27 Nisan 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

27 Nisan 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Nisan 1937 CUMHURlrET Milletlerarası iktısadî mübadeleyi düzeltmek kabil midir? [Başmakaleden devam] Orta Avrupa siyaseti hararetli bir safhada Göring dün Mussolini ile görüştü, Von Neurat ta Romaya gidiyor, Duçe ile Hitler yakmda buluşacaklar Romanya Kralı ve Polonya Reisicumhuru karşılıklı ziyaretler yapacaklar, iki devlet Erkânıharbiye Nazırları müzakereye girişiyorlar lBaitaraf\ l ind sahtfese] Yazan: Kandemir Topçunun gözü ve kulağı Mehmedcik, sapan gibi silâhı» silâh gibi iradeyi ve irade gibi fenni de elinde tutmasını, onları azmine ram etmesini bilmiştir Olçme kıt'alarmın bugünkü topçu harekâtında rolü pek büyüktür Eski topçu düşmanını gözlerile görürdü Bugün ise topçunun önünde uçsuz bucaksız bir meçhul vardır. Yeni topların mesafeleri mütemadi yen uzamakta ve bir yandan da hedef ler kara ve hava gözetlemelerine karşı, tabiatile saklanmağı iltizara etmektedir ler. Bu sebeble yannm savaşlarında er meydanlannın hâkimi olacak olan topçunun, en büyük randımanı elde edebil mesi içın sahasmda .. itün teknik imkânları hazırlıyabilmesi gerek. Dağlarm, bayırların, yaylaların geri sindekı mesafelerın içinde, ne gözün, ne dürbünün göremıyeceği bir uzaklıkta gizJenerek mermi yağdıran düşmanın yerini bulamazsa, kendi ateşıni nasıl tanzım edebilir? Işte. bunun içindir ki, eskideH ateş rnevziine girer girmez harekete geçen topçu, bugün ateşe başlıyabilmek için, fennin eline verdiği bir siirü âletlerle hesab ve kitaba koyulmak mecburiyetindedir. Ve gene bunun içindir ki ölçme kıt aları kurulmuşur. Bu kıt'alar topçunun gözü ve kulağı dır. Bugünkü topçu onsuz ne görür, ne îşitir, felce uğramış bahtsıza döner. Görünmiyen bir yerden gelen düşman mermisinin atıldığı yeri bulmak bu kıt'aların vazifesidir. Şimdi onları faaliyet halinde görüyoruz: Bataryalanmızın bir hayli ilerisine yerleşmiş olan bu kıt'alar sesi, ışığı ve yeri ölçmekle meşguldürler. Çünkü unutmayınız ki, göz ve dür büne karşı kendıni muhtelif gizleme vasıtalarile sakhyabilen topçu, henüz sesini ve alevini gizlemeğe muvaffak olamamıştır. Meselâ Umumî Harbde Parisi 125 kilometrodan döven Almanların meşhur Besta toplarının yerleri, o zaman Fran sızlann ölçme teşkilâtı taıafmdan sıhhatle keşfedilmişti. Ba olcme postası iş başında şebeke, siperine mıhlanmış bekliyen ileri gözcülerir yardımile düşman tarafından gelen seslen dinlemektedir. Bu mikrofonlar, arkada, sada ölçme santralında bulunan, ses ihtizazlarını fotograf filmi üzerine kaydeden elektrikli âlete, yani osiloğrafa bağlıdır. Her mikrofon aldığı sadalan ayni anda, akmakta bulunan bir filım üzerine kaydediyor. Kaydedilen sadalar filmin, hemen oracıkta otomatık bir surette yapılan banyosundan sonra, okunuyor. Bir sada mevcesının, yerleri bellı dınleme noktalara gelişi arasında geçen za bilhassa saklı hedefleri üzerine atışını tanzim eden takundır. Düşman üzerine yapılacak atışların hedefler üzerine baskın halinde ve çok doğru olarak yapılabilmesini temin eden bir takım şöyle çalışıyor: < Topçumuzun havada parlandıracağı mermilerin parlanma noktalannı gene havada gözetliyerek bunların mevkilerini tayin eder ve mermi havada paralanmayıp ta düşmana doğru seyrine devam etseydi arazide nereye düşecekti, işte bu noktayı müsellesat hesablarına istinad. ederek bulur. sa peşin olarak hangi parayı vereceksi niz? Türk parasını çıkaramazsmız, serbest dövizi ise bulamazsınız. Sonra mal mübadelesinin imkânını bile tasavvur etsek hangi malı ne fiata ihrac edecek, hangi malı hangi bedelle ithal edeceksiniz? Meselâ yanıbaşımızdaki Romanya ile aramızda klering işlemiyor. Oradan alacağımız mal ols a bile kendi fiatlanmızla Romanyaya meselâ zeytin, zeytinyağı gibi maddeleri satmaklıgımıza imkân bulunmuyor. Bu malları bizden ucuza verebilen diğer komşu memleketler var da onun için. Almanya ile alabildiğine genişlikte işliyen bir kleringimiz vardı ki nihayet yüksek bir Alman borcu ile fena bir akıbete sürüklenmiştir. Meselenin yakın zamanda iyi bir suretle halledılmesi tabiî olmakla beraber burada kleringin esasen gayritabiiliğinden başka açık mahzurlan da görülmüş olduğunu kaydedelim: I : Bir memleket mahsul ve mamullerinin çoğuna yalnız dığer bir memleketin müşteri olması doğru değildir. Çünkü bu hal, satıcı memleketi dünya yüzünde mevcud ve muhtemel diğer müşterilerinden mahrum eder. 2: Bu hal böyle olabilmek için bizden çok mal alan memleket malımıza fazla fiat verdiği kadar sattığı mallara da fazla fiat koyar. Bu paranın dolayısile kıymetini indirme demektir. 3 : Yüksek fiatla fazla alınan mallanmızın bedeli karşılanamadığı zamansa vaziyet içinden çıkılması kolay olmıyan bir şekil alır. Demek ki klering ayni zamanda sıkı takib olunmak lâzım gelen cari bir hesab da sayılabilirmiş. Bu takibin mes'uliyetinı hangi dıkkat deruhde edecek? Bize aid vaziyetleri birer misal olarak kaydediyoruz. Bütün dünya aşağı yukarı ayni müşkülât içinde yüzüyor. Nekadar fazla kayıd varsa o kadar fazla zorluk var demektir. Dünya böyle gayritabiî vaziyetler içinde yuvarlana yuvarlana bir merhaleye geldi ki şimdı hiç olmazsa kontenjantman çeşidlerinin hepsi iflâs etmiştir denilebılir. Normal ve hatta makul surette himayekâr gümrük kayıdlarile iktifa edelek serbest mübadeleye avdet zamanmın artık gelmiş olduğu farzedıliyor. Belçika Başvekilinin tahkıkini üzerine aldığı iş işte bu iştir. mesi hakkında Duçe tarafından yapılan teşebbüsleri Schuchnigg'in ne suretle karşıladığı malum değildir. Gelecek hafta lar zarfmda Kont Ciano muhtelif hüku met merkezlerini ziyaret edecek ve bun dan sonra Hitler'le Mussolini Berchtes gaden'de buluşacaklardır. Mussolini ile Göring arasında bugün tetkık edılecek mevzular arasında İspan ya meselesile dört senelık Alman plânı nin da gözden geçirileceği şüphesizdir. «Her Avrupa milletinin hakikî tekâmül fikrini derpiş edememiş olan Mil letler Cemiyeti paktında değişiklikler yapılmaSı lâzımdır. Mevcud nızamname hakikate uygun değildir. Bu hususta beynelmilel bir içtima akdedilmesi zaruridir. Polonyaya gelince, bu memleket, Mıllet* ler Cemiyeti çerçevesi içinde kendine aid meseleleri halletmek imkânını bulamamıştır. Von Neurath ta Romaya gidiyor Berlin 26 (A.A.) Siyasî mahfil ler, von Neurath'ın mayıs başlangıcında Romaya resmî bir ziyaret yapacağmı bildırmekte ve bu seyahatin iki devlet arasmdakı siyasetın samımıyetıni ispat ettiğini ve Roma Berlin mihverinin Av rupa dıplomasisinde mühim bir hakikat olduğunu göstereceğini ilâve eylemekte dirler. Devlet reİ8lerinin ziyareti ve erkânıharbiye tematları Bükreş 26 (A.A.) Siyasî mah fıllerde, Kral Karol'un M. Bekie mülâkatına hususî bir ehemmiyet atfedil mektedır. Lehistan Romanya ittifakı nın takviyesi beklenmekte ve Kralın hel zaman bu ittifakın bir protagoristi olduğu kaydedilmektedir. Bununla beraber, tam bir noktai nazar mutabakatının başarıldığı zannediliyor ve tebliğin müteaddid meseleler üzerinde noktai nazar birliği tesbit ve müşahede edlidığine dair olan kısmı tebarüz ettiriliyor. Resmî ziyaretler meselesinin hallinden dolayı bilhassa memnuniyet gösteriliyor. Lehistan Cumhur Başkanı 6 haziranda Romanya şenliklerinde hazır bulunacak ve Kral karol da bu ziyarete ayni ayın sonlanna doğru mukabeîe edecektir. Romanyanın en güzel şahsiyet lerinden biri Kralm davetnamesini Cumhur Başkanına vermek üzere mayıs içinde Varşovaya gidecektir. Erkânıharbiyeler görüşmelerinin mayısta yapılacağı ve bu suretle Lehistan erkânıharbiye reisinin yeni Romanya erkânıharbiye reisı General Şışitini ile ilk mülâkatını yapacağı bildirilmektedir. Alman Rus yaktnlaşmaaı hakkınna tahminler Nevyork 26 (A.A.) NewYork Times gazetesi, yazıyor: «Avrupanın şimdiki vaziyetinde mühim olan nokta, Sovyetler Birliğinin tarzı hareketidir. Berlinin Moskovada yaptığı ıddıa edılen yoklamaların sebebi de bu şekilde izah edilebilir. Fakat Moskovanın resmen bu yakınlık harekîtlerinden haberdar değilmiş gibi görünmesi, Sovyetler Birliğinin Almanyanın şarka veya garbe doğru genişlemesine karşı müşterek bir harekete geçmek üzere Fransa ile arasındaki bağları muhafaza etmek istemesinden ileri gelmektedir. Mussolininin Hıtlerizmin cenuba doğru akmasmı kolaylaştırmasının sebebi de budur.» Neşredilen resmi tebliğ Bükreş 26 (A.A.) Lehistan Romanya görüşmelerı hakkında dün neş redilen tebliğin metni aşağıdadır: Lehistan dış bakanı Bek Bükreşe yaptığı ziyaret münasebetile Romanya Dış Bakanı Vıktor Antonesco ile müte addid görüşmede bulunmuştur. Bu görüşmeler şimdiki beynelmilel vaziyetın muhtelif cephplerine ve Lehista nın dığer memleketlerle olan münaseba tına taalluk etmiştir. İki Bakanın Varşovada ve Cenevrede yaptıklan görüşmelerin devamı olan ve bilhassa samimî bir hava içinde cereyan etmiş bulunan bu görüşmeler, iki nazır noktai nazarının tetkiklerine mevzu teşkil eden müteaddid meselelerde hiçbir surette tehalüf etmedığini ve iki hükumstin samimî teşrıkı mesaısının itimad ve dost luk çerçevesi içinde inkisaf ettiğini mü şahede ve tesbite imkân vermiştir. İki nazır, görüşmelerinde, Lehistan Romanya ittifakının siyasî bünyesinin iki memleketin emniyeti hususunda mesuliyet hissme ve beynelmilel münasebetlerin istikrarı için de itimad fıkrine da yandığını teyid eylemişlerdir. îki nazır, siyasî mahiyette bazı ihti lâflara rağmen Avrupa, siyasetinin mes'ul drijanların kurduğu zihniyet ve hüsnü niyetlerinin umumî bir salâh için faydalı bir surette faaliyete geçmeleri tamamen mümkün olduğunu memnuniyetle müşahede ve tesbit etmişlerdir. Beck ve Viktor Antonesco, beynel milel çerçevede zuhur edebilecek zorlukların sükunet ve sabırla tetkikinin şimdiki ahval içinde her zamankinden daha l'izumlu olduğu kanaatinde bulunmuşlar ve bu maksadla da teması en sıkı bir surette idameye ve aralannda daha sıkı noktai nazar teatisine karar vermişlerdir. Almanya ve İtalya iflâs etmiş Londra 26 (A.A.) Hul'de sulh ehinde tertıb edilen bir nümayiş esnasında bir nutuk söyliyen Times gazetesinın eski direktörü Wickham Steed, İtalya ile Almanya tarafından gösterılen faaliyetin endişeyi mucib olduğunu kaydederek, kuvvetle silâhlanmış olan bu memleketlerin bir veya birkac memlekete birden hücum etmek için bir fırsat kolladıklarını iddia etmiştir. Hatib demiştir ki: « Eğer, harb tehlikesi mevcud oimamış olsaydı, İngiltere silâhlanmak için bir buçuk mılyar sterlmg sarfetmeği göze almazdı.» Wickham Steed, silâhldnmak için Italya ile Almanyanın sivil ahalinin zararına olarak iflâs etmiş olduklannı bilhassa tebarüz ettirerek şunları söylemiştir: « İşte bu sebebledir ki, Lansbury'nin beynelmilel bir iktısad konferansı toplamak hakkındaki teklıfi, Hitler tarafından derhal kabul edilmiştır.» Sulhun muhafazası için Steed, şunları teklif etmektedir: 1 Harb vukuunda, İngilterenin bitaraf kalmıyacağının sureti kat'iyede ilânı, 2 İngilterede izci teşkilâtına müşabih ve bütün sınıflara ve siyasî teşekküllere mensub adamlardan mürekkeb bir sulh hareket ordusu vücude getırmek. «Bu ordunun vazifesi, tehlikede bulunan memleketlere yardım etmek olacaktır.» Hatib, bu tekliften sonra şu sözleri ilâve etmiştir: «Bu hareketin vücude getirilmesile diğer milletler «beynelmilel bir sulh hareket ordusu» ihdası için îngiltereye yardım etmeğe davet edilmiş olacaklardır.» Ve bu bulunan mevki, hedef mevkiiYUNUS NAD1 nin nekadar uzak olduğunu plân üzerınde meydana çıkar. Bu tashih miktarını Bir beynelmilel hukukçunun nazan dıkkate alan bataryamız artık akonferansı teşini hedef üzerine öyle oturtur ki, bu îki konferans vermek üzere evvelki ânı ateş baskını altında kalan hedefın gün Kahireden şehrimize gelen Lyon bunalmaması, felce uğramaması imkân Universitesi Mukayeselı Hukuk Enstisızdır. tüsü müdürü profesör Eduard Lambert Yer ölçme kıt'aları da, haritanm esa ilk konferansını dun Üniversıte konfesmı teşkil eden ve topçunun çalışacağı rans salonunda vermiştir. Çok kıymetli arazide her zaman mevcud bulunan eserleri ve bilhassa islâm hukuku üze rinde mühim tetkikleri bulunan profeniyrengi noktalarına istınad ederek iş sörün dünkü konferansının mevzuu cAliyen, topçunun en yakın yardımcılarınmerıka kanunlarının kanunu esasiye dan birıdir. muvafık olup olmadığmm kontrolu meKimi siperde, kimi bir sırtın gerisinde, kimi bir kovukta faaliyet halinde bulunan bu kıt'alar işlerini bitirince, bataryalar Ateş!.. Kumandasını alırlar. Ve Türk toplan gürler. Fakat, fennin ele verdiği, zekâ, kabiliyet, bilgi istiyen bu çok hassas âletleri Mehmedcik nasıl kullanıyor, dıye ba kıyorum . Ve saatlerle aralarında dolaşarak, baktıktan, gördükten, sorduktan, dinledik ten, uzun uzun düşündükten sonra, okuma yazmayı bile yedı sekiz ay evvel geldikleri bu kışlada öğrenmiş insanların bu kabiliyeti gösterebilmelerine inanmakta tereddüd ederken, kulağımda bir ses çınlıyor. Mehmedcik... Evet, sapan gibi silâhı, silâh gibi iradeyi ve irade gibi fenni de elinde tutmasını, onlan azmine rametmesini bilen Mehmedcik.. Sana inanmak için, bir lâhza olsun süren tereddüdümü affet! selesi> ıdi. Profesör konferansına başlamazdan önce memleketimize geldığinden dolayı duyduğu sevinci, ve bilhassa Dâhı bir Şefm ve münevver arkadaşlarının mensub olduğu Türkiyenin beynelmilel hukukta olan ehemmiyetinden bahsetmiş, bilâhare konferansına geçmiştır. Profesörün konferansını, Hukuk, İktısad Fakülteleri profesör ve doçentlerile Fransız sefareti erkânı ve Üniversıte genclıği büyük bir alâka ile dinlemiş lerdir. Profesör ikinci ve son konfe ransını Hukuk Fakültesinde verecek tir. Dinleme teçhızatmdan; En ileri hattaki son mikrofon man fasılalan bilindiği takdirde sada membaını tayin etmek pek kolaydır. Ve şu gördüğünüz âletler, bize bu kolaylığı fazlasile temin edebilen en mü kemmel cihazlardır. Işık ölçenlere gelince; onlar da topçumuzun önünde, geniş bir sahada mu ayyen bazı noktalarda kendi çalışma şebekelerini kurmuşlardır. Bunlar da, ellerindeki batarya dür bünlerinden çok daha kuvvetli bir kelime ile dünyanın en kuvvetli dürbünle rile, düşman bataryalarının alevlerini, duman ve tozlannı görmekte, böylece onların yerlerini tayin etmekte ve cephenin gözcülüğünü yapmaktadırlar. O gündenberi ilim ve fen adamlarının geceli gündüzlü çalışmaları sayesinde bu teşkilât en mütekâmil şeklini bulmuştur. Işte önümüzdeki ve Mehmedciğin hayret edılecek bir zekâ ve kabiliyetle sımna ermiş olduğu şu cihazlar onun vasıtalandır. Evvelâ sada ölçenlere bakalım. Cephenin muayyen kısımlannda ve hususî. şartlara göre tayin edilerek, topoğrafık usullerle kestirilmiş noktalara yerleştirilmiş olan, üzerleri çalı çırpı ile örtülü şu mikrofonlan görüyorsunuz.. Bunlara, topçunun kulaklan diyebilirsiniz. Ve şu sırtın gerisindeki (yüksek ihtiÇünkü bu mikrofonların teşkil ettiği raklı) takım, topçunun uzak mesafelerde, Denizyollarında yapılacak tasarruflar Denizyolları idaresinde yapılacak tasarruf için hazırlıklara başlanmıştır. Maaşlarda yapılacak tasarruf işini memurların toplu bir halde protesto ettikleri dün de yazdığımız gibi doğru değıldir. Alelumum bütün memurlar, bılânçodaki açık vesilesıle maaşlarınm indırilmesinden müteessir ve bu tedbirin açığı kapamağa kâfi bulunmadığını beyanda müttefikseler de verilmiş ka rara karşı toplu bir harekette bulun mayı doğru bulmamaktadırlar. Denizyolları bütçesi umumî heyetten geçtıği için, mâsraflarda tasarruf ve maaşlarda tenzilât icrası keyfiyetinin de bir kanunla Meclisten geçirilmesi icab etmektedir. Bu iş te önümüzdeki ay içinde yapılacaktır. Denizyolları idaresi memurları ma aşlarını işledikten sonra almaktadırlar. Bmaenaleyh, tasarruf kararımn tebli ğine tekaddüm eden nisan maaşlarını eskisi gibi alacaklardır. KANDEMİR Liman idaresi yeni binasma taşındı Liman İşletme idaresi, dünden itibaren Galatadaki yeni binasında çalışmağa başlamıştır. İdarenin Galatada Hydar hanmdaki servisleri de buraya taşınmıştır. Müdür Raufi, buradaki bazı müstacel işleri bitirdıkten sonra Trabzona gıderek, İstanbul Liman İşletmesine raptı takarur eden bu şirketin vazıyet ve muamelelerile yakından meşgul olacaktır. Trabzon limanmın ıslahı için Liman idaresmde bir proje hazırlandığı hak kında yazılanlar doğru değildir. îstan bul Liman îşletme idaresi ne böyle bir proje hazırlamış, ne de buna vakit bulabılmiştir. Çünkü Trabzon Liman şir ketinin ilhakına pek yakmda karar verilmistir Kolonel Beck Bükreşten ayrıldı Bükreş 26 (A.A.) Hariciye Nazırı Beck'le refikası dün akşam saat 20 de Varşovaya hareket etmişlerdir. Hareket etmeden evvel Beck, Bükreş görüşmelerinin samimiyeti dolayısile memnuniyetini izhar ve Polonya ile Romanya arasındaki daimî tesanüdden ehemmiyetle bahsetmiştir. Romanya Krahmn beyanatı tstanbul erkek lisesi izcilerinin bir tenezzühü îstanbul erkek lisesi izcileri, pazar günü, oymak beylerinin idaresi altında, Göztepe suyuna gitmişler ve dönüşte Anadoluhisarına uğrıyarak Anadoluhisarı B takımı ile bir maç yapmışlardır. Paris 26 (A.A.) Romanya Kralı Carol, ParisSoir gazetesinin muhabi rini kabul ederek Romanya haricî siyasetinin değişmiyeceğini, Küçük Antantın Rumen. siyasetinde kat'î bir unsur oldu ğunu, Fransız dostluğunun gerek kendisi gerek memleketi için çok kıymetli bulunBeck'in ttalya ajansına beyanatı duğunu ve iki memleket arasındaki rabıRoma 26 (A.A.) Hariciye Nazıtaların bugün her zamandan ziyade sıkırı Beck. Stefani Ajansmın Bükreş muhalık gösterdiğini söylemiştir. birine demiştir ki: KANSIZLIK benizsizlik lcln yegâne deva kanl ıhya eden Ç i p O Enmuntahıpefabba tarafından tertipedilmiştır. O İ K U r Nörastcni, zaflyet vc Chlorose PARIS Bir olçme postası faaliyet esnasında

Bu sayıdan diğer sayfalar: