10 Mayıs 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

10 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURtTET 10 * ivıs 1936 T Gaby Morlayin şikâyetleri ((Birçokları benim gibi tanınmış artistlere kusur bulmak için çırpınırlar, hususî hayatlarımıza kadar dil uzatırlar» Bugünkü maçlar Fenerbahçe Güneş takımları Taksimde karşılaşıyor Lik maçlarına bugün îstanbulun her üç sahasında da devam edılecektir. Kadıköy stadında Istanbulspor Süleymaniye, Anadolu Hilâl maçları vardır. Bu iki Karşılaşmada birbirlerile maç apacak takımlar hemen hemen ayni aardadırlar. Taksime geçip Fener Güıeş maçmı seyredemiyenler oraya gittikeri takdirde herhalde zevkli iki oyun seyretmek suretile teselli bulabileceklerdir. Şeref stadyomunda Beşiktaş Vefa, Topkapı Eyüb maçları vardır. Bunlardan bilhassa Beşiktaş Vefa karşılaşması herhalde çok çerin olacaktır. Çünü Vefa takımı bu mevsim zarfında bilassa ikinci devrede her hafta biraz daha yi bir şekil almaktadır. Beşiktaş takımından da Nazımın aserliği dolayısile Tekirdağına gitmesi V'efalılar için büyük, bir tehlikeyi kendiğinden ortadan kaldırmış bulundurmaktadır. Taksim stadyomunda Galatasaray Beykoz, Fenerbahçe Güneş maçları ardır. Sarı kırmızılılann Ankara maçları, vaziyetlerinin tahmini hususunda, kendileri için iyi birer puvan sayılabilir. Beykozlular ise birinci devrenin sonlaına doğru vaziyetlerini çok ıslah ettikleri halde son zamanlarda gittikçe bozulduklarını tezahür ettiren fena neticeli maçlar yapmaktadırlar. Bugünkü maçta kendilerini toplamağa çalışacaklan, buna mukabil Galatasaraylılann da iyi bir oyun çıkararak galib gelmeğe çalışaakları tabııdır. Günün en mühım hâdısesini Güneş Fenerbahçe karşılaşması teşkil edecek tir. Güneşliler son maçlarda gerek müdafaa ve gerekse muhacim oyuncularından lirkaçını sakat olduklan için oynatmı orlardı. Bu oyuncuların bugün oynıyabilmeleri imkânı yoksa Güneşin Fenerbahçeye nisbetle çok zayıf bir halde olduğunu kabul etmek lâzımdır. Buna mukabil Fenerbahçeden de Şabanın takımda yer almaması kuvvetli ihtimal dahilindedir. Bununla beraber bir tek oyuncunun eksikliği o takımın uraumî kuvvetinden büyük birşey kaybettirmez. Insana en fazla benziyen hayvan : fare Kendisine karşı istikrah hissi duyduğumuz bu mahluk, aldığı gıda maddeleri ve yakalandığı hastalıklar itibarile bizden farksızdır Talihin bir cilvesi midir, nedir, bile meyiz, insan oğlunun hayvanlar arasında her zaman nefret ve istikrahla yâdetiği fare, karakteristik itibarile insana en akın olan hayvandır. Bu yakınlığı her kisinin de et ve nebat; daha doğrusu lulduğunu yer mahluklar olmaları teşil etmektedir. İnsan ve fare et, zahire, emiş, ceviz, fındık, yumurta, balık ve t; bunların da fıktanı halinde birbirini iyen mahluklardır. Yiyecek hususunda >irbirine benziyen karakteristiklere sahib lan mahlukatın aynı asabî ve beslenme artlarına tâbi olduklarından fare, insanara arız olan bütün hastalıklara tutulaDİlmektedir. Gerek insan gerek fare en sıcağından :n soğuğuna kadar herhangi iklimde olursa olsuh yaşar, neşvünema bulur. Başka mahlukatın hiçbir şart altında daanamıyacakları ıklim şartlarına tahammül; farelerle insanlarda sırf bünyevî bir ahşkınlık meselesi değildir. Fare ve bit hakkında son derece derın bir tetkik yapan Hans Zinser, insanların ve farelerin, diğer mahlukata karşı duygularının, tarhareketlerinin tamamile ayni olduğunu kaydetmektedir. Gerek insan, gerekse fae diğer hayvanî hayata karşı tamamile igânedir. Hatta vahşilikleri ve akıllııkları sayesinde başkalarını kısmen de fna etmektedirler. Pensilvanyada, Wistor müessesesinde ıbbî tecrübelerde kullanılmak üzere milonlarca fare yetiştirilmektedir. Bunlar en asil kandan olan beyaz farelerdir. Farelere hastalık sirayet etmesin diye, müesseseyi insanların zıyaretıne müsaade edilmemektedir. Bu farelerin yüz tanesı 45 dolara satılmaktadır. Fareler üzerine yapılan tecrübeler çok enteresandır. Bitab düşünciye kadar yoarak cınsî mukarenet kuvvetlerı ölçül mektedir. Sar'a, tıfo, frengı, verem, zaürrıe gibi hastalıklar aşılandıktan sonra esirleri en ınce teferruatma kadar müahede altına almmaktadır. Her türlü ntamınler veya muayyen bazı vıtamin lerle, veya hiç vitaminsiz olarak beslenmekte ve bu tagaddi neticesi kemikleri, etleri ve pazuları ölçülmektedir. Tansiyon ve diğer kan deveranına aid hususiyetler de kan muayenesi neticesinde anlaşılmaktadır. Hayvanat arasında fareler üzerinde yapılan tecrübeler hakkında yazılan fennî tezler bütün diğer hayvanat hakkında yapılanların mecmuundan fazladır. Veba taşıyan farelerin lâboratuar hayatı kısa olmakla beraber vak'alarla doludur. Bu fareler kör, tüysüz, kısa kuyruklu ve umumiyet itibarile bünyece Gaby Morlay Paris, mayıı (Hususî) Bir müddet evvel «Cumhuriyet» te tefrika edilen Stefan Zweigin «Korku» ismindeki romanını biliyorsunuz ki rcjisör Turjanski filmc çekti ve bu maceranın kahramanı trene Sylvainin rolünü meşhur Fransız artisti Gaby Morlaye verdi. Bu filmin Pariste ilk gösterilişi münasebetile Gaby tckrar günün şahsiyeti haline geldiği için kendisini ziyaret ederek san'at hayatı ve hususî yaşaj«şı hakkında son düşüncele rini öğrenmek istedim. Beni sade bir gazeteci gibi degil, eski bir dost bir ahbab gibi samimiyetle ka ' bul eden Gaby ile karşı karşıya geçerek derinden konuşmıya başladık. Evvelâ, «Korku» daki rolü hakkında fikrini sorJ um: Bu kordelâda heves ve memnuni etle mi oynadmız? Şüphesiz.. Bir kere senaryo çok ıoşuma gitti. Sonra gerek rejisör, gerek Hlim âmili mükâlemeler, dekupaj, reji meseleleri ve giyeceğim tuvaletler hak kmda benim fikirlerimi de almayı ihmal etmedikleri için daha ziyade memnun oldum. Belki şimdiye kadar oynadığım kordelâlardaki vaziyetlerime dikkat et mişsinizdir. Fazla süslü tuvaletler giy raekten ve birçok elmaslar, mücevherler takmaktan pek hoşlanmam. Seyircilerin elbiselerimle meşgul olmalarına taham mül edemem. îsterim ki onlar. her sahnede benim ne giydiğime bile dikkat etmege vakit bulamadan ifade etmek istedi |im haleti ruhiye ve hislerin tesiri altında Valsmlar. Hayattaki bütün zevkiniz çalışmak ahasma mı münhasırdır? Fazla gençken bir gün bile dinlenmeden senelerce çalıştım. Çünkü angajmanımı kaybetmekten korkuyordum. Bugün ise iş tamamile değişti. Küçük bir IIMflttlinilIllllMIIIMIIIIIIIMIIItllllllllllMlltlMIII piyanosunun başında en derin ıstırablan kolayca ifade etmesinin imkânı var mıdır? Hayatta henüz hiçbir tecrübe görmemiştir ki bunlan hatırlıyarak yaratabilsin! Siz, hiç aşk macerası geçirdıniz mi? Hayır.. Fakat aşk maceralarının her halde tatlı birşey olduğunu zannediyorum.. Yalnız böyle bir mazhariyet vakti olanlara mahsus bir saadet.. Belki gençken ben de sevmek istemiş.. Fakat o sevgiye lâyık kimseye tesadüf etmedi ğim için bu sevmek teşebbüsü bir aşk mertebesine yükselmemiştir. Aşkın artistlik hayatile telifedile bilecek birşey olduğuna kani misinii). Zannetmem. Çünkü bizim hususi hayatımız hemen yok gıbıdır. Bız daima, çalışmıya mahkum hayvanlar ve makineler gibiyiz. Ne zaman bir erkek bana dikkatle baksa bunun mutlaka bir snobluk eseri olduğuna hükmederim. Acaba ta nınmış bir tiyatro ve sinema artisti olmasaydım, gene bu adam bana bakacak mıydı? Bunu pek iyi bilmiyorum ama, bir çayda, bir lokantada mütevazı bir şekilde oturduğum zaman kimse benimle pek meşgul olmaz. Lâkin biri çıkıp ta «işte Gaby Morlay» diyecek olursa hemen bütün başlar bana doğru döner. Beş on dakikadan beri locanın kapısı mütemadiyen açılıp kapanıyor. Artisti stüdyonun salonundan istiyorlar. Yüzünü gözünü bir parça düzeltip makyajını tazeledikten sonra bana kısa bir şekilde veda ettlkten sonra o meşhur yürüyüşile koridorda kayboldu. başağrısı, hafif bir kırıkhk duydum mu, çalışmak istemem. Çünkü birçokları be nim gibi tanınmış artistlere kusur bulmak için çırpınırlar. «Bakm sağ gözünün al tında bir buruşuk var..» yahud «Amma da şişmanlamış.. Pek zayıflamış..» hükmünü yapıştırırlar. Çünkü beş on kuruş verip te sinemada bir koltuk almak, her hangi bir seyirciye beni de, diğer en mühim artistleri de istidadsız, liyakatsiz, bir işe yaramaz bulmıya hak verir, hatta hususî hayatımıza, kadar dil uzatmaktan geri durmazlar. Senelerdenberi bütün bunlara göz yumdum, kulak tıkadım. Bazılan bir kızım olduğunu ve benim onu terketmiş olduğumu iddiaya kadar vardılar. Ne garib iftira... Eğer kızım olsaydı ben onu terkedecek, onunla if tihar etmiyecek kadar hissiz miyim? Binaenaleyh görüyorsunuz ki zevkim sade çalışma sahasına bile münhasır olsa, gene mücadelesiz kavgasız bu sahada muzaf fer olmak imkânı yok. Bu mücadelelere maruz kalmadan yetişen artist bulunduğuna kail değil misiniz? Hayır.. Yirmi yaşında birdenbire muvaffakiyetin en yüksek basamağına çıkmış san'atkârların yükselişlerini sakın kat'î ve daimî sanmayınız. Onlarınki bir saman parıltısı gibidir. Şöhretleri ne kadar çabuk artarsa o kadar da çabuk azalıverir. Hakikî muvaffakiyet yavaş yavaş ilerliyenler üzerinde sabit kalır. Çünkü Her meslek gibi bizim mesleğimiz de ancak seneler süren bir çalışmadan sonra öğrenilebüir. 20 yaşında bir genc kızın Güneş Fenerbahçe karşılaşması, bize Hakova maçlarında bu iki takımın aldıklan neticelerin tıe dereceye kadar normal olduğunu göstereblimesi itibarile de aynca bir merak mevzuu teşkil et mektedir. Serbest güreş müsabakaları Galatasaray güreş şubesi tarafından tertib edilen serbest »üreş müsabakalan dün büyük bir kalabalık önünde yapılmıştır. Dünkü müsabakalarda Güreş Fede rasyonu reisi ve azalarile beraber Türk Spor Kurumu umumî kâtibi Nizameddin Kırşan, basketbol federasyonu reisi Süreyya, Türk Spor Kurumu muhasebe cisi Cemil de bulunmuşlardır. Bütün sıkletler üzerinden yapılan bu müsabaka Iara yirmi beş güreşçi iştirak etmiştir. Müsabakalar şu şekilde neticelenmiş tir: 56 kiloda Ahmed birinci, Kenan ikinci, 61 kiloda Mehmed birinci, Şems ikinci, 66 kiloda Faik birinci, Ibrahim ikinci, 87 kiloda Hüseyin Ahmed birinci Mehmed AIi ikinci olmuşlardır. 72 ve 79 kilo güreşler dün bitmemiştir zayıf doğarlar. Buna mukabil kafesle rinde on gün zarfında öteyeberiye koşuşmağa, bağnsmağa, çağnşmağa başlarlar. Doğduktan yırmı beş gun sonra ana bakımından tamamile müstağnı bir hale gelirler. Bundan sonraki inkışaflan son derece süratlidır. Beyaz fareler üç sene yaşarlar. Fennî adı Mus Nowegicus olan Norveç fareleri son derece veluddurlar. Uç sene zarfında on defa yavrularlar. Kuvvetli ana ve babadan doğan bir farenın beş sene zarfında dünyaya gelen çocuk ve torunları 15 mılyonu bulur. Umumî kanaat hılâfına fare neslı gıtgide kuvvet bulmaktadır. lyı şartlar altında üretilmek şartıle nesil zafiyet değil, kuvvet kesbetmektedir. İnsan üzerinde üç nesillik bir tecrübe yapabilmek için bir asırlık bir zamana ihtıyac olmasına mukabil; farelerde bu zamanı on sekız aya ındırmek kabildir. Tegaddi usullerimizin, gıda kıymetlerimizin ölçüleri hep fareler üzerinde yapılan tecrübelerden almmaktadır. Yenı bir ılâc keşfolunur olunmaz, bunun ılk tecrübesı fareler üzerinde yapıl • maktadır. Dozlara tedrıcen başlanılmakta ve yavaş yavaş haddi azamiye iblâğ olunmaktadır. Morfin ve bundan sonra keşfolunan yılan zehırleri bıdayette hep fareler üzerinde tecrübe edilmiştir. Vahşet halinde fareler beşer için hakikî bir afettir. Senede bunların sebeb olduklan zarar ve zıyan 5 milyar dolar olarak tahmın edilmektedır. Buna rağmen msandan korkmadığı zaman fareler insanlara çok iyi alışmakta ve adeta küçük bir çocuk gibi eğlendırıci ve neşeli saatler yaşatmaktadır. Kendilerini okşatmağa meraklı olduklan gibi musikiye ayak uydurdukları da görülmüştür. Wıstor fare üretme müessesesınde bir gün gelıp te her türlü sarı ve bünyevî hastalıklardan ari bir fare nesli üretmek imkânı hasıl olacak olursa, beşeriyet bundan büyük istifadeler temin etmiş olacaktır. Çünkü ancak o zaman tamamile sıhhatta br cemiyetin hakikî kıymet ve manası anlaşılmış olacaktır. Mercury mecmuasında Morton Robinsonun bir yazısından alınmıştır. Bütün sigorta şirketlerinin bilânçoları istendi \Baştara)t 1 inct sahıfede] sigorta şirketi tarafından devir alına caktır. Bu hususta şirkete teklifler yapılmıştır. 8 haziranda toplanacak olan Millî sigorta şirketi heyeti umumiye sinde bu teklifler müzakere edilecek tir. İktısad Vekâleti teftiş heyetinden, hayat poliçelerini ve kânunusaniden bugüne kadar olan bilânçoyu hazırlama lan bu şirkete bildirildiği halde bu hazırlık henüz yapılamamıştır. Buna sebeb, şirketin faaliyetinin durdurulması üzerine memurların işlerine gelmeme leridir. Bu sebeble. şirket, gelmiyen memurların kanunen mecbur olduklan vazi felerini yapmağa mecbur tutulmaları nı hükumetten istiyecektir. frank sermayeli Assürans General de aridır. İktısad Vekâleti teftiş heyeti reisi Hüsnü Yaman bir muharririmizin suaine cevaben Bozkurtun vaziyetinde gayritabiilik olmadığı gibi Föniks ve Mıllî sigortadan. başka hiçbir şirkette de gayritabiî bir vaziyete tesadüf edilmedığini söylemiştir. Diğer taraftan bir muharririmiz Bozkurt sigorta şirketi müdürü Abdı Vehbi ile görüşmüştur. Abdi Vehbi dıyor ki: c Şirketimizin söylendiği gibi açığı yoktur. Ancak muteaddid senelerin azrarlanndan mudevver olarak sermayemizde ufak bir tenezzül vukua gelmiş tir. Maamafih sermayenin sigortacılıkta tesiri tâlidır. Şırketimiz yapmış ol duğu işler için kanunen icab eden bilumum teknık ihtiyat akçesini ayırmış bulunmaktadır. Bu hususlar İktısad Vekâletince de malumdur. Ve şirketimiz hakkında ortaya atılan sözler doğru değildir.> p C. D. SiNEMA HABERLERi Gönüllü kahraman Vaktile sessiz olarak Ronal Kolman tarafından oynanarak büyük bir muvaffakiyet kazanmış olan «Gönüllü kahraman Beau geste» filmi sesli olarak yapılacaktır. Galatasaray 6 Beykoz 1 Galatasaray Beykoz B takımları dün Taksim stadyomunda karşılaşmış lardır. îlk devreyi 1 0 galib bitiren Galatasaray ikinci devrede 5 sayı daha yaparak maçı 6 1 kazanmıştır. Fenerbahçe Güneş B takımları maç: Güneş taktmmın nizamsız vaziyette ol ması dolayısile Fenerbahçe hükmen ga lib gelmiştir. Bozkurd şirketi Kovadis Sessiz sinemanm en muazzam kordelâlanndan birini teşkil eden ve hıristiyanlann Romada Nerondan görmüş olduklan zulmü tasvir eden «Kovadis» in de sesli olarak yapılması karar altına alın mıştır. Filmin idaresi Norma Shearerin kocası Irvin Talbege havale edilmiştir. Ankarada lik maçlan Ankara 9 (Telefonla) Ankarada lik maçlarına yarın da devam edilecektir Yann (bugün) Ankara Gücile Genc lerbirliği karşılaşacaklardır. Son maçlarda Istanbul takımlarına karşı muvaffakiyetli neticeler almış olan bu iki takımın yannkı maçına Ankar spor mehafilinde çok ehemmiyet veriî mektedir. Suçlu Dolores del Rio Londraya gelerek bir filim çevirecektir. Bu, meşhur yıldızın îngilterede ilk yaptığı filim olacaktır. Filmin adı «Suçlu» dur. Kendisile birHkte baş erkek rolünü Douglasm oğlu oynıyacaktır. Darüşşefaka Boğaziçi liseler spor bayramı Hayvanların kazancı Terbiyeli bir yılanmız varsa Holivudda günde 75 dolar kazanabilirsiniz. Terbiyeli bir köpek balığı ise sahibine mu hakkak günde 200 dolar getirir. Deve 'ere günde 25, deveciye ise yalnız 10 do Amerikada Radyo farkıcüığından unema artistliğine geçip birdenbir büyük mavaffakiyetler kazanan Harriet Hilliard r verilmektedir. Dün Boğaziçi liseleri sahasında Bo ğaziçi ve Darüşşafaka liseleri arasında bir spor bayramı yapılmıştır. Bayram saat 13,30 da resmigeçidle başlanmış, bunu atletizm müsabakaları takıb etmiştir Atletizm müsabakalarını Boğaziçi 2 sayıya karşı 39 sayı ile kazanmıştır. Bundan sonra oynanan B takımları Piyasada bir sigorta şirketinin daha 470.000 lira açık verdiğini ve bu hususta teftiş heyetine de bir ihbar yapıldığını yazmıştık. Dün, ismini yazmak istemediğimiz bu şirket Bozkurt sigorta işrketidir. Boz kurt sigorta şirketi memleketimizdc 926 yılında kurulmuştur. Sermayesi tamamı tediye edilmiş 250,000 Türk lira sıdır. Bu şirketin bundan evvelki idare sistemındeki bozukluk yüzünden şirket sermayesinden 125.000 lirası zıyaa uğ ramıştır. Fakat, 933 senesinde iş başma gelen bugünkü idare adamları bu zıyaa uğrıyan kısmı telâfi ederek sermaye noksanmı 65.000 liraya indirmişlerdir şirket bu vaziyeti bir taraftan İktısad Vekâletine haber verdıği gibi diğer taraftan da her sene bilânçosunda açık olarak göstermiştir. Bozkurtun ana sermayedarı Pariste 130 senelik bir şirket olan 742,000,000 maçmı Boğaziçi 20 kazanmıştır. A ta kımları maçmı Darüşşafaka çok güzel bir oyunla 4 0 kazanmıştır. Voleybol müsabakasını da Darüşşafakalılar ka zanmışlar ve bu güzel spor günü bu suretle nihayetlenmiştir. 320,000 lirahk açık Bazı gazeteler Mıllî sigorta şırketinin 30,000 lira açığı olduğunu yazmışlardır ki bu haber doğru değildir. Müfettişlerin Millî sigorta şirke tınde yaptıkları tetkıkat neticesinde şirketin açığı 320,000 lira olarak tesbit edilmiştir. Şirket, binasına 100.000 lira kıymet göstermişse de bınanın hakiki luymetınin de 50,000 lıradan ıbaret olduğu anlaşılmıştır. Fonıksın açığına gelince, gene müfettişlerin tetkiklerı neticesinde bu şirketin açığının da 90,000 lirayı bulduğu anlaşılmıştır. Föniktin Macari&tandaki mallan müsadere ediliyor Peşte 9 (A.A.) Avusturya hüku metile Macaristan hükumeti arasında iflâs etmiş olan Vıyanalı Phoenix si gorta şirketinin Macaristanda bulunan mallarını iki hükumetten hangisinin müsadere etmeğe hakkı olduğunu ta yin etmek üzere muzakerelere girişil • miştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: