelkenliden tebdili kıyafet ede rek karaya çıkan Murat yelkenlideki arkadaşlarına veda ediyordu. Tıldız sarayında Padişah Vahidettin, rahip Froyu kabul ederek ondan (M.M.) grupunun içtima ettikleri mahallin keşfedildigini ve bu geceki mukarrer içti malarında İngilizler vasıtasile tevk.f edileceklerini öğrendi!.. Rahipten sonra, huzuruna kabul ettiği doktor Numana Padişah büyük bir hid detle kendi teşkilâtmın relsi olduğu halde İstanbuldaki asilerln tahassun gâhııu keşfedemediğinden dolayı çıkıştı ve Numanın derin bir âclz içinde (ça lışüdığı ve hayatlannın bu yola vakfedildiği) tarzındaki ifadesine karşı da budala, sen hâlâ çalış, emi? Bu akşam İngilizler hepslni tevkif ediyor... diye bagırdı. Topkapı tarafmda yan sokaklardan birinde mahzenimsi bir mahal, petrol lâmbasile tenvir edilen burada binbaşı Muradın reisliği altında içtima eden (M. M.) grupu azaları müaakerede bulunurken Ingilizler tarafından basıldı. Murat oturdugu iskemleyi lâmbaya atarak husule gelen karanlık ve şaşknılıktan bilistifade patlıyan silâhlar arasında gizli bir methalden koltuğundaki dosyalarla caddeye çıktı. Şakağındaki yaranın verdigi lstırap ve müşkülâtla biraz yürüdükten sonra gördüğü bir otomobile dogru ilerlemek istedi. Yarasuıın acısına dayanamıyarak düşüp bayıldı. Otomobilden koşarak çıkan Numanla refiki Adil yaralıyı otomobile koyarak son süratle hareket ettiler. (M. M.) grupu mensuplarından Ali Bey vasıtasile Muradın Istanbulda bulundu gundan ve hâdiseden haberdar olan Kâmran annesile birlikte Numanın yanına iltica etmek üzere evden çıktık lan esnada evlerinin İngilizler taraiından basıldığını ve sonra da yakıldıgını uzaktan görüüler. insul nereve a deceâ ni bilmivor Amerikalı müflis benker Samoel tnstilün evvelki sabah Yunan bandffah Miotis vapurile limanlmıza geldiğmi yazmıştık. Amerka hükumeti tarafmdan şid . detli surette takip edilmekte olan bu zengin hileli müflis, yakalanmamak için limanımızdan transit olarak geç mek, Batum yolile trana ve oradan da mümkün olursa Efganistana kadar gitmek niyetindeydi. Banker tnsiıl daha evvel Bükreşe gitmeği kararlaştırmışsa da Romanya ile Amerika arasında suçluları iade mukavelesi mevcu* olduğu için bundan vazgeçmeğe mecbur olmuştur. Herhalde bu ihtiyar Yahudi banker, Iimanımıza geldiği zam~n kat'î karannı vermiş değildi. Büyük bir yeis ve tereddüt içinde bulunuyor, nereye g'dileceğini soran gemi kaptanına tkrek elile sadece Karadeniz istikametini göstsri • yordu. Amerira hüf umetinm müracaati Aldığımız malumata göre, Ame • •rika hükumeti, tnsul daha Yunanistanda iken memleketimize kaçmak ihtimalini nazan itibara alarak bu raya geldiği zaman tevkif ve iade edilmesi veya hiç olmazsa Türkiyedı ikametine müsaade edilmemesi için hükumetimize müracaatte bulun • muştu. Hükumetkniz buna karşı dolan • dıncılıkla maznun olan Amerikalı bartkerin memleketimizde ikametinı müsaade etmiyeceği cevabım ver • mişti. Lozanda Amrika ile hükumeti • miz arasında aktediltnis olan iadei mücrimin mukavelesi geçenlerde A merika meclisi tarafından tasdik edilmişti. Makavelenin, Büyük MilIet Meclisinm bugünkü îç'f~naında tasdik edilerek meriyete girmesi ve ilk olarak tnsul hakkında tatbik edilmesi ihtimali çok kuvvetlidör. Romanya hükumetinin tusule Bükreşte ikameti için müsaade ve • rerek pasaporturru vize ettiği ha • beri tekzip edilmektedir. Romanya hükumeti sadece transit olarak Koı tenceden geçmek üzere bankerin pasaportuna vize muamelesi yap mıştır. Vali Muhittin Bey, dün kaçak Amerikalı banker hakkında yapıla cak muameleye dair henüz rnalu matı olmadığmı söylemistir. tnsu lün adl'yeye teslimi için Ankaradan teoligat yapılması beklenmektedir ve bu tebligat bu sabaha kadar verilmîs olacaktır. Kajitan da nereiie g:deceflini bilmıyor ilk gol Fenerliler, rüzgân lehierine ?larak güzel bir hücumla oyuna başlamı.«lar dır. Arka arkaya üç defa tekerrür e • den bu hlicumlar müsbet bir netice vermetnekle beraber Ist?nbulspor müdafaasmı sarsmıştır. Bunu istanbjJ sporun H hücumu takip etmiş, bun d lardan biri kalecinm müdahalesile, diğeri de ofsaytle akamete uğramıstır. Pu flk anlardan sonra top bir müddet a yaktan ayağa dolaşnus, 7 nci dakika da Fenerbahçe sağaçığınm ortaladığı top, Şabamn kuvvetli b»r şütile İstanbulspor kalesine girmiştir. Fenerliler, bu goklen sonra daha canlı ve diizgün oynamağa başladık lan halde tstanbulsporlular daha fena oynamışlardır. Top ekseriyetle Fener lüerra ayağmda ve Fenerlüerin sevk ve idaresine tâbi olarak tstanbulspor nısıf sahasmda dönup dolaşnuşhr. Bir ara hk tstanbulspor muhacimleri ciddî birkaç akm yaprmşlardır, fakat yukanda itaret ettiğimiz bati hareket ve bece riksizliklerinden dolayı hiçbirşey yapamamışlardır. Müsabakanm ilk devresi ba suretle bitmiştir. r ÇUtiHURIYE Rey pusulası: 7 Reyimi «Casus kim?» baş lıklı hulâsaya veriyorum. Adres: * Şenaj5?o. Müsabakası B fakımları maçında Fenerbahçe mağlup Fenerbahçe tstanbulspor B takunlan arasmda yapılan müsabakada U • tanbulspor takımı 2 0 galip gelmiştâr. J Basftetüol maç'arı Dun Galatasaray lokalinde basket bol maçlan yapılmıs, Galasaray . tstanbulspor takımlan karşılasnuşlardır. Galatasaray takımı 37 22 galip gel mistir. Nitekim tnsblden talimat alan Yu nanlı kaptan gemiye giden zabıta memurlanmıza sadece Karadenize gide • ceklerinden bahsetmiş ve sorulan diğer suallerine şöyle cevap vermiştir: « Henüz hangi limana gideceği mizi bilmiyoruz. Makarna, patates, yeşil salata ve tavuktan başka birşeye ihtiyactmız yok! Bunlan ahnca hareket edeceğiz!..» Limana gelişi, etrahnda büyük bir tecessus uyandıran Amerikalı bankeri görmek için gemiye giden Türk ve ecnebi birçok gazetecilerm gemiye gir melerine, diin de, müsaade edihnenVştir. Atinada bulunan Amerikalı gazete muhabirleri de, tnsulü taîcfp için dün şehrimize gelmiflerdir. Bîr Amerikan gemisin;n, Miotisi takip ettiği şayiası tahakkuk etmemiştir. Zabıtanuz, Amerikalı bankerin li mana muvasalahnı vaktinde haber alarak derhal herhangi bir yere çıkmama sı için tertibat ittihaz e*aniş ve yapıla . cak muameîeyi Ankaradan sormrştur. 364 bin doiar ihtilâs elmis Şikago 30 (A.A.) Cinayet mahkemesi son zamanlarda Kanadad?n çıkanlmış olan M. tnsulü «tnsülle Utüies Compaies» den 364 bin dolar iht: • lâs etmiş ohnakla itham altına almts • tır. Jransit müddeli b.tince... Limaıumıza transit olarak ge len gemiler 24 saat kayitsiz ve ser best kalabilir ve sonra herhangi bir sebeple gitmediği takdirde muayeneye tâbi tutulur. Miotis silebinin serbest transit müddeti dün sabah bittiğinden gemi kaptanı, muayene yapılması için limana müracaat etmirtir. Bunun üzerine Sahil Sıhhiye mü dürlüğü memurları tarafından geminin sıhhî muayenesi yapılmıs, Emniyet müdürlüğü beşinci sube memurlan da kontrol muamelesini ifa etmişlerdîr. Vapurun serbest pratika ile limanda kalmasına sıhhî bir mahzur görülmemiştir. Bunu müteakip geminin etrafındaki muhafaza tectibatı daha ziyade takviye edilmiş v e Türk ve ecnebi me raklılan hâmil olan motör ve ka ydtlann Salacak açıklarında demirli Gefcli, o geldi... Büyük lahım! Al Beykoz Süleymanue maçı Taksim stadyomunda da Beykoz Süleymaniye takımlan karşılasmışlar • dır. Bu maç çok hararetli olmuş, Sü leymaniyeliler birinci devrede 3d gol atarak galibiyet ümitlerini kuvvetlendirmişlerdir. Fakat Beykozlular ikin ci devrede vaziyeti telâfi etmişler ve maç 2 . 2 beraberlikle bitmistir. B takımlan maçında da Süleymaniye takımı 2 1 galip gelmiştir. Müflis Banker Bulgaristana da iı.tniek istemis öteki fioller tstanbulspor ikinci devrede riizgâ n lehioe abmştır. Buna rağmen ilk devredeki kadar bile muvaffak ola maıııuttır. Oyunculann heroen hepsinde nefes namına birşey kalmadığı gi bi bir srfırlık vaziyeti idare edecek mecal de kalmamutı. Arasua taman alevi gibi parlı yan tstanbulspor hücumlaruu, Fener müdafaası gayet kolayhkla tevkif ediyor ve topu doğruca kendi Seyyidderesınde bir haza ikinci küme maçları Fenerbahçe stadyomunda Eyüp • Hilil takımlan karşılasmışlardır. E yiip takımı 5 2 galip gelmiftir. Taksim stadyomunda da Topkapı • Attmordu takımlart karsılaşmışlar, Topkapı 5 . 0 galip gelmiftir. Eskisehir civarında Seyyit deresinde bir köylü boğulmustur. Fa cia şöyle olmuştur: Numan, Muradı evlne hakletmiş ve Arabacı Abdürrahim ile ackada* yaralarını sarmıştı Adil ile beraber fi Halil ot yüklü arabalarile ören(M. M.) grupuna ait dosyaları tetkik eköy yakinindeki Kamber çiftliğinderken derin bir düşünceye dalmıgtı. den dönmekte iken Seyyit deresinBu esnada çalınan sokak kapısma gitti. den geçmek istemişIerdR*. Sular coşAğhyarak (mahvolduk, Allah askma kun oldugundan, atlar ürkmüs, a • Muradı kurtar) diyen Kâmranla anne slni gördü. rabalar sele kapıhp devrilmiştir. Halil güçlükle kurtulabilmişse de, Onlara elile susmalannı işaret ederei Abdürraiıimle hayvanım su alıp kendilerini diğer bir odaya aldı. Herşeyin görürmüştür. düzeleceğinl ve kendilerinin sükut etme , raşıyordu. Allah vere de bizi yakalama sa... Ondan nekadar korktuğumu bileseniz. Fakat hayır, bulamıya > caktır. Yarım saat epey bir müd . dettir. O gîttigideli ne yapacağımı düsünüyorum. Nihayet evvelâ sizi kurtarmak lâzım geldiğini anladım. Vadinizi tutacaksmız ya... Müsterih olun, tutacağım. Zaten buna eminim. O sîzin için sözünd'e duran bir adam di yordu. Ayaklanmdaki demirlerden kurtul muştum. Sıra ellerime gelmiştL Ellerimi ona uzatırken: Bu adam bizim ne yaptığımızı göremez mi? dedim. Hayır! Ondan yalnız Iâbora tuvannda bulunduğu zaman korkmak lâzımdır. Yalnız lâboratuvarmda o müthiş iktidara sahip olur. Hariçte, başka yerde tıpkı sizin gibi, benim gibi bir insandır. Yalnız son derecede kuvvetli bir adam... Ben omın gibi kuvvetli bir erkek gör • medim. Siz kimsiniz? Bu merak edilecek bir<ey de. ğil... Fazla konuşmıyalım. Bizim şimdi ehemmiyet vereceğimiz şey buradan biran evvel kurtulmaktır. Elimdeki kelepçeleri açmak için uğraşıyor, fakat bir türlü muvaffak ola mi yordu. Sinirlenerek söylendi: Of, ne açılmaz şeymiş. Allah vere de açılmadan evvel gelmese... Bizi görürse felâkettir. Merhamet nedir bilmez. Heyecandan, sabırsızlıktan bitiyor, fakat renk vermerneğe çalışı yordum. Birara daha çabuk olmasım rica ettim. Uğraşıyorum, sabrediniz, açılacak... Sözünü tekmilliyemed'i. Damar • larımdaki kan birdenbire dondu, zannettim. tkimiz de kapanan bir kapmın gücültüsünü işitmistik. Kadın büyük bir korku içinde kekelediı Sofya 30 (A.A.) Bulgar gazetelerLne göre tnsül Sofyada oturan bir dostuna bir telsiz göndererek Bulgaristanda yaşaması için Bulgar hükumeti nezdinde tesebbüste bulunmasuu rica etm'ştir. Sahil muhafızlan, K?radeniz sahil • lerini tarassut altında bulundurmaktadır. Bu muhafızlara tnsül karaya çık • hğı takdirde kendisini tevkif ederek Sofyaya gönderme'eri için talimat ve • rilmiştir. Sofyadaki Amerikan sefareti, tnsül Bulg^r sarr'llerine yanaşhğı takdirde iadesi için daha şimdiden Bulgar Ha riciye Nezareti nezdinde teşebbüsler • de bulunmuştur. gelecek zamanı buldu. O kadar korktum ki kalbim çatlıyacak zannettim. Her ne ise geçti. Çabuk el lerinizi uzatmız! Ellerimi uzattım. Tekrar çalış • maya başladı. O, sizin beni kurtarmaya teşebbüs ettiğinizi anlarsa ne yapar? Beni öldürür. Eğer eline dü . şersem muhakkak öldürür. Fakat bunu yapamıyacaktır. Ben kaça • cağım. Sizin nerede bulunduğunuzu anlıyamaz mı sanıyorsunuz ? Hayır. Fakat o görünmediğinden sizi nerede olsaniz bulur. Kendisini görünmer hale sokmak için mutlak evind"e bulunmahdır. Ben ona öyle bir iş yaptım ki evinden dışarı çtkaımyacaktır. tkimiz de bir müddet sustuk. Meçhul halâskânm nihayet sevinçle bağıcdı: (Mabadi var) H AYAL ET Macera roraanı: 35 Nakleden: Ömer Fehmi Bana söz söyliyen bir kadındı. zünce gözlerinizin bağını çıkart O kadar hızlı konuşmayınız! mıyacağınızı bana vadediniz. Sizi Sesimi mümkün olduğu kadar yaburadan çıkartıp serbest bıraktı . vaşlatarak sordum: ğım dakikadan beş dakika sonra Siz kinuiniz? Benden ne istisına kadar bağı kımıldatmıyacak yorsunuz? »ınız, anlıyor musunuz? Bunu bana Sizi kurtarmak istiyorum. Favadetmelisiniz. Bulunduğunuz yerî kat çabuk olalım. O yarun saate görmeniz doğru değil. Eğer o bunu kalmaz gelir zannederim. anlarsa daha fazla kudurur. Çabuk olalım, hay hay çabuk Anladım, vadediyorum. ölalım. Allah sizden razı olsun. Kelepçelerin anahtan bende Bunlan sonra konuşuruz. E • d*ir. Çıkarken beraber götürmemiş. ğer yakalanırsak ikîmizi birden ölBittabi benim buraya geleceğimi düdürür. Fakat evvelft bana vadedi • »ünememiş olacak. niz bakayım... Hem konuşuyor, hem dî elindeki Neyi vadedeyim? anahtan ayaklarıını baçîıvan zin EHerinizi ve ayaklannızı çS • cirlerin paslı kilidine sokmağa uğ • Ne yapmalı, şimdi ne yapacağız? Ayak sesleri yakla&ıyordu. 9 Acaba gelen kimdi? Cellâdım mi? Ayak sesleri birdenbire kesîldi» Biraz ferahlar gibi olduk. Meçhul kadın: Telâş etmiyelim, dedi. Gele • nin o olmadığmı zannediyorum. Gi. dip anlıyayım. Ayak seslerinden uzaklaştığım anladım. Acaba avdet edecek miydi? Yalnız mı gelecekti? Kurtulmaya muvaffak olacak mıydım? Eğer gelmeden evvel ellerimi kurtanr • sam ölünciye kadar mücadele etmeğe karar verdim. Kulağıma bir kilit sesi geldi. Bu sesi hafif ayak sesleri takip etti. Artik kurtulmuştum. Kadın yanımda durdu: Gelen kasapmif! dedi. Tam

Bu sayıdan diğer sayfalar: