31 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

31 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 31 Birinciteşrin 1936 Sadakat yemini Antakya lisesinin ıçyuzu nedır: Program, Türk çocuklarında millî duygular uyan masına mâni olmaktır RADYO Kayseri Kombinasında bir gece Bu aksamki program j Onu bir kahvede tanımıştım. Düşün şıyacak ve bakire olarak ıhtiyarlıyaca celi ve kederli idi. Kimse ile konuşmu ğım. Vallahi ve billâhi! ISTANBUL: yor, etrafına bakmıyordu. Sık sık bir Bu mukaddes havayı bozmaktan iir 12 30 plâkla Türk musiMsi 12,50 hava» noktaya dalan gözleri her zaman dolu ker gibi hafif bir sesle: dis 13,05 plâkla hafif müzik 13,25 m u l ı telif plâk neşriyatı 18,30 çay saatı, d a n s idi!.. Besbelli ki bu genc adam tesell Hacer, dedim, hayatın binbir türlü musikısi 19,00 Ambasadorden nakıl, var« kabul etmez bir ıstırab içinde kıvranı hali vardır. Ya bir gün beni çekemiyenleyete muzıki 20 00 T u r k musiki saz heye» yordu. Haline acıdım. Yanma sokula tl 20,30 Münir Nureddın ve arkadaşlari rin hışmma uğrar, yahud buna benzer rak: tarafından Turk musikısi ve halk şarkı t felâketlerle karşılaşırsam ve herkes be • ları 21,00 plâkla sololar 21,30 orkestra . Arkadaş, dedim. Ben bir mezar ta nim aleyhimde olursa, o vakit ne yapa 22 30 A]ans ve Borsa havadisleri 23 00 şı gıbi ses vermiyen insanlardanım. D e r caksm; hakkımda dönecek olan asılsız son. dini bana dök. Sırdaşın olacağım. dedıkodulara inanıp beni unutacak mı VİYANA: Ağır ağır yerden kalkan gözlerile be sın? 18,10 gramofonla konser ve fantezi19,20 halk şarkıları 19,20 haberler, saat, h a v a n: süzdü. Şefkate susayan donuk nazar Hayır, Suad..r Hiçbir şey senin raporu 20,20 operet parçaları . 23 filimlannda fözlerimin samimiyetine şüphe hakkındaki telâkkilerimi değiftirmiyeceklere dair 23,15 haberler, h a v a raporu • • lenen bariz bir ifade vardı. Neden sonra Antakya Turk ilk mektebi 23,25 piyano konseri 24,05 konuşma24,15 tir. Saadetine de, felâketine de candan ağlar gibi cevab verdi: eğlenceli havalar ve dans nrni.siiri.si 1,05 talebeleri bir arada ortağım ve ebediyete kadar seninle be Çmgene miLsikisi. Derdimi eşelemesen iyi olur. Fa raberim!» Antakya (Hususî) Gerek Fran BERLIN: kat mademki ısrar ediyorsun, peki... 19,05 spor 19,20 musikili plyes 20,05 Burada susan muhatabım derin bir ah sızların, gerek Türk Sancakta Arablık Ve yaşlı gözlerini bana göstermemeğe koro ile dıni musiki 20,30 musiki 20,50 iddia edenlerin daima ayni kuvvet ve çekerek: çalışarak anlatmıya başladı: gunün akisleri, haberler 21,15 operet p a r elbırliğile ileri sürdükleri birşey vardır: Sanki, dedi, mukadder felâketi çaları 23,05 hava raporu, havadls, spori «Kadınlı, erkekli bir müessesede çaSancakta guya diğer kütleler arasında 23 35 eğlenceli yayın . 1,05 d a n s musikisi. Iışıyordum. Her mütevazı insan gibi ben evvelden hissetmişim gibi az sonra dal esasen ekalliyette kalan Türklere hak BÜKREŞ: de sakin bir hayat geçirmeğe alışmıştım gınlığımdan doğan ehemmiyetsiz bir ha18,05 askerî musiki, havadis . 19,20 as • larından fazla olarak fevkalâde imtiyazHiçbir kadmla alâkadar olmuyor, sade ta dolayısile işimden çıkanldım. Bana kerî musiki, konferans 20,25 dans musilar (!) verilmişmış. Ve bilhassa bu küt kisı, konferans 21,20 konser 22 35 h a » ce işimle uğraşıyordum. Ciddî ve ağır tatbik edilen bu ceza muvakkat olduğu lenin kültürel sahada inkişaf edebilmesi berler, spor 22,50 gece konseri 23,50 başlı oluşum, birçok kadınlann benimle halde izzeti nefsimi rencide ettiği cihetle fransızca ve a l m a n c a haberler 24 son h a için lâzım gelen hertürlü vasıtalar fazla meşgul olmalanna yol açıyordu. Günün her köşesinde pek tatlı hatıralarımı gizliberler. sile temin edılmiş; onlara ana lisanlan birinde, sonradan çok kibirli olduğunu yen müesseseden bir daha avdet etme PARİS [P. T. T.ü: muktedır muallımler (!) tarafından mü17,35 edebî yayın 18 15 piyano konse • bğrendığım işçi kızlardan bıri bana so mek üzere ayrılırken ıstırabla yuğurulan kemmelen okutulmuş, iptidaî mektebler ri 18 35 konser . 20.35 ve 21.43 konuşma kulmıya başladı. Günde birkaç defa ya kırık kalbimde sonsuz bir hüzün, fakat, lar 21,45 sarkılar 22.05 konuşma 22,35 ve lise açılmış, daha tuhafı bu talebeler nıma geliyor, konuşuyor, birşeyler anla beni daima muvaffakiyete götüreceğini kabare n u m a r a l a r ı 24,50 d a n s musıkisi. ayni kandan olan Türkiyedeki mekteb tıyordu. Onun bu hali aylarca devam sandığım coşkun bir sevgi taşıyordum! EOMA: arkadaşlarile ayni seviyede ve onlardan etti. Nihayet, bana karşı gösterdiği bu Kayseri fabrikasının 1008 dokuma tezgâhının bulunduğu büyük salonu 20,25 yabancı dülerde konuşma 21,10 O gün Hâcerden bir haber sızar diye ileriymişler. havadis. turizm haberleri . 21,45 «San Çetaşkmlığın mahiyetini anlamak merakile akşamı güç ettim. Ertesi gün bitip tükenKayseri (Hususî muhabirimizden) elinde tutan enerji işte buradan fışkın te> operet, i s t i r a h a t esnasında konuşma • Bu iddialann nekadar gülünc ve nekabir mektub yazdım. Derhal müsbet cevab miyen intizar saatlerini beyhude saydım. lar 24,05 havadis 24,20 ispanyolca h a • dar saçma ve yersiz olduğunu anlıyabil Herkesin gö'rüp imrendıği ve methede yormuş. Yüksek çatılı büyük ambann ö berler. aldım. Üçüncü günü de beni müteselli edecek ede bitiremediği Kayseri dokuma kom nünde bir sürü kalabalık var, dikkat etZaman geçtikçe ona acıyordum. An bir şifa mektubu alamaymca evine git mek için yalnız bunların niçin ileri sü binasının gece hayaünı; bu kombina tim fabrikanın dokuduğu kumaşlar, ka nesine ve kendisine bakmak için çok acı tim. Pencerede idi. Hiç konuşmadı. Dö rüldüğünü bir defa olsun düşünmek kâ hakkmda şimdiye kadar bu sütunlarda nnlannın birkaç yerinden karşılama de fidir. yoksulluklara katlanarak çalışmaya mec nüşte, gecenin korkunc karanhğma dalarbirçok yazılar yazan benim, gidip gör mirle çemberlenip ambalâj yapılmış balVakıâ, Sancağımızda iîç beş ilkmek Bu gece nobetci olan eczaneler şunlardırt bur olan bu ağırbaşlı kıza karşı kalbimde ken onun, kulaklanmda hâlâ ayni berrakIstanbul cıhetındekiler: teb ve bir de lise var.. Fakat buralara mekliğim ve buna dair yazı yazmamak yalar içinde vagonlara yükletiliyor. Bir sonsuz bir sevgi ve şefkat besliyordum. ığile çınlıyan küstah ve müstehzi kahkaAksarayda (Ziya Nuri), Alemdarda (E Türk kültürünün inkişaf etmesi için te lığım müsamaha kabul etmez bir kusur taraftan da vagonlardan vinçlerle Ada Oyle zannediyordum ki onun saadeti uğ hasını işitiyordum! sad), Bakırkoyde (Merkez), olacaktı. nadan gelmiş pamuk balyalan boşltılı (Haydar), Emınonünde (Husnü Beyazıdda min edilen şeylerin nekadar yerinde ve Haydar), runda yapamıyacağım hiçbir fedakârhk Ne müthiş bir sukutu hayaldi bu... birşeye benziyebileceğini kabul edebil Gündüzden, fabrikanın çok çalışkan yor. Burası hakikaten görülecek bir yer: Fenerde (Arif), Karagumrükte (Arıf), Kıiyoktur! Lâkin, daha dün bana perestiş eden bu mek için çok budala ve çok tahammüllü, müdürü Fazlıya bu arzumun is'afını te Şimendiferden pamuk balyalannı indir, çükpazarda (Hikmet Cemil), Samatya, Koi Onu uzun uzadıya tahlil ettim. H e r ;enc kız, bugün beni nasıl tahkir edebi soğukkanlı olmak lâzımdır. Ilkmekteb lefonla rica ettim. Akşamm saat sekiz şu kapıdan içeri sok, öbür kapıdan ku camustafapasada fRıdvan), Şehreminin « kese nasib olmıyan meziyetlere sahib bude (Nâzım), Şehzadebaşında (Hamdi). irdi? Hayır, hayır, asla.. Kulaklanm al leri, o mekteblerde guya ders okutabile buçuğunda bindiğim araba, beni, bir ha maş balyalannı al, Türkiyenin her tara Beyoğlu cihetindekiler: lunuyordu. Yirmi yaşına rağmen ilk dedattı beni.. Bir hafta sonra tekrar gittim. cek bay muallimleri, ders programını da latm gerili duruşu kadar düz ve munta fına sevkediver. Şimdi fabrikanın ağzı Galatada (Huseyin Hüsnü), Hasköyde fa beni seven hassas ve rakik, gönül a v zam foseden fabrikaya götüriirken bir ke sayılan ambanndan içeri götürülen şu pa Nesim Aseo), Kasımpaşada (Mueyyed), Beni gördü. Kapısının ö'nünde bir dilenci bir tarafa bırakalım, liseye bakalım: cılan karşısmda fevkalâde mukavemetli re arkamda, karanlık ve sessizliğin son muk balyalan, belki yarın akşam öbür Merkez nahıyede (Della Suda), (Kinyoli), ibi zelil ve hakir saatlerce bekledim; Lise lise değildir. Çünkü ne progra ve iyi bir zevce olmıya müstaid tam bir heyhat, benimle bir dakika bile meşgul mmda, ne açılış kapanışında, ne idaresin suz derinliğine gö'mülüp uyumağa hazır kapıdan boyanmış, dokunmuş, ambalâj Şislıde (Nargıleciyan), Taksimde (Limoncayan). aile kızı, terbiyeli ve dürüst hareketlerile lanan asırhk Kayseriye bakum; yoksul yapılmış ve trene konmuş bulunacaktır. )lmadı! de ve ne de talebenin mektebe devamlaUsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: kendisini herkese sevdiren bir şefkat maluğuna ve ihtiyarlığına acıdım. Bir kere Bu ne teknik, bu ne sürat?. Buyükadada (Merkez), Heybelıde (Ta « Artık hakikati öğrenmiştim. Ne yazık rında nizam ve intizam vardır. budesi sanki!..* de önümde sayısız ampullerden fışkıran naş), Kadıköy, Pazaryolunda (Merkez), Bilumum mekteblerde senelik ders Bana öyle aşk menkıbeleri anlatıyor ci bu ağır tecrübeden derin bir izzeti r Modada (Faik İskender), Üsküdar, Ahmeı§ık tufanı altmda, bir şehir kadar geniş 1008 tezgâhın ve 800 den fazla işçi diyede CAhmedıye). du ki içimde, esatirî aşk kahramanlanna fis yarasile çıkıyordum. Aldanmışun.. E müddeti dokuz aydır. Mekteb daima ilk olan fabrikanın gece servisine girmeğe ret, bir yalancmm sahte saffet ve sami teşrinin birinde açar. Halbuki An çalıştıgı ve fabrikanın asıl gövdesi benzemek için şiddetli bir arzu duyuyorhazırlanan azametine baktım; gendiğe nın miyetine kanmışrml sayılan büyük binanın içindeyim. T a takya lisesi değil diğer mekteblerin açıl dum. Bununla beraber ona inanamıyorHer yerde, herkesin ağzıoda ve millî enerjiye imrendim. vandan sallanan büyük karpuzlu beyaz Çok geçmeden onun nisanlanmak üze dığı günde hatta üniversitelerin açılış tadum da.. Yemin teklif ettim, kabul et işidilen tek bir isim vardır. abajurlardan fışkıran bol lşık altında işti. Lüle lüle kumral saçlarile süslenen e olduğunu duydum. Demek, sadakat rıhı olan 10 birınciteşrınden tam iki hafta On beş gün evvel Suriyeli birkaç A çiler, kendi işleri ve kendi makinelerile ^emininin ömrü bu kadar kısa imiş; de sonra açar. Haydi, bu yalnız bu bir iki güzel başmı omzuma dayıyarak: rab sçjıyahı, fabrikayı gezip şehre doner meşgul. Bilhassa bunlar arasında 14 ile Beni senden ölüm bile ayıramıya mek ben bir serab arkasmdan koşmu seneye mahsus ve bilumum Suriye mekcaktır Suad, dedi. Seni daima şefkat ve um, \£ kosarken bilmiyerek kalbimi ka teblerinde de böyledir diyelim. Fakat lerken kendilerini karşılıyarak hissiyatla 30 yaş arasındaki mavi gömlekli kız ve HARRY BAUR Antakya lisesinde bir sene zarfında mek rını öğrenmek istemiştim. Sonradan Ha erkek işçilerin boylarından büyük, cüssesadakatle seveceğim. Şayed birleşmemiz atmışım! DANİELLE DARR!EUX lebin büyük bir manifatora tüccarı ol lerinden iri makineler arasmda ipte oynımukadder değilse bile senin aşkmla yaCEMAL ATAHAN tebde ders okunan günlerin sayısı bilir JEAN PİERRE AUMONT misiniz nekadardır? 150 azamî 160 gün duğunu öğrendiğim gözü açık ve kulağı yan bir cambaz çevikliğile çalışmalan indelik olanına sordum: sana hayret veriyor. Bunlardan 6 ilâ 8 dür. I tarafından temsil edilen bu şaheser Fabnkayı nasıl buldunuz?.. dokuma makinesini idare edenler var. Lisenin muntazam bir programı yok San'atın, teknik ve faaliyetin bir Zaten makineler o kadar hassas ve o katur. Çünkü orada evvelâ Fransızların müstemleke programı, saniyen Suriye şaheseridir. Sizde bunun gibi birkaç tane dar muntazam tertiblidir ki makine üzeSMemasında kemali muvaffakililerin ağzmı kapamak için Arab prog daha yapıhyormuş, keşke bizde de bir rinde fildişi bir tarak gibi sık ve muntayetle devam ediyor. zam gerili bir sıra ince ipliklerden tek bir ramı ve son olarak Sancak Türk azlığı tanesi olsaydı!.. Suvareleriniz için yerlerinizi evvel Siz de yapabilirisiniz! Ve bunda tanesi kırılsa, makine kendiliğinden istop nın çok büyük bir lutufkârlık eseri olan den aldınnız. Tel. 42851 edip üzerindeki lâmba kendiliğinden heimtiyazlarından ( ! ! ) dolayı guya Tür serbestsiniz!... Biz de mi yapabiliriz?.. Ah azi men yanıyor.Küçük işçi koşup kırılan ipe kiye programı tatbik edilir. zim, sizin büyük inkılâbınızı yaratan bir ilmik yapıyor makinenin kolunu çevi uyuduklannı ve bu yavrulardaki 15 ve Lisede idare ve disiplin yoktur. Her rince makine cıtır çıtır tekrar işliyor ve vazife bağlılığınm kimbilir hangi acı ihkes dilediği saatte, istediği gün, istediği Atatürk başınızda olmasaydı, zannedi lâmba da sönüveriyor. Saç kılı inceliğinde tiyac ve zaruretlerden doğmakta ve bu derse gelir ve gider. Derste, mütaleada, yor musunuz ki bunlara muvaffak olabi bir tel iplik şu koca makineyi durduruyor, yavrulann aylıklarile kimbilir kaç kişinin yoklamada nizam ve intizam yoktur. lecektiniz? Hayır, kimbilir siz de bizim gibi hangi mandanın altmda ezilecek, is ince ve narin iki parmağın kıvırdığı bir geçinmekte bulunduğunu düşünerek tekKimse ne muide kulak asar, ne de mu tiklâliniz siyaset pazarlarının kurnaz tel düğüm, makinenin karnındaki mekiği rar sordum: bassıra.. lâllanmrı elinde bir meta gibi pazara şimsek gibi şaklatarak yatağı içinde daki Kaç lira alıyorsunuz?. Bununla beraber lise idaresi ne ile ökada bilmem kaç yüz kere kudurmuşcaçıkanlmış bulunacaktı!.. Dokuduğumuz kumaşa göre! günür bilir misiniz? Bilmem hangi ders sına gelip gitmeğe kâfi geliyor. Gecen ay elinize kaç lira geçti? yılında, mektebde bir defa olsun «disip Sağlam para, yirmi yedi lira. Fabrika sahasmı çepçevre saran fab Hizaya girmiş bir tabur askere bakan lin konseyi» toplanmış ve hiçbir talebe Nerelisiniz? hakkmda ne ufak bir haber ve ne de kü rika bekçilerinin düdükleri ve otomobil bir kumandan gibi, şu sıralanmış makine Taşhan köyündenim!.. lerin korne sesleri birbirine kanşarak, ma lerden durmuş olanları insan, tepelerinde Elâziz Biçki Yurdu muallim ve talebeleri sergide çük bir ihtar yapılmamış!.. kineleıin hınltılan arasmda kayboîuyor. vanan ışıklardan sayarak 1008 tezgâhtan Şu fabrika yapılmadan önce, köyü * Mekteb idaresi böylece herşeye lâ Elâziz (Hususî) Memlekette biçki olmuştur. Elâzızın genc kızlarım yetiştiFabrikanın geniş ve muntazam futbol sa kaçının faaliyette olduğunu hemen saya nün tarlasmda çalışan, harmanında düve dikiş san'atmm yayılmasana çok ren ve onlan ev idaresinin temellerin kayiddir. Fakat şiddet ve tedbir hasmda ma\i gömlekli gündüz işçileri bilir. ğen üzerinde oturup çok az bir randıden biri olan biçki ve dikiş hakkmda lerin hepsi yalnız bir noktada toplamr: yardım eden ve geniş mikyasta çalışma top, memur ailelerinden iki üç bayan teterakkiye götüren Bayan Günün fa Tezgâhlar arasında gezerken işçi bir man karşılığı emeğini israf ve ömriinü Türk talebede herhangi millî duygular enerjisi gösteren Seniha Gün bu sene aliyeti her sene biraz daha artmakta niş kurtunda oyun oynuyor, genc bir iki kızın yanma yaklaşıp makinelerin gürül heba eden şu sevim'i köylü kızı, şimdi uyanmasına mâni olmak. de Yurdunun güzel eserlerini bir sergi ve Elâzizde şümullü bir hareket halmi işçi kız da ayaklarında paten, kayak sa tüsü arasında sesimi duyurmak için biraz makineler üzerinde yordamh elleri ve inhalinde teşhir etmiş ve çok muvaffak almaktadır. hasmda daireler çevirerek kayıyorlar. ce kabiliyetile çalışarak yoksul ailesinin hızlıca sordum: Buranın geniş ve konforlu kantini yeacı derdlerine deva olmakta, derin ihti Kaç makine kullanıyorsunuz?. mek yiyen ailelerle dolu. Çatal ve tabak yaclarına cevab vermektedir. Refah ve Beş!. gürültüleri arasında bazan radyonun ku Akşamlan çalışırken uykunuz gel saadete susamış olanlar, buradan kana kana içebilirler. işçi için refaha giden Antakya (Hususî) Halebde mu laklan tırmahyan parazitli nağmeleri ve miyor mu?. bazan da bir bayanm çaldığı piyanonun Vazife başında ve şu gürültü için yol, buradan geçiyor ve buradaki 3000 ahedenin ilânı günü Zekeriyya camisinde isci bu yoldan ve bu kapıdan geçinip giVatanî rüesasından doktor Abdurrah tannan sesleri harice aksediyor. Bir kah de uyuyabilir miyiz? ve içmek için oturduğumuz kantinde ye Akşamlan çalışırken rahatsız ol diyor. man Keyali muahede hakkmda izahat mek yiyen şu aileler arasmda o kadar sı muyor musunuz?. Söz uzadı. Fabrikadaki gezintimin müverirken İskenderun sancağı hakkmda cak bir bağlılık ve o kadar samimî bir ha Hayır, gündüzleri sekiz saat ve tebaki intıbalarını ikinci bir yazıya bıraşu sözleri söylemıştır: va esmektedir ki, treddüd etmeden bü bol bol uyuyorum. kıyorum. « İskenderun ve Antakya Sanca tün bunlara bir aile sofrası diyebilirsiniz. Bu vastakilerin bu saatte tatlı tath SAHİR ÜZEL ğına gelince buralar Suriye topraklannFabrikanın müdirile şefleri, kuvvetli dan ayrılmaz ve ayrılamaz. Bunun ayrılsempatilenle bütün memurlan bir hale ması ancak kanımız pahasına olur.» (La Muçaça) gibi etrafına toplamışlardır. Payasın iki tarihî binası zindan ve cami Din perdesi altında söylenen bu nu (Fransızca) Müdiriyet binasının önünden geçerken Payas (Hususî muhabirimizden) sabadır. İskenderuna yirmi kilometro ! tuk Sancak Türkleri tarafından nefretle telli pencerelerden baktım, memurlar iş Görenleri zevk içinDenizyollarınm karşılanmıştır. Kasabamızın tarihi çok eskidir. O ka mesafededir. Devlet başmda.. Hesab ve yazı makineleri tıkır dar ki, asırlarca evvel kurulmuş asara vapurları muntazaman uğrar. Tıcarî ede bırakıyor. Türkiye Cumhuriyet bayramı Isken daima raslanır. Bunlar arasmda bilhas hemmiyeti büyük değildir. Yeni bir derun ve Antakya Sancağında fevkalâde tıkır işliyor. Fabrikanın iktısadî sahada Bugün saat 11 de sa cami ve zindan kayde pek şayandır. hükumet konağile ufak bir parktan bir surette tes'id edilecektir. Şehirlerde ki yürüyüş istikametini piyasalara gö're tenzilâtlı matine Azametini bugün de hemen aynen mu başka hiçbir şeyi yoktur. ve köylerde şimdiden büyük hazırlık baş tayin ve koca fabrikanın direksiyonunu Dörtyolun ticarî önemi Payasa nis hafaza etmekte olan korkunc zindana betle çok fazladır. Halbuki, devlet va lamıştır. önce siyasî ve müebbed hapis mah Suriye Meclisi Meb'usan intihabı iki kumları konur ve bunlar burada ölür purları her nedense Dörtyola uğramı ay tecil edilmiştir. yor. Kasabanm iktısadî inkişafı için giderlermiş. Taşnak partisi müstesna olmak üzere buna fazla lüzum vardır. Payas eskiden sancak merkezi idi. filmi ismine, şanına, şöhretine lâyık bir muvaffakiyetle gösteriliyor. Payasta ne yatacak bir otel, ne ye Sancakta bulunan Ermenıler Türk ek Bugün ehemmiyetini tamamile kay mek yiyecek bir lokanta vardır. Ba seriyetile beraber hareket edeceklerine betrniştir. Üç yüz nüfuslu ufak bir 1ta kımsızlıktan gittikçe sönmektedir. karar vermişlerdir. 1008 tezgâhın ve 3000 işçinin çalışhğı fabrika Dün köyünde harman döğen köylü kızı, bugün fabrikada 6 8 dokuma tezgâhını idare ediyor NÖBETÇİ ECZANELER TARAS BULBA SÜMER Elâziz Biçki Yurdu sergisi Tarihî bir kasaba: Payas Sancak Ermenileri Türk ekseriyetile beraber hareket edeceklermiş DOLORES DEL RiO KALİENTE I TURK SiNEMASI EHLİ SALİB MUHAREBELERİ Türkçesi i P E K'te Fransızcası M E L E K'te Bugün i P E K'te 11 de halk matinesi l

Bu sayıdan diğer sayfalar: