26 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

26 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sumhuriyet ••= 26 Mayıs 1935ı KOçfikj Hikâye! Müthiş gece P. D. Hanrierden beklemeğe karar vermiştim. Ocakta bol bir ateş yaraka karşısma geçtim. Sabaha karşı idi, gece hemen hemen tamamen sessiz ve hâdisesiz geçmişti. Fakat şafak vaktine doğru alt katta ev sahibile kansımn konuştuklannı, ve araannda bir münakaşa çıkbğını duydum. AşağıdaUi odanm ocağına inen bacaya kulağımı dayayarak adamın ağzmdan çıkan sözleri işittim: N e dersin, ha! Her ikisini de kessek mi? Kadın bu suale: Evet! diye cevab vermişti. Bundan başka birşey duyamadım. ıüç nefes alabiliyordum, bütün vücudüm buz kesilmişti. Şimdi bile düşündükçe tüylerim ürperiyor!... Arkadaşımla benim silâhunız yoktu. On iki veya on beş kişi olan ev sahibleri ise tırnaklanna kadar silâhlıydılar. Bunlara karşı ne yapabilirdik? Hele arkadaşım, yorgunluk ve uykusuzluktan ölü gibi yatıyordu. Onu uyandırmağa cesaret edemiyordum. Yalnız kaçıp kurtulmağı da yapamazdım. Pencere pek yüksek değildi, fakat altında kurd gibi iki büyük köpek vardı... Halimiz bitikti. Sarhosluk bu. Üç arkadaş sandalda birbirlerini vurdular Galatada oturan Omer, Seyfeddin, Aslan, Ahmed isminde dört arkadaş Kâğıdhaneye eğlenmeğe gitmişler ve orada birçok rakı içmişlerdir. Akşam üzeri vapuru kaçırmışlar vg bir sandala binerek Galataya doğru yola çıkmışlardır. Sandal tam Hahcıoğlu önlerine geldiği zaman sandalda kavga çıkmış ve üç arkadaş bıcaklannı çekerek birbirlerine saplamağa başlamışbr. Sandaldaki bu hali görenler etraftan yetişerek kavgacılan ayırmışlardır. Bunlardan Seyfeddin dört yerinden ağırca yaralanmış, Ömer elinden, Aslan da başından yaralanmıştır. Yaralılar imdadı sıhhî otomobili ile zükur hastane sine kaldırılmış, kavgaya sebeb olan Ah^d yakalanmıstır. Başbakanm gösterdiği tehlike (Başmakaleden devam) kara için de, Konya için de, Kayseri için de, Diyarbekir için de, Kars için de ardır. Bugün Ege denizinde, Türkiye ıyılanna yakın bir noktadan uçan bir bombardıman filosu, Türkiyenin en uzak şark vilâyetlerine kadar gidebilir ve oraralan yakıp yıkbktan sonra geri döneilir. Demek ki 1915 te düsmanlar Çanakkaleye saldırdığı zaman Istanbuldan kaçıp soluğu Anadoluda alanlar,, Allah göstermesin, 1 9 * * savaşmda kaçacak er bulamıyacaklardır. Çünkü tayyareden kaçılmaz. Sizin ekspresle 3 0 saatte gittiğiniz yere o 3 saatte vanr. Evet tayyareden kaçılmaz, yalnız tayyareye tayyare ile mukabele edilir. Düşmanın Akbabalannı sizin kartallannız karşılar. Onun lekleyleri sizin şehirlerinize bombalar getirirse, sizinkiler de onun merkezlerine daha büyük bombalar hediye eder. Tayyare muharebesi dişe diş, göze göz savaşıdır. Havadan elen yumruğa yumrukla mukabele edemiyenin hali harabdır. Hava harbi kara e deniz harbine benzemez, çünkü tayareden kaçılmaz. jVenizelosun Yaptıklar Yazan: Sabık lntellicens Servis Şefi Sir Bazfl Torason 56 Colabrede dolaşıyordum. Buralılar çok fena insanlardır; hiç kimseyi sevmezler ve hele Fransızlara hınclan büyüktür; niçin mi? Bunu anlatmak uzun olur. Yalnız şunu söyliyebilirim ki, ölümümüzü istiyecek kadar bizden nefret ederler: Vay ellerine düşenin haline. Yoldaşım genc bir delikanlı idi ve onden gidiyordu. Bu memleket dağlannda, yollar uçurum gibi dimdiktir. Atlanmız binbir zorlukla ilerliyorlardı. Arkadaşımm daha düz ve daha kısa zannettiği bir pa&a, yolıımuzu kaybettirdi. Güneş batmcıya kadar ormanda dolaştık; aradıkça sarpa sanyor ve yolumuzu büsbütün şaşırıyorduk. Kapkara bir eve yaklaştığımız vaklt ortalık iyice kararmışb. Korka korka eve girdik; kömürcü ailesi sofraya oturmuştu. Halimizi anlattık. Bizi hemen yemeğe çağırdılar. Genc arkadaşım ısrara yer bırakmadı, yemeğe, başladık; başladık, diyorum, fakat delikanlı yedi. Ben etrafı ve ev sahiblerinin yüzlerini göz1den geçiriyordum. Gerçi ev sahiblerinin hallerinden kömürcü olduklan anlaşıhyordu; fakat evi görseniz bir silâh deposu zannederdiniz. Her tarafta tüfek, tabanca, kılıc, kama, yatağandan başka birşey görünmüyordu! Bütün bunlar adamakılh canımı sıkb ve zannederim ben de pek hoşa gitmemiştim. Arkadaşım ise, sanki bu ailenin kırk yıllık dostu imiş gibi gülüyor, tatlı tatlı konuşuyordu. Büyük bir ihtiyatsızlık olarak ta bunu benim düşünüp önüne geçmem icab ederdi nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi ve Fransız olduğumuzu da söyledi, canımıza kasdeden düşmanlanmız arasında yapyalmzdık; yolumuzu da kaybetmiştik; her türlü insanca imdadlardan uzak bulunuyorduk. Altı batarya topun tesliminden sonra dahi Fransiz Amirali hâlâ Atinayı yakmak istiyordu! îzmire yollanan komünistler İstanbulda bundan on beş gün evvel bazı komünistler yakalanmıştı. Bu komünistlerin tzmirde yakalanan komünistlerle alâkası olduğu anlaşılmış ve hepsi evkif edilerek îzmire yollanmıştır. Franm filota tarafmdan bombardtman edilmif olan Atina stadyoma Rokför odasma kapandığı zaman, Parise, mütemadiyen hayalî telgraflar yağdırmış, mücadeleyi istediği gibi ve istediği kadar büyütmüş, hatta Amiralin Yunanlılara esir düştüğünü bile yazmışb. Saat üçü birkaç dakika geçe, ate| tekrar başladı. Bu defa yalmz şehir de değil, Zapyonda da şiddetle mu harebe ediliyordu. Amiralin etrafm • daki Fransız bahriyelilerinden gene yaralananlar oldu. Ikinci defa ateş açılmasının mes'uliyeti kime aid oldu • ğu bugüne kadar anlaşılamamışbr. Ab'na garnizonu kumandanı General Kallaris, Venizelosçulann Yunan as kerlerine ateş açbklan ve Fransızlann da bunlara mukabele etbklerini temin ediyor. Kral Kostantinin İngiltere Kralı Corca çektiği bir telgrafta bu hususta şöyle deniliyor: «Venizelosçuların şehri ellerine geçirerek kendi liderlerini egemen (hâ kim) kılmak için bir harektte bulun duklanna dair Yunan hükumetinin elinde reddi imkânsız deliller vardı. Fransız İngiliz gizli istihbarat ieşki' lâttna aid iki otomobil. tsyan isaretini doğru basladt.» Kralın telgrafındaki bu iddia, Zapyonda bir Fransız zabitinin düşürdüğü veya unuttuğu bir not defterinde okunan şu fıkra ile de teeyyüd ctmekte dir: «Saat 2 buçukta ihtiyatlar Pnys tırlmda toplanacaklardır.» Buradaki ihtiyatlann Atinada iç rima etmiş olan Venizelosçu ihtiyatlar olduğu şüphesizdir. Bu izah Rokfö yün bildiğimiz gizli faaliyetlerine ve onun Fransız mektebinde bir silâh de posu vücude gebrdiği hakikabne uy gun düşmektedir. Geceleyin şehirde ateş kesildi. Saat 6,45 te Itilâf elçilerile Kralın gön derdiği memur Zapyona gelerc a miralden bombardunanı kestirmesini rica ettiler. Saat 7 de amiral donanmaya «ates, kes!» emrini verdi. O zamana kadar hafif gemiler 60 mermi atmışlardı. Büyük gemilerden Mirabeau (Mirabo) zırhlısı da 4 ağır mermi atmıştı. Biraz sonra amiral, hınc a'jıak üzere tekrar şehri bombardıman edeceğini sefirlere bildirdi. Fakat elçiler, o kadar şiddetle protesto ettiler ki amiral bombardımanı üç gün sonraya bırakmağa razı oldu. Bundan maksad da Itilâf tebaasınm şehri tehliye ebnelerine imkân bırakmakb. Fakat amiral düşünüp taşmdıktan sonra, Kralın sarayını, tersaneyi, tophaneyi ve kışlalarla Itilâf devletlerine en çok düşman halkın oturduğu mahalleleri bombardımaa etmek hususundaki fikrini Parise bildirerek müsaade istedi. Alb batarya topun tesliminden sonra dahi, Fransız amirali lâ Atinayı yakmak istiyordu. Alacağını istedi diye Mahmudpaşada Bezciler caddesinde 0 sayılı kahvede oturan Halile, bir lıra alacağını istediğinden Eyübde Kalenderhane caddesinde ahçı Hızır, Ishak ve Musa kızmışlar ve üç arkadaş bir olarak Halili döğmüşler ve kolunu kırmışlardır. Polis suçlulan yakalamış, zavallı Halil baygın bir halde Cerrahpaşa hastanesine kaldınlmıştır. Bana çok uzun gelen bir çeyrek saat Başbakan, Türkiye havalannın musonra, bir kimsenin merdivenleri çıkbğını dafaasız olduğunu ve Türkiyenin bir haduydum. Kapının çatlağmdan dışanyı va tehlikesine maruz bulunduğunu bize gözetleyince ihtiyan gördüm: Bir elinöğrettiği gibi bu ulusun kendini müdafaa de lâmba, öbür elinde büyük bir yataean icin mucizeler yaratbğını da hahrlabyor. vardı. Kansı arkasmdan geliyordu. Can Tehlike vardır; fakat bedbin ve umudlcorkusile kapının arkasma gizlenmiştim. suz olmıyalun, çaresi de vardır, diyor. lhtiyar kapıyı açtı. Fakat girmeden evGörünen ve bilinen tehlikeden kor vel lâmbayı karısına verdi. Sonra içeriye Yolda deliren zavallı kadın kulmaz; çünkü onun önüne geçmek mümgirdi, ayaklan çıplakb. Kansı parmakBeşiktaşta Şenlikdede caddesinde otu kün olur. fsmet tnönünü bize tehlıkeyi larile lâmbanın fazla ışık vermesine mâ ran Tekbacak Nazmiye, Nişantaşında göstermişü'r, tehlikeden korunmanın çani olarak, alçak sesle: Azim apartımanı önünde giderken bir resini de göstermişb'r. Bu ç^re, yapıla Yavaş git, yavaş! diyordu. denbire delirmiş ve eline geçirdiği taş maz birşey değildir. Başbakan Türk uluIhtiyar ambann merdiveninden çık larla aparümanın camlannı kırmış, ve sundan, mal ve canını hava afeb'ne karşı mağa başladı, bıçağı dişlerinin arasında sokakta oynamağa başlamıştır. Polisler sigorta ebnosini istiyor. Bu sigorta paraBizî mahvedebilecek tafsilâtm hepsî tutuyordu. Yatağın hizasma geldi. Ar hemen zavallı kadını yakalamışlar ve sını vereceğiz. Malı çok, canı kıymetli oni vermiş olabilmek için de kendisinl kadaşımm çıplak boynu ona doğru uzan Tıbbı Adliye yollamışlardır. Nazmiy< an zenginlerimizle ortahallilerimiz yılda orada müşahede albna alınmışbr. 20 lira sigorta parası vereceklerdir. Malı zengin gösterdi, misafirliğhniz masrafile mıştı. az ve canına da ister istemez pek ehemEv sahibi eliyle bıçağını tuttu, obür ertesi günü yapacaklan rehberlik için bol miyet vermez olan fakirler de, güçleri bol para vereceği vadinde bulundu. Ni eliyle de.... Döşemeye doğru sarkan bir yettiği nisbette bir sigorta ücreti verecekhayet bavulundan söz açtı, çok dikkat et sucuğu yakalıyarak kesti, ve geldiği gibi lerdir. Hiçbir Türk vatandaşı, bu sigormelerini, başmm ucuna koymalannı ri sessizce çekildi. Kapı kapandı, lâmba u(Baştaraft 1 inei •ahifede) ta parasını vermemezlik ermemelidir. ca etti. Halbuki bavulda bu kadar e zaklaşb, ve ben de düşüncelerimle başbadelere de mj kapayro kapamadığırn sor •Dün de söyiediğBn gibi, ba örie nluıal *>t * w . ^ . » hemmiyet verdiği şey sadece nisanlısımn şa kaldjm.„., ...ujı mu Stur. ,. , . ,/,:, bir sıgortadır ki bütün ulusun varlığuu, Gün doğunca bütün ailc efradı bizî umektublanndan ibaretmiş! M. Hitlerin söylevinin üçüncu kısmı egemenliğini, onurunu koruduğu gibi ber Yemekten kalkmca kömürcüler bizi yandınnağa geldi. Çok güzel bir kabvalb mn son cümlelerinde örküçlük vardır. ferdin malını ve canını, çoluğunu ve çoyalnız bıraktılar. Ev sahibleri alt katta, hazırlanuşlar, iki tane de horoz pişinnişM. Hitler şöyle diyor: cuğunu da koruyacakbr. biz, yemek yediğimiz üst kattaki odada lerdi. Ev sahibi kadın bunlardan bir tat Askerlikten ayırd edilmiş olan Türk, vatan ve istiklâli tehlikeye dü yatıyorduk. Yataklanmız, küçük bir nesini yememizi ve öbürünü de yanımıza bölgeleri tanımayı barışa yardım sayar şünce eski bir tabirle yedi düvele meymerdivenle çıkılan yedi sekiz basamak almamızı söyledi. yalnız Fransanın doğusunda asker birikyüksekliğinde tavan arasında idi. Buraya Bunlan görünce, bana dehşet veren: tirilmesinin Almanyanın bu isteğine uy dan okumuş, yoktan ordular yarabnış, insan ancak yerde sürünerek girebilirdi. İkisini de kessek mi? gun olmadiğını açıkça söylemek iste muvaffak ve muzaffer olmuş, gerçekten ulu bir ulusrur. Baştan aşağı bir harika Direkler üzerinde bütün senenin zahireKelimelerinin manasını nihayet anla rim.» sini taşıyan ambar vardı. Arkadaşım ora mıştım! 3 Almanyanın silâhlan bırakmak ve mucize olan Istiklâl Savaşını başarya yalnız çıktı. Ben sabaha kadar odada VARAL için olan düşünceleri ve istekleri: M. mak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyan Hitlerin söylevinin 8 inci kısmında Al bu ulus elbette Başbakanmın kendisin manyanın ordusunu yeniden kurmaga gösterdiği tehlike karşısmda tekrar şahlanacak ve hava ordusunu kuvvetlendirmek (Baş tarafı birinei $ahitede) nın siyasî mehafilinde hararetle münaka girişmiyeceğini »öylediği halde 9 uncu kısmında Almanyanın öteki devletler için boynuna borc olanı yapacaktır. mürekkeb bir Bulgar filosu kendilerini şa edilmektedir. Essen Prensinin kans: de kendisine uyarlarsa silâhlanm azaltYurddaş, yalnız yurdu değil, can vı Yugoslavya hududunda karşılıyacaktır. olan Prenses Mafalda, Bulgar Kraliçe maya hazır bulunduğu söylenmektedir. malımızı da koruyacak olan Türk havaGeneral Göringi Sofya tayyare istasyo sinin hemşiresidir. Bundan iki hafta evîngili zsefiri bu tutmazlığın neden ile cılığını kuvvetlendirmek için hemen ise nunda da Bulgar hükumeti namına de veline kadar Sofya sarayında misafir ri geldiğini sormuştur. Bu iki cümlebaşlıyalım. miryollar ve hava nazm, teşrifat umum bulunuyordu. Deveran eden şayiaya na nin anlamı nedir? Almanya 36 tümen Kardeş, her yıl vereceğin beş on lira müdürü, Bulgar hava kumandanı, Al zaran Goringin Sofya ziyaretini Prenses tutmak mı istiyor, yoksa ordusunu 550 bir sigorta, bir paratonerdir ki tatlı caMafalda temin etmiştir. man sefiri istikbal edeceklerdir. bin kişiden aşağıya indirmeği mi or» nını, ihtiyar nineni, sevgili kannı, güzel Bulgar kabinesi bu akşam bu ziyaret maktadır? Essen Prensi, Bulgar Kralmm bacayavrunu alın terinin mahsulü olan evini için hususî şekilde toplanmıştır. HariciKabine bu meseleyi inceliyerek ve zehirli yıldınmlardan koruyacakbr. nağı olmak sıfatile sarayda, General Göringle refakatindeki zevat ta Bulgar ye Nezareti de bu akşam ziyaret progra Almanyadan istenilen izahı aldıktan ABÎDlN DAVER sonra konuşmalara başlıyacaktır. ya otelinde misafir edileceklerdir. Gene mmı neşeredecektir. Anlaşıldığına göre Sir Eric Phipps ral yann Bulgar Alman millî maçını General Goringin ziyareti hakkında seyredecektir. Alman sefiri sefarethanede resmî mehafilde büyük ketumiyet var hava kuvvetlerinde eşitliğin almancamisafirler şerefine bir ziyafet verecektir. dır. Her nekadar bu mehafil Goringin ya savaş uçaklan için mi, yoksa sivil Ziyafete Bulgar Başbakmı, Dış îşleri ziyaretine hususî bir mahiyet atfetmekte uçaklar için de mi istenildiğini ve Lit> Millî Müdafaa, Demiryollar ve Hava ise de siyasî mehafil buna başka bir göz vanya hükumeti Memelin istatüsünü sa Dün Beyoğlu Rumlan arasında YuBakanlan, Kralın iki müşaviri ve teşrifat le bakmakta, işe ehemmiyet vermektedir. yar ve yerine getirirse Almanyanın bu nanistanda tekrar ihblâl çıkbğı, Papuumum müdürü de davet edibnişlerdir. Zi Matbuat, bu işin mahiyeti hakkında bir hükumetle bir saldırmama paktı yaplası idama mahkum eden divanıharbin yafet hususî mahiyette olacak, kabul res şey yazmamaktadır. Yalnız Zlova gaze maya hazır olup olmadiğını öğrenmek reisi tayyare umum kumandanı Reppasın istiyecektir. mi yapılmıyacakbr. tesi bu akşamki nüshasında General Goöldürüldüğü şeklinde sayialar çıkmışbr. İngiliz sefirinin, Almanyanın Avus Pazartesi günü General Göring Sofya ringin şahsı hakkında bir basmakale neşAbna muhabirimizle gece saat on birde turyaya karşı olan siyasası hakkmd etrafmda otomobil seyahati yapacak ve retmiştir. telefonla konuşarak bu şayialann mahifazla birşey sormıyacağı anlaşılıyor. Kral tarafmdan öğle yemeğine alıkonayetini sorduk. Bize: «Burada tam bir Budapeşte 25 ( A . A . ) M. GöBerlinden gelen duyumlardan, M sükunet hüküm sürüyor. Şayialann tekcaktır. Akşamı Sofyadaki Alman mek ring Kral Naibi Horty ile görüşmüştür. Ron Ribbentropun bu ve bundan başk zibe bile değeri yokrur» dedi. tebinde Alman tebaasını kabul ederek M. Goringin önce Belgrada gitmesi meseleleri izah etmek için yakında Lon yeni Almanya ve haricde bulunan AI kararlaşbnlmıştır. Fakat seyahat progra draya geleceği anlaşılmaktadır. Amerikalı gazetecilere ziyafet manlann vazifelerine dair bir tcylev nu değiştirilmi} olduğundan M. Göring İngiltere hükumeti bir taraftan Ber verildi yerecektir. Sofyada biraz durduktan sonra 10 ha lin hükumetine baş vururken diğer ta Ankara 25 (A.A.) Şimalî AmeGeneral Goringin bu ziyareti Sofya zjranda Belgrada gidecektir. raftan da bir hava lokarnosu yapma v« rika gazeteleri grupu namına memleketigenel güvenlik işlerinden ayn olarai mizi ziyarete gelmiş olan Bayan Baker uçaklan artırmak için sözleşilmesi iste ve Henderson Hay şereflerine bugün ğile Fransa ve İtalya hükumetlerine baş Dış Îşleri Bakanlığı vekili Şükrü vurmuş ve onlardan düşüncelerini sor Kaya tarafmdan Marmara köşkünde muştur. bir çay verilmişb'r. Berlin 25 (Telsizle) Dış Işleri Ba, Çayda Amerika büyük elçiliği müskanı Fon Nöyrat bugün İngilterenin teşan M. Shaw ile saylav, gazeteci ve Berlin büyük elçisini kabul etmiştir, Dış Îşleri Bakanlığı erkânı olarak birçok Oldukça uzun süren bir konuşmada Alyüksek kimseler hazır bulunmuştur. man Dış îşleri Bakanı, îngiltere elçisiBayan Baker ve Henderson Hay akne Hitlerin son nutku hakkında istedigi şam trenile Istanbula gitmişlerdir. izahatı vermiştir. Londranın Berlinden istediği îzahat itilâf elçilerinin maıluW«*î olmasaydı... General Göring tayyare île Sofyaya geliyor Frannzlar Stadyoma bom bardıman ediyorlar Amiral, şehirde ateş tekrar başla yınca gemilerine hemen Stadyom üzerine ateş açmalanm emretti. Gemile rin atışı, sadece bu hedefe tevcih edilmekle beraber, ateş çok isabetsiz oldu. Ü ç mermi, Kral sarayınm bahçesme düştü. Bunlann biri sarayın duvan dibinde patladı. Alb mermi sarayın dışansına, on beş mermi de daha uzağa düştü. Eğer mermilerin hepsi patlamış olsaydı çok ağır hasarata ve insanca da birçok zayiata sebebiyet verebi lirlerdi. Kral, çocuklanna, sarayın şarab mahzenlerine inmelerini emretmişti. Mermilerin hiçbiri, Stadyoma düşmemiş; fakat Kralın sarayile Rus ve 1 talyan sefarethaneleri tehlike albnda kalmışlardı. Kont Bosdari ile Prens Demidof, müttefiklerinin elile ölmek tehlikesinden dar kurtuldular. Almanlar tarafmdan düşman Bel çikada Louvain (Luven) şehrine ya pılan muamele ile İtilâfçılar tarafmdan bitaraf bir devletin payitahtı olan Atinaya yapılan muamele hakkında İti lâf matbuatınm yazdıklan mütalea lan karşılaştırmak hayli faydalı olur. Kumandan Antonyadis amiralin t»u .pyini pğrcodiği zamcm ona yeni bir bombajdynan yapıldığı takdirde Kral ile Atina halkının şehri terkedip gideceklerini ve haydudlarla köylülerin payitahtı istedikleri gibi yağma edeceklef* ni bildirdi. Bereket versin ki İtilâf sefir* leri, bu yeni bombardımanın önüne geçmeğe kat'iyyen karar vermişlerdi. Fransız elçisi bile öteki meslekdaşlannın mütaleasına iştirak ediyordu. Londra, Roma ve Petrograd arasmda telgraflar yağıyordu. Fakat Rokföyün bir dalaveresinden kimsenin haberi yoktu. Fransız a« taşenavali, şifreli telgraflarla Fransız Deniz Bakanhğmdan derakab kanlı mukabeleler yapılmasını istiyor, Parise çektiği telgrafta şöyle diyordu: « Hiç vakit kaybetmeden ( 'detU tenkil tedbirlerinin ialbikı gerekC* Teh çare Atinayı muntazaman bombardtman etmektir.» Biraz sonra da şunu ilâve ediyordu î « Şuna inanc getiriniz ki lâztm gc len tedbirleri almakta gecikmek yeni bir felâkete sebeb olacakltr. Fransız okulası, filen boşaltılmıştır. Bavullanmızi hazırlıyoruz. Eğer şiddetli t ,'birler almazsak biz de mukabele bilmısillere kurban gideceğiz.» İtilâf elçilerinden ve yurddaşlanndan hiç kimsenin burnu kanamamış olmasına rağmen Rokföy «Aüne tecavüzleri» labirini icad etmişti. (Rokföy bu tabiri ortaya atarken htristiyanlar arasmda meşhur olan cVepres siciliennes» sözünden üham almıştır. Milâdın 1282 yümd.. Sicilyadakî Fransızlar bir paskalya günü ikindi üstü dua ve ibadet zamanı hücum ve tecavuze uğramışlardı. Fransız ataşenavali Vepres Siciliennes yerine Vepre athenıennes demekle Yunanlıl ? karşı katoliklerin mezheb taassublannı da tahrik arzusuna kapılmıştır. Cumhuriyet. Yunanistanda yeni karışıklıklar çıktığı haberleri yalan (Arkan var) Torbalı mekteblerinde imtihanlar bitti Hergün bir ecnebi karikatürü Makdonaldin bir söylevi Londra 25 M. Makdonald, Domini onlar Başbakanlarının şerefine verilen ziyafet sonunda bir söylev vermiş ve demiştir ki: < Britanya İmparatorluğu kendisin barışa vermiştir. Fakat bu barış, ne haklanndan vazgeçme v« boyun ığmı Torbalı «Hususî» Torbalı mekteblerirjden bu sene mezun olan talebeler, mektebden aynlış hatırası olmak üzere muallimlerile beraber resim çıkarmiflardır. Gönderdiğim resim bu yavruları gös • |ermektodu>. banşı, ne de haklarmı konımadan korkarak başkalannm istediklerini yapmak için serbest bırakma banşıdır. Bizım istediğimiz barış, bütün dünya için adalet banşıdır. Biz, kendimizi, serbest ulusların iş birliğine veriyonız. Biz, dünya barşını, konuşmalarla ve insaniğ metodlarla elde etmek istiyoruz.» tnsanlarin hayvandan türediğini Darvin değü asu zehirli gazler isbat etti[

Bu sayıdan diğer sayfalar: