7 Haziran 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

7 Haziran 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 7 Haziran 1936 Izmir muhteliti Viyana takımını 41 mağlub etti IBaştarafı 1 tnct sahifede] Duymadıklarımız ve bllmediklerimiz Eskî grevlere benzemîyen grev Avustralya balıkçılarınm elektrikli zıpkmı Köpek balığı bu canavara da balık adını hiç yakıştıra mıyoruz denizlern hiç şüphe yok, en korkunc afetidir. HılkaC, mubareğin ağzıni, şikârını kapabilmek için en akla gelmez manevraları yapmağa mecbur olacak şekilde karnile bir hizada yaratmamış olsaydı, bu doymak bilmez beliyye kimbilir neleri yutacaktı. Avustralya balıkçılan, hayvanı avlamak için her türlü tehlikeden azade, son derece pratik bir usul bulmuşlardır. Köpek balığı, zıpkınla tutulur. Zeki bir balıkçı, bu canavarın canını cehenneme göndermek için pek modern bir zıpkın yapmıştır. Zıpkını kayığa bağlıyan tel halattan elektrik cereyanı geçiyor ve zıpkınm canavarın vücudüne saplanma<;ile beraber elektrik, yıldınm rçibi çarpıp hayvanı öldürüyor. Fransız işçisi patronu yerinde mıhladı Yeni tatbik edilen usulde, amele işini bırakıyor, fakat fabrikayı terketmiyor ve müesseseye vaziyed ederek talebinin neticelerini bekliyor Fransada, bir haftadanberi devam eden işçi grevi, gitgide şümullenmektedir. Önce Banliyödeki demir sanayii fabrikalarında başlıyan grev yavaş yavaş Parise ve daha uzak mıntakalara, demir sanayii fabrikalanndan, endüstrinin muhtelif şubelerine sirayet etmiş, yüz binlerce kadın ve erkek işçi, faaliyeti tamamen tatil etmiştir. Fransız işçisının greve sebeb olan metahbi pek çoktur. Bellıbaşlıları kırk saatlık iş haftası, kollektif mukavele ve tatil yevmiyesi meseleleridir. Çok kısa bir zaman içinde, çok şümullü bir mahiyet alan, hatta yalnız fabrika ve imalâtane işçilerine münhasır kalmadığı için, şimdiye kadar bilinen ve görülen umumî grevlerden daha vahim bir şekle giren bu grevin hususî bir tarzda ıdare edıldıği görülüyor. Malum olduğu üzere grev, şimdiye kadar bilinen şeklile, vaziyetlerini dü zeltmek istiyen işçilerin işi terkedip fabrikadan ayrılmalarından ibaretti. Bu hareket, patronların, greve iştirak etmiyen ameleyi onların yerine ikame etmesile neticelenir, bu sefer grevci amele, kendi yerlerine çalışacak olan işçileri fabrikaya sokmamağa kalkışır, ekseriya pek kanlı şekilde biten arbedeler kopardı. Bugünkü grev, bu bakımdan, büsbütün başka bir manzara arzetmektedir. Amele, işi tamamen bırakmış, fakat eskisi gibi işle beraber fabrikayı da terkedeceği yerde içeride kalmıştır. 20 nci dakikaya kadar çok kötü, fakat mütevazin bir şekilde cereyan eden oyun yavaş yavaş Ankaralı oyunculann hakimiyeti altma girince, birçok kişiler misafir oyunculan tutmağa başladılar. Birinci devre sıfır sıfıra ve beraberlikle neticeleninciye kadar İstanbul takımı diye ortaya çıkarılanlar maatteessüf temsil ettikleri şehir futboluna yakışır bir tek hareket bile yapamadılar. Ankaralılar ise, îstanbullulara naza ran daha diizgün ve üstün olmakla beraber, onlar da fazla bir mevcudiyet gösteremedıler. Hulâsa birinci devrenin manzarası, Türk futbolunun en parlak devirlerinde kalecilik yapmış olan Nedimin dediği gibi, futbola henüz yeni başlamış iki acemi takım manzarası gösteriyordu. Şiir Refik Osman Top ise, «Meşin top bu kadar kepaze olmamıştır, bundan daha mükemmel bir ortaoyunu ol maz» diye çırpınıp duruyordu. Bu devreye istanbul takımı Esadm yerine İbrahimi alarak çıktı. İstanbul takımını teşkil edenler hatalannın bir parçasım anlamış olacaklar ki davet edilmiyen bir oyuncuyu alelâcele soydurup takıma koymuşlardı. Oyun başladı ve bununla beraber birinci devredeki acemi, beceriksiz oyun da tekrar görüldü. Karşıhklı bir kaç zevksiz akından sonra tstanbul takımı dokuzuncu dakikada Salâhaddinin ayağile bir gol kazanıp 10 galib vaziyetine çıkabildi. Bir aralık oyun biraz, amma çok az, hararetleranişken Ali topla alrı pas çizgisinin içine girdi ve çektiği şüt gide gide kalecinin elleri arasına gitti. Eğer bu da gol olsaydı İstanbul takımmda en muvaffakiyetsiz oyun oynıyan iki oyuncu birer gol yapmış olacaklardı. Ali oyundan çıkarak yerine Haşim getirildi. Onun oyuna girmesinin tesirile midir, nedir yirmi beşinci dakikada Şeref ortadan bir yarma yaparak îstanbulun ikinci golunu kazandırmış oldu. Ankaralı kalecinin yaralanması pa hasına kazanılan bu golün bir iki dakika akabinde Niyazi aralama bir pastan istifade ederek üçüncü golü de yaptı. Üçüncü golden sonra oyun tekrar başlangıcdanberi gösterdiği zevksiz şekli al mışken 41 inci dakikada îskender şahsî bir gayretle Hüsnü ile Faruğun müşterek bir hatasmdan istifade ederek Ankaranın ilk ve son golünü yaptı ve oyun istanbul takımının, berbad oyununa rağmen, 31 galebesile neticelendi. Ankara takımının ne dereceye kadar doğru bir şekilde tertib edildiğini bilmiyoruz. Eğer muhtelitin tam kuvvetli hali dünkü şekilse hiç te methedildiği kadar olmadığını söylemek mecburiyetindeyiz. îstanbulun teşkil edilen en fena muhtelitine 31 yenilmesi söylediğimizi ispata kâfi bir delildir. Takımı teşkil edenlere hatırlatınz; İstanbul takımı bugün de bu derece bozuk bir şekilde teşkil edilecekse Izmirlilerin Türk futboluna kazandırdıklan parlak neticeyi karartacaklanndan zerre kadar şüpheleri olmasın. först Viyana takımına karşt 4 1 galib gelen Izmir muhteliti çalışma muhacim hattına da sirayet ederek akınlar karşıhklı yapılmağa başlandı. nin dergajman yaparken on sekiz çizgisi dışına çıkması kalesi aleyhine bir firikik cezasının çekilmesine sebeb oldu. Fakat atış neticesiz kaldı. Dakikalar ilerledıkçe oyun zevkli bir şekil alıyordu. Izmir muhacim hattı üç ortasile Viyanalılar da iki açık ve bil hassa sağaçıklarile akın yapıyorlardı. Fakat doğrusunu söylemek lâzım gelirse misafirler pek o kadar bir fevkalâdelik gösteremiyorlar. îzmirliler ise çok canlı ve şuurî bir oyun çıkarıyorlardı. Îzmirin ikinci golü 29 uncu dakikada Vehabla Saidin müşterek bir gayreti Fuadin bir şütile gol oldu. Tazyikten alınlannı terleterek kurtulan îzmirlilerin bu gol haklarıydı. Kara lejyon îzmirin birinci golü 22 nci dakikada Izmirın sağdan yaptığı bir akın Fuadm sıkı bir şütile golle neticelendi. Bu golden sonra Viyanalıların kendilerini toplıyarak hakikî kıymetlerile oynı yacaklan beklenirken vaziyet hiç te öyle olmadı. Bilâkis zaman zaman îzmirin üç ortası birbirlerine çok yakın mesafelerde şayanı hayret derecede anlaşarak Viyana # Amerıka, doymak bilmez bir yenilik ve başkahk ıştıhasile ne yapacağını şaşırmış gibidır. Faydalı yenihkleri bütün dünya alkışlar, fakat Amerikalılar, son zamanlarda, faydalı ile zararhyı ayırd edemez oldular. Ku Klux Klan dirildi, Al Capone gibi kakaeı haydudlar türedi, Kidnapper denilen yeni çeşid bir haydudluk, çocuk hırsızlığı aldı yürüdü. Şimdi de, Amerikalılara yeni korku vesilesi, Amerika zabıtasına yeni bir gaile, dünya matbuatına yeni bir mevzu çıktı: «Kara Lejyon». Kendine bu muzlim ismi takan çete, Amerikada, aile yuvasını korumak vazifesini deruhde etmiş, ahlâkî gayeler güden bir çetedir. Maksadı kanlanna ihanet eden erkekleri arayıp bul mak. Bu fuzuli ahlâk bekçilerinin vicdanî (!) kanaatlerine istinad ederek verGrevciler bu yeni grev sisteminin pek Îzmirin dördüncü golü dikleri hükümlerin ne temyızı var, ne ısbüyük faydaları olduğunu söylemektedirOyun tam manasile zevkli ve Îzmirin tinafı. Hükmettikleri ceza da kayıdsız, hakimiyeti altında sona ererken Vehab, şartsız idam. takımına yerinde bir plâse şütle dördüncü Kanununu kendi yapan, icab ettiği sugolü kazandırdı ve meşhur Först Viyana çu, münasib gördüğü kimseye yükledik takımı sahadan 4 1 gibi oldukça ağır bir ten sonra, kendi mahkemesinde hükmünü mağlubiyetle ayrıldı. verip kendi cellâdına ınfaz ettiren bu son Top ortaya geldi. Viyanalılar topu hemen kaptırdılar. Îzmirliler sağdan bir akm teşebbüsünü favülle durdurdular. Favül tam kale önünde çekildi. lyi yer tutmuş olan Vehabın bir kafa vuruşu îzmirlilere bir gol daha kazandırdı. Bu suretle îzmirliler alınlarının terile üçüncü golü de kazanmış oldular. Viyanalılar bu golden sonra bir müddet Izmir kalesini adamakılh sıkıştırdılar. Bu arada kuvvetli bir şüt Izmir kalesinin dıreklerine çarparak geri geldi. Viyanalılann bu hakimiyeti çok kısa sürdü. Saidle Basrinin yaptıklan artî bir akın ecnebi kalesine muhakkak bir gol tehlikesi atlattınnca bu tazyik bıçak gibi kesildi ve oyun tekrar Izmirlilerin sarfettikleri müsmir enerji ile isteklerine bağlandı. Îzmirin üçüncü golü Grevci avıeleler bir otomobü fabrıkast onunde numayış yapıyorlar Nasıl oynadılar? îzmir Först Viyana maçından bir enstantane kalesi önlerinde dolaşıyorlardı. 36 nci dakikada îzmirliler sağdan yaptıklan bir akmda mükemmel bir gol fırsatı kaçırdılar. Ortalanan topa Fuad yetişti. Fakat kaleye çok yakın bir mesafeden yaptığı bir plâse kalecinin ellerine gitti. Biraz sonra Viyanalılar îzmir kalesinin hayli uzaklarında bir favul kazandılar. Geçvadel topu müthiş bir darbe ile kaleye savurdu. Cahid ancak kendini yere fırlatmağa vakit bulabilerek gole mâni oldu. Devre Izmirlilerin, cidden takdire şayan bir varlık gösteren oyunu devam e derken 1 0 galibiyetile neticelendi. Viyana takımını oldukça ağır bulduk. Çek sistemi kadar ağır oynuyorlar. Fa kat Çekler kadar ince ve hesablı olamı yorlardı. Açıklann uzun paslarla yıldırım gibi inmeleri hiç görülmedi. Hücum hattında iki açıklarla soliç müdafaada da sol haf ve sağ bek göze çarpıyorlardı. Izmirlilere gelince baştanbaşa canlı ve şuurlu bir oyun oynıyarak seyirciler üzerinde bir evvelki maçın Türk futbolü hakkında bıraktığı fena intibaları silip süpürecek kadar ümid vererek gönülleri fe rahlandırdılar. Her yetiştirdiği oyuncuyu elinden kaptıran Îzmirin antrenörsüz olarak çıkar dığı bu takımı nekadar tebrik etsek azdır. Takımda muvaffak olmıyan yoktu. Fakat bilhassa üç orta muhacim, merkez ve sağ muavinler millî takıma lâyık ol duklarını oynadıklan oyunla isbat ederek herkese kabul ettirdiler. sıstem haydudlardan bırkaçı bugünlerde yakalanmıştır. îsin merak edilecek bir tarafı var. Çete, yalnız, karılarını aldatan erkekleri cezaya çarpıyor. Sakm kocalaıını aldatan kadınlara da mükâfat vererek iki başlı yenilik yaratmağa tesebbüs etmiş olmasın! Amerika bu. Olur mu olur. kasında Herman Pihla Yanaki güreşe cektir. 72 de Eyno Virtanen Grekorumen güreşecektir. Serbest güreşe ise Yasko Piyetile girecektir. 79 kiloda Vayno Kakkinen Grekorumen müsabakası yapacaktır. Serbest müsabakayı ise Vövsti Luko güreş yapa caktır. 87 de Grekorumene Edvard Vester lund, serbeste ise Matti Lahti girecektir. Vesterlund bu sikletin Paris ve Amsterdamdanberi dünya şampiyonudur. Ağır siklette Grekorumene Hiyalmar Nustrum, serbeste Istanbula gelmiş olan Jarvinen gireceklerdir.» Türk takımının Berlinde ne yapaca ğını sorduğumuz zaman bitaraf olarak dedi ki: «79 kilodaki Ahmed serbestte büyük bir kaza geçirmezse Olimpiyadlarda çok iyi neticeler ve mühim işler görebilir. 72 de güreşen Nuri, 79 kiloda da yer alabilir. Grekorumende ona da ümid bağlamak lâzımdır. Yarım ağırda güreşen Mustafa, kendi sikletinde çok kuvvetli bir adam olmakla beraber, hiç tekniği yok. Bu kısa zamanda bir şeyler kavrarsa diğerleri kadar şansı olabilir. Çoban Mehmede gelince: Fevkalâde sayılamaz. Esasen bu siklette güreşen lerden bundan fazla bir şey de beklene mez. Onlar vücud kabiliyetleri ve ağır Iıkları dolayısile süratli değildirler. Türk ekipinin içinde kabiliyetli olan ların olimpiyada gitmeleri birçok yeni şeyler öğrenmeleri itibarile de çok fay dahdır. Dünyada en iyi güreş yapan takımların başında Almanya, Finlandiya, Isveç gelir ki bunlann en kuvvetlisi hangisidir tahmin edemem. Bence Almanlar Grekorumende en bastadır.» Bu umumî grevin, bütün Fransayı tehdid eden vahameti, her zamanki gibi, hatta bu grevin başladığı günlerdeki şekli gibi, sırf büyük sanayıe, yahud halkı, dolayısile, uzaktan alâkadar eden imalât şubelerine münhasır kalmamasıdır. Grev, umumî hayatın hemen her şubesine sirayet etmiştir. En mübrem gıda maddele rinden, havagazine ve suya varıncıya kadar herşey, yapıcılarının, işleticileri nin grev ilân etmesi tehlikesine maruzdur. Hatta bunlardan mühim bir kısmı greve dahil olmuş bile bulunmaktadır. Meselâ buz fabrıkalannın faaliyetten durması, sütünü ve çabuk bozulabılecek gıda maddelerini buz sayesinde muhafaza eden Parisi büyük bir gıdasızlık tehlikesi karşısındd bırakmıştır. ^ndüstri ve ticaret âlemini altüst eden grevin, devlet memurları arasında da belirme emareleri gösterdiği kaydedilmektedir. Ameleye nazaran daha imtiyazh mevkide bulunan hükumet memurlan gerçi umumiyet itibarile böyle bir harekete taraftar görünmüyorlarsa da, 23,50 frank yevmyie alan ücretli memur sınıfının iş borsasında yaptığı toplantı neticesinde muvakkat bir komite teşkil etmi? olması ve bazı metalib tesbit etmesi, devlet devairinde de grev temayüllerinin filızlenmek istidadı gösterdiğine delildir. Fransadaki grevin şumulünü ölçmek için hapisane arabacılarının bile greve dahıl olduklarını söylemek kâfidir. Mevkuf ve mahbusları, hapisanelerden adliye dairelerine tasımağa mahsus olup «salata sepetı» ısmi verılen bu arabaların şoförleri faaliyeti tatil etmişlerdir. Mevkuflar, polis müdürlüğünün tedarik ettiği arabalarla nakledilmistır. Uç yüz elli bıne yakın işçinin birdenbire paydos etmesi neticesinde felce uğrıyan Fransa, uzun zamandanberi bu derece şümullü bir iş buhranı geçirmiştir. Iş sahasındaki bu buhranın, kabine buhranile ayni tarihe tesadüf etmesi, Fransanın dahilî vaziyetini büsbütün çapraşık bir hale sokmustur. Grevci amele isteklerini kabul ettire ceğine emin, matbuat bu isteklerın kabul edileceğine kani, gelen haberlere göre patronlar bu istekleri kabule mütemayil, hükumet ve teşekküller, gene ayni isteklerin kabulüne muzahir. Fakat grev büyüdükce büyüyor. Grev ılân ederek fabrikada birdirbir oynıyan ışçiler Bugünkü maç Bugün gene Taksim stadyomunda biri şehir muhtelitleri diğeri de ecnebi teması olmak üzere iki maç yapılacaktır. Şehir muhtelitleri maçını Ankara ile îzmir, ecnebi temasını da îstanbulla Först Viyana yapacaklardır. Först Viyanaîzınir muhteliti Sıra ecnebi temasını teşkil edecek ikinci maça gelmişti. iki takım da sahaya çıkıp seyircileri selâmladılar ve alkışlan dılar. Ankara ve îstanbulun irili ufakh oyunculardan teşkil edilmiş takımlann dan sonra îzmirliler sahaya çıktıklan vakit gözü dolduran iri ve atletik vücudlü oyunculardan terekküb ettiği görülüyordu. Viyana takımı: Havliçek Rayner, Şamve Erdl, Hofman, Didius Hag, Polak, Mandel, Keşvaydil, Malger. Izmir muhteliti: Cahid Cemil, Fethi Nurullah, Hakkı, Adil Basri, Fuad, Vehab, Said, îbrahim. Şekillerinde tertiblenmiş takımlarla oynuyorlardı. îlk dakikada soldan bir Viyana akını şütle neticelendi. Top zaviyeden içeri girmek üzere iken îzmirli kalecinin bir plojonu bunu kornere çıkardı. Dördüncü dakikada Viyanalı kaleci İkinci devre Devrenin başlamasile Viyanalılar iz mirli kalecinin bir hatasından ve bir kor ner atışmdan beraberlik sayısını kazandılar. Bedavadan kazanılan bu beraberlik sayısmdan sonra Viyanalılar pek o kadar ustalıkla olmamakla beraber nisbeten hâkim bir vaziyet aldılar. îzmirlilerin bu golden sarsıldıkları belli oluyordu. Birkaç defa eanlı ve tehlikeli akın yapmakla beraber muavin hattı muhacimleri takib etmiyor ve bu iki hat arasmda zaman za man çok büyük boşluklar hasıl oluyordu. Oyun bir müddet îzmir müdafaasımn yerinde ve candan çalışmasile geçti ve vakit geçtikçe îzmir müdafaasındaki bu îzmirli sporcular General Kâzım Diriği ziyaret ettiler Şehrimizde bulunan Izmir sporcuları dün başlarında Izmir Belediye reis muavini Suad olduğu halde Perapalasta Trakya umum müfettişi General Kâzım Diriği ziyaretle Îzmirin spor faaliyetleri ve hazırlanmakta olan Kültürpark hak kında malumat vermişlerdir. ler. Fabrikadan ayrılmadıkları için yer lerine başka işçi alınmasına, başlarından uzaklaşmadıkları atölyelerin grev harici, işsiz amele tarafından işgal edilmesine imkân yoktur. İşgal altında tuttukları fabrika binalarından oebir kullanılarak dışarı çıkarılmaları kabilse de, böyle bir tedbire müracaat edecek kimselerin, ortaya çıkacak vahim akıbetin mes'uliyetini de yüklenmeleri lâzım geleceğinden, grevciler, böyle bir mukabeleye maruz kalacaklannı tahmin etmiyorlar. Fazla olarak, yeni grev sisteminde, patronlar fabrikaların kapısından içeri adım atamıyacak vaziyette kalmıştır. Amele, bu noktaı nazardan da kendisini üstün vaziyette görmekte ve isteklerini mutlaka kabul ettireceğine inanmaktadır. Grevin pek süratle büyümesinde, bu sistem yeniliğinin de dahli yok değildir. Finlandiyalı kafile reisi güreşçilerimiz için ne diyor? Kırklarelinde yapılan büyük güreşler tstanbul Anhara maçından bir görünüş Fınlandıyanın maruf şampiyonların dan biri olan Finlandiyalı güreşçilerin kafile reisile bir arkadaşımız konuşmuş tur. Bu şöhretli şampiyon, güreşçilerimiz hakkında şunları söylemiştir: « Türk güreşçileri çok kuvvetlidir. Antrenör uzun müddet burada kalırsa çok iyi neticeler alacağınızı temin ede bilirim. Türk çocukları, kanaatimce dünyada en iyi güreş yapanların basında gelir. Çünkü çok ccurdurlar. Grekorumende hiç birinde teknik yoktur. Fakat serbeste bazı güreşçilerinizi çok iyi buldum. Olimpiyada gidecek Finlandiya takı mının nasıl olacağını soruyorsunuz. 56 kıloda Esko Hiyelt, Grekorumende Finlandiya şampiyonu olup memleketimizi Olimpiyadda temsil edecektir. 61 de Pihla Yanaki Kustah Greko rumen şampiyonu olup Berlinde memleketi temsil edecektir. Ayni siklette Arme Reyni serbestte Fınlandıyayı temsil e decektir. 66 da Lavri Koskela, Grekorumende güreşecektir. Bu sikletin serbest müsaba Son güres maçında para kaybedene Finlandiyalılarla yapılan son akşamki güreşlerde bir seyirci biletini alıp tribüne giderken iki kapı arasındaki koridorda ufaklık para cüzdanını düşürmüş ve bu cüzdan arkadaslarımızdan biri tarafından bulunarak Taksim nahıye müdürüne teslım edılmiştir. Sahıbinin oraya müracaat etmesini tavsiye ederiz. Başpehlivanlığı kazanan Tekirdağlt Hüseyin ve rakibi tertib heyetile beraber Kırklareli (Hususî) 116 pehlivanın iştirakile büyük pehlivan güreşleri yapılmıştır. Bu münasebetle Kırklareliye yakın kazalardan, Edirneden ve köyler den yüzlerce meraklı buraya gelmiştir. Güreşler iki gün sürdü ve neticede Te kirdağh Hüseyin başpehlivanlığı kazandı. Bundan sonra eski pehlivanlardan Kara Emin Mandıralı Ahmedle çok güzel güreş oyunları yaptı ve pehlivanlarımıza 400 lira mükâfat dağıtıldı. Başta Kızılay Kurumu başkanı olmak üzere alâkadar • ların ve tertib heyetinin her türlü tedbirlere baş vurarak temin ettikleri intizam seyircileri bilhassa memnun bırakmıştır. Kızılay bu güreşlerden mühim bir hasilat temin etmiştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: