20 Temmuz 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

20 Temmuz 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 20 Temmuz 1935 Türklerle Süngu Süngüye No. 251 A. DAVER Çanakkalede Yalnız iki gün içinde RADYO Bu akşamki program J İSTANBUL: ' 18,30 yuzme dersleri, Azade Tarcan • 18 50 fransızca ders 19 10 dans musıkisi (plâk) 19,35 haberler 19.40 Konca gül (şan) 20 müzik (plâk) 20,30 radyo caz ve tango orkestraları ve Bedriye Tüzün, türkçe sözlü eserler 21,30 son haberler, borsalar 21,40 Babikyan şan22 plâk neşriyatı. VİYANA: 17,45 gramofon 18,35 konuşmalar, hava raporu, haberler, spor 20,10 şarkılar ve opera parçaları 20.50 operet: Bir Floransa masalı 23,05 haberler 23,15 orkestra konseri 24,40 konuşma24.55 ulusal havalar. BERLİX: 19,05 spor 19,20 eğlenceli ve şarkılı yayın 20 05 eski musıki 20,45 günün akısleri 21,05 haberler 21,15 Ham burgdan taşıma 23,05 haberler 23,35 dans havalan. BUDAPEŞTE. 18,45 koro konseri 19,25 gramofon 20.45 Harpa konseri 21,15 spor 21,35 orkestra konseri 23 35 haberler 23.55 Çıngene musıkısi 24,30 piyano konseri1,10 son haberler. PRAG: 18,50 gramofon 19,25 Alman yayını20,05 almanca haberler 20,35 Bruno dan taşıma 21,35 Ostraudan taşıma 22,15 röportaj 22 50 musıki hatıralan 23,20 haberler 23,35 gramofon 23.50 Brünodan nakil. Fransızların Benoit taburu, 6 mayıs hücumlarında mevcudunun dörtte üçünü kaybetmişti! Fr topçu zabittain hatıralaraıdan 4 üncü zuhaf alayından başka yaraJananlar da vardı. Tabur kumandanı yiızbaşı Skive, makinelitıifek takımı kumandanı birinci mülâzim Theo Prat, sonra Sırbistanda şanlı bir ölümle ölen birincı mülâzim Tetnuar, birinci mülâzim Funk, kıdemli başçavuş Labon ve Busikayrol hep yaralanmışlardı. Bu sonuncu başçavuş evvelki muharebelerde şeflerinin büyük takdırini kazanmıştı. Bu zayiat mukabilincîe, Kerevizdereye doğru ılk bir adım atıimıştı. Fakat Fransız taarruzu Kerevizdere önünde ebediyen durdu. Bir Fransız taburu mevcudunun dörtte üçünü kaybetmişti Nihayet beklenen takviye kıt'alan geldi. Bunlar geldikten sonra çok çetin muharebeler olacaktı. Fakat tekran hiç bir zaman fazla görülmemek lâzım gelen bir hakikat varsa o da Seddılbahir kumsahna atılan ilk livalann, uzun günler.durup binlenmeden muharebe ettikleri, yoksulluklara dayandıkları, yarı aç yan tok kaldıklan, sayıca çok üstün bir düsmanın hücumlarını kırdıklardır. (Önceden rakamlarla gösterdik ki sayıca üstünlük Türklerde değil düsmanlarında idi. A. D.) Buna rağmen, bu kıt'alardaki efrad ve zabitîerin hepsinin isteği ve dileği, çarpışmak, ölünciye kadar çarpışmak için fişeği olmaktan ibaretti. Sonralan zayiatımızı göstermek için resmî rakamlar verildı. Fakat şu kadar söyliyelim ki 4 üncü zuhaf alayının Benoit taburu ki Çanakkaleye gitmek üzere yola çıkarken ateşli ve canlı halile herkesin hayret ve takdirini kazanmıştı 6 mayıs hücumlanndan sonra, mevcudunun dörtte üçünü kaybetmişti ve pek nadir iîtisnalarla kadrolanndaki bStün zabitler, yaralı veya ölü olarak onur alanında (şeref meydanında) düşmüştü. onlar için sizden çok fazla kan döken Türkler, ne diyelim. Çanakkaleye sizi kırmızı balmumile mi davet etmışlerdı? Bir milletin her kanını döktüğü yer, el sürülmez bir aıle mirası addedilecekse ellerinizdeki Afrika sömürgelermın yarısım yanı Tunusu, Cezayiri, Trablusgarbı, Bingazi yi, Mısırı, Balkanları, Balkanlardan Macarıstana ve Viyanaya kadar uzanan Suriye, Filistin, Irak, Arabıstan, Kaf kasya ve Kırımla Galiçyanın bu kısmını hep Türkün atalardan kalma mirası saymak gerekleşir. Çünkü bütün buralar, bol bol Türk kanıle sulanmış tır. A. D ) Günün birinde gelıp bize bütün bu yerleri Türklere bırakacaksınız; dedıler. Nice güçlükler ve meşakkatlerle yaptığımız sığınaklan, eski Tott tabyasının ihtıyar dıvarlan arasına kazdığımız yuvalan, gecekuşlarile farelerin elinden almak için uğraştığımız bu harabeleri hep bırakacaksınız, dediler. Buna güçlükle ınandık ve bütün yaptıklarımızm boşa gideceğini, ölülerimizi mutaassıb Türklere bırakacağımızı, o zaman böyle sanıyor duk Türklerin bizimkilerin son uykularını uyuduklan topraklan çabucak temizlıyeceklerini düşünerek yüreklerimiz yandı. Bununla beraber gene yanmadayı bütün hatıralarile bırakıp şimdi, günler, haftalar, aylar, hatta yıllar zamanın taş yürekli kum saati içinde hızla akıp geçti. Hâdiseler bu kadar geriledikten sonra, esrarh Asyanın karşısında, eski soylann (ırklann) savaşmak için, kâh bu tarafa, kâh öte tarafa geçip gittikleri Boğazlann karşısında, muazzam bir mazi ile bize çok dar ve çok miskin görünen halin karşısında, vaktile söyledıklerimizi, peygamberlik taslamadan tekrarlamamıza müsaade ediniz. V Kîşİ Yerli Mallar Sergİsindeki RADYOLİN paviyonunu gezerek Türkiyenin en mükemmel diş macununun nasıl yapıldığını yakmdan gördü Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler gun Iardır: Mehmed (Büyükada), Yusuf (Hey belı), Benason (Yemiş), Esad (Divan yolu), Belkıs (Kumkapı), H. Hulusi (Zeyrek), Hamdi (Şehzadebaşı), Pertev (Aksaray), Rıdvan (Samatya), Nazım (Topkapı), Suad (Karagümrük), İstepan (Bakırköy), Vıtali (Fener), Yeni Türkıye (Haskoy), Yeni Turan (Ka sımpaşa), Naıl (Beşıktas), Kapıiçi (Galata), Maçka (Maçka), Itımad (Bostanbaşı), Kınyolı (Tepebaşı), Tarlabaşı (Taksim), Sıhhat (Moda), Rifat (Ka dıkoy Pazaryolu), İttıhad (Çarşıboyu Üskudar). Korkmadan döğüştüğümüz ve hiç bir Fransız topçu zabitinin kardeşi zuhaf alayındaki piyade ikinci mülâzimınin ha muahazeye lâyık olmadığımız bu öldürücü seferin kanlı hezimetinden asla tıraları bu kadardır. mes'ul bulunmadığımız için eski düşünYıllar geçtikçe celerimizi tekrar etmek bizim için çok Gelibolu yanmadasında geçen uzun kolaydır. savaş günlerinden sonraki nisbeten saDonanma ödevini yapmadı kin günlerde, arkadaşlar arasında, taFransız îngiliz donanması, Çanakmğı (şahidı) olduğumuz hâdıseler, gözkale Boğazına 19 şubat ve 18 mart 1915 lerimizin önünde olup biten işler etrafmte hücum etmişti. Türk erkânıharbiyesi, da görüşür, seferin istikbali hakkında dütarafından 1922 de neşredilen tarıhçeşünceler yürütürdük. ye göre, bu donanmanın karşısında bulÇok vakit, Boğaza egemen (hâkim) duğu kuvvet, aynen şu idi: olan Eskihisarlık yannın üstünde oturur, «Boğazın methal bataryalan 20 topBoğazın ağzında karakol yapan balıkçı tan ibaretti. Bu toplar 15 ve 28 santigemilerini, bu açıkgöz nöbetçileri seyre metrelıkti. Ateş edebilecek yalnız 4 tane der, birkaç ay evvel eteklerine îngiliz 25 çap tulünd* 24 lük top vardı. Bunhücum dalgalarının saldınp kırıldığı bu lann azamî menzili 14,000 metro, öteki yerlerde, sarfedilen kahramanca gayre toplann ise 7,500 metro idi. tin nişanesi olarak etrafımızı saran meBoğazın içindeki tabyalarda 78 tane zarlara bakar, bizim talih ve akıbetimiz 15 lik top vardı. (Bunlar 35,5 çap tune olacak diye kendı kendimize sorarlünde idiler) Aralarında uzun menzılli d.k. top olarak yalnız beş tane 35 çap tulünGerçek, tarihî hatıralarla dolu olan de 35,5 luk ve üç tane de 35 çap tulünbu çorak kayalara, bu kasvetli görünü de 34 lük top vardı ki bunlar epey uzak me (manzaraya), güneşin Ege denizi mesafelere ateş edebilirlerdi. Birincilerin üzerinde birbirinden güzel ve muhteşem azamî menzili 16,900 metro, ikincilerin doğuş ve batışlanna, nihayet, üzerinde ise 14,800 metro idi. 1415 santimetrelık binlerle ve binlerle babayiğitin can ver toplann menzili ise 7,500 metro idi. diği bu ölü ve ölümlü topraklara manen Methalden Dardanos hizasına kadar, ve maddeten sımsıkı yapıştık. Buralan, Boğaz boş ve müdafaasız idi. îngiliz doartık bizim için, alelâde şu veya bu top nanmasının Boğaz karşısına geldiği 9 araklar değildi; çok daha kıymetli bir ğustos tarihinden Boğazın zorlanmağa mülk, el sürülmez bir aile mirası, bir ke başladığı 20 şubat 1915 tarihine kadar lkne ile benliğimizden bir parça idi. Çün altı ay geçti ve bu müddet zarfında Bokü bu toprak, onun kucağmda son uyku ğaz daha iyi tahkim edildi. Iannı uyuyan yiğit arkadaşlanmızın kanBoğazın en dar yerinde 9 mayin hatlarile sulanmış, vaftiz edilmişti. b tesis olundu. Namazgâh kıyılarına bir (lyi ama, ya biz Türkler, bu toprak tane torpido atış kovanı konuldu.» ların, nice yüz yıllardır sahibi olan ve (Arkan var) rüm. Mikc! dedi. Sözlerinizi can kulağile dinledim. Işte size cevabım: Ne sız, ne de başka bir kimse beni düşündüğümden ve hissettiğimden başka türlii dü şündüremez, hissettiremezsiniz. Dünyada hiçbir kuvvet hayatımın istinad ettiği temelleri y&amaz. Ben hıristiyanlığın fclsefesine ve putperestlığe dair okuna bilecek herşeyi okudum. İncilin her satın malumum. Fakat bunlann karşısında kendimi mermer gibi kaskatı ve hissız buldum. Kat bu sözlerden sonra tekrar işi alaya vurdu: Namuîlu bir insan olsaydım beni ne büyük nimetler bekliyordu, bir düşününüz! Sir Ralf ile evlenebilirdim. Lord Flanboroh bile benimle izdivaca talibdı. Biliyor musunuz, Mike o, kaba görünüşüne rağmen oldukça hassas bir adam. Evet müzmin mide hastalıklarına müptelâ olanlar iki buhran arasında hassas görünürler. Terctime eden: Yaznn: Mike ayağa kalkh Kata da kalkması ömer Fehmi Başkut Edgar Vallaa için yardım etmek üzere elini uzattı. BeGenc kız: Bunlar olurst bcn kederimden ölü rakerce parktan çıknlar. R A D Y O L i N Diş macununun kiymeti hakkında fikir edinmek istiyenler için bu büyük alâkadan daha kuvvetli delil olamaz. 20 İlkteşrin 1935 pazar günü memlekeîin her tarafında gcnel nüfus sayımı yapılacaktır. 1 Nüfus sayımına esas olmak üzere Belediyelerce bütün binalara numara konulmaktadır. 2 Numarasız binalarda oturanlar hükumete haber verme|e mecburdurlar. Oturduğu bina numarasız olduğu halde haber vermiyenlerle bu numaraları bozan ve silen ve kaldıranlar için para cezası vardır. VAKİTSiZ İHTİYARLIYANLARI FORTESTİN Gencleştirir. Uzviyete yeniden hayat verir. Ademi iktidar ve bel gevşekliğine emsalsiz bir ilâçhr. Selimiye Askerî satın Alma komisyonundan: 1 Haydarpaşa hastanesi için almacak 4,000 tavuk, 2000 pilicin açık eksiltmesi yeni baştan 22/7/1935 pazartesi saat 15 te Selimi • yede Askerî Satınalma Komisyonunda yapılacaktır, 2 Tavugun tahmin bedeli 2420 lira, pilicin 700 Hra olup her ikisinia muvakkat teminatı 235 Iiradır. 3 Teminatlar ihaleden önce Muhasebecilik veznesine yatı • nhcaktır, 4 Şartname hergün Komisyonda göriilebilir. (3784) L'skiidar Hâle sinemasmda GİZLİ SEVDA 1 Başvekâlet Gördüğü fevkalâde rağbet üzerme müşterilerini kabînesiz bırakmamak için mevcuda müteaddid kabineler ilâve ettiğini muhterem halka bildirir. Arzu eden müşterilere tenzilâtlı abonman verilmektedir. Allaha ısmarladık Mike! Allaha ısmarladık Kat! Bundan sonraki mülâkatımızın cınayet mahke mesinde olmamasını temennı edelım. *** O gün öğleden sonra ikide Morgan sokağında nöbet bekliyen polis memuru Skotland Yardı altüst eden iki infılâktan ilkini işitmişti. Yarım saat sonra Mike vak'a mahalline geldi. Yaptığı ilk tahkikat neticesmde Sir Ralfi derhal meseleden haberdar etmek lüzumunu duydu. Fakat ne Lord Flanborohun, ne de Sir Ralfın Londrada bulunmadıklanmı anladı. O zaman bırden Katın sabahleyin söylediği sözler aklına geldi. O zaman onlara ınanmamakla ne büyük delilik etmişti. Fakat yapılan teşebbüse rağmen her iki yazıhanenin kasalarmm açılmadığını görünce biraz yüreğine su serpildi. İki yerde de kasa daırelerınin çelik kapılan berhava edilmişti. Fakat bunu yapanlar kasalara dokunmamışlar, hiçbir §ey almadan çekilip gıtmişlerdi. bakılırsa üç dakikadan az bir müddet zarfında hemen oraya gitmiş, içeri gırerken bir arkadaşını büyük kapıya neza ret etmek üzere aşağıda bırakmıştı. İnfılaktan sonra içeriden dışarıya kimsenin çıkmadığı muhakkaktı. Barthalome Closta ikinci infilak es nasında husule gelen keskin ışık sokaktan bile görülmüştü. Kasa dairesi betondan mamul bir oda idi. Burada mevcud elektrik lâmbası gece gündüz yanardı. Lâmba infilakın şiddetinden sönmüştü. Polisler buraya da derhal yetişmişler ve dışarıya kimsenin çıktığını görmemişlerdı. Mike şefile görüşürken: İşin bu tarafı çok garib, değil mi? dedi. Şef te Mike gibi hayret içindeydi Lord Flanboroh size geleceğini söyledi mi? Ikisi de şimdi yoldadırlar. Aklıma ne geliyor? Biliyor musunuz, Mike?... Bu infılaklar birer tuzakbr. Bunlan yapanlar kasaları soymayı akıllanna bile getirmemişlerdir. Asıl darİlk infilâkı duyan memurun sözlerine be başka yerde indirilecektir. Mike ihti KIZKULESİ PLAJI ROMANYA SEYRtSEFAtN tDARESİ Hareket edecek vapurlar: Ardeal vapuru 21 temmuz pazar saat 18 de (Hayfa) ya. Recele Karol I vapuru 24 temmuz çarşamba »aat 14 te (Köstence) ye. Dacia, Prencipessa Maria ve Regele Carol I vapurlarmın bilet ücretle rinde yüzde 20 ve gene Romanya vapurlarile seyahat edenlere Romanya şimendiferlerinin bilet ücretlerinde yüzde 50 tenzilât. Bütün Romanya, Polonya ve Budapeşte, Györ, Bratislava, Viyana, Linz, Passo ve Regensburg gibi Tuna li manlarına eşyayi ticariye sevkedilir. Fazla tafsilât için Galata nhtımında Merkez Rıhtım Hanında kâin tstanbul umumî acentahğına müracaat. Telefon 44827 8. yat memurları süratle merkezde toplatı nız! Mike bu emri sevincle karşıladı. Çünkü salâhıyeti haricınde olduğu halde o ayni emri çok evvehnden vermişti. Şeh rin her tarafından birçok polis memurları Sokatland Yarda doğru koşuşuyorlardı. Istatistik Umum MUdürlüğU <^, > Mühendisler birliğinden: Çankırıda kaza neticesmde ölen mühendıs Ali Tıryakinin cenazesi bugün on ıkı buçukta Ankara trenıle gelıyor. Butun arkadaşların istasyonda bulun maları rıca olunur. 'Casino de Paris,, nin JEAN PiERLY'nin son proğramını herkes mugannisi Bahçesinde gidip görmelidir TAKSİM Tenzilâtlı fiyatlar Cumartesi ve pazar saat 5,30 da matine 12 Trenle çarpışan otomobil Bu hâdiselerle dolu geçen pazar gününde Londranın en mes'ud insanları hiç şüphesiz Moya ile Alfonso idi. Eski, berbad bir otomobil içinde bulunuyorlardı. Karşılarına çıkan her yokuş onların bir haylı korku geçirmelerine sebeb olu yordu. Çünkü tam yokuşun yarısında otomobıl birdenbire inadcı bir eşek gibi duruyor,, yeniden harekete geçirmek için bir hayli uğraşmak lâzım geliyordu. Trende aralarında geçen sahnedenberi aşka dair bir tek cümle kullanmamış lardı. Buna rağmen çok mes'uddular. Otomobilın bozukluğu onlara vız geli rniş miydim2 yordu. Otomobil sallanıyor, iki tarafa yalpa vuruyor, kalkıp iniyordu. Bu şekilde dık bir tepenin zırvesine vâsıl ol dular. Yol kıvrıla kıvnla aşağı iniyor ve tepenin eteğınde şimendifer hattının üstünden goçiyorduLedi Moya: Burası resim yapmak için çok miinasib bir yer! dedi. San'ate dair konuşmıyalım, rica ederim. Çay, çörek gibi güzel şeylerden bahsedelim. Moya güldü. Sonra birden ciddileşerek: Bu iş ne olacak diye düşünuyo « rum! dedi. Hangi iş} Bizim halimizı Delikanh genc kızın ellerînî cllerî içine aldı. Ben zengin olmağa çalışacağım, sevgilim, dedi. Fakat ben size nişanlıyım deme • '(Arkan

Bu sayıdan diğer sayfalar: