14 Haziran 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

14 Haziran 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Haziran 1935 CUMHUEİYET 5 Adolf Hitlerin Hayatı Binbir milletle yamalı bohçayâ dönen Avusturyanın hali berbattı Artık, Hitlere göre Parlımantarizm mes'uliyetten kaçmak için kurulmuş bir makine idi 16 // bufikirde) Ceviz gözlü eşek; fare; beynâ parçalanan hamal Terbiye bahisleri TERBİYECİLER VE SPOR 2 Selim Sırn Tarcan n ı Kabadayı nsan, bazı defa, çocukluğuna aid et basit şeyleri, sebebli sebebsiz, birdenSpor denince ilk akla gelen millet İn da öğrenir: Hulâsa mekteb içtimaî haya1885 senesi: Vaşingtonda Amerikan gilizlerdir. Yirmınci asırda bir moda gi tın başlangıcı değil, birinci faslıdır. bire hatırlayıverir. Ve günlerce, o Senatosu. Kürsüde keçi sakallı bir ihti hatıra, gözönünden uzaklaştırmak isteseMektebde tahsilini bitirdikten sonra bi kuvvetle dünyayı saran bu merak yar, sakalını titrete titrete bağınvor: hayat savaşının beklenti odası yoktur. niz de, mıhlanıp kalıyor.. şüphesiz ki Ingilterede başlamıştır. Va İşkence denilen vahsetin silâhı, arBugünlerde de, ben, böyle bir habrakıâ Fransada terbiyecilerden (Rabelais) Her genc kendi kuvvet ve kudretile cıdatık hürriyetin vatanı olan Amerikada yer yı bir türlü hafızamdan silemez, silkemez ondan sonra (Montaigne) daha sonra le atılır. Bu tıpkı denize girer gibi birşeybu'amaz. Ceviz gözlü, fl'.ozof bakışlı eoldum. (J.J. Rousseau) eserlerinde ve kurdukla dir. Yüzme bilmiyenler boğulur. şeğe yük taşıtmak, Atlas denizinin üzeriBir tarihte, Aksarayda oturuyorduk. Mekteb, içtimaî hayatın küçük bir rı sistemlerde vücud idmanlanna yer verne kanadlannı geren hürriyet abidesinin mikyasıdır. îdeal bir cemiyete göre ku Evimiz, caddede idi. Kafesli pencerelemişlerdi. Nitekim Almanyada (Base altma vahset damgası vurmak demktir. dow), (Saltzman) ve daha sonra (Guts rulan bir mektebden çıkan genclerin ha rin arkasından, karşımızdaki Sedli kahînce, uzun boylu, sivri sakallı sena vede toplanıp, bütün gün yarenlik eden muts) ta jimnastiği ve vücud idmanlannı yatta muvaffak olması imkânsızdır. Mek! Itörler masa basında. Hayvanlan koruma mahalleliyi seyrederdik. on dokuzuncu asırdan evvel yaymak iste teb cemiyete o kadar benzemeli ki orakanununu imzalıyorlar: Hayvanlara yük Bunların içerisinde ne tipler yoktu?. dan çıkan genc cidale atıhrken hiç yadırtaşıtmak, işkence etmek, hayvanları pis mişlerdir. Fakat hiçbir millet spordan In gamasın. Fenalıkla mücadele etsin, yıl Fıstıkî Şam hırkasile gelip oturan genekümeslerde, ahırlarda yatırıp sıhhatlerine gilizler kadar istifade etmemiş ve ona masm, bıkmasın, kafası gibi sağlam olan ral mütekaidinden tutun da, sırtını kaşıya zarar Vürmek kanunen memnudur. Bu millet kültüründe lâyık olduğu yeri vere vücudile her türlü zorluğa dayansın. Iş kaşıya, hep ayni nakaratı durmadan tekkanuna aykın hareket edenler, ceza ka memiştir. O itibarla terbiyevî jimnastikler te kanaatimce bu mahiyette insanı ancak rar eden, yan çıplak meczuba kadar, çenununun .... inci maddesıne göre ceza nasıl lsveçlilerin eseri ise, sporlar da ln sporu yolu ile tatbik eden kolejler yetiş şid çeşid antikalar, hep bu kahvede teşgilizlerin malıdır. Diyebiliriz. landırıhrlar. hir olunurlardı. îngilterede 1860 dan sonradır ki ( H .tirebilir.» Bu meyanda, bol paçah siyah panta(Arnold) un kendi mektebinin progSpencer) in beden terbiyesi lehine yazı1935 senesi: Britanya hükumetinin larına tesadüf ediyoruz. Bu filozofun fi ramlarında yaptığı bu ıslahat çok geç Ionlu, beyaz yün kuşağı, göbeğinin al meclisi. Sılindir şapkalı, kravatlı bir kir, ahlâk ve beden terbiyesi adlı meshur meden bütün îngiliz kolejlerine örnek tından sarıh, yazın giydiği tire ten fanimeb'us kürsüde. Büyük bir ihtilâl karsı mecellesi 1861 de basılmıştır. Bu kıyolmuştur. Ne garibdir ki on sekizinci as lâsının üstüne kısın yalnız bir çapraz yesında duyulan büyük bir heyecanla tek metli eserde (Spencer) beden terbiyesi rın nihayetlerinde Ingilizlerin böyle spor lek ilâvesile iktifa eden, ağzından çıkan her cümleyi, galiz birer küfürle başlayıp lifini müdafaa ediyor: nin lüzum ve ehemmiyetini çok büyük bir cu bir millet olacağına A\Tupada kimse bitiren, karayağız, çiçekbozuğu, bir gözü Cihansümul îngiliz İmparatorluğu vukufla anlatmıştır. Fakat spor terbive?i inanmazdı. Spora merak sardıran genckör bir kabadavı vardı. Adına «Ayni» içinde, esareti asırlardanberi topraklarınnin îngiliz kültüründeki yerini veren ve leri kendini bilenler ayıblardı. Üçüncü derlerdi.. Musullu Aynü. dan kovan bu hürriyet memleketinde, inkoca bir milletin genclerinin tahsil çashn (Edvard) ve Ikinci (Charles) zamanınsanlara, hayvanlara karşı değıl, ecsama Şimdi nereden hatırladım?. Bilmiyodaki inkılâbını yapan (Thomas Arnold) da vücud idmanları aleyhine yazılmış bile zulüm edilmesine tahammül etmiyen rum. Lâkın, herif, heyetile, gözlerimin dur. Spor pedagojisi onun eseridir. ( T . Kral iradeleri vardır. Hitlerin Almanyada Obertalzbergde çam ormanları bu ınsanıyetperver memlekette, hâlâ sı On dokuzuncu asrın sonlarına doğru önünde yaşıyor. Ve hatta, buna dair hem Arnold) kimdir? Islahatçı bir tarih proarannda bugünkü sayfiyesi çanları kapanlara kapamak suretile zulgülünc, hem de ayni zamanda, düşünüfesördür. Büyük Larus bu filozofa ayır Anglo Saksonlann içtimaî savaşta gösAvusturyada Macarlar, Hırvatlar, mecliste azlık teşkil eden Alman par medilmesi, îngilterenin an'anevî insa lürse, feci bir de hikâye aklıma geldi ki, dığı on dört satır yazıda (Ragby) kole terdikleri kudret gözlere batacak kadar Çingeneler, hertürlü millet vardı. Çek tisinin vaziyetinden başka birşeyle alâ niyetperverlieine muhaliftir. Bu sebeble yazmadan geçemiyeceğim. jinin müdürü olduğunu, on dört yıl bu büyüktü. Fransız terbiyecisi (Edmond ler, Cermen taassubundan şikâyet edi kadar olduğu yoktu. Daha o tarihten i memlekette kapan imalinin men'ıni, fa Bu bizim Musullu Ayni, mahallenin mektebi idare ettiŞini, ölümünden bir yıl Demolins) îngilterede yaptığı tetkik seyor, Slovenler bir Sloven egemenliği tibaren Viyanada tanmmağa başhyan relere kapanlar içinde işkence edenlerin başma belâ kesilmişti. Koltuğunun altmyahatinden dönüste «Ingilizlerin üstün (hakimiyeti) istiyor, Sırblar, Macarla Avusturya nasyonal sosyalist partisi mü cezalandırılmasını teklif ediyorum. Meb evvel (Oxford) Üniversitesinde asrı haolması neden ileri gelır?» adlı esennde daj iri bir «kulaklı», kuşağının kıvnmmrın kendilerine esir muaraelesi ettiğinden messillerinden birkaçı bazan söz ahyor us kürsüde heyecanlı nukuna devam edi zır tarihi müderrisliğine intıhab edildiğida, pirinçten bir «çekecek», sokakta geni. İngiliz mekteblerinin tedrisat sistemin bunu spora atfedıyor. Nihayet bir vakitsızlanıyor, Rumenler, Macar Krallığma du. Fakat Hitler, bunlara yaklasmak i yor ;. zerker, elinde bir «lobut» taşır, önüne de ısiahat yaptığını, nihayet 1795 te do ler pedagokların haylazlık sandıklan oilhak edilmiş olmalarını protesto ediyor, cin hiçbir teşebbüste bulunmadı. O, pargelene çatar, kendi halinde oturanlara, ğup 1842 de kırk yedi yaşında öldüğü yun ve sporlar kar?kterin teşekkülünde îtalyanlar ayrı bir idare istiyorlardı. Ha lamentoda ancak ırk meselesini görüyor, 1935 senesi: İstanbulda Bahceka nü yazmakla iktifa ediyor. (Ragby) bir amil olduğunu anlamakta gecıkmi sebebsiz meydan okur, afi keser, hasıh sılı, Hitler. gözleri önünde, ve Avustur ve Almanlann orada baş rolü oynamapısı denilen işlek yer. Petürkeli Mehmed (telâffuzu Ragbidir) Ingilterenin on beşyorlar. (Arnold) un dedığı gibi spor, mahalle halkına yaka silktirirdi. ya meselesinin, birbirini anlamıyan meb malarından müteessir oluyordu. Millet Herkes, Musullu Ayniyi gerçekten oğlu Hasan, sırtma 200 kiloluk bir sanusların şahsmda, bütün karısıklığile te mümessilleri, sık sık el şakasına başvu dık yüklenmış gelıvor. Rivayete göre o bin nüfuslu küçük bir şehridir. 1567 debir milletin kültüründe sıklet merkezini kabadayı bellemiş, bu sayıh fırtınanın cessüm ettiğini görüyordu. Bu adamla ruyorlar ve büfede bile kavgaya devam tomobil çarpıyor, düşüyor, şoföriin iddi kurulan ve (Thomas Arnold) un him teşkil ediyor. «errinden mümkün mertebe korunur, her metile bütün ingiliz kolejlerine örnek oYalmz her zaman söylediğim gibi spor a n rın herbirisi, temsil ettiği Bohem, Orto ediyorlardı. asına göre yükiinün sıkletine tahammül ., , , . , . .,.; Z ı, sebebıyet vermege hazır bulundugu doks, Lâtin, Musevi veya Slovak'camıtnsaat yerlerindeki hareketinin aksine edemediği icin, 200 kiloluk sandığın al lan mektebile şöhret almıştır. El ve ayak ıkı yuzu keskın bir sılahtır. rvullanmasını ı ı r • ı • • • ^• kanlı faciaların önüne•geçerdi. ası namına, ayrı ayrı fıkirler söylüyor olarak, Hitler burada hiçbir gazeteci ile tında canını boğazından kan kusarak ve la oynanan ve adına Ragbı denen top bilmiyenlerin parmaklannı doğrar. O Kapımızın dibinde, kahvenin de binaoyunu ilkönce o kolejde oynanmış ve o nun ıçındır ki memleketımızde münev du. Alman lisanı, bu mecliste kötürüm temasa gelmeğe çalışmadı. Gör riyor. Rıvayetlerin hangısi doğru?.. Buenaleyh tam karsısında, ufacık dükkânıver zümrenin bilhassa tabiblerle peda bir hale sokulmuş, Slav şivesi hüküm sü manzara onu yese boğuyor, kendini, bir rasını hakveri bulacak... Fakat mutlak radan bütün dünyaya yayılmıştır. nın içinde eskicilik eder, halim, selim, (Arnold) un yaptığı ıslahat neydi? ( gokların dıkkatini ve alâkasmı uyandırrüvordu. Hitler müzakereleri güclükle Alman olmak itibarile fena müdafaa edi ve muhakkak olan birşey var ki Petür kendi halinde, kuzu gibi habeşî bir hacı takib edebiliyordu. Yahudi sosyal de lir vaziyette görüyor, bu parlamentonun, keli Hasanın kafatası yerde parça par Mektebde açık hava oyunlaıına ve savaş mak ıstiyorum. Kımya ve fizik lâbora baba vardı. Kimbilir, hangi larihte, nemokratları sağ cenah Panjermanistlerıne dışarıdan yapılacakbin hücumla orta çadır. Beyni taşjarın üstünde. 1935 se sporlarına büyük bir yer ayırmak. (Ar tuarlanna verdıgımız ehemmıyeti, vucud ı ı • L J . •• ı r e d e n ııı • rgelmış, burada zanaat ogrenerek, sual tevcıh ettı. Başkan yerlnde 'oiuıan dan kaldınlmasını lüzumlu sayıyordu. nesinde, Petürkeli Mehmed oğlu Hasan nold) mektebinin bütün fikir hocalarımn ,M lâboratuarlarından esirgememeliyiz. Fıbir ihtiyar varkuvvetile çıngırağı salla Parlamento binasından çıkarken, Hitler, Istanbulun en işlek bir yerinde, yük ta jağırıp çağırmasına rağmen vücud ek kir gıdası gibi vücud g»daMnm da keyfi rızkmı çıkarmağa koyulmuştu. zersislerine çok kıymet veriyordu ve ta yet ve kemmiyeti tayin edilmelidir. Fikir daima düsünceli idi. Bir memleketin an şırken ölmüştür. mağa başladı. Nihayet iki meb'us bir Her nedense, bu adamcağız, Musulebesi ile birlikte top oynuyordu. O za ışlerınde olduğu gibi vücud faaliyetlenn lunun sinırine dokunuyordu. Gün geçcak millet vasıtasile idare edilebileceğine birine hücum ettiler. Meclis karmakarı *** mana kadar terbiye ananesine muhalif de de çocuklar büyükleri taklid etmeğe mezdi ki, olanca çalımile gelip te zavallı kanaati vardı. Hitlerin bu fikirleri, o taşık oldu. Hitlerin, «meclisin tahtakuru Şeytan rüylü sıçanın kapanda cefa olan bu hareketi sair uicalâ hocalar tara heves ederler. Eğer onlara kaç yaşında adama sataşmasın. Ve o aldırrhadıkça, rihte, henüz müphem olmakla beraber, ları» dediği birkaç kaşerlenmiş aza bu gürültüye kulak asmadan yerlerinde ga her gittiği yerde dimağı bu fıkirlerle iş görmesıne, ceviz gözlü eşeğin yük taşı fından çok fena görülüyordu! Musu'lu kızar, çetrefil şivesile, basardı ne y a p a c a k l a n , nasıl y a p a c a k l a r ı öğretıl ,..r • • zete okuyor, yazı yazıyor yahud uyuk liyor, onu dalgınlığa sürüklüyordu. Bir masma razıyız. Fakat hiç olmazsa, Pe Bir inkılâbcı ruhu taşıyan bu profesör mezse en zorlu sporlara küçük yaşta kenBir gün, öğle vakti, sokakta bir gürülgün, parlamentodan çıkarken, bu dal türkeli Hasan, Petürkeli Hasanlar 200 kanaatlerini şöyle anlatıyor: luyordu. dilerini kaptırır ve fayda yerine zarar tüdür koptu. Pencereye koşup ta, dışarıguılığı yüzünden, tramvay altında kalı kiloluk sandıklar altında boğazlarından «Becerikli, müteşebbis, atıigan, başa görürler. Kültür işlerile uğraşanlar hrm ya baktmımız zaman sunu gördük: Bununla beraber, mutlakıyet ruhile yordu. kan kusarak can vermesinler. Nakil vasırıcı gencler dershanelerde değıl, oyun bilfiil spor yapmalı hem de sporu bir ilim hareket eden bu federatif sistem, nekaMusullunun gözleri kançanaâına döntalarının en son vardığı tekâmülden, yük Bir sabah, Viyanada, müthiş bir hameydanlarında yetişir. Bu vasıflan onla gibi tedvin etmelidirler. dar bozuk olursa olsun, esas itibarile her müş.. Ağzı köpük içinde.. Karsısında, taşıyan insanların hissesini de verrnek inSELİM SIRR! TARCAN milletin hukukuna riayet eden ve Im ber işitildi: Belediye reisi Karl Lueger ra yaptıkları iş verir. Pedagojinin sıklet zerre kadar ısüfini bozmıyan, her za • sanlığa yakışır bir is olur. ölmüştü. Bu adama yapılan cenaze a paratorluğun ırk kavgalarını biraz olsun merkezi vücud idmanlandır. Bu sözlenmmanki gibi sakin duran habeş eskiciye SABİHA ZEKERİYYA hafifletmek kabiliyetinde olan yegâne layının hatırası hâlâ unutulmamıştır. Büden vücud terbiyesinin kafanm zararına SAGLIK İSLERİ demedığını bırakmıyor.. sistemdi. Fransuva Jozef mutlakıyet re tün şehir, cenazeye iştirak etmek için aisletilmesini arzu ettiğim anlaşılmasın. Derken, zıvanadan çıkan kabadayı, jimini terketmeğe mecbur olmakla be yaklanmıstı. Kalabalık arasında bulu LİMANDA Demek istediğim sudur, fıkır terbiyesi ıç;n Doktorların kazanc vergisi elini koltuszunun altına götürdü, kulaklıraber, gene anlaşmamazlıklan halleden nan Hitler, cenazenin arkasında yürü dershane mı Doktorlardan alınacak kazanc vergi yı çekmesile de bağırma&a başladı: Yanlış bir haber yegâne ve en büyük hakem vaziyetinde yen Viyana halkmın karmakarısık ma terbiyesi için bir jimnastik ve oyun yerı Ulan! Tutmavın benü. Diri diri sının her doktorun kazancına göre dereidi. Milletin sevgisini kazanmıştı. Onun Bir akşam gazetesi Holandah büyük yapınız. Gencler bir taraftan kafalarını, celere aynlarak ahnmasına karar veril' yiyeyim şu keratayı!. hiyetini bir defa daha gördü. Cenaze ölümünün, Avusturya Macar camiası bir firmanın Halicdeki halic ve tersane öbür taraftan vücudİTİni terbiye etsin Tesadüf, kahvede, dermansız bir iki miş ve bunun takdiri de Etıbba Odalarıîçin, arsıulusal kötü akıbetlerle dolu kat'i nin arkasında, mutlakıyetı temsil eden leri vapur yapılır bir hale getırmek için ler. Mektebi bitiren îngiliz çocuğu haihtivardan başka kimse yoktu. Binaenana bırakılmıstı. bir dağılmıya sebeb olması ihtimali sık grandükler, kardınallar, nazırlar, gene hükumete tekliflerde bulunduğunu, me yat savaşına acemi bir nefer eibı değıl, İstanbul Etıbba Odası bu maksadla leyh, Musulluyu tutan olmadı. O, gene raller, yeşil, mavi üniformalar, sorguç Selenin tetkik edildiğini, eğer Holandah pişkin bir gedikli gibi atılmalıdır. Bilmek sık mevzuu bahsoluyordu. bugün saat 2 de toplanarak dnktorlann bağırıyordu. Hitler, Reichsrath müzakerelerini bir lu, altın yaldızlı baslar, beyaz pelerin ferupun verdiği proje elverişli görülürse lâzımdır ki gencler şahsiyetlenni ellenn sınıflara taksimi işini görüşecektir. Tutmaym be!. Sizi de Bebertirim!. kaç defa dinledikten sonra, artık garbî ler, ffümüs mahmuzlar, parlamento, hüAvrupaya vapur sıparişınden vaz geçile deki malzeme ile kendileri yapar. OnlaEskici, malını biliyormuş gibi, kıpırdaArsıulusal sıtma kongresi Avrupa memleketlerinin hepsinde Mark kumet, kili<e, burjuvazi erkânı ve Vi ıek ihtiyacımız olan gemilerin burada ra mahsus sahsiyet başkaları tarafından mıyordu bile.. sizm müjdecisi saydığı emperyalizme yananın asil soîyetesine mensub birçok yaptırılması için tertibat alınacağını yaz yapılamaz. Kolejli bir genc sıkı bir disipYakında arsıulusal sıtma enstitüsünde Kabadayı, bir iki defa daha ayni fertoptan aleyhtar bir vaziyet aldı. Parli sahsiyetler, alay halinde yürüyordu. Pro rmşh. Gerçi hükumete tersanemizin ısla lin altında mektebin gidisine ayak «ydu yapılacak olan arsıulusal büyük toplan yadı tekrarladıktan sonra, bırdenbire hı için birçok teklifkr yapılmıştır. Bu rup orada idare âmirlerini memnun et tıya Uluslar Derneği Sağlık Bakanlığımantarizm, onun nazarında, mes'uliyet yelkenleri suya indirdi, ve: letarya sınıfı en arkada ve kaldırım ü tekliflerin hepsi Ekonomi Bakanlığında mek için değil, serbest düşünmeyi, kenmızdan delege istemiştir. Bakanlık ta ten kaçmak ve hükumet mekanizmasın Tuh! dedi. Yazıklar olsun! Hiç zerinde gidiyordu. Halkın gerçekten kurulan bir heyet tarafından tetkik edil di kendıne ış görmeği, müteşebbis bir İPdaki hakikî değerlere sahib varlıklan u Antalya sıtma mücadele lâboratuarı şefi biriniz tutmadmız.. Beni herifin murdar zaklaştırmak maksadile kurulmuş bir sevgisini kazanmış son Viyanalı politi mektedir. san oimayı öğrenmek ve tedncen hürri Muhiti Türkiye Sağlık Bakanlığını tem kanına sokacaktmız, be!. Hükumet tersane ve deniz fabrikala yete alışmak için talebe olur. îngiliz kacının cenazesi arkasından yarım milmakine idi. sile memur etmiştir. Doktor bugünlerde Hikâye bundan ibaret. Her zaman rımızm ıslahmı esas itibarile kabul etmek ci vazife ve mes'uliyet hislerini mektebde İtalyaya gidecektir. Bu kanaat, her fırsatta, meclis müza yon insan gidiyor, on binlerce gözden kıssadan hisse olur mu? Bunu da böylele beraber alınacak vapurların burada anlar. Vicdanına ve cemiyete karşı îtalyada yapılacak olan bu arsıulusal ce yazıverdim iste! kerelerini dinlemek üzere oraya gitme yaş dökülüyordu borclu oldugu şeylerin ne olduğunu ora toplantı iki ay sürecektir. (Arkası var) yaptırılması mevzuubahs değildır. sine mâni teskil etmedi. Fakat artık, Ercümend Ekrem TALU D "Cumhuriyel,, in bölemi: 28 Bu Gönül Böyîe Sevdî Yazan: Ercümend Ekrem Talu Kelime, Bay Kadrinin henüz şuurunu büfüyen sisleri ansızın dağıtmış gibi idi. O dakikada, inrizar müddetinin çoktan geçmiş olduğunu hatırladı. Yatağının içinde doğrularak: Çabuk, daireye! diye bağırdı. Aman! Ne oluyorsunuz? Sayıklı yor musunuz, müdür bey? Hayır, sayıklamıyorum Koşunuz! Daireye gidin.. Namına gelmiş ne kadar hususî mektub varsa alın, getirin bana. Allah askına ! Madam Perla, ürkek ürkek geriye çekildi. zaten? Maamafih siz çok koan|muaah Bu arahk, Madam Perla odacı ile be Giriniz! Peki! Siz sinirlenrfreyiniz müdür bey.. Gıderim. Fakat ben gehnciye ka Aralanan kapıdan, önce siyah bir etek, sınız. Doktor her türlü heyecant mcnetti. raber içeriye giriyordu. Bay Kadrinin dar sakın kalkmayınız.. Acılmayınız. sonra, beyaz bir fincan tutan incecık bir Onun için, size aid olan bir mektubu da yüzü nurlandı. Bayan Leman: el ve nihavet, sakin ve çekingen bir sima ancak yann getireceğim. Bilmezsiniz ne kadar hasta oldunuz! Müsaade ederseniz, ben gideyım.. Bay Kadri, yerinden hopladı. Kadın böylece söylenerek odadan çık göründü. Bayan Leman hatır sormağa dedi. Aşağıda talebem bekliyor. Mektub mu? Benim için bir mek tıktan sonra, ayak sesleri kaybolunca, gelivordu. Gene gelirsiniz, değil mii tub mu bıraktılar5 Bay Kadri buna şaşmadı. Esasen, kaBay Kadri yeniden düsünmeğe başladı: Şüphesiz. Bırakan, filân yok. Ben kendim Ne tuhaf şey! Ben aradan geçe dın özür diliyordu: Yeni gelenleri karşılamaksızın, Bay Affedersiniz.. Fakat bakıcınız ol hazırlamıştım. Borcumu ödiyorum da, pacek zamandan korkup dururken, zaman Kadri, Bayan Lemanı, kayboluncıya kakendi kendine, ben farkında olmadan ge madığını bildiğim için, biraz ıhlamur kay ra ile beraber iki satırhk ta bir teşekkür dar, bakıslarile takib etti. Bu kadına karnattım. Sıcak sıcak iyidir. Ve teşekküre yazdıydım. çiverdi. Müdürün kafası yastığın üzerine düşü şı, zenginin fukaraya karşı duyduğu merDamarlannın icine bir ferahlık yayı meydan bırakmadan: hametin aynıni duyuyordu. verdi. Buyurun... lçiniz... dedi. lıyordu. Uzun bir yolculuktan sonra, Müteakıben, Bay Kadri, kısa bir heyurdlanna dönüp te dinlenenlerin duy Fincanı uzatıvordu. Gözlerinde, bak Ya> Bu muydu?. Ve birden, kadmcağızı gücendiıme yacan geçirdi. Bir kaşık ilâc içip te kentıkça hafıflıyen bir endise sezılıyordu. duklan gibi bir ferahlık. Gecmis olsun!. Bilseniz ne kadar mek endişesile, kendini zorhyarak, sor dine gelince, nazarlarını odacınm koltuAyşenın muvafık bir cevab verece ğunda kısılı duran çantaya tevcih etti. ğinden şüphesi yoktu. Madem ki kendisi merak ettım. Fakat şimdi hamdolsun çok du: Demek ki, akrabanız.. Odacı bu bakışı anlamıştı. onu delıcesine seviyordu, onun da bu aşiyisiniz.. Kurtuldu, sayenizde.. ka ayni şiddetle mukabele etmesi lâzım Mektubları emretmişsiniz.. GetirDiyerek çekilmek istedi. Bay Kadri: gelmez miydi? Bu kanaatinde bir nevi tim, dedi. Hasta olup olmadığımın farkında Siz de bahtiyar oldunuz. hodkâmlık vardı; sanki bir Bay Kadri bile olmadım, ne dersiniz? dedi. Daha pek değilim. Bekliyorum.. Çantayı açtı; yatağın üzerine boşalttı. nin mes'ud olması, kâinatın düzenile alâIhlamuru yudum yudum icmeğe baş Bay Kadri biraz da kendi kendıne hi Ağız açmadan, Bay Kadri mektubları kadarmıs gibi, evrensel yasalara karşı lamıstı. Bir aralık, fasıla verdi. tab ederek: ve gazeteleri bırer bırer aldı. Zarflarının gelmeksizin, hiçbir ferdin o saadete alet Ne tuhaf! Burayı teşrifiniz m^ğer Ah! dedi; beklemek.. Güc sey! üstüne bakıyor, ve açmadan yere atıyorolmayı Teddetmesi mümkün değildi. böyle bir vesileye bağlı imiş.. Evet amma, herkes için mukadder. du. Bunların sayısı azaldıkça, yüzü daha Hafif, kapı vuruldu.. Hayat tesadüften ibaret değil mi Sanır mısmız? ziyade soluyor, nefesi daha çok sıkışı yordu. Hepsini böylece gözden geçirdikten sonra, duyulamıyacak derecede hafif biı sesle sordu: Beni, dairede arayan.. soran.. kim se olmadı mı? Efendiler hep soruyorlar.. Ben yabancılardan bahsediyorum. Yok. Kimse aramadı. Peki. Her mektub geldikçe, al getir. Bizzat gelen olursa da.. Fakat kim gelecek? Bay Kadri sustu. Gözlerini tavana dikti. Sanki biraz evvel yanda bıraktığı hayalâta yeniden dalmıştı. Odacı içini çekere^': îsterseniz.. dedi. Doktor Bay Şekibi çağırayım. Aman, sakın ha! Lüzumu yok. Iyiyim. Sade biraz dinlenmeğe muhtacun. Beni rahat bıraksmlar.. Madam Perlanın bir göz işaretini müteakıb oda boşaldı. Bay Kadri bu boşluğu kendi içinde de hissediyordu. (Arkan var}

Bu sayıdan diğer sayfalar: