8 Ağustos 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

8 Ağustos 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURfYET 8 Â'fuslos 1938 Çıplak Katil Pierre Lurier hapısaneden çıktığı va kit iş bulamamış, ekmeksiz kalmıştı. Düşündü, nereden yardım beklıyebi lir. Kimden meded umabilirdi. Ya açlıktan ölmeli idi, ya da gene... Köyden birkaç fersah ötede, ıssiz bir çiftlikte iki ihtiyar oturuyordu. Onları soymak kol^y olacaktı. Pierre gece yürüdü, sabaha karşı çiftliğe yaklasmıştı. Çalıların içine saklanarak etrafı tarassud etti. İhtiyar Berlot tavuklara yem veriyor, bahçesine bakıyordu. O halde yanaşması yoktu. Pierre bunu sevincle kaydetti. İhtiyar ağaclan gözden geçirdi. Bir ağacda iki armud eksilmişti. Pierre! diye haykırdı. Pierre Luriernin ödü kopmuştu. Kendisini çağırıyor sandı. Mutfaktan on iki yaşlarında bir çocuk çıktı. Berlot: Pierre, dedi, gene iki armud çalmışsın! Vallahi çalmadım efendim. Kır dan daha şimdi geliyorum. Isbat et bakalım gece gelmediğini? Pierr* Lurier gene soğuk terler dök meğe başlamıştı. Armudlan çalarken a caba küçük çocuk onu görmiiş müydü? Fakat hayır, küçük yanaşma Pierre yemin etmekten baska delil bujamıyor du. Berlot onun kulağını çekmekle iktifa etti. Gerçi küçük yanaşma aradasırada hırpalanıyor, kulaklan çekiliyordu, Lurier buna rağmen ona gıpta etti, hiç olmazsa karnı dpyuyordu. *** Haydud geceyi bekledi. Çiftlikte e lektrikler sönüp herkesin uykuya daldı ğından emin olunca saklandığı yerden çıktı. M/tfağa girmek için küçük bir delık buldu. Elbiseleri bir yere takılıp tuğlaları yuvarlar diye tamamen soyundu ve bu suretle sessizce içeri girmeğe muvaffak oldu. Küçük yanaşma orada mışıl mısıl uyuyordu. Lurier evvelâ onu öldürmek istedi. Fakat düsündü, bu cocuktan kendisine ne zarar gelebilirdi? Uyansa bile sonradan onu temizlemek zor bir iş miydi? tı. Bibliyoğrafya «Neşri» nin hayatı ve eserleri Bozkurt Basımevi 1936 Fiatı 50 kuruş Osmanlı İmparatorluğu tarihinin bellibaşlı kaynakalarından biri şüphesiz «neşri» dir. Bütün vak'anüvisler, müverrihler ondan bahsederler, parçalar alırlar. Değeri bu kadar müsbet olduğu halde her nedense henüz basıl madığı gibi hakkında da esaslı bir neşriyat yapılmamıştır. Bızim kaynaklardan Osmanlı müel liflerile Sicilli Osmanideki malumat çok noksandır. Müsteşrikler ise onu daha yakından tanımıya çalışmışlar ve hakkında yazılar yazmışlar, tarihinden parçalar almışlardır. Bu sebebden tarihî neşriyatımızın bu mühim noksanım teîâfi edecek, hatta müsteşrikleri memnun eyliyecek kıymette bir eser vücuda getirdiği için Fahriye Arıkı samimi yetle alkışlarız. Fahriye Arık kitabına «Neşri» nin doğduğu yer ve tarihi, adı .hayatı, memuriyeti, müderrisliği hakkında tet kıklerle başlıyor; sonra vak'anüvis olup olmadığını araştırıyor ve şairliği hakkında malumat verdikten sonra ölümünü anlatıyor. Bunu takib eden Neşrinin eserleri bahsi şiirlerle başlıyor. Fakat pek az elde edildiğinden «Neşri»nin şairliği hakkında kat'î bir hüküm verilemiyor. Bundan sonra «Neşri>nin Cihannüma adlı umumî tarihi hakkında malumat ve bunun bir kısmı olan Osmanlı İm paratorluğu tarihi hakkında tafsilât verildikten sonra eserin muhteviyatı, yazıldığı zaman, üslubü, dili, müverri hin fazileti, değeri ve mahiyeti hakkmda mülâhazalar yürütülmektedir. Jean Richepin den Yuk^rı, Berlotların yattığı odaya çıkEvvelâ ihtiyarları öldürmemek istedi. Fakat sonra düşündü, yaşlı adamların uykusu hafif olurdu; o etrafı araştınrken uyanırlarsa ne yapardı? Kapiyı açtı. Berlot Baba hemen ya tağında dikilmişti. Haydud onu bir balta darbesile yere serdi. ihtiyar kadın da bağırmağa vakit bulamadan kocasının akıbetine uğradı. Şimdi herşey yolunda idi. Parayı çalmak için dolabı açmaktan başka bir iş kalmamıştı. Lurier kese kese altınlaî buldu. Bun lann sicimlerini boynuna geçirdi. Aman Yarabbi! Paralar nekadar ağırdı! Haydud, cesedlere baka baka geriledi. Kapıya geldiği vakit, korkudan boğulur gibi oldu. Karşısında bir adam vardı. Pierre Lurier, karşısındaki adamın da kendisi gibi çıplak olduğunu, boğjzma keseler asmış bulunduğunu, elinde bir balta taşıdığını düşünmeden, karşısındaki gölgeyi öldürmekten başka aklından birşey geçmedi. Haydud baltasım fırlattı attı. Bu hızla kendisi de ıleri gıtmiş, boynundaki altınların ağırlığile kafası aynaya çarparak yüzü gözü sırça içinde kal mıstı. Küçük yanaşma gürültüyü duyarjk koşmuş ve gördüğü manzara karşısında düsüp bayılmıştı. Ertesi günü tahkikata gelen Müddei umumî şunları görmüştü: Aynaya desteklik eden kapı delinmiş ve bu kapıdan boynunun damarları kopmuş bir kafa çıkmış duruyordu. Bu bir çıplak adamdı ve ölmüştü. Boğazınc'an altın dolu keseler sarkıyordu. Yatakta ise, kafalan parçalanm' iki cesed uzanıyordu. Odanın en karanlık bir köşesinde, korkunc gözlü bir çocuk vardı. Kendisine sorulan suallere, insana korku veren kahkahalardan baska cevab veremedi. Yanaşma Pierre çıldırmıştı! Belediye reisi katili göstererek: Eden bulur, dedi. Fakat, efendilerinin imdad'^a koşmak için vukan cıkmıs olan küçük Pierre konusabilseydi «fazilet her zaman mükâfatını göremiypr» derdi. Dokuzuncu beynelmilel RADVO Bu aksamki program J dişçilik kongresi Viyanada açılan kongrede Türk heyeti ve tebliğleri çok alâka uyandırdı Kongrenin açılış celsesi F. VARAL SEHtR tSLERt Belediyede dört müdürlük münhal Belediye müdürlerinden iki kişinin kaymakamlıklara tayini, bir kişinin başka memuriyete nakli ve db'rdüncüsünün de vefatı dolayısile Belediye kadrosunda dört müdürlük boş bulunmaktadır. Bu ralara yapılacak tayinler ancak bu ay başından sonra yapılacaktır. Esasen kaymakamlıklara tayin edilen Ievazım mü dürü Mahmud ile muvazene müdürü Cemal ancak aybaşmda yeni vazifeleri başına sideceklerdir. BORSALARDA Ispanyol parası biraz yükseldi Ispanyol parası son düşüsünden sonra dün biraz yükselmiştir. Dün 5,99 da açı'an Pezeta 6,09.42 de kapanmıştır. (Çagınlar, konferanslar, kongriüeP) Türk tahvilâtı yükselmekte devam ediyor Malî itibarımızın bir remzi olan millî tahvillerimizin kıvmetleri yükselmekte devam etmektedir. Türk borcu tahvilleri dün 22,47,5 e kadar yükselmiştir. Merkez Bankası hisse senedleri dün 74,5 te açılmıs ve 75 e kadar yükselmiştir. Hacıosman bayırı Tarabya Ergani ve Erzurum Sıvas dahilî is yolu bir hafta kapatılacak tikrazları tahvilleri de yükselmekte de Hacıosman bayırı ile Tarabya arasın vam etmektedir. da yol, tamirat dolayısile ağustosun on Maliye Vekili de tstanbulda ikisinden itibaren bir hafta müddetle büMaliye Vekili Fuad Ağnlı Ankara tün nakil vasıtalarına kapatılmıştır. dan şehrimize gelmiştir. Birkaç gün buCerrahpaşa hastanesine ilâve rada kalacaktır. Bütün bu kısım eserin mukaddemesi mahivetindedir. Sonraki kısım da Os man Bey ve Orhan Bey devirleri, Âşık Paşazade Tarihi ile mukayese edilerek, incelenmekte ve bu arada diğer bazı tarihlerin bu devre aid malumatı da Evvelâ, Beynelmilel Federasyon (F. zikredilmektedir. Bu malumat hakkınD. İ.) reisi Fransız üstadlarından Villain da da, aralarındaki farkı göstermek üzere. mukayeseli bir şecere ve bir cet bir açılış nutku irad ederek bütün dünya diş hekimlerinin ittihadının ehemmiyetinvel tertib edilmiştir. den bahsetti. Sonra sözü kongre reisi ViKitabın sonunda mevcud on «Neşri» yana Diş mektebi müdürü Pichlere vernüshasmın mufassal tetkiki vardır. «Neşri» tarihine benzedikleri için onun di. la karıştırılan bazı tarihler hakkında Pichler de bu kongrelerin lüzum ve emalumat verilmektedir. hemmiyetinden bahsettikten sonra ilk sö«Neşri» nin İkinci Beyazıda yazdığı zü hükumet namına riyaset mevknnde bir şiirde faksimile olarak esere ilâve bulunan Sıhhiye Nazırına verdi. Nazır edilmiştir. kongreye muvaffakiyet dıledi. Sonra reis Kitabda bir de bibliyoğrafya var ki, sözü Belediye reisine vardi. Belediye reo da eserin nekadar esash bir tetebbü isi kongre azalanm şehir namına selâm mahsulü olduğunu göstermeğe kâfidir. ladı ve muvaffakiyet diledi. Bundan Müellifi tebrik eder ve eseri bütün ta sonra reis, riyaset kürsüsünün yanlarında rıh meraklılarına tavsiye ederiz. mevki almış olan her milletin millî komite reisini alfabe sırasile kürsüye çağırdı. Millî komite reisleri kürsüye gelip reise teşekkür ettiler, azayı selâmladılar \e Kongreye davet sonra aza arasında oturmakta olan kendi İstanbul Avcılar ve Atıcılar Birlfginden: İstanbul Avcılar ve Atıcılar Bırlığinin se azalarına işaret ederek ayağa kaldırdılar. nelik kongresi 15 ağustos 1936 cumartesi Diğer bütün aza bu kalkanlan şiddetle günü saat 14 te Birlığin Bahçekapıda A Ikışladılar. gobyan hanında 6 numaradaki merkezinde toplanacaktır. Saym üyelerin herhalde Holanda millî komitesi reisi bir ka gp'meleri rica olunur. dındı. Polonyanın Peronunki askerdiler. MOMTRÖ büyük siyasî zaterinden Litvanyanın ekser azası kadmdı. sonra j Sıra bize gelip te millî komite reisimiz profesör Kâzım Esad kürsüye çıktığı za man tufan gibi bir alkış koptu. Türkiy;ye ordumuzun girişi Büyük tören den kongreye iştirak eden diş hekimleri profeseör Kâzım Esaddan başka profe sör Ziya Cemal Aksoy, doçent Suad îsTürkçe izahatlı filmi bugünden itibaren Viyana (Hususî) Her beş sene de bir defa Avrupa veya Amerikanın büyük şehirlerinden birinde, beynelmilel Dişçilik Federasyonu tarafından bir (Beynelmilel Dişçilik kongresi) akdedi lir. Bu kongrenin dokuzuncusu ağustosun ikinci günü Viyanada meşhur Sen Şarl kilisesi karşısındaki muhteşem Musiki sarayında açıldı. Bu sarayın alt katı idare, posta, fotoğrafhane ve saire gibi kongre hizmetlerine tahsis edilmişti. Yukandaki üç büyük salon da kongre müzakeratına aynlmıştı. Dinleyicilerin müzakeratı arzu ettiği dilde dinlemesi için salona âhizelcr konmuştu. Açılış merasimi bu salonlann en büyüğünde yapıldı. mail Gürkan, doçent Feyzullah Doğru er, doçent Pertev Ata, Mehmed Mu ammer, Halil Hasan, Halıl Ilyas, Ma cid, asistan Ikbal, asistan Münevver Okan, Reşad, Hâmid, Celâl, başasistan Nihad Berk, başasistan Galib Rona, Hüsnü ve refikasile asistan Lem'iden mürekkebdir. Pazar günü öğleden sonra Vöslav ve Badene bir kongre gezintisi yapıldı. Pazartesi günü sabahı saat sekiz buçukta üç büyük salonda birden kongre müzakeratı başladı. Burada her yerde ve her tarafta Atatürkten ve onun büyük eserinden bahsedilmektedir. Kendimizin Türk ol duğumuzu söylediğimiz zaman bize gösterilen sempati ve üzerlerimize in'ıtaf e den takdir gözleri göğüslerimizi iftiharla dolduruyor. Beynelmilel dişçilik kongresinde üç büyük meslek adamına Milletler mükâfatı denen ve bu isimdeki bir büyük meslek adamının ölümünde vasiyet ettiği bir mükâfat verilir. Bu seferki mükâfat Fransız üstadlarından Roy, Avusturyalı Gott lieb ve Polonyalı Zilenskiye verilmiş tir. İSTANBUL: 18 dans musikisi (plâki 19 haberler « 19,15 muhtelıf plâklar 19 30 çocuk saati, hlkâyeler . 20 muhtelif sololar 20,30 stüd. yo orkestraları 21,30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu Ajansınırî gazetelere mahsus havadıs servisi verile? cektir. VİYANA: 18,10 Salzburg musıki şenliklerl, lstira a hat esnasında konferans 23,30 haberler, hava raporu . 23,40 Berlinden naklen Olimpiyad haberleri 24,10 komışma 24,25 dans musikisi. BERLIN: 19,05 musiki 20.05 gramofonla konser» 20,55 haberler 21,05 Olimpiyad haberle. ri 21.25 eğlenceli musiki ve dans hava* ları 23,05 havalar 23,20 Olimpiyad ha * berleri . 23.50 dans havalan 1.05 gramoi fon 2,05 gramofonla gece musikisi. BTJDAPEŞTE: 17.20 çocukların zamanı 18,10 Salzburg musiki şenlikleri 20,15 Şan konseri 20,50 hikâyeler 21,10 Salzburgdan . 23,30 ha . berler 23.50 Berlinden naklen Olimpiyad haberleri 24,20 cazband takımı 1,10 ha« berler. BÜKREŞ: 18,05 Vıyanadan naklen Salzburg sen < likleri 23,20 dans musikisi 23.50 alrnan* ca, fransızca ve rumence haberler. LONDRA: 18.20 çocukların zamanı. havadis 19.33 National istasyonu 19.45 şarkılar . 20 Natıonal istasyonu . 21,05 karışık yayın * 21.35 müzıkhol havalan 23.05 spor, ha. vadis 23,35 dans musikisi, istirahat esna« sında havadis. PARİS [P. T. T.l: 18,20 karışık yayın 19 50 gramofon . 20,40 gramofon 21,05 konuşmalaı 21,35 orkestra konseri. ROMA: 18,20 komışma, memlekefc yayını, ya « bancı dillerde konuşma . 20,05 eğlencel musiki, gramofon . 20,10 turizm ha(»rlerl Esperanto 20,25 eğlenceli musıki, fran < sızca haberler 20,40 Yunanlstan İçin ya> yın, havadis, turizm haberleri . 21,45 ka medi 22.35 senfonik konser, istirahat es> nasmda kitablara dair, en sonra havadü ve ingllizce haberler. ÇANAKKALE RESMİ GEÇİD TEŞEKKÜR Kongrenin ilk tebliği olarak Türk heyetinden profesör Ziya Cemal Aksoy bugün öğleden sonra saat on dörtte (Eski Türklerin ağız ve diş hıfzıssıhhası tarihi) rt (Eski Türk kafa ve çenelerinde tetkikler) adlı iki tebliğini yapmış ve alkışlanmıştır. Bu kadar çok bir Türk kalabalığmın kongreye iştiraki ilk defa vuku bulmaktadır. Bu vaziyet tertib heye VEFAT tinin ve azaların dikkat ve ehemmiyet göŞişli Etfal hastanesi dahiliye müte « zünü çekmiştir. hassısı doktor Ahmed Rasim Onatın pederi Yanya eşrafmdan Bay Hayret Nümerotaj için her evden 55 tin Fevzi Onat vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat 11,30 da Şişlide Etfal hastakuruş alınacak nesinden kaldırılarak cenaze namazı Belediye, geçen sene ikmal edilen nü Teşvikiye camisinde kılmdıktan sonra merotaj için 70 bin lira sarfetmişti. Bu Edirnekapı Şehidlik mezarlığındaki aile husustaki talimatnameye göre bu para makberesine defnedilecektir. Allah kennin halktan tahsili icab etmektedir. Hal disine rahmet, kederdide ailesine sabır buki bir senedenberi ancak 12 bin liralık ihsan buyursun. bir tahsilât yapılabilmiştir. Bu paranın KIZKULESt PARKINDA tamamen tahsılı için her evden 55 er kuruş tahsil edilecektir. H A L K Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlan dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda ^Ziya Nuri), Alemdarda (Abdülkadir), Bakırköyde (Merkez), Beyazıd da (Sıtkıt, Eminönunde (Husnu Haydar), Fenerde CArif), Karagumrükte (Arıf), Kü' çukpazarda 'Hıkmet Cemil), Samatya. K a camustafapaşada (Rıdvan). Şehreminind* tNâzım). Şehzadebaşmda (Halil). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Huseyin Hüsnü). Hasköyde (Barbut), Kasımpaşada (Müeyyed), Merkea nahiyede fDella Suda), (Kinyoli), Şişlid* (Nargıleciyan), Taksimde (Limonciyan). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada (Merkez), Heybelide (Yu * snf), Kadıkoy. Altıyolda (Merkez), Moda« da (Moda), Üskudar, Ahmediyede (Ah • mediye). Nöbetçi Eczaneler edilecek paviyon M I • I » Bu seneki Belediye bütçesine, Cerrahpaşa hastanesine ilâve edilecek paviyon için 190 bin lira konulmuştu. Bu inşaata aid şartnamenin hazırlanması için dün Belediyede bir içtima yapılmıştır. Içtimaa, sıhhiye müdürü de iştirak etmiştir. Birkaç güne kadar paviyon inşaatı münakasaya konulacaktır. Yeni liman tarifeleri tatbik mevkiine konuyor Liman yükleme, boşaltma, antrepo, kömür, su ve rıhtım tarifelerile Şirketihay riye, Akay ve Halic şirketleri yeni üc ret tarifeleri matbaada bastırılmaktadır. Bu yeni tarife iki güne kadar şirketlere bildirilecek ve tatbik mevkiine konula caktır. Nihayet araba durdu ve Achille Bastien etrafa şöyle bir göz gezdirerek civarı araştırdı. Sokak bomboştu, görünürde hiçbir şey yoktu. Müfettis, acaba şaşırmadım mı diye düşünüyordu. Tam Friedaya bu hususu soracağı sırada verinden sıçradı. Tony, bir lâğım ağzı kapağını açarak, sanki tanzifat memuruymuş gibi, beline kadar çıplak, delığe girmış ve mühim bir işle ugraşıyor vaziyeti almıştı. Achille Bastien, bu güzel akla gül mekten kendini alamadı. Fakat onunla nasıl konusabılecektı? Müfettis bunu düsünürken Tony meseleyi halletti. Artişt To'.v, volun ortasına doğru i lerliyerek otcmobile yaklaştı ve şoföre, valun kapanacağını söyledi. Şoför başını iğerek otomobili çevirdi. Fakat tam taksi geçerken Tony iğilerek: Herif evlerin birinde, dedi. Oto mobili bir kenara çekerek Frieda ile beraber sokac/n uclarını göz altında bu lundurun. Herif çıkar çıkmaz peşinden koşarız. Achille Bastien bu talimatı harfi harfine tatbik etti ve on dakika sonra, daha Önce bir kere daha bir bahcede birşeyler dikte ederken görmüj olduğu gözlüklü a F E R A H sinemada Sevgili kardeşim Fenerler İdaresi memurlarından Kemal Emenin vefatı dolayısile cenazesinde bulunarüarla sair su retle tazıyet edenlere, Fenerler idaresi Umum Mudiriyetıle idare mudurune ve butün muhterem arkadaslarına gösterdikleri yüksek alâka yüzünden derin teşekkürleri kendim ve ailem namına muhterem gazetenizle bıldirmenizi dilerim. Kızkardesi: Merzuka Ünaydın damm, meydana çıktığını sevinerek gördü. Dorianın verdiği izahat tahakkuk ediyordu. Achille Bastien, gözlüklü adamın biraz açılmasına müsaade ederek Tonynin kendisine iltihak etmesini bekledi. Tony gelince taksiye atlıyarak, şoföre, işaret ettiği adamı takıb etmesini emretti. Sokağın öbür ucunda kalan Friedalyı a Iamamıslardı. Zira, takiblerinin muvaf fakiyetle sona erebilmesi için beklemelerine imkân yoktu. Yarıg başladı. Herif, takib edildiğinin farkında ol mıyarak, muntazam adımlarla ilerliyor du. Bu adam altmış yaşlarında kadar olmalıydı. Eğer geniş gözlükleri olmasa kimse onun farkında olmıyacaktı. Sırtı biraz kamburlaşmıştı; kendisi, tekaüde sevkedilmiş bir muallimi andırıyordu. Gözlüklü adam şehrın göbeğine kadar geldi. Ne zaman bir taraftan öbür tarafa geçmek lâzım gelse tereddüd ediyordı>. Nihayet Wilhelmstrasseye gelerek bir mağaza.nın önünde durdu. Bu mağazanın camekânında. kücültülmüş bir sıhhî imdad otomobili teşhir ediliyordu. Achille Bastien: ' H A L K OPERETi Büyük müsamere ve Sünnet Düğünü Şehir Tiyatrosundan San'atkâr HAZIM Bando Varyete Kukla Orkestra Hokkabaz Çocuk kaydı için Bahçeye mliracaat. 15 Ağustos 16 Ağustos Cumartesi Pazar Fındıklı Çocuk Esirgeme Kurumu menfaatine TAKSiM Bahçesinde Deniz Kızı EFTALYA SADi S A F i Y E San atkâr NAŞiD ve arkadaşları OPERETİ Bu akçam 21.45 te H A Lt M E Büyük Şark opereti Yarın akşam Büyükada Aile Bahçesinde HAL1ME Pazartesi Kadıköy Süreyya Bahçesinde FLORYA bir yumruk indirerek doğruldu. Ayni zamanda bir küfür savurarak, bütün vücu* dünü sallıya sallıya gülmeğe başladı. Artist Tony ne olduğunu anlamıyarak müfettişe bakıyordu. Bu kadar şiddetli bir gülmenin sebebi ne olabilirdi acaba? Achille Bastien hâlâ gülüyordu. Vay kâfirler vay! Beni atlatmat istediler amma bu sefer yakaladun onları. Gerçi bu çocukça, budalaca birşey, lâkin bunu bulmak ta gene bir mesele. Ah, kâfirler ah! Artist Tony sordu: Nedir? Ne oluyor? Fransız zabıta memuru cevab vermeğe vakit bulamadı. İhtiyar dışan çıkmıştı. .Achille Bastien: Dama taşları gene yerinden oynuyor, dedi. Bakalım oyun ne gösterecek? Başmüfettiş perdeyi indirmiş, yandan seyrediyordu. Onu gören, pusuda bir kö* pek zannederdi. İhtiyar, her zamanki gibi sakin, tekrar yürümeğe başlamıştı. Bir çeyrek saat kadar ilerledıkten sonra durdu ve bir ga zete satın aldı. lArkası vari Beşi kırk iki geçe tCumhurıyet» ın zabıta romant: 129 Yazan: Charie* de Richter Achille Bastien: Pekâlâ! dedikten sonra bir taksi çağırdı. Hemen işin başına geçmek herşeyden âlâ idi. Kahveye çabuk gittiler. Fakat ancak yirmi dakika geçtikten sonra bir garson gelerek Friedayı telefondan istediklerini söyledi. Gene kadın telefondan çabucak döndü. Gözleri parlıyordu. Çabuk gidelim. Tony bizi bekli yor, sizinle gitmemi söyledi. Aman bunlar ne heyecanlı şeyler böyle! Bayılıyorum bu gibi şeylere! Achille Bastiene göre Frieda pek haksız değildi; fakat müfettis ne onun söz lerini cerhetti, ne de tasdik. Tekrar taksiye binerek, Friedanın fısıldadığı sokak adresini şoföre seslendi. Müfettis te sabırsızlanıyor ve otomobil yürüdüğü müddetçe yumruklarını nkı yordu. Burada ne yapacak ki acaba? diye hayret etti. Yoksa Muriel Smith ve yahud gruptan bir başkası mı hasta? Herifin arkasından gidemiyeceği ci hetle, onun dısan çıkmasını bekledi. Ih tiyar birkaç dakika sonra gözüktü. Ya nında, kendisini yerlere kadar selâmlıyan bir memur vardj. Achille Bastien: Vay da vay! dedi, bizim ihtiyar demek pek kıymetli müşteri, bakın ona nasıl muamele ediyorlar. Takib tekrar başladı. Yolu kapatan arabalar işi daha kolaylaştırmıştı. Kalabalık o kadar fazla idi ki, ihtiyarın, takib edildiğinin farkına varmasma imkân yoktu. Yürüyüşüne gelince, o kadar yavaş ilerliyordu ki, onu gözden kaybetmek korkusu bile insanın aklına gelemezdi. Zaten gözlüklü adamın errtin emin adımlarla gidişi, hiçbir şeyden şüphelen mediğini gösteriyordu. Achille Bastien, bu adamın onlan nereye kadar sürükliyeceğini düşünüyordu. Cok geçmeden vaziyeti anladı. Karşısında Schlesicher gan dikilmişti. Müfettiş birkaç gün evvel Paristen gel diği vakit bu garda trenden inmişti. Birdenbire içine bir korku çöktü: Kısa boylu ihtiyar onlan atlatarak gidecek miydi? Achille Bastien her şeyi gözüne alarak Tonye, ihtiyan takib etmesini söyledi. Fakat artist çabuk gelerek yeni teminat verdi. Kısa boylu ihtiyar sadece, kom partımanı tutulan daireye girmişti. Bu haber Fransız polis rnemurunu düşündürdü. Demek ki bir kimse hareket etmek üzere idi. Hemen gözünün önünde, kaçmağa çahsan Muriel Smithin hayali canlandı. Fakat Tonynin söylediği doğru ise, istasyonlarda cari takayyüdat ve tarassudu nasıl atlatacaktı? Achille Bastien başım ellerinin arasına almış. bir taraftan düşünüyor ve bir taraftan da önüne bakıyordu. Birdenbire ürperdi. Ilerde, büyük bir Mercedes otomobili dümenini. garın kapısına doğru kırmıştı. Cilâlı sathına akseden güneş, göz ka maştırıcı bir parlakhk saçıyordu. Achille Bastien homurdanarak gözlerini kıpıştırdı. Tekrar ayni vaziyete ge lecekti. Fakat kendi kendisine birdenbire ı . ' !

Bu sayıdan diğer sayfalar: