9 Mayıs 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

9 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 9 Mayıs 193S VİYANA OÖNÜŞU Tarihî tefrika: 27 M. TURHAN TAN Şehir ve JVemleket Haberleri Soruyoruz ? Yol, geçid midir, inşaat tezgahı mı? Osmanbeyde oturan tanıdığımız bir zatın anlattığına göre, Ahmedbey sokağında kurulmakta olan bir apartımanın inşaat amelesi yanın daki Hacımansur sakığını adeta bir ^ inşaat tezgâhı haline getirmişler dir. Oraya dökülmüş olan çakıl,kum, dernir çubuklar ve saire sokağın ^ yarısmdan fazlasını işgal ettiği gibi çimentolu harclar da sokağı geçil mez bir hale getirmiştir. Zaten soy kağın serbest kalan kısmmdan da araba, otomobil seyrüseferine imkân kalmamıştır. Belediye zabıtasının bunu görüp te menetmemesine hakkile hayret i ediyor ve yol geçid midır, yoksa inşaat tezgâhı mıdır, diye; Siyasî icmal Belgrad toplantıları ransadaki umumî seçim üze • rinde tesir yapmamak ve aynî zamanda bunun neticesini beklemek üzere Avrupa politikasında mü * him ve büyük hareket ve teşebbüsler durmuş ve en mühim müzakere ve te * maslar geciktirilmişti. Küçük İtilâfı teşkil eden Çekoslovakya, Romanya ve Yu« goslavyanın senenin muayyen zamanlarında yaptıklan toplantı yukandaki se « berlerden geciktirildiği gibi Balkan Andlaşmasının konferansı da geciktirilmişti. Her iki siyasî zümrenin toplantıları yekdiğerini müteakıb Belgradda yapıldı. Avrupanın umumî heyeti, bilhassa orta Avrupa ve Balkan yarımadası, Akdeniz havzası işleri son zamanlarda muhtelif sebeblerle çok karışmış olduğundan Belgrad görüşmeleri fevkalâde ehemmiyet kesbetti. Bu toplantılann ehemmiyet kazanmasının başlıca amilleri şunlardır: İtalya, bir taraftan İngilterenin husumetini celbedip diğer taraftan şimal komşusundan ayrılmıyan ve ayni zamanda cenub komşusunu da büsbütün kendisinden uzaklaştırmak istemiyen Fran sadan, tam bir muzaheret göremediği gibi elli devletin malî ve ticarî boykotuna uğradığından Avrupada zayıflıyan mevkiini sağlamlaştırmak üzere, Macaristan ve Avusturya Başvekillerini Romaya çağırarak onlarla yeni protokollar imzala mıştı. Bu suretle 934 senesindenberi üç devlet arasındaki yakınlaşma nihayet Küçük îtilâf ve Balkan Andlaşması gibi bir ittifak şeklini almıştı. Bu ittifakın ilk eseri, Avusturyanm askerî mükellefiyeti tatbik etmesi vt bu suretle Sen Jermen sulh muahedesinin askerî ahkâmını hiçe sayması olmuştu. Küçük Îtilâf devletleri yarın, Macaristana ve Bulgaristana da örnek olacak bu hareketi protesto etmekje iktifa etmişler ve ileride mukabil tedbirler almak hak * kını muhafaza etmişlerdi. Yani Belgradda Küçük îtilâf konferansında vaziyeti görüşmeği ve icabında Avusturyaya, yahud da yalnız Macaristana karşı, bu devleti komşusunu taklidden menedecek tedbirler almağı düşünmüşlerdi. Fakat zaman ilerledikçe orta Avrupada vaziyet daha ziyade inkişaf etti. Lehistan Başvekili M. Koşialkoviski Peş * teyi resmen ziyaret ederek Macaristan Başvekrli General Gömböşie. görüştü. Romanya ile Sovyetlere karşı askerî bir ittifakı olan Lehistanın ikinci bir hatü müdafaa vücude getirmek üzere Maca • ristanla birleşmek temayülünü gösteren bu siyaseti, ötedenberi hasmı olan Çe n koslovakyayı, yahud bunun Macaristanla Lehistan arasındaki koridoru olan Slovakyayı ortadan kaldırmağı tasarla • mış olduğunu anlatmaktadır. Diğer taraftan Yugoslavya, Italyanın orta Avrupada, yeni bir zümre kurma • sından ve Balkanlarda dahi Arnavud * lukla askerî ve siyasî bir ittifak akdede rek Adriyatiğin şark tarafına yerleşme * sinden endişe ederek her ihtimale karşı Almanya ve Lehistanla dost geçinmek lüzumunu hissetmiştir. Bunun için Yu * goslavya ile Almanya arasındaki siyasî ve iktısadî münasebetler ahiren çok ge • nişlemiş ve samimiyet peyda etmiştir. Bu suretle Küçük İtilâfm iki azası arasında siyasî görüş ve menfaat itibarile derin bir fark peyda olmuştur. Romanya kenarda bulunduğundan diğer iki mütte * fikinden birinin tarafını ve noktai nazannı tutmak mecburiyetinde değildir. Binaenaleyh hakem vaziyetinde bulunuyor. Uç devletin arasında görüş ve menfaat itibarile nekadar ayrılık olsa da, bugünkü hududlann değişmemesi noktasında ittifak vardır. İşte Küçük İtilâf konfe # ransı böyle bir hava içinde toplandı. Balkan Andlaşması konferansı da, mevcud hududlann değişmemesi nokta « sında dört devletin ittifakile başlamış ve bu noktanın bir kat daha teyidile netice* lenmiştir. Balkan Andlaşmasına takaddüm eden Türk Yunan ittifakının mahiyeti, şümulü ve manası hakkında iki devlet arasında hiçbir zaman noktai nazar farkı görülmediği halde, Yunanistanın ayni zamanda Akdeniz devleti olup müU künün çoğu deniz içinde yahud kena • rında bulunması itibarile denizden hücu* ma açık olmasından dolayı Balkan Mi • sakının, İtalya gibi büyük bir deniz devletile harbe dahi şamil olacağmda mü « tereddiddi. Arnavudluk, Tiranda İtalya ile yapilan son anlaşma ile İtalyanın himayesi altında bir memleket halini aldıktan sonra bu tereddüd bir kat daha artmıştı. Ahiren, parti liderleri konferansında bu mesele mevzuu bahsedilip kat'î bir ka • rara bağlanmıştı. Balkan Andlaşması konferansında en ziyade bu nokta üze • rinde görüşülmüş ve konferansm bittiğinî haber veren resmî tebliğde işaret edildiği veçhile Yunanistan her tarafı tamamile memnun edecek bir şekilde vaziyetini tesbit etmiştir. Balkan Andlaşması konferansında verilen kararlann esas hatlari bunlardır. Şimdi Küçük İtilâf konferaasuun yercceği kararlar bekleniyor. Türkkuşunda hazırlıklar Dün plânorle uçuş tecrübeleri yapıldı; derslere pazartesi başlanıyor. Mektebe girenler 120 yi buldu Mohac, Türkün o şanlı zaf erinden sonra Avrupanm göğsüne işlenmiş bir tarih yaprağı olmuştu! Kara Mehmed, hasretle anılan o devirlerin böyle bir tahassüre lâyık oldu ğunu anlamakla beraber clçi paşanm tarizli sözlerindeki sırn kavnyamıyordu. Asılan Sipahi hikâyesini dinledikten sonra açıkça sordu: tçiniz pek yanık. Fırsat düşürdükçe sağa sola sitem püskürtüyorsunuz. Hikmeti ne ola, sultanım. Elçi paşa hiç düşünmeden cevab ver Kara Mehmed, ihtiyatlı bir hovarda gibi davranıyordu, el ayak sesi kesilinciye kadar çadırda kaldıktan sonra kansını alıp çerğeye çekiliyordu. Fakat Gültekini yalnız bırakıp ta ayrıldığı dakikadan onu ertesi gün tanyeri ağanrken görünciye kadar garib bir iç tatsızlığına kapıhyordu. Deli Muradın bu aziz yadigânnı matemile başbaşa bırakıp Gülbeyazla bir yastıkta uyumayı kaba ve çirkin bularak üzülüyordu. Bu üzüntüyü kansına di: Hünkânn avcılığı, vezirin mansıp sezdirmemek için kaygusu da ona ayn bir hırsı, ocağm esnafla dolması, Sipahiliğin sıkıntı oluyordu. Dudaklarına tebessüm getiren tek bir erimesi, halkın salgın altında ezilmesi bu meşgale vardı: Erkenden Aygutla Gülkoca devleti kökünden sarsacaktır. Ben, gülün dikenini seziyorum. Devletliler ko tekini alıp kafileden ayrılmak, bir saat Bir plânör havalandıktan sonra kadar onlara binicilik ve atıcılık temrinkusunu paylaşıyorlar. Universite arkasında ayrılan sahada Dini bütün, eli eteği temiz birkaç leri yaptırmak!.. Herkes kahvaltı ahrken Türkkuşu talebeleri için plânorle uçma kişi ile derdleşseniz de işlere düzen ver ve çadırlar yıkıhp ağırlıklar mekkârilere derslerine yakında başlanacaktır. Bu yükletilirken o, gerilerde veya yanlarda mek yolunu arasanız olmaz mı? derslere başlamadan evvel tayyareci mu Toyca konusma adaş. Sarhoşa a kadmlara ders vermekle bir iki saat oyaallim Savmi diğer üç muallimle beraber, yıl denir mi hiç? Başındaki duman geç lanır ve bütün gözlerden uzak tutmaya dün sabah, ilk uçuş tecrübelerini yap meli ki ayılsm. Bizim devletlilerin de ka çalıştığı bu talimler sırasında en çok Gülmıştır. Derslerin ve tecrübelerin şehir ifalan taşa çarpmadıkça gözlerindeki tekinle alâkalanırdı. Geceleri yetim yaçinde ve halkın gözü önünde yapılmak şıyan bakir dulun bu alâka ile gönlünü perde düşmez. arzusile seçilen bu saha pek dar ve anaEvvelki gece sabaha karşı saat üçte forlu olduğundan uçuşların yalnız kısa Semlinde olduğu gibi Obrieschde, aldığına zahib oluyor ve daha doğrusu Sabacda, Jarakta, Loradolukçada, her gece tazelenen kabalığını her sabah sabıkalı hırsızlardan îzzetle daha iki sıçramalar halinde yapılmasına mecburiarkadaşı bir sandala binerek Samatya yet duyulmuştur. Dün sabah yapılan tecVokovarda da hep bu mevzu üzerinde yenileşen alâkasile tamire çahşıyordu. Aygutun da, Gültekinin de ata bin iskelesinde bağlı bulunan bostancı Mu rübeler muvaffakiyetle neticelenmiştir. konuşuldu, gelecck günlerin sakladığı felâketlerin tahminile uğraşıldı. Elçi pa mekte, kılıc kullanmakta gösterdikleri rad reisin yelkenlisine yanaşmışlar ve buResimlerin tetkikinden de anlaşılacağı şa, gereksiz olarak sınırdan sınıra koş kabiliyetten memnundu. İkisi de dişi ol radan bir hayli eşya çalmışlardır. gibi bir plânörün harekete getirilmesi için Yelkenlide işlerine yarıyacak başka basit bir elâstikiyet kaidesinden istifade turulan, savaştan savaşa sürülen ordu duklarını belli etmiyecek kadar o işlerde meleke sahibi olmuşlardı. Yalnız ok at mal bulamıyan üç korsan gene sandalla edilmektedir. Plânör, arka ucundaki münun en iyi unsurlannı kaybetmekte ve icin için zayıflamakta olduğunu, düşma makta henüz acemi görünüyorlardı. Yay, rına binerek Yenikapıya gitmişler ve Ali teharrik mandala takılan bir tel parça nm ise dörtyandan yardım alarak gün onlann elinde bir kasnak gibi esniyordu reisin kayığma rampa ederek bunun içine sile yerde çakıh çiviye raptedildikten başına kuvvetlendiğini iddia ediyordu. ve ok, bir fiske durumunda kalıyordu. atlamıslardır. Hırsızlar, kayığın başaltına sonra ön taraftaki küçük çengele takılı Onun görüşüne göre vedi düvele meydan Kara Mehmed, kendi bileğindeki kuvvet giden kapının kilidini kırarak buradan da duran uzun lâstik halat gerilmekte, plâokumak zamanı artık geçmisti. Hüner, ten bir parça koparıp ta kadınların pamuk bir hayli eşya alarak kaçmağa davran nör önden aldığı kuvvetle birdenbire fırbu vedi düvelden bir ikisini dost yap bileklerine aşılıyamadığı için elem çeki dıklan sırada Ali reisin tayfalarından lamakta ve kısa bir mesafe katettikten Plânör hareketinden evvel maktavdı. Haibuki devleti idare edenler yordu. Fakat onlann at üstünde ve kılıç Sevki uyanmış ve arkadaşlannı da uyan sonra derhal yükselmeğe başlamaktadır. arasında Yüceülkü lisesinden Muazzezle hâlâ Sultan Süleyman ağzı kullanıp işinde dişiliklerını belli etmemelerinden dırmıştır. Şevki kaçmakta olan kayığı Plânör bu suretle halata verilecek ger aldığı teselliyet bu elemi hafifletiyordu. motörün kayığile takıbe başlamış ve ga ginlik derecesile beraber karşısından ge Adliyede memur Aliye adında iki kız da dörtvana yumruk sallıyorlardı. Dravanın öte yakasında Evliya Çe yet kuvvetli olduğundan Ahırkapı önle len rüzgâr cereyanmm yardımile uç vardır. Kafile Eseke yaklasınca Drava suyu Muayene olan genclerin listesi bugün maktadır. göründü. Elçi paşa, gene Kara Mehme lebi, yüz elli yıl önceki tarihin heyecanlı rinde hırsızlann sandalına yetişmiştir. Arkadan Şevkiye yardıma gelen ge Türkkuşu başkanlığına geleceğinden öğbir sahnesini anlattı. Kafilenin çadır di çağırdı, acı acı derd yandı: Türkkuşu şubesine genclerin rağbeti Sultan Süleyman buradan geçer kurduğu yerde, Viyanaya giden ordu da micileri de gören hırsızlar vaziyetin fe gün geçtikçe artmaktadır. Dün yazılan Ieden sonra saat 15 te Hava kurumunda ken tam yedi köprü yaDtırmışh. Simdi konaklamış ve yaman bir fırtına baskı nalaştığını görerek selâmeti kaçmakta larla beraber şimdiye kadar kaydolan muayenede kazanan genclerle Türkkuşu bir tane var. O da, sallantıda. Nemse nına uğramıştı. Bilgin seyyah, Kara bulmuşlar ve kendilerini denize atarak ların yekunu 120 yi bulmuştur. Dün bil mektcbi müdürü tayyareci Savrhi ara hassa Millî Türk Talebe Birliğine men sında bir hasbıhal yapılacak ve gencler iline hemen Vıer yıl ordular yollıyan bir Mehmedin koluna yapışarak bütün o yüzmeğe başlamışlardır. Bunlardan yalnız sabıkalı Izzet san sub olan genclerle Galatasa.ray, Hay muhtelif gruplara aynlacaktır. Bu grupmıntakayı gezdirdi: devlet, yol üzerindeki köprüleri böyle mi Işte, dedi, şuraya bir yıldınm düş dalda kalmış ve kayığa atlıyan Şevkiyi darpasa liselerinden birçok talebeler lar pazartesi günü derslere başhyacaklarkorur? Elçi, Esekte de ayni acınışı gösterdi, müştü, dokuz Sipahiyi birden yakıp kö karşılamıştır. İki adam kayık içinde al mektebe kaydolunmuslardır. Yazılanlar dır. müre çevirmişti. Ordu, içlerinden dokuz talta döğüşe başlamışlardır. Yüze yüze derin derin hayıflandı: Burada, dedi, büyük bir bataklık kurban alan gökten inme felâketi oka tu sahile çıkan iki korsan kaçmağa muvaf KÜLTÜR lŞLERt DENİZ İŞLERİ vardı. Viyanaya giden ordu üç günde tamadıklanndan dolayı sinirleniyordu, fak olmuşlardır. Sabıkalı İzzet yakalan Denizyollan postalannda onu kuruttu, düz bir yola çevirdi. Fakat homurdanıyordu. Kumandanlar, soğuk mış ve polise teslim edilmiştir. Çalınan Askerlik derslerinden para mı malların hepsi geri almmı$tır. alınıyor? şimdi Ker taraf bataklık. Çünkü sulara kanlı davranıp orduya yapılacak vazifedeğişiklik köstek vurmak artık elimizden gelmiyor. yi gösterdiler ve iki yüz elli bin kişiye MÜTEFERRIK Senbenuva lisesi talebelerinden bir Denizyollan idaresi yaz mevsimi doBiz kilimin dört ucunu suya bırakmışız. dokuz yıldırım şehidinin önünde baş eğgrup, dün, Maarif İdaresine müracaat layısile sefer programlarında bazı değiSular da ipten kurtulmuş haramiler gibi dirip cenaze namazı kıldırdılar. Dünya Ankara Belediyesi Fen müdürü ederek mekteb idaresinin, askerlik ders şiklikler yapmıştır. kuruldu kurulalı hiçbir ölünün önünde azgınlaşıyor, her yanı basıyor. Amerika ve Avrupada şehircilik hakleri için her ay talebeden yanmşar lira Yanndan itibaren tatbik edilecek o kında tetkıkatta bulunan Ankara Bele Ve uzaklarda o haşmetli ordunun ha bu kadar baş eğilmedi!.. para almasından şikâyet etmişlerdir. As lan yeni programa göre, Mudanya posBir gün sonra Mohaca gelmişlerdi. diyesi Fen heyeti müdürü Asım dün yalini arıyormuş gibi uzun uzun bakındı: kerlik dersi, kolorduca seçilen muallimler taları İstanbuldan cumartesi günü saat Elçi Paşa da, Evliya da artık heyeca şehrimize dönmüştür. Asım şehircilik ve Gene burada, dedi, köy yakanlatarafından verilmekte olduğundan bu 14 te, diğer günler sabahleyin saat sekizi nn canlannı kıyasıya yakacağını Sadı nın son haddine yükselmişlerdi, Bali Be belediyecilik noktasından en fazla Va gibi mekteblerin talebelerden, bu ders beşte kalkacaktır. razam lbrahim Paşa ilân etmişti. • Esir yin çevirme hareketile bu sahrada kra şingtonu beğenmiştir. Ier için para almaları, kanunsuz görül Mudanyadan da pazar günleri akşayakalamak ta yasak edilmişti. Çünkü lından son neferine kadar yok edilmiş Alman seyyahları Bursaya gitti mektedir. Maarif Idaresi işi tahkik et mı saat on sekiz buçukta, diğer günlçrde Türk ordusu çarpışacak düşman tabur olan düşman ordusunun nasıl eritildiğini Evvelki gün Alman bandıralı General mektedir. 11 de hareket edilecektir. lan arıyordu, silâhsız köylülere el kaldır anmakta ve anlatmakta âdeta yans yafon Ştoyber vapurile şehrimize gelen Alİstanbuldan cuma, salı, perşembe pıyorlardı. Tabiatin bir ova olarak yamak onun şanına yakışmazdı. Bulgar mektebi kapanıyor man seyyahları dün ayni vapurla Mu günleri kalkacak olan vapurlar Armud İşte her gün ve her konakta bu ko rattığı Mohac, Türkün o sanlı zaferin danyaya gıtmışlerdır. Çarçıkapıdaki Bulgar mektebi, maa lu, Mudanya ve Gemliğe kadar gidecekden sonra Avrupanın göğsüne işlenmiş nuşmalar yapılıyordu, yüz elli yıl önceAlman seyyahları Mudanyadan tren rif idaresine talebesi bulunmadığından ler ve ertesi günü Gemlikten kalkarak ki tarih satır satır tekrar olunuyordu. bir tarih yaprağı olmustu. Elci ile Evliya, I? Bursaya giderek bu tarihî şehri geze bahisle bu ders senesinden itibaren ted ayni iskelelere uğrıyarak İstanbula geleKara Mehmed, bütün bu hasbıhallerden derin bir vecd icinde yazısı kıyamete kac^kler ve aksam geri döneceklerdir, risatını tatil edeceğini bildirmiştir. Maa ceklerdir. heyecan duymakla beraber kendi düşün dar silinmiyecek olan bu yaprağm nurlu Polonyah muallimler geliyor rif idaresi, bu mektebden boş kalacak Pazar günleri istanbuldan saat sekiz celerinin de buhra««ndan kurtulamıyor satırlannı okuyorlar ve yanındakilere dinBugünlerde Lehistandan şehrimize 50 olan binanın, ortamekteb için müsaid o buçukta kalkacak olan vapurlar Mu du, gecelerini Aygut diye tanıttığı Gül letivorlardı. Evliya bu hikâyeFer sırasında Kral Leh muallimi gelecek ve burada birkaç Iup olmadığını tetkik ettirmektedir. Bina danyaya saat on ikiyi on beş geçe, Mubeyazın yanında ve çerğede geçiriyordu. danyadan akşam saat on sekiz buçukta Gültekin adını taşıyan Bülbül Hatun Zapolyanin Mohacda Sultan Süleyman gün kalacaklardır. müsaid olduğu takdirde burada bir ortakalkan vapurlar da Köprüye saat yirrni yalnız başına büyük çadırda yatıyordu, la nasıl buluştuğunu da anlattı: ADL/YEDE mekteb açılacaktır. iki buçukta varacaklardır. bu vaziyeti başkalarına sezdirmemek için [Arkası vari Soruyoruz ? Deniz hırsızları Üç hırsız iki motörü soydular, fakat, eşyaları bırakarak kaçtılar Demir çalan tevkif edildi Tokyo elçimizin itimadnamesini takdim merasimi şimendiferleri vagonlanndan bir külpe demir çalmaktan suçlu Sadi yakalanarak Adliyeye gönderilmiştir. Suçlunun dün Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorgusu yapılarak tevkifine karar verilmiştir. Romanyadan anavatana gelecek kardeşlerimiz İhtilâsa sebeb olan memurun muhakemesi Fatih Malmüdürlüğünden maaş alan yetim ve dullann üç aylıklanndan on dört bin küsur lira ihtilâs etmekten suçlu tevzi memuru Ahmed Ağırceza mahkemesince altı sene hapse mahkum edilmişti. Ahmedin bu ihtilâsına sebebiyet vermiş olmakla suçlu muhasebe kâtibi Refiğin davasına da dün ikinci ceza mahkemesinde devam olunmuştur. Dünkü celsede İstanbul Maliye murakıbı Raşidle Beşiktaş Malmüdürü Ragıb şahid sıfatile dinlenmislerdir. Muhakemenin tahkikat safhası bittiği için, dosyanın tetkik edilmek üzere iddia makamına tevdıi3 Tokyo elçimizin refikası, 4 büyük elçi Hüsrev Gerede, 5 elçilik kâtibi Rüştü ne karar verilmiştir. Erdelhünün refikası, 6 elçilik kâtibi NuBeş komünist yakalandı reddin Akmcı, 7 Tokyo ataşemiliteri Polis birinci şube müdürlüğü tarafmyarbay Rüştü Erdelhün, 8 elçilik tica dan şehrimizde yakalanan beş komünist ret mümessili Reşad Kerimol, 9 Japon Adliyeye teslim edilmiştir. Bunların içinHassa süvari alaymdan teğmen Kobo de bir de kadın vardır. Komünistler mahyasidir. keme kaTarile tevfik edilmişlerdir. Tokyo elçimiz Hüsrev Geredenın Japon İmparatoruna itimadnamesini tak dim ettiğini yazmıştık. Yukandaki re sim, elçimizin itimadname takdimi me rasiminden sonra alınmıştır. Resimde sıra ile 1 elçilik ticaret mü messili Reşad Kerimolun zevcesi, 2 Ja pon Imparatoru memurlanndan Okubo, Bükreş (Hususî) 16 mayısta kalabahk bir göçmen kafilesi Köstenceden İstanbula hareket edecektir. Bunu, mayıs sonunda ikinci bir kafile daha takib edecektir. Bir buçuk aylık bir tevakkuf devresi geçirildikten sonra ağustosta tekrar sevkiyata başlanacaktır. Kânunlara kadar 9000 göçmen ana vatana sevkedilmiş olacaktır. Bu suretle 1936 senesi sonuna kadar Romanyadan Türkiyeye gidecek göç menlerin adedi 15 bini bulacaktır. Kösiencede vapura binmek üzere hazırlanan göçmenler Göçmen işlerile meşgul olmak için Ankara îskân müdürlüğü, Köstence kon solosumuzun maiyetinde çalışmak üzere iki memur göndermiştir. Bu suretle, bu seneki göçmen işleri daha çabuk bi'tirilecektir. Köstence limanında göçmenlerin bi rikmesine mâni olmak için her türlü tedbirler alınmış ve göçmenlerin bütün istirahatleri belediyenin yardımile müm kün olduğu kadar temin edilmiştir. Muharrem Feya. Tpgaf

Bu sayıdan diğer sayfalar: