20 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

20 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ı ( Şehir ve Memleket Haberleri j GEÇMIŞ ZAMAN Halid Ziya Uşaklıgil Tarih yapmak daiyesine kalkışma makla beraber, bugünün istikbale ümidle koşan çocuklanna ve gencleri ne o zamanın maneviyatını göster mek için o bedbaht nesli ihata eden yeis ve fütur esbabma seri bir işaret yapmak müfiddir. Maziden tevarüs ettiği müzmin marazlar zecrî ve kat'î tedbirlerle tedaviden daima çekinerek, belki kendi since mazeret olarak buna çare bıılu namıyacağma zahib olarak Abdülhamid idaresi hep müşkülleri muvakkat sükunlara kalbetmekle mutmain o lur, tabiri mahsuslle idarei maslâhatla kendisine bir nefes almak imkânını bahşettikçe bunu kâfi bir muvaffaki yet addederdL Ecdadından müntakil yaralan ince bir deri Ue örten mer hemlere yaşamak için yegâne şifa sebebi nazarüe bakan bir hasta gibi vücudünü yavaş yavaş kemirmekte devam eden ve yer yer pathyarak birikmiç taaffünlerini döken yaralarile memleket serapa illetlerle örtülü îdL Makedonya hareketleri, Yemen isyanlan, Girid ihtilâlleri birbirini takıb eder; biri söndürülürken öteki tutuşur ve her yanan noktaya Türkün mebrul kanı su gibi akıtüırdo. Bit nifez tükenmez yangınlara, bitmez tükenmez bir biçare kan...Bütün çihan siyaseti nihayet elbette biteceğine hükmolunan bu kanın son damlalannı görmek miadını müterakkib bir f ırsat addediyor, pençeler uzanıyor, tırnaklar ve dişler keskinleşiyordu. Daîma bir harb tehlikesi ufkun bir tarafında siyah bir küme şeklinde dururdu, bu kümeden yalruz bir tehdid çıkmazdı, tehdidin fiile geçmesi de vakidi. O «aman gene Türkün kanı mebruliyetle akar, bir Dömeke zaferi için bir ordu feda edilir, ve netice sanki müthis bir hezimet ve mağlubiyet şeklinde tahakkuk etmişçesine makus olurdu. O zaferin mestisile Recaizade başta olarak hep bir arada bulunmak ihtiyacile Ahmed îhsanm matbaasında nasü sevincden çırpmdığımın tahattur ediyorum, sonra o sevincden ne meyus uyandık!.. Sevînmek için be şerî bir ihtiyacla böyle zamanın mu vakkat muvaffakiyetlerini birer bayn m yapar, ve her bayramın ferda cmda bir matem günleri silsttesi ge çirirdik. Donanma Haliçte çürürken, ordu kendi kendisini fitne ve fesad zehrile kemirirken, bütün idare cihazı hile ve desise, sirkat ve irtişa, iftira ve tel • vis ağlan içinde atalete mahkum kalmıs, milletin her sahada faaliyet ve kabiliyet kuvvetleri iflâs etmişti. Vatanın katıksız kalan ekmeğinden •on lokmalar doymak bilmiyen ağızlann içine ükıhrken devletin maliye nazjrlan her türlü nefsî izzeti ve hükumet haysiyeti kaygılannı unutmağa mecbur olarak askeri doyurmak, memurlara üç ayda bir maaş verebil mek için ecnebi şirketlerinin, bankalann kapılannı çalarlar, gene bu memleketten para kazanan bu müessesattan dilenmek zilletini ihtiyar ederler; ve bu garib sergüzeşt sefarethanelerde, ecnebi mehafilde, düşman matbuatında tezyifkâr kahkahalarla, zehirnak makalelerle uzun bir müd det çalkanır dururdu. . Içi dışı boyle saatten saate yıkıl mağa muheyya duran vatanın üstünde de daima Rusyanın mühib heyu lâa bir fırsata muntazır dururdu; ondan kaçınmak için ziyafet dakikasını bekliyen rakiblerinin himayesine il tica ederek, berikilerde bir tehdid emaresi görüldükçe bunu bertaraf etmek için ötekinin kucağına atılmak ihtimalini siper yaparak halecandan halecana, kubustan kâbusa yuvarla nıyorduk. Bütün bu ezalar kâfi de ğümişçesine gün geçmezdi ki Türk lüğün içinden birer başka kavmiyet iddiaaı çıkmasın. Bir Aarb, bir Ar « navud, bir Lâz, bir Kürd meselesi, ve hepsinden daha müz'iç, hepsinden daha müşevveş bir Ermeni meselesi vardı ki vakit vakit birbirini tutuştura rak memleketi umumî bir yangm içinde sarardı; o zaman hükumetin boş hazinesi yorgun ve bezgin askerini oradan oraya koşturmak, Yemen ellermde, Arnavudluk kayalıklannda, Zeytin dağlannda kemiklerini dağıtniak için çare icad ederken herşeye rağmen vatanına meftun olan, onun mahrum aşkile yanan kalblerde, sızhya sızhya, Türkün her tarafta inkâr edilen davasının matemini tutardı. tşte biz bu devrin hicran içinde doğmuç, yetişmiş, hayata gözünü ölüm nefesleri içinde açmış gencleri idik; ve bunun için taze yaşımızın şataretini ancak kendimizi ve etrahmızı unu tabüdikçe duyar, ve şayet gülroeğe kuvvet bulursak akabinde utanarak mateme avdet ederdik, gene onun içindir ki o zamanın edebiyaü her şeyden ziyade bedbin oldu. Memleketin umumî manzarası böyle siyah bulutlarla mahmul iken edebiyat ve matbuat denen minimini bardakçığın küçücük fırtınasmda ne ehemmiyet olabilirdi? Fakat sanki başka mühim endişelerle uğraşmağa vakit bulmasmlar diye erbabı fıkir ve kaleme bu fırtınanın eksireyt üzere güldürücü, eğlendirid, hulasa iğrendıren şeylerile beraber oyalayıa bir eğlence bırakılmıştı. Evin içinde bir ölümün sekeratı matem hazırlarken bahçede birdirbir oyununa sevkedi len çocuklar gibi biz gencler yazı âleminin daracık meydamnda yum ruk güreşine bırakılmıştık. Gene ne sil burada kevvetini serbestçe sarfedebilirdi. Serbest?» Bu kelimenin de mana sını lâyıkile anlamak icab eder. Bundan bahsetmeden evvel Ermeni vakayiile ilk temasıma aid bir hatırayı kaydetmek isterim: Ailenin temel direği ortadan kalk tıktan sonra onu terkib eden ecza yavaş yavaş çözülen ve çözüldükten sonra yer yer eriyen buz kütleleri gibi dağılmıştL Uşaktan sonra tzmir, îz mirden sonra Istanbul, ve kısmen şurada burada mukadderatını takib e den kollar... Bazan bunları araştıran hayalimin cevelânlan şarktan garbe, şimalden cenuba giderken yorgun düşerdi. Aile havasım gidip teneffüs etmek bir ihtiyac idi ki bunu bazan tekrar îstanbulda halı ticaretgâhını tesis eden babarru, yahut zevci cemiyeti rüsumiye azahğına tayin edilince ts tanbula nakli hane ederek Gedikpa şada bir evde ikamet eden halamı görerek tatmin ederdim. Bir gün gene işten kurtularak K5prüyü geçmiş, Babıâli yokuşunda ki tabcılara uğnyarak Cağaloğluna doğru yönelmiştim. Babıâlinin etraunda ve önünde bir kalabalığa tesadüf et Cumnurîyet 20 Mayıs 1935 Siyasî îcmal Pilsudski gömüldü vrupanm en kuvvetli devletle* rinden olan Lehistanı yaratan Mareşal Pilsudskinio c e n a z c si kaldınldı. Cenazede Fransanm D15 Bakanı M. Laval ve Almanyanın Ha* va Bakanı ve Prusya Başvekili Ge neral Göring gibi Avrupah mületlerin en maruf devlet adamlan hazır bulundular. 1 Mareşal Pilsudski yalnız yeni Lehistanı yaraunakla kalmayıp dış ve iç politikasma istikrar ve kat'î isbkamet vermişti. Bir zamanlar yalnız Parisin işaret ve tavsiyesi dahilinde hareket eden Lehistan bilâhare tecrübeli Mereşalin gösterdiği yol üzere politikasma isbklâl vermişti Mareşal vefabndan sonra kalbinin Vilnaya, cesedinin Krakoviye gömülmesini, beyninin Varşovada bırakılmasını vasiyet etmişti. Bu vasiyeti yerine geb'rildi. Pilsudski vücudünün parçalanıp ayn ayn yerlere gömülmesini tavsiye etmekle Leh millebne ve devlet adamlanna kendisinin yokluğu esnasında yanlış bir politika takib ermemelerini ihtar ebnek Utemi}br. Yani herhangi bir siyasi düşünce ile Vilnanm feda edilmesi ve Litvanyaya verilmemesi için kalbini oraya göm dürmüştür. Eski Lehistan küçüle küçüle Krakovi cumhuriyetçiğine münha « sır kaldığından en mukaddes mülî yurd olduğuna işaret için cesedini orada Leh milleb'nin tarihî kahramanlan yanına gömdürmüştür. Beyninı Var şovada bırakmakla da Lehistanm daima merkezi sıkletini şarka vermesi lâzım geldiğmi anlatmışbr. Mareşal Pilsudski yalnız vuctjdu nü parçalamak sureb'Ie defil, yeni kanunu esasî, evvelden yazdığı vasiyetname ve son nefesinde yaphğı tavsiyeler ve tayinlerle de Lehistanm gelecek politikasını temelleştirmiştir. Kendisine başkumandan olarak halef bırakbğı General Şmigli Mareşalin Çarlık zamanındaki zindan arkadaşı ve savaş yoldaşı idi. 1920 de Kiyefi işgal eden Leh ordusuna bu general kumanda etmişti. Mareşalin bütün düşüncelerine vâkıfh. General Şmiglin şimdi Lehistanm multanîderahn» hâlrim Ktıliınıl«uı. W« . devletin politikasımn değişmiyeceğine hiç şüphe bırakmamışhr. Keyfiyet Mos kovada ve Pariste dahi böylece anlaşılmış ve ona göre vaziyet almmışbr. Mareşal Pilsudskinin ölümile Leh politikasımn değişmem«8« Avrupanm zaten kanfik olan politika işlerinde yeni bir kanşıklık çıkmasma mâni ola cakbr. 'Vapurculuk sosye Azlık mekteblerintesi ihtilâf içinde... deki muallimler Bir kısım hissedarlar tasfiye istiyorlar Vapurculuk sosyetesi idare meclisi azalan arasmda anlaşamamazhklar devam etmektedir. îdare meclisi azala rından ekserisinin teskil ettiği bir grup tarafından bugünkü idare şeklinin de ğiştirilmesi, işlerin ve hesablann di siplin altına alınması gibi mühim bazı meseleler hakkmda verilen takririn müzakeresi için dün de Sosyete merkezindc bir toplantı yapılmıştır. Bu toplanb da hayli gürültülü ve münakaşalı olmuştur. Şirketin idare makamlannı ellerin de tutanlara muhalif olan hissedarlar, iki senedenberi şirketten hiçbir temettü alamadıklannı, işlerde kontrol bulunmadığım söylemektedirler. Diğer taraf ise şirketin inkişafa doğru gittiğini, üç yeni vapur alınmasımn bu inkişaf vaziyetine bir delil olduğu nu iddia etmektedirler. Muhalif hissedarlar ise yeni va • purlann bir bankadan alınan borç ile mübayaa edildiği için bunlann şirke tin büyümekte ve kazanmakta oldu guna bir delil sayılamıyacağında israr ediyorlar. 5irketin idare meclisi azalanndan üç tanesi bundan birkaç ay evvel istifa ederek çekilmişlerdir. idare mcc • lisinden dört aza da bu sefer ayni se beblerden dolayı itiraz vaziyetine geçmU bulunmaktadırlar. Şirketin şjmdiki şeklinin devamını istiyenlcr ise yalnız eski Sadıkzadeler firmasına mensub armatörlerdir. Bu vaziyetc göre, bütün denizcilik muhitindc dedikodu uyandıran bu iş lerin sosyete umumî heyetinde tetkik ve müzakere edilmesi münasib görülmüştür. Etıbba Odası tekzip ediyor 250 doktor mahkemeye verilmiş değildir Etıbba Odası, aidaunı veremiyen 2 5 0 doktorun mahkemeye verildiği ve haklannda icab eden kanunî muame lenin yapıldığı dünkü sabah gazetelerinden birinde yazılıyordu. Etıbba Oası reis muavini thsan Sami bir muharririmize demişb'r ki: « Sabah gazetelerinden biri dünkü ve bundan birkaç gün evvelki nüshalannda 2 5 0 doktor, dişçi ve ecza cının mahkemeye verildiğini yazmış tır ki tamamen hilâfı hakikattir. Her müessesede olduğu gibi belki burada da bir iki kiçi, daha doğrusu işin içyüzünü söyliyeyim senede veril mesi icab eden 12 lira aidau tamamile inkâr eden bir iki kişj mahkemeye verilmiştir. Bilmcm ki bu birkaç kişi yüzünden 2 5 0 arkadaşımızı ciddî sandığımız bir gazetenin lckclemesi doğru Esasen biz arkadaşlanmıza lâzım gelen kolayhğı göstermekteyiz. Hiç • bir arkadaşımız bu aidaunı vermekten çekinmemektedir. Biz de aidaunı ta mamen ödemiyen aıkadaşlanmıza kolayhk gösteriyoruz. Ayda bir lira verilmesi icab ederken yarun lira almak sureb'Ie de idare ediyoruz. Tekrar ediyorum 250 doktor ve eczacı mahkemeye verUmi; değildir. Ancak kanun hilâfma hareket eden, yani aidatlanm bkâr ve vermemekte ısraı eden bir, iki kişi hakkmda icab eden kanunî muamele yapılmaktadır.» Etıbba Odası Reisliğinden aldığı mız bir mektubdur: c 14 mayıs 1935 tarihli Tan gaze tesinde çıkan «250 doktorun mahke meye verildiği» hakkuıdaki ihbar doğru değildır, tekzibini saygüarım la dilerim.» Evlulde sıkı bir imtihan verecekler Şimdiye kadar, azlık mekteblerin de okutulmakta olan türkçe lisan, türkçe tarih coğrarya ve yurd bilgisi dersleri için tayin edilen muallimlerden, resmî mekteb muallimlerinde aranılan vasıflar aranılmıyor, lise, orta ve muhtelif meslek mektebleri mezunlan veya müdavimleri bile bu mekteblere muallim olarak tayin ediliyordu. Bu vaziyet on iki senedenberi devam edegeîmektedir. Bu zaman içinde yapılan teftişler neticesinde bunca emir, taliroatnamc, izahnamelere rağmen, bu muaHimIerden mühim bir kısmmın, bu mcktcblerde tam manasile Türt kültürünü temsil edemediği gibi Türk dilini bfle, türkçe konuşmıyanlara oğretmekte zorluklara rasladığı görülmü;, bunlar zaman zaman tasfiyelere tâbi rutulmuştu. Bütün bu tasfiyelere rağmra bu yabancı muhitlerde Türklüğü temsil edemiyen bazı kimselerin kalmif olduğu, hatta, her nasılsa ehi] olmıyan bir çok kimselerin de yeniden buralara sokulduğu müşahede edilmişti. Kültür Bakanlıgu bu kanşık vaziyete bir nihayet vermek ve Türk muallimlerden istenilen gayenin elde edilmesine bir çare bulmak üzere bun dan bir müddet evvel yeniden ta limatname yapmışa. Azlık ve yabancı mektcblerdeki Türk muallimlerin tayin ve tasfiyesine dair olan bu talüaatname, bir eylülden itibaren tatbik edilmeğe başlanacaktır. Bu talimatnameye gore, çimdidcn sonra, bu mcktbelcre yalnız, muallbn mektçjslerinin iyi ve pek iyi dereceden mczun olanlan ile, liseden mezun olup ta meslekî derslerden yapılacak imtihanlarda muvaffak olanlar tayin e dilecektir. dikpaşanın büyflk caddesine inen yokuşlardan Difine""girÖ!îm, 'Ve "haîamıfr evine gittim. Iki sokağın iltihak noktasuu teşkfl eden köşede bir odada pek zarif ve fikren herşeye uyanık pek zeki bir hanım olan halamın aile hatıratına dair sohbetinin lezaizine müstağrak iken birdenbire sokakta bir gürültü ile silkindim. Gürültü bir koşuşma patırdısile ve bir fena haykınşma ile yaklaştı, ikimiz de kalkarak telâşla köşe penceresinin önüne geldik ve sokağa bakmak istedik. Ayni saniyede irkilip ikimiz de bir adım geri attık, bu gürültü onu yapan kalabalıkla beraber tam odanın köşe penceresinin önüne gelmiş ve orada durmuştu. Sırtmı evin duvanna dayayan, elinde uzun bir Karadağ tabancasını etrafına tevcih ederek tehdid eden yüksek boylu, siyah elbiseli bir delikanlı ve onun etrafmı çeviren beş on mahalleli ile bir zaptiye neferi gördük. Bu bir Ermeni genci idi, ve öyle anlaşıhyordu ki bu memleket halkından değildi. Bir dakika her iki taraf bir tereddüd aru geçirdi; biz orada mıhlanmış, mütekarrib bir fecianın vuku bula cağı sahneden aynlmıyorduk. Bu bir dakika pek uzun sürdü, çember daralmak istidadında iken uzun ta bancadan birbirini müteakıb kurşunlar vızladı; fakat çemberden düşen olmadı, buna mukabil yüksek boylu., siyah elbiseli mütaarnzın üzerine başı takkeli, kısacık boylu bir derviş kıyafetinde adamın sıçradığını ve karşıda bir evin penceresinden kapılmış bir saksıyı kafasmda parçaladığmı gördüm; sonra o birden yere yıkıldı; bir dakika daha geçti ve örada saksı kınklanndan başka bir eser kalmadı. Bir eser kaldı, o da benim göz lerimin içinde... Ancak o vakit anladım ki ve sonra tafsilâtını okuyarak öğrendim ki benim Babıâli civannda gördüğüm kalabalık Ermeni ihtilâlinin ilk füî tezahürlerinden pek mühim bir mukaddeme idi. Artık kana at hasıl etmek lâzım geliyordu ki memleketi ihata eden tehlikelerden bir büyüğü, belki en büyüğü, Arna vudlukta, Makedonyada, Yemende değil, ta memleketin ciğergâhında, işte tstanbulun her sakin evinin penceresi önündedir. İşte o geçmiş zamanın gencleri böyle hem dışından, hem içinden çürü yen, ne vakit yılalacak diye beklenen bir yurdun bahtı kara çocuklarıydı. Bugünün önü açık, başı yüksek nes lile ne acı bir fark!.. *" ^ Bundan gayri bir yüksek mektebden mezun olduklan halde azlık ve yabancı mekteblerin, ilk kısımlannda mu Ordu müfettişlerimizden General allim olanlar, bu sene eylulün ilk hafFahreddin dün sabahki ekspresle Antasinda. meşUkî dcrsler.den ^imtihana I^a/adjtn şehrimize gelmjgtüv , •• >•. tâbj tutul^caklar, ancal^ tju îmtihapd* Generai Fahreddin kendisile gijrü r. roırvaffak olanlar derşlerini muhafazş ^ d .^w^arrmTOzc,dçmifti|Mj edebiFeceklerdir. Muvaffak olamıyan« Îstanbulda bir iki gün kaldık lann vazifelerine nihayet verileccktir. tan sonra teftişlerde bulunmak üzere Aynca, bu mekteblerde, bir yük Trakyaya gideceğim ve oradan da Basek mektebden mezun olmadığı gibi, Iıkesire geçeceğim. Bu seyahatim bir meslek derslerinden de imtihan geçir ay kadar sürecektir.» memi? olan, fakat senelerdenberi muKÖstence konsolusumuz allimlik yapan birçok muallim daha Köstence ikinci konsolosumuz Supvar. Bunlann da imtihana tâbi tutulahi dün Romanyadan ts tanbula gelmijcağı söyleniliyor. Maamafih bu husustir. ta henüz kat'î bir emir gelmemiştir. ZiHasan Saka geldi ra bunlârdan bazısı mükteseb haktan 10 mayısta Bükreşte toplanan Balbahsederek alâkadarlara müracaatler • kan antantı konseyine Türk gnıpu na de bulunmuşlardır. mına iştirak eden murahhas heyethniz Kültür müdürlüğü imtihana tâbi tuden Kamutay ikinci Başkanı ve Trabrulacak muallimlerin listelcrini hazrr » zon saylavı Hasan Saka dün şehrimilamış ve keyfiyeti kcndilerine bildir ze dönmüştür. miştir. MÜTEFERRİK General Fahreddin şehrimizde MALtYEDE Eminönündeki tahkikat Maliye müfettişleri tarafından Eminönü malmüdürlüğünde yapılan tahkikat tnemur fzzettiırin yerm* ' ttüdurlSgü"' Inemt Hamdi tayin edilmişb'r dâ^?^*î1/î4ttf Vergi tahsili kolaylaştmlacak j Finans Bakanlığı vcrgilerin tahsili uzerindeki araşbrmalanna devam et mektedir. Yurddaşlann kolayca vergi venneleri için vergi gösterir kitablar yapılacakhr. Herkesin anhyabileceği lisanla gösterilen vergi usulleri tahsıl işlerini kolaylaşbracakhr. Bir de bankalardan ve posta idarelerinden tahsil işlerini kolaylaşbracak şekillerden isbfade etmek düşünül mektedir. Vergiler Bakun bürosu bunlar üzerinde yapacağı projeleri yakında Fmans Bakanlığına verecekbr. I | ! j MUHARREM FEYZt TOGAY Başbakanın dolaşması Başbakan îsmet tnönünün Kamu tay tatil olduktan sonra tç îşleri Ba kanile beraber memlekette bir tetkik dolaşması yapacaklan haber verilmektedir. Göçmenler için malzeme alındı Azgın haydud Kızcağız, elinden güç kurtanldı Farihte oturan on dört yaşlannda Zehra isminde bir kız evvelki gün aks^amüzeri su almak üzere civarda bu • lunan bir çeşmeye gitmekte olduğu sı rada ayni mahallede oturan Şemsi isminde biri kızm arkasından koşarak yakalamış, sürükliyerek tenha bir $o kağa götürmek ve orada tasallut et mek istemistir. Zehra olanca kuvvetile bağırarak hndad istemiş ve gürültüyü işitcn bir kısım halk vak'a mahalline gelerek Zehrayı kurtarmak iste mislerdir. Azgın adam bu sefer de imdada gelenlere silâhla mukabeleye kalkışmıştır. Fakat biraz sonra zabıta kuvveti de yetişerek Şemsiyi yakalamış; adliyeye göndermiştir. Müddeiu mumilik dün bu hususta tetkikat ya parak tahkikat evrakmda bazı nok san'ık gördüğünden kendisini Emniyet müdürHiğüne geri göndermiştir. Tah kikat tamamlandıktan sonra tekrar müddeiumumiliğe verilecektir. VİLAYETTE Nüfus sayımı çalışmalan Nüfus sayımı hazırlıklan ile meşgul olmak üzere kaymakamlıklar yakmda vilâyette tekrar bir toplanb daha ya pacaklardır. Nüfus sayımına esas teşkil edecek olan numarataj işi henüz intac edilmemişb'r. Kanunî bazı manilerle karşıla şıldığmdan numarataj levhalannın mübayaası kabil olamamışbr. Numarataj levhalannın mübayaa edilmemesi ise nüfus sayımı hazırlıklannı işkâl etti • ğinden bu mevaniin ortadan kaldml ması için Istatistik umum müdürlüğüne müracaat edilmiştir. Ekonomi Bakamntn teyahatı lstanbul Vilâyetinde muteşekkil komisyon Trakyaya yerleşecek göçmenlere yapıfacak evler için 90,000 liralık kereste, cam. çivi ve saire sabn almıştır. Bu malzeme mahallerirjde Trakya Umum Müfettişliği memurlanna teslim edilecektir. Ufak kafileler ha linde göçmen akmı devam etmektedir. Evlerin inşasına başlanır başlanmaz buradan gönderilecek vapurla'la mühira miktarda göçmen getirilecekiiı. Bu göçmenleri getirecek vapurlar Iimanı mızda durmaksızın doğrudan doğruya Trakyanın rauhtelıf limani*nna çıkanlacaklardır. Romanya muhacirlerinin, köylerin den Köstenceve nakilleri, vapurlara bindirilmesi gibi isleri tanzim errneğe memur edilen Talât önümüzdeki çarşamba güniî Köstenceye hareket ede cektir. Ekonomi Bakanı Celâl Bayann da temmuz ortalanna doğru Sovyet Rusyaya giderek endüshi yerlerinde tet • kikat yapacağı söylenmektedir. Celâl Bayarla beraber Sümer Bank Genel direktörü, bazı mühendisleri ve Ekonomi Bakanlığı endüstri direktörleri de beraber bulunacaklardır. Basm kurumunda «Matbuat cemiyetinde» bir toplanb yapılacak . Basm Kurumu Başkanlığından: 25 mayıs 1935 te Ankarada basın kongresi toplanıyor. İstanbuldan gidecek delegeler seçilmiştir. Kongrenin üzerinde konuşacağı konulan genel olarak önceden gözden geçinnpk* te fayda vardır. Bunu düşünen idare heyetimiz 21 mayıs 1935 salı günü saat on üç buçukta basınla ilgili olanlar arasında bir toplantı yapmağa karar verilmiştir. Kurumumuz üyele rinin gelmelerini dileriz. Takas tahkikatı Sehrimizde yapılan takas suiistimali hakkmda yapılan tahkikat nebcesine aid fezlekelerin tetkiki bitirilmişrir. Komisyon yolsuzluk isinde alâkalan sabit olan memurlann evrakmı bugünlerde Vilâyet Muhakemat Encümenine verecektir. Suüstima! işile alâkadar olan ta cirler de RÜmrüklerdeki îhtısas mahkemelerinde toptan muhakeme edile ceklerdir. îkiz yavrular Emniyet isleri ikinci şube birinci kısım birinci komiserlerinden Ziyarun biri kız, diğeri erkek ikiz çocuğu dün yaya gelmiştir. îkiz yavrulara uzun ömürler dileriz. Trabzon Valisi ameliyat oldu Trabzon valisi Rifat hastalanarak şehrimize gelmiş ve Cerrahpaşa hastanesinde yapılan ameliyat neticesinde midesinden taş çıkanlmışbr. CEMtYETLERDE Yalova gezintisi 14 haziranda Kızılay cemiyeti A lemdar nahiyesi tarafından bir eğlen ce düzenlenilmişb'r. Vapurla Yalova ya kadar gidilecek, eğlenilecektir. Bülend kurtanldı Perşembe günü Sirkecide bir tram vay kazası neticesinde ayağından ağır surette yaralanan mektebli Bülend Gülhane hastanesine kaldınlmıştı. Kopmuş vaziyette olan çocuğun ayağı krymetli ve kudretli operatörümüz M. Kemal tarafmdan, adeta mucize de nilecek bir hazakatle dikilroiş ve çpk kan kaybetmediği için Bülendin ha yatı kurtanlmıştır. Bülendin babası Lutfiden aldığı mız mektubda güzide operatöre, ar kadaşlanna candan teşekkür edilmek tcdir. ÜNtVERStTEDE Fakülte imtihanlan Fen Fakültesinin imtihan talimatnamesinin bazı maddelerinin değişeceği ni vazmıştık. Bu talimatname dün Ankaradan gelmistir. lstanbul Üniversitesinde on gündenberi devam etmekte olan yabancı diller imtihanlan dün tamamen neticelenmiştir. Hangi talebelerin muvaffak olduklan listeler halinde tesbit edilerek Fakültelere asılacaktır. ~ " " * Cumhurîyet Nüshasi S Kamftnr SAGL1K İSLERİ Di§ doktorlarımn toplantısı Diş doktorlan <lün saat 18 de Cağaloğlunda Tıb cemiyetinde toplan mışlardır. Toplanbda büyük profesör Ruvanın hayabndan bahsedilmiş, profesör Suad Gürkan, doçent Orhan Okbay ve profesör Ziya Cemal söy levler vermişbr. JTurkiye Hariç şeraitil ^° * HALİD ZlYA UŞAKLIGlL Senelik 1400 Kr tTOO Kr. Albayhk 7S0 14S0 Ûç aylık 400 800 Bir aylık 150 yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: