7 Nisan 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Nisan 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHLBİVET ( Şehir ve Memleket HaberlerT"") Tarihi roman: 56 Yazan: M. TURHAN TAN Eroin satanlar Yakalanan kaçakçılar hakkındaki tahkikat Çadırcılarda 29 mımaralı dükkânda hurdacıhk yapan Ahmedle metresi 22 yaşlarındaki Hikmetin eroin sattıkları ihbar edilmiş ve yapılan tarassud neticesinde eroin satarlarken suç üstünde yakalanarak kaçakçılık bürosuna gönderilmiştir. Tarlabaşmda kahvecî Ali ve arkadaşlan ihbar üzerine yapılan anî bir baskın neticesinde 2 buçuk kilo esrarla yakalan" 1 mışlardu . Pangaltıda Sungur sokağında 132 numarah evde oturan Osman Nuri oğlu Faruk Özenin, Pangaltıda Dolabdere caddesindeki Vahramın dükkânı önün de gizli bir surette eroin kullandığı görülerek yakalanmıştır. Halkın şikâyetleri Dahiliye Vekâletinin nazarı dikkatîne ,, Aklı bozuk bir hır sız Fransanın Üç ay on beş güne mahkum oldu Siyasî icmal para sıkıntısi Padişah hakarete kanıksamıştı! Ocaktan gelecek tarizleri, taarmzları artık mühîmsemiyordu, gururu kanaya kanaya onlara kafa tutmak istiyordu O iş olmıyacak. Hemen Ocağa haber yolla. Çıngeneyi de ok işlerinden uzaklaşhr! (1) Ocağa karşı bu yeni mağlubiyet Hünkârın ruhunda yeni bir yara oldu. Artık hayata küskün, kâinata küskündü. Elinden gelse tek bir Ocaklıyı yüzü görülmiyecek köşelere kaçacaktı. Lâkin o; Yıldr nmların, Fatihlerin, Yavuzların, Kanunilerin aldıkları terbiyeye malik değildi. Onlar, mukaddes bir sel gibi coşa coşa, dalgalana dalgalana dünyanm dört bucağına kol kol akan Türk gücünün ilâhî cazibesine gönül verecek ve o selde bir köpük rolü oynıyacak kudreti kazanmışlardı. Sultan Mahmud, ayni giicün fütura düşürüldüğü ve ayni feyizli selin kaynağma kapanıp da Türk namma söz söylemek hakkmın Türk olmıyanlarm ağzr na düştüğü bir devirde yaşıyordu. Kendisi de o devre lâyık bir terbiye sahibiydi. Türk bayrağını kürenin göbeğine dikmek azmile cihanlar aşan, cihanlaj dolaşan kahramanlarla yola düsmek şöyle dursun, îstanbuldan bir adım bile dışan çıkamıyordu. O kahramanlar uyuyor, kah" ramanhk da artık ölüyordu. Yaşıyan, kara bir cehille miskinliği maskeliyen kaldınm kabadayılığı idi. Fakat padişah o cehle boyun iğmekten, hamaset rolü oynıyan o miskinliğe saygı göstermekten kendini alamıyordu. Çünkü ayni devrin adamı ve o kütlenin padişahı idi. Bununla beraber içinde çok döğüldüğü, çok sövüldüğü için tokattan ve küfürden yılmazlaşmış bir çocuk cür'eti tekevvün etmeğe başlıyordu. O gibi çocuklar kendi keyiflerine, heveslerine uy" gun bir hamle yapmak istedikleri vakit duyacaklan tekdirle yiyecekleri dayağı düşünürler ve yapacakları işin zevkini muhtemel cezanın acısile karşılaşhrdıktan sonra pervasızlaşarak tasarladıklan zevki yakalamağa koşarlar. Sultan Mahmud da hemen hemen o durumdaydı. Ocaktan gelecek tarizleri, taarruzlan artık tnükimsemiyecek kadar hakarete karşı kanıksayış duyuyordu. Lâkin izzeti nefsine, padişahlık gururuna açılan yaralar bu haletle de merhemlenmiş değildi. Gururu kanıya kanıya Ocak halkına kafa tutmak istiyordu. Bu ruhî kargaşa arasmda onun ilk hareketi Yeniçerilerden uzak kalmayı kararlaşhrmak oldu. Sonbahar günlerinin yaklaşması üzerine Beşiktaştan Topkapı sarayına göçetmek lâzım geliyordu. Hünkâr bu lüzuma kulak asmamak, Istanbul yakasına geçmemek suretile Ocaktan ve Ocaklıdan hiç olmazsa bes. on kilometre uzakta bulunmak azmindeydi. Mahud Çingene Hasan meselesinde Nakilciyi Başçukadarın kışkırthğını Gülhaneli Hüseyin namma Deli Şerife tarafından sunulan jurnaldan anladığı ve bu ihtiyar mabeyncinin Ocağa candan bag" lı olduğuna artık kanaat getirdiği i" çin karannı ona açmıyordu, başkalarile de müşavere etmiyerek Beşiktaş sarayında bir münzevî gibi ömür geçiriyordu. Fakat Başçukadar Ömer Ağa, kanun adını verdiği saray teamüllerinden, saray an'anelerinden en küçük bir şeklin dahi ihmal olunmasma müsaade demiyecek kadar sert bir adamdı. Sonbahann eniko" mı belirmesine, ağaçların yavaş yavaş çıplaklaşmasma, kuşların nağmeye perhiz tutup yuvalanna çekilmelerine, yağmurlann sıklaşmasına, yalılardan şehre göçlerin başlamasma ragmen Hünkârın Topkapıya taşınmayı dile bile almadığını görünce maksadı sezinsedi, hiç o değilden yaptığı bir iki sınama ile de efendisinm Yniçerilerden uzak kalmak kaygusuna kapıldığına kanaat getirdi ve bu hali kanuna hürmetsizlık sayarak gene Nakilciye haber yolladı. îşte bu iman onu bir kere daha Nakilciye başvurmak zorunda bıraktı, düğün arifesinde bulunan ünlü zorba da işi Yeniçeri Ağasma havale erti. Nakilcmin • bütün dalaverelerinde olduğu gibi bu sefer de orta ustalarmı, odabaşılannı kıskırtmayıp da padişahı ürkütmek vazifesini en büyük Ocak âmirine yükletmesi şu şeytanî düsünceden ileri geliyordu: Ağa, sarayca seçilmişti. Bütün ruhile Yeni" çeri de olsa kendisini yükselten Hünkâra karşı şükran duygusu beslemekten geri kalmıyacaktı. Nakilci, önemli bir durumda Ocak menfaatini baltalıyabilecek olan bu duyguyu sarsmak, Hünkârla Ağanm arasmı açmak istiyordu. Ayni zamanda bir saraydan başka bir saraya göçetmek işine burun sokmayı bir takım ustalann nahoş bulmalan binde bir nisbetinde de olsa muhtemeldi. Nakilci böyle bir zayıf ihtimalle dahi karşılaşmayı istemediğinden araya Yeniçeri Ağasını koymayı akıllılık sayıyordu. Ağa, Nakilcinin nasıl iki yüzlü bir politika güttüğünü anlamakla beraber omuzuna yükletilen vazifeyi kabul etmemezlik yapamadı. Çünkü Nakilci, bir kaç yıl önce bir Yeniçeri Ağasmı sokak ortasmda kendi yoldaşlanna parçalatmıştı. Zorbalar üzerinde böyle yaman işleri yaptırtacak kadar söz yürüten bir adamı gücendinnek tehlikeli bir cür'et olurdu. Lâkin padişahı «burada oturma, $urada otur!» diye zorlamak da hayli çirkin bir işti. Yeniçeri Ağası, o tehlike ile bu çirkinliği uzun uzun ölçtükten sonra bir zekâ oyunu tasarladı, Ocak işlerini görüşmek bahanesile huzura çıkarak ötedenberiden söz açü ve bir münasebet düşürerek şöyle bir tekerleme savurdu: Ben kulun bir zamanlar Balat kolluğun beklerdim. Vakit kıştı. Kömür bulamazdım. Yılda yirmi kuruş dirliğim vardı. Onunla ancak karnımı doyurabiliyordum. Usulümüz ise kaldırım taşlarma yaslanarak nöbet beklemekti. Don tut muş taşlar üstünde kaburgalanm buz ke" siliyordu. Lâkin serde genclik vardı. Sanki sıcak yaz günlerinde çknenlere uzanıyormuşum gibi hoşluk duyuyordum. Sonra yaz geldi, yüreğime de bayrama kavuşmuşum gibi ferahlık yayıldı. Bununla beraber o kış günlerinin zevki de içimden silinmedi. Çünkü Ulu Tanrı her m e v sime bir güzellik vermiştir. Kışm dahi kendine göre bir kokusu, bir tadı var. Meselâ Beşiktaş sarayı yazm cennet glbidir. Bahçesinde bülbüller öter, dağlarında çeşid çeşid kokular uçuşur. Lâkin kış günlerinde Topkapı sarayı cennet, buralan da beyaban olur! Hünkâr, korkunç Ocağın ağzile konuştuğunu kuruntuladığı Ağanm o agıza yakışan dili kullanmayrp da nazik bir üs lub seçmesinden memnun oldu. Fakat herifin maksadını acığa vurdurmağa çalışmaktan da kendini alamadı: Bu temsilden meramın, dedi, be~ nim Topkapıya göçetmekliğimi mi tavsiye etmektir? (Arkası var) (1) Bu Çingene Hasan hâdisesi hakkmda Cevdet Tarihinde (C: 11. S: 316 317) İki vesika vardır. Bırinci vesikada Yenlçerilcrin homurdanması anlatılırken: «Şevketlu padişahımızm kademi hümayunu kala kala bir Kıptı ağzma mı kaldı» dcnildiği tcsbit ve ikinci vesikada Başçukadarın huzura çıkarak birkaç Mabeynci önünde: «Ağzını açıp gözıinu yumduğu» tasrıh olunuyor. M. T. T. MÜTEFERRÎK Konservecilerin müracaati Evvelki gün Şehir Meclisinde Belediye zabıtası talimatnamesinin konserve imalâthaneleri hakkındaki maddeleri müzakere edilirken azadan birinin teklifi üzerine konserve tenekelerinin üzerine ay ve gün kayıdlannın konulmasma dair bir fıkranm ilâvesi konservecileri memnun etmemiştir. Konserve sanayii erbabı dun Ticaret Odasına müracaat ederek yağlı konserveler haric olmak üzere diğer konservelerin beş seneye kadar dayandığı, tenekelerin üzerine imal tarihi yazılınca halkın altı ay evvelki konserveyi dahi almaktan is » tinkâf edeceğini söylemişlerdir. Şimdi konserve tenekeleri üzerindeki etiketlere sadece imal edüdiği sene yazılmaktadır. Fakat kâğıdlar her sene yenilenmektedir. Halbuki teneke üzerine kabartma yapılırsa buntı bir daha değiştfrmek imkânı kalmıyacak ve halka konservenin senelerce dayanabileceği de anlatılamıyacaktır. Konserveciler, tktısad Vekâletrne müracaatle bu işin hallini istiyeceklerdir. tş emniyeti nizamnamesi Iktısad Vekâleti işçi sağhğı nizam namesinden sonra iş emniyetine taalluk eden ağır ve tehlikeli işlerle bu işlerde çalışması caiz olmıyan kadın ve çocukların vaziyetine dair nizamname projesini de hazırlamıştır. İki nizamname de Devlet Şurasına sevkedilmiştir. Yumurta ihracatı Yumurta ihracatımızda son zamanlarda görülen canlanma iyi bir şekfl almağa başlamışfır. Italya ve Yühanısfana dün 800 sandık bir parti gönderilmiştir. Bundan başka diğer siparişler de alın mıştır. Halbuki geçen mart &y\ zarfmda tstanbuldan ihrac olunan bütün yumurtaların yekunu 850 sandıktır. 23 nisan bayramî Dün, Vilâyette Vali rmıavini Hüdainin yanmda kaza kaymakamları tekrar bir toplantı yaparak 23 nisan Çocuk bajTamında yapılacak merasim hak kmda Halkevlerile müştereken yapılan programı tetkik etmişlerdir. Bir hafta devam edecek olan bu bayram için bir çok müsamereler hazırlanmıştır. Merasime iştirak edecek çoeukîan taşıyan bir otomobil kafilesi Taksime giderek Atatürk abidesine çelenk koya caklardır. Memleketimize gelecek tngiliz seyyahları Memleketimize yakında büyük bir İngiliz seyyah kafilesi gelecektir. Londrada kâin Piccadillyda Avglohellute Toirs itd müessesesi tarafından tertib edilen bu seyahat hakkmda Londra elciliğimizin verdiği malumata göre ek serisi Lcndra Üniversitesi profesör ve talebelerile diğer maruf zevatın dahil bulunduğu bu 150 kisilik sevyah kafilesi nisan avı zarfmda Akdenizde bir tenezzühe çıkacak ve bu arada Dikili, Bergama. Çanakkaledeki Trova harabelerini gezeceklerdir. Cok mühim sah sivetleri ihtiva eden bu seyyah kafile sine arlâkadar memurin tarafından icab eden teshilât eösterilecektir. Safranbolu Halkevinde bir müsamere Safranbolu (Husus) Halkevimi zm gösteri kolu tarafından konferans salonunda «Zehirli kucak» piyesi temsil eHemen tasrih edelim ki Omer Ağa, dilmiştir. padişahın en sadık kölelerindendi. Lâkin Beş yüzden fazla davetli tarafından bu sadakat, sahibini uyurken rahatsız eher safhası alkışlanan bu piyeste rpl alan den bir sineği öldürmek emelile kocaman nıuallimlerin her biri iyi çalışmışlar ve bir taş yakalayıp o müz'iç hay\rana yapış" rollerinde ayrı ayn muvaffak olarak al ' bran ve bu darbe ile hem sineği, hem de kışlanmışlardır. Memlekette hali faali sahibini öldüren ayının tasıdığı duyguya yette bulunan frengi mücadele teşkilâtıbenziyordu. Çünkü kendisi cahildi, yalnın mesaisine manevî bir muzaheret manız görenekle dknağını beslemişti. Bu sehiyetinde olan bu piyes tam zamanında beble Ocağın saraydan kuvvetli olduğuovnanmış, sıhhî, içtimaî birçok faydalar na kanaat beslivordu. Genc Osman. Deli temin etmiştir. Ibrahim, Dördüncü Mehmed, îkinci Mustafa, Üçüncü Ahmed, Üçüncü Se" Bomba ile balık avlarken lim, Dördüncü Mustafa gibi padi<=ahlarm Yeniçeriler tarafından nasıl ezildikleSaray (Hususî) Saraym Yenimarini bildiği ve son iki hükümdann kanlı a hallesinden tenekeci Hüseyin; yaptığı kıbetlerini ise gözile gördüğü için efendi" sişeden bir bomba ile balık avlamak için sini Ocağa karşı daima uysal bulundur Toksu deresi kenarında bombayı ateşlemak istiyordu. Onun dar düsüncelerine miş, fakat bomba daha suya atılmadan göre muhafazası lâzım gelen şey tac ile Hüseynin elinde patlamıştır. Bu infilâk tahttan ibaretti. Seref meselesi hele ha neticesinde zavallının sağ eli bileğinden yatla saltanat ikiz sayıldıktan sonra " lopmuş ve yüzünd? de ağır yaralar ol çok geride kalacak mefhumlardandı. duğu halde hastaneye gönderilmiştir. Otobüs tahkikatî Otobüs tahkikatî hakkmdaki fezlekenin Ankaraya gönderildiği yazılmıştı. Vekâîet, bu tahkikatî da kâfı görmiye rek veniden tevsiinî istemiştir. Mülkiye teftiş heyeti reisi Ankarava gittiğin den tahkikatî buradaki müfettişler idare edeceklerdir. Büyükçekmecede askerî malul Sehrîn muhtelif semtlerindeki dört evHacı oğlu Mustafa imzasile aldığıden birçok eşya aşıran, fakat sonunda ya" mız mektubda deniliyor ki: «Mart ayının son gecesinde son kayı ele veren Sedad isminde bir eroinoderece hasta olarak evimde yatıman, dün asliye ikinci cezada 3 ay 15 gün yordum. Saat 10,5 sularmda bir hapse mahkum olmuştur. jandarma gelerek beni karakola Suçlu, her suçu için üçer aydan bir davet etti. Hastalığımı söyledim, (| seneye mahkum olmuşsa da akıl hastagötürülmek hususunda ısrar gö nesinde yattığı için cezası tahfif edilmişrünce keyfiyeti müstacel bir mesetir. le zannederek giyindim, karakola gittim. Orada bana< senin 50 kuSuçlu Sedad mahkemede her şeyi îtîruş hayvan vergisi borcun varmış. raf ederek: Yann sabah tahsildar gelinciye ka€ Akıl hastanesinden yenî çıkmış • dar burada kalacaksın> dediler. tun. Parasız kaldım.. Çaldım» demistir. Elli kuruş barcumu vereyim de evime gideyim, dedim, «biz tahsilŞEHİR tSLERl dar değiliz!» cevabı verildi. Hastalığımdan, o soğuk gecede alıkonulAtatürk köprüsü Diğer taraftan Fransa, devletler ara» duğum takdirde büsbütün fenala Atatürk köprüsü dubalaruıdan biri sındaki vaziyetin karışmasından ve ger« şacağımdan bahsedecek oldum, geçenlerde yerine konmuştu. tkincisi de ginleşmesinden dolayı son derecede artır» «geber!> cevabını aldım ve itile kabugünlerde konacaktır. Köprünün promağa mecbur bulunduğu müdafaa maw kıla içeri atıldım. Meğer bu muajesini yapan mütehassıs Pijo şehrimiz meleye yalnız ben manız kahnaraflarmı kapatmak için yeni yeni parai de bulunmaktadır. Dün Pijo'nun da işmışım. İçeride, kahvelerden, evlertirakile Belediye Fen heyeti müdürü membalan aramak zarureti karşısmdi den toplanan birçok borclular elHüsnü, tmar Bürosu müdürü Ziya, kalmışhr. Halbuki Fransanın para işlerj lerinde paralan olduğu halde saKöprüler müdürü Galîb bir toplantı ya ve ikhsadî vaziyeti esasen o kadar bo « bahleyin tahsildarın gelmesini bekparak köprünün iki başında açılacak zuktur ki değil bu yeni fevkalâde mas * leşiyorlardı. meydanlar hakkında tetkikatta bulun raflara para bulmak alelâde masarifinl Bu muamele çirkin ve gayrika mtışlardır. bile kapatmaktan âcizdir. nunî değil midir? Şu maruzatımı, İkhsadî buhran ve beynelmilel vazî • Çukurovadan getirilen böyle kenarda köşede kalanların yet, Fransanın haricî ticaretinin üçte ikw bu karakoldan çektiğini anlatmak hayvanlar sini mahvetmiştir. Haricde muhtelif işle» için alâkadar yüksek makamlann Belediye ile Kasablar şirketinin iş re yatırmış olduğu yüz milyarlarca altıd nazan dikkatine vazetmenizi rica tirakile kurulan yeni şirket tarafından ederim.» franklık sermayeler artık Fransaya parai Çukurova havalisine sipariş edilen yedi Bu vatandasın şikâyetinî olduğu vagon hayvan dün şehrimize gelmiştir. getirmemektedir. Dahilde sağ ve sol par* gibi yazdık. Dahiliye Vekâletinin Bundan başka sekiz vagon hayvan da tılerin zıddiyeti, faşist ve komünist mü* bu hususta ehemmiyetle nazan dikha gelecektir. Bunlar piyasaya arz,edil cadelesi Fransanın dahilindeki tükenme* katini celbeder ve seri bir tahkikat dikten sonra toptan canlı havvan fiat sermayeleri harice kaçırmıştır. yaptırarak, bu iddianm doğru olup lannda yüzde yirmi nisbetinde bir te 1926 da frangın eskisine nazaran beş* olmadığmı ve doğruluğu tahakkuk nezzül olacağı tahmin edibnektedir. te biri nisbetinde bir kıymette istikra< ettiği takdirde mes'ullerinm cezabulması sayesinde bütün dünya altınlarj DENÎZ tSLERl landınlmasım isteriz. Fransaya akarkenbu memleketin altmlari Karadenizde fırtına var birkaç sene içir^e dünyanm dört bir ta« ' îki gündenberi devam eden yağmur rafına kaçmışhr. larla beraber dün kuvvetli bir yıldız Blum, son malî projesmin esbabı mu» poyraz fırtınası da başlamıştır. Karade cibe lâyihasında ahiren Fransadan 88 nizden gelen gemilerin kaptanlannm milyar franklık sermaye kaçmış olmasj verdiği malumata nazaran Karadeniz devlet bütçesinin muvazenesini bozduğu» de hava sert, sisli ve yağışlıdır. nu, 43 milyar 200 milyon franklık açılj Fırtına dolayısile dün küçük gemiler bıraktığmı ve hiç olmazsa 40 milyaf Boğazdan çıkmamışlardır. franklık istikraz yapmak mecburiyetind^ Uyuşturucu Maddeler înhîsari, onulngiltereden alınan şilepler bulunduğunu söylemiştir. Fransız Baş • müzdeki afyon alım mevsrmine aid pr<^ îngiltereden satın alınan j'eni şilep vekilinin bu izahı bu muazzam devletiıi gramını tesbit etmiştir. ötedenberi daima lerimize Denrir ve Bakır isimleri veril dünya politikasında rolünü aksatan par^ mıîstahsil lehine tedbir almağı kendine miştir. sıkıntısınm nekadar büyük olduğunu iza* prensip ittihaz eden ve geçen seneki neŞileplerimîzden biri kömür yükile ha kâfidir. Hep bu para sıkmtısı yüzün * tîcelerl de gözönünde tutan înhisar îdaKardiften tskenderiyeye hareket etmiş den Fransada kabineler üstüste devrili • resi, bu sene de yeni tedbirleri gene ayni tir. Hamulesini oraya boşalttıktan son yorlar. Fakat, bu buhranlar yalnız paraj gayenin icablanna göre almıştır. ra ay sonuna doğru limanımıza gelecek ve masraf karşılığı bulmaktaki zorluktaıl Afyon mubayaatı bu sene de gene tir. ileri gelmiyor. Daha derin sebebleri var» doğrudan doğruya müstahsilden yapıla" dır. * ADÜYEDE caktır. Gene geçen seneki gibi Idare asgaHayli zamandanberi sağ ve sol partî* Hırsız amele rı 1 kiloya kadar afyon kabul edecektir. leı arasında içtimaî, ikhsadî ve siyasî akîl Geçen sene, Idarenm mıntakalara Beykozda Çayır caddesinde 88 numamuayyen zamanlar için eksperler gönder ralı Alinin kahvesinde yatan Beykoz deler itibarile derin bir zıddiyet hüküm] mesi bazı itirazlan celbetmişti. Bu sene, Kundura fabrikasmda amele Ali, ça sürüyor. Her cenahın içinde bile birliü her mıntakada daimî înhisar eksperleri lıştığı kısımdan çaldığı iki kundura kö ve ahenk yoktur. Her biri devletin parai bulundurulacaktır. Her müstahsil 1 ki selesini dışan çıkanrken kapıda yaka sikıntısma çare ararken kendi partisininl loya kadar afyonu dahi olsa, bunu en lanmış ve meşhud suçlar mahkemesin düşüncelerini, mensub bulunduğu sınıfij yakın Ziraat Bankası şubesine gotürüp de 2 ay on gün hapse mahkum olmuştur. içtimaî prensiplerini, siyasî akidelerinj malî tedbirlerin içine yerleştirmek istiyor, ı daha analiz yapılmadan derhal tutarının Tevkif edildi Bundan evvelki hükumet yani sollar • yüzde 80 nini alacaktır. îstamVul İkinci Noter Başkâtibi Fahri dan radikal sosyalistlerin lideri Şotan'ıH Uyuşturucu Maddeler înhisan înce ve hakkmda ötedenheri tahkikat yapıl kabinesi para sıkmhsına karşı tedbirlel temiz toplanmış, konaksız afyonlara da makta idi. lmak içia fevkalâde salâhiyet istediğl ha fazla kıymet vermektedir. Kalitesi Müddeiumumilik tarafmdan birinci zaman projesinde sermayeye, kambiyq| düşük çok afyon yerine az, fakat kalitesi yüksek konaksız afyon istihsal etmek müs sorgu hâkimliğine gönderilen Fahri, dün serbestisine ve istihsale dokunmamışri dokunmak partinin) tahsilin menfaati iktizasından bulunmak yapılan sorguyu müteakib tevkif edil Çünkü bunlara miştir. temsil ettiği küçük sermaye sahiblerinin) tadır.Bu arada müstahsille Inhisar îdaresi ve orta burjuvazinin menfaatlerine do w arasında mevcud muamelâtın icab ettir Yumurta ihracatçılari dün unmak olurdu. { diği formaliteler daha basitleştirilmiş ve müstahsilin asgarî bir zamanda malmı Mumaileyhi istihlâf eden sosyalistle ^ toplandı teslim edebilmesi imkânlan temin olun îş dairesi İstanbul bölgesi âmirliği rin lideri Blum frangı tevzine mahsus ser* muştur. înhisann merkez lâboratuan da, mayeyi fevkalâde müdafaa masarifi ka* yumurta ihracatçılarile yumurta işçi analizlerin süratle yapılması için takviye sasma vermek istemiş, âyan bu işe razj leri arasmda hâdis olan vaziyetin esa edilmiştir. olmamıştı. Şimdi de sermaye üzerine ver» smdan halli için dün yumurta îhracat %\ koymak, kambiyo işlerini devlet baa» Înhisar îdaresi, her sene olduğu gibi çılannı bir toplantıya çağırmıştır. Son kası inhisan altına almak, devlet esha • bu sene de, Ziraat Bankasile alım işi üzerinde temaslara geçmek üzere bulunmak vaziyeti ihdas eden sebebler bu toplan mma aid tediyeleri tatil etmek gibi ser • tadır. Bir taraftan da müstahsille temasa tıda tetkik edilmiştir. îş dairesince işçi maye sahiblerinin sırtmdan fevkalâdd geçmek ve toplama usulleri üzerinde on er de dinlenecek ve böyle bir vaziyetin masraflan çıkarmak pro]'esinî ileri sür • lan irşad etmek üzere Înhisar mütehas tekerrür etmesine meydan verümiye müştür. Neticede gene partiler ve bahu> sus sollar, meb'usan ve âyan meclisleıf sısları mıntakalara dasılmaktadır. cektir. ıirbirine girmiştir. vrupa politikasında daima mu « him bir kuvvet ve amil olao] Fransanın son zamanlarda sürük^ leyicilik kudretini kaybederek başka büyük devletlerin arkasından sürüklenme # sinin ve evvelâ, selâmetini Sovyetlerle ittîfakta arayıp sonradan büsbütün İngilte* renin politikasma bağlanmasmm başlıcâ sebebleri millî ittihadm gevşemesi ve dün« kadar bütün dünyaya sermaye yetiştiren bir tasarruf ocağı olan Fransanın şimd! her devletten ziyade para sıkmtısı çek • mekte bulunmasıdır. Fransada umumî temayül sola kay • dığından iş başına gelen hükumetleri, bi| taraftan istihsali darlaştıran, pahalılığj artıran ve hazineye yeni yeni ağır yükler yükleten içtimaî kanunların açtığı yenî masraflara karşılık bulmak mecburiyetia* de bırakmıştır. Afyon alımı Inhisar idaresi afyonu bizzat müstahsillerden alacak Kadıköyünde jimnastik dersleri Muharrem Feyzl TOGAY Hâmid günü 9 nisan çarşamba günü öğleden sonıtl Üniversite konferans salonunda, Üni • ersite talebeleri tarafından bir Hâmia günü tertib edilmiştir. Bu toplantıda Fuad Köprülü, Ali NS» had ve İsmail Habib; büyük şairin ha » atı, şiirleri hakkmda söz söyliyecekleC ?e gencler tarafından Hâmidin şiirlerî okunacaktır. öğleden evvel Üniversite genclerin • den mürekkeb kalabalık bir grup da Hâmidin mezanna çelenk kovacaktır. îcra mütehassısı tetkikat yapıyor Bir müddet evvel memîeketimize gelen icra mütehassısı profesör Leyman, dün, Be}rkoz ve Üsküdar icralannda tetkikat yapmıştır. Mütehassıs. bugün îstanbul Adliye sinde kendisine tahsis edilen odada çalısTiıva başlıyaraktır. Profesör Leyman, İstanbul icrasım merkezi olarak intihab etmiştir. Cumhuriyet Abone şeraiti Muallimlerin meslekî bilgilerini arttırmak gayesile Kültür Direktörlüğünün Kadıköv Üçüncü orta mektebinde açtığı jimnastik kursu çok alâkalı olmaktadır. Bu kurslar haftada bir gün olmak üzere dört ay meddetle devam edecektir. Ye ilk mekteb muallimlerine mahsustur a , Nüshası 5 kunışrur Türkiyo Haric icin icin Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Alb aylık 750 » 1450 > Üc aylık 400 > 800 » Biz aylık 150 s Yoktus r 23 nisan Size çocuğu düşündürecek nm başlangıcıdır. hafta

Bu sayıdan diğer sayfalar: