6 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

6 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Mayi8İ335 Cumhuriyet Divanıharbde ortaya çıkan tarihî hakikatler Ordunun politika adamları hakkında verdiği hükümAltı nazırı kurşuna dizdiren kimdi?Kendi arkadaşlarına göre Venizelosun iç yüzü [Atina hususî muhabirimizden] Atîna 4 Orfî idarenin son gün lerini yaşadığı anlaşılıyor. Divanıharbler işlerini bitirmek üzeredirler. Fakat halkın heyecan ve endişesi hiç te ek silmiş gözükmüyor. Muhalif siyasî liderlerin muhakemesi bilâistisna her keste büyük bir alâka uyandırmıştır. Gazeteler de bittabi ayni alâkayı gösteriyorlar. Bazılan örfî idarenin san sörüne rağmen liderlerin şiddetle tec ziyesini istiyor, bazılan ise «adalet ve merhamet lâzımdır. Isyamn baslı başma mürettibi Venizelosla Plastiras ele geçmiyecek olduktan sonra bunlan mahkum etmekten ne çıkar» diyorlar. En ehemmiyetli gazeteler de «Artık Venizelos ve Plastiras gibiîerin bu memlekette yeri kalmadı. Bunlann Yunanistana dönmesi imkân haricindedir. Onlan en sadık taraftarlan bile ellerine geçirseler cezalannı bizzat ve receklerdir. Mahkeme safahau bütün bu liderlerin Venizelosun oyuncağı mesabesinde olduğunu, millet nasıl aldandiyse onlann da öyle aldanmış buIundugunu ortaya çıkardı. Bugün bunIar aramızdan defolmuşlardır. Hepimiz birleşelun, müttehid olalım» mütaleasını ileri sürüyorlar. Hükumetin ve halk partisinin en mümtaz smıfın da böyle düşündüklerine dair pek çok alâmetler vardır. General Kondilis ile Dahiliye Bakanı P . Rallisin divanıharbde yapuklan 5ehadetlerde liderlerden hiçbirinin isyanla alâkadar olmalanna ihtimal vermediklerini, yalnız bu hareketi başlangı cmda alenen takbih etmemelcrini doğru bulmadıklannı söylemeleri de hü kumetin takib ettiği itidal politikasmra en büyük delili olarak tefsir edilmiştir. Divanıharblerdeld muhakemeler esnasında tezahür eden hakikatlerden birisi de ordunun Yunan politika adamlannın krymetleri ve mahiyetleri hak « kında hîç te iyı fikirler beslemed'ıgidir. Liderleri jnuhakemc eden divanuı ciddî ve tam bir asker olan reisi A miral Sakellariunun dünkü celsede maznunlardan birisine söylediği: Canım siz politikacılar hiç dü şündüğünüz gibi söylemez miydiniz? Sözü çok manidar addedilmektedir. Çaldaris kabinesi iktidar mevkiine geldikten sonra Venizelosun riyase tinde Papanastasiu, Kafandaris, Mi lonas, Sofpanopulos partilerinden mürekkeb bir muhalifler ittihadı tesekkül etmişti. Divanıharbde bu ittihadın ittihaddan başka herşeye benzediği, oarh liderlerinden hiçbirinin Venizelosla hemfikir olmadığı meydana çıkmıştır. Venizelosla hemfikir olmıyan yalnız bu muhalif liderler değilmiş. Hatta kendi fırkasjnm lider muavinleri de bütün büyük meselelerde Giridli politikacı ile ihtilâfa düşüyorlarmış. Muhakemeler yalnız bunlara değil, tarihî bazı sırlann meydana dökülmesine de yesile olmuştur. Venizelosun sag eli diye bilinen esl i âyan reisi ve Venizelos partisi lider muavinlerinden Gonatasm ifadesi bu noktadan bilhassa şayam dikkat ol muşt'> Gonatas ta 1922 de Plastirasm yapnğı askerî ihtilâlden sonra başvekü olduğu zaman kurşuna dizilen aln nazınn affı için bir kararname İmzaladığmı, fakat Plastirasm bu kararnameyi saklayıp icra ettirmediğıni yanayakıla anlatmışhr. Bu alb nazınn kurşuna dzilmesi hâ'disesi aradan on üç, on dört sene^ kadar bir zaman geçtiği halde hâlâ îki büyük partinin, Çaldarisin ahali partisile Venizelosun hürriyetperver partisinin arasmdaki bütün zıddiyetlerin, düjmanlıklann esasını teskil eden en bü Atina mektubları : Çekoslovakyada intihab hazırlığı M. Benes mühim bir nutuk söyledi f Prağ hususî muhabirimizden "[ Prag, 2 Çe koslovak Harici • ye Nazın M. Benes, 29 nisan ta • rihinde intihabai münasebetile al • manca bir nutuk söylemiştir. M. Be nes, bu nutkunda her türlü tahak • küm rejimine a leyhtar bulundu ğunu, bu kabil rejimleri bazı mil letlerin ve bazı M. Benes devletlerin harb dolayısile maruz bulundukları marazî bir hâdisenin, harbden sonraki insanlann muvakkat şaşkınhklannm ve yanlış düsünüşleri nin tezahürü telâkki ettiğini söy lemiştir. I Köylümüzün hayat meseıelerl ) Islahata giden yol Yapılacak işler gene hükumetin başaracağı bir icraat programma bağlanıyor Kalkınma mevzuuna önce irfan teşkilâtına temas eden kısımlarını Maarifimizden, üst tarafını miistakbel bir program ve idareden beklemek lâzun Bundan önceki yazüarımda köy mevzuunun herşeyden önce bir ilim işi olduğuna kısaca i§aret etmiştim. İlimle herşey yapmak ve köyü de kuvvetlendirmek mümkündür de mek istediğim hatıra gelebilir. He men söylemeliyim ki, ilım bir gaye değil, bir vasıtadır. Vasıtaların en iyisi ve en kuvvetlisidir. İlim başlıba şına pratik bir maksad gütmez. Onun biricik kaygusu tabiat hâdiseleri arasındaki zarurî münasebetleri bul maktır. Bunu herkes bilir. Ancak, ilmin hedefi her nekadar chasbilik» ise de varacağı noktada tamamile nazarî veya hasbî kalamı yor. Hele sosyal hâdiselerle uğraşan ilim, zarurî olarak enfüsiliğe kapüı yor, menfaatci oluyor, san'atkârla elele vererek çalışıyor. İşte sosyoloji denilen ilmin karakteri böyledir. Mümkün olduğu kadar objektif kal mak şartile sosyal hâdiselerin kanunlarını bulmakla uğraşanların pek çoğu, subjektifliği bir dereceye kadar haklı ve makul de buluyorlar. Fakat, bu subjektif karakterdir ki, bugün hâTürk köyliuiinü kalkmdırma faalilâ sosyoloji alanındaki mesleklerin, yetind* büyük baflangıclan olan sistemlerin yerleşememesine bir se büyük Bafbakanımız beb olmaktadır. Gene bunun içindir Herkes bilir ki, bir çocuk kendi uzki pek çok kimseler sosyolojiyi ilim viyetinin, temayüllerinın, kabiliyet diye kabul etmez. lerinin şekil ve derecesine göre ter Bu sözlerden maksadım şudur: biye edilir. Bir halk kütlesi, bir gencBir yurdun sosyal ıslahatı hakkm lik, bir nesil, o memleketin fizikî, ta da düşünürken hareket noktamız şu rihsel, sosyal... karakterıne uygun bir ikiden biri olabilir: terbiye sistemile yetiştirilir. Fakat, 1 Ya, muayyen bir sosyoloji sis biz bir çocuğun bünyesini tetkik ettemine göre yurdun sosyal hâdiseleri memişsek, bir neslin üzerinde yaşaüzerinde tahliller, terkibler yapaca dığı toprağı, içinde büyüdüğü sosj'al ğız ve ıslahatı bu sistemin prensiplevarlığı iyice anlamamışsak acaba ivi rine göre tanzim edeceğiz. ve doğru bir reforma progranu çıze 2 Yahud, ilimsel sosyolojinin hubilir mıyiz? gün malum olan usullerile memleke Köycülük yapmak için hemen hertin her hâdisesini, müesseselerini, ankesin ağızbirliği ederek geri kalmış ketlerle, monoğraiyalarla, istatistik olduğunu söylediği yurdu, köyü ta lerle, tarihsel usullerle toplıyacak, nımıyoruz!... Feryadlannın manası müşahade altına alacağız, yani yur bu değil midir? du tetkik edeceğiz. Bundan sonra uluO haMe, kat'î oimasa da, davanın sal felsefemizi, ulusal sosyoloiimm hallini temin edecek bazı fikir esaslakurmak için bir sistem yaratacağız. n buluyoruz demektir: Muayyen bir Birinci halde yapılacak şey şudun sistemden hareket ederek değil, anVaktile Ziya Gök Alpm tutmuş olducak bir sisteme doğru gitmek üzere ğu yol gibi Fransız sosyolojisinden, yailkönce sosyetenin ruhuna inerek hud bugün bazı münevverlerimizm köycülüğün ana programını çizebi beğendiği, solidarizm gibi sistemlerliriz. den hareket ederek Türk sosyetesine Burasını şimdilik kabul edelim. Bisosyal bir ideoloji vermek. ze böyle bir hareketi kim hazırlaya tkinci halde de şu suretle işe baş cak? Böyle zor, vakte, unsurlara, valanabilir: sıtalara muhtac büyük bir işi nasıl baAile, köy, kasaba, şehir, mekteb, şaracağız?. Sosyeteye inmek ne de fabrika, hükumet... gibi sosyal top mektir? Oraya nasıl gidilir? Köy nalulukların monoğrafik tetkiklerinden sıl tetkik olunur, köylü nasıl yüksel başlayarak, yurdun coğrafya, demoğ tilebilir?... rafya, ekonomi, sağlık.. bakımların Böyle çapraşık bir dava üzerinde dan çok sıkı metodlarla hazırlanacak düşünürken şaşırmamak için düşün türlü şekil ve nevide ilimsel müşalıecelerimizi dağıtalım ve hemen söyli delerini, tahlillerini yapmak... yelim ki: Eğer birinci yolda yürünürse van Bir devrim yaşayan Türkiyede soslacak netice ile ikinci yoldan hareket yal ıslahatı sosyete ölçüsünde ge edilirse erişilecek nokta hakkuıda bunişletecek, j'apacak, kuvvetlendirecek rada uzun uzadıya izahat vermek yergene ve yaratıcı unsurları her müessesizdir. Yalnız, bu iki halden hangisi seden önce Üniversite verebilir. nin bizim için uygun olabilecetiıni Avrupa Üniversitelerinin ıslahatta şu sözlerle de izah etmeği faydalı göoynadıkları rolü çoğumuz biliriz. Biz rüyorum: de ayni şeyi kendi Üniversitemizden Sevgili Başbakanımız bir Fransız beklemekte haklıyız. gazetecisile geçen yıl görüşürken söyHer Üniversitenin iki esaslı vazi lediği sözler arasmda şu mütaleaları fesi vardır: Birisi ilimsel araşturna da yürütmüştü: lar yapmak, ilmen yetiştirmek, öte ki de hür, idealist, yüksek seciyelı « Fırkamızuı esaslan gayet ileri bir münevverler, güzideler ordusu bir zihniyetle vücude getirilmiştir. Omeydana getirmek. Bu esaslar hiç nun için insanlann ve eşyanm tekâ şüphesizdir ki yurdumuzun ilimsel, mülünü temin edecek vekayii ihzar sosyal, kültürel ihtiyaclarma göre etmekten geri durmamaktayız. Büyük tanzim olunacaktır. İste meselâ baş Şef ve ben bütün kalbimizle demok tanbaşa «köyler camiası» olan, hal ratız. Büyük Şefin sistemi terbiycvî kmın onda dokuzu toprakçüıkla yave ihzaridir. Asırlarca geri kalmış bir memleketi terakki ve tekâmüle sev şayan, ekonomik kabiliyeti daha u zun yıllar topraklaruıın verim kabi ketmek meselesi karşısındayız. Sivasetimizin müstakbel esaslan bu hu liyetine göre hesab edilecek olan bir memlekette Üniversite programının susta elde edeceğimiz neticelere bağ gerek «tahsil», gerek «kültür» bakımlıdır....» (Cumhuriyet gazetesi 20 ağustos 934) larından ne suretle çizilmesi gerekli olduğunu uzun uzadıya düşünmeğe Bir devlet adamının agzından çıkan lüzum var mıdır? bu sözler bizim için çok değerlidir ve Halkmın onda dokuzu cahil kalmış gidilecek yolu göstermesi bakımın bir yurdun gencliğini sosyal reform dan da dikkatle düşünülecek bir mevhareketine hazırlayacak, bilhassa ana zudur. davamız olan köyün yükselmesi için Bundan önceki yazılarımı okumuş terbiye edecek «ilim ve kültür müesolanlar hatırlarlar ki, köy davasınm seselerimizin» nasıl bir programla çahem devlet, hem cemiyet işi oldu lışmalan lâzun geldiğini daha açık ğunu söylemiştim. Devletin işi ctanzim» cemiyetin işi «ikmal» dir. Her soylemek ister mi?.. Mademki köyden bahsediyoruz, ikisini birbirinden aslâ ayıramıyacasözü gene burada bitirelim: ğımız bu iki müessesede baş rolü ceOrta ve yüksek tahsil müessesele miyet oynar. Daha doğrusu cemiyete rinde hâlâ onda dokuz ve memur o önderlik eden unsurlar... larak çıkan, bir genclik yetiştıren, Acaba, «terbiyevî ve ihzarî» olan bir tek köy muallim mektebine ma bir yapıcılık programını tatbik etmek lik olmıyan, ekmek, peynirden çok için devletin şekil verdiği, bozuk parmuhtac olduğumuz bir «halk terbi çalannı düzelttiğı, eksik kısımları yesi» programını hâlâ çizememiş olan, nı tamamladığı bir sosyal ıslahatta kültür işlerini yalnız okutmak, vaz kimler ve nasıl önderlik edebilir? dırmak telâkki etmese bile yurd öl Böyle unsurlar nasıl yetişir, nasıl çaçüsünde genel bir kültür progranu lışır, ne suretle «yaratıcı» olurlar? yapmıyan, daha şımdiden bir «orta Bu sorgularımızla bir yurdun kal münevver» bolluğu içinde kalarak kınma, yükselme hamlelerinde mü • mektebden sonraki hayatta gencliğı nevverin, Üniversitenin, ilmin, fel hiçbir vasıta ile kontrol edemiyen... sefenin oynıyacağı rolü hatırlatmak bir sosyete nizamının en birinci ek istiyoruz. Adanada kültür hayatında inkişaf Bir kız enstitüsü ve kız san'at mektebi açılacak Adana (Hususî) Burada, orta tahsil mektebîeri her yıl talebe sayısınm artışile ehemmiyetli bir vaziyete girmektedir. Bunun sebebi de hem Kıbns, Iskenderun ve Antakya gibi yâdellerde kalmış büyük Türk kutle lerinin çocuklannı en yakın anayurd parcasmda okutmak isteyişleri, hem de kız lisesi bulunmryan şark vilâyet* lerinin Adana b z lisesine talebe yollamalandır. Bugün Adanada mevcudu 850 yi bulan bir erkek lisesi, gene talebe sayısı 400 e yakın erkek orta mektebi, 550 mevcudlu kız lisesi, 150 mevcudlu muhtelit ticaret mektebi ve bunlardan başka da talebesi tamamile IeylH olarak 250 mevcudlu erkek muallim mektebile 100 e yakın mevcudlu ziraat lisesi vardır ki böylelikle, Adanada or ta tahsil güden kız ve erkek talebenin sayısı 2400 e yaklaşıyor demektir. Adana gibi gerek coğrafi ve gereksc iktısadî bakımdan hususî bir mevkii olan büyük bir merkezde orta tahsil hayannm bu derece inkişafı bile hakikî ihtiyacm tam manasile tatminini ifade edemez. Esasen ders yılı başlangıanda yersizlik yüzünden müracaatleri yerine getirilemjj'en kız ve erkek yüzleıte talebenin mekteb kapılarmda bojrnn bükük bekleyişleri de, yukandaki hük* mü teyid eden bir vakıadır. Bununla beraber çok sevinc dray** rak öğrendiğime göre, Kültür Bakanlığı, Adananm bu özel durumunu ve kızlarımızın ev kadını olarak yetişme sini gözönüne alarak burada büyük bir kız enstitüsü ile aynca bir de akşam ku san'at mektebi açmak karannı almı? nr. Kız enstitüsü; muayyen tahsil gormüş kızlanmıza nazarî derslerden ba$ka dikiş, nakış, moda, ev idaresi, çamaşır yikama, modern mutfak ve modern salon işlerini de hususî atelyelerde amelî olarak öğretecektir. Akşam kız san'at mektebi ise, tahril çağmı geçirmiş kızlarla, istiyen evli kadmlara yukandaki bilgileri pratik olarak öğretecektir. Bu iki çok faydalı müessesenin hangi binada ve ne gibi sartlarla açılabilecegi haVkmda bugün vilâyet makamile Kültür Bakanlığı arasında muhabere devam etmekte ve önümüzdeki ders yıh başlarma kadar bu hazırhk işlerinin tamamlanacağı kuvvetle umulmakta dır . Sıvasta yapılan idman bayramı M. Benes, bu gibi krizlerin ve re jimlerin bundan önceki devirlerde de muvakkat bir zaman için mevcud bulunmus olduŞunu, bugün bunlara benziyen rejimlerin ayni akibete mahkum olduğunu, bir tahakküm sisteminin Çekoslovakva icin mevzuu bahsolamıvacağını söyledikten son ra istikbalden bahsederek demiş tir ki: Gonatas « fstikbal hususunda nikbinim. yük hâdisedir, denilebilir. O vakit kurBir müddet sonra, Avrupa mütekabil şuna dizilen nazırlar Başvekil Gunaris, bir yakınlasma gayesile reiimleri bir nazırlardan Baltacis, Teodokis, Proseviyeve getirecek ve garbî Avrupadopupadakis, Stratos ve Anadolu ornın felsefe ve kültür sistemleri mu dusu başkumandanı Haci Anestis idi. zaffer olacaktır. Çekoslovakva, Slav, Hepsi de Venizelosun siyasî hasımla Cermen ve Avrupa kültürleri gibi üç nndan mürekkeb bulunuyordu. Ihtilâl büyük kültürün sınırîannda bulunuüzerine bunlar yakalanmışlar ve he • yor. Bu itibarla, bu kıiltürler ve bu men askerî bir divanıharbde muhakemilletier arasmda bir köprü vazifesi me edilerek Anadolu Yunan hezime görmelidir. tinin müsebbibleri olarak bir günde Avrupa, haklı veva hak«^z olarak mahkum edilip ertesi sabah Kudi deni bugün merkezî Avrupada bir Alman veya bir Rns genisleme hareketinden len mahalde kurşuna dizilmişlerdi. Işkorkuyor. Bu korku bizim varlığı te ahali partisinin bir türlü unutamadığı hâdise budur. Gunaris bu partinin ba mızla alâkadardır, n?«al ki Belçika nın, Felemongirı ve îsvicrenin mevnisi ve lideri bulunuyordu. Efkân u cudivetile de alâkadar bulunmakta mumiyenin mühim bir kısmı bu nazırladır. Ceko<5İovakvanm sivasası, bir sulh nn öldürülmesini haksız bulmuş, Vesivasası olarak tesnit ed'lmiştir. Çünnizelosun hasımlannı ortadan kaldır kü harb ve felâket b'ze birsev kazan mak için bu bahaneyi ileri sürdüğü dıramaz. Fakat, her hangi bir taarnız «öylenmişti. kafşflsınete, gerek kendi menfaatimfe O vakit mevkîî îktidarda bulunan namına, şrerek bütün Avrupanm menfaati namına kendimizi ve sah'b olGonatas gibi bir adamın bugün onladuihımuz şevleri, son dereceye kadar nn öldürülmelerine razı olmadığını korum?5a azmetmisizdir.» söylemesi ve bunu da ispat etmesi a Sosyal Demokrat amele leyhindeki cereyanların hayli önünü almış görünüyor. partisinin içtimaı Divanıharb reisi bu meseleye ne Cekoslovak sosval demokrat ame kadar ehemmiyet verdiğini anlatmak Ie partisi bürosu, 27 nisanda, bu par tinin şefi meb'us M. Hamplin başkaniçin birçok defalar şahidlere: «Sözlelığı altında bir toplantı yanmıştır. rinize dikkat ediniz. Vaktile böyle bir Bu tonlantıda, Demiryollar Nazırı divanda bazı siyasiler mahkum edil Rodolf Bechine, sos\ral demokrat a miştL Bu mahkumiyette isabet olmamele partisi bürosunun dikkate de dığı tahakkuk etmiştir. Tarih nazannğer sivasal kabilivefprinin. bıiflpku da biz de böyle bir hataya düşmemek devrin güçlüklerini kolaylıkla ber için uğraşıyoruz. Vicdanımızla mücataraf etmesi ve mücadeleve eskisi kadele ediyoruz. Bizim askerî zihniyet dar kuvvetli bir sekilde hazır bu lerimize uymıyan siyasî işleri bize anlunmasüe sabit oldu&unu sövlemistir. latmanızı selâmeti memleket namına Nazır, partinin istikbaldeki mesa sizden rica ederim.» demiştir. isine dair bazı sözler sövlemis ve ezcümle bu mesainin Uluslar KurumuMuhalif siyasî liderlerin davasında na davanarak sulh volunr'a devamlı Venizelosun siyasî arkadaşlanndan hiç surette cahsma^a, Kücük îtilâfı daha birisi liderlerinin hal ve vaktini tak sıkı baslarla takviyeve ve suîhu, icabih etmekten geri durmadılar. Bunlann bmda, silâMa korumağa matuf ol ifadelerine eöre siyaset adamı Veni du^unu izah etmistir. zelosu tavsif etmek icab ederse şöyle M. Rodolf, bundan sonra Cekoslobir sima ortaya çıkar: vak ordusunu mevzuu bahsederek, «Lider Venizelos müstebiddir. Kinpartinin umumî bir silâhsızlanmaŞa taraftar oMuŞunu, fakat orduva el dardır. Harekâtmda kimseyi dinle mez. Kimseyi çekemez. Harekâtını ar zem olan hiçbir şevin gene esirgen miveee^ini, ordunun bir taarruz or kadaşlanna tenkid ettirmez, tasavvur dusu de?'l bir mü<^faa ordusu ol lannı kimseye söylemez. Herşeyi kendu^unu il?ve etmistir. disi yapar. îyi kötü olduğuna ehemmiNazır, sozünü, dahilî sîvasava ee yet vermez. Kimseye itimad etmez. tirerek. partinin keT>disile birlik+e Efkân umumiyeyi aldatmağı çok iyi calısmak isHven bü+im demnkra f ik bilir. Siyasî dalaverenin mucididir. partilerle bilhassa Alman sosval deEn büyük zevki intikam almaktır. Bumokrat partısile sıkı bir teşriki me nunla beraber çok korkakür.» saive hazır oidugunu, fakat kom"mist Bütün bunlan dinliyen divanıharb fırkasiîe birlikte calı^maktan imti reisinin ağzından hemen hemen gayrina ettieini söylemistir. ihtiyarî sözler çıkmıştır: Cekosîovakva rpsmî garetes'nm 27 Ya siz neydiniz? nisan tarihli nüshasırda çıkan bir kaCevab: Sükut! rarname mucibince, Çekoslovakvadaki Alman millî partisinin tekrar fa aliyete geçmesine müsaade edilmıştir. Bu suretle, bu parti ayın 19 un daki intihabata iştirak edebilecek. fakat <Alman halk partisi> ismini ala caktır. MÜTEFERRfK Toprak kanunu geri alındı Devlet Şurasmda tetkik edilen toprak kanunu lâyihası; îç Bakanlığı tarafından geri alınmışar. Bu lâyiha îç Bakanlığı Iskân dairesinde yalnu muhacir iskânı bakımından tetkik edilmişr tir. Tekrar gözden geçirilerek bazı hukümleri değiştirilecektir. Bu münase • betle Ziraat Bakanlığının da düşüncesi sorulacaknr. Cenevreye giden murahhaslanmız geldi Bundan bir müddet evvel Cenev rede toplanan Parlamentolar konseyi içtimalanna Türkiye namına iştirak eden Elâziz saylavı Fazıl Ahmed Aykaç ve Tokat saylavı Nazım dün sabahki ekspresîe şehrimize gehnişlerdir. Bu seneki Parlamentolar konferansı temmuz nihayetinde ve Brükselde toplanacaktır. Cenevrede toplanan bu konsey iç timainda Brükselde toplanacak olan umumî kongrenin ruznamesi hazırlan mısbr. sikliği şudur: 1 Otoriter ilim müesseselerine malik olamaması, 2 Kökü sağlam bir Üniversiteniıı yetiştirdiği tam manasile idealist bir genclik zümresine dayanmaması, 3 . Diğer alanlarda zarurî olan «istikrarsızlık, inküâb hali» nin kül • tür müesseselerinde de devam etrne si. 4 Genel bir «yurd yapıcüığı programı» içinde kültür işlerinin pek zayıf bir yer almış olması... Gibi bazı esaslı sebebleri söylersek köycülük bahsinde ilmin rolü başta gelir, sözümüzün manası kendiliğin • den anlaşılır. Bize kalırsa bu iş ne yalnız Ünl versite, ne yalnız orta tahsil meselesidir. Baştanbaşa bir «devrim siya sası» dır. Devletin başarabileceği bir iştir. Bu sebebledir ki ayrı bir tes kilâta, ayn bir nazarıyeye ve ayrı bir pratik programa muhtacdır. Her devlet müessesesine, her zümreye, her ferde köy verimi hakkında direktif verecek olan ve köy davasını bütün yurd davalarının üstünde tutacak olan ve ilimsel temellere dayanan bir «köy yaratma kanunu» na şiddetle ihtıyacımız vardır. Ankara. Kadastro faaliyeti Eminönü kazası dahilinde Timurtaş mahallesbin sicilleri ikmal ve senedîe rile çaplan ihzar olunarak alâkadarlara tevziine İkinci Kadastro komisvo • • nu müdürlüğünce başlanmıştır. Işbu komisyon üç ay zarfında üç mahallenin bütün muamelâtı hukukiye ve fenniyesini ikmal ederek başka mahallelere geçmiştir. Istanbul dahilinde diğer iki komisyon da bu faaliyete yetişmek için azamî gayret sarfetmekte dir. Sıvas «Hususî» Burada yapılan idman bayramı bu sene çok güzel olmuştur. Bayrama, lise, Erkek Muallim mektebi ve kız orta mekteb ta İebeîeri iştirak etmişlerdir. Gönderdiğim resim kız orta mektebini geçid resminde göstermektedir. Salâhattin KANDEMtP

Bu sayıdan diğer sayfalar: