27 Temmuz 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

27 Temmuz 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Temmuz 1936 CUMHURİYET Dolmabahçeden Kabataşa giden yolun hali Sellerin Boğazkesen caddesindeki tahrihatı Taksim caddesinde Garaj ittatyonu bir dere hcdini almıştı YAYLA DUYGULARl: Efelikten efendiliğe Yunus Nadiye Biraz yaşlılar, Ödemişi çok iyi bilir ler... Meşhur Çakırcalı Efesile onun ya çırağı veya hasmı olan zeybekler, bır zamanlar (Aydın) muhıtıne has telâkki edılen efelık unvanını bu muhıte hasretmiş gibiydiler. İnsan soymak, yol kesmek, insan öldürmek fecıalannın ruhlarda u yandırdığı korku nisbetinde şöhret bulan bu efel?r, bir zamanlar o kadar çoğalmışlardı kı, kumandanlann muvaffakiyetleri ve bazılarınm terfileri bunları tedıbde gösterdıkleri netice ile ölçülürdü. Eskı Yemen, Suriye, Kürd isyan hareketlerine gösterilen alâkaya yakın bir hareket, 0demiş muhiti içın de göstenlir, buralara müfrezeler göndenlir, fırka kumandanlarına karargâhlar kurdururlar, hususî divanıharbler teşkil edilir, askerler ve jandarmalar yetmiyormuş gıbi yanıbaşlannda (Kır Serdarı) denen sivil ve kopuk lardan ve hatta hapisanelerde mahkum oldukları cezayı henüz bıtırmemiş katillerden mürekkeb kafıleler icad edılır, memleket, insanlarile ve tabiatıle çok zengin ve güzel memleket eşkıya ile onu kovalıyanların binbır tazyikı altında ezilir, dururdu. Yalnız Çakırcalının öldürduğü insanların mühim bir mezarhk teşkil ede cek kadar ehemmiyetlı olduğunu hıkâye ederler. '•. Efelikte cesaret hiç şüphesiz vardır. Fakat ben efeliğin merdlık olduğuna asla kani olmadım. Hasım olduğu kımseyi bulamayınca çocuklarını öldüren, kendini hükumete haber vereni ele geçiremeyince karısını ve babasını ve hatta sülâlesıni vahşice parçalıyan, insan soyan ve ev basan bır zeybeğin merdlığıne değıl, hatta insan olmadığına hükmedilmek lâzımdır. O zaman hukumetlerinın, bilhassa Abdülhamid devrinin bu zeybekler karşısında takındığı acız ve meskenet tavn, bugünün nesilleri tarafından tasavvur bile edılemiyecek kadar fecidi. Eski Sadrazamlardan Kâmil Paşanın valılıği zamanında Oğlu Said Paşayı ayağına kadar getıren bir Çakırcalı devrile, kendisine teslım olması Mütareke zamanında teklıf edılen Yanık Halil İbrahimın «Ben teslim olurum amma, hapisanelerde, şakavetten, katilden, ırzcılıktan mahkum ve maznun daha 1 16 arkadaşım vardır, onlan da umumî bir surette affediniz» diye mukabelede bulunmasını hüsnü telâkki eden âciz hükumetler devrinden çok şükür uzaklarda kaldık. Bu memlekette eşkiyayı tenkil etmenin programsızlığı o dereceyi bulmuştu ki, devletın nizamî kuvvetlerinin işe yaramadığmı ilân eden süflî bir ruhla Çakırcalının vücudünün kaldırılması Anzavur Ahmede verilmış, o da bir takım Çerkez çapulcularını yalnız Çakırcalının değil, birçok Türklerin kanını dökmek için kullanmıştı. Vakıa Çakırcalı öldürüldü, bunun temin ettığı cahil şöhret başımıza millî davada bir Anzavur hâdisesi çıkardı. Yerinde olmıyan bir muvaffakiyetin tabiî netıcesi hasıl oldu. Bütün bunlan hikâyeden maksadım, bu muhitin tarihe kanşan şakavet hayatının çirkin safhalarından birkaçını burada tesbit ederek bir zamanlar Türk idaresinin ve Türk halkının içinde bocaladığı devre ile, içinde yasanıl makta olan mes'ud \e sakin devrin mukayesesi yapılabilsin. Pek o kadar uzak olmıyan o devrin efelerinden Ödemişte, Tırede hâlâ yaşıyan pek çoklan var. Fakat bugün bunlarm hepsine birden (efe) yerine (efendi) demek daha muvafık olur. Çünkü, Umumî Harb bittikten sonra eşkiyalıklanna de vam edenlerden çoğunu bizler, Millî Mücadele zamanında Yunanlılara karşı koymuş, gördük. Yunanhlarla birleşenleri tel'in etmek hakkımıza mukabil, bizimle beraber çalışanlara hürmet borcumuzu öderiz. Bir zamanın eskiyası, Millî Mücadelenin kahramanları; bugün hayat mücadelesinin birer temiz nasıyesi olarak çaIışıyorlar. Şimdi çalışırlarken vaktile muvaffakiyetlerine destek yaptıklan silâhlan bırakmışlar, mazılerinin herkes yüreğmde bıraktığı korkutucu vaziyeti istismarı düşünmemişler, hayatlarını tıpkı memleke tin öz ve temız evlâdlan gibi çalışarak kazanmaga başlamışlardır. Bugün bun lar icinde namlanna hürmeten köy isimleri konan (Gökçen) ler olduğu gıbi muhtarlık yapan ve bu suretle devlet ve halk işlerini kanun çerçevesi dahılinde görenler de, tüccarlar da vardır. Dünün uzun püsküllü fesi ve fesinin üstünde oyalı yazması, beli kuşaklı ve silâhlıklı ve ayağı kısa donlu, sırtı çep kenli korkunc simaları yerine; bugünün şapkalı, pantolonlu ve kıravatlı medenilerini görünce; sihirli bir kuvvetin bütün camia hüviyetinde tatlı bir değişıklık yapan feyzini görüyor ve hayretle soruyoruz: Bu neden ve nasıl? Cevab, sualle beraber vicdanlarımız da belıriyor: Rejımden ve rejımın temm ettığı kuvvetten. İçtimaıyatçılar mücerred bir rejimin, cemiyet ruhunda umumî bir tahavvül yapamıyacağını ıddialarını ispat eden delılleri göstererek söylerler. Bu hakıkati ınkâr edemeyiz. Dınler, prensipler, felsefeler, rejimler kendi kendıne birer deva ve rehâ vasıtası olamazlar. Fakat bunlar, bir milletin, ruhiyatına muvafık su rette telkin edilirse ve bu telkınler, devletin sian olan emniyet ve kuvvetle o milleti teşkil eden ferdlerın yüreğinde şuurlaştırılırsa, her ışte \e herşeyde, ışte dünün Odemisindekı efelerinde olduğu gıbi, bu • günkü efendılik tecelli eder. Her sahada bu efendılik tecelliyatın dan ruhî zevkimizi alıyorsak bu ze\ki artırmıya mecburuz. Bu mecburiyet, hiç süphesiz rejimimize muhabbetle, onun bize emrettıği fazılet ve terakkiye aşkla sanlmakla ancak yerine getirilmiş olabilır. Odemiş Golcuğu Dün de Istanbula Tufan gibi yağmurlar yağdı [Baştarafı 1 ınci sahifede] Kadtköy taraflarında Paşaköyünde de seller iki köprüyü parçalıyarak enkazını alıp götürmüştür. Yağmurun en çok zararı dokunan yerlerden biri de Kadıköy ve civarı olmuş tur. Burada, Sivastopol sokağmda 3 nu maralı Vasilın evi sular içinde kalmış tır. Kurbağalı mahallesindeki evlerin ta mamen bırinci katları su içinde kalmış tır. İbrahimağadaki tren köprüsünü de selleî basmıştır. Tarlalar harab oldu iki gündür yağan yağmurlar yüzünden şehrin muhtelif yerlerindeki bahçe ve bostanlar çok zarar görmüştür. Mahsu lün hemen hepsi hasara uğramışür. Diişen yıldırımlar Ucuz atlatılan kaza Fakat büyük bir tesadüf eseri olarak fırtınanın şiddetine rağmen Adaya karpuz götürmekte olan Ahmed reisin motöründekiler kazazedeleri görmüş ve dört saattenberi denizde bulunan iki kardeşi kurtarmışlardır. Sandalcılar doğru Bü Kadıköyünde su basan yerler Haydarpaşada Devlet Demıryollanna yükadaya götürülmüş, orada tedavi altına aid büyük depo Saraclarçeşmesi dere almmışlardır. Beyoğlu tarafında sinden gelen şiddetli sellerle kâmilen sular Beyoğlunda da caddelerde seller ak içinde kalmıştır. İbrahimağada köprü civarından geçen bir tramvay yollarır. sel tarafından kap lanması yüzünden yoldan çıkmışsa da, Allaha şükür, devrılmemiştir. Tramvay da bulunan yolculardan bir kısmı kendilerini dışarıya suların içine atarak kaç mışlardır. Bir kısmı da imdadlanna yollanan otobüslerle tramvaydan çıkartıl mışlardır. îbrahimağa çayırı da tamamen sular altında kalmıştır. Tophanede sellerin tahrib ettiği parke cadde kasında 18 ev sular içinde kalarak tehli keli bir hal almıştır. Polisler tedarık ettikleri amelelerle suların bir kısmını akıtmağa muvaffak olmuşlardır. Civarda bütün sokaklar, yağmur suyu ve çamur içindedir. Fındıklı Kabataş Dolmabahçe Beşiktaş caddesi bir dere halıni almış ve sular çekildıkten sonra molozlar kalmıştır. Tophane ve Boğazkesende seller cad Odun iskelesinde bağlı duran Mahmud kaptanın motörüne yıldırım isabet ederek motörün direğini parçalamıştır. Beşiktaşta 361 numaralı tramvay direğine yıldırım düşerek tahrib etmiştir. Çarşambada da bir ağaca yıldırım düşerek ağacı devirmiştir. Edirnekapıya giden bir tramvaya yıldırım isabet etmiş, kablolarını yakarak tramvayı muattal bir hale getirmiştir. Fatmasultan mahallesinde Çayır sokağında 30 numaralı eve, ayni sokakta Madam Levanti ve Kalyopınin evlerine yıldırım düşerek saçaklan tahrib etmiştir. Akbıyıkta Değirmen sokağmda asma köprü yanındaki bir eve düşen yıldınm binayı kısmen yıkmıştır. Amerikan sefaretanesinin paratoner lerine altı yıldırım düşmüştür. Civardaki dört yere de yıldırım düşerek direkler REFİK İNCE Fmdıklıda torpito gibi suları yararak giden bir otomobıl ı sa mış, münhat mahalleleri su basmıştır. Bayramyeri mahallesine o kadar su dolmuştur ki itfaiyenin çalışmalarına rağ men daha tamamen temizlenmemiştir. Kasımpaşayı dün gene tamamen su basmıştır. Dere derhal taşmıştır. Kasımpaşalılar, beledıyenın biran evvel Kasımpaşa deresini ıslah etmesini istemektedirler. Dolabderede Karabatak sokağmda Petrorrun ve maliye memurlarından Cevadın, Bostan mahallesinde Tiryandafilânın evlerini sular basmıştır. Yenişehirde Hacıil sokağmda 490 numaralı evi sular istilâ etmış, seller evin bahçesindeki tavuk kümesini tavuklarıle bırlıkts alıp götürmüştür. Kabataş caddesinde kara ve deniz nakil vasıtaları yanyana İzmirde sahte izdivac simsarları! Izmir (Hususî) Geçenlerde bir kadının. mevhum bir doktor oğlunu ız divaç vesılesile ileri sürerek birçok kımselerı dolandırdığını bıldırmıştım. Şımdi, buna yakın bir hâdıse hakkmda. Adlıyeye bır şıkâyet vuku bulmuştur. Şıkâyetçi Namazgâhta Emine namın da genc ve dul bir kadmdır. Dava ettiği kadm da kendısmden 40 lıra dolandı ran Ayşe isminde ihtiyar bır kadmdır. Şıkâyetçi diyor ki: Bu kadın, beni, karısı ölen bir müftü ile evlendıreceğini söyledi. Muftünün iki oğlu varmış, biri îstanbulda mektebde, diğeri de yanmda ımış. Razı oldum ve üç defada bu kadma 40 lira verdim. Bır gün geldi ve beni müftü ile ko nuşturacağını söyliyerek: Haydi çabuk giyin, süslen! dedi. Ben de dedığini yaptım. Bir eve gittık. Orada bir erkek vardı. Ayşe ikide bır: Nasıl birbirinizi beğeniyor musu nuz? Diye sorduyordu. Müftü olduğu söylenen erkek. izdivac hakkındaki fikri ni bilâhare bıldireceğini söyledi ve beraberce çıkıp gittıler. Gidiş o gidiş. Bilâhare haber aldım ki. bu kadm. benim gıbi birçok genc dulları ve kızları kandırmış ve dolandırmış. delerı fena halde tahrib etmiştir. Kbyiçi, Çelebi sokağı, Ihlamur, De ğirmen mahalleleri ayni haldedir. Bu ralardaki evlere de sular dolmuştur. Hacımusa caddesinde Nıyazinin 15 numaralı evıne sular hücum etmiş, bu arada evin tavam çökmüştür. İnsanca zayiat olmamıştır. Ortaköyde Ayazmada üç evi sular kaplamıştır. Hasanpaşa deresinde 43 numaralı Feyzıbey apartımanın alt katmı sular basmıştır. Bır müddet sonra sular apartımanın temelinden delikler açarak dışanya sokağa hücum etmiştir. Beşiktaşta Hasfınn caddesindeki fırınm elektnkleri kontakt yapmıştır. Halic taraflarında Kasımpaşada su basan evlerden kaçan aileler Ayni dere kenannda bulunan bir evin alt katı da sularla dolmuştur. Kadıkbyndeki kumluk ve meydan sellerin getirdiği molozlarla geçilmez bir hal almıştır. Bu yüzden tramvaylar işli yememiştir. Alçak mahllelerdeki evlerin hemerı hepsi hâlâ sular içindedir. Adalar ve civarında Adalarda yağmurlar yüzünden seller hasıl olmuş ve bir kısım sokaklar tepe lerden gelen topraklarla geçilmez bir hal alrnıştır. Dun pazar olmasına rağmen havanın muhalefetinden dolayı Adalara gezmr^e gidenler pek az olmuştur. * Denizde Caddede sellerin hücumuna Kâğıdhane deresi taşmış ve derenin uğrıyan bir ağac her iki sahilinin alçak tarafları su altınBeşiktaş ve civarı Yıldızda Harb Akademisi caddesinde da kalmıştır. Eyübde bütün sokaklan su tahrib etmiştir. lar basmıştır. Birçok evler yıkılmıştır. fırtınadan bır ağac devrılmiştir. Şehirde damı akmıyan hiçbir ev kal Kartal ve civarında Umumî hatta elektrik teli kopmuşsa da mamış gibidir. îstanbulda uzun yıllar şirket tarafından tamir edilmiştir. Samandıra köyünde yıldınmın düşme danberi bu kadar şiddetli yağmur görülOrtaköyde Taşmerdivenbaşında ana sile büyük bir ağac devrilmiştir. Ağacm memiştir. Dün saat ıkiye kadar devam eden ş,idlâğım patlamıştır. Bu yüzden cadde altında bulunan Atiyenin koyu nsürü sünden iki koyun ağacm altında kalarak detli yağmur yüzünden hiç kimse gezberbad bir hale gelmiştir. meğe gidememiştir. Saat ikiden sonraj Akajetlerde Beşiktaş spor kulübü ar Ölmüstür. yağmur dindiği halde gökgürültüleri de] vam ettiği ve hava daima karanlık ve yağmağa hazır bir vaziyet gösterdiği iç kimse evinden çıkamamış ve bu pazar bc şuna geçmiştir. Halkın bir kısmı ancal akşamüzeri hava açtıktan sonra sokak lara dökülmüştür. Çanakkalede Lozan günü Çanakkale (Hususî) Dün akşam saat 20 de askerî mızıkanın iştirakile Halkevinde Lozan günü kutlulanmıştır. Merasimde nutuklar söylenmiş, bugünkü mes'ud günü yaratan ve Türk istiklâlını tanıtan büyük gün münasebetile tezahü rat yapılmıştır. Merasimde kumandan, vali, memurlar ve birçok halk bulunmuştur. Küçükmustafapaşada Alibey cadde sinde oturan sandalcı Rıfkı ile kardeşi Şevki üç gün evvel çalınan sandallarını aramaJ; üzere Büyükadaya doğru bir sandallar yola çıkmşılardır. İki kardeş tam Moda açıklannda fırtınaya tutulmuşlardır. Bir müddet dal galar ve yağmurla uğraştıktan sonra sandal parcalanmış, içindekiler denize düş müşlerdır. «İmdad» diye bir hayli ba ğırdıktan sonra sahilden kimsenin gelmedıni görünce, ümidsiz bir halde, ölümü beklemeğe başlamışlardır. Dün geceki müthiş sis Dün gece saat ondan itibaren şehriı alçak yerlerini ve bilhassa limanı bir tabakası kaplamağa başlamıştır. Sis saat lerle ilerledikçe kesafetini artırarak şel rin yüksek yerlerine de sirayet etmiştir. Gece geçvakit Beyazıd, Fatih, Beyoğ lu, Taksim ve Şişli gibi yüksek yerlerc ^ bile, birkaç metro ilerisi görülmiyecek kadar sis vardı. Bu yüzden limandaki hareket durduğu gibi, caddelerde oto mobil servisi de pek müşkülâtla yapıla bilmiştir. Kasımpaşada göl halini almış bir meydanın manzarası

Bu sayıdan diğer sayfalar: