16 Ağustos 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

16 Ağustos 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 16 Ağustos 1936 Olimpiyatlar Bugünkü güreş Yedi pehlivan arasında seçme yapılacak Tiyatro festivalinin beşinci günü münasebetıle dün akşam Tepebaşı bahçe s:nde Halk opereti tarafından Emir opereti temsil edilmiştir. Temsilde her gece olduğu gibi bınlerce kışı bulunmuştur. Bugün de öğleden sonra Taksim stadında Türk pehlivanlan arasında bir seçme müsabakası yapılacaktır. Bu seçme müsabakalarında birinciliği kazana cak olan Türk pehlivanı gelecek pazar günü Cim Londosla maç yapmak hak kını kazanacaktır. Bu seçme müsabakalarına iştirak edecek olan Türk pehlivanlan Kara Ali, Mülâyim, Dinarh Mehmed, Tekirdağh Hüseyin, Afyonlu Süleyman, Manisah Rifat ve Molla Ariftir. Aynca şehrimizde bulunan Yunanlı serbest güreşçi Maksos ta bir maç yapacaktır. Yunanlı pehlivanın Dinarh Mehmedle karşılaşması ihtimali en kuvvetli dir. Ayni zamanda bu güreşlere daha çok kimsenin gelmesini temin etmek için tri bün fiatlan 50, balkon fiatlan 100 kuruş olarak tesbit edilmiştir. Festival komitesi 30 ağustos tarihinde de Çamlıcada büyük bir kır eğlencesi tert:b etmiş ve bunun için lâzım gelen hazırhklan bitirmiştir. Emektar köprünün vedaı «Koca Istanbulun tek abahsı idim; yıllarca vurdular, vurdular!» «Artık bir daha dönmemek üzere gidiyorum. Başımı Eyüb kıyılarina, ayaklarımı Mezbaha eteklerine uzatacak, kan kokuları içime sıza sıza ölümü bekliyeceğim» r Yüzme yarışları çok heyecanlı oldu Yarışlarda Japonlar ve Amerikalılar muvaffakiyet gösterdiler. Almanlar iyi netice alamadılar Berlin (Hususî muhabirimizden) Olimpiyadlann birinci haftası atletizm müsabakalarının ehemmiyetile geçtikten sonra oyunlann merkezi sıkleti yüzme stadyomuna intikal etti. Evvelce yirmi bin kişi için yapılan yüzme stadyomuna on bin kifilik bir ahşab tribün daha ilâve edilmesine rağmen bir tek boş yer bulun mamaktadır. Bu vaziyet Olimpiyadlarda yüzmelere venlen ehemmiyeti tebarüz ettinneğe kâfi sebebdir. Bugüne kadar yapılan müsabakalar gözden geçirmeyi faydalı buluyorum. 100 metro serbest yüzme: Bu yanş çok bir hezimetti ve yazıktı. Çünkü Amerikalılar enfes stillerile adeta suyun üstünde kayıyorlardı. Üşenmedim, saydım. Amerikahlann 12 defa kol atmasına mukabil Japonlar tam 14 defa kol atıyorlardı. Ve nancak 15 veya 16 defa kol attıklan zaman Amerikalılan athyorlardı. Amerikahlann stillerine Japonların enerji ve süratine hayran kaldım. Bu bayrak yarışında ikinci bir nokta da üçüncü gelen Macarlardan sonra dördüncülük için Almanya ile Fransanın kapışması oldu. Almanya son 50 metroya kadar daima 7 metro kadar öndeydi. Ve son olarak ta takımda meşhur Fişerleri yüzüyordu. Ona mukabil Fransız takımında da meşhur Taris yüzüyordu. Taris eski günlerini hatırlatacak kadar güzel bir çıkışla bu 7 metroluk farkı kapadığı gibi bir metro farkla da Alman Fişerı geçti. Bu dakikalarda bütün stad heyecan içindeydı. 400 metro serbest yüzmede dunya birinci. lığıni ve ikincüığini kazanan Japon Makino ve Amenkah Jak Medıca enteresan oldu. Herkes ya Amerikah dünya rökormeni Peter Fichin kazanacağıni ve yahud Japon Yusa veya Atainin birinciliğini bekliyordu. Halbuki bütün tahminler yanhş çıktı. Bildiğiniz gibi Macar Çik bir buçuk metro farkla birinci oldu. İkmci, üçüncü ve dördüncülüğü üç Japon, beşincihği de Alman Fişer kazandılar. Finale kalan iki Amerikah Fich ve Higlud bunlardan sonra gelebildiler. Bu netice hakikaten sürpriz olmakla beraber Çikten birincilik olmasa bile iyi bir derece bekliyordum. Benim bu kanaatimi bizim Istanbulda eskiden yüzme antrenörlüğümüzü yapan şimdiki Almanya millî yüzme takımı antrenörü Tegetoff takviye etmişti. Tegetoff Olmipyidalardan evvel beynelmilel temas yapmak üzere Budapeşteye giden Alman vaterpolo (sutopu) takımjle gitmişti. Bu seyahatinden avdette bana Macar Çıkin çok iyi bir halde ve aoform bir vazivette olduğunu ve Olimpiyadlarda üçüncülük alabileceğini sb'y lemişti. 100 metro seçmelerden sonra da Çikin muhakkak Amerikalılan geçeceğini, fakat Japonlan geçip geçemiyeceğine dair kat'î birşey ilâve etmedi. 100 metro serbest yüzme (kadmlar): Bu yanşta da Amerikahlann hezimetile karşılaştık. Holanda bu yanşm muzafferi oldu. Zaferi memleketine getirenin kim olduğunu sormağa lüzum görmiyerek me|hur rökormen Denouden diyeceksiniz. Hayır! Değil. 1932 Los Lncelos Olimpiyadlannın kahramanı ancak dördüncü olabildi. Birinci gelen Holandah kız Mostenbrocktur. Bu yeni bir yıldızdır. Onu takiben gümüş madalyayı memleketine kazandıran güzel Arjantinli Camp bele de hiç işitilmemiş bir yeni yıldızdır. Bu yeni yıldız yakin bir atide yüzmede yeni dünya rökorlan tesis edecek bir sporcu kızdır. 200 metro kurbağalama (Kadmlar): Bu yarışın finali de çok güzel ve zevkli oldu. Almanlann muhakkak birincilik ümid ettikleri bu yarışı 932 Olimpıyadı birincisi Japon, eski yüzücülüğünün verdiği tecrübe ve taktik sayesinde kazandı. Tabiî bu netice Almanları çok üzdü. Yanş çetin olduğundan yeni Olimpiyad rökoru yapıldı. 200X4 bayrak: Bu yanş cidden harikulâde bir rökorla nihayetlendi. Japonlar 7 saniye bir farkla kendilerine aid rökoru kırdılar. Eski rökor 8 dakika 58 saniye 4/10 idi. Yeni rökor 8 dakika 51 saniye 5/10 da yapıldı. Japon ekipi Yusa, Sugiura, Taguşi, Arasiden mürekkebdi. Bunlann içinde Sugiura 200 metroyu 2 dakika 11 saniye 9/10 yüzerek kendisinin bir harika olduğunu ispat etti. Arkadaşlarından hiçbiri de bu mesafeyi 2 dakika 13 buçuk saniyeden fazla yüz medi. Halbuki Amerikalılardan en iyi rökoru yapan Flauagan bile 2 dakika 15 saniye 4/10 dan aşağıya yüzemedi. Neticede Amerika bu yarışı ancak 9 dakika 3 saniyede bitererek 15 metrodan fazla takıldılar. Bu cidden Amerikalılar için Yapılan programa göre o gün Çam Iıca bağları üzümlerinden en fazla yiyeBu müsabakalardan sonra en zevkli bilenle Çamlıca suyundan en fazla içeolarak muhakkak ki erkeklerin 3 metro bılene mükâfatlar verilecektir. yükseklıktekı tramplenden atlama müsa bakaları oldu. Tahmin edıldiği üzere de Tekirdağh Hüseyin meydan okuyor Amerikalılar büyük farkla birinci, ikinci, üçüncü oldular. En zevklisi de bu üç muİzmite giden Tekirdağh Hüseyin dün zafferin serbest numaralan idi. Maalesef gece telefonla bize şu sözleri söyledi: birinci gelen Degeneri göremedık. Zira « Bir gazetede Mülâyim pehlivanın kansının Amerikada anî olarak ağır has hakkımda söylemiş olduğu pehlivanhğa talandığını haber almış ve bu yüzden yakışmıyan ibareleri okudum. Söylemek memleketine dönmüştü. İkinci gelen ıstemezdim. Fakat bu sene içinde muhteWayne ve Greeni ze\kle seyrettik. Atlalif tarihlerde ve yerlerde misal olarak malarda Amerikalılardan sonra Japonlar, Bergamayı gösterebilirim Mülâyimi yenAlmanlar ve Mısırlılar temayüz ettiler. dim. 400 metro serbesi: 400 metro serbest Pehlivanhk usulü üzerine mağlublar yüzme yarışında finale kalan Uto, Ma daima galibleri aramak mecburiyetindekino, Negami namlanndakı üç Japondan dırler. Benimle güreş tutmak istiyen bubırisinin muhakkak bu mesafeyi kazana raya gelsin. Yann îzmitte basa 100 lira cağı tahmin edıliyordu. Amerikadan Var. Eğer Mülâyim gelim benimle güreşir Jack Medica ile Flanagamın ancak ü ve beni yenerse bu paradan maada kençüncü olabilecekleri kanaati umumî idi. disine 100 lira da ben vereceğim.» Yüzücüler hareket yerine sıra ile dizildiBundan da anlaşıhyor ki Tekirdağh ler. Deparda iki Amerikah ve îngiliz öne Hüseyin İzmittedir. Ve bugün Taksimdeki müsabakalara iştirak edemiyecektir. Geçmiş asırlarda Kasımpaşa ve Köprü Yıllar var ki yolum düşüp te o taraftan geçmemiştim. Geçenlerde bir tayyare gezintisinde onu, tepeden, bulutların a rasından gördüm. Kirli Halic sularında, can vermiş vücudü, delık deşik yüzüyordu. Ertesi gün sandalla ziyaretine gittim. Denıze vurmuş gölgesinde takatsiz, mecalsiz, perişan duruşuna daldım. Sonra Unkapanına çıkarak ilerledim, ayaklarımın altmda esniyen, çatırdıyan, oynıyan tahta döşemelerıni çığniye çiğ niye üstünde yürüdüm ve harab parmaklıklarına yaslanarak, uzun uzun ona baktım. Ölgün Halic kıyılarina pek yakışan bu derin sessizlik içinde, sade, gaibden gelen bir iç acısı gibi, onun iniltilı, hasta sesi perde perde sönüyordu: « Olüm her faniye mukadder bir akıbet... Fakat ben, işte ölemiyorum da.. Şu paramparça, kırık dökük, bitkin ha hme bakın.. Tam altmış yıl tabiatin ve ınsanların her arzularına boyun iğdim. Her zulümlerine. cefalanna katlandım. Otuz altı sene Karaköyde ve yirmi dört sene burada çekmediğim kalmadı. Kışm yağmurlann, kann altında, yazın kavu ran güneşin altında bekledim. Koca Istanbulun tek abahsıydım. Vurdu lar, vurdular sesimi bile çıkarmadım. Arabalar, otomobıller, merkeb sürüleri, yüklü beygirler hınclarını hep benden aldılar. Şehrin sefilleri geceleri benim kovuklarımda banndılar. Vapurlar beni tosladılar, fırtınalar beni hırpaladılar, rüzgârlar beni sarstılar. rafından yapılmış. Fatih gemılerini ka radan geçirip Halice indirince, gene buraya hemen, sal azmanı üzerinde beş adamm yanyana geçebileceği bir köprü kurdurmuş.. Ve İstanbul zaptedildikten biraz sonra bu köprü de sökülmüş.. Artık Halic sulan dört yüz sene köprü yüzü görmemis.. Ta (1252) ye kadar. O tarihte ikinci köprüyü Sultan Mahmud yaptırmış.. Lutfi tarihi bu köprüden şöyle bahsedermış: «Dersaadette Unkapanı sahılıle karşı Azabkapısı arasında deniz üzerinde köprü inşası halkça ve memleketçe fevaid ve muhassenatı ve hususile Tersanece mahfuziyeti mucib olacağı mütaleasıle sür'atı ınsa ve ikmali Kaptanıderya vekili Fevzi Ahmed Paşaya ihale o lundu. Muktazayi gayret üzre Ahmed Paşa derhal yaptırdığı resim mucibince tehıye olunan sallar deniz üzerine dizilerek ve birbirine bağlanarak boyu 600 bu kadar zira ve eni iki araba ile iki yüklü beygir ve iki taraflarında birbirlerine dokunmıyarak piyade kimselerin kolayca geçecek surette ve altından ufarak gemilerın geçmesi ıçın iki göz ve büyük gemiler için mahsus kapılan olarak bir cesri bahrî inşa olundu \e Leylei Ragaibin ertesi günü teyemmünen küsad kılındı. Zatı Hazreti Padisahî de haymelerini bitteşrif orada rikâb resmi icra olunduk tan ve duadan sonra kurbanlar kesildi. Tersane önündeki gemiler donatıhp toplar atılarak ılânı hal olunduktan sonra ıptida Sultan Mahmud Han rakiben ve huzzar maşiyen geçtiler. Gelip geçecek gemilere kapılarını açıp kapamak için de memurlar tayin edildi. Bunlann masraflarına karşıhk olarak Köprüden müruriye namile para alınması düşünülmüşse de Padişah: «Cesrin inşasından garaz bilâıvaz ahaliye sühulet ve menfaat göstermek olmasile bu hal muvafık düşmiyeceği ) beyanı âhsıle (zinhar kımesneden bir akçe ahnmıyarak halk:n gelıp geçmelen) o gün vükelâya irade buyuruldu. Bu sebeble de olvakit Köprüye (Hayratiye) namı verildi.» yaptmlmıstı. Halk bu köprüye hernederr se (Yahudi köprüsü) adını takmıştı. Fakat bu bahtsız köprü on gün kadar yaşadıktan sonra tutuşup yanmış, kül olmuştu. 1291 de, Karaköyde demir dubalar üzerinde ve diğer kısımlanm da demirden olmak üzere ben kuruldum. Ve ta..« (1328) e kadar orada kaldım. 1328 de şimdiki Galata köprüsü tam (237) bin altına mal olarak oraya ge lınce, bana yol göründü. Bir gün beni sürükliye sürükliye getirdiler, burada bıraktılar..» Ve kendi kendine konuşur gibi devam ediyor: « Burada bambaşka bir hayat vardı. Karaköyde, hiç olmazsa arada sırada alaylar, merasim olur, onların mızıkalarile oyalanırdım. Sonra bana yanaşan Kadıköy, Adalar ve Boğaziçi vepurlan, bunlara girip çıkanlar hosça vakit geçirmeme sebeb olurlardı. Nihayet Üsküdar eteklerini, Boğaz sularını seyrederdinu Dünyanm dört bir tarafından gece gündüz gelen büyük vapurlarla konuşurdum. Geceleri yolunu şaşırmış sarhoşlarla, gündüz, kenarlarında köşelennde buluşan sevgililerle derdleşirdim... Burada, bun ların hiçbiri yoktu.. Sırtımı kamçıhya kamcıhya geçen d>mir tekerlekli yük ara • balan, ve kafile kafile geçen, adımlan nın tok seslerini dinlediğim amele... U zaktan, bazan Unkapanı kahvelerinden bir davul zurna sesi gelir. Bazan Çeş memeydanından bir kavganın son serpintisi eser. İşte o kadar..» Vecde gelmiş bir derviş gibi sulann üstünde şöyle bir sarsıldı: « Geçmiş zaman olur ki hayali ci • han değer derlermiş... Ne doğru söz yarabbi... Alnımın kara yazısı... Bugünleri de arıyacakmışım demek.» Birden, aklına yeni bir şey gelmiş gibi, yanından geçen bir Halic vapuruna yan yan bakarak konuştu: « Bir zamanlar üstümüzden geçenlerden para ahrlardı. Bu belki size ağır gelirdi ama, ne yalan söyliyeyim, benim pek hoşuma giderdi. Garib bir hisle, bize kıymet veriliyor, sanırdım. Bu para al mak meselesi de Karaköyde kurulan ilk köprü ile başlar. Fakat o zamanlar kapitülâsyonlar belâsı oldugundan hükumet bir türlü (müruriye) koymğa cesaret edememiş... Nihayet İstanbuldaki bütün ecnebi zenginleri Tophaneye davet et mişler, bin dereden su getirerek onlara vaziyeti anlatmışlar ve muvafakatlerini aldıktan sonra 5 para müruriye resmi almağa başlamışlar... Bu beş para ona, sonra yirmiye, nihayet kırk paraya çıkmış ve en sonunda yani 1 haziran 930 da kaldırılmıştır. Geçenlerde yoldaşım Karaköy köprüsü üşenmemiş bir hesab yapmış, 1261 den 1930 a kadar tam 84 sene 1 1 ay 8 gün yani ceman 31,578 gün müruriye alın dığını anlamış...» Koca bir romorkör dumanmı savura savura yaklaştı, adamlar koşuştular, bağırıştılar, halatlar atıldı, zavalh emek • tar köprünün bir tarafına yapıştılar, bulanık sulann üstünde sürüklemeğe başladılar. Boynu bükük, bitkin bir halde, hıçkırığı andıran bir sesle son sözünü söyledi: « Gidiyorum... Bir daha dönme mek üzere gidiyorum işte.. Orada başımı Eyüb kıyılarina, ayaklarımı Mezbaha eteklerine uzatacak, kan kokulan içime sıza sıza, sonsuz serviliklerin ahiret havası içinde, Hazreti Eyüb sabrile, bir türlü gelmiyen ölümü bekliyeceğim.» Karamürselde yüzme havuzu Karanaürsel 15 (A.A.) Kasa bamızda yapılmakta olan yüzme havuzu vnşâatı ılerlemektedir. Havuzun inşaatı 21 ağustosta bitirilecektir. Türkiye yüzme birinciliklerinin burada yapılması için teşebbüsatta bulunu* lacaktır. Uşakhların Yaşara hediyesi Kadınlar arasında 100 metro sırtiıstu yuzme müsabakasını kazanan Holandah Nıdo atladılar. Birinci 50 metroyu îngiliz Levvens birinci, dığerleri beraber bitirdiler. 100 üncü metroda Japon Uto az bir farkla birinci, Medica ikinci bitirdiler. Va kitleri 1 dakika 6 saniye idi. İki yüz metroda Medica gerilemeye başladı. Bir buçuk metro önde olarak Japon Uto yüzüyor, ayakları bir vapur pervanesi gibi çahşıyordu. Buna mukabil Medica adeta rahat ediyor denilecek kadar hafif yü züyordu. 300 üncü metroda Uto birinci, Medica ikinci, Negami ve Makino üçüncü idiler. Artık aralardaki fark bariz bir surette belli oluyordu. 350 nci metroda yanş ayni vaziyeti muhafaza ediyordu. Son elli metroda Amerikah Medicanın gayretle güzel bir finiş yaptığı, tam 90ıncı metroda Japon Utoya yetiştiği ve bir kol farkile birinci geldiği hayretle görüldü. Dereceleri yazıyorum: Birinci Amerikah Medica 4 dakika 44 saniye 5/10. İkinci Japon Uto 4 dakika 45 saniye 6/10. Üçüncü Japon Makino 4 dakika 48 saniye 1/10. 200 metro kurbağalama (Kadmlar): Bu yarışı Japon Mayehata 3 dakika 3 saniye 6/10 ile birinci bitirdi. İkinci Alman Genenger, üçüncü Danımarkah Sörensen oldu. Bu netice Almanları mem nun etmedi. 3 metro yükseklikieki tramplenden atlama (Kadmlar): Bu müsabaka cidden enfes oldu. Bilhassa birinci \e ikinci gelen Amerikah Mis Gestring ve Mis Ravvlsın yaptıkları serbest gösteris numaralan pek enfesti. İki güzel Mis çok alkışlandı. NEVM1 HASSAN Uşak 15 (A.A.) Uşak Genclerbirliği, Olimpiyadlarda Türk bayrağmı şeref direğine çektirmeğe muvaffak olan Ve son bora olanca hızile gene bana SÜreşçimiz Yaşara Uşak Yılancıoğlu yüklendi, sular demir ayaklarında köpür fabrikası mamulâtmdan bir elbisehk hedü, yeller tahta kaburgalarımda kudurdu. diye etmeğe karar vermiştir. Takatim kalmamıştı artık, göğsümü açtım Kolejde atletizm ve «al canımı diye...» feryad ettim. G ö r müsabakaları seydiniz, o gece, üstümde nasıl azdılar, Bugün saat 15 te Bebek Robert Kollej nasıl coştular. Nasıl tepine tepine demektebi stadında Rumelihisarı İdman lik deşik ettiler beni... «Oh.. Artık kurBirliğinin senelik atletizm bayramı tuldum.. Yarın bir kenara çeker atarlar, vardır. ve orada sessiz sadasız son nefesimi veriBu bayramda birinci, ikinci, üçüncü rim» diyordum. Zavalh ben, meğer ne gelenlere madalyalar verilecek, bayrak bedbahtmışım. Bakın hâlâ çalışacaksın, Ne izi, ne sesi, ne küçücük bir alâ takımım kazanacak takıma da bir kupa dıyorlar ve beni sürükleyip baska bir ta meti kalmış ecdadın deşilmiş hatırasile hediye edılecektır. rafa kurmağa götürüyorlar. Orada gene üzülmüş gibi, bir lâhza sustu, sonra gene çekeceğim gene...» yavaş yavaş anlatmağa başladı: Sesi gittikçe derinden, gittikçe incele « O tarihte Galatada köprü yokmuş. rek geliyor: Çünkü Padisahlar Topkapı sarayında « Mıhlandığım bu yerden bir tarafa otururlar ve Galata cihetleri kâfiristan kımıldıyamadım ki, yeryüzündeki eşle dan sayıhrmış... İlk Galata köprüsü rimin ne halde olduklarını bileyim. An 1261 de kurulmuştur. Bunun da küşad cak, bazı kış geceleri, sabaha karşı el a resmini Abdülmecid yapmıştır. Bundan 18 sene sonra Abdülâ yak kesilince, kirli dalgalarla öpüşmekten usanan molozlu kıyılar bıraz da bana dö ziz bu köprüyü Unkapanına naklet neler, benimle derdleşirlerdi de anlatır tırmiş ve Galataya yeni bir köprü yaptırİspanya ile ticarî ve malî münasebetlelardı; meğer bu deniz benden bahtsız mıştır. İşte bu tarihde Halicde, ilk defa rimiz üzerinde birkaç gündenberi hasıl oköprü görmemis.. Meselâ bakın ilk olarak üç köprü kurulmuş bulunuyordu. lan endişeler yavaş yavaş dağılmağa ve ceddim... Yani bu sular yaratıldı Bu üçüncü köprü Ayvansarayla Hasköy vaziyet vuzuh kesbetmeğe başlamıştır. ğından beri üzerine kurulan ılk köprü, arasında Cezairli oğlu Mığırdıç isminde Dün İspanya ile yeniden iş yapmamız ıhTürkler İstanbula girerlerken Fatıh ta biri tarafından tahta ve kazıklar üzerine timalleri vücud bulmağa başlamıştır. Cumhuriyet Merkez Bankası dün sa bahtan itıbaren İspanyadan hesabı gelmiş ve klering hesabına geçmiş ihracat mal larının bedellerini vermeğe başlamıştır. Son günlerde Merkez Bankasına İs panyadan bazı hesabların gelmiş olması Ispanyada moratoryomun kısmen olsun kaldırılmıs veya memleketimiz için tatbık edılmemekte bulunmuş olduğunu göstermektedir. Dün birkaç İspanyol firmasından ihracatçılarımıza oradaki mallarımızla yeniden mal sevki hususunda bazı teklifler »elmiştir. Bu teklıflerde anlasma olduğu takdırde tediyatın Türkiye için en iyi «artlarla vapılabileceği de ilâve edilmiş tir. Bir istimbot köprü parçalarım çekiyor îspanya ile ticaretimiz düzeliyor Merkez Bankası giden malların bedelini veriyor KANDEMtR

Bu sayıdan diğer sayfalar: