29 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

29 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Mayıs 1935 CÜMHURİYET S Adolf Hitlerin Hayatı Sahte Kontes yakayı ele verdi Mari Güyon bu lüks hayatı nasıl yaşamış? Paris 25 mayıs (Hususî) Bordo civarında, Buskada, kendini Kontes diye tanıtan ve ikisi on, ve yedi yaşlannda. ikisi on beş ve yedi aylık dört çocukla birlikte Aysin bul vannda bir genc kadın tevkif edılmis tir. Bu çocuklardan ikisi kendinin, diğer ikisi de manevî kız Sahte Konteı kardeşiriin kendine emanet ettıği çocuklan olduğunu söylemiştir. Zabıta me murları, cuma sabahı saal 6 ya doğrıı sahte kontesin oturduğu köşke gitmişler ve kadını çocuklarla beraber bir otomo bile koyarak karakola getirmişlerdir. Kendine Kontes d'Ambröz diye şatafatlı bir isim takan bu kadının asıl ismı Mari Güyondur. 1900 senesinde Pellegrüde doğmuştur. İki erkek kardeşi var dır, hayatı, Mıto isminde bir adamla evIendiği tarihe kadar sakin geçmiştir. Kocası, günün birinde bir tasarruf san dığı cüzdanı hırsızhğmdan dolayı mahkum olmuş, kadın da, bu vak'a üzerine kocasından boşanarak macera dolu bir hayata atılmıştır. Evvelâ kendisine, Kont dö $inoreski isminde Romanyalı bir prensin dul karısı süsünü vermis, sonra Joland dö Buasi ismini almıştır. O tarihte, Bordoda, Guvion sokağında bir bakkal dükkânı işletmekte olduğu için bu isim, sosyal vaziyetine hiç te uygun gitmemiştir. Esasen bu bakkal dükkânında da çabucak iflâs etmiş, iflâsın hileli olduğu anlaşılarak iki ay hapse mahkum olmuştur. Geçen mart ayında, bu kadın, Ce nonda, (Eksil) köşküne yerleşmiş, bu rada 50,000 franklık tamirat yaptırmış, 3000 franklık ta esya sipariş etmiştir. Fakat bu borcların bir parasını bile verme dığini söylemeğe lüzum yok tabiî! Alacaklılar sıkıstırmağa başlayınra, o da yer değıştirmeğe başlamış, kâh annesinin yanında, kâh Eysin caddesinde, bazan da Bordoda oturmuştur. Bordoda geçirdıği hayat tamamen serbest kadın ha yatıdır. ~ Pek çok alacakhlann'şikSyeri üzerin£ zabıta nihayet kadının izinijele geçirmiştir. Sahte kontes, tahkikat hâkiminin sorgularına verdıği cevablarda kısmen ıtirafta bulunmuş ve emniyeti suiistimal ve hileli iflâs suçlarından dolayı tevkif edilerek hapse sokulmuştur. HAVA TEHL1KESI: En büyük tehlike gazdir! Kendimizi sade ((Ya hafız!» levhasile korumağa kalkar ve gazle mücadeleye hazırlanmazsak, bir Yazan t Abidin Daver Müstakbel Şef nihayet f ena bir talebe olmuştu Ona ulusal imanı ve ırkçılık nazariyesini tarih hocası Pötz vermiştir ya babasmin nasi hatlerini dinlememek hatlerini dinlemek için evden kaçar, Leonding ormanm da oyun oynamağa giderdi. Fakat günün birinde, babasına isyan etti, ve memuf olmamak, bir kalem odasında çalışmak şöyle dursun, res i sam olmağa karaıî verdiğini söyledi. Birdenbire meyda na çıkan bu istida dın nereden geldi ğini kendi de bilmi yor, sadece duydu ğu kuvvetli bir meyle kapılıyordu. Bizzat Hitlerin söy lediğine göre, babası oğlunun aklından şüphe etmeğe baş ladı. Ressam mı? Bütün âmirlerinin, hakkında memnu niyetten başka bir duygu beslemedik leri bir gümrük me muru olmakla be raber, yanlış işitmiş, yahud yanlış anla mış olabilirlerdi Ressam! Evet Hitle Almanyantn tarihl tabiî istihaleri (Frannz gazetetinin rin söylediği kelime bu reımi tlk Alman Reiricumhuru Eberti ipekböceği, bu idi, kendisi yan Hindenburgu koza ve Hitleri kelebek olarak götteriyor) lış işitmemişti. Ev velâ şaskınlıktan hiçbir şey söyliye ta, resimle alâkası olmıyan herşeyi ihmal medi, sonra kızdı, bağırdı, çağırdı. ediyor, mektebden eve, hep fena notîar, Herşeyin düşünce, intizam ve hesabla ya şikâyetler getiriyordu. Bununla beraber, pılır olduğu fantezinin yer bulamadığı kendi yaşındaki çocukları emri altına albu küçük mütekaid evinde, kavga aldı maîc, herhangı bir derste birinci çıkrhak yürüdü. azmi sayesinde tarih ve coğrafya derslerinden çok iyi notlar aldığı da vardı. Mütekaid bir memurla, henüz doğ Sonralan, Hitler, mazisini tetkik edermakta olan bir artist arasındaki bu münakaşalan, Madam Hitler de, bazan u ken, bu acayıb somurtkanlığının iki se2aktan seyrederdi. Kadıncağız, san'atın bebden olduğunu zikrediyor, ulusçu olaleyhinde değildi. Ve, portreler ve harb duğunu ve tarıhın asıl manasını anladığıresimleri yapmak kabiliyetinde bir san'at nı ve kavradığını söylüyor. «Istidad» dekâr evlâd sahıbi olmaktan hiç şüphesiz diği şey, sadece artistik bir meyil değildi. iftihar duyacaktı. Fakat, ailenin reisi o Babası, bu meseleden bir daha bahsetlan M. Hitlerin, nasihat işitmeğe, zâf memiş, oğlunun memur, yahud ressam gösterilmesine hiç tahammülü olmadığı olmasile hiç alâkalanmamıştı. Delikanlıiçin, ana, oğlunu müdafaa etmeğe cesa yı, görünmeğe uğraştığı şekilde kabul ediyorlardı. Anası onu mazur görüyordu. ret ^österemiyordu. Çünkü okulda aldığı notlar pek iyi ollhtiyar mütekaid, ressamlığm, meslek mamakla beraber anasına karşı daima olmadığını iddia ediyordu. müşfık davranıyor, her fırsatta genc nasHitler diyor ki: «Bu anlaşmamazlığm yonal Alman duygularını açıkça ilân sonu hiç te iyi olmadı. Adamcağız çok etmekten çekinmiyordu. Bu haller, anakederliydi. Ben de kendisini çok sevdiğim smın koltuklannı kabartıyordu. için o derece keder içindeydim. Babam, Hitlerin bir tarih hocası vardı. Bu aresım öğrenmeği bana kat'î olarak yasak dam, delikanlının üzerinde çok derin bir etti. Ben de isyanımda bir adım daha iler tesir bırakmıştı. Bu, doktor Leopold ledim ve artık tahsile devam etmiyeceğimi Pötz isminde, yumuşak huylu, zeki, her söyledim. Fakat ısrarlarım hiçbir işe ya mevzu hakkında bol söz söyler, fakat ramadı ve babam gene üstün geldi.» düşünceleri yanlış bir ihtiyardı. Doktor O günden itibaren, Hitler, resme kar Pötz, Hitlerin siyasal terbiyesini ele aldı şı duyduğu şiddetli arzuyu anasına ve ve ona kâfi derecede tarih öğretti. Hitbabasına hissettirmemeğe, derslerini de ler, on beş yaşına geldiği zaman «hükümyan çizmeğe karar verdi. Bu suretle, ba dar sülâlesi bakımmdan yurdseverlikle basmin, istidadsız ve asi bir çocuğu, san ırk ulusçuluğunu biribirinden ayırmak» at okuluna göndermekten vaz geçeceğini gayesini beslemeğe ve ırk ulusçuluğuna ve sonunda, kendi haline bırakacağını karşı çok bariz bir düfkünlük göstermeğe umuyordu. Aradan çok zaman geçmeden başlamıştL Hitler fena bir talebe haline geldi. Smıf(Arkast var) çıkacak savaşta, memleket, mezar olur Hava tehlikesi, demek bomba tehli kesi demektir. Bomba tehlikesi demek mamurelerin yıkılması tehlikesi demektir; kasabaların, köylerin, ormanların, har manların, tarlaların yanması tehlikesi demektir. însanların, hayvanların, mahsul lerin zehirlenmesi tehlikesi demektir. 1 Tayyare, bizim Yavuzun 28 likleri şöyle dursun, Ingilizlerin Nelson drıtnotunun 40 bucukluk toplan, Almanlann meşhur 42 lık havanları ve Parisi 125 kilometro uzaktan döven çok uzun menzilli toplarının güllelerinden daha tahribkâr bombalar atar. Büyük Harbin son yılında bir tonluk müthiş bombalar kullanılmıştı ki bunlar küçük bir mahalleyi altüst edebilir. 2 Tayyare, bizim îstanbulun o meşhur yangınlarına taş çıkaran yangın bombalan atar. Bu bombaların alevlerini, ateşini su ile söndürmek kabil değıldir. 3 Tayyare, ağlatan, aksırtan, öksürten, kaşındıran, boğan, zehirliyen, bazılan maskeden ve elbiseden geçen gaz bombalan atar. Insanlar ve hayvanlar arasında bula şık ve müstevli hastalıklar çıkaran mik rob bombalan da caba. Zehirli gazleri insan neslini kökünden kurutacak ve dünyayı boş bırakacak uğursuz ve müthis bir silâh addetmek yanlış olmaz. Bu silâh, yarının savaşlarında, bütün arsıulusal memnuiyetlere rağmen, muhakkak, korkunç bir rol oynıyacaktır. Zehirli gazler, Avrupa memleketle rinde ölçüsüz bir korku, biz de ise, Ankara, Istanbul, İzmir gibi büyük sehir lerde hâlâ hiçbir tedbir alınmamış olmasından anlıyoruz ki tam bir lâkaydi ile karşılanmaktadır. Bir iki konferSns, bir iki risale ile zehirli gaz tehlıkesinin önüne geçmek mümkünse, memleketimiz ve halkımız için, zehirli gazden korkmağa yer yoktur. Bu konferanslan ve risale leri, «ya Hafız!» levhalan gibi şehirle rimizin kapılanna ve evlerimizin damla nna asarız; olur biter. Rize fırıncıları şirket kurdular » T I lekette canlı Tıiçbîr şey bırakmıyabilir. Zehirli gazlere karşı, medenî memle ketlerin aldığı tedbirleri almazsak, birkaç gün üstüste devam edecek bir gaz hücumuna uğradığımız takdirde, kelimenin mecazi değil, aslî ve hakikî manasıle mahvolacağımız muhakkaktır. Gaze karşı mücadeleye hazırlanmazsak bütün memleketin bir mezarlık halini almasına Tıiçbir şey rriknf olamaz. s ölüm, Kem de ölümlerin en fecii, kat'idir, muhakkaktır. Kara, deniz ve hava kuvvetlerimizin zehirli gaze karşı tedbirli olması kâfi değıldir. Bütün insanlann ve memleketin büyük servet membalarından biri olan ehlî hayvanlara varıncıya kadar, bütün canlı mahlukların gaz harbine karşı ko runması lâzımdır. üzere, Büyuk Harbde, ilk dcfa Âlmanlar, sonra da îngilizler ve Fransızlar tarafından kullanılan bu korkunc silâhın, şimdi, beş ana kısma ayrıldığını söylemekle iktifa edelim. 1 Boğucu gazler 2 Zehirli gazler, * 3 Gözyaşı döktüren gazler, 4 Yakıcı, kabartıcı gazler 5 Aksjrtıcı gazler, Birinci ve ikinci gazler ayni cînsten addedılerek dörtlü bir tasnif yapıldığı da vardır.. Dörtlü tasnifte gazlerin birinci ve ikincisine yeşil salib, üçüncüsüne beyaz salib, dördüncüsüne sarı salib ve beşin cisine de mavi salib ismi verilir. Bu müthiş ölüm vasıtalanna salib ismi verilmesi, «senin bir yanağma bir tokat Bu korunma cem'î ve ferdî olmak lâ vurana öteki yanağını da uz ıt» diyen zımdır. Her şehir ve her ferd gaz hücu Isa ve onun mazlumluk timsali olan sali' muna karşı korunma tedbirleri almak bi ile ne yaman bir istihzadır! mecburiyetindedir. Zehirli gazler, isimlerinden de anla Eski insanların kullandığı oktan tu tunuz da son sistem tüfeklerin kurşun larına varıncıya kadar her çeşid mermi nin tesiri tamamen bir hat üstündedır. Atılan kurşunun mareki, yani takib etliği hat üstünde değılseniz, hayatmız kurtulmu'tur. şılacağı üzere boğan, zehirliyen, gözyaşı döktüren (bu, en insanisidir) eîbiseden geçip insanın vücudünü tahriş etmek suretile kabartan ve yakan, maskeleri çı • kartmak için kullanılan aksırtıcı gazlerdir. Bunların tesirlerinden ve umumiyetle zehirli gazlere karşı korunma çarelerinden başka bir yazımda bahsedeceğim. Yalnız şunu ilâve etmek isterim. Hava tehlikesine karşı en müessir silâh, düsman için, hava tehlikesi yaratmaktır. Yani hava ordumuzu kuvvetlendirmektir; fakat hava tehlikesine karşı en mühim müdafaa vasıtalarından biri d ^ gaz mücadelesidir. Birini yaparken ötekini ihmal etmemeliyiz. Türkiyenin, on senedir, vücude getirdiği eksik te olsa1 bir hava kuvveti vardır. Fakat gazîere karşı korunma yolunda yapılmış lâftan yani konferans ve risaleden başka hiç birşey yoktur. Bunlar ise amiyane tabirile zehirli gaze vız gelir. 1 Halka ucuz ve temiz ekmek yedirecekler Rize (Hususî) Fırınlann coklu ğundan ve ekmek alıcılarının azlığından ötürü daima zarar gören şehrimizdeki fı rıncılar birleşerek bir şirket vücude ge tirmişlerdır. Aralarında bir mukavele yaparak imzahyan bu şirket halka temiz ekmek yedirmek ve ihtiyacı karşılamak şartile işçi ve yakacak gibi masraflarını kısacak ve gelirlerini musavaten aralarında payla şacaklardır. Sarsıntıdan felâkete uğrıyan ve açıkta kalan Karsın Digor halkı için Vılâyet Hususî İdaresinden üç yüz lira gönderilmiş ve bu acı gören yurddaşlara halk tarafından da yardım temin edılmesi lüzumu Belediyeye, kaza ve nahiyelere yazılmıştır. Aksaray hastanesi genişletiliyor Kendi kendine vites değiştiren tertibat Londranın maruf Kembriç Univcrsitesinden mezun William Palin isminde bir Ingiliz otomobiller için yeni bir vites tertibatı icad etmiştir. Bu kutu birinci vitesten ikinci, üçüncü vitese kolaylıkla ve kendiliğinden geçmektedir. Bu yeni vites tertibatile şoförün yapacağı iş yalnız motörünü harekete gctirmekten ibaret kalmıştır. Bundan sonra vitesler kutuda yapılan tertibat vasıtasile birinci, ikinci, ücüncü vitese kendiliğinden takılmaktadır. Bir yokuşta veya trafik dolayısile yavaş hareket etmek lâzım ge!diğinde ayni otomatık tertibat vasıtasile bu kutu lâzım gelen vitesi bulup vermcktedir. Hastanenin taşınacağı yeni bina ( Aksaray (Hususî) Kazamızda yirrni beş yatağı, biri operatör diğeri de ) hastalıkları mütehassısı olmak üzere iki doktoru bulunan hastanenin yatak adedi bu yıl vılâyet umum meclisi tarafından otuz beşe çıkarılmış ve has tanenın Atatürk mektebi binasına nakline karar verümiştir. Butçe tasdik edilir edilmez yeni bi nada hastaneye göre tadilât yapılarak hastane nakledilecektir. Bu genişlemenin daha büyük faydaları olacaktır. Hastane başhekimi operatör Nuri, Aydın hastanesine nakledılmiş, başhe kimliğe de operatör Cemd Şerif tayin edümiştir. Londrada dört vitesli, îngiliz modeli bir otomobilde, yeni tertibat tecrübe edilmiştir. Palinin beş sene çalışarak bulmuş olduğu bu keşifte Hett Felit lung isminde bir Avusturyalı mühendisin de yardımı vardır. Bir otomobil fabrikası M. Palin müsaadesı altında bu vites tecrübelerinı yapacakür. Avrupa memleketlerindeki zehirli gaz korkusu belki biraz fazla ve mübalâğa lıdır amma nihayet zararlı değildir, bi zim memleketimizdeki kayıdsızlık ise taHalbuki zehirli gazler, kurşuna da, hammül edilemiyecek kadar büyük, son gülleye de, bombaya da benzemezler. derece tehlikeli ve ölçülemiyecek kadar Hem zaman, hem de sahh itibarile tehzararlıdır. likeleri devamlı ve genîştir. Bir defacık Yann Türkiye bir savaşa girerse, gaz yapılan, kısa müddetli bir gaz saçılmasınhücumuna uğrıyan yerlerin halkı için ö dan sonra bile, zehirli gazlerin tesir müdlüm yüzde yüz değil, yüzde milyondur. deti, saatlerce ve hatta gün'erce d<*vam Bu kayıdsızlık, evlerini sigortaya kova eder ve zehirli gazlerin tesir mıntakası cak, şehirlerinde itfaiye tertibatı yapa 50 100 metroluk bir muhitin içinde kalcak yerde onları sadece «ya Hafız!» lev maz; milyonlarca metro mikâbı yer kaphalarının muhafazasına tevdi eden sark lar. kafasının miskin tevekkülünden çok daGörüyorsunuz ya zehirli gaz kurşuna ha fecidir. Çünkü, «ya Hafız» levha sınm söndüremediği yangınlarda yanan da, gülleye de, bombaya da hiç benzeve yerlerine yenisini yaptıracak sigorta miyor. Onların tesiri çok çabuk gecen parası olmıyan evler, yüz, bin ve niha kısa bir zamana ve çok dar*bir sahaya yet on bindir; fakat bu lâkaydinin önü münhasır olduğu halde, bunun tesiri sane geçemiyeceği gaz hücumlarında öle atlerce sürer ve çok geniş bir mmtakaya cek insanların sayısı zehirli gazlerin ve yayılır. bunu atan düsmanın keyfine kalmıs bir Zehirli gazler. eski zamanlarda da sey olacaktır. Düsman acımazsa ki el kullanılmışsa da tesirleri pek ehemmiyetbette acımıyacaktır zehirli gazlerüe in siz ve mahdud olmuştur. Zehirli gazin san, hayvan, hatta nebat namma mem tarihçesinden başka bir gifl bahsetmek Sonra, kurşunun yarattığı tehlike gayet kısa süerr; bir sanıyeden çok daha kısa. Kurşun kulağınızın dibinden vızıldıyarak geçti mi artık tehltkede değilsiniz. Tehlıkenin devam müddeti it'barile her ceşid topçu mermıleri, yani güllerlerle elbombalan, tayyare bombalan, kara torpilleri ve hatta lâğımların da kurşundan farkı yoktur. Bunlar patladıktan sonra, eğer bir parçaları bir yerınizi koparmadıysa, size isabet etmedivse canınız gene kurtulmuş demektir. Bunların da tehlikesi, göz açıp kapıyacak kadar bile sürmez; gayet kısadır ama kurşundan farklan şudur ki patladıklan zaman, çaplarma ve içlerindeki maddenin patlama kudretine göre, azçok bır tehlike mıntakası vücude getirirler. Fakat, o da mahduddur. Nihayet 50100 metro muhitinde bir tesir ve tehlike mmtakalan vardır. Onun haricinde iseniz gene sağ ve salimsiniz. ABtDlN DAVER Yumurta kıran makine Amerikada bir yumurta ktr • ma makinesi icad edilmistir. Bu makine saatte 3,600 yumurta kırmaktadır. Halbuki elle saat te yalnız 640 yumurta kıruabi lirmis.

Bu sayıdan diğer sayfalar: