29 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

29 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Mayıs 1935 CUMHURÎYET Kaybettigimi» büytik Türkçtt Ahmed Cevdet Saltanatın tazyikına rağmen Türkçülük yolunda ilk cesareti gösteren o olmuştu! Bugün kara toprağa konulacak olan Ahmed Cevdetin değerini iyice kavrıyabilmek için yurdumuzun kırk yıl önceki duygu ve düşünce alanına göz gezdirmek gerektir. O yıllarda gerçi «etraki biidrak> klişesini uluorta kullanan edebsiz kalemler artık yoktur. Lâkin bu yurdun Türk ülkesi olduğunu ve ege menliğin Türklerde bulunduğunu açıkça söyliyen de görünmüyordu. Siyasal bir devrim yapmayı bir takım beyni aydm gencler bile frensızca yazılarmda kendilerini Les jeunes turcs diye andıkları halde türkçe konuşmalarda ve yazılarda «genc Osmanhlar> adını takınıyorlardı. Böyle bir devride türkçede yoktu ve olamazdı. Gazeteler direk direk enderun argosu kullanıyorlardı. Arasıra kulaklara türkçe sözler çarpmıyor değildi. Söz gelimi Şinasi «ululuğun denizinde göremez kimse kara> gibi sözler çiziktirmişti. Gene söz gelimi Lâstik Said Bey coşkun bir gününde «arabca istiyen urbana gitsin acemce istiyen İrana gitsin frengiler Frengistana gitsin ki biz Türküz, bize türkî gerektir > kıt'asını yazmıştı. Fakat bunlar birer edebi lâtife sayılıyordu, Türklük gene ağza alınmıyordu. Ahmed Vefik Paşanın lehçe için yazdığı ön söz, Türk diline ve Türk ulusuna saygı ve sevgi istiyen bir haykırıştır. Lâkin o gür ses, lehçenin içinde boğulmuştur. Mustafa Celâlettin Paşanın «Les Turcs anciens et modernes> adile 1869 da yazdığı fransızca kitabı ise belki üç beş kişi okumuştu ve orada Türk ulusu, Türk dili için ileri sürülen hakikatler, gene izsiz ve izersiz kalmıştı. Çünkü saray Osmanlı, Babıali Osfnanlı, muharrirler Osmanlı, muallimler Osmanlı, mektebler Osmanlı ve ga zeteler Osmanlı idi. Osmanlı de mek Türk demek değildi. Nitekim devrin harsi üzerinde kuvvetli rol oynıyanlarm çoğu da kan ve ülkü bakı mından Türk değillerdi. İşte Ahmed Cevdet böyle bir çağda örtaya çıkan koyu bir Türkçüdür. Kendisi Türkleşmiş değil, Türk doğup Türk yaşamış bir ailenin çocuğu idi. Mül kiyede ve hukukta okurken fransızcaya çalıştı ve bu sayede gözünü Osmanlılık ufuklarından ayırarak garb âlemlerine yükseltebildi ve tahsil çağında da. işi gücü milliyet konusu üzerinde bilgi elde etmekti. Durmadan okuyor ve durmadan Türklük hakkında kendini aydınlatıyordu. O, mektebden çıktığı gün şu kanaati taşıyordu: Milliyet fikrinin şeniyette hızla tahakkuk ettirilmesi güçtür. O hedefe varabilmek için birçok merhaleler aşılmak ve birçok işler başarılmak gerektir. Hele yetmiş iki buçuk milletin barındığı Osmanlı ülkesinde Türklere Türklüklerini tanıtmak daha zordur. Bu zorluğu yenmek için önce Türklüğe ilfHnli harsî işlere kıymet vermelidir. Bu işlerin başında «dil» vardır. Öz dil için özlü araştırmalar yapmak, ende run argosuna harb açmak ve yavaş yavaş halkı filoloji tetkiklerine alıştırıp eski Türk hayatını aramaya, eski destanları ve eserleri okumaya sevketmek lâzımdır. Fılolojiden sonra tarih, etnografya ve argeoloji tetkiklerine ginşmelidir. Bu suretle Türklüğün geçmiş günleri aydmlanır ve ortaya çıkan ışık, ruhlan parlştarak orada milliyet sevgisi yaratır. Ahmed Cevdet işte böyle bir ilmî kanaatle ortaya atıldı, «1893» te İkdam gazetesini kurdu. O sırada Sabah, Osmanlı gazetecilik alanmda sırtı yere gelmez bir şampiyon gibiydi. Mürettiblikten gelme kızıl cahil Mihran, kollarını sallıya sallıya Türk harsı üzerinde kalın vücudünü besliyordu. İkdam, Sabahın rakibi oldu. Fakat Osmanlı değil, Türk gazetesi olarak. Evet, Ahmed Cevdet bu hamleyi yaptı, bu merdliği gösterdi, İkdamın başına «Türk gazetesi» dir cümlesini işledi. | Fakat bu, kuru bir gösteriş değildi. Dediğimiz gibi şuurlu bir inandan doğan bir hareketti. Nasıl ki İkdamın çıkışı da o inana uygun bir biçimde idi. Veled Çelebi gibi, Necib Asım gibi İTürkççüler hemen Ahmed Cevdetle elele vermişlerdi. Türk dili ve Türk üstünlüğü için çalakalem yazı yazıyor İardı. I Denizli dericiliği Tabakhaneler şehrin dışına kaldırılıyor Denizli (Hususî) Şehrimizin en iyi yerinde olan tabakhanelerin gerek halkın sıhhatini gerekse şehrin güzelliğinı bozması hascbile senclerdenberi şehir haricine kaldınlması düşünülmekte, fakat maalesef bazı sebebler dolayısile bu iş bir türlü halledilememekte idi. Valımiz Fuad Toksal gayret göstererek bu işi halletmiş ve üç ay zarfında tabakhanelerin şehir haricine kaldınlması için kdrar alınmıştı. Verilen mühlet haziranda biteceği için tabakhanelerin nakledileceği istasyon civarındaki boş arsada hazırlıklara başlanmıştır. Şimdilik 64 dükk&n yapılacaktır. Bunlardan başka esnata bir yardım ve örnck olmak üzere muhasebei hususiye 8, Evkaf ta iki modern imalâthane yaptıracaklardır. Denizlide tabaklık pek eski zamanlardanberi ileri giden san'atlardan biridir. îmalâthanelerde her cins deri ve kösele imal olunarak memleketin her tarafından gönderilir. Bundan başka modern iki kösele fabrikası vardır. Bunların da nakli için müsaid arazi aranmaktadır. M. TURHAN TAN |L Dil üzerinde çalışmalar J| Kılavuz için dersler 18 Harb (T. Kö.y Cidal, mücadele = Savaş Mücadele etmek = Savaşmak Uğraş Uğraşmak Savaşkan Uğraşkan Harb kelimesinin yakutça köku karptır. Bu kelimeyi kazanınca, savaş sözünü cidal ve mücadele karşılığı olarak alıyoruz: «Son asır doğu tarihinde en büyük devrim, Türk erkinlik savaşıdır.» «İsmet Inönü, yıllarca, denk büdce fikrini yerleştirmek için savaştı.s «Bir ülkü için savaşmıyanların ömrii boşa geçer.» Uğraşmak kelimesinin kılavuzunda meşgul olmak karşılığı alındığını biliyoruz: «Dündenberi senin işinle uğraşıyorum.» cümlesinde uğraşmak tam iştigal etmek yerinedir. Türkçenih incelikleri var. Eğer: «iki gündenberi Kamutayda, bu kanunu ç;karmak için uğraşıyorum.» derseniz, burada «uğraşmak» savajmak anlmına geçiyor. Kılavuzda meşgale kelimesi «iş» ve «iş güc» diye karşılanmıştır. «Savaş» mücadeleyi karşıladıktan sonra, meşgalenin türkçe karşılıklan arasına uğraşı da koyamaz mı? Uğraşınız nedir? = dir? Meşgaleniz neRağmen için tek karşılık karşm olabilir: «Bütün imkânsızlıklara rağmen, bu işi başardım = Bütün imkânsızlıklara karşm bu işi başardım.» «Her şeye rağmen size yardımdan geri duramıyacağım.» Cümlesine türkçede «ne olursa olsun» diye başlanacağı gibi, «herşeye karşı gelerek, karşı koyarak» yahud «herşeye karşın» da denebilir. *¥¥ Avrupanm korkusu Avrupa ordudan değil tayyareden korkuyor Merhtzm Ahmed Cevdetin ton ydlartnda refikatile beraber çıkarttığı bir retmi Nazilli fabrikası Temelatma şenliği 18 haziranda yapılacak dı. O, sekiz on asırdanberi edebiyatta, tarihte, hekimlikte ve her şeyde yalnız Arabdan, Acemden «büyük adam» yetiştiğine zorla inandınlmış olan Türk lere Farabi gibi, İbni Sina gibi dâhile Nazilli (Hususî) Nazillide yeni rin Türk olduğunu öğretti. İslâm mede kurulacak pamuk fabrikasının temelniyetinin Türk zekâsile can ve değer atma şenliği 16 haziranda ve bizzat Gebulduğunu anlattı ve kendinden evvel neral İsmet İnönü tarafından yapılaTürklüğü düşünenlerden tamamile ay caktır. rılarak .«Osmanlı milliyeti» ve «islâmî Bu fabrikanın Büyük Mendires iktıbirlik» düşüncelerine ilginsiz yeni bir sadiyatı ve bilhassa pamukçuluk üzeTürkçülüğe doğru yürüdü. rinde yapacağı tesirler çok mühim göBir taraftan da ülküsüne uygun eser rülmektedir. ler basıyordu. Şemsettin Saminin Türk Pamuk zeriyatının artması işçi, vaKamusunu, Leon Kahondan türkçeye ridat, toprak kıymetinin yükselmesi çevrilen Gök Sancağı, Ali Şir Nevainin noktasından büyük faydalar getire • Muhakemetül'lugateynini, Muhitülma cektir. arifi, Mevzuatül'ulumu, Necib Asımın Açılma şenliğinde, İzmir, Aydın, DeTürk Tarihini, Evliya Çelebi Seyahatrta nizli ve sair yerlerden heyetler gele cektir. Mahallinde büyük hazırlıklar mesini basan odur. yapılmaktadır. Ahmed Cevdet yavaş yavaş genişlemeğe başlıyan Türkçülüğün mihveri, İkdam da Türkçülerin organı olmuştu. (Baştarafı 1 inci sahifmdc) Abdülhamid bir dil ve hars işi ğibi başlıyan bu ateşli cereyandan ve yangınlar yani, kabotaj kanunu mucibince büyük çıkabıleceğini sezdi. Sade türkçe yazıları kabotaj yapmakta olan Türk jançağıpı yasak etti. Türk tarihinin tetkikine me taşıyan vapurlardan, ecnebi vapurlardan dar olmak üzere basılmakta olan eser alınmıyan ihrakiye resminin alınmasının leri toplattı. Hatta daha ileri gitti. Türk yanlış ve ulusal deniz ticaretimize zararlı dili üzerine aytışma (münakaşa) yı suç olduğunu yazarak bu işi alâkadarlann saydı ve gazete sütunlarmı bu gibi ay dikkat gözleri önüne koymuştuk. tışmalara kapattı. Filhakika, ayni suretle sefer yaparak limanlarımıza transit olarak gelen mal İkdam gene yaşıyordu ve Ahmed Cevdet gene yazıyordu. Fakat gazete yetim alıp boşaltan ecnebi vapurlan ihrakiye di, Cevdetin yazılarında bir öksüzlük resmi vermediği halde bu resmi Türk vaseziliyordu. Meşrutiyetin ilânı üzerine purlarından istemenin, bilhassa kapitü o, gene eski ülküsüne dönecekti ve bü lâsyonların kaldırılmasından sonra ne yük hizmetler yapacaktı. Lâkin yurdun mantıkla, ne hakla, ne de ulusal sosye üzerinde birden kümelenen siyaset ha teleri ve denizciliği himayeye çalışan vası, siyaset ihtirası ve gazeteciliğin ge devlet prensiplerile telifi kabil değildi. İlk defa (Antaris) isimli bir Türk şinel zevklere, temayüllere uymak meclepinden istenilen ve sonra ecnebi limanburiyeti onu da başka bir yola saptırdı ve Ahmed Cevdet manasız dedikodular larda çalışan diğer Türk vapurlanna da içinde hakiki varlığını kaybetmiş gö teşmil edilen bu resim üzerine alâkadarlar Ekonomi ve Inhisarlar Bakanlıklarına ründü. müracaat etmişlerdir. Ekonomi BakanlıBugün o, aramızdan ayrılmış bulunuğı yaptırdığı etüdler üzerine ihrakiye resyor. Ben bu büyük gazetecinin bahtiyar minin alınmasının yanlış bir hareket ololarak gözünü dünyaya kapadığına emi duğu sonuncuna varmıştır. Vapurcular nim. Çünkü Atatürk Türkiyesini gördü, ayrıca Devlet Şurasına da müracaat et kendi hulyalarından ve ülkülerinden mişlerdir. O vakit savaşkan osmanlıca «mücadil» ve uğraşkan da «dirdüzüye meşgul olan, br işin peşini bırakmıyan» anlamına selebilir. «Ben bir ülküye özveren savaşkanları severim.» Savaşmak ve uğraşmak kelimelerinin, türkçede ayn özel anlamlan da olduğunu unutmamalıyız. *** Muhafaza etmek = 1 ( T . Kö.), barımak 2 Gözetmek, saklamak Kılavuzda muhafazanın Türk kökü olduğunu görüyoruz. Fakat onun «barımak», «gözetmek», «saklamak» diye ayrı karşılıklan da var. Barımak kelimesini barınmak ve «burç ve baru» daki barı sözünü hatırlayınca anlıyacaksınız. «Arıkan bir Türk, yurd barımakta hiçbir özveriden çekinmez.» Biz yurd banmı için hazırlanırken, sıyasamızm barışçılık ülküsünü de gözetıi riz.» «Çantamı yarına nız ?» kadar saklar mısı Yanlış karar düzeldi Bu örneklerde geçen yeni kelime: Arıkan = Halisüddem •** Rağmen = Aldırmadan, aldırmıyarak, bakmıyarak,... halde berabrr.. Birçok kimselerden «rağmen» kelimesinin yerini bütün bu karşılıkların dolduramadığı sözünü işitiyoruz. Hastalığma rağmen = Hastalığına bakmıyarak. Havanın soğukluğuna rağmen = Havanm soğukluğuna bakmıyarak, aldırmıyarak.. Bütün bunlar doğru, fakat «arzuma rağmen» sözünü böyle anlatabilir miyiz? Osmanlıcada rağmen sözü yenidir. Ondan önce hilâf sözünün türlü şekillerinin kullanıldığını görüyoruz. çok üstün bir Türkiyenin var olduğunu gördü, öz türkçenin yaratıldığmı gör dü. Fakat biz elemliyiz. Çünkü Ahmed Cevdet, Türklüğün ilerleyişini, yükselişini daha uzun yıllar görüp te sevin meğe hakkı olan bir Türktü. M. TURHAN TAN Iş bu suretle ehemmiyetle ele alınarak mevcud kanunlar tekrar etüd edılmiş ve bu hususta gazetemizin tevali eden neşriyatı gözönünde bulundurularak eski karar bozulmuş ve Türk vapurlarından ihrakiye resmi aranmaması kararlaştınlarak keyfiyet îstanbul Gümrükleri Başmü dürlüğüne bildirilmiştir. Hükumetin bu kararı ulusal denizciliğimizi çok müşkül bir durumdan kurtar mş olmaktadır. Çünkü yabancı ellere çalışan vapurcularımız diğer bir anlamı ecnebi vapurlarını himaye edemek olan eski karar yüzünden işlerini tamamen bı rakmış bulunuyorlardı. Gümüşane Belediyesi güzel bir mezbaha yaptırdı Casus kadmlar Londra 28 (A.A.) M. Baldvin, dünkü söylevinde bugün Avrupada en başta gelen korkuların sebeblerini an « latmış ve demiştir ki: « En genis anlamile birge güvenlik idesi şu demektir ki: Bugün Avrupa hiçbir harbi hoş görmemektedir. Herhangi bir memleket bir harbe başlar veya baş ka bir deyimle saldınrsa bütün ötekî memleketler birleşerek onu durdururlar. Böylece anlattığım bir güvenliğin meydana gelmesinden henüz uzak bulunu yoruz. Fakat sınırlı bir bölgede buna benzer bir şey, Lokarno andlaşmasımn Ihtısas = Uzug kendisinde vardır. Mütehassıs = Uzman Lokarno andlaşmasını imza etmiş olan Bu asır, uzug asrıdır. Herşeyde uzuğ kuvvetinin başadlık devletlerin ilk yapacakları şeylerden biri, Lokarno kadrosu içine özel bir hava ettiği bir çağda yaşıyoruz. paktı sokmak idesi sürmektir. Bu pakt, Bayındırlık Bakanlığma, tarife işlerile uğraşmak üzere, bir Amerikalı uzman ayrıca bir silâhları tahdid andlaşmasını da içine alabilir ve almasını da isterim ve gelmiş olduğunu bilirsiniz. umarım. M. Hitler bu meselelerin kendi prensibine uygun olduğunu bildirmiştir. Bugün Avrupayı en çok korkutan şey, ordular ve donanmalar değil, süel uçaklardır. Silâhlan tahdid etmek, silâhsızlanmak veya bir hava anlasması yapmak çok lü1 Sukuru hayal = Umusa zumludur. Çünkü bir orduyu seferber Sukutu hayale uğramak = U etmek için vakte lüzum olduğu halde hamusanmak va kuvvetlerini seferber etmek için buna Örnek: Kendisinden o kadar üzum yoktur. Hava kuvvetlerini, hatta iş beklediğimiz bu zat, bizi yüksek bir rakamla bile olsa, tahdid etne çabuk umusaya uğrattı. mek, havacıhkta yapılan silâhlanma ya 2 Tesanüd = Dayanışma rıslanna bir son verebilii1.' "v Bundan sonra M. Baldvin, Amerika Ornek: En büyük kuv\Tet birleşik hükumetlerinm Uluslar Kuru yurddaşlar arasmda dayanışmuna girmemiş olmasma eseflenmiş ve madır. demiştir ki: 3 Seviye = Düzey « Ben daima şuna inandım ki dünyanm her tarafında en büyük güvenlik, 4 Maksat = Erge ı Örnek: Kultür işlerinde erge ancak Ingiltere ile Amerika birleşik hükumetleri arasında sıkı bir iş birliği ile miz, bütün yurddaşlan yük meydana gelebilir. Aradan belki yüzler sek bir bilgi düzeyine çıkarmaktır. ce yıl geçecek ve çok isteğe değer olan 5 Rekabet etmek := Önürdeş bu sonunç belki gene elde edilemiyecek tir. Fakat böyle bir kuruntuda bulunabimek iiriz.» Rekabet = Önürdeşme M. Baldvin, îngiliz hava kuvvetlerinin Rakıp = Önürdeş artınlmasına lüzum gösteren sebebleri de Örnekler: 1 Ekonomi işlerinanlatmıştır. de lüzumsuz önürdeşmelerin Ve gene hava paktına geçerek şunlan zararmı çekiyoruz. söylemiştir: 2 Önürdeşmek, her zaman « Bugün bu meseleyi kökünden afaydalı değildir. raştırmak ve incelemek için elimize yıl • 3 Bay ... yüksek zekâsı ile, ardanberi geçmiyen fırsat geçmiştir. Ben bütün önürdeşlerini yıktı. hiçbir ulusun, hiç olmazsa şimdiki halde, Not: Gazetemize gönderile harb istediğine inanmam. Avrupada bu gün, kendi içerisindeki güclüklerle bile yazılarda bu kelimelerin osmanhcaları kullanümama uğraşmaktan kurtulamamış hiçbir ulus yoktur. Avrupadaki düşünceleri yatıştırsını rica ederiz. mak için en büyük yardım, bıiyük devetlerin birleşerek silâhlan tahdid etmek ve eğer mümkünse, silâhlan ortadan kaldırmak idesini yeniden ele almalandır. Benim amacım ve hükumetin amacı, ne pahasına olursa olsun, adalarımızın güvenini sağlamak ve bütün diğer uluslarla tam bir uyun içinde çalışarak silâhlan tahdide ve Avrupa uluslan için bir gü ven elde etmeğe çalısmakhr.» Tefevvuk etmek = Üstolmak, üsgelmek Faik, mütefevvik = Üsaelen, üstün, basa Tefavük = Üstünlük Takaddüm etmek = Öngelmek Mütekaddim = Önceki, öngelen Siyasada parti kuvvetiyle değil, kafa kuvvetiyle üstolmağa çalışmız. Devamlı bir savaşta, ensonu zekâ üsgelir. Biz çocuklanmızdan yalnız bilgi değil, ıra üstünlüğü istiyoruz.» Bu işte üsgelen odur. Düşmanın üstün kuvvetlerini, akşama doğru, çekilmek zorunda bıraktık. Önceki mektubda söylediğim üzere.. Bütün savaşlarda ahlâk, zekâdan da öngelir. M. Baldvin Hergiin 5 kelime On ikinci liste Lehistanda su baskını Varşova 28 ( A . A . ) Kielee voyvodahğı dahilinde sağnakla kanşık bir fırtına birçok yerlerde tarlalan ve mahsul leri tahrib etmiştir. Yollar bozulmuş, Skarzysko yakininde demiryollan hasara uğramış, münakalât kesilmiştir. Birçok ırmaklann sularının normal yüksekliği 3 metrodan fazla artmıstır. I Ahmed Cevdet bütün yazılarını sa3e ve mümkün olduğu kadar türkçe kaleme alıyordu. Halkın ağzına ve kulağına yepyeni bir deyim tadı veriyor3u. Terkibsiz ve argosuz da yan yazıtacağını görüp anhyan gazete okuyuculan artık Sabahı, Tercümani Hahikati bırakmışlardı. İkdama bel bağlamışlar3ı. Çünkü orada okuduklarım daha v kolay anhyorlardı. Fakat Ahmed Cevdetin bizmeti sade yazmaya münhasır kalma Fransada devam etmekte olan caausluk davası nihayete ermiş ve Lydya Stohl itmindeki maz • nun kadın beş tene hapse mahkum olmuştur, Bu resim Lydyayt muhakeme yi dinlerken gösteriyor, Lydya toldadır. Meselâ: Rus Li'manlarından Akdenizde bir iskeleye kömür taşıyan bir Türk vapuru o seferinde îstanbul, îzmir veya Mersin için yük alamıyordu. Çünkü bu limanlar için yük aldığı takdirde ihrakiye resmi vermesi gerekleniyordu. Hal buki ecnebi vapurlar bu resimden müstesna oldukları için hem daha ucuz tarife Şelediyenin yaptırdığı mezbaha, köşede Belediye Reisi Muhnn Araç ler yaparak şilepçiliğimizle istedikleri giGümüşhane (Hususî) Su ve hava Muhsin Ataç şehrin baymdırlığı için sisbi boy ölçüşebiliyorlar, hem de limanlasınm ve yerinin güzelliği ve şairane man temli bir programla çalışmaktadır. Ka rımı/a rakibsiz olarak mal taşıyorlardı. zarasile tanınmış olan Gümüşhane hassa sabayı ortadan ve bastanbaşa ikive bö Son karar üzerine Türk bayrağını ta ten Trabzon için değerli bir sayfiye ye len Harsit deresinin üstünde mahalleleri şıyan vapurlar ecnebi limanlarla liman ridir. birbirine bağlıyan muhtelif ahşab ve belarımız arasında iş yapmak imkânmı bulDaha şimdiden yazın sıcak günleriııi ton köprülerle, asrî ve fennî bir mezba muş oluyorlar. Bu suretle denizciliğimi burada geçirmek ve hava değiştirmek ha yaptırmıştır. Simdiye kadar dere kezin iş alanı hayli genislemiş olmaktadır. üzere Trabzonlular tarafından birçok ev narlarında koyun ve sığır kesmek mec ler tutulmuştur. Esasen, her sene üç ay buriyetinde olan kasabları, mahzurlu oîzmirde Kızılay haftası kadar kalmak üzere ilimize gelmekte o lan bu vaziyetten kurtardığı gibi şehri de İzmir 28 ( A . A . ) Kızılay haftası ha lan misafirlerimizin bu sene daha çok ge pislikten temizlemiş ve sıhhî tehlikelerden emin bir hale koymuştur. Şimdi de ka ziran ayı ortalarında yapılacaktır. Haf lecckleri anlaşılmaktadır. Kasabanın bu güzel durumunu göz sabaya içecek iyi bir su getirilmesine Latanm geçcn yıla nazaran daha canlı olden uzaklaştırmıyan çalışkan şarbayımız rar vermiştir. ması için hazırhk yapılmaktadır. Macaristanm sabn tükenmiş Budapeşte 28 (A.A.) M. Gömböş parlâmentoda ulusal savga (müdafaa) bütçesinin görüşüşü sırasmda, Macarsita^ın arsıulusal konferanslara girebilmesi için silâhlanmakta eşitlik hakkını kesin bir şart olarak ileri sürmüş ve demiştir ki: « Şimdiye kadar Uluslar Sosyetesine güvenmiş olan Macarıstan, şimdi sabrının sonuna varmıştır. Yönünsel askerlik hizmetini tekrar kurmak ve küçük andlaşma uluslarınınkine eşit silâh ve uçak hakkını istiyoruz. İki yıl askerlik hizmeti Macaristana aşağı yukan 150 bin kişılık bir ordu verebılir.»

Bu sayıdan diğer sayfalar: