6 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

6 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet 6 Mayıs 19i5 Nelere sinirlenirsiniz ? ( Şehir ve Memleket Haberleri j Nurullah Ataç kendine münakkid diyenlere de kızıyor, demiyenlere de!.. «Karımın kitablarımı karıştırmasına, Türk edebiyatı var diyenlere, hâlâ bir kitab çıkarmamama ve anketlere sinârlenirim!» Bay Nurullah Ataç kendisine anket îcin bazı sualler soracağımı duyunca aksi, aksi yüzüme bakti. Bir kahve ıstnarladı. Sigarasını (galiba) sardı ve yaku. Sonra da başa gelen çekilir der gibi boynunu bir yana bükerek: Sorunuz bakalım, dedi. Cevaba hazınm. Hususi hayatınızda en ziyade neye «inirlenirsiniz 7 Hususî hayabmda en ziyade sinirlendiğhn şey, kanmın kitablanmı düzeltmesidir. Çünkü kadın eli değen bir kitab bir daha bulunmaz. Odada bulunan başka arkadaslara da bakıyor: Değil mi, diyordu. Kadınlann kitablara el sürmesine hrr erkek kızar değil mi?. Bnndan ba=ka hususî hayaftmda beni kızdıran hiçbir şey yoktur. Ya umumî havatta, diye sordum. Umumî hayatta en fazla âsabmıza dokunan şey nedir? Vallahi zamanına göredır bu.. Meselâ şimdi yağmur yağıyor. Bu benim müthis. sinirime dokunuyor. Fakat yağmur gecince yağmuru unuturum ve bana kızdıçım şeyleri sav ded;;nniz zaman bunlann arasında vağmurdan bahsetmiyebilirim. Esasen kızmak bir his meselesidir. lnsan bımlan bir cetvele kaydedemez, kataîoge edemez.. Bir dakikalık gecici bir im^ressiondur. Bazı dakikalarda suna ve buna kızar, sonra da unutuveririz. Peki, dedim, bana bir tek şey de zikredemez misiniz? Durunuz... Düsüneyim... E vet meselâ tramvay durak yerinde önünüzden bir otomobil geçerse kızarsmız, değil mi? Üstad tam konusmağa başlamıştı. Lâkırd'Sinı kesmetnek için: • Haynr. •* ^» ' Diyemedim. O devam «diyordut Umumî hayatta beni en ziyade «nirlendiren şey tramvay ve araba görültüleridir. Evet haksız olduğum halde bu gürültülere fena sinirlenirim. Sapurtu'u yemek yiyenlere de kızanm. Esasen 'cendini bi'en bir adam ağzını sapurdata. saourdata vemek yemez. Ben kahve iciyorum... Ben yemek yi yorum... Yok mu?.. Tramvayda, va purda şarkı söyliyen'er de beni asabiIeştirir. Hele bu gibi hareketlerde bulunanlara sinirlenmiyenlere müthiş kızanm.. Aklıma gelen şimdi bu kadar. Bir de yeraeklerden kurubamyaya pek kızanm. Dünya hâdiselerinde en ziyade neye kızryorsunuz ? Eskiden benlik denılen birşey vardı. Şimdi bütün dünyada bizlik diye bir cereyan var. Ona kızıyorum. Yani ferd aleyhtarlığına kızıyorum. Sustu. Ya mesleğinizde en ziyade sizî sinirlendiren şey nedir, diye sordum. Hâlâ bir kitab çıkarmamış ol maklığıma pek sinirleniyorum. Bir kitab çıkarmadan öeleceğim diye pek korkuyorum. Ve galiba da bu korktuğum şey olacak. üstadı kitab çıkarmaktan meneden mes'um kuvvetin ne olduğunu sorup ta onu daha ziyade kara düşüncelere daldırmak istemediğim icin sordum: Ba«ka, başka dedim. Başka bana münekkid diyenlere kızanm, ben münekkid değilim, eseistim, eseler yapmağa gayret ederim... Fakat şunu da ilâve edevim ki Nurullar Atac münekkid değildir dedikleri zaman da kızanm. tcimden: «Üstad herhalde iyi müpekkid değildir demeğe cesaret eden lere de sinirlenir» diye düsündüm. Bu son seenlerde çıkan kitablar icerisinde en ziyade sinırinize doku nan eser hangisidir? Yeni çıkan kitablann çoğunu okumadığım icin hangisine kızılacağım bilmiyorum. Ben Santimantal Janerden başka her janerden hoslanınm. Santimantal eserler arasında bir Verter iyidir. Fakat neden onu iyi görüyor ve onu bugüne kadar okuyoruz. Çünkü o Faustu da yazmış olan bir Gotenin eseridir de ondan. Eğer Verter müel lifı yalnız Verteri yazmış olsaydı, Verter bugüne kadar yaşamazdı. Sustuthmu görünce sordum: Hepsi bu mu?.. Hayır bir de bir Türk edebiyaü vardır divenlere kızanm. Baska da anketlere... Artık Nurullah Ataçın kaşından gözünden, susuşlarmdan ve zorla konuşjuslanndan anlamadığım şeyi açıkça yüzüme vurulmuştu. Trokı pılısı, pırnsı, döşeği, yorganı kapıdısan atılmış softa gibi «bundan istiskal cıkar» dedim ve teşekkür ederek Türkiyede tenkid edecek edebiyat bulamıyan değerli mün^kkidimize (kızmasına rağmen ona böyle hitab ediyonım) veda ederek kendHnden aynldım. Merdivene geldığim zaman arkamdan sesleniyordu: Kübik mimariyi tenkid edenlere ve cirkin bulanlara pek kızıyorum. Kübizmin aleyhinde olanlar beni sinirlendiriyor. Bunu da yazınız. SUAD DERVİŞ Siyasî icmal Fransız Sovyet anlaşması ransız Sovyet andlaşması u * zun ve fasılalı göriişmelerden sonra nihayet imzalandı. Sov yetlerle Fransa tarafından Fransa, Sovyet Rusya, Almanya, Lehistan, Çekolovakya ve Balbk hükumetleri arasmda akdi evvelce kararlaşbnlan şark misakmm Almanya, Lehistan ve Balbk hükumetleri tarafmdan göste rilen itiraz ve muhalefet ve İngiltere nin Iâkaydisi yüzünden şimidilik vü • cude gelemiyeceği anlaşıldığmdan bu bosluğu kısmen doldurabilmek için iki hükumet kendi aralannda bir anlaşma yapmakta mutabık kalmışlardı. Bidayette bunun csaslan dahi ka rarlaştınlmıştı. Lâkin Stresadaki gö • rüşmeler neticesi olarak Fransanm bu iki taraflı anlaşma projesinde Uluslar Derneği ve Lokarno misaklanna ve Fransız Leh itnfak mukavelesine uygun gelmesi için ince ve derin tadiller yapmağa lüzum görmüş olması anlaşmanın derhal imzalanmasma mâni ol du^u gibi Pariste Sovyet elçisi ile Fransa Hariciye Nazın arasında pek uzun müzakerelere ve Sovyet elçisinin Moskovadan sık sık talimat ve izahat almasına sebebiyet vermişti. Nihayet iki taraf ta uyuştular. Sovyet hükumeti, şarkî Asyada fetih ve istilâ, siyasî ve askerî hulul siyaseti güden Japonya ile bir harbe tutuştuğu zaman inbisat ve inkişafmı Sovyet arazisinde aradığı zannolunan komüniz min biaman hasmı Almanyanın da ayni zamanda taarruzuna uğramamak isriyordu. Fransa ise silâhh Almanyanm bir gün Rusya ile cephe birliği yapması ve neticede garbi Avrupaya yüklenmesi gibi uzak olsa da imkân dahi « linde bulunan bir ihtimali gözönünde bulundurduğundan, nüfus ve silâhı günden güne artan Almanyanm bir gün Fransayı silâh kuvvetile tazyik etmesi imkânını ortadan kaldırmak istiyordu. îşte bu düşünceler eskiden de uzun zaman müttefik olan Fransa ile Rusyayı birbirine yakınlaşurmış ve anlaştırmışür. Fransa Sovyet anlaşması karşJıkh yardım adı altmda tedafüî bir itnfak ise de itnfakın tatbikı, birçok kayid ve t şartlarfe bağlanmıştır> Sovyet huWtme%. ti bilâkayid ve şart ve otomatik olarak ittifakm bir tecavüz vukuunda latbîîane ehemmiyet veriyordu. Fransa ise eski ve yeni siyasî, askerî bağlanulannın hepsini hesaba katmak ve îngütereyi hiçbir suretle kuşkulandırmamak gibi noktalara çok ehemmiyet verdi • ğinden Fransız Rus anlaşmasına pek çok kayidler koydunnu|tur. Bu kayidlere göre herhangi teca ^ vüz vukuunda iki devlet evvelâ isti şarede bulunacaklar, sonra Cemiyeti Akvama müracaat edeceklerdir. Ce « miyeü Akvam tecavüzün vukuuna kanaat geürirse yahud ittifakıârâ ik bir karara gelemezse o zaman Cemiyeti Akvam misakının sarih maddeleri ahkâmı dahilinde Fransa ve Sovyetler serbest kalacaklar, birbirlerine yardım edeceklerdir. Lâkin bu yardım teca * vüz ancak iki taraftan birinin asıl mülk ve toprağına yapıldığı zaman gösteri lecektir. Karşılıklı yardım hükümleri Avrupa kıt'asmm haricine şamil de ğildir. Fransa Uzakşarktaki Hindiçinî müstemlekelerini kaybetmemek ve Japonyayı kuşkulandırmamak için bu kaydi ehemmiyetle ileri sürmüştür. Fransız Sovyet misakı, tatbikı pek çok şartlara bağlı ve güç olmakla beraber şimdiye kadar düşünülen mevzu misaklardan en ziyade müspet olanı sayılabilir. Muharrem Fey*i TOGAY İstanbulun yarın alacağı şekil AJmanyadan gelen mütehassıs düşüncelerini anlatıyor tstanbul Belediyesinin, Almanya dan getirdiği şehir mütehassısı doktor mühendis Marten Vagner, îstanbulun imanna aid işlerle uğraşmağa başla mıştır. Doktor Vagner şimdilik, ken disine bir çalışma programı yapmak ve imar, istimlâk işlerine dair olan kanun ve talimatnameleri tetkik etmekle meşguldür. Şehir mütehassısı, dün kendi sile görüşen bir muharririmize Istan bulun iman ve müstakbel vaziyeti hakkmda şu izahatı vermiştir: « îstanbulun iman ve imar hu susunda nasıl bir program takib edeceğıme dair fikrimi soruyorsunuz. Henüz böyle bir program yapmış değilim. Esasen böyle bir programı şimdiden yapmak, girişeceğimiz işin ehemmiyet ve kıymetini takdir etmemek demektir. Bunun için evvelâ bütün şehri, en dar sokaklanna vanncıya kadar gezmeli yim. Sonra, imarla alâkadar bazı meseleler var, onlan tetkik etmeliyim. Bu cümleden olarak, malî vaziyet, haiihazır bina fiatleri, iktısadî ve huku kî imkânlar... Bunlar tetkik edilme den, bu hususa dair olan kanun ve talimatnameler gözden geçirümeden, şehrin istikbalde alacağı vaziyet hak kında şimdiden bir fıkir beyan etmek, pek fantazi birşey olur. Eğer, mevcud plâna uygun olarak istikbalde yapıla cak binalarda, nasıl bir mimarî tarzınm tatbikı doğru olacağraı soruyorsanız bu husustaki hkrim şudur: Mevcud mi marî tarzlanndan herhangi birinin müstakillen tatbikine şimdilik taraftar de ğilim. Çünkü Istanbulda dörtyüz, beşyüz senelik bir maziyi arkasında taşıyan, sonra bu mazinin azametini pek uzak istikballere kadar duyuracak derecede muazzam eserler, binalar var. Bu eserlerın karşısında, tarih olmuş bir de\Tİ hatırlamamak ve heyecanlara kapılmamak mümkün değildir. Her hangi müstakil bir mimarî tarzile îs tanbulu mara çahfmak, Sinanlarmrzt** bırakmış olduklan bu abidelerin ver mi? okfcklan heyecanlan söndürmek^ demektir. Bunun için öylc bir tarz tatbik edilmelidir ki bu eserlerin önündc Ubkbalin uzak nesilleri de, Süleymaniyenin önünde duyduğumuz heyecanı duymahdırlar. Bu binalan meydana getireceğim demiyorum. Bu bina lan, kabiliyetlerinden şüphe etmediğim Türk mimarlan meydana getirecek lerdir. Mazi ile istikbali birbirine kanştırarak şaheserler meydana getirmek için Türk yurdundaki Türk mühen dislerin duyuşu daha emin ve itimadkârdır. Burada benim yapacağtm rol kudretimin yettiği kadar onlara yardun, etmek, yol göstennekten ibaret kala cakbr. Sonra imar plânımn tatbikı hususunda nezaret etmek. Yoksa imar hususunda en büyük rol gene Türk mühendislerine aiddir.» Doktor Vagner imar işlerine nezaret etmek için şimdilik belediye ile iki senplik bir mukavele yapmış bulunmaktadır. 13 bin liraya baş belâsı olan binaî Sütlücede oturan bir kariimiz dün matbaamıza gelerek şöyle bir şikâyette bulundu: « Bızim Sütlücede Bademlik mahallesinde bir koyun ahırımız var. Belediye 11 ay evvel bu ahırı mahalle içi, diye kapattardı. Halbuki ahırımız dağbaşında bir Musevi mezarhğının yanındadır. Ahınmı zın bulunduğu yer evvelce hâli bir arsa idi. Biz Belediyeye müracaat ederek burada bir ahır yapacağımızı bildirdik. Ve alelusul ruhsatiye istedik. Belediyenin alâkadar me murları gelip tetkikatta bulun duktan sonra ruhsatiye verdi'er. Biz de tam 13 bin liraya mal olan ahın yaptırdık. İki sene evvel ahır olarak ya pılmasına müsaade ettiği bu bina yı gene Belediye kendisi kapatı yor; bu nasıl iştir? Üstelik 11 ay danberi kapah duran bu yapıdan müsakkafat vergisi de istenmek tedir. Halbuki burası ancak ahır olabilir, başka bir işe yaramaz, kiraya versek tutan olmaz. Şimdi 13 bin lira verdikten başka başımıza belâ kesilen bu binayı ne yapalım ve sırf Belediyenin birbirine zıd iki karan yüzünden 13 bin lira kaybettiğimiz kâfi değilmiş gibi müsakkafat vergisinden âzade kalmak için binayı da yıkalım mı?» Ford fabrikasında yapılan kaçakçılık Fabrikanın 6 senelîk muamelesi tetkik edilecek Gümrükler Bakanlığı Ford Motör Kompaninin îstanbul fabrikasmda gümrük resmi kaçakçılğmın yapılmakta olduğunun anlaşılması üzerine Fordun Îstanbul fabrikasınm kuruluşundan bugüne kadar olan bütün muamelâtının tetkik edilmesine karar vermiştir. Ba kanlık bu tetkikabn üç gümrük mü fettişi bir Ticaret Odası mümessili ve bir maliye müfettişi tarafından yapılmasını münasib görmüştür. Bu heyet bugünlerde teşekkül edecek ve Ford fabrikasınm teşekkülünden bugüne kadar o'an bütün muamelâtı yeniden tetkik • 'ecektir. Ford Motör Kompani îstanbul fabrikası erkânı gümrük resmi kaçakçıh ğından dolayı ihhsas mahkemesinde bulunmaktadırlar. Buna sebeb yalnız son iyi ay içinde yapılan gümrük res mi kaçakçılığıdır. Halbuki Ford fab rikası teessüs edeli alb sene olmuştur. Şehrimize gelen Gümrük ve înhi Bakanlığına ve Türkofise teşekkür telgraflan çekmişlerdir. KÜLTÜR İŞLERİ Mektebliler bayramı Beş mayıs olmak dolayısile mek tebliler bayramı dün başlamışbT. Mayıs sonuna kadar her mekteb idaresi bir gün talebesini kıra götürerek gezdirecek ve ertesi gün de tatil edecektir. Doğru söze ne denir? Parti Kongresi îstanbul için büyük bir şenlik ve merasim programı yapıldı Cumhuriyet Halk partisinin dördüncü büyük kurultayı münasebetile şehrimizde yapılacak şenliklere aid program hazırlanmıştır. 9 mayıs perşembeye tesadüf eden bugün; büyük bir bayram günü olacaktır. , ı ,!Partinin, ocak, nahiye, kaza ve vilâyet Kurağlarile îstanbul ve Beyoğlu Halkevleri Kurağlan îstanbul veBeyoğlu Halkevleri Kurağlan gündüz Türk ve parti bayraklarile, gece de ışıklarla donatılacaktır. Cumhuriyet Halk partisinden olanlar kendi evlerini de gündüz bayrak, gece de ışıklarla donatabileceklerdir. Belediye daireleri, spor klüpleri; ticaret odalan, esnaf kurumlan, ulusal bankalar, gazete basım evleri; Deniz yollan, Akay, Halic, Şirketihayriye, Liman idaresi; banliyö demiryollan ve bunlar gibi Cumhuriyet Halk partisine ilgisi ve sevgisi olan ulusal kurumlar da kendi kurağlarile vasıtalannı, iskele ve istasyonlannı gündüz bayraklarla; gece ışıklarla donatabileceklerdir. 9 mayıs perşembe günü saat on beşte partili ve partiye ilgisi ve sevgisi olan nahiye ve kaza kurağlannda ve Halkyurddaşlar kendilerine en yakm parti evlerinde toplanmış bulunacaklardır. Bu toplantıda radyosu olan parti ve Halkevi kurağlannda ilkönce radyo ile Cumhuriyet Halk Partisi dördüncü büyük kurultayının açılış söylevi dinlenecekn'r. Bunun için Ankara ve îstanbul radyolan beraber çalışacaklardır. Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisinin tarihçesi, programı, çalışması; meydana getirdiği işler ve inkılâb hareketleri mevzularmın biri veya birkaçı üzerinde konuşmalar yapdacakür. Söylevler şu şekilde seçilmiştir. Îstanbul Halkevinde ve Şehir tiyatrosunda Yüksek Muallim mektebi müdürü Hâmid; Cumhuriyet Halk Partisi Adalar kazası merkezinde Süleyman; Bakırköy merkezinde îstanbul birinci mekteb başmuallimi Âdil; Beşiktaş merkezinde ve Halkevinde îlhami Nafiz; Beyoğlu merkezinde ve Halkevinde Mustafa Tunalı ve Mücteba; Beykoz merkezinde doktor Hüsnü; Eminönü merkezinde Agâh Levent, Fatih merkezinde Hasane îlgaz; Şehremini nahiyesinde ve Halkevinde Nureddin; Kadıköy kaza merkezinde ve Halkevinde Zühtü; Sanyer merkezinde îsmail Hakkı; Üsküdar merkezinde ve Halkevinde Macid Oktay. Bunlardan başka parti nahiye ve ocak kurağlannda da konferanslar verilecektir. 9 mayıs günü akşamı saat 22 de par Kıdem zamlan ve makam maaşlan verilecek Son zamanlarda Maliye Bakanh ğının yapüğı bir tamim üzerine mual limlerin kıdem zamlarile müfettişlerin makam maaşlan kaldınlmışti! Mual limlerin teşebbüsü üzerine Kültür Bakanlığı meseleyi Başbakanlıktan sor muştur. Başbakanhk verdiği cevabda kıdem zamlarile makam maaşlannın kaldınlması hususunda Kamutayca kabul edihniş bir kanun olmadığmdan bunlann eskisi gibi verilmesi lâzım geldipini bildirmiştir. Bunun için keyfiyet vilSyetîere tamim «düttıi^ ve HfUhrt'* zam bütçelerle bu tahsîsatm temini ilâve edilmiştir. ŞİRKETLERDE Tünel hanı yapılıyor Tünel şirketi tarafından imtiyaz mukavelesindeki sarahata rağmen şimdiye kadar yaptınlmamış olan, fakat son zamanlarda Naha Bakanlığının ihtan üzerine inşası takarrür eden Galatadaki büyük binaya aid inşaat hazırlıklan tamamen bitmiştir. Tünelin Galata tarafmdaki metha Iinin üst kısmma kurulacak ve üç katlı olacak olan binanın projeleri Nafıa Bakanlığınca tasdik edilerek iade edilmiştir. Brükselde hazırlanmış olan plânlar Belediye tarafmdan da tasdik olunduğundan inşaate geçmek için bir mâni kalmamıştır. Tünel şirketi yapı işini münakasa ile bir şirkete verecektir. Yeni Tünel hanmm inşaaüna temmuz ayı içinde başlanacaktır. kî konusnv»lar ^ (Bastarafı 1 inci sahifede) Bakanı M. de Kanva. İtalva ile Yu goslavvanm, hassaten ekonomi ala nında vakmlasmaiarı meselesini or tava atmıştır. M. de Knnva. Macaristanla Yugoslavvanın îtaivaya avni mallan çıkardıklannı ve her ikisinin de en ziyade kereste ve hayvan sat tıklannı sövlemistir Bir bakıma göre de. Macaristan, Yugoslavyanın Marsilya suikasdine dair Uluslar Kurumuna sunmuş ol • duğu istida meselesinin Romada toplanacak Tuna konferansı acılma7dan önce halledilmesini istivecektir. Yeniden silâhlanma bahsine gelince, Macaristan, bu işin Romada res men müzakere edilmesini diledisH hal•de, îtalya, bunun münhasıran Uliı^lar Kurumuna aid olduğunu iddia et mektedır. ; Venedik 5 (A.A.) Maten gazete«inin hususî muhabirinin yazdığına göre: <Macâristanın askerî müsavat hakkmdaki müfrit iddialan Roma kon feransını geciktirecek gibi görün mektedir.» Venedik konferansının ilk toplan tıs, Macaristanın "dileklerini, öbur devletler siyasasma uydurmağa ca bşmakla geçmiştir. İtalya, Macaristanın müsavat iddialarını Fransa nez dinde teyid etmek ve Macarıstana baZJ tîcarî ve ziraî menfaatler göster saek niyetindedir. Venedikte topianan memleketJer, konferans neticesini ancak bir uz • laşma akdedildikten sonra bildıre ceklerdir. Fransu gazetelerinin ne§riyatı VİLÂYETTE Buğday suiistimali işi Devlet Şurasına intikal etti Vilâyet idare heyeti Ziraat Bankası Buğday suiistimali hakkındaki tahki kat evrakını dün uzun uzadrya tetkik etmis ve neticede bu meselenin hiçbir suretle Vilâyet idare heyetine temas eder tarah olmadığmı görmüş ve bu nun tetkikini idare heyetinin salâhiyet ve vazifesi haricinde addederek evrakı Devlet Surasma göndermiştir. Devlet Şurası bu işi tetkik ile karannı verecektir. Paris 5 (A.A.) Matbuat, daha ziyade belediye seçimile mesgul ol maktadır. Venedik müzakerelerine dair intisar eden nadir mütalealar, îtalyanın Macaristana zahir olması en di«;esini izhar eder mahivettedir. Bu müzakereler hakkmda, Jurnalda, Sen Bris divor ki: «Macaristam, dünya nizammın kurumuna istirak ettirmek ve Avusrurvanm istiklâlini muhafaza için bir formül bulmak mürpkün olursa, ttal yanın eski kusurlannı örttürmek hususunda nerelere kadar varabile ce^ini göreceğiz.» Er Nuvel, İtalyanm iki şık kar<a sında kaldığına işaret ediyor. Ya, Macaristam tutup Küçük Antantı gücendirmek, ve yahut ki Macarista nın dileklerini reddedip bu memleketi nasyonal sosyalizmin kucağına at mak.. Venedik 5 (A.A.) Italyanlar, Avusturyalılar ve Macarlar sabaha karşı ikinci bir görüşme daha yapmışlardır. Bu görüşme, iki buçuk saat sür müştür. Görüşmelere yarın tekrar başlanacaktır. ADLtYEDE Dükkânlan haraca kesmişler Bazı dükkânlan haraca kesmek ve kendilerinden öteberi istemek; ayni zamanda polise de hakaret etmekle suçlu îsmail Hakkı ve Emin isimlerinde iki arkadaş Adliyeye verilmişlerdir. Suçlulann dün birinci ceza mahkemesinde muhakemelerine bakılarak şa hidler dinlenmistir. Bu şahidlerden Tahtakalede şekerci Kâzrnı, suçlulann tütüncü Sabriden bazı şeyler istedikle rini bildiğini söylemişn'r. Bir kısım şâhidlerin daha celbi için dava başka güne bırakılmışnr. ŞEHtR ÎŞLERt Haciz karan yok îstanbul belediyesile Periye Bankası arasındaki davanın Türk Fransız muhtelit mahkemesinde, hâmillerin davadan feragati suretile intac edildiğini yazmıştık. Dünkü gazetelerden birisi hâmillerden bir kısmınra davaya de vam ettiklerini ve Paris mahkemesi nin Îstanbul belediyesi aleyhine karar verdiğini, bu karara tevfikan Belediyenin bir bankadaki parasma haciz konulduğunu yazıyordu. Meseleyi dün Belediyeden tahkik ettik. Belediye erkânından bir zatm verdiği malumata göre îstanbul beledi yesi böyle bir hacizden haberdar de ğildir. Yalnız hâmillerin davadan fe ragat ettikleri ve muhtelit mahkemenin de bu karan tescıl etmek suretile meseleyi intac ettiği malumdur. Eğer böyle bir haciz karan varsa bu karann da feragat meselesinden evvel olduğu kanaatindedir. Îstanbul Müddeiumumisi kim olacak Açık olan îstanbul Müddeîumumiliğine kimin getirileceği henüz kat'î o larak malum olmamakla beraber bu vazifeye Ağırceza mahkemesi azasından Kemal ve yahud üçüncü ceza mahkemesi reisi Hikmetten birinin tayini ihtimallerinden de bahsedilmektedir. Bursa Halkevinde faydalı konferanslar Bursa (Hususî) Halkevimiz burada Millî sinemada halka muhtelif konferanslar vermeğe başlamışnr. Ze • hirli gazlere aid konferanslardan başka lise tarih muallimi Muhtar Şevket îsbklâl muharebelerine dair, doktor Osman Niyazi de irsiyet mevzulu konferanslar vermişlerdir. ÜNÎVERSÎTEDE Ecnebi kitablarından istifade ' îstanbul Üniversitesinde çıkmakta olan ders kitablannm azlığı ve kifayetsizliği gözönünde tutularak her saha da ecnebi kitablardan ve eserlerden istifade edilmesi düşünülmüştür. Bu meyanda en mühim eserlerin türkçeye çevrilmesi de derpiş edilmiştir. Bu maksfdla bir kmisyon teşkil edilecek POLtSTE Kaybolan çocuklar Beyoğlunda bir çocuğun ortadan yok olduğunu yazmıştık. Emniyet müdürlüğünün bir gazeteye yolladıgı bir habere göre çocuk hayattadır. Fakat Beşiktaş civannda da birkaç çocuğun kaybolduğu söylenilmektedir. ü" vilâyet balosu verilecektir. îstanbul Halkevi; Şehir tiyatrosunda gündüz saat on altıda otuz kişilik bir konser hey«ü tarafından konser vcrilecektir. Cumhuriyet Nfishası 5 Koraştv I şeraitP ^° Hariç 1700 Kr. 1430 890 Senelik 1400 Kr. Altı ayhk 7S0 Oç ayhk 400 Bir aybk 150

Bu sayıdan diğer sayfalar: