21 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

21 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

^umhurîyet •=21 Mayısl93 « c I l. KÜçOk Hikâye Iki komşu ..... Vahid oz Gfiner Malî yılbaşı 6,000 vergi bevannamesi tetkik oîundu Malî sene başına on gün kaldığın • dan bütun hükumet daıreleri ateşli bir çahşkanlıkla hesab işlerini yoluna koymaktadırlar. Bu arada geçen sene verilmiş olan tahsisatın sarfedilecekleri yerlere dağıtılması ve 934 malî yılı içinde sarfı lâzım gelen tahsisatın gönde rilmesi işlerıle uğraşılmaktadır. Ayın bınnden ıtibaren malî da irelerde yeni hesab defterleri tutu Iacak, ve teşkil edılecek heyetler vasıtasüe kasaların devır muamelesi yapılacaktır. Bundan başka bu ay sonuna kadar tahakkuk ettirilemiyen bazı vergıler mururu zamana uğnyacağından hazine bunlann bu ay sonuna kadar mutlaka tahakkuk ettirilerek sahib lerine teblığ edilmesini emretmiştir. Bu cihetle birikmiş olan 67 bin be yanname tetkik edılerek vergi mıktan mükelleflere bildirilmiştir. Firma taklidciliği Mühim kararlar verilmesi beklenîyor Son zamanlarda ekonomik alanda fena şekilde yapılmakta olan gayri mesru bir rekabet şekli alâkadar yerlerin dikkatini çekmekte idi. Bu gayrimeşru rekabet tarzı o kadar i leri gitmektedir ki birçok firmalann bazı kimseler tarafından aynen taklıd edildikleri görülmektedir. Vakıâ gayrimeşru rekabet hakkında Odalar nizamnamesinde birçok maddeler ve ceza kanununda kayid ler vardır. Fakat bu işi yapanlar bütün bunlardan kaçınmasını bilmektedirler. Mahkeme kararı çıkıncıya veya taklid mallara ihtiyatî haciz ko nulunaya kadar bu mallann satışı yapılmakta, ekseriya da ortada hiç bir eser bulunamamaktadır. Alâkadarlar ihrac mallanmızın standardizasyonu ve ulusal mamu lât ve indüstriel kalitelerin düzenl yapüırken bu şekilde de gayrimeşru rekabet ve sahtekârlığa meydan vermemek için tetkıkata başlamışlar dır. Bunun için bu işin önüne geçe cek çok mühim kararlar alınmaa beklenmektedir. Venizelosun Yaptıkları Yazan: Sabık inteDicens Servis Şefi Sir Bazil Tomson 51 Genc Fransız meb'usunun çektiği telgraf, vaktinde Parise varsaydı, herşeyi değiştirebilirdi! Venizelosun darbesi, Atinadaki siyasal durumu garib surette kanştırmıştı. Benazet bunun farkına varmakta gecikmedi. Bütün gayretlerine rağ • men, Kralın itimadını tekrar kazana madı. Kostantin şimdi artık yeni bir Venizelos darbesine uğramaktan korkuyor ve bu korku onda sabit bir fi kir, bir kâbus halini almış bulunuyordu. Benazet Atinaya vanr varmaz, hemen Kralı görmeğe girti. Venizelosçu kıt'alann kendine sadık kuvvetlere hücumu, ona bütün soğukkanlılığım kay betrirmişti. Kral taraftarlan, yani memleket halkınm büyük ekseriyeti, tam Venizelosçulann Atina üstüne yürümek arzusunu meydana vurduklan bir sı rada Yunan cepane stoklannı teslim etmeğe asla razı değildi. Benazet, Fransız elcisinin düşmanca muame lesi ve sırf bu yüzden Fransanm Ati nada çok zayıf düşen nüfuzu sebebile, Kralla yaptağı anlaşmanm tehlikede olduğunu gördü. Hemen Parise gitme ğe karar verdL Gitmeden evvel işi daha sağlam kazığa bağlamak istedi. Çünkü Giyömen ile Rokföyün bazı zararlı şiddet hareketlerinde bulun malanndan korkuyordu. Buna karşı bir tedbir olmak üzere, amiralden Fransız hükumetine vereceği bir tel grafı şifre ile çekmesini rica etti. A şağıya suretini naklettiğim bu telgraf eğer vaktinde Parise varsaydı, herşe yi değiştirebilirdi. riksizce faaliyetin bir neticesidir. M. Benazet şu teklifte bulunuyordu: «.Müilefık devletler, her lürlü zecri tedbirlere nihayet vermeği ve yegâne gayeleri memleketlerini müdafaa ol duğunu ilân eltikten sonra, bu gaye den uzaklaşan ve isyan hareketleri yapan müsellâh Yunan gruplarına asla müsaade etmemeği taahhüd ederler."» Bu teklif, yaklaşan felâketin önüne geçmeğe kâfi idi; fakat buna rağmen M. Benazet, ümidsiz bir halde Parise gitti. Fransız meb'usu, profesyonel diplomatlann kıskançılığı, onlann beceremedikleri bir işi kendisi gibi bir amatörün başarmasına mâni olacağmı ve Fransız politikasının harikulâde kararsızlığı yüzünden yaptığı işin yıkılaca ğını hissediyordu. Bu sırada manalı bir hareket daha oldu. Rokföy 20 ikinciteşrinde Ati nadan Parise hareket ederek Bena zetten evvel oraya vardı. Genç Fransız meb'usunun ltilâf devletleri gizli istihbarat servisleri tarafından neşre dilen zehirli bulutlan dağıtmak surerile hemen hemen tamamile tahakkuk ettirmeğe muvaffak olduğu anlaşmayı bozmak için Rokföyün Pariste elinden geleni yaptığına şüphe yoktur. lld komşuyduk. Çok sevişirdik. Yalnız ben ne kadar uysalsam, o da o kadar sertti. Evinde çocuklannı sıkar, olur olmaz şeylere kızardı. Ben »rası geldikçe onu bu huvundan vaz ge çirmeğe ugraşırdım. Komşum, sözle rimi gülümsiyerek dinler. «Sen derdi, yumuşak bir adamsın, çoluk, çocuk baskısız olmaz. Sen de bilirsin ki korku dağlan bekler.» Bir akşam eve dönüşümde kadmım; komşu kızının yattığını söyledi: Aya ğı kınlmış. Tuhaf şey, kuşkulandım. Kadmı mm bakışmda, baska bir söz daha gizliydi; kalktı kapıyı kapadı ve tonra dedi ki: Kız birinî seviyormus. Babasnu bilirsin. Kızı öldürmeğe kalkmış, o da kendini pencereden aşağı atmış. Şimdi hasta yatıyor. Suzan utangan ve ince bir kızdı. Babası bana geldiği akşamlar onu da getirirdi. Benim yanımda babası sertliğinden vaz geçmiş görünürdü. Suzan da bu öf • kesiz güzel saat'erde kuru geçen günlerinin acısını çıkanr, güler, gülerdi. Suzan, ogluma da hep söylermiş: Senin baban, bizim babamız olsaydı, ne güzel günler geçirirdik. Evden mektebe, mek*ebden eve... Eğ • l;ncemiz yok. Gülüşümüze bile kanşıyor. «şu kızı kurtar; nesi var söylet... emiyor, içmiyor, istediğine vereceğun. Kızıma tek bir şey olmasın..» **• Bu beyannamelerden elde pek az mıktan kalmıştır. ECNEBt MEHAFİLDE Karahan Yoldaş geldi Sovyet büyük elçisi Karahan Yoldaş dün sabahki ekspresle Ankaradan gelmiş ve öğleden sonra Büyükdereye gitmiştir. Oğlumla konuşuyorum. Bugün çocuğumun duruşunda bir değişiklik vardı. Düsünceliydi. Yavaş, yavaş ya nıma sokuldu ve gözlerimin içine ba karak: Baba bir şey söylemek istiyorum size, danlmazsmız ya? dedi. Neden danlayım. Sana danl dığım var mı ki? Do<?ru baba!.. Baba Suzan sakat kaldı. Onu sevdiğine vermiyecekler.. Kızı da a!an olmıyacak. Kız temiz, iş bilir, ince bir kız... Evet... Suzanı bana aJaSîîir nminiz? Çocuğuma sakat bir kızı almak istemezdim. O böyle düşündükten sonra. özlü bir kızm bence de bir kusuru yoktu. Oğlumu sevdim ve bağnma bastırdım. Eğer babası ve kızı bu arzu muza baş eğerlerse olur dedim. Oğlum sevinmekten daha çok, yaptığmın yerinde olduğunu anlıy?"'ara yakışan bir ağırbaşhhkla, elimi öptü ve uzaklaşa. *** Suzan yamrnda... Kendi kendîme düşünüyorum: J?en çocuğuma peki dedim amma.. Kız başBen ise, çoculclanmla çocuk olan kasını seviyormus.. Oğlum, kızın bababir adamdım. Bir gün oğlumla şakasmın bana geldiğini, şunu sövlet istecıktan güreş ediyordum. Komşum bidiğine vereceğim dediğini bilmiyor zi bahcede bashnverdi. Ona göre bu du.. Suzana bakryordum.. Iki elini şefbir delilikti. Belli ki bu oyunumuza katle tuttum. Yavaş, yavaş onu söy dayanamıyacaktı. Öyle de oldu. Ba letmeğe çalıştım. Kız, utana, utana na içeriye girer girmez: hayn1 diyordu. Benim sevdiğim vok.. Eh, eh, buna diyecek yok... Ne Babamın gördüğü yazılar; mektrb tuhaf adamsın... Sen böyle yapar defterimdeki notlar... Bir kız sevgiden, san bu çocuk seni sayar mı yahu? arzulanndan bir şey yazamaz mı amdemişti. Elinden gelse belki de benim canğnn? kulağımdan çeker ve yanaklanmı da Ben anlamamazlıktan geliyor w yuokşardı. Öyle ya prensîb adamı benim muşak bir sesle onu söyletmeğe uğrakomşum. şıyordum. Suzan da artık yorulrruş tu. Yüzü kızarmış, saçlannın dibi ter Ben de ona, biraz sustuktan sonra lemişti. Ben de onun duvgulannı sakdedim ki: layışına üzülüvordum. Yapma böyle Sen çocuğun dışına bakıyorsun. Ben çocuğumun içine bakannu Eğer o kızım dedim. Yapma, ben de senin bir babanım. Bak ne kadar değiştin. Kimi beni bir arkadaş gibi görür, düşünceleseviyorsan söyle..., Biz babanla gönişrini saklamazsa, ben de dünindükle rini öğrenmiş olurum. îyilerine dokun tük. O da seni sevdigine verecek. Ben de söz veriyorum. Seni çocuğum ka mam. Uygun olmıvanlanm onu da dar sevdiğime ve koruyacağıma inan kandırarak atanm. Seninkiler, yaptıkbenim güzel kızım... lannı, düşündüklerini korkudan sak larlar. Bu daha mı iyi olur> Artık dayanacak takatı kalmamı; tı. Kollanm'n arasma abldı ve < a ?r O susuyordu. Bu sert ve temiz a sıla, sarsıla ağlamağa basladı. Saç damda sözlerim derin bir iz bıraksa larını okşuyor ve onu dindirmeğe savave onu bu gidisinden vaz geçirsem ne şıyordum. Gözlerinde bana derin bir kadar sevinecektim... Şimdi iyi mi olbağlılık vardı. Biraz sonra yavaşca du. Bak kız, dipsiz bir öfkenin uğrukalka, ellerime sarıldı. Öptü, öptü. na giirültüye gidecekti. Mmldanıyordu. *•* Iğildim. Işitmek için iğildim. Bu Suzan iyileşiyor amma sakat ka dudak'ar ne söylüyordu: Iacak.. Ben Orhanı seviyorum. Dün komşum düşünceli, düşünceli Ağzım açık kalmıştı. Hem şaştım, bana doğru geliyordu. Yorgun ve üzhem de sevindim. gündü. Orhan benim o?Iumdu. EHerimi sımsıkı tuttu. Aman dedi VAHtD ÖZGUNER İstanbulun güzel* leşmesi için (Baçmakaleden devam) Bugün Topkapı sarayının kuşbakışı bir resmini koyuyoruz. Orada toplu olarak sarayla onun doğu ve poyraz yanlarındaki park görünüyor. Denizle çevrili Sarayburnu İstanbulun en güzel yerlerinden biridir. Eski halinde saray bundan ibaret değildi. Sarayı çevreliyen ve bugün Soğukçeçmede ve Ayasofyada kapılan bulunan ve her iki yönette denize kadar uzanan büyük duvar, sarayı çeviren bir kalenin duvarlandır. Bu kalenin içi baştan başa saraym harimini teşkil ediyordu. Gerek şimdiki Gülhane parkı tarafında, gerek Gülhane hastanesi tarafında bütün sarayı çevreliyen alan ağaclık. çiçeklik, bahçelikti, ve bu parklann şurasmda burasında köşkler vardı. Zamanla saray çevresinin ne hale gelmiş olduğunu biliriz. Gülhane parkı İstanbul Belediyesinin bir gayretile mezbelelikten kurtularak bildiğimiz bahçe haline gelebılmiştir. Eski kö$klerden yalnız sarayın içinde bulunan Bağdad ve Revan köşkleri kalabilmiştir. Beyazıd köşkünün, Cebeciler köşkünün, Yalı köşkünün, Topkapı köşkünün, Incili köşkün bugün ne izleri kalmıştır, 'hatta ne de adlan. Halbuki bu köşkler hakkmda tarihsel bilgilerimiz vardır. Onlann nerede bulunduklanm, nasıl yapılmış olduklannı, ne işlerde kullandıklannı bili yoruz. Hatta bazılannın resimleri bile elimizdodir. Bu köşklerden her birinin tarihçe şöhretleri vardır. Nitekim Yalı köşkü bu şöhretli köşklerden biridir. Tarihçi Ahmed Refikten saray çevresindeki bu köşkler hakkmda okurlanmızı aydmlatmasını rica ettik. Değerli bilginimizin Cumhuriyet için yazdığı alb makaleden ilkini bugün diğer bir sahifemize koyuyoruz. Ötekiler de ileriki günlerde birer birer basılacakür. Topkapı saraymı eski haline döndürmek için yapüacak işler çok değil' dir: Parkı, Gülhane hastanesi tarafındaki bostanlara da uzatmak bir, bir de eski köşkleri birer ikişer eski yerlerine yapmak. Gülhane hastanesini olduğu yerde tutmakta hiçbir zarar yoktur. Diriltilerek yeniden yapılacak köşkler birer işte kullanılırlar, ve hiç olmazsa kendi devirlerinin müzeleri olurlar. Böylelikle Topkapı sarayı içiyle ve dışıyla bütün Osmanlı tarihini kendinde toplıyan büyük bir müze haline ge! miş olur. Böyle özenle bütünlenecek bir Topkapı saraymm tstanbul için hakikaten dünyada eşsiz bir değer olmuş olacağında kuşku yoktur. Bütün dediğimiz işlerin vücude gelmesi için ençok iki yüz bin lira fedakârlık edilmek yeter. Dört bes, yılda | ancak harcanacak böyle bir masrafta devlet te şehre yardım edebilir. Böylelikle elde edilecek sonuncun yüksek değeri gözönüne almarak devletçe ve şehirce bu işm bu yöntemde başanlmasına çalışıhnası dileğine öyle sanınz ki bütün Istanbullular ve bütün ulus ortaklık eder. Kontes Potocki îstanbulda Lehistan elcisinin zevcesi Kontes Potocki dün sabah Ankaradan İstan bula gelmiştir. Mareşal Pilsudskinin cenaze merasiminde bulunmak icin Lehistana gitmiş olan elçi Kont Potocki b rkaç günc kadar Istanbula dönecektir. Fransa Venizelosculara para veriyor C. H. PARTÎSÎNDE . . Başkan istifa etti Cumhuriyet Halk Partisi îstanbu! vilâyeti idare heyeti iş bölümü yaptığı zaman idare heyetinden Refi Celâli Halkevi Baskanhğma ayırmıştı. Refi Celâl vazifesinden istifa etmiştir. Bu ise şimdilik Tıb Faküîtesi dekanı Nureddin Ali bakacak, Parti idare reisi Hilmi işine başjad'ktan sonra eski reis Ali Rıza gene Halkevi işlerini idare edecekrir. Yeni başkan geliyor Cumhuriyet Halk Partisi vilâyet merkezi baskanhğma tayin edilen eski Baymdırhk Bakanı Hilminin bugün şehrimize gelmesi muhtemeldir. Pop üzerinde golf oyunu! MÜTEFERRİK Goçmenlere yer Bu sene Bulgaristan ve Romanya dan gelecek göçmenlerin içinde tütüncü olan ailelerin şark vilâyetlerinde tü tün yeü'ştiren mmtakalara iskânlan takarrür etmiştir. Iskân idaresi bu mu hacirlerin iskân edilecekleri mıntaka lan tesbit etmektedir. KÜLTÜR İŞLERİ Makam tahsisatlan Son zamanlarda ilkmekteb müdürlerile, ilk tedrisat müfettişlerinden ke silen makam tahsisatlarile kıdem zamlan hakkmda dün bütün mekteblere bir tamim gönderilmiştir. Bu tamimde, mayıs ayı başına ka dar, maaşlarla beraber peşin olarak alınan makam tahsisatlannın ücret mahiyetinde olduğu, binaenaleyh peşın değil, ancak her ay sonunda alınma sı icab ettiği, bu yüzden haziran bor drolanna ithal edilmeden senedlerle ahnması lâzım geldiği beyan edilmektedir. Müfettişlere verilmekte olan ki dem zamlan hakkında henüz bir emır gelmemiştir. Resim, Vaşingtonda Harbiye mektebi müdürünün kızı golf oynarken ahnmıştır. Amerikahlar bütün büyük memleketler gibi sulhcülüğü ve sulh yolunda vaız ve nasiheti kimseye bı rakmaz. Sonra da Harbiye mektebi müdürünün kızı golf gibi açık sahalarda oynanan bir oyunu bile toplar üzerinde oynarsa artık alt tarafuu kıyas edin! M. Benazetin korkulan doğru çıkb. Atinadan çıkar çıkmaz Fransız elçisi, Venizelosa bir itizar telgrafı çekiyor ve Benazet tarafmdan yapılan yakınlaşmanm yalnız ve sadece «Fran«Ekatennlde vuhu bulan teessüfe sanm müttefıklerini teskine» matuf oldeğer hâdiselerc bir çare olmak üzere duğunu bildiriyor, asi Venizeloscular bir anlaşma zemini ve bir formül baliçin Fransanm beş milyon frank ver • duğumu samyorum. Du suretle Kral, dığini de ilâve ediyordu. kendisinin tamamile razı olduğu YuBenazet, Atinadan aynldıktan sonnanislam tilahlarından tecrid esasını, ra Fransa Harbiye Bakanı General Başctkille beraber. Yunan millelinin Roques Selânikten oraya gelmiştL Geazim ekseriyetini leşkil eden Krallık neral, Ekaterini hâdısesıne benzer vak* partisine kabul elü'rmek imkânım bu lacakttr. Şunu gözönünden uzak bu ~ alara meydan vermemek için Epirden Ege denizine kadar iki taraf arasmda lundurmamak lâzımdır ki denız kuv beş kılometro genişliğinde bitaraf bir vetlerimizin Yunan donanmasmı ve ter&anesini zaplelmesi kolay ise de, 6n* mıntaka tesisini teklif etti. Bu mıntaka, ayni zamanda Saray ordusunun geri • ceden bir anlaşma yapmadan evveL, lerinin korunmasuıı da temin edecekti. azim miklardaki cepane ve mühim S«»«y iUrl.^unedipin^ sebeb olarak, mata el koymak maddeten imkĞnaı* mütemadiyen, gerilerinin emniyetsiz dır. Çünkü bu harb malzemesi, büyük bir kısmı yolsuz olan memlekelin muh liğini ileri sürmekte inad ediyordu. Nihayet, bu bitaraf mıntaka, cenubdakî telif yerlerine dağıtdmıştır. Eğer, YuYunan arazisine tecavüz edilmemesini naniüam tamamen istilâ için kuvvetli ve mühim bir i§gal ordusu gonderme de temin edecekti. Fakat Rokföy gibi Saray da Yunanistana karşı ltilâf devğe karar vermiş değilsek ki böyle bir letleri tarafmdan verilen sözlere ve şey yapmak bu kadar büyük bir kuü yapılan taahhüdlere metelik veren bir veti hakikt hedefinden uzaklaşlırmak olur kullanmak istediğimiz harb mal adam değildi. O Fransız menfaatlerini kendi bildiği biçimde korumak için Sezemesi kimin elinde ise onunla dosta lâniğe gelmişh*. Bitaraf mıntaka he ne görüşmeler yapmak mecburiyeü nüz çizılmişti ki burada resmen polis kat'idir. Bu görüşmeler maksada vâsıl vazifesine memur edilen Fransız zenci olmak, bu iste bizim ana düşüncemiz ordusuna mensub kıt'alar, cenuba doğolmahdır.» ru akınlar yapmağa ve halk arasma Lacaze telgrafı saklıyor dehşet salmağa başladılar. Bu zenci Bu telgrafı çekerken M. Benazet çetelerini en ziyade manastırlar ve bunbir hata işlemişti. Telgrafı amirale yazlann servetleri alâkadar ediyordu. dırarak bunu, kendi mes'uliyeti al Fransız Harbiye Bakanı General bnda Parise çekmesini rica ederken Roques silâh meselesine ve bunlann onun bu şifreyi, Rokföyün baş hâmisi müttefiklere teslimine pek az ehemmiolan Fransız Deniz Bakanı Amiral yet veriyordu. Amiral Dartige du Lacazeın vasıtasıle Fransız hükume Foumetye de ihtiyatlı ve basiretkârane tine bildirmek mecburiyetinde oldu hareket etmek lüzumundan bahsetmişğunu düşünmemişti. Amiral Lacaze ri. Bu işte en ziyade alâkası olan Franise vaziyeti yalnız Rokföyün gözü ve sız Harbiye Bakanı işte bu fikirde idi. gözlüğile görmekte idi. Bundan sonFakat amiral, Fransız Deniz Bakanra vuku bulan hâdiseler gösteriyor ki lığmdan büsbütün başka türlü emir Amiral Lacaze bu telgrafı yazıha ler alıyordu. Harb zamanmda bir kunesinin bir gözüne atarak kabineye bılmandana açık ve makul umumî talimat dirmemişttr. Bu mühim telgraf, Fransız ve direktifler verilmli, sonra bunlan Deniz Bakanlığında uyuklarken Ati kendi mes'uliyeti altmda tatbik etmenada Fransız elçisile ataşemiliteri ve sine müsaade etmelidir. Amiral Lacaonlann peykleri ile casuslan, istedikze Fransız Deniz Bakanı oluncıya kaleri gibi harekette serbest kalmışlardı; dar Fransada, âdet böyle idi. Fakat istedikleri gibi yani en beceriksizce bir Lacaze iş başına geçince, Amiral Dartige du Fouraetnın elini ayağını bağ şekilde... 8 birincikânunda yapılan tehladı. (Arkan var) likeli ve aceleci nümayiş işte bu bece Torbalıda açılan çocuk bahçesi Hergün bir ecnebi karikalürü 8 Amerikalı gazeteci geliyor Bugün şehrimize 8 Amerikalı gazeteci gelecek ve İstikbal edilecekler dir. Cenubî Amerika gazetelerinin muhabirleri olan bu 8 gazeteci Dış Işleri Bakanımız tarafından Bükreşte iken memîeketimizi ziyarete davet e » dilmişlerdir. Amerikalı meslektaş lanmız buradan Ankaraya gidecek lcraır. YVNVS NADt Fransız frangı düşecek mi? Londra 20 (AA.) bildiriliyor: Paristen Altm esasmm turulacağma dair Finans Bakanmm söylediklerine rağ men, Fransız frangmm kiymetten dü şürülmesinden korkulmaktadır. Kesin bir tekzib neşretmekte gecikea hüku met, tenkid edilmektedir. Torbalı (Hususî) Kaza köylerindeki mektebler okuma yılına son vermişler ve imtihanlara başlamışlardır. Bu sene Torbalmın havası ve suyu güzel olan Dağkızılca nahıyesınde zayıf, hastalıklara müstaid ço • cuklar için bir yurd açılacak ve tedavi edileceklerdir. Burada evvelce açılan çocuk bah • çesine muhtelif salıncak ve oyuncak* lar getirilmiştir. Çocuklar sabahtan akşama kadar bahçede eğlenmekte • dirler. Gönderdiğim resim çocuk bahçesini göstermektedir. Cambazın karıst Aman Locacığvn şa fareyi kov, şimdi kor* kudan baydacağım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: