1 Eylül 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

1 Eylül 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet. 1 Eylul 1934 Beklediği Aşk Edebi roman Yazan: 49 El öpsene Neye öyle duru • yotsun? Semiramis yavaşça başını kaldırdı, Biraz evvel bakmaya tenezzül etmediği genç kadına baktı. Bu yüzde öyle bir mana vardı ki, imkânsız bildiği saadeti gördüğünü zannettL Kadının ta yantnda dfuran kocasına döndü, onun yüzünde de, ayni memnuniyet, ayni saadet gö rünüyordu. Gözlerini tekrar elini öpmek için uzanan çocuğa çevirdi. Bu küçük yüze uzun uzun baktı. Hakikaten çok güzeldi. Fakat kıskanmıyordu. Kıskançlığm yerini derin bir merhamet almıstı. Artık karşısında, kendi söndüğü zaman parlıyacak bir d'üsman değil, kendisi gibi uzun bir işkenceye hazırlanan zavalh bir mahkum görüyordu. Yumuşak saçları tekrar okşar ken, hafifçe titriyen bir sesle: Küçük! dedi. Gayıret et, biraz çirkinles, sakin büyüdüğün zaman çok güzel olma, sonra fazla üzülürsün!.. Saadet eğer varsa, vasatta dır. Iğildi, çocuğu pembe yanak larından öptü ve ağır adımlarla uzaklaştı. Biraz ilerledikten sonra, arkasmdan gelen ayak sesleri işitti. Lâlkm basını çevirmeye bile hali yoktu. Biraz sonra bir kol beline sarıldı, Nedretti... Genç adam hiçbir şey söylemeden basını omzuna bıraktı. O kadar yorgun, hisleri o kadar durgundu ki, artık yaşamadığını zannediyordu. Yavaşça gözlerini kapadı, beklediği, istediği ask bu muydu?.. Ona bunu mu getirmişti? Vücudü biraz daha ağırlaştı, sanki içinde, başında gizli olan biri ona danlıyor, söyleniyordu: Niçin, yegâne istedîğin, bek • lediğin seye el uzattın?.. Niçin onu yakaladın, yakından gördün?.. Bilmiyor musun ki her insan için bir beklenilen, istenilen sey olmalı?.. Semiramis, neyin var?.. Nedret, genç kızın sararan yü • züne iğilmiş, endişe ile soruyordu: Su getireyim mi? Birşey istiyor musun?. Semiramisin göz kapakları titriyerek açıldı: Yavaşça kvık bir sesle: Hayır, dedL Hayır!.. Artık hiç, hiçbir şey istememî*"~ *•""* ' Göz kapaklan gene kapandı. Nedretin bafi genç tnzin yüzüne doğru iğildi. Gergin yanaklannda dbla • şan dudakları ıslanmıstı... SON Fransada büyük hava manevraları «Burje» limanı hükmen tahrip edilmiş... Paris 31 Fransada tertip edi Ien büyük hava manevraları, düş manı temsil eden hava filosunun Burje tayyare limanı tesisatını ve müdafaa hava filolarını tamamen tahrip ve imha etmesile neticelen mistir. Düsman hava filosu ilk hücumu sabahleyin, ikinci hücumu da öğle vakti yapmıştır. Burje hava li • manınm müdafaasma raemur olan avcı tayyareleri, düsman tahriba tını yaparak geri çekildikten son ra havalanmışlardır. Dün gece düşmanı temsil eden bombardıman tayyaceleri Parisi bombardıman etmişlerdir. Manevralar bugün öğle vakti bitecektir. Iktisat Işleri PERIHAN ÖMER Semiramis, birer selâm verdik ten sonra bu basit insanlarla daha fazla tneşgul olmağa liizum gör miyerek başını çevirdi. Gözleri Nedrete ilişti. Hayretle onun kendine bakmadığmı gördü. Çünkü Nedretin <Uima doymak bilmiyen gözlerle kendine baktığını bilirdi. Hem o gün, saat on ikiye geldiği hal • de, daha yeni odasmdan çıkıyor genç adama görünüyordu. Dikkat etti. Nedretin gözleri, kendine baktığı zamanlardaki gibi parlıyor, derin bir hayranlık gösteriyordu. Gayiihtiyarî gözlerini, sevdiği adamın baktığı yere çevirdi. Ağacın arkasraa saklanmaya uğraşan kü çük bir çocuk gördü. Nedret, Semiramisin de küçüğe baktığını görünce, kollannı uzatıp yaramazı ya kaladı ve havaya kaldırdı. Tam genç kızın önüne gelince yere bıraktı, gülerek şen bir sesle söylendi: Dikkat et, sakın güzelliğini kaybetme, büyüyüp bu ablanın yaşına gelince onun gibi güzel ol emi? Sonra, Semiramise dönerek ilâve etti: Ne güzel, ne güzel şey d'eğil mi? Semiramis bütün kuvvetile tır • na^larını avucuna geçirdi, hislerine hâkim olabilmek için sarf ettiği gayretten terliyordu. Hücum eden yaş • lan geriye yollamaya, göstermemeğe uğraşan gözleri, »an bukleli çocuğa bakarken, dudakları oldukça tabiî bir tebessümle açılmıştı. Nedretin söylediği sözler, beynini kara bir yılan gibi sarmış, sıkıyordu. Demek o, Jalenin söylediği gibi, yal • nız güzellik seviyor, güzel olan her seye ayni gözlerle bakıyordu. Bu küçük çocuğa da öyle bakmıştı. Ona güzelliğini kaybetmemesini, büyüdüğü zaman da... Fakat o, büyüdüğü, bir kadin olduğu zaman, kendi ne oUcakb? Semiramis, bağırmak, kaçmak istedi, sonra, içinde çılgınca bir hU kabardı.Kendine, iri mavi gözlerini açarak, büyük bir hayranlıkla ba • kan bu çocuğun güzel yüzünü, paralamak, çirkin acayip bir şekle sokmak, bu düşünceler basından ge • çerken, dudaklarında bep ayni te bessüm duruyordu. Elini uzattı, fakat güzel yüzü paralamadı, yumuşak saçları oksadu Çünkü kendine bakan bir yığm gözün karşisında, nezaketen bu hareketi yapmak lâ • zısndı. Küçüğün ablası söylendi: Iş Bankası başladığı her işi başarmıştır! Millî hükunıetin ilk devrelerinde beliren ticarî kredi buhramnın izalesi ilk muvaffakiyetlerinden biri oldu Kredî siya««tînde emniyet munu gözönünde tutarak işlenmemiş servet membalanmızı açmak ve ana yurt içinde yurttaşlara giindengune büyu • yen bir iş hacmi yaratmak tş Bankasının göz'ttiği en esash noktadu*. Bunun îçindir ki kurulduğundanben sigorta, reasürans, kömur, sişe ve cam, orman ve kereste, pamuk, şeker, yün, ipek nriiesesselerini tesis etmis ve kü kürt, balor gibi değerli haz;nelerimizin de işlettîrilmesinde esaslı roller ahnış tır. G'rek tş Bankasınm büyük bir malî müessesenin hayah için kısa bir mud • det demek olan 10 yıl içinde kazanmış olduğu rağbet ve mazhar olduğu inki • şaf ve gerek memkkette kurmus ve • ya yardun etmiş olduğu müesseselerin millî iktısat hayatımizdaki pek muhim mevkileri bu faaliyetin isabetine can • lı deltüerdir. kfkî ihtiyaçlarma göre her tarafa suratle yayarak inkişaf ettirdi. ts Bank'sı Türk çiftçisinm guç ve e meğOe yetiş^n mahsuUerimizin en müsait fiatle ve Türk tuccarlan elüe piya • saya verihnest hususlarmda da pek çok kolaylıklar gösterdi. Bankaya karşı meml'ketin ticarî muhitinin göstermekte olduğu büyük rağ bet bankanm doğru yolda yimidüğunü hem ispat ediyor, hem de bankanm muamrle hacminm süratle büyümesine sebep ohıyordu. RADYO Su gtksamki program J VIYANA: ' 17,45 mandolin konseri 18,25 musa. habe 18,45 ikindi konseri . 20 musahabe. 21,10 taganni konseri . 22,20 mızıka cının kızı: Uç perdeük operet . 23,35 haberler 23,50 operetın mabadi . 24,05 dans havaları. VARŞOVA: , 17,05 gramofonla halk şarkılan 18,05 Lembergden nakil 18,30 çıfte pıyano ıla konser . 20,20 orkestra konseri . 21,05 konser: Şopenın eserleri 21,35 konfe rans 21,45 Polonya musildsi 22,07 haberler 22,17 hafıf musıki parçlan . 23,05 konferans . 24,10 musıki neşriyatı. BUDAPEŞTE: 17,05 gençliğe hitaben bir konferans . 18,05 başka bir konferans 18,35 hallı şarkılan 19,05 radyo istasyonunun mektup kutusu . 19,35 orkestra konseri . 20 5( konferans 21,20 musikili piyes . 23,35 baberler . 23,55 Çıngene musiklsi. PRAG: 16,20 ikındi konseri 17,20 gramofcn 17,25 ana ve babaların içtimaı 17,45 cazbant takımı 18,45 gramofon . 18,55 zirai balusler 19 gramofon . 19,05 ameleye dair neşrıyat . 19,15 gramofon 19,21 almanca neşriyat 20,15 eğlenceli neş . riyat 20,30 askerî bando 22,05 kon . ferans . 23,20 gramofon. BELGRAT: 19,05 gramofon 19,35 konferans . 20,05 orkestra konseri . 20,35 orkestra ve ta ganni ile halk şarkılan . 21,05 konferans21,35 ağızdan ufurme aletler orkestrasının konseri . 23,35 lckanta musiklsi . 24 05 gramofon 24,35 gramofonla dans ha valan. ROMA: 17,35 çocuklarm zamanı . 18 haberler18,15 orkestra ve taganni konseri . 20,05 haberler 20,20 ecnebi lisanında haber . ler 20,35 gramofonla eğlenceli konser 20,45 Napollden nakıl 21,15 gramofon21,35 senfonik konser . 24,05 haberler. BERLİN: 17,05 ikindi muslkisi . 19,05 haberler 19,25 piyes 20,05 çocuk şarkılan 20,45 gunün akisleri 21,05 haberler 21,20 bundan altmış sene evvel tlyatroya nasü gidilirdlî 1874 te «Romada karnaval> piyesinln temsili . 23,25 haberler TULUZt 20,05 şarkılar . 20,20 Viyana orkestrası20,55 konferans . 21,20 keman konseri . 21,35 şarkılar 22,05 konser . 22,35 muhtelif sololar . 23,35 askerl bando 24,05 konser . 24,20 filimlerden parçalar . 24,35 salon orkestrası . 24,55 opera parçaları l,'05~Ba1»r1er 1,20 havafyen gltareler ve opera parçalan. , Kurtuluş güneşi bekliyorlarmış! (Birinci sahifeden mabat) ruhanî heyetler mevki almışlardı. Saat dokuzu kırk geçe Kral Boris at iizerinde ve refakatinde Prens Kiril ve maiyeti erkânı bulunduğu halde meydana geldi ve millî marşla selâmlandı. Kral Harbiye mektebi talebelerini ve kıt'alan teftiş ettikten sonra nazırların birer birer ellerini »ıkh. Bu sırada, abidenin tertip komitesi reisi, mutekait jeneral Lazarof bir nutuk söyliyerek, abidenin 8,000,000 levaya mal olduğu, abideye rekzedilen siyah arslanm hükumet fabrikasmda 1,100,000 levaya yapıldığmı ve Şıp ka abidesindeki maksadı izah etti. Mütekıben dua edildi. Duadan sonra Kral Boris refakatinde ruhban heyeti olduğu halde abidenin yanma giderek küsat merasimini yaptı ve kısa bir nutuk söyledi. Kral bu nutkunda Bulgaristan istiklâlinin, bundan 57 sene evvel Şıpka da Rus ve Bulgariartn mertçe ve kahramanca dövüsmeleriie kazanılan muzafferiyetle elde edildiğini ve şehitlikte rekzedilen abideyi istikbal gençle • rine emanet ettiğini söyledi ve ölme • yen ölüleri yadederek «onlan hiçbir zaman unutamıyacağnz» dedi. Nutkun burasmda elli bin halk (yasasın Bul gartstan) diye bağırdı. Kraldan sonra Basvekfl K. Gorgiyef bîr hifabe hat etti. Başvekü talihe ve ADaha tesekkür edrrek: « Bulgar milleti namına, yaşıyan muhterem ölülerimize bu çelengi koyuyorum.» dedi ve bir çelenk koydu. Bundan sonra harbiye nazın, eski Zağra metrepolidi, Sofya belediye reisi, mühendis îvanof ve cemiyetler mümessilleri ve nihayet Trakya komitası nuırahhası birer nutuk söylediler. Bu nutukların ekserisi bittabi tamamen aleyhinvze idi. Bilhassa Trakya komitası namına söz söyliyen zatm nutku dostluğa yakışmıyacak hezeyan ve hakaretlerle dolu idi. Bunlan burada tafsil ederek Türk milletini büsbütün incnimesini istemem. Fakat sarasmı söylemeden geçemiye • ceğim. Trakya komitacısı bilhassa 913 senesine ait hatıralar üzerinde ısrar ederek Edirnenin, Lüleburgazın, Ça talcanın evvelce Bulgaristanm olduğu gibi gene er geç Bulgaristamn o.laca • ğmı söylemis, (kurtuluş günesinin doğması yakındır!) gibi hezeyanlar ve palavralar savurmuştur. Sieorta, kömSr ve seker isleri Halkm geniş itimadile kazanılan ve gündengüne hızlanan bu inkişaf ban • kaya elinde birikmekte olan millî ta • sarruftan husule gohtıiş paralan emm •e kârlı işlere yatırınağı âmir bulunu • yordu. Bunun için millî b>r sigorta şirkc*i olan Anadolu sigorta şirketi ve Zonguldak kömur msdenJerinin mu • him bir kısmmı işietmek için de o za • mana kadar tamamOe yabancı sermayeler elinde olan memlekettmizin en zengin parçasnda modern teşküatla bir kömür şirketi kurulması imkânı hâsıl oldu. Banka şoker sanayiinin, memlekette ilk eseri olan Alpuuu şeker fabrScasmm da kurubnasma iştirak ederek bu büyük sanayim ilk temelkrinin atılmasma yardım etti. Muhtelif sahalarda inkişaf eden bu faaliyet 'bankacınğm sağlam esasKan dahOinde vucutlsnarak millî bünyeye en uygun ve hakikî modern bankacdığm kunümasına imkân verryordu. Memleketin tictırt krediri tlk senelerde bütün gayret ve me • sa'sini memleketin kendini şiddetle hissettiren ticarî kredi ihtiyacını gidenreğe hasrrden banka, yurdumuzun dört köşe&mde açbğı stıbelerîle bu mühhn ihtiyacı kısa bir zamanda geniş müc • yasta tatmm etmiş oldu. ts Bankası Türkiyede çalışan yabana bankalarla Avropa bankalarmdaki en modern teşküatı tatbik rtmeği ük gündenberi idarî siyasetmin başına koyduğu için; bankacdjk kaide ve pren siplerini memlekf4in bünyesine ve ha • Malulgaziler kongresi (Birincî aahifeden mabat) larmı söyledi. Mütnakıben merkez he • yetinm tezkeresi oKundu. Bunda ez cümle: « S a b i cemiyet çoktan ölmüştür. O cemiyetin idare heyetleri takvina, «alBune, piyango ve saire gibi mesaille uğraşarak hem malulgaziliğin şerefmi baltalaımslar ve hem de hiçbir hesap vermemişlerdir.» Denüerek eski idare heyetine şiddetli hücumlarda bulunduktan sonra, malâHrazflVrin serefmi ve şimdiye kadar müsmir bir şekilde dü şünülemiyen menfaatlerinin ancak Ankarada bütün malulgazilerin muranhaslarile toplanacak olan kurultaym çîze ceği programla halledil^ceği yazılmaktadn. Tezkerenm okunması bitt<'kten sonra bu hususta khnse söz almadığmdan i dare heyetinm raporunun okunınasına gecildi. Bu rapordn ( 8 0 ) i zabit, (284) ü nefar olmak uzere cemiyetin (364) azası olduğunu, varidat bütçe • sinin ( 1 8 4 ) lirayı tecavuz etmediğini, Ankarada kurulacak kurultaya mtizaren varidat teminl için bicbir teşebbuse girişnnKdiğfni ve bu sHbeple hâsıl olan malî darlıktan dolayı hiçbir malul ar kadaşa maalesef hicbir yardım yapıl • madığı z>*kredilmektedir. Rapor hak • kında bir söz söylenip söylenmiyecegi hakkmda reis tarafmdan vâki olan suaJn hiçbir oevap verilmemîş, yalnız Harbiye mektebi muallrmlerinden Nafîz B. ayağa kalkarak idare heyeti raporunda cemiyet reisi malul tayyareci Hayrun nas Byin sebebi istifası hakkmda ni • çin birkaç satır bulunmadığmı sor mustur. Kongre reisi buna cevap vererek Hayrünnas Beyrâ «asaya riayet etmediğinden kendistnm istifaye davet e dîldiğini söylemistîr. Bunun üzerine munakaşa çıkmış, bir zat, yasanm hanği maddesi mudbince ve hanği salâhiyetle cem'yet rcisinm istifaya davet olu • n'bileceğini sormuş*ur. Bir araltk doktor tzzettin Bey de söz ahmş ve uzıyan münakaşa esnasında Hayrünnas Bey aleyhine, epey hucumlar olmuştur. Fakat Hayrünnas Bey bu esnada elinde kâğıtlarla ve soluk so luğa kongreye girince işdeğişmiştir. Sabık reis salona girer gimez kongreye hesap vermek üzere geldiğini söyliye • rek söz istemiştir. Bu esnada garip bir takun vaziyetler tahaddüs ebniş, kongre reisi kendisine söz vermemek üzere hükâmetten emir aldığmı iddia etmiş ve Hayrünnas Beym salonu tcrketmek üzere olduğunu görünce: « Durun gitmeyhî, bîr de zabıta ya sorahm, bakalnn Müddeiumunu Bey ne diyeoek?» sözlerile HayrGnnas Be • yi tekrar salona davet etmiştir. Kongre azalarmdan bazılan da sa bık reise müdafaa imkâm vrrîlmesm! nrarla talep edinoe Hayrünnas Bey kürsfiye gebnîs ve elmde tuttuğu tezkereyi okuyarak: « Hesap v e m r k uzere buzuru nuza bu tezkere 3e davet edfldim. Şimdi da söz soyletmek istemiyorlar.» demiş ve şöyle devam etmiştir: « Ankarada eskidenberi bir tesekkul vardır. Bfndeniz bu teşekküle gir • mek istemiyordum. Beni ba işe kongre reisi tsmafl Hakkı Bey t e ş v * etti. Ve hizmet etanek ernelüe reis oldum. Fakat işler o kadar kanşh ki, sekiz defa tayyareden düştüm, fakat bu kadar sersem olmamıstnn. Ankara merkezile ar*mda bir ihtilâf çJtü. Bunun üzerine gazetelere istifa etnğim yaahmş, okuduğum zaman hayretler içerisinde kaldnn. Ben istifa etmedbn. Fakat tardedSdim. Bugün ise huzurunuzda bem reislikten ve hem de azahktan resmen istifa ediyorum.» Bunun üzerine Nafiz Bey Ankara î • le olan ihtilâfmm sebrbini sordu. Hayrünnas Bey de kuaca şöyle nakletti: « Bizim heyetimiz, heyeti müte • şebbuse idi. Bizden evveiki heyet bir balo tertibi için sağa sola bilet satmış, para toplamış ve fakat baloyu vermemiş. Bu vaziyet bilhassa ecnebüer gozünde cemiyvtin şerefmi düsürdü. Ben cemiyetin nammı kurtarmak için bir vapur tenezzühü yaparak evvelce balo bileti satdarak davet olummyan zevab davet ebnek istedim. Bu soretle hem cemiyetin kirlenen nammı kotarmak, ve hem de belki cemiyete ufak bir kâr temin etmek istedim. Fakat Ankara cemîyeti, kendisine soruhnadan hiçbirşey yapılmıyacağını şiddetli bir lisanla tebIiğ ederek benim istifa etUğiınî flân etti. tşte meselenin hulâsası budur.» Bundan sonra cemiyet azasmdan bulunan efrada rey hakkı verflip veril miyeceği üzerinde şiddetli bir müna • kaşa çıktı. tş guruHuye ve pahrhya bindi. Bir aralık samün kttmmdan yüksek sesle müdahaleler başladı, ve salon kanşb.. Nafiz, tzzettin, Hayrünnas ve tsmaü Hakkı Bey 1er müteaddSt de^ılar söz istrdüer, nihayet sükunet güçlük • le iade edildL Hayrünnas Beym ver miş olduğu hesap ve izahat umumî heyeti tatmin etmiş olduğundan eski idare heyeti ibra olundu ve yen! heye • tSnin intihabma gecOdi. tntü\îbat oldukça gürültülü bir hava içerisinde cereyan etti ve neticede şu zevatm seçildiği «nlaşıldıt Kaymakam doktor Ziya Bey, lsmail Müzayede ilânı Cağaloğlunda eski Düyuruumumiye karşısındaki Cumhuriyet matbaasmda bazı makina aksamile hurda demir ve dokmeler ve eski hurufat kasalan müzayede ile sahlacaktır. Müzayede eylulan Cçüncü pazartesi gunu saat on beştedir. Hergün matbaada Mehmet Derviş Beye mürfcaat edilerek o;örQlebilir. Belediyenin kulakları çınlasın! Tire köylerinde çpcuk bahçeleri yapılıyor ehipTujatrosu 30 8 934 perşembe günü akşamı saat 21,80 da Tepebaşı Belediye bahçesinde Şehir tıyatrosu san'atkârlan tarafmdan Tire köylerindeki çocuk bahçelerinden biri Tire (Hususî) Belediyemiz şehir çocuklarının medenî spor ve eğlencelerle vakit geçirmesini temin için şehcimizin münasip yerlerinde çocuk salıncaklan, 'muhtelif eğlence mahalleri, kum bahçeleri yap mağa karar vermiş ve inşaata başlanmıştır. Belediye parkı önüne de bir tane çocuk bahçesi yapılmıştır. Bu bahçelerden yani salıncaklı, eğlenceli oyun yerlerinden Tire köylerinde de vücude getirmeğe başlannuştır. Geçen sene Boğaziçî nahiye merkezinde, bu sene de Gökçen nahiyesi merkezinde, Kahrat, Eskioba, Ynioba, Yeniçiftlik, Subaşı köyle • rinde kurulmuştur. Bu sayede köy ve mektep çocukları alelâde eğlencelerden kurtularak med'enî spor hayatına kavuşmuşlardır. Bu köyler, ayni zamanda kaza • mızın nümune köyleri olarak kabul edilmiş ve faaliyetleri bu dairede ilerlemeğe başlamıştır. Bu köylerde, aycıca muntazam bir şekilde Cumhuriyet meydanlan, plâna uygun köy konakları, tavuk istasyonları, park, nümune fidanlıklan, fenne uygun umumî halâlar yaptnrılmaktadv. Hulâsa, köylerimizde inkılâ'Tnızm icap ettirdiği ne gibi yenilikler varsa bunlar yapılmakta ve Bu hitabeleri tebrikler takip etmiş, merasime öğleye doğru nihayet veril miştir. Yalova Türküsü El işleri sanayii müdürünün tetkikafı tktısat Vekâleti Elişleri sanayii müdürü Saffet Bey, dokumacılık sahasmda el sanayiinin vaziyeti hakkında şehrimizde tetkikat yapmaktadır. Saffet Bey, küçük sanayi erbabmın son zamanlarda rekabet yüzünden ortaya attıkları bazı şi kâyetlerle de meşgul olacaktır. Büyük operet, g perde Nakili: I. Calip, Besteliyen H. Ferit Yağmnrln havada temsiller kişlik sahned Bebek, Şişli, Jstanbul cihetine tratnvaylar temin edilmiştir Hakkı Bey, Rasih, Zihni ve Sadettin Beyler. Murakabe heyatme de: Şevket, Tahir ve Besim Beyler seçilmişlerdir. Bundan sonra Üsküdar Malulgaziler Cemiyeti reisi Nazmi Boy söz istemiş v» Ankaradaki malulgaziler teşekkülünSn Fırka Umumî Kâtibi Rec^p Bey tara • fından hîmayesi altına alındığuu, bu nun için kurultay toplanacağını, şim diye kadar karmakanşık olan teşekkülIerin nihayet Fırkanm yüksek himayesile faydalı birer ocak olabilec'^clerinî söylemis ve malul arkadaşİBnrfı bazı tavsiyelerde bulunmuştur. Bunu mütealnp doktor tzzett?n Bey tarafmdan riyasete bir takrir verüerek Ankaraya gidecek murahhaslann yeni idare heyeti tarafmdan secilmesi îste nihnis ve reye konarak kabul edilm's • tir. Hayrünnas ve tzzcttin Beyler müsterek bir takrir daha vererek Piiyük Gaziye, tsmrt Paşaya, Fevzi Paşaya, Recep Beye ve umumî merkeze bfrer tazim telgrafınm çekilmesinî teklif etmi; lerdir. Bu teklif alkışlarla kabul olun muştur. ' Dünkü hava KandiIIi Rasatanesinin verdiği malumata göre dün sıfır derecei hararet ve deniz seviyesine indiril tniş barometro saat 7 de 761,5, saat 14 te 761. Derecei hararet saat 7 de 22, saatl4 te 29 du. Azamî de recei hararet 30, asgarî 19 dur. ~&trenin Büyükkale köyündeki Camfmriyet meydanında bayrak merasimi yapbrilmaktadır. Bu hayırlı ilere rehber ve amil olan Valimiz Kâzım Paşayı ve Kaymakamımız Gafur Beyi ve aziz köylüleri hürmetle yâdetmek lâzımdır. Kâmil Rüzgâr umumiyetle yıldızdan esmiştir. Azamî sürati saniyede 7 metroya çıkmıştır. Usküdar HÂLE S nemasında KANLM NAMINA Mümessili: Marsel Şantal İlâveten Diınya haberleri Gelecek filim: İKİ YETİME

Bu sayıdan diğer sayfalar: