7 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 11

7 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 Siavıs 1935 Belçikamn iktısadî huhranla mücadelesi Karısmı öldüren hain adam! Cumhurfyet Arsıulusal Brüksel sergisi nasıl açıldı? Memleketî elektriklestirme D enizlinin meşhur kalesı Tarihî HiyeropoKs harabeleri her sene yüzlerce seyyah tarafından ziyaret ediliyor 11 Belçika, en müşkül zamanında açtığı bu sergile istikbalden ümidini kesmedigini göstermiş oluyor Karısı para vermeyince Ökonomi Bakanlığının keserle kafasını koparmış yapb^ı tetkikat tzmir (Husu sî) Burada acıklı bir hâdise oldu ve zavallı bir kadın, koca sının elile öldü • rüldü. Telgrafla kısaca bildirdiğim hâdise hakkında şu tafsüâtı aldım: Katil, Dolabh kuyuda Ikinciaziziye mahallesin * I ~. de Süleyman oğ lu Osman nammKatil Otman da biridir. Kendisi çoktanberi issiz dir. Bes tane çocuğu vardır. Kansı Hanife çalışıp cabalamakta, kendilerini geçindirmektedir. Osman, buna rağmen kansından sık sık para istiyormuş. Kadın dayanamamış, Artık yetişir, bende para ne arar?. Demis.. Fada, işte buradan koo muştur. Osman, bir keserle kadınca ğıan başına birkaç defa vurmug ve ravallıvı öldürmüştür. Katil, Adliyeye verilmistir. Ankara 6 ( A . A . ) Elektrifikasyon işleri ve elektrik ve kömür fiatleri hakkında bazı gazetelerde çıkan haberler üzerine yapnğımız tahkikann sonu şudur: Ökonomi Bakanlığı yeni teşkilâtmdan olan elektrifikasyon şubesi, yurdumuzun muhtelif sahalannda mevcud kömür, $u, linyit gibi maddelerle bulunduklan veya yakınlanndaki sahalar elektrikle muharrik kuvvet ihtiyacını bu maddelerin istifade suren'le en ekonomik şekilde temini imkânlannı tetkik etmektedir. Bu tetkikat ncticesinde bazı büyük santrallcr mevzuu bahtolabilccektir. Fakat bu tesisat henüz bitmemiş olduğundan, maliyet fiatleri ve hatta bu santrallerin nerelerde kurulacağı hakkında henüz bir karar vcrilmiş değildir. Kömür fiatleri hakkındaki neşriyat ta bakanlığın kömür sanayiinin bugünkü vaziyeti ve bu isa'kamette ilerleyişi noktasından yaptmlmakta olan tetkiklerden doğduğu görülüyor. Bu tetkikler henüz bitmemiştir. Neticede diğer bir kısım için olduğu gibi, umumî prensip esaslan dahilinde hareket ve hem alâkalı sanayicilerin normal kân hem de müstehliklerin menfaati nazara alınarak icabı yapılacakbr. Hif»topelis horabelerinden okan Korbonlu suyun vücud* getırdiği güz«l bir manzara Denizli (Hususî) Denizliye yirmi kilometro mesafede bulunan tarihî kıymeti ve tabiî manzarası itibarile dünyada eşi bulunmıyan (Hiyerapolis) harabelerini görmek ve tetkik etmek için her sene yüzlerce seyyah buralara akın ed^r. Bu harabeler binlerce senelerdenberi beşerden ziyade tabiatin tahribine maruz kalmış olmasına rağmen o devirlerde buralarda yaşamış olan insanlann yüksek medeniyeti hakkında bize pek güzel fikir verir. Tepenin üzerine 33 derecei hararette karbon ve kireci mebzul bir ılıca vardır. Bu su boyalan tesbit etmek hassasına maliktir. Tepeden ovaya müteaddid kollardan şellâleler yaparak dökülen su, akarken karbon gazı tebahhur ederek kireç teressüb eder ki bunlar tabiatin bir harikası olarak insanı hayran eder. Valimiz Fuad Tuksal Hiyerapolisin tarihî ve tabiî manzarasının kıymetini takdir ederek oraya mükemmel bir yol ve yolun geçbği Menderes nehri üzerinde de güzel bir köprü yaptırmışbr. Bu yolun resmi küşadı yapılmışbr. Hiyerapolisin halk arasında ismi Pamukkaledir. Her cuma oraya Denizliden pek çok ziyaretçi gider. Bir köy yandı Şehre sekiz kilometro mesafede Kurudere köyünde yangm çıkmış bir çocuk, on bir hane, bir cami, iki dana. bir atın yanması gibi bir facia ile nihayet bulmuştur. Yangm dikkatsizlik neticesinde çıkmış, fırtına hasebile derhal büyümüştür. Itfaiyenin gayreti sayesinde köy güçhal ile kurtulabilmiştir. Sesli sinema Denizlide Himayeietfal sinemast sesli olarak birkaç güne kadar çalışmağa başhyacaktır. Evkaf oteli Yeni Evkaf dairesi 6500 liraya müteahhide ihale edilmiş ve evvelki gün merasimle temeli ablmıştır. Yakında her türlü konfonı haiz Evkaf otelinin insaatına b^«>anacakbr. ftsi Belçika Kralı «• maiyeti m«ra*im tatayından çılcarlarken Brüksel (Hususî) Eskidenberl bütün milletler arasında yerleşmis bir an'ane vardır; bir serginin açılması kararlaştınldığı gün o serginin herşeyl tamamlanıp bitirilmez. Bir iki yeri eksik bırakılır. Sergiyi açmıya gelen resmî şahsiyetler o noksanlar içerisinde kabul olunur. 1935 Evrensel ve Arsıulusal Brük sel sergisi de 27 nisanda açılacaktt. Fakat yuVanda bahsettiŞimiz an'ane bu sefer bambaska bir şekilde tat bik olunmuştu. Sergi o gün açılamadı. Ertesi günü ise bir mucize kabi linden herşey hazırlanmıştı. Binlerce j amele gece sabaha kadar çalışmışlardt. Asrî ve mükemmel küçük bir şehir bir gece içinde adeta yerden fışkınvermişti. Muayyen saatte Belçika Kral ve Kraliçesi geldikleri vakit serginin hemen hemen hiçbir eksiği kalmamıştı. Daha sabahleyin erkenden çe«;id çeşid insanlar grup halinde sergıyi görmeŞe kosuyorlardı. Bunlann icinde hatıra gelen gelmiven bütün mesleklerden murahhas heyetler vardı. Hemen hepsinin önlerindeki uzun bovlu birkaç kişi o heyetîerin bav rakalacmı, isaretlerini tasıvorlardı. Caketler, pardesüler, paltolar üze rine sıra sıra nisanlannı dizmiş olanlar da vardı. Halbuki Almanlann kıyafetlerinde militaristliği ars1ırır hicbir şev görünmüvordu. Bütün esnaf cemiyetleri saatlerce süren bir gecid resmi yantılar. Sonra birden caddelerin her iki taraflarında mu hafız kıt'alan mevki aldılar. Sıra ıle birbirini takib eden otomobiller davetlileri gptirivordu. EelçiValılar başlanndaki hükumetin krallık olma gından mıdır, nedir hâlâ bu gibi islerde fa*la demokratça davranamı yorlar. Davet kartlannm kıyafet faslında «üniforma veva saray kıya'eti» dendikten sonra «caketatay ve silindir şapka ile de gelinebilir> cümlrsi ilâve olunmuştu. Bunun Için Belçika hükumet erkânile sefaret heyetîeri ve saire hep büyük üniformalarmı giymişlerdi. Yaldızlı, kordonlu elbiseler içinde gögüsleri sıra sıra ni şanlarla süslenmiş genc, ihtiyar a damlann arabalardan inişi insana bu kadar şatafatın lüzumsuz ve fazla oldu&unu pek iyi anlatıyordu. Kadınlann çoğu şehir kıyafetile geliyorlardı. Fakat hepsi şık ve zariftiler. Genc ve güzeldiler. Saat 10 u 40 geçe atılan top Kral ve Kraliçenin Laken şatosundan hareket ettiğini bildiriyordu. Halk arasında hareketler fazlalaşü. Zaten şatonun bahçe • sinin bir kapıa da sergi methallerinden birine açılıyordu. Bir mızraklı süvari müfrezesi Kral ve Kraliçenin bindiği dört atlı landp arabasuun etrafını kuşatmışlardı. Arabaa ve u şaklar kısa beyaz pantalon ve kırmıa şapka giymişlerdL Kral General üniformasile idi. Kraliçe koyu gümüşi bir elbise ile gri hasırdan bir şapka giymişti. Krahn landosunu takib eden arabalarda aile erkânı mevki almışlardı. Kral şehrın eski kısmında On sekizinci asırdaki kıyafetlerle giyinmis halk murahhas heyetinin ihtiramatını kabul ettL Serginin büyük Britanva, îsveç ve Le tonya tarafmdan vücude getirilmiş kısımlarile îtalyanlar tarafından Nevyorkun yüksek evleri tarzmda insa olunmus kısmın önünden geçti. Sonra bir kilometroluk hafifçe mevilli sahayı takib etti. Burada havuzlar ve çok güzel köşkler, binalar vardı. Brüksel, Paris ve sair şehirleri temsil eden kısımlar da burada idi. Be yaz, mavi, pembe, fildisi reneınde binalar göze yekdiŞerlerile hafif bir tezad teşkil ederek çarpıyorlardı. Kral serginin merkez cephesi önünde Brüksel Beledive reisi, sergi tcra komitesi reisi ve d'&er resmî şahsi yetler tarafından karşılandı. Kra lire Ue kürük prensese buketler takdim olundu. Bundan sonrakî mera<rfm serı»î fei naiarı dahilinde cereyan edecekti. Duvarlan altm valdizlı, koituklan asrî ve cok sü<0ü tarzda vanılmıs büvük salon 3500 kisiyi i<rtiab edecek kadar geniş yaoılmı«tı. Kral ve Kralice kiymettar bir halı serilmis olan kendi lerine mahsus vere oturdular. Der ken te^rifat meselp^i hurarta da hasgösterdi. Kral ve Kraliçenin verîerinin saŞında sivasî mümessiller, ec nebi hevetleri, Belçika Avan azaian, solda da nazırlar, valiler ve sair zevat yer aldılar. Ortada sarav erkânı ve davetlilerden çok hürmete lâyık olanlar oturdular. Mızıka çalmava ve çocuk koro heveti yanık seslerle şarkı söyleme&e basladı. Bunu üç nu tuk takib etti. Bu üç nutuk hakikatte altı nutuk sayılabilirdi. Çünkü ovvelâ fransızca söylenen nutuklar, sonra Belçika halkının yansından fazlasımn ana lisanı olan tflâmanca> ya çevriliyordu. Kral bunlann hepsine birden bir nutukla mukabele ettL Kral, açık bir ses ve metin bir tavırla konuşuvordu. Epeyce uzayan bütün bu merasim esnasında küçük prenses hiç yaramazlık etmedi. Başını önüne eğip uslu uslu oturdu. Zavallı hükümdar aileleri erkânı için merasim ve teşrifat nekadar er ken başbyor. Son senelerde Belçika; tarihine ve şerefine taalluk eden iyi günler ya çadı. 1930 da istiklâlinin yüzüncü yüdönümünü idrak ettL Brüksel ser Bir cinayet daha Urlada Ticaret Odası reisi Havrinin bağmda çalışan Süleyman Mehmed nammdaki işçi, kendisini uvkuda görüp te tekdir eden işçibası Hasanı. çapa ile başına vurarak öluurdü ve yakalandı. Garib bir dolandırıcılık Bursada, Peşte seyahati için 520 liralık bilet satan bir adam, paraları alınca hastaneye yattı Bursa (Hususı m u h a b i r i mizden) Geçenlerde burada Butta seyyahin acentası namı albnda bir acenta kuran ve aynca (Bursa Sesleri) isminde bir gazete imtiyazı alarak birkaç nüsha çıkaran Barta Polit mâSedad Ataman; dürü Yutttf Ziya vagonlinin tertib ettiği Pe?te seyahati için şehrimizden altı kişi temin ederek kendilerine birer bilet vermiş ve paralannı almıştır. Sedad Ataman 520 lira tutan bu parayı vagonliye göndermedikten başka kendilerini hareket günü Mudanyaya kadar götürerek: Her şeyiniz hazırdır! Yaln'Z Sirkeciye gidcrek trcne bineceksinizl diye teşyi etmiştir. O gün îstanbulda Vagonli idaresine müracaat eden bu zevat şu ccvabı alınca dona kalmışlardır: Bursada bizim namunıza hnreket eden böyle bir acenta yoktur. Esasen bize böyle bir para da gelmemiştir. Binaenaleyh seyahate iştirak edemezsiniz!.. Eski Bursa saylavı Rüştü, baytar Tevhid, kumusyoncu Feyzullah, makinist Nuri. lokantaa Osman ve bir terziden ibaret olan bu zevat şjmdi Bursaya dönmüşler ve Vilâyete şikâyette bulunmuşlardır. Vilâyet, işi polis müdiriyetine havale etmiş, müdüriyet te kısmı adlî reisi Saidi tahkikata memur etmiştir. Sedad, hasta olduğundan gisi de o zaman açılacaktı. Belçika hükumetinin dahilî işlerine aid bazı mâniler buna imkân bırakmadı. O vakittenberi de diğer memleketler gibi Belçikayı da kaplayan iktısadî buhran sergi işinin bu zamana ka dar teahhuruna sebebiyet verdi. Belçika epey müddettir iktısadî ve mali sahalardaki vaziyetini düzeltmek i çin büvük hamleler yapmıya uğraştıvsa da henüz buna muvaffak ol muş deŞildir. Binaenaleyh 1935 Brüksel sergisi Belçikanm oldukra müs kül bir*zamanmda açılıyor. Fakat bu zannederim ki daha ziyade takdire şavan bir cesarettir. Çünkü Belçika göstermek istivor ki, istikbaldeki hayatmdan ümidini kesmis değildir. Diğer milletleri de bu yakın gelecek teki kalkınmasına yardıma davet ediyor. Tam öğle olmuştu. Kral: Evrensel ve Arsıulusal Brüksel sergisini açıyorum! Cümlesini söyledi. Alay geldigi tarzda sergi binasını terketti. Halk memnun ve ümidli idi. Caddeleri, sokaklan alkışlar ve haykınşmalar dolduruyordu. Memleket hastanesinde nezaret alhna alınmış ve mevkufin koğuşuna nakledilmiştir. Diğer taraftan Sedad Atamana gelince: Yolculannı Mudanyada uğurladıktan sonra hususî bir otomobille Bursıya dönmüş ve akşama doğru kayınpederinin evine giderek 500 lira istenüf, •ermeyince kencHsile kavga etmi$, içeriden gelen feryad üzerine yetişen bekçilerden birini dövmüş, bu sırada yakalanarak karakola götürülürken kendisini bekçilerin dövdüzünü iddia etmiş ve felç alâmetleri gösterdiğinden evvelâ bbbıadliye sevkolunmuştur. Fakat tıbbıadlinin odasına girince: Benim ilâcım budur! diye cebinden bir tabanca çıkarmış... Tıbbıadlinin mülâyim nasihatleri üzerine tabancasım tekrar cebine koymuştur. Sedad hastaneye yahnlmca Valiye, Belediye Reisine, Müddeiumumiye ve Polis müdüriine birer mekrub yazarak ölümünün yaklaşbğını, binaenaleyh crnazesinin merasimle kaldınlmasını, ölümünden belediye ile kayınpederinin mes'ul tutulmasını bildirmiştir. Buna rağmen Sedad ölmemi; ve hararet dereccsi 37 de kalmıştır. Polis, bugün eski saylav Rüştü ile diğer zevatın ifadelerini almışbr. Rüştü. bir aralık hastaneye gideıek Sedadı ziyaret etmiş ve kendisinden aldığı 120 liranın ne olduğunu sormuşrur. Gözlerini kapayıp ağır hastalar gibi dalgın bir halde yatan Sedad Rüstüye evvelü derin iniltilerle cevab verirgibi olmuş... Fakat Rüşdü Sedadm kulağma eğilerek yavaşça: Arkadaşl Hararet derecen 371 şimdi maskeler aşağı! Birinci perde kapandı. Arbk ikinci perde başlıyor: Söyle bakalım, paralan ne yaptın? demiş. Sedad bunun üzerine canlanarak gayet güzel cevablar vermiş ve ertesi sabah kendilerine paralaruu iade edeceğini söylemiştir. İki gün geçtiği halde henüz Sedad bu paralan iade etmemiştir. Polis tahkikabna devam ebnektedir. Aynca müddeiumumilik te meseleye başka noktadan vazıyed etmiş ve Sedad hakkında takibata baslamışbr. Musa ATAC Arabsunda imar faaliyeti Belediye ile kaymakamlığın elele vererek çalışması çehri iki sene içinde güzelleştirdi Arobsundan Arabsun (Hususî) Yıllardan beri kalkmamıyan Arabsun kazası iki senedenberi hayret verici bir değişiklik ve ilerleme göstermiştir. (2600) nü fuslu olan bu küçük ve şirin kasaba Kızüırmak sahilinde iki buçuk kilometro uzanan yayvan bir sırtın göğsüne yaslanmış ve ırmağın çizdiği kavislerle sevimli bir tablo manzarasını vermekte • dir. Belediye ve kaymakamlığın elbirlik ederek çalışmalan sayesinde birçok dükkânlar yıkılmış, bugünkü ihtiyaca göre çarşı genişletilmiş ve yeni yeni dükkânlar, gazinolar yapbnlmıştır. 34 yılmın ortalannda başlanan asrî bir ilkmekteble şube ve hükumet konağı bir iki aya kadar ikmal edılecektir. Bunlardan başka adliye ve jandanna dairelerinin vaDilması icin alâkadar onzara makamlann çalışbgını sevinde işib'yoruz. Kızılırmak üzerinde Nigde, Nevşehir ve Arabsunun Ankara yolunu te min eden çok büyük beton köprünün, cumhuriyetimizin on birinci yıldönü münde açılması bilhassa kasabaya taze bir hayat bağışlamışbr. Köprü ile kasaba arasında munta zam bir şose açılarak iki tarafı kavaklarla süslenmiştir. Köprüden ibbaren Kırşehir hududuna kadar yol faaliyeti devam etmektedir. Kaza halkı bağcıhk, koyunculuk ve çifçilikle uğraşır ve idarelerini bu öç kaynaktan alırlar. Bilhassa kaza halh înhisarlar idaresine ve harice senevî (80,000) kilo kuru üzüm sabşı ya par. Halbn her sahadaki üerleyişj ulusal gururumuzu okşamaktadır. Hıdırellez iyi geçmedi Vefa kulübünün bir tebliği Vefa îdman Yurdu Genel Yazıcı lığından: 7 eylul 934 tarihinden bugüne ka dar kayidlerıni yenilemiyen eski ü yelerimizin 15/5/935 tarihine kadar cumartesi günleri gündüz saat 1613 gece 20 22 ve pazartesi günleri de gece gene 20 22 arasında Beyazıd daki kulüb merkezme gelerek kayıdlerini yenilemeleri ve bu tarihe ka dar müracaat etmiyenlerin kayidle • nnin süıneceği ilân olunur. $Mgiı»iıı ıiMrmlM soraymcia yapılcuı oçılı» rasmİ«d«n bir bıtıba Dün Hidirellezin Uk günü idi. Fakat birkaç gündenberi soğuk giden havalar, bu seneki Hidirellezin her «ene olduğu gibi kala bahk bir halk kütlesi tarafından kutlulanmasma mâni olmuştur. Maamafih birçok kimseler dün gene Kâğıdhaneye gitmişler, eski an'aneyi tazelemişlerdir. Resimler dün oradan alınmif muhtelif pozlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: