8 Haziran 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

8 Haziran 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türklerle Süngü Süngüye Kiçner, İskenderuna yapılacak bir ihracla Bağdad hattını kesmegi teklif ediyordu! No. 208 A. DAVER Çanakkalede r CUMHTJRİYET 8 Hazîran 193S" Dikkatler Bir eksiklik l£ord Kiçnerin Çanakkalenin tahtiyesinden sonra asker çıkarıp işgal etmek istediği Ukenderun katabaatnın görünüşü ••Kiçnar »• lıarb,, adlı kHabdan Geçen gün bir ilk okulanm başile konuşuyordum. Kendisine ders programtnı sordum. Teker teker sayarsanız, yorulursunuz, o kadar çok ders.. Sonra orta okulanm ve lise lerin programına baktım. Onlar da öyle.. Bu kadar çok ders içinde bir <tazlık» daha doğrusu bir boşluk gözüme ilişti: Neydi bu boşluk biliyor musunuz? Sağlık dersi. Eski söyle nifle <hıfzıssıhha?,.. Bir çırpıda sb'yleyiverelim, bütün bu emekler hayatımız içindir. öyle ise bu kadar değerli olan hayatımızı, hekimden önce koruyacak biz değil miyiz? Peki ama nasıl koruyacağız? Ştrrada, burada, kitabların içine (gülsuyu) serper gibi bir iki şey yazmtşız. Bütün sağlık bilgisi bu kadar!. Ucuzluk savaşında Yerli Mallar Pazarları Sümer Bank, Eminönü, Beşiktaş ve Kadıköyünde, Bursa, Adana ve Mersinde ucuz kundura mağazaları açıyor Bu aksamki program J İSTANBUL: ( 18,30 jimnastik, Bayan Âzade Tar> can 18,50 fransızca ders 19,20 dans musikisi (plâk) 19,50 haberler 20 spor müsahabeleri, Said Çelebi 20.30 radyo caz ve tango orkestralan, türkçe sözlü Şan. Bayan (Bedriye Tüzün)21,30 son haberler, borsalar 21,40 keman solo, Bülent Tarcan, piyano Laşenski 22 plâk neşriyatı. VİYANA: 18.05 ağızdan üfleme aletler orkes • trasının konseri 18,40 gramofon 19,25 konuşmalar 19.55 ulusal neşriyat 20,15 gramofon 21,05 haftamn makalesi 21,35 meşhur opera ve operetlerden parçalar 23,05 haberler 23,15 senfonik konser 24,50 konuşma 1,05 cazband takımı. BERLÎN. 19.05 spor neşriyatı 19,20 eğlenceli şarkılar 20,05 eğlenceli bahisler 21,05 haberler 21,15 Münihten nakil 23,05 haberler 23,35 şan musiki konseri. BUDAPEŞTE: 18,05 konser 19 koro konseri 20,45 çiçeklerin dilleri, şan ve musiki 22,15 haberler 22,35 Çingene musikisi 23,25 askerî bando 24,25 cazband takımı • 1,05 haberler. BÜKREŞ: 18,05 askerî bando 20,25 Rumen musikisi 21,10 koro konseri 22 radyo orkestrası 23,05 haberler 23.20 gece konseri 23,50 fransızca ve almanca haberler. TULUZ: Giçner Geliboltida Kiçner 10 teşrinisani 1915 te MunÜrosa geldi ve kendini bekliyen generalIerlc müzakere etti. Sonra Ynmadaya giderek usulüne muvafık bir surette muhtelif mevzileri ziyaret etti. Anzakta Avustralyalılar ve Yeni Zelândalılar ta rafmdan sevk ve heyecanla karşılandı. îngiliz ordusunun sağ cenahındaki mevzii îşgal etmiş olup General Bayun ayrılmaeından sonra General Brülarm kuman 'dasında bulunan Fransız mevzilerini de itina ile ziyaret etti. Fransız erkânı harbiyesi, Britanyanın bu büyük askerine istediği bütün izahan takdirkârane bir hürmetle verdi. Kiçner Fransızlann miişkül vaziyetlerini, cepheden gelen ateşten baska, sağ cnahlarında, Asya sahilindeki Erenköyünden gelen yan ateşlerini ve hatta Kumkaleden doğnıdan doğruya gerilerine ve bütün Seddilbahir ordueâhına yapılan atışları gözile görerek anladı. 11 teşrinisanide Başvekile §u telgraföameyi gönderdi: «Münasib muvasala hatlannm yokluğu fcaşlıca mânidir... Ihrac müşkül ve ek •eriya denizin halinden ve liman voksulluğundan zordur. Düşman mevzileri bil hassa müsaid olup muvasala hatlarımızı tehdid etmekte, müskülât ve tehlikeye sokmaktadır. Mundros üssülharekesi pek uzaktır. O kadar ki muvasala hatlarının îdare işleri için lâzım olan iş birliğini, deniz mesafesi müskül bir hale getirmek tedir. Fikrimce bu hal, Kilidbahir plâtosunu çevirmeğe müsaid olacak hakikî sevkulceyş mevzilerinin elimize geçmesindeki imkânsızlığm asıl sebebidir.» la beraber, hava müsaid olursa ki teşrinisani sonuna kadar havaların iyi gitmesi muhtemeldir kıtaatın zannolunduğundan daha az zayiatla çekileceğini tahmin ediyorum...» Geliboluyu tahliye, İskenderuna ihrac teklifi Iki gün sonra Kiçner şunlan ilâve ediyordu: «Sonradan Seddilbahir hakkmda verilecek karar ne olursa olsun evvelâ Anzak ve Suvlanın tahliyesi daha kolay olacaktır, zannederim.» Mundrostaki konferansta hâkim fikir, eğer yarımada tahliye edılecekse, bunun elim tesirini tadil için, bittabi Mısın müdafaa edecek bir halde bulunmakla beraber, başka bir yerden darbe vurmaktı. Bu suretle Kiçner, Britanya generallerinin şiddetle istedikleri sevgili projesini «İskenderuna yapılacak bir ihracla Bağdad hattını kesmeği» yeniden teklif etti. Fakat, kabine, büyük erkânıharbiyenin fikrini aldıktan sonra, bu plânın tatbikında pek çok müskülât gördü. Harbin sonuna kadar bu mıntakada en aşağı 160,000 kişi tesbit edilmiş olacaktı. İngiliz kıtaatının çok dağılmasından sakınmak ve Selâniği düşünmek lâzım geli yordu. Kiçner Mısır için endişe ediyor Kiçner derhal cevab verdi: «Telgrafınızda zikredilen itirazlardan hiçbiri yoktur ki telgrafımı göndermeden evvel burada takdir ve münakaşa edilmemiş olsun... Almanyanın açıkça ilân ettiği niyetlerini şarkta tatbik için Türk ordusunu serbest bırakmak ve ayni zamanda Geliboludaki mevzilerimizi terketmek ki bu hal ciddî bir mağlubiyet demektir çok feci bir tesir yapacaktır. Bu, Arablan Almanlann kollan arasına atmak demektir. Almanlar, Arablan aleyhimize birleştirerek îngiliz müstemlekelerini olduğu gibi, Fransız müstemlekelerini de tehdid edeceklerdir. General Makmahon ile General Maksvelin ve benim, Mısır müdafaasının gösterdiği müşkülâtı bildiğimizi kabul etmek lâzımdır. Halbuki sizin Kanal müdafaası plânınız için, bizim teklif ettiğimiz plândan daha ziyade insana ve diğer membalara lüzum olmakla beraber, plânınızın muhakkak bir muvaffakiyetsizliğe mahkum olduğunda fikirlerimiz birdir. Mısırda garb hududumuz boyunca bazı husumetlere maruz bulunacağız. Kargaşalıklar muvasala hatlarımızı tehdid edebilir ve uzun müddet için Kanalın kapanmasını mucib olabilir. Fıkrinize göre Mısın, Mısırda müdafaa etmek, Mısırı da, Sudanı da, mutlaka, az çok uzun bir müddet için terke sebeb olacaktır. Bundan gerek bizim ve gerek Fransızlar için hesab edilemiyecek kadar çok sonunçlar (neticeler) çıkacaktır. Almanlar, bu suretle maksadlanna nail olacaklar, şimdi müsaade edemedığimizden daha fazla miktarda kıtaatı Fransız cephesinden çekmeğe bizi mecbur ederek Avrupadaki bütün seferi altüst edeceklerdir.» i Kiçner Almanlann gelmesinden korkuyor Bununla beraber Kiçner, eldekî mevfcilerin Türklere karşı muhafaza edilebi leceğini düşünüyordu. Zabitan ve efrad her ne kadar «ilerlemekten dolayı bıraz fütur getirmişler ise de» kendilerine itiBnadlan vardır, diyordu. «Almanlar kıt'a gönderirlerse, hatlalimızı münasib surette takviye edebılmek için kâfi derinlik, bilhassa, ilk hatlar kaybedilirse, yoktur». Yanmadayı işgal etmekle 120,000 Türkü tesbit ederek onlara büyük zayiat verdiriyoruz. Sırbistandaki Alman harekâtı Türkiye ile doğrudan doğruya bir muvasala temin etmek için yapılmakta olup bu suretle vaziyet değişinciye kadar, denilebilir ki Türk ordusu payitahtm müdafaasına müheyya bir halde devamh bir surette tesbit edilmek. lâzım gelir. Şimdiki şartlara göre, Yanmadadaki sebebi mevcudiyetimiz artık eski ehemmiyeti haiz değildir. Eğer, İskenderun civarında başka bir mevzi işga etmiş olsaydık, Türk kıtaatının şarka hareketi durdurulacak, Mısır ve şarka müteveccih Alman plânlarının tahakkukuna mümanaat mümkün olacaktı. Tahliye gizlice hazırlanıyor Yanmadanm tahliyesi en büyük bir ihtimamla gizlice hazırlanmaktadır. Tahliyeye karar verilirse bu iş zor ve tehlikeli bir askerî hareket olacaktır. Bunun (Arkatt var) Demek ki baştmıza bir şey gelse, eğer yakında bir hekim veya hasta baktct yoksa göz göre göre gürültüye gideceğiz. öyle ya ne sargt sar masını, ne de sıkıya gelince bir enjeksiyon yapmastnı bilemeyiz. Bir yerimizde bir bozukluk olsa neden «leri geldiğini kestiremeyiz, Deniz iyi derler; o kadar yanm ve bilgisiz hareket ederiz ki iyilik yerine götülük görürüz. Hangisini sayayım. Bu sağlığt korumaya yarayan bilgiler o kadar çocuklarımızın hakkı ki bunları öğretmeden onlart hayata atmak büyük bir haksızlıktır. Bence sağlık yalntz bir ders değil, pratik te bir likte olarak ayrı bir sımf bile olmalı ve buradan bir sertifika da alınmahdır. Her günkü hayatımız, bu de175 kuruşa kadar ucuz hatk Jıundarası yapan Beykoz ğer verilmiyen değeri bize aratıyor. fabrikasında kundura model dairesi 20,05 eğlenceli sahneler 20,25 »alon Hiç olmazsa çocuklartmız yanm kalorkestrası 20,50 hafif musiki 21,20 Hükumetin tuz ve şekeri ucuzlatmak de edilen faydalı sonunçlan görerek bu masın. V. ö. suretile giriştiği hayan ucuzlatma savaşı sene de, îstanbulda yeniden Eminönün sololar ve şarkılar 22,05 fNeş'eler di« \ üzerine devlet fabrikalarının mamulâtını de, Beşiktaşta ve Kadıköyünde, memle yarı> operetinden parçalar 22,50 radyo satan Sümer Bank Yerli Mallar Pazar ket dahilinde de Bursa, Adana ve Mer fantezisi 23,25 halk musikisi 23,50 Paşabahçe cam fabrikası larının da bu harekete ne dereceye kadar sinde müstakil kundura satış mağazaları dans havaları 24,05 opera şarkıları çalışmağa başhyor uyduğunu anlamak için dün bir muhar açmağa teşebbüs etmiştir. Bu şubeler bir 24,20 Viyana orkestrası 24,40 dans muPaşabahçede yapılmakta olan cam ririmizi Yerli Mallar Pazarlan müdür ay içinde açılarak yerli malı arıyan ve sikisi 24,50 askerî bando 1,05 radyc fabrikasının işleri bitmiş, ocaklar ateşlen lüğüne gönderdik. Bir senedenberi ayrı seven halkımıza Beykoz fabrikasının u fantezisi 1,25 filârmonik orkestra. miştir. Haziranın 10 unda ilk provahr bir teşekkül halinde çalışan ve Sümer cuz, sağlam ve güzel mallarını arzede yapılacaktır. Fabrikayı dokuz av Fran Bank fabrikalarının mamulâtı ile diğer cektir. 5iz mütehassıslan çalıştıracak, ondan son en iyi yerli fabrikaların mallarını satan Sümer Bank Genel Direktörlüğü, ra fabrika Türk ustalarının eline geçe bu müessesenin faaliyeti ve ucuzluk ha Yerli Mallar Pazarlarını bu suretle Şinasi (Büyükada), Yusuf (Heybecektir. li), Benason (Yemiş), Sırrı (Çemberreketine iştiraki derecesi hakkında şu toplu bir idare sistemine bağlamakla isaFabrika calışmağa baslayınca ilk ev malumatı aldık. bet etmiştir. Çünkü pazarlar yerli malı litaş), Asador Vahram (Gedıkpaşa), Ahmed Necati (Cibali), Asaf (Şehzavel rakı, kolonya, su ve buna benzer şiSümer Bank, ulusal endüstri mü kullanan kalka karşı ödevlerini yapmakdebaşı), Şeref (Cerrahpaşa), Rıdvan seler yapacaktır. Sonra da tabak, bar esseselerini kurmak ve işletmek kadar, ta bulunmuşlardır; mallarda ucuzluk, dak, ecza şişeleri yapılacaktır. İlk ma bunlann manasını ve kıymetini geniş sağlamhk ve güzellik esaslanna riayet (Samatya), Nazım (Topkapı), Kemal (Karagümriik), HilAl (Bal.irl.iy), jLrii mulât 1 temmuzda piyasaya çıkarılacakhalk kütlelerine tanıtmak rolü ile de pek ederek... (Fener), Yeni Türkiye (Halıcıoğlu), tır. Fabrikada senede 4500 ton cam işPazarlarda 1 mayıstan itibaren tat Yeni Turan (Kasımpaşa), Nail (Beşikyakmdan alâkadar olmaktadır. Sümer lenecektir. Bank fabrikalan, müstehlıklerin alım bik edilmeğe baslanan ikramiyeli satıştaş), Kapıiçi (Galata), Maçka (Maçka), kudretlerine uygun mal çıkarmak, bu Iar, halka yerli malını sevdirmek ve alİtimad (Taksim, Bostanbaşı), Kinyoli Kongreye çağınş nunla beraber gerek mallarının fiatini ve dırmak için düşünülmüş iyi bir usuldür. (Tepebaşı), Tarlabaşı (Taksim), SaaTürk Urologi Cemiyetinden: gerek kalitesini, daimî surette, müsteh det (Muvakkıthane), Osman Hulusi Gonorenin modern tedavisi mevzu liğin rağbetini ve alım kabiliyetini artı Bir ay evvelki ikramiyeler haziran ipti unda 8/6/935 cumartesi günü saat 19 racak şartlara uydurmak lüzumunu da dasından itibaren tevzi edilmeğe baş (Kadıköy, Söğüdlüçeşme), Ittihad (Üslanmış olup bu ikramiyeli satış usulü, küdar, Çarşıboyu). da Etıbba Odası salonunda bir kongre hiçbir zaman ihmal etmemektedirler. aktedüecektir. Bu toplantıya bilumum Haziran 1934 te yeniden teşkilât Sümer Bank Yerli Mallar Pazarlan meslektaşlarımızm şeref vermelerini landınlmış olan Yerli Mallar Pazarla müşterileri arasında büyük bir alâka urica ederiz. nnın son bir sene zarfında halka arzet yandırmıştır. Bu kabil satışlar temmuz tiği mallann kalitesinde, bilhassa yünlü nihayetine kadar devam edecektir. Halide ve arkadaşlan yaz temsil • kumaşlarda, pamuklu mensucatta ve Sümer Bank hükumetin hayatı ucuzkunduralarda büyük iyilik eserleri gö lerine başladu latmak yolundaki faaliyetine iştirak et8 haziran cumartesî günü akşamı rülmüs, ayni zamanda eski senelere nismektedir. Bu cümleden olarak 175 kuBugün açılıyor. saat 9 da Üsküdar Beyleroğlu bahçe betle kumaş ve kundura fiatleri hissediruşa satılabilecek ucuz halk kunduraları Her akgam: DlNEKONSER lecek kadar indirilmiştir. sinde, nümunelerini hazırlamıştır. Bu nümuneYerli mamulâtı halka tanıtmak ga Tabldot ı (Onlar ermiş muradına) yesile geçen sene Galata ve tzmirde ye ler arzu edenlerce pazarlarda görülebiGece 4 tabak yemek 90 kuruş Vodvil 3 perde ni iki şube açılmıştır. Sümer Bank Yer lir. Bu ucuz kunduralardan maada bir Ögleyın 4 , . 60 . Çeviren: Bedia, Vasfi Rıza Mestro YANKO'nun idaresind* li Mallar Pazarlan idaresi bu alanda el nevi orta kalite kundura daha yapılmaktadır ki bunlar da Yerli Mallar PazarTELSİZ CAZ B d b tn larında 375 kuruşa kadar satılabilecekFiatler çok ucuzdur. tir. Bu kunduralarda başlıca gaye u Pazar sabahı 1 1 1 3 kadar matine Her yer 20, talebeye 15. paradi 15, talebeye 10 kuruş. cuzluk ve sağlamhk olacaktır. Danslar Prof. PANOSYAN idaresınde İstanbulda birinci defa olarak iki büyük filim gösterilecektir. Ucuz halk elbiseleri de geçen yıl BaşBirinci filim: İkinci filim: bakan Ismet Inönünün işaretıle piyasaya Roma Ateşler İçinde filminin kahBüyük artist Wallace Berry tarafınALBERT TİANO tarafından çıkanlmıştı. Bunlar, ziraat kooperatif ramanı Çarmes Lokton tarafından dan oynanan Çıgan orkestra» lerine, Anadolu pazarlanna gönderilmiş oynanan VİVA VİLLA Bomonti birası bü\uk duble 18 K. olup altı liraya satılmakta, köylünün ve ALTI KARILI KRAL İSTİKLÂL UĞRUNDA hatta orta halli kasaba halkının elbise Tarihî facia Kahramanhk filmi ihtiyacını temin etmektedir. Bu filimde dünyayı saran KUKAHulâsa, Sümer Bank fabrikalan ve Bugün ayrıca talebeye tenzilâtlı matine Yerli Mallar Pazarlan, hükumetin haRAÇA şarkısını tamamen Mevkiler 30 kuruştur. yatı ucuzlatma faaliyetine bütün kud Mümessili: GÜSTAV FRÖLİH dinliyeceksiniz. ret ve gayretile iştirak etmektedir. İlâveten: Diinya haberleri Nöbetçi eczaneler TAKSİM BAHÇESi LOKANTA KISMI Th "Jb. " H İ l â l SİNEMASINDA Bahçe kıstnında üsküdar Hâle Sinemasında Savaş Şarkısı "Cumhuriyet,, in tefrikası : 69 dum. Tam bir hazine... Bu siyanur neye yanyacaktı acaba? Bir ihtiyat tedbiri... Katil bunlan sıkıştığı takdirde kullanmak üzere kendisine saklıyordu. Ebedî bir seyahat için her şeyi hazırlamıştı. Arnesson başmı salladı: Fena fikir değil... İnsanın tutulduğu zaman ismi etrafında kopacak fırtınayı görmemesi her halde görmesinden hayırlı. Bu zâhirde basit, fakat hakikatte çok korkunc olan mükâlemeyi hepimiz derin bir sessizlik içinde dinliyorduk. Profesör ellerile yüzünü örtmüştü. Nihayet başmı kaldırdı. Senelerce babalık ettiği adama elemle, şefkatle baktı: Arnesson, intihar bazan yalnız bir adamı değil, bir ailenin şerefini de kurtarır. Yazanz Tercüme eden: Arnesson müstehzi bir kahkaha salıS. S. Van Dine Ömer Fehmi Baskut verdi: Yalnız maske değil bu şekilde bir in Yok canım, şerefi kurtanlacak alanı öldürmek için icab eden herşey mev ile hangisi... intihar, intihardır. Onun çuddu. Keskin bir acıbadem kokusu duy müdafaaya ihtiyacı olduğunu zannetmem. Bu bahis Markamı sinirlendiriyordu. Hat ise iskemlesi üstünde mütemadiyen kımsldanmakta idi. Vansın bütün gayretlerine rağmen Arnessonu yakalamak yolunda hiçbir muvaffakiyet elde ettiğini gö'remiyordum. Maamafih o bundan müteessir değildı. Hatta muhaverenin gidişine bakarak memnun bıle olduğunu söylesem mubalâğa etmiş olmam. Maamafih biraz dikkatli bir göz onun zahirî sükuneti altında bütün sinirlerinin gerilmiş olduğunu farkedebilirdi. Bu mülâkatın neye müncer olacağını kendı kendime soruyordum. Netice nihayet göründü. Yanm dakika kadar süren uzunca bir sükut oldu. Sonra Arnesson söze başladı: Mister Vans, siz demin ben katilin kim olduğunu biliyorum demiştiniz. Eğer bunu biliyorsamz bu kadar gevezeliğe ne lüzum var? Acelemiz yok Mister Arnesson, sinirlenmeyiniz! Bakın bu şarab ne kadar nefis! Porto mu? H a ! Evet! Arnesson kadehlerimize baktı ve profesöre yan muğber bir nazarla bakarak takıldı: Geldiğimdenberi yutkunuyorum. Profesör bir şaşkınlık hareketi yaptı: Arnesson, beni mazur gör. Bunun hiç farkında olmadım. Bu sözleri müteakıb büfeye doğru gitti ve bir kadeh doldurarak titrek ellerile Arnessonun önüne koydu. Bizim kadehlerimizf de yeniden doldurdu. Profesör yerine oturur oturmaz Vans hayretle bağırarak ayağa kalktı. Ellerini masanm kenanna dayadı, gözlerini şöminenin üstündeki kabloya dikti. Vallahi, ben şimdiye kadar bunun hiç farkında olmadım. Ne harikulâde şey! Onun bu hareketi o kadar garib ve beklenilmiyen bir hareketti ki hepimiz ister istemez gözlerimizi baktığı yere çevirdik. Ben bu tablonun bir eşini Luvr müzesinde görmüştüm... Markam hıddetinden kıpkırmızı ke sildi. Vansın böyle mühim bir dakikada bir san'at eserıni temaşaya girişmesi onu çileden çıkarmıştı. Profesörün de ayni şeyleri düşündüğü anlaşılıyordu. Nihayet dayanamıyarak atıldı: Mister Vans sanayii nefise tetkikatı için acayıb bir zaman intihab ediyorsunuz. Vans bu sözlerden mahcub olmuş göründü. Yerine oturdu ve nazarlanmızdan ççkinerek tek gözlüğile oynamağa başladı. Hakkmız var efendim, itizar ederim. Sıkıntısını saklamak istiyor gibi bar dağını ağzına götürdü. Hepimiz sıkıl mış ve sinirlenmiştik ve bilâihtiyar onu taklid ederek bardaklanmızı ağzımıza götürdük. Vans, masanm üzerine dikkatle baktıktan sonra ayağa kalktı, pencereye doğru gitti ve arkasını bize dönerek o rada durdu. Onun bu hareketine şaşıp kalmıştım. Hayret ve endi§e içinde bakınıp duıu • yordum. T a m ^ u s ı r a d a masa şiddetle sarsıldı. Üzerindeki bardaklar büyük bir gürültü içinde sarsılarak yere yuvarlan dılar. Bir sıçrayışta ayağa fırladım. Profesör derin bir ıstırab içinde kıvranarak boşlukta tutunacak bir yer aramak için bocalamış ve sonra yere yuvarlanmıştı. Odayı korkunc, müthiş bir sessizlik kaplamıştı. Hepimiz taş gibi donmuş kalmıştık. Markam balmumudan bir hey « kel gibi olmuştu. Hat sandalyasının üı tünde ne yapacağını bilmiyen bir vaziyette idi. ilk söz söyliyen Arnesson oldu: Allah allah... Gene mi bir facîa? Arnessonun sesi hepimizi kendimize getirdi. Müddeiumumî hemen yere atıldı. Profesörün vücudü üzerine iğilerek bağırdı: Arnesson çabuk bir doktor! Vans yorgun bir tavırla seslendi: Beyhude zahmet. Yapılacak hîç> birşey yoktur , (Arkan var}.

Bu sayıdan diğer sayfalar: