25 Ağustos 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

25 Ağustos 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BU GÜ N 2 n d sahifede: Siyasî icmal 3 tincü sahifede: Bir İtalyan profesörü diyor ki: «Atatürkün soy adı bence bir semboldür» 5 inci sahifede: Yeni Türldyenin ruhu 6 ncı sahifede: Spor haberleri umhuriy üio ! 441Z İSTANBUL • CAĞALOĞLU Telgraf re mektub adresl: Cumhuriyet, îstanbul Posta katusu: Istanbul, No 246 IIIIIIIIIIMUIMIIinilltHMIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIHIIIItllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllMlllllllinillllllllllllllllllllIIIIIIIIIIIIM J O I nc ix t inor 03İI 2 5 AyUSTOS İ3tW Telefon: Başmuharrir ve evl: 22366 Tahrlr heyetl: 24298 lâare ve matbaa tasmlle Matbaacılık ve Neşrlyat Şlrkeü 24299 . 24290 Fruuada PtutUmtmtp tatfH MecHs Reisi Heryo ( OtelSÇe ) «M v kişilik oda istiyorum. I Üçüncü Türk Dili Kurultayı merasimle açıldı UllfllllllMMIIMMIIIIIIIIMIMMIIIIIIIIIIMtMİfMIIIMIIIIIIHlllllllllHIIMIIIMMIIIItlllllllllHlflllMlllllllllllMtlllltllllllllllltllllllllllllllllllMIIIIIIIIIMIll Dil Kurultayı, beynelmilel bir ilim toplantısı şeklini alıyor IMIIIIIIIIIIIIIIItlllHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIinillllllMIMIIIIMIMIMIIIIIIIIIIIIIIIlHIIIMIIIMIHIIIMIIIIIIIUIimHIHHtllM Dünkü Kurultayda T Atatürk, ecnebi bilginler ve Kurultay üyeleri müzakereleri takib ederlerken Atatürk, iki celse arasında Fransız dil alimile konuşuyorlar ve locas ından müzakereyi takib ediyorlar Hâdiseler arasında Kurultayın Açılışı ün Üçüncü Dil Kurultayı, Dolmabahçe sarayı salonunda, münevver bir kütlenin büyük kalabalıgı huzurunda açıldı. Milletin insanî ve medenî en kıymetli bir işi olan ve Büyük Atatürkün nurlu kılavuzluğıle bütün memlekette pek kuvvetli alâkalar uyandıran dil meselemiz dünkü Kurultay açılış celsesinde en yüksek ehemmiyet ifadesini bulmuş gibiydi. Başta Cumhurreisimiz Atatürk olarak hükumet erkânımız hepsi orada idiler, ve Büyük Millet Meclisi azalarile memleketin dil işıne içten i!gi gösteren bütün münevverleri büyük salonu hmcahınc doldurmuşlardi.' mabahçenin evvelleri yalnız şatafatlı merasimin kof tantanalarından başka birşeye makes olamıyan daireleri cumhuriyet rejiminde ilim ve irfan kaynagı haline getirılmiş bulunmaktan biraz mütehayyir, birçok ta mağrur ve müftehir gibiydi. Tam saat ikide Cumhur Başkanı, yanmda Hükumet Reisi ve mülkî, askerî dığer devlet erkânı bulunduğu halde sarayın büyük merdivenlerinden inerek Kurultay salonuna girdiler, ve tam bu sırada çalınmağa başlryan İstiklâl marşile herkes ayağa kalkarak ortalık gönüllerin vecd ve heyecanı içinde ellerden boşanan alkış tufanlarile çmladı, çmladı. Kurultay açılırken... Maarif Vekili ile Bayan Afetin mühim nutukları Atatürkün şeref verdiği ve 15 ecnebi âlimin iştirak ettiği ilk içtima fevkalâde bir hâdise halini aldı Dil Kurultayı Ispanyada son vaziyet Hükumet kıt'aları Oviedoya girdiler, ihtilâlciler Madridi bombardımana hazırlanıyorlar, her yerde harb şiddetlerxü Almanyanın silâh ihracatma ambarfo koymaM her yerde memnuniyet uyanckrch Rabat 24 (A TS'urultay, Türk dilinde aranan ve *•• bulunan hakikatlerin »ergisidir; orada, halkm önüne konan bu yemişlerden kendisine aid besi ve tad paytnı çıkarmak, yalnız herkese düşen bir hak değil, bir vazifedir de. Halk içinde bu vazifeyi yiiklenme si lâzım gelenler, konuşanlardan ev vel yazanlardır,' çünkü inkılâb türk çetinin örneklerini onlar verecekler dir. Kurultay, bunun için, konuşan lardan ve okuyanlardan evvel yazan lara hitab ediyor. Kurultayın bulduğu madenleri iş liyerek ve işleterek ham madde ha linden çıkarmak, dil piyasasında is tihlâki mümkün bir hale getirmek muharririn kaleminden beklenen büyük iştir. tşliyeceği madde üstünde çofi düfünmeğe mecbur olan bu ka lem, inkılâbın istediği çabukluğa da uyarak, aklm ve muhakemenin ya vaşlığım güzel ihtirasların süratile karıştırmağa mecburdur. A.) Seville radyosu, dün öğledeı sonra yapmış oldu ğu neşrıyatında aş= ğıdaki tebliği ver miştir: Endülüşte kızıl ların iki kolu, ku vetlerımiz tarafın dan hezımete uğra hlmışhr. Bunlarda birisi hava, dığe Bu işte ne hevesin aceleti, ne de de kara kuvvetle' nrf düşünmenin ağırlığı ve mtymın • tarafından bozul tılığı olmalıdır; koşması düşünmesine ve düşünmesi koşmanna mâni olmı muştur. Garbde Ge Frankonur yan zeki bir yarışçının bütün hızı ve neral kuvvetleri, kızılların hüneri yazanlardan bekleniyor. Bu millî iradeye kalemin vereceği mühım bir kuvvet cevab şudur: Hazırım. Madrıdın çar'bınde Oropesa koyunde sokak muhareben PEYAM1 SAFA Kurultay Başkanı Maarif Vekili Saffet Arıkan, Bayan Afet, îbrahim Necmi Dilmen ve Pro~ fesör Yusuf Ziya özer nutuklarını söylerlerken En büyük kültür işimiz olan dilimizin Kurultayını Kültür Bakanı açtı, ve kısa nutkunda dil tetkikine aid çalışmalann özlü bir hulâsasını yapmış oldu. Sıra Kurultaya bir başkan seçmeğe gelince Kurultay istihkakına munzam bir ehliyetle kürsüyü işgal etmekte olan Bakanı ittifakla başkan yaptı. Saffet Arıkan Kültür Bakanlığına gelmeden Türk Dili Tetkik Cemiyetinin başmda onun çalışTürk Dil Kurumunu kuran ve koru seler de ayakta idi. Bu sebeble aynca malannı tanzim ve idare edıyordu. Kuyan Ulu Önder Atatürkün yüce himaye sandalyeler temin edıldi. rultay kendi divanım teşkil ederken de Kurultayda bulunanlar bu kültürel mesaisinde kendisinin ağabe si altında ve yüksek huzurile, Üçüncü Türk Dil Kurultayı, dün saat on dörtte, Salonda bulunanlar arasında Vekilleyisi yerinde olan Tarih Cemiyetine nekadar büyük kıymet verdiğini anlatan çok Dolmabahçe sarayında çalışmalanna rimiz Saffet Arıkan, Şükrü Kaya, Dr. Tevfik Rüştü Aras, Ali Çetinkaya, Kâmanalı bir dikkat gösterdi: Asbaşkanhk başladı. Kurultay îçin hazırlanan, Dolmabah zım Özalp, Fuad Ağralı, Ali Rana Tarlardan birine Tarih Cemiyeti asbaşkanı Bayan Afetin seçilmesi bu dikkatin ha çe sarayının antresindeki büyük salon, han, generallerden Orgeneral Fahreddin kikaten pek yerinde ve pek güzel bir ifa saat on üç buçuğa doğru, tamamen dol ve Ali Said, Harb Akademisi Kumandesini vermiş oldu. Diğer asbaşkanlıga muş vaziyette idi. Saat on dörde on ka danı Korgeneral Ali Fuad, Kolordu Ku[Arkası Sa. 7 sütun 1 de] Kamutayın asbaşkanı Nuri Conker se la, herkes yerliyerinde ve pek çok kimçilmiş, dört kâtiblikten ikisine de iki gü IIIIIIIICIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIirilllMllllirMIIMIIIIIIMinillilllllllllliriPIIIMIIIIIIIIIlllllllllllllllllllllllllllllllllllimMIIIIIMIIIIII II1IIIIIIIIİIIIIII III zide bayan getirilmiştir. Böylelikle dil dünkü mazisinden ayırd etmek için ona üzerinde çok itina ile çalışılmış bir eser teişimizdeki millî alâka en büyük hatlarile mütemadiyen yeni Türkiye unvanmı ver siri yapmıştır. Cemiyet iki yıl ıçınde haen toplu ve en toplayıcı bir şekilde göste mekte devam etmek mecburiyetini hisse kikaten pek çok çalışmış ve ortaya pek nlmiş oluyordu. diyoruz. Fakat dün Bayan Afet, Kurul çok ta eser çıkarmıştır. Arayerde dahiyaTarih Cemiyeti namına Dil Kurultayını kutlulamak için kürsüye çıkan Bayan Afet bu vesile ile divanın kuruluş şeklinden dolayı gerek kendi adma, gerek diVan arkadaşları hesabma yüksek Kurultaya teşekkürlerini sundu. Fakat bununla iktifa etmiyerek Atatürkün kılavuzluğu tneşalesile kurulmuş olan tarih teziınizle gimdi üzerinde uğraştığımız dil çahşmalanmız arasmdaki muvaziliği bütün canlı kesinliğile ve pek güzel ifadelerle belirtti. Hakikaten bizde dil ile tarih, Atatürkün îrşad ve idaresinde yekdiğerini ikmal eden çok ileri önemli millî iki ilim unsuru olmuşlardır. Tarihten dilin ve dillerin menşei hakkmda çok istifade ettik. Şimdi dil üzerindeki tetkikler de tarihi aydmlatmakta devam ediyor. iTiirkîyede çok şey degişmiş oldugu fçîn şimdiki halile memleketimizi dasha On altı maznun idama mahkum Moskova mahkemesi suikasdciler hakkındaki kararını dün verdi lenni bozmuşlar ve onlardan on altı mitBu muzafferiyetin büyük bir ralyöz, otuz kamyon, bir tank, bir sıhhi yeti vardır. Çünkn kızılların ba kolu, çok otomobili ve mühım miktarda malzeme kuvvetli ve Madrid hükâmeti tarafauiftn lArkası Sa. 6 sntun 4 *e] zaptetmişlerdir. IIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIItllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll 1 4 IIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIHHIIIIHIIIIIIIIIIIHI IIIIIHinillltllllllllllllHHHKUtKHHIHI ' Cumhuriyetin Büyük Avrupa Ânketi Yazan : Peyami Safa 5 k Moskova 24 (Hususî) Suikasdcı ların muhakemesi bitmiştir. Heyeti hâkime 8 saat süren uzun müzakereler den sonra 16 maznunun da idamına ve mallarının musaderesine kaıar vermiştir. Kararda. maznunların Kirofu öl durmekten başka, başta Stalin olmak üzere dığer Sovyet rüesasma karşı suıkasd hazırladıklarma kanaat getirıldi ğı bıldırılmektedir. İdam kararı 72 saat zarfmda infaz edılecektir. Bununla beraber, mahkiiinlar Merkezî İcra komitesine müracaat etmek hakkını haizdirler. Merkezî îcra komitesi ısterse idam cezasını on sene hapse tahvıl edebilir. Moskova mehafılinde mahkumların cürümlerini itiraf ettıklerinden dolayı tay kürsüsünde en derin ilim meselelerine ne bir Türk buluşjı olan Güneş Dil teo idam cezasından affedilmeleri muhte kolaylıkla temas ederken, bizzat kendisi, risi bütün bu mesaiyi taclamıştır. Bütün mel oldugu söyleniyor. Troçkinin karar hakkında bu değişıkliğin en beliğ bir şekline canh bu çalışmaların her biri ayrı ayn İbrahim timsal olmuştu. Yerli yabancı bir sürü Necmi Dilmenin dünkü raporu kadar töyledikleri ilim adammm kesif kalabahğı huzurunda tafsilât isterdi. Bununla beraber Genel Londra 24 (Hususî) Moskova mahbir Türk kızı yarın arsıulusal olmağa Sekreterin bir saatten fazla süren dünkü kemesınin kararmı bu sabah Osloaa namzedliğini iddia ettiğimiz çok ehem raporunda eksık kalmış hiçbir nokta da öğrenen Troçki şunları söylemiştir: < Bu kararı beklıyordum. Polis itimiyetli bir mesele üzerinde bütün bir sa yoktu, ki onun asıl büyük meziyeti de işte raf ettikleri takdırde ölümden kurta burada idi. lâhiyetle konuşuyor ve bu arada Kurulrılacaklarmı vadettiğinden, maznunlar Bundan sonrasını tezlerle onlar üzerintay divanına erkeklere müsavi bir miktaritıraflarda bulunmuşlardır.» la kadın seçilmış olmasınm dahi dıkkatin deki münakaşa teşkil edecektir. Kurultaden kaçmamış olduğunu en tabiî bir ifade yın dil meselemiz üzerindeki mesaisi üze Stalinin yeğeni de tevkif edilmiş Dün İstanbula gelen Deyli Ekspres ile anlatıyordu. Rejimin Türk milletinde rinde okuyuculanmıza mümkün oldugu gazetesinde okuduğumuza gdre Sovyet yarattığı en büyük inkılâb, başka misalle kadar fazla malumat vermeği vazife bilirin hiçbirile, bu tablonun çok yüksek ma yoruz. Bugünlük sözü bitirmek için diğer Rusyadakı son hâdıselerle münasebet tar olmak üzere tevkif edilenlerin sa nalı manzarasmda görüldüğü kadar be millet işlerımizin kâffesinde oldugu gibi yısı 200 den fazladır. Bunların arasında dil meselemizde dahi daima ileri götürülâgatli ifade edilmiş olamazdı. Stalinin yeğeni elli dört yaşında buluTürk Dili Tetkik Kurumu Genel Sek cü ve daima yükseltici Başbuğumuz olan nan Dımıtrı Djugaşvili de mevcuddur. reterinin İkinci Kurultayla Üçüncü Ku Büyük Atatürke bu vesile ile de tekrar Kendisi, Stalinin ana vatanı olan rultay arasmdaki çalışmalan telhis eden sonsuz tazim ve şükranlarımızı sunanz. Gurcistanı, Sovyet Rusyadan ayırmak YUNUS NAD1 raporu nisbetle az sahifede ifade eden, lArkası Sa. 4 sutun 3 te] Parise yaklaşırken Fransa topragında Vagon restoranm garsonu îlk Fran«ızın öfkesi Fransız ne zaman feveran eder? Bir gazete alırken... Parise yarım saat kala... Lozandan Parise giden trende Nadir ! Nadile beraberiz. Onun asıl maksach, Fransanın merkezinde birkaç gün kal dıktan sonra, senelerdenberi Mozart hakkında yazmaya hazırlandığı bir kitaba aid vesikaları toplamaya devam etmek için Salzburga kadar gitmek. Vatandaşhk, dostluk, meslekdaşhk ve ayni gazeteye mensub olmak gıbi hüviyetinin bana çok yakın dört sıcak çizgisi arasında, ayrıca müstesna bir insan kalitesi taşıyan biı rehberle beraber olmanın sevincine, bir de, Fransa hududlarından içeri gir menin büyük neş'esi katılıyor. Fransa! Bu kelime, pek genc yaşımdanberi benim içimde, benliğimizin etrafını alan ve onun yerine geçmeğe çalışarak, onun kadar merkezî, onun kadar sabit ve devamlı olmaya uğraşan, vatan gibi, ana gibi, üstünde bütün sevgilerimizi şahıslandırdığımız varlıklar gibi, nefsimizin yerini kapmaya hazırlanan bir yakınlık cazibesini haiz, birkaç sayılı mefhumdan biriydi. Bu kelimenin sebebsiz ve durup dururken içimde çmladığı zamanlar çok olmuştur: Fransa! Türkçeden sonra dilini anladığım, türkçeden sonra kitabını okuduğum, bütün garb kültürünü temsil ediyormuş gibi Avrupaya aid Pansin gece manzaralanndan: Meşhur Eyfel kulesı nurlar ıçinde her kıymetin merkezi sandığım F*ransa! Fransa topragında olmak, bana, rüyasınm içindeki harikulâde lezzete gözlerini açar açmaz da kavuşan bir ınsanın ölçüsüz saadetini verebilirdi; fakat bir sev ginin tam tasavvuru için muhayyilenin tArkast Sa. 5 sütun 4 iel

Bu sayıdan diğer sayfalar: