22 Kasım 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

22 Kasım 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURlYET 22 İkînciteşTİn 193? I Balkan antantı devletleri Buhran bu sınıfı 806 dan Türkiye Başpehlivanı, bu yaman güreşile taşıdığı esasları hazırlıyorlar 309 a kadar indirmiş! unvana lâyık olduğunu bir daha isbat etti Bir Fransız mecmuası, Fransadaki Balkan memleketleri iktısad konseyi m Tekirdağlı Hindliyi altı dakikada yendi Balkan turizm anlasması Fransada milyoner miktarı azabyor KULAGINIZA KUPE OLSUN ! nisanda şehrimizde toplanacaktır. Bal kanlararası turizm kongresinin de ayni günlerde şehrimizde içtimaı takarrür et miştir. Bu vesile ile ehemmiyet kesbetmiş olan turizm işleri için, Balkan memleketleri, mevcud paktlar haricinde, bir Baikan turizm anlasması da akdedeceklerdir. Bu anlaşmanın esaslan, şimdi Balkan Antantına dahil dört memleket tarafın dan hazırlanmaktadır. milyonerlerin sayısmı hesab ettiği bir ya " zıda, bugünkü bir mılyonun, Büyük Harbden evvelki 100,000 franga ancak tekabül ettiğini ve orta sınıfa mensub ekseriyetin bu paraya sahib olduğunu söylıyerek, Fransada, zannedildiğinden çok daha fazla milyoner bulunduğunu iddia etmektedir. Fılhakika, milyoner unvanına lâyık 0 " larak sadece, milyon hesabile nakdî ser\ete sahıb olanları ele almak doğru de ğildir. Meselâ, Paristeki binalardan ek serisinin bugün, milyondan fazla değeri vardır. Bu gibi irad sahiblerinin, milyo ner hayatı yaşamadıklanna ve senedc 50 ile 100 bin frank aras.ndaki gelirlerilc iktifa ettiklerine nazaran, milyoner sınıfına ithal edilmeleri, nakid bakımmdan doğru değildir. Bununla beraber, Fran' sada, mılyoner adedi, gene hayli fazla • dır. Başvekillerin toplantıst Bütün bunlardan daha evvel, martta, müttefik Yunanistanın Başvekili General Metaksas, Yugoslavya Başvekili Stoyadinoviç ve Romanya Başvekili Tataresko şehrimize gelerek Ankaraya gidecekler dir. Bu suretle Balkan Antantı konseyi Başvekillerinin iştirakile hükumet merkezimizde büyük bir toplantı yapılacaktır. Bu Tekirdağlının birinci hamlesidir, galibiyetle neticelenecekti fakat; minder kenarı Hindliyi kurtardı O kadar zamandır beklenen Tekir Nihayet alkışlar arasında önce yeşil dağh Hüseyin Hındli Faddal Muham örtüsüne sarılmış Hindli, arkasından med güreşi, nihayet, dün yapıldı. Te beîi kuşaklı bir bornos giymiş olan Te kirdağlı Hüseyin, Türkiye Başpehliva kirdağlı, alkışlar arasmda sahaya çık nı unvanına lâyık olduğunu bir defa tılar. Hüseynin beyaz vücudile Faddadaha, mükemmelen ispat itti. Çünkü hn esmer gövdesi tam bir tezad teşkil koca Hindliyi altı dakikada yeniverdi. ediyordu. Orta hakemi Cemal pehlivanO, bu işi üç dakikada bitirecekti ama dı. Güreşin yenesiye olduğunu ilân etti. birinci hamlesinde Hindli, minderin ke Halk, bu kararı güreşin ciddiyetine bir nanna düştüğü için, yan yanya kaza delıl telâkki ederek memnuniyetle karmlmış bir galibiyeti, minderin ortasın şıladı. Bu sırada stadyomun elektrik da tekrar tutuşnıak üzere, bırakmağa projektörleri takılıyordu. Eski bir pehlivan olduğu halinden belli bir ihtiyar mecbur oldu. geldi: Bu altı dakikalık göreş nasıl oldu? Saat üçte stadyomun dış kapısı bir îstemez, takmayın, lüzumu olmıyamahşerdi. îçerideki futbol maçı henüz cak; dedL bitmiş, on beş, yirmi futbal seyircısini Tırnak muayenesinden sonra eî sıkışdışan çıkarmak için güreş seyircilerine ma ve arkasından karşılıklı birkaç el kapılar kapanmıştı. Nihayet kapılar a ense... çıldı; içeriden dışan çıkmaları bekle Daha birinci dakikada, Tekirdağlı bir nen yirmi kişiye bedel, belki yüz yir daldı ve dönüp kaçmak istiyen Hindliyi mi, bedavacı içeri daldı. arkadan kucaklayıp yere vurdu. ÇevirMeydanda ring yeni kuruîuyordu. Bu mek için sağdan soldan, baştan, ayak iş bir saat sürdü. Nihayet, iki genc gü tan, bacak arasından yokluyordu. Bu reşçi, Karacabeyli îsmaille Karamür esnada Hindli, Tekirdağlının kolunu selli Ahmed, ikı haftadır seyircilerin çi kaptı. Fakat, Hüseyin, bacağını takmışvisine varıncıya kadar nasıl çakıldığını tı; bir silkeleyişte kolunu kurtardı. Tekve yapıldığını gö'rüp ezberledikleri rinrar ayağa kalktılar, Tekirdağlı bir daha gin resmi küşadmı yaptılar. Bu iki genc güreşçi çok canlı gureşiyorlardı. Kara saldırdı ve Hindliye bir taklak attırarak mürselli daha kuvvetli, Karacabeyli da onun kocaman vücudünü sırtüstü minha çevikti. Kuvvetli olanı yavaş yavaş derin kenarına devirdi. Müsabaka üçünhakimiyeti ele almağa başlamıştı ki do cü dakikada bitiyordu. Fakat minder nu yırtıldı. Hakem Cemal pehlivan gü dışarısı Faddalı kurtardı. Hakem, pehreşin üç dakikadan sonra berabere ne livanları minderin ortasına getirdL Tekticelendiğini ilân etmek mecburiyetin rar bir itişme ve kapışma, Hindli Te de kaldı. Bu müsabaka bir çeyrek süre kirdağlının kolunu kaptı; sürdü. Biraz cekti ve ağlebi ihtimal, Karacabeylinin da ayağı kayan Hüseyin, bütün kuvvemağlubiyetile neticelenecekti; fakat tile mukabele ederek kolunu kurtardı; müsabakayı yırtılan don kazandı ve iki akabinde Hindliyi tekrar savurup yere pehlivan zevkli bir güreş yaparken be yuvarladı; evvelâ bacaklan ile bastırdı, rabere kaldılar. Heyecan içinde büyük Faddalm bir omzu yere gelmişti; son maçı bekliyen halk da, bu işin çabuk ra dönerek bütün vücudile üstüne abitmesine memnun oldu. bandı, öteki omzunu da sunsıkı minde NEVROZİN kullanmakla kabildir. Bir hamlede Dezle ve grıpi geçirir. Harareti sür'atıe düşöıâr. Baş, diş, ainir, mafsal, adale ağrıları ancak NEVROZiN almak suretile çarçabuk defedilebilir. Balkan radyoları faaliyete geçiyor Bu ay başında Belgradda toplanan Balkan turizm kongresinin verdiği bir karara göre, Balkan radyolan, Balkanlılan, mütekabilen Balkan memleketlerini ve bütün dünya milletlerini ziyarete davet edecektir. Bu husustaki neşriyatın derhal başlamasma karar verilmiştir. Bu itibarla Türkofis, diğer Balkan radyolannda nesriyata esas tutulacak olan Türkiyeye aid malumatı hazırlamağa başlamışbr. parkın plânlan gelmiş ve tatbikatma geçilmiştir. Burada bir aydanberi 50 60 amele çalıştırılmaktadır. Elektrik fabrikasının bulunduğu kabirlik tamamile söktürülmüş, ve bir heyet tarafından seçilen parçalar müzeye kaldırıl mak üzere damgalanmıştır. Meselâ, 1936 senesine aid vergî be yannameleri tetkik edilecek olursa, Fransada, 352 kişinin, yani 120,000 nüfusta bir nüfusun, senelik iradını bir milyonu mütecaviz gösterdiği anlaşıhr. Bunlar a rasında bir tetkik yapılacak olursa, sencde bir milyon kazancı olanlann, speku lâsyoncular, sinema aktörlcri, yanş ab besliyenler, büyük bankerler, büyük sa nayiciler, boksörler nev'inden, alelâde Edirnede kültürpark kazanc erbabmm haricinde kalan kimseEdirne (Hususî) Edirnede Kültür ler olduğu görülür. Senede bir milyon kazananlarin sayîsî, 1929 da 806 iken, 1930 da 702 ye, 1931 d e 4 9 4 e , 1932 de 391 e, 1933 te 499 a, 1934 te 309 a inmîştir. Birkaç K ne içinde, buhran yüzünden % 65 nisbetinde bir tenakus husule gelmiştir. Senelik kazanclan milyonu aşanlar arasmda, kumardan kazanc temin eden * lerle, piyankoda büyük ikramiye alanlan da saymak icab eder. Tat'î Tesir Icabında giinde 3 kaşe alınabilir Isim ve markaya dikkat. Taklidlerinden sakınınız. Zonguldak Nafıa Müdürlüğünden: Mukaddema kapalı zarf usulile eksiltmiye çıkarılrp da talib çıkmıyan Zonguldak Vilâyeti içinde Bartm kazasanda yapılacak 33254 lira 35 kurug keşif bedelli Cezaevi inşaatı işi arttırma, eksiltme kanununun 40 n a maddesine tevfikan 9/12/937 perşembe günü saat on beşte Zonguldak Nafıa Müdürlüğü odasmda toplanacak Komisyonda ihale edileceğinden isteklilerin muvakkat teminatları ve Nafıa Vekâletinden almmış Tnüteahhidlik vesikasile Ticaret Odasından 937 yılmda almmış vesika ile birlikte teklif mektublannı ihale saatinden bir saat evveline kadar Komisyon Reisliğine vermeleri ilân olunur. (7777) Karaman fırıncılarî az ekmek çıkarıyorlar Karaman (Hususî) Geçenlerde Belediyenin çeşniye uygun bulmıyarak ekmekleri toplattırmasından muğber oIan fırıncılar az miktarda un işlemeğe başlamışlar ve bu sebebden halk, ek mek bulmakta müşkülâta uğramış tır. Alâkadar makamlar bu işin biran evvel önüne geçmek için çalışmağa başlamışhr. Bursada garib bir dava Bu da, Tekirdağlının ikinci hamlesidir; Türkiye Başpehlivanı Hindliyi mindere sım sıkı yapıştınnıştır Bursa (Hususî) Asliye ceza mah" kemesinde garib bir dava görülmektedir. Dava mevzuu şudur: Eski Ağn Emnîyet müdürü Kâmil, kardeşi Galible birlikte ve annelerinin yanında Çekir gede otururlarken bu iki kardeşten %£. mil, hastajanan annesini tedavi için.rjeş ay evvel İstanbula gptürmüştür. Kâmil, re yapıştırdı. tstanbuldan kardeşi 'Galibe bir mektub Hakem Cemal, üç değil; rahat rahat göndermiş, fakat bu mektub, (sizlere on üç bile sayabilirdi. ömür, Galib öldü!) derkenarile geri Daha Hindlinin bir omzu yerde iken gönderilmiştir. Bunun üzerine Kâmil, halk ayağa kalkmış, alkışlıyarak, bağı Bursaya dönmüş, kardeşi Galibin üzerarak sahayı doldurmuş, ringi sarmıştı. rinde bulunması lâzım gelen 25 lira ile Coşkun insanlar, galibi omuzlanna al bir ceviz tabakanın evde bulunmadığını mak istiyorlardı. Fakat polisler Tekir görünce, gömülmüş bulunan ölü kardedağlıyı bu heyecanlı insanlarm elinden şinin bir cinayete kurban gitmiş olması kurtarmak için koştular. Bu arada yan ihtimalini düşünerek Müddeiumumili hakemi Sami Karayel, yel gibi ringe ğe müracaat etmiştir. Müracaat üzerine fırlamış, kahraman güreşçiyi alnından mezar açılmış, lâkin alt dişleri tama öpmüştü. Onu, birkaç ateşli kimse daha men altm olan Galibin çenesi yerine takib ettL Ondan sonra polisler her iki dişlerinde tek bir diş dahi bulunmıyan pehlivamn etrafını sardılar. başka bir kafa bulunmuştur. Şüphe üTürkiye Başpehlivanı halkm <yaşa; zerine 70 yaşmdaki mezarcı Abdurrahvarol!> bağırışmaları ve alkışlan ara manın evinde araştırma yapılmış, iki sında merdivenden soyunma odasına kemik dişle bir damak bulunduğundan giderken neye uğradığını bilemiyen Galibin altm dişlerinin de Abdurrah Hindli de mütevekkil ve şaşkın bir hai man tarafmdan sökülerek alınmış ve bu iş belli olmasm diye de mezara Gade sahadan çıkıyordu. Tekirdağlı Hüseyin, birkaç akşam ev libin cesedi yerine bir başka ölü kafa vel, idarehanemize geldiği zaman, Hind sının konmuş bulunmasından mezarcı liyi beş dakikada bastırıp yeneceğmi hakkında (ölü dişi hırsızlığından dolasöylemişti. Türkiye Başpehlivanmm ef yı) takibat yapılmış ve dava açılmışkârı umumiyeye verdiği sözü bir daki tır. Suçlu sanılan mezarcı sorguda bu ka fazlasile tuttuğunu artık mazur gö isnadı şiddetle reddetmiş ve muhakeme, şahidlerin celbi için başka güne bırakılrürsünüz değil mi? mıstır. Bravo Tekirdağlıya! geac bir zabite meyli olduğundan şüphem varflı. Edebiyata sevgim o tarihlerden bajlar. Sonralan çok amelî bir hayatın bu ateş üstüne yığdığı küller, zaman geçtikçe kuruya kuruya bir kabuk gibi katılaşmıştı. Şimdi bu ılık yaz gecesi o kabuğu bir tarafından yanyor ve dışmdan taneleri görünen kesik bir nar gibi ruhumun içinde kıvılcımlanan sevgi ihtiyacmı bana gösteriyordu. Fakat Zehrayı değil, Şaziyeyi düşündüm. En yaralı ve yorgun anlarımda onun sıcak bir kompres gibi içimi saran şefkatli sesini aradun; genc likten, güzellikten, paradan, sıhhatten, akıldan çok başka, çok üstün birşey bu: Sevgi. Kaba ticaret kafasile idrak edilemiyecek, ö'lçülmez ve hesaba sığmaz bir şey. Haydi, şimdi bir milyon Türfe lirasmı daya da Şaziyeyi dirilt bakalım, yahud da bir eşini bul! Paranın on para etmiyen birşey olduğunu anladığım o gece, bütün hayatımın boş bir emel peşinde geçmiş olduğunu da anladım: Samimî bir dostum yokru, çocuğum olmamıştı, eve ve aileye benzer sağlam bir müessese kurmuş değildim, Şaziyenin haricinde kalbime manasız ve muvakkat bir takım kadın hayalleri dalıp çıkmış, hiçbiri güzel bir iz bırakmamışu; Şaziyeden de artık eser yok, Zehra bana taalluku olmıyan sevgilerin ve korkuların içinde yüzüyor. Hemen ertesi gün onHan aynlabHe K A Ş E Grip, Baş vc Oiş Ağnlari, Nevralji, Artritizm, Romatızma LHİN Akay İşletmesinden: 1 İşletmemizin 1 kânunusani 938 tarihinden 31 kânunusani 938 tarihine kadar bir senelik kömür aktarma işleri açık eksiltmiye konulmuştur. 2 Eksiltme, 15 kânunuevvel 937 çarşamba günü saat 15 te Karaköyde îdare merkezinde Şefler Encümeninde yapılacaktrr. 3 Eksiltmiye girecekler 750 lira muvakkat teminat getirecekîer ve bu miktar ihaleyi müteakab yüzde on beşe iblâğ edilecektir. 4 Taliblerin bu hususa aid şartnameyi görmek üzere Levazım Bölümüne müracaatleri. (7875)" Baş, diş, nezle, grip, romatizma nevralji, kırıkhk ve bütün ağrılarınızı keser. lcabmda günde 3 kaşe alınabilir. Taklidlerinden sakınınız ve her yerde ısrarla Gripin isteyiniz. cek miydim? Bir öfkenin sahte parıltisında bana mümkün görünen şey, şimdi biraz güç geliyordu: Avukatlara gitmek, noterlerde beklemek, bir sürü kâğıdlar imzalamak... Herhangi bir ticaret işinde her zaman yapmağa alışhğımız bu muamelelerin her biri, bu meselede birer işkence kadar ehemmiyet kesbediyordu. Acaba Zehraya karşı kopmaz bir gizli bağla mı bağlıydım? Meseleyi bu kadar sarahatle ortaya koyunca, izzetinefsim şiddetle reddediyordu: Hayır, diyordum, hele son hâdiselerin verdiği nefret de karışmca, varsa biraz şefkate benziyen eski hislerim de bulanmıştı. Eve kararsız döndüm. Misafir odasmda ışık vardı. Kapîsmın camından Zehranm içeride oturduğunu gördüm ve merdiverleri hızla çıktım, yattım. Ertesi sabah, irademi kıran derin bir hüzün içinde uyandım. Zehra aşağıki odada, divanın üstünde yattığı için yanımda değildi. Nekadar büyük bir adalete hizmet ederse etsin, bir ayrılık başlangıcı çok hazin şeydi. Bir testinin bile kulpunu kırsanız nahoş bir ses çıkar. Ben. tedavisi belki çok mümkün, fakat mümkün olduğu kadar da zahmetli bir dişı çıkartmayı tercih eden ve bunun için de belki daha büyük, fakat kısa bir acıya katlanmak istiyen adama benziyordum. dım. Zile basarak Osmanı çağırdun ve kahvemi yatağıma getirmesini söyledim. Adam kahvemi getirdiği zaman hemen odadan çıkması lâzım gelirken durdu. Yüzüne baktım. Birşey söylemek istiyor gibiydi. Ne var? dedim. Arkasında kalan kapıya bakb, soara ellerini önünde kavusturdu: Beyim, dedi, zabahlaym bahçeye çıktım ben. Durdu, kaşlarını kaldırdı. Tereddü " dünü izale edecek bir bakışla yüzüa« baktım. Beyim, dedi, bahçede bîr adam gördüm. Nasıl adam! Ayağının ucile halının üstünde ye§ile çalan bir renk göstererek: Şu renkte bir setresi vardı. Boylu, ıri, kırmızı suratlı bir adam. Doğruldum ve bağırdım: Ne biçim adam, yahu? Sütçü, yu* murtacı gibi bir şey mi? Esnaftan mı? Yok beyim, sizin gibi bir bey. Peki, ne arıyormuş? Sormadm mî> Ben mutfaktan bağa çıkan kapıyı açmca, o kenar yoldan ön bançeye doğru hızla gitti. Arkasından koşmadm mıî Koştum beyim. Yetişemedim. BahBöyle bir günü yaşamağa arzum ol çe kapısmdan çübp gitti. Yolda koşuyor(ATkast var) madığı için yataktan bir türlü kalkama du. mi var?» diye soruyordum; şimdi anla mak istediğim şeyler bir değil, bir çok: Maçkadaki ev, oraya gelen iki adam, Yakacıkta geçirilen gün, otomobille ya pılan gezinb, sözle ve yazı ile yapılan Tefrika: 4 3 Yazan: Server Bedi tehdid, gizli takibler, rekabetler, iddia lar... Hepsi meçhul. Bunlan anlamağa muhtac olmak da, merak etmek kadar Hepsi değil... Fazıl! Omuzlarımı kaldınp indirerek odanm Ben meçhuller üstünde konuşa beni yoruyor, sinirlendiriyor, kızdırıyor. Hiç düşünmek istemiyorum. Kabil olsa içinde gezinmeğe başladım: mam. İşte o kadar, dedim. Kapıyı çekerek çıktım. Sokağa fırladım. Zehra isminde bir kanm olduğunu unuZehra yumruklannı sıkarak bana doğ Bir yere yetişmeğe mecburmuşum gıbi tacağım. ru salladı: Başımı gpkyüzüne kaldırdım. îçi koyu İ koşuyordum. Adımlanmı yavaşlatarak Fakat sen asıl benî bundan sonra sükunet içinde düşünmeğe başladım. Her mavi bir fanus ışığıle dolu, hafif aydınhk uçuruma atacaksm! dedi. şeyden evvel gayet büyük bir merak i^i ve berrak havada yıldızlar gülümsüyor L Yumruklannı ısırarak ağlıyordu. mi kemiriyordu. Bu vak'anın bütün tefer du. Tabiatim hilâfma yüreğim bütün inK Ben mi? dedim, o da neden? ruatını öğrenmeden rahat yaşıyamıyaca sanlara karşı romantik bir nefretle şişti. •Ş Beni... o haydudların ellerine bıra ğımı anladım. Şimdilik Zehradan başka Yıldızlardan birinde olmak ve bu sefil Kacaksın. Ben onlardan kaçmak istiyo bunu hiç kimseden öğrenemezdim. Kaduı topraktan uzaklaşmak istiyordum. Du rum. ertesi gün memleketine gidecek olursa, daklanmdan eski bedbin şiirlerin mısra Seni o haydudlara tanıtan ben mi hatta, daha feciı, çünkü bu da mümkün Ian dökülmeğe başladı: yîm? Yolunun üstüne böyle bir felâket büyük bir ümidsizlik hareketile canına Görür muhitimi hep giryei demademde, çıkb da vaktile bana niçin haber verme kıymağa kadar vanrsa bir kere de buna Gorür azabımı hali telatumu yemde, din? Yakacık safalanndan sonra mı ba teşebbüs etmemiş miydi? Herşey beniın Sürüklenir dururum bir muhiti matemde, için ebediyen esrar mahiyetinde kalabilir Benim günüm ne için doğmasın bu âlemde, na geliyorsun? Şu leyli târikimi ümez misin nehar güzel! Fazıl! Yakacık safaları yok.. O di. On yedi yaşmda iken Izmirde bir kız Öyle muammalar var ki, çözülmeğe raya bir kere gittik... Yannnızda başkasevmiştim. Gece yanlanndan sonra, Korbaşladıktan sonra eskisinden fazla dü Aan da vardı. Kim o başkalan?.. Anlattığına gö ğürnleniyorlar; açıldıkça kapanıyor, ay donboyunda, suların üstüne bütün kederdınlandıkça kararıyorlar. Zehra meselesi lerin, acı şeylerin ve fena ruhlann bir kete bir eşkiya çetesi... de böyle. Son itirafından sonra iş büsbü safeti gibi abanan karanlığa gözlerim da Hayır, Fazıl! Demin sen onlara haydudlar demi tün kanştı. Evvelce meçhul bir tane idi: larak hep onu düşünür ve bu mısraları mı«Neden korkuyor, onu tehdid eden biri nldanırdım. Çünkü onun benden ziyade yor muydun? Korkuyorum ! Î

Bu sayıdan diğer sayfalar: