8 Eylül 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

8 Eylül 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

& Eylul 1935 CUMHURÎYET Komşu yurdlarda neler oluyor? BULGARİSTAN Bulgarlarla Türkler arasmdaki irk birliğiBugünkü siyasal durum Yarına aid tasavvurlar Bulgaristandaki Türkler Kesemediğin eliöp te basma koy * ı SKERUK BAHISLERİ Amerikanm hazırlıkları Deniz, hava ve kara kuvvetleri Dünya Harbindenberi görülmemiş büyüklükte manevralar yaptılar Sofyadan kuşbaktşt bir görünüş Bulgarlarla aramızdaki münasebat geçen birkaç asra münhasır değildir. Bu millet bizim ırkımıza mensubdur. Turanî olan Macalrar orta Asyadan Avrupaya gelip Karpatlann ve Alpların arasmdaki ovada Cermen, Rumen ve Slâv halklarının ortasında sıkışıp kaldıklarından diğer Turan unsurlarile münasebetlerini kesmişlerdi. Bulgarlar dahi Dobrice geçidinden girdikleri Karadeniz vc Tuna ile Balkan ve İstranca dağlan arasındaki dar sahada mahsur kaldıktan sonra etraftaki yabancı unsurlarla sonu gelmez savaşlar yapmak zarureti karşısında kalmışlardı. Bu savaşlarda Bulgarlar türkçeyi ve eski Türk dinini bırakarak Slâv dilini ve Bizansın ortodoks kilisesini kabul etmeğe mecbur kalmışlardı. Bulgarlar dil ve mezheblerini Osmanlıların Rumeliyi fethine kadar muhafaza edebilmiş olsalardı zaten kanı bir olan iki kuvvetli ve canlı unsurun birleşmesinden yalnız Balkanların değıl, belki bütün Avrupanın durumu bugünkünden büsbütün başka bir şekil almış olurdu. Bugünün bütün büyük tarihcileri bu jddiadadırlar. Bu dediğimize bir misal getirelim: îngilizlerin meşhur Balkan komitesinin son günlerde Balkanlarda tetkik yapmak için gönderdiği Kontes Listowel geçen ağustosta komitenin toplantısında okuduğu uzun bir raporda §u sözleri de kay detmiştir: «Bulgarlar menşei Türk Moğol olan Turanî bir kavimdir. Ural dağlaıından Balkana gelmişlerdir. Osmanlılar on dördüncü asırda Rumeliye geldikleri vakit kan kardeşi olan Bulgarlarla elele vererek birlikte çalışabilirlerdi. Fakat Bulgar hanlarının evvelce hristiyan lığı kabul etmiş olması iki kardeş millelin arasında köprü kurulmasına imkân bırakmıyacak bir derinlikte uçurum açmı«tı. Hiç olmazsa Bulgarlar ana dıllerıni bırakmamış olsalardı, hristiyan olmaları na rağmen bugün Balkanlarda vaziyet büsbütün başka olurdu.» *** Ayastafanos muahedesinin tadilinden beri hiç rahat durmıyan Makedonyalı Bulgarlardan Bulgaristana iltica edenlerin hükumet içinde hükumet kurmaları ve memleketin iç ve dış politikası üzerinde uzun bir müddet tesir ve nüfuz sahibi olmalarıdır. Bulgaristanda kralla ordu dahi öte denberi mühim birer âmildir. Fırka entrikalan, bunlann hükumet işlerine karış malan ve her fırkanın hükumete girdikçe memuriyetlere kendi adamlarını sokmalan, memleketin muntazam ve tabiî surette idaresine imkân bırakmamıştı. Bunun için Kral Boris 1934 senesı mayısında ordunun müda halesile parti rejimine nihayet verilmişti. Hükumetin başına Görgiyef gelmişti. Lâkin bunun arkasında harb akademisinin sabık müdürü olmak itibarile büyük nüfuzu bulunan miralay Velçef bulunuyordu. Bu defa Velcefle taraftarları kralı atarak cumhuriyet rejimini tesis etmek istediler. Geçen kânunusanide Harbiye Na: PÖİİtİit'a iOsmanlı idaresi al zırı General Zlatef mezkur cereyanın öl l L . ™ " ? . ! f ! . ? . . . j t ı n d a yaşıyan un nüne geçmek için bir darbe yaparak iksurlar arasında, istiklâl davasına atılmak tidar mevkiine geldi. Lâkin artık ordunun daha ziyade hükumeti elınde bulundur masında mana kalmamıştı. Geçen nısanda profesör Tosefin baskanlığı altmda partiye mensub olmıyanlar hükumetin başına getirildi. :'"Yeni kanunu :Bu hükumetin baş (Batmakaleden devam) avuc kabadayı kahraman insan bulunacaktır. Derken elbet Fransız delegelerini başta düşünüyor, bu kahramanların ilk safında M. Lavali görüyordu. Bu şartlar içinde eğer Ingiltere zecrî tedbirler meselesinde ısrar gösterseydi bu davayı yalnızbaşına başarmağa gidecekri. General Balbo daha geçen hafta Fransada idi, ve Fransadan İtalyaya, giriştiği bu seferde, finansal ve ekonomik kolaylıklar istemeğe gelmişti. Fransanın bu işlerde italyaya karşı cemilekârlıklar göstermekte olacağı şüphesiz sayılmakta yanlış yoktu ve olamazdı. O halde Ingiltere böyle bir davada yalnız İtalya ile uğraşmıyacak, elaltından Fransa ile de çarpışan bir yolda yürümüş olacaktı. Kim için ve neden dolayı? İmparatorluğun menfaatleri mi? Onlan korumanın daha kesın başka yolları daima eldedir. Bilâkis tekbaşına bir ideal davasıle o menfaatleri tehlıkeye koymak ihtimali daha kuvvetlıydi. Çünkü... Çünkü, İngıltere gördü ki M. Musoininin Akdenızde lngiltereye karşı meydan okuyuşu bütün bütün boş birşey değildir. Böyle bir savaş hem büyük ölçüde, hem sıkı bir savaş olacaktır. İtalyan süel denizciliği Akdenizde 70 bu kadar Amerikan hava kuvvetlerinln manevralarında sun'î sis denizaltı gemisile yabana atılamıyacak tabakaları aratında hücum bir kuvvettir. italyan havacıhğı ise bütün Amerika hava ve ngıliz tayyare kuvvetlerinden daha kuvetlidir. İngıltere İtalya ile boğuşmak deniz kuvvetlerile or;in kendi Akdeniz kuvvetlerini, bütün dusunu süratle kuvmparatorluğu kaplıyan tekmil kuvvetle vetlendirmeğe karar ile tamlamak zorunda olduğunu ve ola vermiştir. Meslekî orağını görmüştür, ve bunun karşısında dunun mevcudu yüz Milletler Cemiyeti davasının korunması bin kişiden yüz altayımına tekbaşına bırakıldığını da göz >nüne olarak kendi kendine sormuştur: mış bin kişiye çıka nlacaktır. Hava ve Veden dolayı ve kimin için? Ingiltere bu dersten kendi sayımına deniz kuvvetleri daürlü çeşidli faydalar çıkarmak üzere hi fevkalâde tevsi Milletler Cemiyetinde zecrî tedbirler fık olunacaktır. Bunlar rini ileri sürmekten veya onu tutmakta için sar*folunacak Inısrar etmekten uzak kalmağa karar ver gıliz parasile iki yüz do miş bir duruma gelmiş bulunuyor. Ingil milyon sterlin tuta nanmasımn Bü~ terenin bu dersten çıkaracağı faydaların caktır. yük Okyanusta başında ise İngiliz kuvvetlerınin eski InAmerika hüku yapttğı manev giliz büyüklüjçünü koruyacak halde bu meti hem silâhları ralardan bir lunmadığının görülmesi üzerine bunlann nın müessir olup olintrt her ne pahasına olursa olsun az zaman madığını bittecrübe da tamlanmasına dokunan inan vardır. anlamak, hem de ordu, uonanma ve hava lerine müsaade edilmiştir. Ingiltere bu meselede belki için için zor kuvvetleri için propaganda yapmak üzeOrdu Nevyork hükumeti dahilinde bükatlanılan bir siyasa yumuşaklığile: re bu yaz çok geni? mikyasta manevra yük manevarlar yaparken daka con.ıkd» Kesemedığin elı öp te başına koy! lar tertib etmiştir. Bilhassa kara kuvvet Virjinya hükumeti dahilinde KuanfikoDüsturuna uyuyor. lerının manevraları Umumî Harbdenberi da da Amerikan deniz tayyare kuvvrtleBununla beraber bundan ingiliz siya görülmemiş derecede şümullüdür. ri başlıbaşlanna büyük manevralar yapsasının eksınlıği manasını çıkarmamalıdır. Bu manevralar Nevyork hükumeti da mışlardır. Böyle düşünüş ve böyle yürüyüş şekli hilinde tertib edilmiş ve 36,000 asker ışBu meyanda 9M işaretli muhareke fiyüksek ve derin ingiliz siyasasının yalnız tirak etmiştir. losile 7M işaretli tarassud filosu bera bugüne dokunur tek bir görünüşünden Manevralarda siperler kazılmış, bun berce sun'î sis hatları arasında mefruz ibarettir. ların üzerine hücumlar yapılmıştır. H'i düşman mevkii üzerine toplu olarak bir YUNUSNADt cumlarda en yeni silâhlar kullanı'.mıştır. hücum yapmışlardır. iki filo müttehid hücumu yaparken Piyade hücumları yaparken askerin öyarım bir filo dahi hücumu tamamlamak nünde giden tanklar siperleri düzelte^k îki şikâyet ve ateş açarak muhacimlere yol açmış üzere daha yukarı tabakada fırsst bekleIlgili makamlara iki önemli endüstri miştir. lardır. subesinden kontenjan tahdidatından doBugünlerde Amerikan donanması da Hava fevkalâde sıcak olduğundan bu layı şikâyetler yapılmıştır. Bu şikâyeti manevra ve talimlerde efrad çok yorul hava kuvvetlerile birlikte büyük manevyapanlar vejetalin ve çikolata fabrikamuştur. Bunun için askerî kıyafete aid ka ralar yapmıştır. Bu manevraların en zitörleridir. Vejetalin fabrikaları kobra ve yidler gevşetılmiş, meselâ askerî bando yade dikkate şayan tarafı zırhlıları üze çikolatacılar da kakao bulamamaktan efradırun ceketsiz ve hatta gömleksiz o rinde tayyare muhafaza kuvvetlerinin ekmüştekidirler. Şikâyetleri incelenmektelarak varıciDİak bir halde vazife görme sik edilmemesi olmuştur. dir. lUEOGÜN BîDflkT2A o zaman gorursun! Hırsızm biri, gece bir eve girmiş. Ça dığı eşyayı omuzlıyarak kapıdan çıka ken, dışarıda bir adam görmesile, eşya; bir tarafa bırakmış, oracıkta eline geçird ği bir süpürge ile hemen kapının önün süpürmeğe başlamış. O tarihlerde, cenaze çıkan evlerin c nünü geceleyin süpürmek âdeti varmi| Hırsızm gördüğü adam gelip, böyle gec vakti sokağı ne diye süpürmekte olduğu nu sormuş. Hırsız da cenaze çıkbğın löylemiş. Hani, içeriden feryad ve vaveyll işitilmiyor ya? Diyince de, hırsız: Hele ben buradan çekifip gideyim Sen o zaman işitirsin vaveylâyı! Cevabını vermiş. ÖTÜKÇÜ italyan Habeş meselesi ve Yunanistan (Baftarafı 1 inci »ahifede) duğu siyasa önceden pek bellidir. Yunanistan politikası, birçok menfaat ve tarih' »el an'anelerden ve daha başlıcası Ak denizdeki ingiliz tefevvukundan dolayı Ingiltereye bağlıdır. Bu bağ Yunanistan hükumetinin, başka bir zümreye iltihakı düşünmesine bile mânidir. Herşeyden önce bilinmesi lâzım olan bu mesele o kaI dar açık ve o kadar vazıh bulunuyor ki I Romada Yunanistanın başka türlü harej ket edeceği zannediliyorsa buna şaşma mak elimizden gelmez. Eğer fşist İtalya yıllardanberi yaptığı muharebe hazırlıklarına dayanarak îngilterenin nüfuzundan kurtulduğunu ve hatta ona karşı bile geleceğini düşünüyors.a küçük Yunanistan bu talıhe mazhar bulunmuyor. Kendisinin an'anevî siyasasmı değiştirmesi mümkün değildir. «Yunan kamoyu nasıl düşünüyorsa hükumeti de ayni şekilde düşünerek Londra ile Roma arasında bulunabilecek bir uzlaşmadan çok büyük bir rahat duya caktır. Fakat bu iki devletten birisini tercih etmek icab ederse ingiliz dostluğu tarafını iltizam edecektir. «lşte bunun için îngiltere italya çarpışmasında Türkiye ve Yugoslavya ile birlikte durumumuz taayyün edecektir dıye gördugumüz neşnyat bıze bunlan J yazdırmıştır. İki müttefikimizle olan muahedelerin Ingiltere italya mücadelesi gibi pek şamil bir meselede Yunanistana birşey tahmil edemiyeceğini zannediyoruz. N^ittefiklerimizle yapılacak konuşmalar yukarıdanberi söylediğimiz Yunan kamoyunun isteğini ve Yunan hükumetinin kararlarını değiştirmiyecektir. «Bu siyasamızm Italyada başka türlü tefsir olunmaması lâzımdır. Ingiltereye karşı olan bağlarmız ve maddî ilgilerimiz bizi onun tarafını tutmağa mecbur edi yor. «Bu meselede ne Türk Yunan ittifakının, ne de Balkan Andlaşmasının Yunanistanın güdeceği siyasaya karşı söyliyecek sözü yoktur. Fikrimizce bu hakikatin söylenmesi nekadar lâzımsa Balkan müttefiklerimizin de bizimle ayni cepheye gelecekleri o kadar muhtemeldir.» Bu ne ucuzluk Filibede bir »okak hususunda en gec kalan Bulgarlardır. Fakat bunlar illr günden o zamanki Çarlık politikasınıp ıcabı ve zoru üzerine büyük Bul^aristan hülyasma kapılmış ol duklanndan bunun peşinde dahilî ve harKÎ bütün gayretlerini tüketmişlerdi. lşte Bianen ve maddeten çok yorucu ve yıp ratıcı olan bu hülyaperestlik Bulgaris tanı, dahilî ve haricî politikasma istikrar vermekten menetmiştir. Bu yüzden zâfa uğrıyan devletin bünyesi vakit vakit şiddetli ve tehlikeli nö betler geçiriyor. Bunun en bariz delili Bursa (Özel) Bu vıl Bursada meyva ve sebze pek ucuzdur. Enguzel üzümün kilosu 10 kurusadır. İki kilo şeftali beş kuruşa, hatta beş kilosu beş kurusa verilmektedır. 30 patlıcan beş kuruştur. Bıberin kilosu 100 paraya, dom? tesin 60 paraya, elmanın beş kuruşadır. Meyva ve sebze bu sene hem ucuz, hem de çok boldur. Halk bol bol bu vitaminli maddeleri vemektedir. Dışa rıva da sevkıyat yapılmaktadır. Hatta • cumhu bir mıktar şeftali Mısıra gönderilmiştir. riyetçi Velcefle faşist Zlatefin cereyan larına tâbi olmaksızın demokratik bir kaMedine hattı Mekkeye de nunu esasî vücude getirmektir. Bu esnauzatılıyor da Velçef, tekrar tahrikâtta bulunduğunAbdülhamid zamanında Beyruttan Medan hudud haricine çıkarıldı. dıneye kadar ve Hayfadan Der'aya kadar Yeni kanunu esaside parti usulü ka ımtıdad eden Hicaz demiryolunun Umbul edilmiyecektir. Fakat ayni zamanda mandan Medineye kadar işletilmesi için milletin politikaya iştiraki ve reyini iz mezkur arazi hükumetleri arasında görüşharı temin edilecektir. Tırnovada Bul melef başlamıstır. Hıcaz Necid hükugarların hürriyeti ilân edilirken yapılan meti hattı Mekke ve Ciddeye temdid etkanunu esasinin secime aıd maddeleri de meğe karar vermiştir. büsbütün tadil edilecektir. Avrupanın diğer yerlerinde cari parlimantarizm usullerine riayet etmeksi ristan henüz siyasî istikrardan uzaktadır. Bulgarlstandaki Kieçen yirmi beş sene zin demokrasi esaslarından aynlmıyacak Türkler : r ı ', :zarrında toplanan bir kanunu esasinin nasıl kurulabileceği resmî malumata göre 1910 senesinde Bulherkesi hayrette bırakıyor. Bunun için garistandaki Türk nüfusu 504,000 ken, Bulgar kabinesinin müzakere edeceği ka 1920 de 542,000 ve 1926 da 607,000 nunu esasî projesi Bulgaristanın içinde ve kisiye cıkmıstır. 1926 senesindenberi Türk dısında merakla bekleniyor. . nüfusunun hareketi hakkmda resmî ma# Kabinenin içinde şimdiden münazaa lumat yoktur. Berlin muahedesi mucibince Bulgarisbaşladığı da şayi olmuştur. M. Toşef mümkün mertebe liberal ve serbest dav tandaki Türk ekalliyetinin hukuk ve menafii büyük devletlerle Osmanlı Impararanmak istediği halde Dahiliye Nazın torluğunun himaye ve nezareti altındayAtanasofun zümre diktatörlüğünde ayak dı. 1922 de Osmanlı İmDaratorluğunun dirediği söyleniyor. Hatta yeni kabineyi ortadan kalkması üzerine Türk ekalliyeti şimdıki Dış Bakanı Köse îvanofun te=kil Bulgar devleti kanunlanna tâbi tutul edeceği tahmin ediliyor. Hulâsa Bulga muştur. Ortakoyde dökülen mazutun yaptığı (Baş taratt 1 inci sahifede} İki gün evvel Bandırmada denize gîrenler birdenbire vücudlerinde bir yanma hissederek derhal dışarı çıkmışlardır. Evvelâ neye uğradığmı anlıyamıyan bu kimseler vücudlerinin yanmasına bir mana verememişlerse de sonradan iş anlaiilmıştır. m• Amerika ordusunun manevralarında piyade hücumu Deniz yolculuğu ucuzladı ve çok kolaylaştırıldı (Baftarafı 1 ınci sahifede) sı için seyahat müddeti bir aydan 45 güne çıkarıldı. Birinci mevki bilet fiati de 15, ikinci 10, güverte 5 liraya indirildi. lkinci mıntaka İstanbuldan itibaren Izmir, Karadenizde de Samsuna kâdardı. Karadenizdeki seyahat müddeti iki ay olarak kalmış, birinci mevki 40, ikinci 32, güverte 10 liraya indirilmiştir. Türkiye sahillerinin her noktasına şamil olan üçüncü mıntaka için alınacak halk biletlerinin müddeti de üç aya çıkarıldı. Fiatler de birinci 58, ikinci 47, üçüncü 15 lira olarak tesbit edıldi. Bu suretle herhangi bir yolcu yeni tarifelerde gösterilen fiatlerle ve gösterilen müddetler içerisinde Türkiye sahillerinde htediği yere, istedigi kadar gidip gelecektir. Yeni tarifeler bugün alâkadarlara teblığ ediliyor. Tebligat yapdu yapılmaz tatbikata geçilecektir. Uzüm piyasası nizama girdi (Baf tarafı 1 ıncı sahifede) üzere tedbirler almış,, mülhakata tamimler göndermiştir. Fiat istikrarsızlığı karşısında çekingen bulunan dış piyasalardaki alıcı fırmalardan da sıparişler gelmeğe başlamıştır. İzmirdeki ihracatçılarla yapılan temaslar neticesınde bundan bbyle harıce yapılan ofertolar da tesbit edılmıstı. Buna nazaran da tacirler (7) numaralı üzümü 12, ( I I ) numaralı üzümü de 20 kurustan aşası teklıf etmemektedirler. Bu hâdise münasebetile dün Ortaköy açıklarnda bir keşif yapılmıştır. Kum panya kazanın ne suretle olduğunu, batan dubanın durumu ve çıkanlıp çıkarılamıyacağı ile zarar ve ziyan miktarının tesbitini ikinci ticaret mahkemesinden dilemiş, bunun üzerine mahkemece seçilen ehli vukuf dün sabah saat dokuzda Ortaköye giderek kaza yerinde incelemelerde bulunmuştur. Denize dalgıç indirilerek batan dubanın durumu tesbit edilmiştir. Yapılan incelemelerden dubanın 25,5 kulaç derinlikte olduğu ve çıkanlması kabil bulunduğu anlasılmıştır. Kazanın ne şekilde vukua geldiği, mes'uliyetin hangi tarafta bulunduğu duba denizden çıkarıldıktan sonra belli olacaktır. Yalnız batan dubanın 900 ton haddi istiabisinde bulunduğu ve 800 ton mazut yüklü olduğu tesbit edıldiğinden tahammülünden fazla yük aldığı iddiası doğru çıkmamıştır. üzüm Kurulu Direktörlüğü Ankara 7 (A.A.) Duydugunıuza göre üzüm fiatlerinin durluğunu (ıstik rarını) sağlamak ve normal fiati sapta mak amacile Türkiye tarım ve iş bankalarınca yapılan kurul direktörlüğüne Ekonomi Bakanlığı tecim genel direktörü İsmail Hakkı Veral atanmıstır. Hüku metin daimî kontrolu altında bulunacak olan bu kurul yakında çalışmağa bnşlı yacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: