8 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

8 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 8 Birincitesrin 1936 ımonı.. Blasco Jebanez'den ^ Bu akşam MELEK bfr incisi Sinemasında sinema filimlerinin hakikî Valence eyaletindeki bütün köy ve yıldızlafı seyrediyorlar; fırtına ve yağkasabalarda hemen hemen onu tanırm murda kendilerini banndıracak kullayan yoktu. Daha uzaktan, klârnetası nılmıyan bir hayvan darhı buluncıya nın sesi duyulur duyulmaz, çocuklar o kadar bir yerden bir yere sürükleni na doğru koşmağa başlarlar. Kadınlar yorlardı. Baş rollerde: geçen sene takdirlerle ve alkışlarla karBöylece aşklannm ilkbaharını geçirbirbirlerini haberdar etmek üzere penşılanan, (UNUTMA BENi) filminin unutulmaz yaratıcısı mekte idiler. cerelere gelirler... Kahvelerdeki, ka Dimoni yirmi sekiz yaşında.. Bu yaşa barelerdeki erkekler de dışan fırlarlar. kadar çalgısından ve şarabdan başka O, yanaklarmı şişirir; müphem bakışlarla gözlerini havaya diker ve etrafın hiçbir şeyi sevmemiştL Fakat şimdi.. ve da kopan alkış tufanı arasında put gibi Mendilci kızm kollannda, bir başka şakımıldamadan, saatlerce çalardı. Her rabın sarhoşluğunu geçiriyordu. Filvaki mendilci, kara kuru bir şey.. Aynca ; PARAMOUNT dünya haberleri gazetesinin büyuk muvaffakiyeti: Ispanya vakayii : Alkazar ateşler yanı çatlamış bulunan eski klârnetası içinde vesaire ve tabiî ve nefis renkli M. G. M. Miki Mavs. Dikkat: Numaralı biletlerinizi evvelden aldırn. Fakat ateşli.. Aşk kudretine sahib.. Gerda alkışlan onunla paylaşırdı. ^ • • • ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H Telef on : 40868 ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ gin vücudlü bir kızdı.. Önceleri bu serserile alay eden kadınŞarab ve aşk Dimoniyi şişmanlatmış, lar, yavaş yavaş onu güzel bulmağa göbekleştirmişti. Şimdi temiz giyiniyor. başlamışlardı. tri, kuvvetli, geniş alınlı, san saçlı, mağrur hafifçe iğri burunlu Sevgilisinin yanında daha sakin, daha uslu yürüyordu. bir delikanhydı... Kıza gelince o da Dimoniden başka Dimoni yalnız çok içerdi. Şöhreti, ffiuhiçbir şey düşünmüyordu artık. Bütün sikideki fevkalâde istidadından ziyade sevgilerini, şefkatini ona harcıyordu ve körü sarhoşluğundandı. Klârnetacı, eyaletin en tamnmış çal her gittiği yere beraber götürüyordu. Bir dua esnasmda, bir gün, mendilcigıcısıydı. Fakat, kasabaya girdiği vakit r^\ nin gebe olduğu görüldü. Bunu esasen onu kollamak ve ibadet saatinden önce meyhaneye girmemesi için bastonla teh bilen Dimoni hiç bozmadan gene, muzafBUtUn hayatınızda gülmediğiniz kadar did etmek lâzım.. Ayni zamanda mey fer bir tavırla, başı havaya kalkık, elinhanede de fazla içmemesine dikkat edi de klârnetası yürüyordu... Solunda dalir. Bunun için sık sık kadehe uzanan vulcusu... Sağında da bir davul gibi şielini tutarlar.. Bazan bütün bu teşeb şen karnım sürükliyen sevgüisi... büslerin fayda vermediği zaamnlar da Şiş karnı, mendilcinin entarisini ha olurdu. vaya kaldırıyor ve eski bir pabuç içinÇok kere, dik ve vakur bir yürüyüş de saklamağa uğraştığı kirli ve siyah le kardeşlik bayrağı altından geçer, ayaklan görünüyordu. Davulcile onun meyhane tezgâhının önündeki zeytin ayaklan hemen birbirinden farksızdı.. dalının önünde durur ve cumhuriyet Pis ve kara.. Kasabanm papazlan musikişinas Diçileri kızdırmak için krallık marşını çamoniyi ayıblıyorlardı. Öyle ya.. Bu bir lardı. Ona, meyhaneden bir şarab kadehi küfür.. Bu bir rezalet.. TÜRKÇE SÖZLÜ gösterince, bu davete gözile, (biraz son Ey büyük Dimoni! diyorlardı ona. Büyük komedi iilmi raya kalsm) demek ister gibi, göz kırNikâh kıydır. Mademki bu Çingene separ. ni bırakmak istemiyor, hatta seninle kiCuma Comartesî ve parar geceleri için numaralı koltuklar ve localar satılmaktadır. Te efon : 44289 (Biraz sonra) Dimoni için en münasib liseye kadar geliyor, onunla meşru bir zamandır. Merasim dağılınca göz hap şekilde yaşamalısın. Lâzım gelen evra çok ağladılar. Hâlâ heyecanlan, sarhoşsinden kurtulur ve doğruca soluğu şa kı biz hazırlıyalım da bu iş bitsin artık. luklan dağılmamıştı. Bütün kasabalılar, gömme merasimirab fıçılannın başında alırdı. Büfedeki Her defasında, çalgıcı (peki yapalım) balıklarm ve çeşid çeşid mezelerin ko der; fakat bir türlü yanaşmazdı. Evlen ni uzaktan seyrettiler. Bu şerefli ve naYann akşam saat 21 de kusu oau mestederdi. mek mi?.. Ne gülünç şey!.. Herkesin muslu adamlar, o gülünç sahne karşı Bir aralık, kasabadan kasabaya dola maskarası mı olsun.. Hayır, hayır. Böy sında gülmekten kmlıyorlardı. şarak, ipekli, süslü mendiller satan ve le daha iyi idi. Dimoni, koltuğunda çalgısı, can çe tarahndan bir sureti fevkalâdede yaraülan kazandığı paralarla rakı içen kızın takBununla beraber onu gene eğlentile kişen bir hayvan gibi yürüyordu. Ma lidini isterler.. Taklid sırasında, en çok re çağınrlardı. Çünkü memleketin en halle çocuklan bir bayram varmış gibi hoşlanan ve gülen mendilci kız olur. iyi çalgıcısıydı ve herkesten daha az tabutun önünde koşuşup bağınşıyor lardı. Güldürücü, sermayesi tükenince, bir para alırdı. istirahat faslmdan sonra, onu dinlemeğe Yalnız kilisenin vekili onun rütbelefilmine ba;lıyor. Senaryosu, temsil tarzı, Finlandiya musikisi ve güzel Sevgilisini gömdükten sonra, çalgıcı, hazır bulunan halkın önünde, Dimoni rini ve imtiyazlarını refetmişti. Kendi dostlan ve mezarcı yanında olduğu halmizanseni itibarile şimdiye kadar çevrilen filimler arasında tamamen yeni maskaralıklanna başlar ve tabiat sofrasmda ona mukaddes ekmek vermi de meyhaneye girdi. yeni ve calibi dikkat bir alâka uyandınyor. teki sesleri tekrarlardı:Kuşların ötüşü.. yor ve onu gayTİmeşru karısile kiliseye IV Başaklann rüzgârla çıkardıkları hışıltı.. girmekten menediyordu. Dimoni adeta değişmişti. ZayıflamışBir de kilise çanlarınm uzaktan akse ın ve kamburlaşmıştı. Günden güne sar den sesleri... Sarhoş mendilci, ana olamadı. Alkol hoşluktan çökmekte idi. Vâsi saionu, BU AKŞAM göstereceği .. er Bu, serseri, kendi halirıde sessiz bir den yanmış olan karmndaki çocuğu parZavallı birden söndü.. Neş'eli seya adamdı. Hayatından bahsettiğini kimse ça parça çıkarmak icab etti ve biraz son hatler.. Meyhanedeki coşkunluklar, seişitmemişti. Yalnız herkesin bildiği bir ra, Dimoninin yash bakışlan önünde renadlar.. Hepsi maziye kanşmıştı. şey varsa, o da, çalgıcının Benicofalı kadmcağız ölüverdi. Ne kasabaya gitmek ve ne de eğlen olması ve orada doğmuş bulunmasıydı. Kansmın gözleri yavaş yavaş söner tilerde görünmek istiyordu. DavulcusuPransızca sözlü bilyUk filmini yaratan Dimoninin, doğduğu kasabada harab ken, Dimoni, elinde şarab şişesi içiyor na yol vermişti artık.. bir evceğizi vardı. Bu eve kimse beş pa du. Şişe boşahp ta onu fırlattığı zaman, Şimdi hulyalara dalıyordu.. Şiş karra vermiyordu. Tabiî, bu yüzden onu arkadaşının daimî mi, yoksa muvakkat şerefine vereceği BÜYÜK G A L A mUsameresine nile sevgüisi.. Bir müddet sonra yanısatamıyordu. Yalnız annesinden kalan bir zaman için mi uyuduğunu bir türlü koşacak halka pek dar gelecektir. başmda bir küçük Dimoni. Babasının iki katırı, bir arabayı, beş on dönüm tar farkedemiyordu. klârnetasma davulla tempo tutmakta.. Saray sineması bu emsalsiz film ile şaheserler serisine başlamışhr. layı çoktan, içkide eritmişti. ölüm haberini işiten bütün Benico Fakat bunlann hepsi çabucak silini Elinden gelmiyen bir şey vardı: Ça fann kadmlan, harab evin kapısmda Baştan aşağı bir güzellik ve aşk nümunesi olan bir filim lışmak.. Bunun için şöyle düşünürdü: küme küme toplandılar. Zavallı mendil yordu. Yalnızlık ve ıstırabdan başka bir ilâveten: FOX JOURNAL'de: Bay Doktor Tevfik Rüştü Aras «Adam sen de, elimde çalgım olduktan ci, yırtık pırtık bir yatağın içinde upu şey kalmamıştı. Montrö konferansmda nutkunu söylerken, Madride doğru yürüsonra aç kalmam.> Bir prens gibi u zun yatıyor.. Yanıbaşmda, çılgın bir Güneş doğduğu zaman, bir baykuş giyurdu. yüş. Sonbahar moda zarafetleri, şapkalar. öküz gibi bağıran, başı önüne iğik Di bi harabesinden çıkmıyordu. Gece oSarhoş olunca, ya meyhanenin bir kö moni. lunca, bir hırsız gibi evinden çıkıyor.. Gala için yerlerinizi evvelden aldırınız. şesinde, veya bir samanlıkta sızar kaHiç kimse içeri girmeğe cesaret ede Mezarlığm alçak duvanndan atlıyarak Telefon: 41656 lır. Davulcusu da kendisinden daha be miyordu. Ölü evinde çalgıcmm birkaç içeri dalıyor.. ter bir halde, efendisine sadık bir kö emektar dostu vardı. Onlar da onun kenBu sırada geç kalan köylüler, omuz pek gibi ustasınm ayaklan dibinde kıv disi gibi aşağı takımdan, birkaç dilenci, lannda kazmalan, oradan geçerken, haBugün ilk matineden itibaren rılırdı. sarhoş ve kasabanın mezarsıcı.. fif hafif çalınan bir klârneta sesi duyuBütün geceyi ölünün yanında geçir 3'orlardı. Bu tath nağmeler sanki me n Buna herkes hayret etmiştL Muhak diler. Sıra ile iki saatte bir aralanndan zarlardan çıkıyordu. KUşad Galası Olarak kak alm yazıları bu idi.. Güzel bir ak biri meyhaneye gidip bir testi şarab ge Dimoni, sen misin? şam.. Bu iki yıldız, yani, Dimoni ve tiriyordu. Hiç birine cevab vermez.. Onlar uGüneş tavanm aralıklanndan içeri zaklaşmca, ve gecenin sessizliği tekrar mendilci kız, alkol buharları arasında kendilerinden birbirlerinin olmuşlardı. ışıklarını saçtığı vakit hepsi uyandılar. çökünce, hüzünlü bir inütiyi andıran îçki arkadaşlığı, aşk yoldaşlığına in Manzara, pek kötü idi. Sanki, mendilci, ve bir daha gelmiyecek olan annesini kılâb edivermişti... Saadetlerini herke pazar günleri meyhaneden çıkıp ta bir çağıran küçük bir öksüzün feryadlarına Aşk, güzel musiki ve nefis şarkılar filmi. sin gözünden saklamak üzere Dimoni, samanlıkta sızmış gibiydi. benziyen nağmeler, tekrar, mezarlarm llâveten : « PARİSTE GiYiLENLER » Paramount Hepsi ağlıyordular. sevgilisini, harab evine götürdü. Gecearasında dalgalanırdı. jurnal havadisleri ve MiCKEY. leri, yerde uzanmış yatarlarken, saman Hayat amma kısa imiş be!.. FAİK BERENEN ve çöple örtülü damın aralıklanndan Onu medfenine götürürlerken daha Matineler : 2 12, 4 12, 6 12 suvare 21 de AVE RADVO Bu aksamki program J İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 ha vadis . 13,05 plâkla hafif müzik 13,25 muhtelif plâk neşriyatı 18,30 çay saati, dans musikisi 19,30 konferans, doktor İbrahim Zati tarafından 20 Rifat ve ar kadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları 20,30 Türk musiki heyeti tarafından klâsik eserler . 21 plâkla sololar 21,30 orkestra 22,30 ajans haberleri 23 son. VTYANA: 18.30 opera parçaları 19,10 tiyatro haberleri, konuşmalar . 20,05 saat, haberler, hava raporu 20,25 musikili eğlence, eğ lenceli yayın 22,15 klâsik piyes 23,15 haberler, hava raporu 23,25 şarkılar . 24,05 spor 24,35 konuşma 24,50 dans musi kisi. BERLİN: 18,05 musiki 18,35 genclik iş başında.. 19,05 gramofon . 20,05 karışık yayın, gü nün akisleri. haberler 21,15 dans hava ları 23,05 hava raporu, havadls, spor • 23,35 dans musikisi. BTJDAPEŞTE: 18,05 keman konseri, konuşma 19,15 konser 20,05 memleket yayını, gramofon21,05 piyes 22,15 haberler 22,35 çingene musikisi 23,25 piyano konseri 24,25 casband takımı . 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 18.05 orkestra konseri, havadis 19,20 konser, konferans, gramofon, konferans 21,15 orkestra konseri, haberler 22,50 konser 23,50 almanca ve fransızca haberler 24 rumence haberler. LONDRA: 18.35 musiki ve şarkılar . 19,20 çocukların zamanı 20,05 musiki, melodiler 20,55 skeç 21,05 havadis 21,35 orkestra konseri 22,35 piyes . 24,05 havadis 24,30 dans musikisi 1,35 havadis 1,45 gramofonla konser. PARİS [P. T. T.l: 18,35 turizm haberleri 18,45 İsviçre musikisi . 19.05 kıraat, gramofon 20,05 or kestra konseri, havadis, konuşma 21,50 şarküar, konuşma 22,35 operet: Eahşiş koDaranlar şahı 24,35 havadis. ARİA DE BENJAMiNO GiGLi K A T E N A G Y POLA NEGRİNİN ŞAHESERi f A ZU R K A Rejisör: WiLLY FORST J Yann akşam j P E K GÜLECEKSİNİZ! EGLENECEKSİNİZ! LORELHARDİ l • l HiNDiSTANDA TURK SİNEMASI NOBETÇI ECZANELER İstanbul cihetlndekiler: Aksarayda (Şeref), Alemdarda (Sırrı Rasim), Bakıköyde (İstepan), Beyazıdda (Asador Vahrami, Eminönünde (Beşir Kemal, Cevad), Fenerde (Hüsameddin), Karagiimrükte (Kemal), Küçükpazarda (Necati), Samatyada (Erofilos), Şehreminln de (A. Hamdi), Şehzadebaşında (İsmail Hakkı). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (İsmet), Hasköyde (Barbut), Kasımpaşada (Vasıf), Merkez nahiyede (Kanzuk), (Baronakyan), (İtimad), Şiş lide (Necdet), Taksimde (Taksim). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada fMerkez), Heybelide (Yu suf). kadıkoy>"î)l!Tivakkithanede (Saâdet), Kadıköy Sögüdlüçeşmede (Osman Hulu si), pskü^ar İmrahorda (İmrahor). dır: Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar • LiLiAN HARVEY ve WiLLY FRiTSCH KARA GÜLLER SAR£Y SiNEMASININ ( YENİ ESERLER Deniz FREDERiCH MARC MERLE OBERON ve HERBERT MARSHALLMn Bu güzel mecmuanın 16 ncı sayısı, İn giltere Kralı Sekizinci Edvardın memleketimizi teşrif intıbaları, İktısad Vekili Ce. lâl Bayarm Çeşme seyahati, Alman donanması Büyük Harbin sonunda nasıl teslim oldu, Otuz sene evvel Türk denizcileri, Tek dalgalar ve sair denizciliği alâkadar eden birçok güzel yazılar ve resimlerle çıkmıştır. Bu blricik deniz mecmuamızı bütün okuyucularımıza hararetle tavsiye ederiz. İzmirde ayda bir çıkan ve 22 senelik bir mazisi olan bu mecmuanın eylul sayısı çıkmıştır. Alâkadar okuyucularımıza tav siye ederiz. Boğaziçi mecmuası Şirketihayriye tarafından (Boğaziçi) ismile bir mecmua neşredilmeğe başlanmıştır. İlk nüshası nefis bir surette çıkan bu mecmuada Boğaziçi ve Şirketihayriye hakkında güzel yazılar ve resimler bulunmaktadır. Tavsiye ederiz. Her aym sonunda çıkan «Siyasal Bil giler> mecmuasmın altmış altıncı sayısı da çıkmıştır. Bu nüshasında bilhassa «Kütle ve Elit, Türkiyede şehirciliğin tarihî tekâmülü, Kredi ve para meselesi, Bugünkü devletlerin malî sistemleri, Emperyalizmin iktısadî mesnedleri» isimli etüdlerle zengin bir siyasî kronik bulunmaktadır. Okuyucularımıza tavsiye ederiz. Endüstri SAKARYA (Eski m a r ) Sineması h ma Bütün Güzelleri Severim JEAN KiEPURA ve LiEN DEYERS Siyasal Bilgiler Kenan Beyle beraber h a ! . . . arkaya dayıyarak, gözlerini kapıyarak Dinle Kadri; dedi. Eğer tahmin risi vardı. Yakasız, perişan kıyafetli, bir Bir başkası olsa bu haberler karşısın derin bir düşünceye daldıktan sonra bü lerim doğru ise önümüzdeki büyük sırrın köylüye, hayır, daha ziyade bir ameleye da donup kalırdı. Kutsi şaşkınhğmı bir yük bir muammanın sırnna erer gibi ya anahtannı bulmak üzereyim. Hatta bizi benziyen, tıknaz birisi... İki üç defa, aysaniye sonra zaptediyor, fakat vak'alan vaş yavaş gözlerini açtı; gülerek: enayi gibi aldatan haydudun çehresini, ni vagona girip çıktıkça onu hep uykubirden kavrıyamamaktan korkarak her Kadri, dedi. Dikkat ettin mi? Ö boyunu, bosunu pek iyi görüyorum. Göz da gördüm. Fakat daima gözleri aralıkkelimeyi kendi kendine tekrar ediyordu: tarafından öldürülenlpn'n K»™; Varanlık lerimin önünde... tı. Derken Kenanı birinci mevki arabada, Ve trene yetişmek için koşarlarken Bu sefer Kutsı mermer masayı yum Pendikte, Kenan Beyle beraber bir maziye sahib. Kadri, başkomiserin sayıkladığına kail kendini kapıdan dışan atar vaziyette rukladı. Bereket ki sabah vakti Kartahn Kadri sözünü tamamlamaga mecbur ol Nermin Hanım... Nermini kaçırmışlar. Ne gibi? olarak hayretle dinliyordu. Kutsi devam gördüğüm ve onu içeriye aldığım zaman bu fakir kahvesinde, ikisinden başka kim* du: Ya Kenan Bey?... bu herif burnunu çekerek ve ıslık çala Dicle otelindeki ihtiyarın gencli etti: Kızı kaçırmışlar... seler yoktu. Hatta kahveci bile bir kena Orta boylu, tıknazca, iki eli cebin rak vagonlar arasında dolaşıyordu. O Jandarmaya keyfiyeti haber veren ğinde pek sağlam ayakkabı olmadığı, ra çekilmiş, uyukluyordu. Yoksa bu iki Kimler? Kenan Bey olmuş... Bulgarçarşısındaki büyük konağın sahi de ve anlaşılan bu iki elden birisi sakat... zaman Kenanın bir buhran geçirdiğini ateşli memurun yesi herkesin dikkatini Anladım; Güneşli hastanedeki ya sandım, fakat şimdi onun vagondan fır Orası malum değil. Arama kim oO zaman Kutsi, Pendikte kendilerini binin bir zamanlar takibe uğradığı, karısı celbedecekti. latılmak istendiğini anlıyorum. Hem bu lancı doktoru tarif ediyorsunuz. lacak... Ne bjleyim?.. büsbütün garib bir takım vak'aların bek olan bugünkü hanımefendinin de evvelce herif tarafından... Kutsinin nekadar canı sıkıldığmı gö Ve perşembe günü öğleden sonra Pendiğe giden trene zor yetiştileı. ledigine kanaat getirerek trende, şu asude karanlık bir hayat içinde yuvarlandığı ren Kadri susmaktan başka çare bulamı Tenha bir vagonda karşı karşıya otuı köşede her ihtimali gözönüne getirerek dikkatini celbetmedi mi senin?.. bindiğimiz trendeki yolculardan birisi Nicin? yordu. Fakat verilecek haberi bitmemiş duklan zaman Kutsi derin bir nefes a! şaşırmamağa karar verdi. Ne olabilirdi? ni... Hayır. Bunu da izah edeyim: Ikincî mevtL dı. Kendini toplamaga çalıştı ve Kadri Kenan Bey ve Nermin aranılan mücrim Halbuki ilk dikkat edeceğimız bu Kadri daha büyük bir hayretle bak kide yalnız başına oturan bir gene kız Bitmedi, dedi. Hepsi bu kadar de nin sözlerini tekrar etti: lerin ortağı mı?.. Nermin niçin kaçırıl olmalıydı. b: vardı. Kenan bir iki kere bu kızın gil... Siz ve ben Pendiğe giderken o da partımanından geçti. Bu kız galiba Evvelki gün Pendik arabacılann sın? Polisi aldatmak için mi? Belki... Bize lâzım olan maktüllerin hüvi Başka ne var? Bu herif günde bn dan biri kayboluyor. Cesedi bulunuyoı.. Kenan, hakikaten dost ve iyi adamsa yeti değil, katillerin hüviyetidir, sanırım trende mi idi? min idi. Kenan bize sezdirmemek için adam öldürürken gözümüzün önünde Ne gün? o halde neden Nermini ele vermedi? üstadım. Muhakkak. onunla konuşmadı. Fakat muhakkak oartık saate mi bindirdi? Vay canma... Gizlice Pendiğe geldi, hatta belki onun Aman usta... Biz bu mel'unu ta nunla anlaştı ve işaretleşti. Cinayetleıine Bu sabah, biraz evvel... Evet amma maktüllerin neden ölBaşka ne var? Peki... Nermin Hanım kaybolu la geldi. Polisi neden aldattı? Nermini dürüldüklerini anlamak ta katillerin izini kib edecekken o mu bizi takib ediyoT O işaretini bırakan haydud Nermini ta* du ? yor, yahud kaçırıhyor! Çok iyi.. Bu ne sevivor da ondan mı? Belki... bulmaşa yaramaz mı? Kadri mütereddid ve çekingen: kib etmek, belki onu da ortadan kaldırÖldürülen arabacı kim? O nün inti Belki. Şu Kenan Beyin Nermin Hanımı. rede? Hayır, bizi değil, başkalarını. Belkam serisine dahil olanlardan birisi mi? Gene Pendikte!. Demeğe kalmadı; Kutsi yerinden fırKutsi güldü. Bir sigara daha yaktı ve ki Kenanı, belki Nermini. Fakat tesadüf mak karannı verdiği için Nerminle alâ Pendikte mi? Nermin Hanım Pen Belki... ladı. Kadrinin omuzlannı sarstı: bir tanesini de muavinine uzattı. Sonra bizi de ayni trende onlarla karşılaştırdı. kadar olan Kenanı aradan yok etmeğe Bu belkiler o kadar çoktu ki... Fakat sol taraftaki pencerelerden yükselen dağ Çok iyi hatırlıyorum. Üçüncü mevki a lüzum gördü. Fakat beceremedi. dikte mi imiş? Haydi, dedi. Daha fazla oturamaKutsi on dakikalık bir sükuttan ve başını lan süzerek: Evet, Kenan Beyle beraber... rabada kısa bir müddet gözüme ilişen bicorl yız. Tren geliyor!.. Pendikteki beyaz ev Zabıta romanımız: 48

Bu sayıdan diğer sayfalar: