13 Haziran 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

13 Haziran 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 Hazlran 1936 CUMHURİYET FAYDAÜ BÎLGÎLER [ Gümüş mağara Italyada Napoli körfezindeki Kapsi adası pek meşhurdur. Dünyanın her ta rafından gelen binlerce seyyah o adadaki muhtehf temaşa yerlerini gezer, sey rederler. Temaşa yerlerinin en mühim lerinden biri de oradaki mağaralardır. İçi tabiat tarafından mavi, kırmızı ve daha birçok renkte taşlarla döşenmiş olan bu mağaraların insana en ziyade şaşkınhk tnerakh şeyler) Dünyanın en büyük ağacı Ötedenberi Amerikahlar dünyanın en üyük ağacımn kendi memleketlerinde Californiyada bulunduğunu iddia ederer ve bunun «red trees kırmızı ağac» enılen servi cinsinden bir ağac olduğunu en sürerlerdi. Fakat Avustralya gazetelerinin yaz ıklarına göre dünyanın en büyük ağacı Avustralyada Wallaroo civarındadır ve kaliptus cinsindendir. Yaşı 2000 sene e yakındır. Boyu 27 metrodur. Tabiî esamette 13 kişi elele verdikleri takdire ancak onu kucaklıyabilmektedirl.er. Wallaroo havalisinin dahil olcîagu hüumet ağacın bulunduğu yeri millî ara iden addeden bir kanun çıkarmış ve ünyanın dört bucağına bu ağacın pro agandasını yapmak ve onu görmek için eyyah celbetmek maksadile reklâmlar öndermiştir. Büyükçe bir ağac bile bazan bir memeketi cihana tanıtmağa yanyor. Bu ağac KANLI ZİYAFET Bizim meşhur avcı Bay Sadi Afrikaya gittiği zaman Kongo taraflarına da uğramıştı. Orada Brazville şehri civarında Abriasta ka rargâhmı kurmuştu. İlk akşam etrafta ki ecnebi dostları na bir ziyafet ver mek istedi. Bunlar akaju satm almağa gelmiş iki Fransız tüccarile biri yüz başı, diğeri teğmen iki Fransız zabitiydi. Misafirlerle ev sahibi sıcak bir gü nün yorgunluğunu çıkarmak için pencere kenarına sofrayı kurmuşlar eğlenceye hazırlanıyorlardı. Evin önünde hafif hafif akan nehrin üzerinde yerliler piraglannı yavaş yavaş sürerek geçiyorlardı. Bu sükutun ortasında birden kuvvetli bir ses aksetti. Tüccann biri: Acaba ayı mı? ™ Dedi. Bay Sadi cevab verdi: Burada ayı yoktur, belki bir kaplan bozması olsa gerek! Lâkin aksiliğe bakın ki silâhlanm, şehirden ancak yarın gelecek, şimdi yanımda bir iğne bile yok. Yüzbaşı Larmor ile teğmen Bernier pencereleri kapamak üzere o tarafa koştular ve ikisi de bir anda bağırdılar: Eyvah, kocaman iki gorilj Bay Sadi, yerinden davrandı. Diğer hazır bulunanların betleri, benizleri sapsan olmuştu. Bay Sadi bir hamlede kapıyı kapadı. Buna rağmen yırtıcı hayvanların korkunc sesleri ta içeriye kadar gelmekte devam ediyordu. Bay Sadi, çok yer gezmiş, bir çok vahşî hayvan avları partilerine iştirak etmiş olmakla beraber hiç bir zaman böyle gafil avlanmamıştı. İşin garibi, nezaketsizlik olmasın diye zabitler de silâhlanm karakol binasında bırakıp davete öyle iştirak etmişlerdi. Tüccarlara gelince, onlar ötedenberi zaten silâh taşımayı sevmiyorlardı. Şimdi ne yapacaklardı? İlk heyecan geçince soğukkanlılığını birden idrak eden gene Bay Sadi oldu: Odada, dedi, ne kadar eşya varsa kapının arkasına yığahm.. Gorillere karşı pek kuvvetli olmasa da, gene azçok dayanabilecek bir siper vücude getirmiş bulunuruz! Birden odanın içinde müthiş bir fa aliyet başladı. Aşağıda mutfakta ye mek pişirmekle meşgul olan iki yerli si yahî de servis merdiveninden fırlıyarak davetlilerin yanına gelmişlerdi. Bu geliş, onlara yardım etmek maksadından ziyade kendi canlannı kurtarmak gayesine matuftu. Onlar da faaliyete iştirak edince pek kısa bir zamanda bir kısım eşya kapının arkasına yığıldı. Fakat geiide kalan eşya ile ikinci bir siper hattı vü cude getirmek daha ihtiyatlı bir hareket olacaktı. Bu sırada tüccarlardan biri sevincle bağırdı: Bende şişli bir baston var.. Onu aşağıda bırakmayıp buraya kadar getirmekliğim pek isabet olmuş!.. Bay Sadi hemen bastonu kaparak: Ben bununla bir tanesini haklarım! dedi. Teğmen Bernier de ilâve etti: Şurada radyo akümülâtörüne aid biraz hamızı kibrit var, ben de onu ötekinin suratına dökerek gözlerini kör etmeğe çalışırım! Diğer üç kişi servis merdiveninden inip dışarı kaçabilir miyiz, diye etrafı kolaçan ediyorlardı, fakat orası da öndeki merdivenle ayni taşlığa indiği için çok tehlikeliydi. Maymunlar dışarı çıkmak üzere olduklarını gördükleri takdirde bir saniyede peşlerinden yetişebilirlerdi. O nun için vazgeçerek hep birden mücadeleye karar verdiler. îki maymun zorlaya zorlaya rezelerin çıkarmışlar ve kapıyı aralık etmişlerdi Teğmen Bernier sandalyalardan birinin üzerine çıkıp eşyalann üstünden hamız kibritin yansmı gorillerden birinin suratına boşaltmıştı. Bu hareket müthiş bir rtomnrdanmaya sebebiyet vermiş, fakat beklenilen neticeyi husule getinnemfeti. Bilâkis bundan hiddetlenen hayvan bir darbede kapıyı yere yıkmıştı. İşte hakikî facia ondan sonra başladı. İçeri giren maymunlar siper vazifesini Londrada, İngiliz musiki mektebleri ittihadımn 75 inci yıldönügören eşyayı yıkıp parçalamaya koyul mü münasebetile yapılan şenliklerde hep bit ağızdan şarkı söyliyen dular. Tabak, bardak, surahi şangırtılaölülerin kanından istifade 4,000 çocuktan mürekkeb bir grup. rile tahta çatırtıları biribirine karışıyordu. O aralık, fazla telâştan mantıkını kaySovyet Rusyanm meşhur cerrahlarınbeden zencilerden birisi pencereden at dan Yoldaş Judine ölülerin kanlannı lıyarak bu badireden yakayı kurtarmak kendilerine vererek bazı hastaları ölümistemışti. Lâkın maymunlar otlar üzerin den kurtarmanın yolunu keşfetmiştir. esile olmasaydı Wallaroodan ve onun de canlı bir mahlukun hareket etmekte Yoldaş Judine ölen insanların kanlan âbi olduğu Brisbane hükumetinden biz Eskimoların Balinalara kurdukları tuzak... olduğunu görünce hemen arkasmdan nın, sanki o adamlar yaşıyorlarmış gibi bahseder miydik? koşmuşlar, birkaç dakikada biçareyi pa birkaç gün daha hayatiyetlerini kaybetDünyanın şimalınde oturan milletlerin ramparça etmişlerdi. Hatta zavallının Çocuk portreleri alıkçıları balinalan makinelitüfek, e kemiklerinin çatırtısı ta içeriden duyul ektrıkli ok, hatta top mermisi gibi asrî muştu. * asıtalarla avlarlar. Lâkın buna rağmen Tüccarlar, gorillerin bununla hiddetu hayvanların bir takım kurnazları onlerinî teskin ettikten sonra çekilip gidecekann elinden kurtulup kaçarlar, kaçarlar lerini ümid ediyorlardı. Lâkin bu işi mma, yağmurdan kaçarken doluya tubitirdikten sonra tekrar yerlerine dönüp ulurlar. Çünkü daha şimal taraflarda ogelmişler, orada bulunanları sıkıştırma uran Eskimoluların kurdukları tuzaklara ya başlamışlardı. düşerler. Eskimoluların bu tuzakları gaŞimdi gorillerden birinin başı büfe vaet iptidaidir amma, kucağına düşeni zifesini gören yüksek dolabın üstünden mutlaka haklar, kat'ıyyen kurtuluş yok pekâlâ görülüyordu. Bir hamle etse beri ur. tarafa atlıyacak ve hepsinin hakkmdan Bu tuzaklar şöyle tertib olunurlar: gelecekti. Bay Sadi şişli bastonu kullanDenizin kenarlara yakın yerlerinde dıbe manın sırası geldiğine kail oldu. Pencereağlam kazıklar kakılır. Bu kazıklara nin kenarına ayağını basıp yükseldi ve mediklerini meydana çıkannca bundan kuvvetli iplerle bir balinanın içınden ge Hayvan nıhayet başını oraya sokar ve bütün kuvvetıle şışi maymunun gözlerin istifade etmeği düşünmüştür. Oyle ya, ebileceği derecede geniş demir halkalar tuzağa yakalanır, çırpınmağa başlar. den birini nişan alarak ileri doğru havakasden vurulanlar, kazaya uğrayıp ya »ağlanır. Halkalarm iç tarafında sıra ile Çırpındıkça çelik dişler vücudüne daha le etti. Darbe o kadar dehşetli olmuştu kuvvetle batar ve onu hareketsiz bırakır. ralananlar, yahud kansızlık hastalığına 'irmi beş, otuz santim uzunluğda sivri ki, şiş maymunun gözünden geçerek beyBirkaç saat sonra artık tamamile bitkin uğrıyanlar ancak dışarıdan kendilerine ivri çelik dişler vardır. Bir balinanın nine saplandı ve orada kaldı. Bu sırada kendi denizlerine düştüğünü gören Es bir haldedir. Eskimolular balta ile başı Bursada kurşunlu sokak 4 No.da kan vermekle iyileşebilirler. Halbuki baBernier de hamızı kibrit şişesinin muhtelcimolular kayak ve usniyak dedikleri keserler, vücudünü de karaya çekerler. Nezihe Yıldırtm viyatmı öteki gorilin suratına serpmişti. zan onlara kanını verecek kimseler bu küçük kayıklarına binerler, balığın etra Herkes hissesine düşen parçayı sevincle Bu sefer zehir tam tesirini gösterdi ve lunmaz. Binaenaleyh böyle bir kan ver ını çevirip onu kürek darbesi ve saire ile alır ve o gün o gece dehşetli şenlikler, eğhayvan kudurmuş bir halde homurdana meğe ihtiyac olduğu zaman, son iki üç iorkutarak tuzağa doğru sevkederler. lenceler yaparlar. gün zarfında ölmüş olanların kanlan ahomurdana ormanm yolunu tuttu. Bay Sadinin yaraladığı maymun ise şılanarak bu adamlar ölmekten kurtarı artık kıpırdıyacak bir halde değildi. Bu labilir. lunduğu yer de kandan bir bataklık haYapılan tecrübeler muvaffakiyetle nelini almıştı. ticelenmiş ve Sovyet Rusya ilmî mehafili O anda hepsinin ağzından şu cümle doktor Judinei tebrik ve takdir etmiş çıktı: lerdir. Oh.. Çok şükür.. Kurtulduk.. vereni gümüş mağarasıdır. Üstte ve altta gümüş binlerce stalaktit ve stalagmit göze çarpmaktadır. Tabiatin hoş bir ga ribesü. Fakat İtalya hükumetı son zecrî tedbırler karşısında bu gümüşleri kullanmağa karar verdıği için diğerlerini bil miyoruz amma, gümüş mağaradan ya kında eser kalmıyacağını zannediyoruz. CTAH ATIt» ^ Haziran Bulmacası Bilmeceyi çözenler Herkesin sinirleri ayakta idi. Kim Genclik ne okuyor? se uyuyacak vaziyette değildi. Şehre inAlmanyada Kolonya Üniversitesi diler ve hiç yoktan ölmek üzereler iken Bay Sadinin ve teğmen Bernier'nin cesa «Gencler ne okuyor?» mevzuu etrafında retleri sayesinde kurtulmalarını sabaha bir anket açmış ve gelen cevablann tas kadar eğlenerek kutluladılar. Çocuk portreleri nifi neticesinde şu istatistik elde edilmiştir: 13 14 yaşındaki Alman çocukları bilhassa mecmua kariidirler. Bunların yüzde 72 sini erkek çocuklar, yüzde 28 ini kız çocuklar teşkil etmektedirler. On dört yaşından yukarı gencler ise roman ve spor neşriyatile alâkadar ol maktadırlar. Siyasî meseleler 18 yaşm dan aşağı gencleri kat'iyyen alâkada etmemektedir. Gene kızlara gelince bun lar en ziyade mizahî yazılara düşkün dürler. Bizde acaba genclik ne okuyor Mükemmel istatistik yapılmadığı için bunu henüz kat'î surette bilmiyoruz. Çorum Valisinln kızı Ayten köylü kıyafetinde... 6 49 uncu ilk okul 150 Mustafa KeBilmeceyi doğru çözenlerden bize fotoğraf gonderenlerin resimlerini basmı maleddm. 7 Bor Foto Hamdi oğlu Ali Tüner ya devam ediyoruz. Fakat burada resmi çıkmak. mutlaka hediye kazanrmş ol 8 Hayriye lisesi 341 Cemal. 9 Aydm Kadınana ilk okul 307 Ay maklığa delâlet etmez. Mukâfat kaza nanların isimleri her aym ilk haftasında tekin. 10 İstanbul 31 inci ilk okul 272 Ce neşrolunan büyük listeye yazılır. Soldan mil. sağa sıra ile: 11 İstanbul 44 üncü ilk okul Ayse 1 Adapazarı orta okul 41 Ekrem. Doğanoğlu. 2 Beyoğlu 12 nci ilk okul 43 Nurten 12 Yalvaç orta okul 113 Necib Doğ Öze. ruol. 3 Vefa erkek lisesi 465 Sabahaddin 13 İstanbul 29 uncu ilk okul Lem Gürtekin. Aykut. 4 İstanbul Heybeliada sanatoryo 14 Tekirdağ Namık Kemal' okul mu birinci pavıyon Bahri Yılmaz. 119 Kâmran. 5 Beşiktaş 23 üncü ilk okul 427 15 Çerkezköy, Saray, büyük Mani T. Gülsüm. kada bahçivan Ali. Şu gördüğünüz çizgiler ortadaki yabanî öküzün boynuna atılmış bir kemenddir. Kemendin bir ucu adamın elindsdil. Öteki ucu ise top gibi bir yuvarlak ta kılmış olan noktadır. Oradan ötesi ise; ilmik yeridir. Bu kemendin bazı yerleri mahsus koparılmıştır. Evvelâ elle tutu : lan ucdan topa doğru giderek ve sonra topa bağlı her iki ucu ayrı ayn takib ederek kopuk yerleri renkli bir kalemle yekdiğerine birleştiriniz, fakat o suretle ki hiç biri çaprazlama şekilde biribirinin üstünden geçmesin ve açık hiç bir yer, kalmasm. Doğru halledenlerden birinciye beşi lira, ikinciye iki lira, üçüncüye münasibj bir hediye, diğer yüz kişiye muhtelif mü| kâfatlar verilecektir. Cevablar haziranın sonuncu gününe kadar «CumhuriyetÇocuk Sahifesi» adresine gönderilmelidir. Geç kalanlar ve yukarıda yazdığımîz şartlara riayet etmiyenler hediye kaza namazlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: