22 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

22 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 22 Birinciteşrin 1936 Akçe toplamak sevdaSporu spor diye yapmak sına diişen bu ihtiyar, sporumuzu yükseltebilir cücelerle boy ölçüşsünî Gencler, memleketin yükselebilmesi için sağlam dimağ ve bedenin şart olduğunu bilmelidirler Sporumuz geridir. Bunu öğrenmiyen kalmadı. Sporda, neden ilerliyemedik ? İlerhyemiyoruz? İlerlemek için ne yapacağız? Bunlann sebeb ve çarelerini arar, bu husustaki yaralan deşerken sporun evvelâ idaresizlıkten dolayı geri geri gittiğini ve bizde kıymetli idareciler yetiş mediğini söylemiş, sporumuzun yüksel mesi için merdce, açıkça tenkidler yapılmasının itiraflarda bulunmaklığımızın şart olduğunu ilâve etmiştim. Işte şimdi sıra bizde!.. Gerilememizin gene baş sebeblerinden ikincisi olan, sporculanmızın biJgisizlıklerini, kabahatlerini, kusurlannı yazacağım. İtiraf edelim. Hangimiz sporu, spor diye yaptık? Hangimiz bu yolu bilerek, gayesini güderek çalıştık? İtiraf edelim. Bazılanmızın düşüncesi, sinema artistleri gibi rol yapmak, gösteriş kurbanı olmak, şöhret kazanmak değil midir? İtiraf edelim. Bir kısmımızın kafası: «Ben sporun filânca şubesinde kendimi gösterirsem, meşhur olurum, göze gire rim, kazancım artar. Maddî menfaatim yoluna girer» şeklinde bir yol tutmamış mıdır? Sporun baş hedefi olan «spor insana sıhhat verir, hasta olan spor yapmaz...» Maddesine ehemmiyet veren var mı? İtiraf edelim biz sporcu değil, maatteessüf hasta yetiştirmiyor muyuz? Bugün bütün sporculanmızı sıkı bir muayeneden geçirelim. Birçoğu spor yapacak evsafta mıdır? Tanmmış spor culanmızdan bazılarının değil idman yapnak, sanatoryomda yatmalan bile icab ;tmez mi? B J neden? Sabahlara kadar balolar da i;ip içip dans eden, sonra ertesi gün uykı yüzü görmeden g.ene dansa gider beı Ç > tanınm da ondanL,^ „... . uo Çk Spor bu mudur? İtiraf edelim. Hangimizin spor terbiesi mukemmeldir? Hangi maçlarımız .avgasız ve gürültüsüz bitiyor? Hakemle münakaşa ve kavga ebneden sahayı terkettiğimiz vâki midir? İtiraf edelim: Hangimiz kendi sıh hati, kendi kuvveti, memleketinin selâmeti için spor yaptı? Evvelâ memleket sporunu gb'zönünde tutmak mecburiye tinde olduğumuz halde kulübcülüğü diişünen biz değil miyiz? Bütün bu usulsüz yollarda gidildiği halde buna rağmen bizde çok kıymetli, çok kabiliyetli sporcuların yetişmesinin ne yaman bir Türklük istidadının ve kan kuvvetinin mahsulü olduğunun farkında mıyız? Ve bunun kıymetini takdir edebiliyor muyuz? Işte bir takım sualler ki, sporumuzun yükselmemesinin sebeblerini araştınrken mühim bir kısım sporculanmızın üzerine yükleniyor. Ne ise.. Olan oldu. Biz artık şimdi den sonra Türk sporculannm ne yolda hareket edeceklerini bilelim. Evvelemirde her sporcu sporun muhtelif yollannda çahşmadan evvel şunlan bilmelidir. Spor nedir ve gayesi. Sporda ilerlemek için hangi yolu tutmalı? > Sporu spor diye yapmak. Spordan hasis ve maddî istifadeler beklememek.. Sporu basamak ve geçim vasıtası yaparak ticarî zihniyeti kafamızdan söküp atmak ve kulübcülüğü değil, memleket sporunu gözönünde bulundurmak... Futbolcu topa vururken, tenisçi raketini savururken, yüzücü denize atlarken, dağcı dağlara tırmanırken, atlet koşar * ken, güreşçi güreşirken, binici »tını koştuturken, boksö'r yumruğunu yapışbrırken kafasında şu düşünceler yer tutacaktır: « Spor yapıyorum. Vücudümü kuvvetlendireceğim. Sağlam olacağım, kuvvetli nesil yetiştireceğim. Türke sıhhat ve kuvvet gerektir. Dimağım ve bedenim memleketimin yükselmesi için daha mükemmel işliyecek ve çalışacak!..» Bu, temiz ve tam manasile sporcuyu gayesine kavuşturan yolu tutruktan sonradır ki çalışmağa başlıyacağız. Bu iş tabiidir ki birdenbire olmaz. Zaman, irade kuvveti ve azim ister. Türkler herşeyde olduğu gibi spor sahasında da çok istidad sahibidir. Avru pada yaptığımız spor temaslannda daima Türk sporculannın ferdî kabiliyetleri takdir edilmiştir. Bugün de biz, «Türk gibi kuvvetli» sözünü tutacak elemanlara malikiz. Memleketimiz sporun her kolunda yetişmemiz için çok müsaid ve elverişlidır. Ancak dediğim gibi bedenen spor yap madan evvel evvelâ kafamızı hazırhya cağız. Spor nedir? Sporda gaye nedir? Türk sporculannın yükselmesi için tutacakları yol nasıl olacaktır? Bütün bunları tamamile bileceğiz. İşte o zaman çizdiğimiz yolda, tertemiz bir gaye uğrunda canla başla çalışacağız, uğraşacağız, teknik noksanlanmızı tamamhyacağız. Neticede, Türk milletini her sahada yükselttikçe yükselten «Atatürk» ün cumhuriyetine lâyık tam manasile merd, kuvvetli ve çelık gibi Türk sporculan olacağız. '* Maval okuyan yalancı pehlivan Bulgaristanın sebze ihracatı Son senelerde taze sebze ve meyva ihracatı artıyor Sofya (Hususî) Bulgaristanın ta ze sebze ve meyva ihracatma birkaç sene zarfında fevkalâde büyük bir e hemmiyet atfettiğinı ve bu sahada çok büyük muvaffakiyetler elde ettiğini birçok defalar yazmıştım. Bulgar ihracat ofisinin verdiği son malumata na zaran Bulgaristan bu sene harice tam 861 vagon, yani, 4,796.082 kilo taze do mates ıhrac etmiştir. Bu domatesler 27 milyon leva kıymetindedir. Geçen senekı taze domates ihracatma nazaran bu sene bu ıhracat tam iki kat artmıştır. Bulgaristan domateslerinden Al manyaya 802 vagon, Avusturyaya 40 vagon, Çekoslovakyaya 11 vagon, Le histana 8 vagon ihrac etmiştir. Bu sene İsviçreye taze domates ıhrac edılememiştir. Geçen sene ise 3 vagon ihrac e dilmişti. Bulgaristanın harice sattığı bu 861 vagon domatesin 695 vagonu cenubî Bulgarıstandan ve 166 vagonu da şi malî Bulgarıstandandır. Bulgaristan bu 861 vagon taze domatesten maada harice birkaç milyon kilo da domates ezmesı satmıştır. Domates ezmelerinin en çok satıldığı yer Ingılteredir. Çok iti nalı bir surette hazırlanan bu domates ezmeleri için Bulgaristanda geçen sene dört fabrika tesıs edilmiştir. Bulgaristan domatesten maada ha rice taze biber, patlıcan, kavun, kar puz, taze çilek, taze elma, armud, kaysı, şeftali, erik ve üzüm de ihrac et mektedir. Bulgaristanın bilhassa taze üzüm ihracatı çok kuvvetlidir. Bulgaristanın taze sebze ve taze meyva ıhracatmdan şurada birkaç sene içerisinde elde ettiği fevkalâde iyi neticeler bıze her hususta bir örnek olabilir. Bulgaristan bu yeni ihracatı sayesinde memleketini bağ ve bahçeye çevirmekte ve köylüsüne ziraî buhranı hissettirmemektedir. İRANDA Yazan: MURAD SERTOĞLU Tahranda bir dolaşma Tahranm yeni binaları Parlâmento ve Şehinşahın ikamet ettikleri saraylar Tahranm ve bizim Güzel San'atlar Akademisini mukayese 9 En kuvvetli zamanında bile pehlivanlarımıza yenilen Çaya Rağbetsızlık yüzunden nıhayet ça dırını devşiren Sürpagobdaki sirkte vahşi hayvanlara Tanrının gunü at kasablığı yapan esbak pehlivanlardan altmışlık Çaya. dedıklerine göre, dün peştemalını bir tarafa, kanlı satırını bir yana bırakmış, kırba gibi sarkan göbeğini hoplatarak meydana çıkmış ta Yaradana sığınarak, bütün Türk peh lıvanlarına, topyekun meydan okudu ğunu söylemiş... Üç haftadır İstanbulda bulunduğu halde sesi bile çıkmıyan bu kasabbaşınm ne işlek zekâsı varmış ki, ancak sirkile beraber yola revan olurken, buraya nıçm geldığıni farkedebilmiş bu lunuyor. 912 de Kurtderelilerle, Filiz Nurul lahlarla, Adalı Halıllerle. Receb Bigallarla ve daha bırçoklarile güreştiğini söyliyen bu adam, o günlerin şahidi o lanlarm hesablarile, şimdi altmışmı bulmuş, dört çocuklu bir babadır. Ve ne zamandanberı, sirkteki vazi fesi icabı, boğazlanmış mahlukatın sırtından geçmen, rubu asır e\rvelin pehlivanı.peltevücud, giderayak bir'.par1 Tahranda Şehinşahm ikamet ettikleri Bugün de güzel Tahran içerisinde biraz dolaşacağız. Tahranm genış caddelerinin yekdiğerini katettiği yerlerde ekseriyetle büyük ve güzel meydanlar vücude getirilmiştir. Bizim Taksim meydanı genişliğinde bulunan bu meydanlara Çaharrah (dört yol ağzı) ismi verilmektedir. Bu meydanların en büyüğü Tahran Postahanesi, Emniyet müdürlüğü ve diğer bir iki nezaretin çerçevelediği bü yük meydandır. Birçok ana caddeleri biribirine bağ lıyan, ve ortasında güzel bir park bulunan bu meydan tamamile asfalttır. Büyük mağazaların ve sinemalann mev cudiyeti itibarile bizim îstiklâl cadde mizi andıran gene asfalt olan büyük Lâlezar caddesi de bu meydana açılmaktadır. Burada bir noktayı işaret etmek isterım. Bızım Şışlide, Topkapı haricinde ve sair yerlerdeki asfalt caddelerimiz her nedense pek çabuk bozuluyor. Tamif «tmck için dc üzerine katran dökülüyor. Bu suretle yol alelâcaıb bir şekle giriyor. Halbuki Tahrandakı koca asfalt mey danlar ve caddelerde en ufak bir çatlatlık ve çöküklük yoktur. Tahranm en güzel meydanlarından birisi de Parlâmentonun önündeki meyTahranda göze çarpan büyük bina ların ve sarayların ekserisi yeni yapıl mıştır. Bunlann birçoğunu gezmek fır satını buldum. Şunu derhal ilâve edeyim ki lranhlar yeni inşaatlarında kübizm denilen hastalığa yakalanmamak bahtiyarlığına nail olmuşlardır. Yeni yapılan bu binaların hepsi çok güzel ve çok zariftir. Ayni zamanda bu güzellik ve zalafete îran üslubunu da katmayı ihmal etmemişlerdır. Meselâ Parlâmento binasında meşhur aynalı salonların en güzellerinden biri mevcuddur. »araytn methali besine elliden fazla, çini ve gümüş işle" rine yüzden fazla talebe devam etmek* tedir. Bu suretle bu mektebi bitirenler, re * sim muallimi bile olamıyan bizim akademi mezunları gibi işsiz kalmıyorlar, üstelık öğrendıkleri şeyler yüzunden pa" ra da kazanıyorlar. Ayni zamanda eski Iran san'atlan ve hususiyetleri kaybol • muyor. Halbuki bizim Güzel San'atlar Akademisi bugün hatta faydasız denilecek adamlar yetiştirmekten başka tir iş gör memektedir. Büyük ressam mı yetiştiriyor? Hayır.. Heykeltıraş mı? O da değil.. Seramık eşya yapan adam mı? Kat'iyyen... Vakıâ tezyinî san'atlar kısmmda biraz ADÜYEDE Adliye memuru olacaklar BEDRİ GÜRSOY Hakem kursu idmanları Futbol Federasyonu tarafından açı Lyı nalr»m Vıır^iınıın ilk '••i ~T»1O»I kurriin Taksim stadyomunda saat 15 te bajlıyacaktır. Kursa dahil olan hakemler antrenörün nezareti altında açık hava idmanları yapacaklardir. Ingiltere, Gale mağlub oldu Kardif şehrinde yapılan îngiltere Gal arasındaki müsabaka 2 1 İngıliz millî takımının mağlubiyetile bitmiştir. İngiltere ilk devreyi 1 0 galib bitirmiş, Gal takımı ikinci devrede 2 gol yap mıştır. İngilterenin yegâne sayısını bu maçta bir tek oyuncusu bulunan Arsenalin meşhur solaçığı Bastin yapmıştır. Bir kros şampiyonası hazırlandı Atletizm Federasyonu tarafından bütün memlekete şamil büyük bir Kros şampiyonası hazırlanmaktadır. Bu şanr piyonanın îstanbul, İzmir, Ankara, Balikesir, Bursa, Uşşak şehirleri arasmda yapılması düşünülmektedir. Kros fam piyonasının programı alâkadar mınta kalara ilk fırsatta bildirilecektir. Kongreye davet Îstanbul Su Sporları Kulübünden: Kulübümüzün senelik kongresi teşri nievvelin 24 üncü cumartesi günü saat 16 da kulübümüzün Moda merkezinde toplanacaktır. Azaların muayyen günde kulübde bulunmaları ehemmiyetle rica olunur. Ekseriyet hasıl olmadığı takdirde ayni gün saat 17 de ikinci bir toplantı yapılacak ve bu defa toplananlar ne kadar olursa olsun kulüb nizamnamesinin 20 nci maddesi mucibince ekseriyet hasıl olmuş addedilecektir. Adlıyede mevcud münhal kâtıblik ve memurıyetler içın bugün bir imtıhan yapılacaktır. Talıbler evvelâ makıne ile yazı yazmaktan imtıhan edılecekler, bunda muvaffak olurlarsa dığer ımti hana alınacaklardır. Adliye encümeninın "verdiğf yenî'^bir'karara gb'fe, 6uria<ııı sonra Aaııye>o gırmplr i'stiypn her l bul güxlerani&, damağmda1 kalrnış* ta ^ mfemu!rtın Uehertıfehal makıne ile iyı ve' dıle sulanan ağzını açarak, mırın mırın seri yazı yazması şart tutulacaktır. sayıklamaktan da kendıni alamıyor:^ Gündüz ev soyan çetenin (O zaman Taksımde, Ramazanda gümuhakemesi reşırlerdı. Herkes yüksek duhuliye ile Bundan epeyce müddet evvel Aksa girerdı. Çadırın dışında binlerle insan rayda kendılerine elektrikçi süsü ve sıra beklerdi. Bir ayda on bın lira a rerek Nadirenin evine giren ve kadınlırdım. Turkler benı çok severler, zi cağızı bağlıyarak altınlarını ve mücevherlerini çalanlardan Mehmed ve İs yafetten ziyafete götürürlerdi...) dıyip maılle bunlara yataklık etmekten mazduruyor. nun olan Necati ve nişanhsı MüzeyyeO genclık çağında, er meydanlarında nın muhakemelerıne dun Ağırcezada pehhvanlarımızla karşılaşmağa cesaret başlanmıştır. ettiğı için belki hakıkaten sevılen bu Evvelâ. dınlenen Mehmed bakkal oladamcağız, bugun de bızım (yalancı duğunu, bir gun İsmailin kendısıne gepehlivan) dan hoşlandığımızı sanmak lerek «benım akrabamdan miras geldı, gafletine duşerek, kurusıkı bir meydan gel şunu alalım> dıyerek kendisını iğ okuyuşla ceblerme akacak binlerle li fal ettiğini, fakat kat'ıyyen Nadirenin ranın ve semt semt koşacağı ziyafet evine gıtmedıklerinı söylemiş ve su çunu inkâr etmiştir. Fakat bundan sonlerin rüyasını görüyor. Hatta, belki smırlerimizi tahrik için, ra dinlenen ve İzmirde yakalanan İs daha dun dünya şampiyonluğunu ka mail bilâkis İsmaılle beraber Nadireyi zanan Yaşarı bile unutarak; (son sene soymak üzere gıttıklerini söylıyerek lerde Türklerden dünyada ismi anılan hâdıseyi kısaca şöyle nakletmiştir: < Mehmed bir gün bana dedi ki: pehlivan yok) demekten bile çekinmi«Tokaddan tanıdığım Nadıre isminde yor. zengın bir kadın var. Kendımize elek İsmi etrafında bir merak ve dediko trikçi süsü verip bu kadının altınlarını du çemberi çevirerek bu yoldan biraz soyabiliriz. Ben plânı yaptım. Sen şöhret ve bir hayli akçe toplamak sev korkma> dedı. Bundan sonra kapıyı çadasına düşen hafızası bile gevşemiş ih lıp girdık. İsmail bir sandalye üzerine tiyar, bırakalım, cücelerle boy ölçüş çıktı, guya saati muayeneye başladı. Sonra birdenbire kendısine cereyan sün! Ve boşuna vehme kapılmıyalım; o çarpmış gibi yaparak sandalyeden Natuz beş sene evvel, en gürbüz deminde direnin ustüne düştü. İkımız kadının übile sırtlarını yere getiremediği peh zerine çullanıp orada bulunan bir baylivanlarımızın, şimdi, meydanı boş bu rağa kadının vücudünü sardık ve her larak, adlarını sakız gibi çiğniyen bu tarafını bağladık, ağzını tıkadık. Sonra babanın meydan okuduğu fılân yok... yastığın altında bir kemer vardı. Mehmed orasını bana tarif etti. Gidip al O, sadece, yanık yanık maval oku tınları aldık ve savuştuk.> yor! Gerek Mehmed ve gerekse İsmail bu Bu eser Tahran Guzel San'atlar Akademisı mınyatür şubesinde talebenin yaptığı te eski İran hayahnı canlandıran nefis bir trmyatür numunesidır. hareket var. Fakat buradan yetişenler de henüz hiçbir şey yapamıyorlar. Mualhmlerinden biri bana: « Yaptığımız desenlere hiçbir talib fırjna veya fabrika yok. Afiş kfsmı da ayni vaziyette.. Bütün çalışmamıi boşa gidiyor.» diye sızlanmıştı. Bugün itiraf etmek lâzımdır ki harikulâde eski Türk oymalarını yapacak bir adamımız, camilerimizin, eskidenkal" ma saraylarımızın içerisindeki eşsiz Türk desenlerini işliyecek tek san'atkânmız yoktur. Çünkü bunları yetiştirmiyoruz. Türk oymacılığını ihya edecek, Türk çini ve halı desenlerini talim edecek bir mekteb, bunları öğrenen ve tatbık eden talebeler yetiştirecek bir müesseseyi ben ne bileyim, meseîâ Güzel San'atlar A kademisinde bir heykeltıraşhk şubesmin mevcudiyetine tercıh ederim. KanaatWselesi. Ne ise, sadedden pek ayrılmıyalım da İrana avdet edelim. KANDEM1R Istanbula gelen pehlivanlar Et fiatları yükseliyor Son günlerde et fıatlarında yükselme istıdadı görülmüştür. Bu yükseliş ku zuda üç, diğer etlerde bir ve iki kuruş arasmdadır. Yaptığımız tahkikata göre, et fiatlarının yukselmesinin başlıca sebebi Karadenizdeki fırtmalar dolayısile mu varidatm azalmasıdır. Iran Şehinşahının ikamet ettikleri yeni ve büyük sarayları da modern îran san'at abidelerinin en yüksek nümunelerinden biridir. Bu saraylarda İranın meşhur renkli Kazvin mermerlerinden, gene İranın eşsiz oymacıhk san'atımn nümunelerinden paha biçilemiyecek derecede güzel eserler ve köşeler mevcuddur. Bu da İranlıların eski san'atlarını unutma • dıklarının en büyük delilidir. Esasen bu nokta, üzerinde çok durulmağa değer bir meseledir. Tahranın Mektebı Sanayi denilen sanayii nefise akademisini gezdiğim vakit gözüme şu noktalar ilişti: Reskn, heykeltıraşhk gibi şubelere müdavim talebenin miktan on beşi, yirmıyi işte Necati ile nışanlısmın dahil bulun geçmiyor. Buna mukabil tezyinî san'at madıklarını söylemektedirler. Netice lara dahil olan halı desenleri şubesine de gelmiyen bazı şahıdlerin dinlenmesi yüz kadar, oymacıhk ve kakmacıhk şuiçin dava başka bir güne bırakıldı. MURAD SERTOĞLU Sarhoş adamın ihbarı Eminönü Malmüdürluğü memurla rmdan bırisi evvelki gece sarhoş olmuş ve Eminönü polis merkezine giderek (ne duruyorsunuz %'ahu, Ankara cad desinde bütün mıllet tabancalarla bir birine gıriyor) şeklinde ihbaratta bu lunmuştur. Polısler Ankara caddesinde hiçbir fevkalâdelik görmeyince bir sarhoşun azizliğine kapıldıklarını an lamışlar ve yalan ihbaratta bulunan hakkında takibatta bulunarak Müddeiumumılığe sevketmişlerdir. Sarhoş muhbir, Müddeiumumilikte her nek^dar (ben bunu şaka diye yaptım. Orada tanıdık bir komiser vardı) şeklinde kendisini müdafaa etmişse de maznun aslıye c«za mahkemesine sevkedılmiştir. Polonya reji heyeti geldi Polonya rejısının bu sene alacağı tütünler için Polonya rejısi eksperlerin den mürekkeb bir heyet dün şehrimize gelmiştır. Reji müdürü de bugün şehrimize gelecektir. Tütün tüccarları Polonya rejisi için nümuneler hazırlamışlardır. Polonya rejisi 935 mahsulünden as garî 800,000 kilo tütün alacaktır. Cumhffıyet bayramında şehrımızde yapılacak 1,000 lıra mükâfath profes yonel güreş müsabakalarına iştirak edecek olan pehlivanlar birer birer İstanbula gelmektedırler. Yukarıdakı re*im bu pehlıvanlan bir arada göstermektedir. Tahrandan bir manzara: Emniyet ftfüdürlüğü binast

Bu sayıdan diğer sayfalar: